2nur5
profili

  • kendinle aran nasıl

    şu sıralar süper.

    uzun zamandır kendim için hiç bir şey yapmıyordum.

    çocuklara, eve, işe adamıştım kendimi.

    ve doğum günümden sonra, 35 yaşım benim için bir aydınlanma, kırışma noktası oldu. artık neye sayılırsa…

    benim de bir hayatım var diyorum artık. önce kendime daha fazla özen göstermeye başladım. aynada kendimi daha iyi gördükçe arkadaşlarıma vakit ayırmaya başladım. mutsuz olduğum için çocuklara daha sinirli davranıyordum sanki bi iş gibi görmeye başlamıştım. ertelediğimiz yardımcı işini hallediyorum. böylece zamanımı daha verimli kullanıp çocuklarla daha kaliteli zaman geçirebileceğim.

    evet kendimi seviyorum değer de veriyorum. ve mutlu olmayı hak ediyorum.

    sevgili kendim böyle devam et

  • evli erkeklerin mutlu olmaması

    sosyal medyanın çok fazla etkisi olduğunu düşünüyorum.

    herkesin şu anda, evlilikten değil, her şeyden mutsuz olduğunu görüyorum. etrafınızda gerçekten çok mutlu kaç insan var?

    kalabalık bir çevrem var. maddi durumu çok yüksek olan da, daha düşük gelirli olan da. çoğunluğu mutsuz. ama ilginç şekilde ekonomik geliri düşük olanlar en azından aileleri ile daha mutlu. kaybedecek bir şeyleri olmadığı için mi, yoksa ortamlara girip farklı insanlarla tanışamadıkları için mi ailelerine daha çok satılıyorlar, bilemiyorum?

    gelir arttıkça, kadın için de erkek için de etrafında seçenekler artıyor. böyle de bir gerçek var. çok fazla ortama girip çıkıyorsa zaten etrafta şansını deneyen insanlar da her zaman var.

    peki neden insan onlara imkan sunuyor. bir anlık boşluk? rutin dışına çıkma heyecanı? zamanın yarattığı yorgunluktan kaçış? eş değişince mutluluğu bulacağı düşüncesi mi?

    halbuki kişi aynı kişi olduğu sürece, zamanla yine başa dönmeyecek mi? önce kendi ile mutlu olabilmeli insan.

    bir de eşine artık iş arkadaşı, asker arkadaşı gibi davranırsan tatbiki sıkılırsın. hep dışarıdakine kendini pazarlamak gibi bir şeyi var insanların. yeni bir insan. hadi hünerlerimi göstereyim, bana hayran olsun, egom beslensin. ama evedekine günün nasıl geçti diye bile sorma. sonra mutsuzum. anlaşamıyoruz. konuşamıyoruz. dışarıdakine amuda kalkarsın. evdekinin yanında osurursun…

  • başkalarında en çok kıskandığınız özellik

    olduğu gibi kabul görmesi… eşi tarafından olduğu gibi kabul gören insanlara gerçekten çok özeniyorum.

    gerçekten kendime bakıyorum. düzgün giyinirim, her ortama uyarım, nerde ne konuşacağımı bilirim, dedikodu yapmam , laf taşımam, zaten meraklıyım her şeyi okurum, asla kimseyi daraltmam, herkesin fikrine saygı duyarım, mükemmel değilim ama hani burada sıkmayan, hesap sormayan, anlayışlı kadın denilen kafa yapım var. ama nerde çevremde eşini toplum içinde küçük düşüren kadın çar değer görüyor. benim eşim sürekli beni küçük düşürüyor. bir defa ömüre etmedi. beni rezil edince kendi daha erkek mi oluyor sanıyor. gerçekten tahammül edemiyorum.

  • sürekli kavga eden bir aile içinde büyümek

    ben çok sakin bir evde büyüdüm. babam ne bana ne anneme ne de kardeşlerime hatta hiç kimseye bir defa bile sesini yükselttiğini uymadım. hep olur böyle şeyler, kalp kırmayın, herşeye çözüm bulunur vb. şeyler söylenen bir ev…

    ama öyle bir eş seçmişim ki, her gün bağırış, her gün bir şeyden tartışma… çocuklarım için çok üzülüyorum. böyle bir evde büyümelerini hiç istemiyorum. güçlü kendi ayakları üzerinde durabilen bir anneyim. eğer bir süre daha bu şekilde devam ederse, çocuklarım için ayrılacağım. çünkü güven ve huzurlu bir evde büyümek çok başka…

  • sahip olmak istenen ama olunamayan meslek

    ortaokul zamanlarımda tiyatro oyuncusu olmak istiyordum. ailem sen derslerine çalış dedi ve bir teşvik de gelmedi bu yönde. sonrasında hayaller mimar olmak istememle devam etti. fakat mevcut durum endüstri mühendisliği.

    ama kesinlikle ve kesinlikle her şeye sanatsal bir bakışım var. ve mühendislik ile sanatsal bakış bir araya geldiğinde çok da güzel şeyler ortaya çıkartabiliyorum. ama yine de mimar olmak isterdim..