benjamin breeg30
profili

  • benjamin breeg

    aldığı bazı mesaj ve geri dönüşlere bi kez de toptan cevap olsun diye kısa bişeyler karalamak isteyen yazar.

    başımdan geçti diye yazdığım olayların tamamı başımdan geçmiştir. bi araklama ya da kurgu yoktur. sadece üslup olarak eğlenceli yazmaya çalışıyorum ayrıca bana göre her insan farklı bir evren. etrafımdaki bazı insanların hayatlarına baktığımda çok daha ilginç yaşadıklarını görebiliyorum. sanırım tek eksiklikleri bir eksi sözlük hesabı.

    sözlüğü ciddiye almak gerekir mi, ya da ne kadar ciddiye almak gerekir konusunda benim de hiçbir fikrim yok. yani kimi zaman burda yazdığım bir entry ta arjantin'de tanıştığım birini karşıma çıkarabiliyorken (bkz: yurtdışında türk ile karşılaşmak/@benjamin breeg) çoğu zaman işte gülmek, eğlenmek adına teneke entryler giriyorum.

    itiraf edeyim bi keresinde "şşş lan bak sözlüğü bırakıyorum haaa" diye bir entry girmek istemiştim ben de, sonra böyle bir ergen hezeyanı yerine o an online olan üç badıme mesaj attıydım. biri "git kanka ben de bırakcam", biri "git ama özletme kendini" diğeri ise "siktir git" demişti. ben de öylece yazmayı bıraktım uzun süre kimseler de sağolsun sormadı o vakit daha bir rahatlama gelmişti bana, daha rahat yazıyorum artık.

    hayatını çizdiğin bir tablo gibi görüyorum kimi zaman sözlüğü, ancak sözlükte yazdıkların da hayatını ciddi anlamda şekillendirip çizebiliyor. bu bakımdan da çok ilginç bir dinamik geri beslemeli sistem mevcut burada, diğer sosyal medya araçlarından farklı olarak.

    kısa yazıcam demiştim ama yine kafa sikiyorum sanırım çünkü aslında şu an saatler sürecek bir otobüs yolculuğunun ortasındayım. yanım boş. haftabaşı thy yüzünden aksayan yolculuğum yüzünden tepkimi koydum dönüşü iptal ettim. (bkz: 21 eylül 2015 thy istanbul ankara uçuşu rezaleti). muavin geçti az önce yanımdan iki topkek aldım ters ters baktı "ekşiciyim ben" dedim sonra da "herhalde kimseler burda bir rezalet istemez" diye ekledim. üzerine bir de eti cin aldım. sorun yok. şimdi bolu dağını geçtik. karşıdan jaws gibi metro turizm araçları geçiyor ne zaman bunları görsem kalbim titriyor vallahi. bayağı gerilim her şey, şu an hızımız 5 km/saat. haftaya istanbul'a varırız inşallah.

  • uçakta güzel bir kızın yanına oturmak

    kahve kupasını iki eliyle tutan kız ve otobüste uyuyan güzel kızdan sonra sözlükte popüler olmuş sanırım üçüncü kızdır uçaktaki güzel kız ve onun yanı. bir gün sırf güzel bir entry yazarım buraya ben de diye bu kızı bekledim hep ama en son geçen mayıs ayında yaptığım bir uçuştan sonra bu beklentiyi çok ileri bir tarihe ertelemeye karar verdim.

    o gün oturdum koltuğuma yanım boş. insanlar doluşuyor uçağa koridordan ise birazdan birilerinin yanına oturacak o güzel kızlar birbir geçiyorlar. derken bıyıkları sararmış, kocaman elleri olan sert bakışlı bir amca geldi yanıma oturdu. cat diye kırıldı tam ortasından o yıllarca büyüttüğüm saf masum hayallerim. üstelik feci şekilde kırılmıştı bu sefer. adam tır şoförü çıktı amina koyim. hayır beklenti içinde olmasam belki taş gibi hatun oturacak ama işte dalyarak murphy ve onun teneke kanunları. ancak biraz daha konuşunca dayıyla işler değişecekti ve nerden bilebilirdim ki o yanıma oturan dayı şimdi hayatım boyunca unutmayacağım efsaneler arasına girecekti.

    ellili yaşlarda olan bu adam tırıyla barselona'dan, londra'ya; oslo'dan amsterdam'a, viyana, roma, varşova, berlin, paris yani tek tek bütün avrupa şehirlerini sayıp hepsinde defalarca bulunduğundan bahsediyordu. hepsinin tarihini, önemli yerlerini falan herbişeyinden haberdardı. şaşırdım. 5 yasında dünya atlaslarında, 15 yasında google earth'te, 25'inde ise nihayet o topraklar üstünde az çok gezmeye başlayan ben için adam bir anda idol oluvermişti. sohbeti devam ettirdik mecburen. "en güzel yıllar doğu bloğunun olduğu zamanlardı" diyordu. "evet abi o yılları görmedim ama ben de çok severim yugoslavya falan sosyalizm, eşitlik, halkların kardeşliği, kızılyıldız zafer kuşu" dedim. baktım kafamı iki elinin arasına alıp tükürüklü bir konuşmayla "benzin ucuzdu amina koyim benzin!!. mazot beleşti! ondan" diyordu. "bu hırvat, çek, slovaklar falan bu hırsızdı o zaman şimdi hepsi avrupalıyız diye götleri kalkmış bu gömünistlerin ağızları kokuyordu açlıktan" falan diyordu. "doğrudur abi!" deyip iyice şaşırdım artık . "fotoğraf falan çektin mi instagramın var mı?" diye sordum tır şoförüne. "imstangran ne ulan? askerliği tarık akan'la yaptım onunla bile fotom yok" dedi. "ne yapacağım fotoğraflara götüme mi sokayım yani" dedi. skylife dergisini çıkarıp "aha sana fotoğraf herkes zaten aynı şeyi çekiyor, ben ise aklıma yazıyorum zaten herşeyi" dedi. o an keşke ben de tır şoförü olsaydım diye düşündüm. uçak da atatürk havalimanına yaklaşırken göz ucuyla denize bakıyordum sürekli. öyle olunca adam da ona baktığı sanarak bana bakıyordu. göz göze gelince de utanıp başımı çeviriyordum. bulutların arasındayız bi de adamdan da etkilenmiştim yani meyilli olmaktan değil dünyayı tırıyla gezmiş bir efsaneydi gözümde. on tane hippie gücünde belki yüz tane götü başı dağıtıp gezen backpacker gücünde idi bu dayı. bagaj beklerden de kestim dayıyı. dayı ise bagajı beklemeden direk yürüdü çıkışa elleri cebinde. bi çantası bile yoktu vallahi çok cooldu bu dayı.

    o gün aslında fazlasıyla garip bir gündü. bagajımı alıp çıktığımda aynı zamanda sözlükte de yazar olan bir arkadaşımdan sms geldi. "olm ssg sözlüğü bırakmış ya la, ben tam türkiye'ye döndüm adam gitmiş ya la adsfasdsaf bi de havalanındayım biraz daha erken gelsem adamı görürdüm tüh" gibisinden bişey yazmıştı. "ben de havalanındayım lan" diye cevap verdim. buluştuk oturduk bi cafe'de. ssg'nin entrysini okuduk birlikte. güzel, dokunaklı yazmıştı sözlük hakkında, püskürtmek için aldığımı kahvemi sadece içmiştim. bi de en sona yazmıştı reyis, "uçaktan entry giriyorum bilim kurgu gibi". ben ise düşünüyordum uçakta yıllarca yanıma güzel bir kız bekledim şimdi ise yanıma oturan bir tır şoförüne aşık oldum. ağır dram. tıpkı bağımsız fransız filmi gibi.

  • hesabı beğenmeyip mekanda ateş eden fatsalı abla

    videoyu baştan sona izledim. sıradan bir hesap tartışmasından sonra kadın çantasını kapayıp gidiyorken tam o sırada kendisine laf söyleyen birine bakıyor. iddiasına göre;

    "paran yoksa gel arkada hesaplaşalım" demiş herifin biri. bunun üzerine kadın silahı çekip havaya sıkıyor. çok orjinal bir tepki çok beğendim. toplum çok güzel bi yere gidiyor. ülkenin yönetmeni bence quentin tarantino.

    mesela kadın tam ilk eli ateş ettikten sonra şu parça girecek;
    https://www.youtube.com/watch?v=d5ohrqywrac

  • 21 eylül 2015 thy istanbul ankara uçuşu rezaleti

    tarihe not düşülmesi gereken bir başka türk hava yolları rezaleti ama bu seferkininin hikayesinin üstüne hbo otursa mini bir sezon dizisi bile çıkabilir o derece değişik. ayrıca türk hava yolları da böyle böyle mağduriyet koleksiyonu yapmaya devam ededursun artık itibarları gözümde metro turizm seviyesine inmiştir.

    biz 17:40’ta tk 7248 uçuşu için uçağa gitmek üzere yer servisine alındık yaklaşık 5 dakikalık bir yolculuktan sonra uçağın dibine geldik ama kapılar açılmadı. bekliyoruz bi uçak var karşımızda gitmek istiyoruz ama gidemiyoruz. uçak da küçük embraer olanlarından hani sanki "bakın nasıl uçağımız güzel mi yeni aldık" diye böyle sergiliyorlar içerde biz ise 40-50 kişi nefes nefese güneşin vurduğu pist sıcağı ise yüzümüzde. neyse on dakika içerde bekledikten sonra yan taraftan bi vip dolmuşu geldi içinde 4-5 takım elbiseli adam ve birkaç güzel giyinimli kadın. bunların direkt uçağa alındığını gördük. hal böyle olunca yaşlıca bi amcaya fenalık geldi önce, sonra cinnet geçirdi kapıyı yumruklamaya, tokatlamaya başladı. bunun üzerine benim de süper kahramanlık dürtüm ister istemez harekete geçti. kapının acil durum çıkışına yarayan kırmızı düğmesini indirmeye başladım. -zaten hep içimde bi tuhaf ukte idi bu tür düğmelere basabilmek bir gün-. yalnız ben bu düğmeyi tam kavrayamadım ve kapı açılmadı bi türlü. yardım isteyeyim bari dedim sonra ulan süper kahraman yardım ister mi hiç diye biraz daha çektim parmağım kanadı. en son dayanamadım "pardon şunu indirebilir misiniz siz de?" dedim ve o sırada diğer kapıların da acil düğmesine bastılar, tüm kapılar açıldı. yaşlı adam ve bir kaç kişi beraber hızlıca görevlinin üstüne haklı bir şekilde kızarak yürümeye başladılar.

    “biz kümeste hayvan mıyız, kaç dakikadır bu sıcakta bekliyoruz otobüste?, neden bize kapıları açmıyorsunuz? vip'leri beklemek zorunda mıyız..niye bi açıklama yapmıyorsunuz?”

    yaşlı amca yer görevlilerine kızdıktan sonra kendinden geçip hostes ve pilotlara da kızdı. (ben bu yaşlı adamın eski ünlü hakem ve de milli hakem kurulu başkanı bülent yavuz olduğunu öğreniyorum. onu da uçaktaki 6 numaralı sivok beşiktaş formalı reyisten öğreniyorum. o da akşamki gençlerbirliği beşiktaş maçına gidiyormuş tek başına destek için. -gidemedi-)

    biz uçaktayken biraz sonra yardımcı pilot anons yaptı yüzünde anlamlandıramadığım bir gülümseme.

    “ya bizim bilgimiz dahilinde olmadan sizi uçağa davet etmişler, o yüzden sizi çıkarmak zorundayız. teknik bir sorun var sonra durumdan haberdar ederiz” dedi. herkes kabin bagajlarını geri aldı ve uçaktan çıktı. otobüse binerken artık iyice sosyal bir deneye maruz kaldığımızı düşünüyorum ve de bekleme salonuna giderken farkettik ki vip’ciler de bizimle beraber bu sefer aynı otobüste. o da ayrı bi komedi. vip dolmuşu ile dönseler daha bi komedi olurdu sanırım. bi tane aşırı zengin abla da gelip şikayet etti en sonunda.

    “biz vip’den çıktık, geri dönmemiz gereken yer de vip olması gerekirken neden burada ( bu fakirlerin arasında) bekliyoruz, anlamadım”.

    ablanın mağduriyeti elite plus mağduriyet bizimkisi basic, classic. öyle de olsa zengin de olsa ablaya ben hak verdim ve kendisinin mağduriyetini birazcık da olsa giderme adına araya mesafe koydum. orda beklerken sorunun ne olduğunu söylemediler, teknik arıza dediler, pilotun uçağı işgal(!) ettiğimizden dolayı kızdığını söylediler, birbirinden çelişkili cevaplar, birbirlerini anlamakta ve bize anlatmakta sorun çeken thy ve tgs görevlileri, atar yapan ego kasan yöneticileri olan ise gariban yolcuya. ulan ben hadi gencim az da sabırlı bi insanım yanımda 80 yasında bir dede vardı "niye buraya geldim" diye söylene söylene uzaklaştı vazgeçti uçuştan. ekranda ise periyodik olarak artan gecikme süresi. 45 dakika, 1 saat 5 dakika, 1 saat 20 dakika..vs

    asıl, 2 saate yakın bir rötardan sonra uçağa bindiğimizde ise suratımıza yedik fatality yumruğunu. "taksi sıramız 12, yaklaşık 45 dakika sonra kalkışı planlıyoruz".

    yani dünyanın bütün firmalarının bütün uçakları rötar yapabilir, bu havacılığın içinde olan bişey ancak bunu insan gibi ekrana yazarlar baştan bilgilendirirler, böyle thy gibi insana gluglu yours deyip hindi muamelesi yapmazlar. insan gibi açıklama yaparlar. yolcunun mağduriyetini giderirler bir şekilde. thy koltuklarında kıbleyi gösteren uygulamalar yapacağına biraz da elemanlarına yol yordam göstersinler. hepsi şaşırmış yönlerini. dün uçuştan 30 kişi vazgeçti umarım hepsi de hakkını arayacaktır bir şekilde. benim de elimden geleni şimdilik bu.

  • taksici tripleri

    dun bir taksiye bindim on, on bes dakika sonra gidecegim yere vardik elimi cebime attim para yok. iyice yokladim her bi yerimi yok. sabah cikarken cebimde sadece 20 tl oldugunu biliyordum demek ki kaybettim diye dusunurken koltuga falan son bi bakayim taksinin icinde yok. "abi ben parami dusurmusum herhalde bi yerde, biraz beklesen de surdan para cekeyim" dedim. adam yuzunu burusturdu ve de yuksek bi sesle "lan nerden para cekeceksin oglum alla alla yaaa?" diye azarlayici bir ifade ile bagirdi. bunun uzerine ben de "ananin amindan cekicegim orospu cocugu" demedim tabii de "ne bagiriyorsun amina koyyim su kosede bankamatik var iki dakika cek saga bekle, olcek misin sanki anasini satiyim" diye bagirdim. sonra da kapiyi acip cantami ceketimi falan alip ciktim kosa kosa atm'ye para cektim dondum baktim adam yok. biraz bekledim belki baska yerden cikar diye yok gitmis. bu yeni turkiye de cok acayip bi yer oldu artik herkes bagirirak konusuyor, herkes kufurlu biraz kalabalik yerlerde zaten araba, motor sesleri, korna sesi, insan bagirislari eksik olmuyor muezzin bile kufrederek sanki ezan okuyor. boyle bi ortamda eger sen daha cok bagirabiliyorsan sensi hakli. 12 lira tutmustu taksi. bana kaldi parasi.

    neyse aksam baska bi taksiye binmek zorunda kaldim 15 lira tuttu, 20 verdim adamda bozuk yoktu saga cekip dukkanda bozdurcam dedi gitti bozdurdu dedim bosver kalsin sana dedim. o trip atan taksicinin payindan verdim. kaldi 7 lira. onu da akbile yukledim az once rasgele uc kisinin yerine basicam onumuzdeki gunlerde. hickimse bedava akbile hayir demez, cok mutlu olacaklar eminim. boyle boyle memleketi duzeltecem ben rahat olun siz.

  • linkedin'e gelinlikli fotoğrafını koyan kız

    (bkz: senior bride at koc-iş)

  • odtü kimya mühendisliği

    (bkz: che)
    halen oyle mi bilmiyorum ama kısaltması che olan bölüm idi. çok kıskanırdım bu yüzden bu bölümü özenirdim ders kodlarına da, sonra bi seçmeli ders alayım dedim bi hevesle maksat transkriptte che kodlu bir ders gorunsun diye gittim kaldim dersten amk. fd gelmisti bi de anasini satayim. feridun duzagac'in kisaltmasi.

  • türk erkeğini yabancı erkekten ayıran özellikler

    tramvay için söylüyorum; camdan dışarı bakıyorsa yabancıdır, camdan kendisine bakıyorsa bir ihtimal belki türktür ama camlardaki yansımaları kullanıp arkasındaki oturan kızı kesebiliyorsa o kesin türktür, ne güzel komutandır.

  • ışidle pkk arasında kalsanız hangisine koşarsınız

    merhabalar,

    ozellikle son zamanlarda eksi sozluk'ten aldigim hazzi hicbir savas oyunundan almiyorum cunku bence burda yazarlarin muhtesem gorusleri ve inanilmaz taktikleri sayesinde dunya siyaseti sekilleniyor. bence bugun ortadogu'da dengeler degisiyorsa kuskusuz ki bunun altinda yatan en buyuk sebep eksi sozluk yazarlaridir.

    sorumuza gelince ise cevabimi ben de her sozluk yazari gibi agir stratejik analizlerden ve derin arastirmalardan sonra veriyorum ve izin verirseniz cevabi gorsel bir solen esliginde paylasmak istiyorum.

    http://i.imgur.com/uiy7vg2.png

    iyi aksamlar.

  • tayyip erdoğan'ın başlatacağı dev yazılım projesi

    valla bravo tayyip'e baskanlik sistemi olmayinca kendini yazilima vermis helal olsun. bu projeyle yakin zamanda soyle yeni keywordler ile yeni bir yazilim dili uretirse de sasirmam. yeni java;

    break : olmaz
    public : bunlargenel
    private : bunlarozel
    void : chpzihniyeti
    extends: ecdad
    static: afedersin
    finally : hamdolsun
    new : yeni
    main : haydiallahbismillah
    ...

    mesela yeni java ile hello world uygulmasi,

    bunlargenel afedersin chpzihniyeti haydiallahbismillah(string args[])
    {
    system.out.println("selamun aleykum");
    }

    iste yeni java guclu java. (chief technology officer tayyip erdogan)