Değerli ziyaretçilerimiz,

Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.

Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.

Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.

Sozlock Ekibi

Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. 21 ocak 2019 bursaspor fenerbahçe maçı

    devre arasında kadrosunu sadık çiftpınar transferiyle güçlendiren sarı lacivertli ekip sezonun ikinci yarısına iyi bir başlangıç yapmak istiyor.
    erzurumspor ve akhisar’ın kaybettiği haftada sarı lacivertlilerin puan kaybına tahammülü yok.

    ersun yanal’ın öğrencileri haftayı 3 puanla kapatarak kritik ümraniyespor maçı öncesinde moral bulmak istiyor.

  • 2. yılmaz özdil'in 2500 liralık özel basım kitabı

    “bu memlekette banka soyarken kar maskesi, ülke soyarken de atatürk maskesi taktılar.”
    - (bkz: uğur mumcu)

  • 3. inşallah fenerbahçe'yi küme düşüreceğiz

    60 yaş üstü insanların seminer benzeri bir ortamda kendi arasındaki şakalaşması... aynı ortamda bulunan eski fenerbahçe yöneticisi nihat özdemir de "vay bu ne terbiyesizlik" dememiş, bu şakaya gülüp geçmiş.

    -"inşallah fenerbahçe de, bu sene, kümede... düşüreceğiz." *kahkaha*
    -"eyvahlar olsun." *kahkaha*

    adamın fiili bir güçle fenerbahçe'yi küme düşüreceğini ima ettiğini sanmak, sanki böyle bir gücü varmışçasına, gereksiz bir alınganlık...

    fenerbahçe'yi böyle ucuz laflara takılacak kadar küçültmeyin.

  • 4. erkek yazarların en iyi yapabildiği yemek

    çok iyi ekmeğin arasına zeytin koyarım. zeytin tane tane olur, ekmek ise genelde arkadaşlarımın parmaklarını yemesine sebep olur.

  • 5. elin dangalağına verip onu yaşatmanın anlamı yok

    celal hocama çok saygı duymakla beraber bir soru sormak isterim aslında.

    ya araştırma için bağışladığın herhangi bir organdan yada iskeletten bir hastalığa çözüm bulurlar da, bir dangalak tedavi olur ve yaşarsa, yine sorun olmayacak mı?

    edit : msjla gelen soru ve yorumlar üzerine küçük bir açıklama.

    yapılacak organ bağışı sonrası kurtulacak kişinin (çocuğun) ilerde tüm insanlığa faydalı bir buluş, araştırma yapmayacağını nasıl bilebilir. araştırma için bağışladığı organın yapılan araştırma sonucu daha fazla insanin kurtulmasına nasıl kesin gözü ile bakılabilir.

    bu ihtimali kim hesaplayabilir. organ bağışı bekleyenler hep bilgisiz, faydasız ve fakirler mı?

  • 6. az bilinen görgü kuralları

    iban numarası ekran görüntüsü olarak atılmaz.

  • 7. yılmaz özdil'in hatasını belirten gence cevabı

    bilginin kaynagi dogrudur degildir o ayri konu. fakat tarih okuyan ve arastiran bir gence aciklama yapmak yerine kibirli bir sekilde cevap vermek hadsizliktir. kaynagini acikla dogruysa cocuk ogrensin, bilmiyorsan ve yanlisin varsa da duzelt.

  • 8. nusret'in çorabının suyunu sıkması

    hayatimda gordugum en gereksiz ve sacma paylasim. kardesim sen gida sektorunde calisiyorsun. yakisti mi sana? insan biraz dusunur paylasim yaparken.

  • 9. ilkokul birinci sınıftan akılda kalanlar

    bodrum kattaki 46 mevcutlu, tuvaletin hemen yanındaki sınıfımız. yavuz isimli sıra arkadaşım. sıra arkadaşımın beslenme olarak her gün ( gerçekten her gün) bazlama ve haşlanmış yumurta getirmesi.
    bir de hayatımın en trajik anlarından birini o zaman yaşamıştım. yaklaşık 4 yaşına kadar emzirildiğim için yeterince kalsiyum aldığımı düşünüyorum ve bugün bile sütten tiksinirim. pikniğe gidilecek herkesin annesi bir şeyler hazırlamış. bizim durumumuz kötüydü ama annem kendince hazırlamış bir şeyler. bir tane de kakaolu süt almış içersin diye. sütü sevmediğimi biliyor ama muhtemelen öğretmen ile konuşup alınmıştır o diye düşünüyorum şimdi sorsam hatırlamaz. neyse pikniğe gittik poşetimi açtım yiyecekler var kenarda da süt. tepki vermedim ama içimden anneme söylendim tabi. sonra hangi amaçla yaptığımı bilmiyorum, sütü açıp çimlere döktüm. olay orada koptu. sütü dökerken aklıma babam geldi. mevsimlik işçi, aldığı üç kuruş maaşı bana harcayan babam. onun parasıyla alınan sütü tadına bile bakmadan çime dökmüştüm. bu aptallığıma o kadar sinirlendim ki ağlama krizine girdim. ben kimim de canım babamın emeğini böyle düşüncesizce savurabilirim ? akşama işten dönecek babamı yolun kenarındaki duvarın üstünde bekledim. babam gelince üstüne atladım ve özür diledim ama ağlamadan. hatamı anlattım ve gözleri parladı hiç unutmam. tosunum buna mı üzüldün takma kafana dedi, dünyanın en yakışıklı adamı gibi gülümsedi. sadece bunu söyledi ve eve onun kucağında gittim.
    ne zaman hata yapsam düzelteceğime inancı hiç eksilmeyen, son gününe kadar dağ gibi arkamda duran, dünyanın en yakışıklı babası. dünyanın en güzel insanı. mekanın cennet olsun. oğlun hata yaptığında bugün bile düzelteceğine inandığı bir babasının olduğunu biliyor. hayatım boyunca kulaklarına hiç temas etmedi benim ağzımdan bu sözler ama olsun. duyuyorsun biliyorum. seni çok seviyorum babam. aslan babam !

  • 10. kadın bilim insanının olmaması

    sabah sabah ne içiyorsun dedikten başlık.

    iki kez nobel almış marie curie fazla fazla yeterken,

    diğer nobel alan bilim kadınları:
    (bkz: barbara mcclintock)
    (bkz: elizabeth blackburn)
    (bkz: dorothy crowfoot hodgkin)

    ayrıca neden marie curie bu kadar ünlü, nöbel ödülünü son dakika nasıl aldı öğren önce.

    edit: özelden meriç diyeninden tut da erkeklerin yüz karasına kadar laf eden var. mal mal mesaj atana gereken cevabı verip engelliyorum. olm adam başlıkta kadınları alenen aşağılıyor. sizi de bir kadın doğurdu, onun hakkını koruyan birine cahile devri arabı gibi saldırmanın lüzumu ne? mal mısınız? bence malsınız.

  • 11. ipsiz sapsız tayfasının yaptığı meslekler

    çok iyi bi üniversitenin sanat bölümünden mezun olup iş bulamadığı ve sevdiği kadınla evlendiği için inşaatta çalışmak zorunda kalıp,yaşadığı bir iş kazası sonuncunda hayatını kaybeden bilgili ve beyfendi bir arkadaş da burada ki bazı insanların tabiri ile (amele)ydi. namusuyla şerefiyle 3 kuruş para kazanmaya çalışan insanlar ipsiz sapsız bireyler değildir. oturduğumuz yerden insanları yargılamak belli kalıpların içine sokmak ne kadar kolay. asıl yapılması zor olan bu kokuşmuş ve yaşanılmaz hale gelmiş dünyada çalmadan çırpmadan onurla yaşamaktır.. zor ama bi deneyin..

  • 12. ilk çağ entry'leri

  • 13. sevgiliden duyulan en öldürücü cümle

    “seni sana anlatsam kim bu orospu çocuğu dersin.” daha ne olsun...

  • 14. duygusal bağ kurulan gıda maddeleri

    (bkz: erdinger)
    (bkz: schneider weisse)
    (bkz: paulaner salvator)
    (bkz: grolsch)
    (bkz: heineken)
    *
    (bkz: ezine peyniri)
    (bkz: ızgara yeşil zeytin)

    bunlar biterken hep üzülürüm.

  • 15. bir dakikalık olayı beş dakikada anlatan insan

    pek çok farklı yerden bakılabilir:
    1. tasvir gücü yüksek kişidir, kitap/senaryoda 10 dakika anlatılan bir durumu film sahnesine dönüştür, 10 saniyeye düşer. anlatıcı ayrıntılı bir tasvir yaparak olayı anlatmış demektir. sindirerek dinlemek gerekir. keyiflidir.
    2. kafası dağınık, dalgın kişidir. doğru sözcükleri seçemediğinden 3 cümleyle anlatabilecek olayı 10 cümleyle toparlayamaz. kendisine balık yağı alması önerilebilir.
    3. vakti çoktur, tek meşgalesi konuşmaktır. ortada olay olmasına bile gerek yoktur. ortada yüzüne bakarak konuşabileceği birini bulması yeterlidir. aklına geleni bodoslama anlatır da anlatır, konunun biteceği bir yer de yoktur. görüldüğü yerde kaçılması, olmadı ölü taklidi yapılması gerekir.

  • 16. göbekli kültürlü erkek vs kaslı kültürsüz erkek

    bu başlıkta kaslı ve kültürlü olduğumuzu belli ediyoruz.

  • 17. para tuzağı olan şeyler

    (bkz: vale)

  • 18. 2019 ekonomik krizi

    zamanın star, yeni şafak gibi yandaş gazetelerinde ekonomi yazarlığı yapan, o da yetmeyip mehdi eker'e danışmanlık da yapmışlığı olan, şu anda da karar gazetesi'nin ekonomi servisinin başındaki isim olarak yoluna devam eden ibrahim kahveci sizin için değerlendirmiş. *

    ibrahim kahveci nevşin mengü'nün konuğu

    "alt gelir gruplarının ücret artışlarına bakın, okuma ile ters orantılıdır. okuma yazma bilmeyenin ücreti üniversite mezunundan daha hızlı artıyor. alttaki seçmen kitlesi 200-300 lira ulufe alınca ülke çok iyi durumda sanıyor. bizi 16 yıldır şer güçler, almanya, fransa, hollanda besledi."

    "şu an türkiye'de kriz var mı? çatır çatır var. 2001 krizinde ülkede 70 milyon insan vardı, işsiz sayısı 2.3 milyon kişiydi. şimdi 80 milyon nüfusumuz var, mevsim etkilerinden arındırılmış işsiz sayımız 3.7 milyon. 2001 krizi'nin 1.5 katı sayıda işsiz sayımız var. bu sayıda işsiz varken biz türkiye'de kriz yok diyebilir miyiz?"

    "türkiye'de en alt gelir grubunun %10'unun geliri arttı, onun üzerindeki %10'un geliri arttı, onun üzerindeki %10'un geliri arttı, türkiye'nin en alt %50'sinin geliri sürekli arttı. en üst %5'in geliri artıyor. sistem herkesi yukarı çekmek için işlemiyor, sistem orta sınıfı alt'a çekiyor."

    bak allah'ın işine ki bizim dediklerimizi siyasal islamcılar da söylemeye başlamış, 1-2 yıl daha beklesek demek, ekşi'deki 2019 ekonomik krizi yazılarından da alıntılar yapmaya başlayacaklar.
    biz neler demişiz zamanında?
    eğitimli ve eğitimsiz arasındaki gelir farkı bu kadar asgari düzeye düşürülmüşken asıl sorun olan toplumun fakirleştirilmesidir
    türkiye'nin durumu nedir? 16 yıldır orta gelir grubunun sistematik olarak fakirleştirilmesi

    yani kızmayın millete, niye anlamıyorsunuz bilmem ne diye, onlar sizden fazla maaş zammı alıyor. bunların hepsi okuma yazma bilmemesine, hiçbir katma değer üretmemesine, vatanım dediği topraklara kalkınma adına hiçbir şey katmamasına rağmen oluyor. ekşi'de her gün doktor maaşı şöyle, öğretmen maaşı böyle diyenlerin ekseriyeti bu alt grup işte. yaşadıkları bal çukurunu hayat sanıp, insan hayatının böyle olması gerektiğine inanmış ve inandırılmış insanlar bunlar.

    orta sınıf olarak doğrudan maaşınızdan kesilen vergilerle, aldığınız benzinle, içkiyle, sigarayla, dışarda starbucks'ta yuvarladığınız kahvelerle bunları siz besliyorsunuz, kızmayın onlara. * sonra gelip burda toplumdaki sınıflar iyi mi kötü mü diye tartışın üstüne de, sanki bir sınıf kalmış gibi. benim üstteki yazılarımda belirttiğim, kahveci'nin de videoda söylediği gibi orta gelirli vatandaş bu toplumu ayakta tutmaktaydı, hala da güç bela deniyor bunu. fakat göreceğiz bu daha ne kadar devam edebilecek. orta sınıf bunu hazmedip alt gelirli duruma düşmeyi kabullenecek mi, yoksa sistem değişecek mi?

    hayırlı tıraşlar.

  • 19. netflix türkiye

    kendileri belirtmese de tercüman olmak için şu özellikleri barındırmanız gereken şirkettir:
    google translatte i ileri seviyede kullanmak,
    gerizekalı olmak,
    yaptığı işi siklemeyen biri olmak,
    özensiz iş yapmak,
    yaptığı işi götüyle yapmak.

  • 20. erkeklerin çalışmayan kadınla evlenmek istememesi

    21. yüzyılda insanlar yaşamak için çalışmak zorundadır. kadın, erkek, türk, kürt, müslüman, hindu fark etmiyor.

    islam dünyası bunu henüz tam kavrayamadı.
    (bkz: geri kalmışlığın ölçüsü olarak islam)

  • 21. sevgili bulamama sebepleri

    aradım, bulamadım, aramadığın zaman karşına çıkar dediler, aramayı bıraktım, bulamadım. evden bile çıkmıyorum artık, çok iyi aramazsam bayağı iyi bulamam diye düşünüyorum.

    not: bir de güvenmiyordur kimseye

  • 22. minibüsçü terörü zam yapılırsa çözülür

    minibüsçüler maddi olarak zor bir dönemden geçiyor. o nedenle kadınlara tecavüz ediyor, araçların ve yayaların üstlerine sürüyor, gece gündüz, hastane okul demeden dat dat kornaya basıyor, ses çıkaranı 20 kişi toplanıp dövüyorlar. böylece kirayı faturaları falan çıkarıyorlar en azından. zam yapsan hepsi çözülecek. hepsi eğitimli kültürlü olacak.

  • 23. müjdat gezen'in gözaltı olayını kitaplaştırması

    ben de gecen gun yolda beni hatali sollayan bir dallamayla ilgili kitap yazmayi dusunuyorum onumuzdeki 3 gun icerisinde. kirmizi kedi yayinevi + halk tv + keriz tayfasi numaralarini bilen varsa yesillendirsin. bu arada adam beni sollarken ataturk'e kufretti.

  • 24. erkeklerin bacaklarını açarak oturmasının sebebi

    he he, hödüğüz, hanzoyuz, yanımızdaki insana saygımız yok demeyin de, bla bla yapın. türk erkeği penis boyu ortalaması 22 cm, taşak ağırlığı 2 kg çektiği için kapanmıyor bacaklar tabii.

    oğlum siz niye bu kadar beyinsizsiniz? millet size bacak aranıza japon yapıştırıcı sürüp, 1 milim bile boşluk bırakmayın mı diyor? hepimiz biyoloji dersi aldığımızdan beri anatomik farklılıklarımızın olduğu ve sizin bacaklarınızın biraz aralık durması gerektiğinin farkındayız. yalnız 30 cm çükünüz olmadığına göre, arada 30 cm boşluk bırakmayın bir zahmet.

    hayır yani bir prezervatif firmasını çük boyunuz konusunda yanıltıp, bizi cümle aleme rezil ettiğinizi herkes biliyor. anket yapılan erkeklerin neredeyse yarısı, benimki xxl dediği için az daha firma batıyordu.

    buyur http://www.hurriyet.com.tr/…orta-boy-aldilar-188147

    neyse asla penis boyunuzla dalga geçmiyor, geçeni kınıyorum. sahtekarlığınızla dalgamı geçerim ama :).

    bu mesele ne sadece kadınların, ne de sizin tiksindiğiniz feministlerin derdi. başlık altında bu durumdan şikayetçi pek çok medeni erkek olmuş zaten.

    daha önce anlattığım bir anımı anlatarak, erkeklerin de bu durumdan rahatsız olduğunu somutlaştırayım. efendim, bir vakitler ingilizce kursundaki abd'li bir hocamıza, ülkemizde en çok hangi durumdan rahatsız olduğunu sormuştum. adamcağız da, bu erkeklerin bacaklarını ayırarak oturma meselesini söyledi hemen. sonra sınıfın oğlanlarına dönüp, 'türk erkekleri niye bacaklarını ayırarak oturuyor?' diye sordu. uzakdoğu dahil pek çok ülkede ingilizce öğretmenliği yapmış ama hiç böyle bir durumla karşılaşmamıştı. sınıfın oğlanları kızardı, bozardı, hık mık yaptı kaldı. diyemediler biz türk erkeklerinin çük boyu, siz amerigalıların en az iki katı falan diye. kadın olsaydı hoca, kesin 'şimdi hocam biliyon mu bizim sizden farklı olarak çük ve taşağımız var.' derlerdi eminim.

    o yüzden geçiniz anotomik farklılık ve sağlık meselesini. düzgün oturmayı beceren erkeklerin çükü yok mu? hepimizin yakın gelecekte hödük, bencil, saygısız insanın azaldığı bir ülkede yaşamasını temenni ediyorum.

  • 25. ekşi itiraf

    doğu karadenizliyim. yöre gereği 13-14 yaşlarından beri tüfekle tabancayla haşır neşir bir şekilde büyüdüm. şöyle ki, ilk avıma 15 yaşında domuz avlamak üzere çıkan biriyim. bugün tatil için geldiğim memleketimde, zemheri mevsimde doğada karınca gibi çoğalan, “kara kuş” dedikleri hayvanı avlamak için yola koyuldum. dağın başındaki geçit bölgesine, yakından tanıdığım bir amca iki kazık dikerek ortasına siyah ağ örmüş. hani tüfekle vurma işini de aşıp, böyle basit tuzaklarla yakalama amaçlı kurulan geniş ağlardan.

    saat 14 gibi tüfek omuzda dağda gezerken, ağa kocaman bembeyaz bi’ baykuşun yakalanmış olduğumu gördüm. küçüklükten beri baykuşlara büyük hassasiyetim var, oldukça vahşi olmalarına rağmen çok tatlı buluyorum kerataları. muhabbeti bilenler bilir, ergenliğimi inci’de geçirdiğimden olsa gerek. neyse, kuş minik ayakları üstten bağlanmış bi’ şekilde asılı kalmış can çekişiyordu. muhtemelen 2 gündür oradaydı zira peder bey ağların 3 gün önce örüldüğünü söyledi. bilirsiniz, bir gece kuşu olarak bilinen baykuşun gözlerine o ağda asılı halde öyle bir güneş vuruyordu ki, gözleri kıpkırmızı olmuş, kanatları ve ayakları da ağlara dolanmış, hiçbir şekilde hareket edemiyordu. dolandığı ağ zorunluluğuyla oluşan hareketsiz pozisyondan dolayı kuş güneşe bakarken bi’ göz göze geldik ki, pek duygusal biri de değilimdir ama içim gitti amına koyayım.

    yanımdaki isviçre çakısıyla ağları kesmeye çalıştım fakat kanat aralarına arapsaçı gibi dolanan ağları bi’ türlü kesemedim. bi’ tarafını kesip zarar verme korkusuyla da çok hassas davranıyorum. aşağı yukarı bir kilometre yukarı çıktığım dağdan tekrar dağ evine doğru indim makas falan almak için. bir saate geri geldim ve küçük ameliyat makasıyla ayak ve kanatlarındaki ipleri tek tek kestim. bir yandan da temkinli davranmıyor değilim. kuş her ne kadar bitkin olsa da hayvan gibi valla, sağlam haliyle adamın gözünü çıkarır, oracıkta amına koyar. leptop ekranı kadar boyutu var yani düşünün. ama bembeyaz yahu, melek gibi bir şey. her neyse, ağları zar zor tamamen kesince hayvancağız lap diye yere düşüp doğrulmaya çalıştı. yanımda şu ayıklanmış çekirdeklerden vardı, kurtulunca belki yer diye bir metre kadar ileriye dökmüştüm. gözleri kapalı bir şekilde çekirdeklere gidip dört beş kez gaga attı ve birkaç metre yürüdükten sonra alçak alçak uçup saniyeler içerisinde az ilerideki ufak karanlık mağaraya girdi.

    ulan mal gibi kaldım böyle. ne av hevesi kaldı ne de dağ. sanırım son ava çıkışımdı bence. yaktım bi’ sigara ve yere oturdum. etrafa bakınca sağda solda en az 1 gün uğraşılıp yapılan ağ tuzakları gördüm. hepsinde de iki üç tane kara kuş yakalanmıştı. kafam attı, bu kuşlar baykuştan çok daha küçük olduğundan kurtarması kolay olur dedim, ağların hepsini makasla delik deşik edip attım kenara. kuşların serbest kaldıklarında çıkardıkları sesi dinlemek de paha biçilmez tabii.

    enver abi, öncelikle burdan senin ta amına koyim. ağlarının anasını sikip attım, muhtemelen iyi de zarara uğrattım. akşam bizim pederle muhabbet ederken “hangi göt veren ağlarımı kestiyse bulup o götünü sikeceğim” demiş olduğun haberini alsam da, babam her şeyden habersiz evde vukuatı anlatırken içimden kıs kıs gülmemin keyfine hiçbir şeyi değişmem. ayrıca olay yerinde botumun bıraktığı ayak izlerini de tek tek yok ettim topraktan. zaten sigara izmaritini de cebime atmıştım, boşuna şarlokcülük falan oynama yani. 100 gram yağlı et için bi’ daha buralara tuzak kurma kitabını siktiğim.

  • 26. elim kırılsaydı da akp'ye oy vermeseydim

    muhtemelen sandığa yansımayacak açıklamadır. ilerleyen yıllarda daha çok göreceğiz bu açıklamalardan ama iş işten geçmiş olacak.

    "beraber yürüdük biz bu yollarda " şarkısının yerini "dönülmez akşamın ufkundayım vakit çok geç" şarkısı alacaktır.

    kaynak

  • 27. ali koç

    lan ben “bu adam ülkeyi yönetse keşke” diyodum... abow... ben bu işten hiç anlamıyomuşum ya...

    iyi ki dağdaki çobanla benim oyum birmiş lan...

  • 28. cüneyt çakır

    ligimizde her daim hakem hataları olmuştur ve olacaktır. çünkü insanın var olduğu her yerde hata da işin bir parçasıdır. dünyanın birçok liginde de hakemlerin performansına bağlı uygulamalar mevcuttur.

    bakın bu cümleler nerede yazıyor bliyor musunuz?

    çok ilginç ama cüneyt çakır'dan şikayet eden son kalemiz, çubuklu efsanemiz, büyüklüğü tarif edilemeyen fenerbahçemizin resmi sitesinde...

    https://www.fenerbahce.org/…tay.asp?contentid=62605

    de haydi siktirin gidin... konu kilit...

  • 29. istanbul başakşehir futbol kulübü

    şampiyon olsa da eğlensek keşke. o gece tv kanallarının yurdu çeşitli yerlerinden 50-100 kişilik ak troll gruplarını göstermesi baya komik olacak.

  • 30. geç saatlere kadar uyumayanların ortak noktaları

    sabah erken uyanamamaktır.

  • 31. oğuzhan uğur'a verilen tarihi ayar

    türk gençlerine milliyetçi görünüp kendini sevdiren, aldığı eleştirilere karşı daima hakaret ederek karşılık veren, paranın köpeği olmuş bir adet vasıfsız insanın sadece ve sadece para için çektirdiği filme gelen yüksek dozlu güzel bir eleştiri olmuş, tebrik ediyorum.

  • 32. elleri kolları kedi tırmığı yarasıyla dolu insan

    beni bulsun dedigim insandir. biz birbirimizi anlariz.

  • 33. tedavisi olmayan türk hastalıkları

    herhangi bir yerde yürürken, karşıdan gelenle çarpışmamak adına, en ufak bir hassaslık göstermeme hastalığı.

    nedir bunun altında yatan psikolojik etmen? karşıdan gelen size yol verince bir tatminlik hissi mi yaşıyorsunuz? arkadaş ortamınızda "maşallah dozer gibisin be karşiiim/abicim/ablacım, götüne kurban" tarzında iltifatlar mı alıyorsunuz? ikimiz de "30 cm" kenara adım atarsak çarpışmayacağız! çok mu zor lan bu? derdiniz ne kardeşim? bak çok ilginçtir ki, 2 metre 100 kilogramlık adamlar hususi hassas davranırken(adam göt atsa 1 metre savurur), 150 cm 50 kilogramlık tiplerin böyle davranması nasıl bir komplekstir?

  • 34. brüksel denince akla gelenler

    avrupa'nın ortasında afrika-ortadoğu karışımı garip bir yer.

  • 35. kediden bulaşan gözleri kör eden parazit

    ilgli makaleyi okudum . ilgili başlık yerine toksoplazma denebilir. ilgili makalede kadınlardan biri kedilerle haşır neşir iken . diğeri kedilerle bir ilgsi olmadığını söylemiştir. tabi ki ilgili makaleyi gözüyle değilde başka bir tarafıyla okuyup buraya gelen arkadaş var. bu parazitin varlığı çoook uzun zamandır bilinmekle beraber. gerekli hijyene özen gösterilirse tehlike riski azalmaktadır. yani bu vahim durumun asıl sebebi hijyen eksikliğidir. yani demem o ki sokakta yürüken bu parazit ayakkabınıza bulaşabilir. bu ayakkabı vasıtası ile evinize rahat rahat gelebilir. siz yere düşen bir eşyanızı aldığınızda gayet kolay bir şekilde size bulaşabilir. onun için neymiş? hijyen önemliymiş.

    edit: 3 adet kedim var . eşim veteriner hekim .
    edit 2 : konu ile ilgli birkaç mesaj aldım ( tahmin edersiniz ki bir kaçı hakaret içeriyordu) aşağıda konuyla alakalı bilimsel bir iki makaleden link verdim .

    "konuya yabancı olanlar için anlatırsak toxoplazma, toxoplazmozis hastalığına neden olan ve kedigillerde üreyen bir parazittir. aslan, kaplan, çita vb türlerin minyatür kuzeni olan evcil kedilerin bünyesinde de bu parazit üreyebilir ama çoğunlukla başka konaklara bulaşma olayı, doğrudan hayvanla temas sonucu gerçekleşmez. örneğin bir kediyi severken toksoplazma alma riski, marul veya az pişmiş et yerken (ya da çiğ et kesilirken kullanılan mutfak eşyaları dezenfekte edilmediğinde), piknik yaparken, çiçek toplarken ya da kan nakli sonucu alma riskinden çok daha azdır; tabi kedinin dışkısına da umumi tuvaletlere (yani insan dışkısına) karşı olduğunuz kadar dikkatli olmanız kaydıyla. evinizde beslediğiniz kedilerinizde de durduk yere zaten toksoplazma olmaz ama yaşam koşullarınıza bağlı olarak çeşitli aralıklarda iç parazit hapı vererek toksoplazma olasılığını bütünüyle ortadan kaldırabilirsiniz." ozan zaloğlu - bilimfili.com

    "bir başka önemli kısım ise; yiyecekleriniz. her ne kadar kediniz güvende olsa da, sokaktaki bazı kediler paraziti yiyecekleriniz aracılığıyla size bulaştırma potansiyeline sahiptir. ve tokso bulaşı; enfekte kediden çok, tüketilen gıdalardan olmaktadır."gürkan akçay - bilimfili.com

    konuyla ilgli olarak bilimsel makale arayanlar için
    kedinizden bulaşması muhtemel ölümcül parazit
    toksoplazmanın bağışıklık sistemi kontrol yöntemi anlaşıldı

  • 36. çaylak kızların yazar kızlardan daha güzel olması

    yahu arkadaş hangi ara bu kadar yazarla buluşuyorsunuzda bu veriyi elde ettiniz?
    işiniz gücünüz yok mu sizin?

  • 37. marketlerde fiyatlar düşmüyor hesabını sorarız

    sadece marketçiler mi düşürmüyormuş? kendileri yaptıkları elektrik, doğalgaz zamlarını geri almışlar mı?

    %40 zam yapıp sonradan %10 indirimle şov yapmaksa olay marketçiler de aynısını yapıp kurtulsunlar.

  • 38. doktorların yanlış teşhis üzerinden yargılanmaları

    bir gerekliliktir. tartışmaya da kapalıdır.

    birebir yaşanan olayı anlatıyorum.
    arkadaşımın babası koltuk altındaki bezeden işkillenip doktora gidiyor. doktor "bişey olmaz yağ bezesi o" diyip fazla sikine takmadan hastasını sepetliyor.
    arkadaşımın annesi evhamlı biri olduğu için, "ya sen bi doktora daha git" diyor. adam başka bir doktora gidiyor, doktor hemen durumu ciddiye alıp test yaptırıyor.

    hop ne oluyor: başlangıç evresi lenfoma.
    adam tedavisini oluyor ve 10 senedir hayatını sürdürüyor.

    birinci doktora güvenseydi ne olacaktı?
    kanser büyüyecek, evresi artacak ve belki de geri dönülmez bir yolda "kansersiniz" denilecekti kendisine.

    şimdi soruyorum: birinci doktor ile ikinci doktorun teşhisi arasında tam 1 gün var. adam aynı adam. beze aynı beze. birinci doktor önemli bir şey görmeyip yolluyor, ikinci doktor ise "tedbiri elden bırakmadan" adamı teste sokup hayatını kurtarıyor.

    birinci doktor yargılanmayacak da kim yargılanacak? bu adam cinayete teşebbüs etmedi de ne yaptı?

    karşısındaki bir insan. mobilya değil.
    o adam 10 sene önce yanlış teşhis yüzünden umursamayıp ölseydi, arkasında 2 çocuk, bir eş bırakacaktı. annesi, kardeşleri hepsi arkasından perişan olacaktı. peki bu rahatlığa sahip doktora ne olacaktı? hiçbir şey. koca bir hiç.

    hastalarına yeterli ilgiyi göstermeyen,
    yeterli ilgiyi göstermediği için ölüme veya sakatlığa sebep olan her doktor çatır çatır yargılanmalıdır. bunun tartışılacak hiçbir yanı yok abicim.

  • 39. kral salman'nin ivanka trump'a yaptığı teklif

    haberde kaynak olarak ''youtube'' yazılmış.

  • 40. at binemeyen ama erkeğim diye geçinen tip

    sözlükte erkeklikle ilgili açılan başlıklarda ilk defa erkek olduğumu kanıtlayan über ötesi başlık.

    daha önce erkekliğimi kaybettiğim bazı başlıklar;

    boyum 1.90 dan kısa olduğu için erkeğim diyemiyordum kendime (1.82)
    otomatik vites araba kullandığım için kadınlar tuvaletini kullanmak zorundaydım.

    çok zor günlerdi sözlük çok... ama şimdi hepsi geçti hamdolsun.

  • 41. 2019 ilaç krizi

    devletin suçu yok yazmış troll.

    bütün suç şoförler ve otomobilciler odası ile atatürkçü düşünce derneği'nin haklısın. depolara ilaç getirmeyi düşünememişler.

    am..na koduğumun trolü yarın bir ilaca ihtiyacı olup bulamasın, gelip inim inim inler burda, rezalet başlığı açıp, up up yazar durur. bizim insanımız böyle ince düşünür. or.spu çocukluğunun ilacı yok maalesef..

  • 42. ilk yiyişte aşık olunan şeyler

    piña colada
    vişneli mekik kek
    dallas steak
    kaju
    muzlu rulo pasta

    dostlar bu liste uzar gider. buradan anlaşılacağı üzere ben baya pis boğazım, o yüzden bu kadar eyyorlayayım yeter.

  • 43. yılmaz özdil

    1881 keseye bahçeden toprak doldurup, "atatürk kokulu selanik toprağı" ambalajıyla kese başı 1919 tl'den okutma projeme ortak olarak düşündüğüm atatürk istismarcısı.

  • 44. ekşi sözlük dertleşecek insan veritabanı

    hayatından memnun olmayanları böyle alalım. cinsiyet farketmeksizin itina ile dinlenir, "ya takma kafaya" tesellisi verilir, 5 dakikada yapılır, hemen teslim edilir.
    http://connected2.me/eviyapan

  • 45. yılmaz özdil'in yeni kitabına isim önerileri

  • 46. youtuber olmayı kolay zannetmek

    doktorlar, öğretmenler, mühendisler, pilotlar yatarak para kazanıyorlar diyorsunuz, akabinde youtuber denilen mesleksiz tipler zor şartlar altında çalışıyorlar öyle mi!
    sesli güldürdünüz.

    sen enes batur'a saygı duymaya devam et.

  • 47. dostoyevski ile dost olup çaykovski ile çay içmek

    iyice coştu bunlar, goethe ile ne yapacaksınız. hadi buyrun...

  • 48. türkiye futbol liginin unutulmaz vasat yabancıları

    jardel'e karşılık alınan 3 futbolcunun üçü de vasattı. sporting lizbon iyi kazık atmıştı cimboma. bunlardan birisi horvath, öteki belçikalı emile mpenza'nın kardeşi, üçüncüsün adını hatırlayamadım.

    e: robert spehar diye mesaj atanlar oldu.

  • 49. çaylak olduğu halde mesaj atan tip

    iki gün önce yazar olmuş birinin tespitidir.
    daha dur senin cemiyete kabulünü yapmadık genç.

    (bkz: hele bir otur soluklan yeğenim)

  • 50. kadıköy'ün en yaşanılası yeri

    yıldızbakkal, fenerbahçe stadı, moda, sahil arasında kalan bölge değildir. belediyenin her bina altına bar, kafe ruhsatı vermesiyle, kadıköy çarşı denilen yer bildiğin tarlabaşı olmuştur.

    kadıköy gibi hiç ellemesen bozulmayacak yeri son belediye başkanı, gezide kadıköy'e gelip kadıköy'e alışan tayfanın da etkisiyle gerçekten köye döndürmüştür. bisiklet yolunda niye yürüyoruz diye bisiklet sürücüleriyle tartıştığımı bilirim. ne güzel günlermiş onlar. şimdi görmeyenler için olan şeritlerin üzerinde bile bar, kafe masası var.

    kadıköy'e kadıköylü başkan istiyoruz. köyünden her kalkıp gelen başkanlığa aday olmasın.