takıma etkisini çok net anlatan bir kare. hayatında azıcık da olsa bir takım sporunun antrenmanına katılmış kişiler çok daha iyi anlayacaktır. fotoğraf bugünkü sivas maçından. çok şey yazasım var ama fotoğraf kendini anlatsın.
görsel
tukenmez kelam14 profili
-
jorge jesus
-
ülken için savaşır mısın sorunsalı
uzun uzun yazmaya mecalim yok.
bilgisayar mühendisisindir, öyle bir kod yazarsın ki havadaki siha'nın havada kalma süresini iki katına çıkarırsın, malzeme mühendisisindir öyle bir polimer geliştirirsin ki tüfeğin ağırlığını azaltırsın, matematikçisindir öyle bir algoritma tasarlarsın ki hiçbir yabancı örgüt mesajlaşma şifrelemeni kıramaz, ya da en güzeli öyle bir sanatçısındır ki bir açıklamanla dünya kamuoyunun dikkatini ülkene yapılan haksızlıklara yöneltirsin ve savaşmana bile gerek kalmaz.
sen bunları yaparken de ülken için savaşmış oluyorsun, vergi verirken de, oy kullanırken de, yola çöp atanı ya da sıraya kaynak yapanı uyarırken de...
çıkın ortaçağ zihniyetindeki ülke için savaşma kafasından. ülkesi için en çok savaşan kişi işini en iyi yapan ve beraber yaşadığı topluma kamusal alana olan saygısıyla en çok katkıyı sağlayan kişidir. savaş dediğiniz şey bu çağda güçlü ekonomiyle, güçlü argeyle, güçlü siyasetle kazanılıyor. değiştirin kafanızı. -
telefonunu göster diyen teyzeye şok cevap
herkese bir çağrım var. telefonunu çıkar diyenlerin dövülmesi kampanyası başlatmak istiyorum. cidden bu bir akıma dönüşmeli. sokak röportajında hasbelkader telefonunu çıkar diyene tertemiz galiz küfürlerle saldırarak ağız burun bırakılmamalı. bu gerizekalı şempanzelerin anladığı ne yazık ki başka bir dil yok.
düşünsene daha ne olduğunu anlamadan; telef... dediği anda çat çut surattan bacaktan ses getirmek lazım. gençler korkmayın. kimse bu dediğime şiddete çağrı demesin; onu sizin ağa babanız yapıyor sahneden ufacık çocukları kullanarak. -
18 kasım 2021 dolar kuru
naber lan cahil menfaatçi ortadoğulular? eğleniyor musunuz? ve gene yine yeniden: bunlar daha iyi günleriniz... daha sokakta çorba dileneceksiniz. inanmamaya devam edin siz buna. affffferin büyük resmi gören akıl küpü amele sümükleri sizi. zerre üzüleni siksinler.
-
ebrar karakurt
birkaç röportajını izledim, samimiyetine ve semptikliğine açıkçası bayıldım.
bir insanın ebrar profilindeki pırıl pırıl bir sporcumuzla probleminin olması için akpli olması gerekir. durum o raddede. ben zaten bunları insandan saymıyorum ebrar, sen de yoksay. arkandayız. her vurduğun yere düşsün yarın. -
lgbt olmayıp lgbt savunucusu olmak
hayvan haklarını savunmak için hayvan olmanıza da gerek yok arkadaşlar bu arada.
-
ayasofya'da atatürk'e lanet okunması
sadece sabredin, sakın galeyana gelmeyin, hatta yoksayın bunların laflarını ve hareketlerini; zaten bunları takip eden ve bunlara prim veren 3-5 kanı bozuk menfaatçi alçak kaldı ülkede; gerisi iktidar partili; devran döndüğünde yine iktidar partili olmaya çalışacak menfaatçilerden oluşuyor bunların ekseriyeti. tek yapmak istedikleri; kendilerine oy vermeyecek gençleri ve aklı başında vicdanlı insanları çıldırtarak sokağa dökmek, ardından da takiyye gölgesinde hamaset yapıp "ordalıg garışık dayyibe adacam" diyebilen az zekalıları kemikleştirmek.
seçime kadar sizi provoke edip sokağa dökmek için herşeyi yapacaklar. mustafa kemal'e, laikliğe, gelişmişliğe, kadınların özgürlüğüne, akla, mantığa ve bilimum ilerici herşeye savaş açacaklar, açtılar da zaten. sandıkta analarının dinini bile unutacak bu mustafa kemal'e düşman yobaz kansız it sürüsü. ardından hepsi teker teker yargılanacak. teker teker iskilipli atıfın, şeyh saitin, sait mollanın ve bilimum cumhuriyet düşmanı din tüccarı kansız gerici alçağın yanına gidecekler.
yalvaracaklar, aman dileyecekler, ben öyle demek istemedim ağam, ben hiç onlardan olmadım ağam, yapma etme nolursun ağam diye diye ağlayacaklar. ağam kısmını vurgularlar cümlenin, zira birilerinin marabası olmaya bayılır bunlar. işte o zaman, tam da işte o an yüzlerine bakıp gülümseyerek "çölüne dönme zamanın geldi aşağılık vatan haini kansız bedevi seni" diyeceğiniz günün sabrıyla dayanın.
rahat olun, arkanıza yaslanın ve sadece şöyle bağırın: erken seçim istiyoruz! tek yapmanız gereken bu.
son sözüm gençlere, z kuşağına:
biz bundan 8 sene önce, olan bitenin nereye varacağını idrak ettiğimiz ve artık dayanamadığımız ilk günlerde bunlara kafa tuttuk, püskürttük bunları beşiktaştan, taksimden, akaretlerden, kızılaydan, tandoğandan, ve ülke sathının aklı başında, vatanperver ve vicdanlı insanlarının yaşadığı bilimum heryerden. o çatışmayı kazandık. gidin bakın o gün yıkmak için dozerle daldıkları o güzelim park ve o güzelim ağaçlar hala orada duruyor; o günlerde dolmabahçeden taksime yürüyen milyonlar sayesinde, taksim meydanında tomanın önünde dimdik duran o göbekli abimiz sayesinde, yüzüne biber gazı sıkan polisin önünde bir gram bile geri adım atmayan kırmızı elbiseli kız sayesinde, akm'nin önünde saatlerce hiçbirşey yapmadan ayakta durarak binlerce kişiyi yanına toplayıp bu aptal yobaz sürüsüne error verdiren duran adam sayesinde ama en çok da halaskargazi caddesinde gazdan gözüm acıdığında yanıma gelip gözüme camsil şişesinden ilaç sıkan o tanımadığım ve adını dahi bilmediğim dostum sayesinde.
evet o çatışmayı kazandık ama savaş hala devam ediyor; o da işte cehaletle ve gericilikle savaş. unutmayın mustafa kemal ingilizlerle 4 yıl, cehaletle ise tam 15 yıl savaşmak zorunda kaldı.
kazanmak için bunların üzerine ısrarla, korkmadan, yüksek sesle gidin gençler. siz üzerlerine gittikçe korkacaklar. korktukça kaçacaklar. kaçtıkça kovalayın! denize dökene kadar kovalayın bu vatan hainlerini. gözlerinde saldırgan bir itin havlarken size duyduğu kanlı kini göreceksiniz, size aynen öyle saldıracaklar. işte tam o an daha gür sesle üzerlerine gidin. konuşmaktan korkmayın, asla korkmayın. her sokak röportajında, aileniz içinde her ne zaman birisi bunları savunduğunda, medyada her ne zaman bir yandaş çıkıp geveleyerek bunlara arka çıktığında korkutarak üstlerine gidin bunların. korkmadığınızı ve alayını teker teker yargılayacak iktidarı sizin getirmekte olduğunuzu idrak ettiklerinde onlar için çok geç olacak. bağımsızlık marşının ilk kelimesi "korkma" olan, önderi "göreve atılmak ve vatanı kurtarmak için içinde bulunduğun şartları düşünmeyeceksin" diyen bir milletin çocuklarısınız siz.
emanetinize sahip çıkın. kurulacak ilk sandıkta öyle bir tokat vurun ki bunlara, tokadın yankısı düşmanın top sesleri polatlı'dan duyulduğunda "biz buraya ölmeye geldik" diyen şehir ankara'da seda bulsun, "ülkenin tapusu bizdedir bunaklar ağır olun" sözleri yankılansın meclisin ve ysk'nın koridorlarında.
20 yıldır bunlarla uğraşan ve gençliği çalınan biz abileriniz ve ablalarınızdan size yegane öğüt budur. hakkını verin.
----------
direnişimizin 8. yılı kutlu olsun, sonu zafer olsun!
(bkz: #50440418) -
6 şubat 2021 anonymous tweet'i
açıklayalım: teminat mektubu ihracı bu.
eğer belge doğruysa!
ekonomi bakanlığı (bakanlık diyorum çünkü tutar çok yüksek ve paylaşanların böyle bir iması mevcut) ya da bakanlığın izniyle bir şirket (belgede adı yazıyor) aracı bir kurum vasıtasıyla kasada mevcut olan 14 mlr euro'yu rehin vererek muhtemelen vergi cenneti bir ülke üzerinden tefeci aracılığıyla borçlanıyor (para kimin parası bilmiyoruz, bakanlık da olabilir tvf gibi bir fon da). 13 ay sonra bu borç ödenmezse de kasadaki paraya bu tefeci çökebiliyor, yani muhtemelen senin benim ödediğim vergiye. arada bir bankanın bir vasfı var ama belgede açık değil. borcun miktarı ya da faizi ile ilgili bir bilgi belgelerde yok. muhtemelen borcun faizi oldukça yüksektir. asıl borcun faizini açıklarlarsa büyük haber bu olur. böyle işlemlere gerekçe olarak da acil nakit yaratılması ihtiyacının hasıl olması söz konusudur genellikle. yani maaş ödeyeceksindir vs. çok kaba bir analoji yaparsak futbol kulüplerinin gelecek yıllardaki gelirlerini temlik ettirerek borçlanması gibi düşünebilirsiniz.
içim acıyor. bu ülke böyle yönetilmeyi haketmiyor. tekrar ediyorum: eğer belge doğruysa! -
nuri bilge ceylan
2018 yılında fransa'nın cannes şehrine gittim. turist olarak nerelere gidilir ne yapılırsa onu yaptım. marinanın önünde kafeler ve restoranlar vardı, birine oturduk kallavi bir hesap ödeyeceğimiz bir sipariş verdik. bunun üzerine sanırım dikkat çektik ki garson geldi sohbet ettik. türk olduğumuzu öğrenince adamın ilk söylediği cümle "nouri bilce seylann" (telaffuz ettiği şekilde yazdım) oldu. sonrasında da en az 10-15 dk adamın filmlerinden konuştuk. adam bir fransızdı ve öyle aristokrat falan değildi bir kafede garsondu.
neyse, gelelim sadede.
filmlerini beğenmeyen insanlara sonsuz saygı duyuyorum. özgür irade bu sonuçta. benim sevdiğim, senin sevdiğin bir şeyi bir başkası sevmek ya da beğenmek zorunda değildir. yaşamın doğal kuralı.
ancak 15 gr beyniyle cühela bir cesaretle gelip çağdaş türk sinemasının en başarılı ve orijinal yönetmenlerinden birinin hiçbir filmini beğenmediğini ve haberdar olmadığı cehaletiyle bütün filmlerinin yer yer teknik terim de kullanarak kötü olduğunu ifade eden entryler girebilme cüretine kolayca sahip olabilmek iki şeye işaret eder: 1-ortalama altı zeka 2-kötü niyet.
bu ülkede ikisi de bol ne yazık ki. -
100 yıllık cumhuriyet defteri kapanacak
e bu dava dedikleri şeyin ne olduğunu sanıyorsunuz siz? cidden soruyorum nedir sizce bu "davamız" dedikleri şey?
laik cumhuriyeti yıkarak yerine islam devleti kurmak istediklerinin farkına varamayanların sayısı hala çok fazla. uyanın artık.
gençler, bizi bu sizin geleceğinizi çalmaya alenen cüret eden, vatan haini, cumhuriyet ve mustafa kemal düşmanı yobaz gericilerden siz kurtaracaksınız.
sakın susmayın, her fırsatta, her gün, bu aptal yobazlar her konuştuğunda sesiniz öyle gür çıksın ki korkutun bunları. korkutarak üstlerine gidin.
laik türkiye cumhuriyeti devletinin geleceğine göz diken vatan hainlerine nefes aldırmayın.
adam hakkında kendi devletinin verdiği idam fermanı varken anadoluyu karış karış gezip, istikameti mutlak çağdaşlık olarak belirleyip, bütün milleti arkasına alarak dünyanın her tarafından gelen düşmanlarla savaşıp ardından size çocukluğunuzda kutlayın diye bir bayram, gençliğinizde kutlayın diye diğer bir bayram, sonra büyüyüp yetişkinliğinizde huzurlu mutlu ve müreffeh bir ülkede yaşayın diye de pırıl pırıl laik bir cumhuriyet hediye etti. hakkını verin. emanete sahip çıkın. kimseye geleceğinizi çaldırmayın.
öyle bir tokat vurun ki kurulacak ilk sandıkta, hepinizin birden gür sesiyle "ülkenin tapusu bizdedir ağır olun bunaklar" sesi yükselsin ankara'dan.
(bkz: bütün ümidim gençliktedir) -
ateistlerin yalnızca tek bir dine saldırmaları
kardeş üzülerek belirtiyorum ki; senin mevcut zeka seviyenle; kendi öz bilinci ve muhakemesini kullanarak ateist ya da agnostik olan bir insanı ikna ederek kendisine söylediklerinin doğru olduğunu düşündürme şansın lim—>0.
lütfen bu tür konularda entry girmemeye çalış ve arap masallarına inanmaya devam ederek anlamadığın bir dilde bazı söz kümelerini tekrar tekrar okuyarak kafanı ayak kokan halılara yaslamaya devam et.
kamuya açık yerlerde çok fazla kafanı çalıştırmamaya gayret göstermeni rica ediyorum. olmuyor çünkü. herkes düşünebilecek diye bir kaide yok. öglenada da bir çeşit beyin var sonuçta. -
survivor 2016
yattara'nin kesinlikle kazanacağı yarışmadır. yıllardır nice yarışmacının palayla pat pat vura vura kırmaya çalıştığı hindistan cevizini adam az önce ağzıyla parçaladı. mandalina gibi soydu herif hindistan cevizini. sonunda da "ijte bu be" dedi ve yemeye başladı. normal yaklaştı yani meseleye.
-
tinder
http://i.hizliresim.com/kngz5a.jpg
muhabbetin ilerlediği arkadaşların profillerini kapadım.
mevcut durum şu: 722 adet like var, son birkaç ay içerisinde olanlar bunlar, bir kısmı yurt dışı gezileri esnasında, bir kısmı da passport ile, karargah: istanbul. profil gayet benim kendimin. yalan dolan hiçbirşey yok, bildiğin jabba the hutt gibi çıkmış resimlerimi de koydum. bu sayı içerisindeki dönüşüm oranı ise yaklaşık %4; yani yaklaşık 30 adet insan ile durum ilerledi.
asıl konu şu; bu like’ların yüzde kaçı türk. söyleyeyim %5. yani toplasan 30-35 adet, onların da bir kısmı gold digger, bir kısmı “ay valla ben yeni açtım”, “haha iyi sen? yok ya ben bir şey aramıyorum, öylesine açtım”, bir diğer kısmı “niyetin ciddiyse yaz” ve geri kalanı da “sessizler”, suskunlar da diyebiliriz; eşleşmeden sonra egosu tatmin olunca konuşmuyor bunlar.
lan şaka mısınız siz? siz ne beğeniyorsunuz? yani beğeneceğiniz kalibre nedir? avrupa’nın en nezih şehirlerinden match olup gayet şahane muhabbet edip bağlantıyı sosyal medyaya ve hatta gerçek hayata taşıyan beyaz yakalısından sanatçısına en ortalamasından kadınların resimlerini görseniz oturur sigaraya başlarsınız kederden; ama size gelince oowww olamaz, sizin karşınıza beyaz atıyla bir prens çıkmalı.
çünkü muhabbet edemiyorsunuz, ikinci cümlede ne mal olduğunuzun ortaya çıkacağını siz de biliyorsunuz. edebiyat desen en çok satanlardan öteye gidemez, spor desen basenlerin üstten birleşmesine az kalmış, sinema desen imdb top 10 ile sınırlı (bu da iyi ihtimal), tv desen kiraz mevsimi e hadi olmadı kenarından bir tenekeden yabancı dizi, politika desen sessizlik, bilim desen daha derin sessizlik, moda desen çek eşofmanı bağla göte kazağı sonra yürü cafeye, yeme içme desen ızgara tavuktan ötesi yok, tarih desen geçen seneden öncesi yok, teknoloji desen şarj kablosunun temas sorununu halletmeye çalışmaktan berisi yok, gezmek desen bodrum var çeşme var paris var, e ne gördün anlat desen resimlerden başka bir bok yok, e ne konuşacağız gülüm sizinle? dedikodu mu yapalım? o ses mi tartışalım? bu tarz benim mi konuşalım? ulan bunun yerine balıkla yoğurt yer yavaş yavaş intihar ederim lan. onu tercih ederim.
diyeceğim o ki, aslında biz de yanlış değerlendiriyoruz. türk kızının düşük like sayısı beğenmemesinden değil bence, dünyanın en yakışıklı adamı olun bu match sayısı türkiye’de türk kızlarıyla fazla oynamaz, uçup kaçmazsınız yani, en fazla birkaç tık artar. çünkü karşıdaki kapasite bu. olmuyor, beceremiyorlar bir insanı tanımayı, tanımayı bildikleri tek şey kafalarındaki saçma sapan klasörlerin içerisine koyacakları gene aşırı saçma sapan erkek değerlendirme kriterleri. çünkü büyüklerinden ve ablalarından öyle gördüler, akranlarına ve arkadaşlarına öyle gösterdiler, küçüklerine ve çocuklarına da öyle anlatacaklar.
bu böyle gider. -
derin futbol
varsova universitesinde anket yapilmis, turkiye'nin baskenti sorulmus %19 galatasaray demis.
ahmet cakar: bu durum galatasarayin turkiyenin en buyuk uluslararasi futbol markasi oldugunu gosterir.
abdulkerim durmaz: bu durum varsova universitesinde ne kadar davarin oldugunu gosterir.
asdfg