valandilancalimon29
profili

  • kızılcık şerbeti (dizi)

    umut ve nursema ikilisinin git gide eziklikten geri zekalılığa doğru evrildiğini gördüğümüz bir dizi..

    ulan tamam anladık aileden para almayacaksınız da sonuçta evlenirken takılan milyon tane takı var. sırf nursema'nın beline taktıkları kemerle 3 ev alırsın istanbul'da. madem kullanmayacaksınız o takıları da geri verin o zaman..

    yok amaç nursema'nın ailesinden gelen 1 liranın bile hesabıysa, umut efendi nursema'nın arabasını da şakır şakır kullanmayacak o zaman. demek ki öyle bir dertleri yok..

    hadi onu da geç; nursema mutfak alışverişi için umuttan 300 lira alıyor. sonra bunun hiçbir halta yetmeyeceğini düşündüğünden pazara gitmeye karar veriyor. niye? 40-50 lira daha ucuza getiririm belki diye. olabilir, umut gibi bir aç köpeğin yapacağı hareketlerin sonunda nursema'ya da sirayet etmesi bi' nebze anlaşılabilir..

    da arkadaş, 40 lira kâr etmek için milyonluk arabayla pazara mı gidilir? o yol için 200 lira benzin mi harcanır?

    sözün özü; nursema'nın ailesinin dangoz halleri başka bir şey umut'un geri zekalı gibi kızı açlığa mahkum etmesi bambaşka bir şey..

    bi' de kıza aklınca espri yapıyor hırt; patatesli makarna mı olur diye. yani demeyeyim diyorum ama nursema'nın resmen dilinin ucuna ananın amı olur demek geldi de zor tuttu kız kendini hepimiz fark ettik *

  • özgür özel'in 682 kılıçdaroğlu'nun 664 oy alması

    normal şartlarda 15 senedir başında bulunduğu partide seçime girip bu sonucu alan bir insan, utancından ikinci turu beklemeden adaylıktan çekilir ve rakibini tebrik eder..

    gel gör ki birazdan pişkin pişkin çıkıp; 664 oy almak az değil diye beyanat verebilir, yapmadığı şey değil. sonuçta 2 kişinin girdiği seçimlerde ikinci olmakla övünen bir zat kendisi *

    son oy sayılana kadar hiçbir şey ne yazık ki garanti değil dedirtmiştir, allah bilir neler yapacak o menfaat takımı..

    ikinci turu da kaybederlerse tek şansları var; gemerek mahkemesi..

  • manolis siopis

    maçın başından beri 25 kere kendini yere attı, her seferinde bu varlık 1.55 boyunda diye faul verildi hiçbir şey olmamasına rağmen..

    yetmedi, basıp giden larin'e 7-8 saniye boyunca arkadan sarıldı, faul verildi hala daha adamı çekiştirmeye devam etti. en sonunda larin yeter allah belanı versin diye bunu savurdu..

    sonuç? hakem kisvesi altındaki şahıs larin'e kırmızı kart verdi..

    sadece bu herifin maç başından beri yaptıkları ve hakemlerin ona karşı gösterdiği davranış biçimi bu senenin nasıl geçtiğinin bir özeti..

  • gareth southgate

    tam bir zeka özürlüdür..

    tarihindeki ilk avrupa şampiyonluğu için penaltılara giden maçta, maçın bitimine 40 saniye kala turnuva boyunca neredeyse hiç oynatmadığı 2 oyuncuyu değiştirmiştir sırf penaltıları kullansınlar diye..

    23 yaşındaki rashford ve 21 yaşındaki sancho. ve bu adamları henderson ve walker gibi 30 yaşını aşmış ve yıllardır premier ligin en iyi oyuncularından olan ikilinin yerine almıştır. o da yetmez gibi 5. penaltıyı da bütün turnuvayı rezil geçiren 19 yaşındaki saka'ya attırmıştır..

    dünya futbol tarihinde son 3 penaltıyı 21 yaş ortalamasına sahip oyunculara attıracak başka bir dangalak bugüne kadar görülmemişti, bundan sonra da görülebileceğini sanmıyorum..

  • 2 haziran 2021 tff yabancı sayısı kararı

    bu ülkenin insanının keyif aldığı her şeyi mahvetmeyi kendine görev edinmiş tiplerin, son şahaseridir..

    yurt dışına son 4 senede giden oyuncu sayısı, 50 senedir gidenden fazla. neden? çünkü türkiye'de kalsa 4 katı maaş alamayacağını biliyorlar artık. üstüne de yeteneksiz türkler yerine, çok daha uygun fiyata çok daha iyi oyuncular izliyoruz. haliyle de anadolu takımları bu sayede aşırı güçlendi. sonuç? lig, hiç olmadığı kadar çekişmeli geçiyor son yıllarda..

    peki, ne yapmak lazım? hemen bunun önüne geçmek lazım. zira allah muhafaza memlekete faydalı bir işiniz dokunur..

    allah'ınızdan bulun, allah belanızı versin falan derdim ama artık ona da inancım kalmadı. biliyorum ki hiçbir şey olmayacak, yaptıklarınızın tamamı yanınıza kalacak.. yine de insan demeden edemiyor..

    çok basit bir örnek verelim mesela bu durumun neye yol açacağına dair; normal şartlarda beşiktaş, genç kalecisi ersin ve genç sol beki rıdvan'ı satmayı planlıyordu. peki, şimdi ne olacak? bu sene en az 3, 3 sene sonra ise en az 5 türk'ün her maç ilk 11'de olması lazımken, hangi yönetici bu riske girip bu adamları satabilir?

    hadi onu da geçtim. siz 20 yaşında bir genç olsanız, doğup büyüdüğünüz yerde 5 lira alırken, hiç bilmediğiniz bir yerde 2 lira verildiğinde gider misiniz? hadi diyelim siz gidersiniz, peki siz totalin yüzde kaçına denk geliyorsunuz?

    sözün özü; yıllar yılı kulüplerin iliğini sömüren utanmaz tiplere yine gün doğdu. zira mecburiyetten dolayı her takım en az 10 tane türk futbolcuya ederinin 4 katı para verecek ve o oyuncuların bir çoğu da bundan dolayı bir daha kendini geliştirmek için en ufak bir çaba sarf etmeyecektir..

    tekrar söylüyorum, allah belanızı versin..

    yaklaşık 25 dakika önceye kadar, sahil uçan'a beşiktaş'ın teklifi yıllık 7 milyon tl deniyordu son 15 gündür. siz sahil uçan olsanız, gidip 7 milyona imza atar mısınız şu saatten sonra? ağanın eli tutulmaz deyip kırdır 3 büyükleri birbirine, sonrası allah kerim. 15 olur 20 olur, allah bin bereket versin..

    ya da sözleşmesi yenilenmeyecek ve futbolu bırakacak denilen genç yetenek gökhan gönül olduğunuzu varsayın bir an için. 3 senelik kontrat istersiniz bu saatten sonra..

    buradan gerek şu anki yayıncıya gerekse de yeni ihaleye girmeyi düşünen diğer yayıncılara sesleniyorum. bu karar geri alınmazsa, bu ligi izlemek için 1 lira bile vermem bu saatten sonra. bunu bilin, ona göre fiyat verin bu lig için! benimle aynı fikirde olduğunu bildiğimiz milyonlar olduğunu da unutmayın!

    iyi yabancıların olduğu maçları izlemeye son 4-5 senedir alışmışken, neden gideyim de zaten 30 sene boyunca bize kan kusturan utanmaz ve vurdumduymaz oyuncuların at koşturacağı bir lige para vereyim? hadi eskiden güzelini bilmiyorduk, el mecbur katlanıyorduk. ama artık öyle değil. bu ülkenin futbolseverleri artık iyi maçları izlemeye alıştı. 5 senelik kontratları alıp sonra da mangalcı göbeğiyle maça çıkan ahlaksızlıkları bu saatten sonra kimseye izletemezsiniz!

    bir kez daha söylemeden bitirmek istemedim; allah belanızı versin!

  • şenol güneş

    insanlar neden şaşırıyor anlamadım. şenol güneş yine şenol güneş'lik yaptı sadece..

    şenol güneş kimdir? çok iyi bir hocadır. şenol güneş kimdir? hiç beklenmeyen maçlarda çok başarılı sonuçlar alabilen bir hocadır. şenol güneş kimdir? adı sanı duyulmamış gençleri parlatan biridir.. şenol güneş kimdir? iyi bir taktisyendir..

    peki, tüm bunların yanında şenol güneş aslında tam olarak kimdir? kendi inatları uğruna her şeyi tek kalemde harcayabilecek biridir.. ve bu ihtiraslarının öyle esiridir ki; hata yaptığını kabul etmemek için, göz göre göre bir takımı uçurumdan aşağı atar..

    bu adam geçmişteki milli takım macerasında da böyleydi, beşiktaş'ın başında tarihin en iyi takımıyla 4. olurken de böyleydi, trabzonspor'da alanzinho'yu sol bek oynatırken de böyleydi, milli takıma geri döndü haliyle yine böyle.. 30 senedir bu adamı takip eden herkes de bilir bu gerçeği..

    sadede gelelim; sezon başından beri fenerbahçe taraftarını sinir hastası eden caner erkin'i milli takıma aldı. herkes ayağa kalktı caner'in bu takımda ne işi var diye.. şenol ne yaptı peki? tüm eleştirilere inat hiç gereği yokken her iki maçta da caner'i oynattı..

    ve bugün daha da ileri giderek 2 senedir milli takımın sol beki olan adamı kesip, caner'i 30 mart 2021 türkiye letonya maçında 11 başlattı..

    sonuç? caner ilk golü yedirdi, şenol onu çıkarmadı.. caner ikinci golü de yedirdi, şenol yine onu çıkarmadı.. çünkü çıkarırsa hata yaptığını kabul etmek olur. gitti takımda kim iyi oynuyorsa onları çıkardı ama ne yaparsa yapsın yine de caner'i çıkarmadı..

    neden? sonuçta 3-2 öndeyiz. nasılsa kazanırız diye düşünüyordu şenol.. ne olursa olsun caner'i çıkartıp, "neden caner'i oynattın?" sorularına maruz kalmamalıydı.. fakat caner; üçüncü ve son golde de bir metre önündeki adama baskı yapmak yerine aval aval baktığı için, o top da gitti gol oldu..

    ve en sonunda caner erkin 83'de oyundan çıkarıldı.. caner çıkana kadar kimler çıktı peki oyundan? şahane oynayan kenan karaman. bir gol atıp 2 defa da gollük pozisyon hazırlayan hakan çalhanoğlu. orta sahanın en iyi oyuncusu ozan tufan ve her ne kadar kötü oynasa da forvet kanadında caner'den 50 kat faydalı olan yusuf yazıcı.. bu adamların hepsi 30 dakika içinde teker teker oyundan çıktı ama caner'e dokunulmadı.. takıma sürekli gol yedirmesi yetmemiş olacak ki hücumda da top tutamayalım diye sol açığa alındı..

    şimdi tek bir şey kaldı.. maç sonu basın toplantısında, caner bence çok iyi oynadı. değişikliklerde de hata yaptığımı düşünmüyorum demesi.. bahisler açıldı, bakalım bunu da yapacak mı?

  • kuru ekmek yiyen aç değildir

    evet bu da oldu hem de mecliste..

    chp'li engin altay'ın “ millet aç, millet perişan. midesine sadece kuru ekmek giriyor.” sözleri üzerine a.k. partisi denizli milletvekili şahin tin “ o zaman aç değil demek” diye cevap verdi ve bu rezalet tutanaklara geçti. sinir sistemi sağlam olanların izlemesini öneririm sadece..

    gün geçmiyor ki midenizi bulandıracak, insanlığından utandıracak bir şey yaşanmasın..

    yaklaşık 15 sene önceye kadar; sektirmeden oruç tutan, her gece yatmadan şükreden dua eden, ara sıra da olsa namaza giden insandım. ama yıllar içinde öyle bir hale geldim ki bunca yapılan şeylere rağmen kimsenin belasını bulmadığı gördükçe resmen itikadım sarsıldı, geçtim oruç vs tutmayı artık dilek bile dilemiyorum. bildiğin koca bir nesil bunlar yüzünden dinden imandan soğudu, allah'la bile arasına mesafe girdi..

    hala daha; allah sizi kahretsin demekten başka da elden gelen bir şey yok ne yazık ki..

  • yüzüklerin efendisi (dizi)

    insanda gerçekten bileklerini kesme isteği uyandıran bir akıma denk gelmenin derin hüznünü yaşıyorum yemin ederim..

    örümcek adamdaki mary jane watson'ı kendisi şu; zenci olarak gördükten sonra daha fazla ne olabilir diyordum ki bu sefer de içinde zenci bulunmayan evrene tecavüz edilmesini görmüş olduk..

    allah gerçekten belanızı versin.. git kertenkele adam diye yap bir yeni hikaye istersen hepsini zenciden oluştur bize ne?

    ulan hadi onu da geçtim, anladık hayvansınız sıfırdan bir şey yaratamıyorsunuz. o zaman dark elf karakterlerin üstünde yükselen yani siyah elflerin olduğu 50 tane roman, 500 tane hikaye var dünyada şimdiye kadar yazılmış. lan bari onları gidin çekin, herkes zenci olsun paşa paşa.. misal, en bilinenlerinden; drizzt do'urden -ki muhteşem bir üçlemedir, okumadıysanız mutlaka okuyun. bir gün umarım o hikayenin çekildiğini de görürüz..

    ama yok olmaz! niye? çünkü biz 100 sene evvel yazılan hikayelerin içine zenci, travesti, gay vs sokmalıyız ki ne kadar da "özgürlükçü" olduğumuzu gösterelim. bu özgürlükçülük değil, bilakis faşizmin ta kendisi. kendi isteklerini herkese dayatıyorsun çünkü. ne hakkın var amk evladı 80 sene evvel kurulan hikayenin içine etmeye? siktir git yenisini yaz ne bok yersen ye..

    bunlar şimdi kesin orklar falan da normalde siyah görünümlü diye, orkları gider beyaz yaparlar. çünkü tam bir sjw dangalığı olmak bunu gerektirir..

    edit: yani bir şey demeyecektim ama okuduğunu anlamaktan aciz, kendi aşağılık komplekslerine herkesin sahip olduğunu sanan embesillerin saçmalıklarını görünce dayanamıyor insan..

    konu, adamın zenci, gay, travesti, beyaz, asyalı veyahut alman olması değil. konu, 100 senelik hikayelerin dinamitleniyor olması. tolkien isteseydi elfleri zenci yapıp, orkları beyaz olarak resmedebilirdi. zira daha önce de örneklediğim gibi, elfleri siyah yapıp onları o şekilde kahramanlaştıran 500 tane yazar var..

    sözün özü; drizzt'i çekerken gider adamı sarışın mavi gözlü yaparsanız bizim gibi insanlar ona da şiddetle karşı çıkacaktır. çünkü hikayenin temelini dinamitlemiş oluyorsunuz bunu yaparak..

    ama tabii kime anlatıyorsun, aç köpek kendini kasap dükkanında hayal edermiş.. herif kendi hayatında o kadar değersiz ve hiçbir şeye sahip değil ki kendisi gibi "ezildiğini" düşündüğü ve kendini özdeşleştirdiği bir grubun normal şartlarda sahip olmadığı bir şeye tepeden inme bir şekilde sahip olmasından mutlu oluyor. tıpkı ülkemizdeki malum güruhun, okumuş kesime düşman olması gibi. okumuş kesimin hayatını zorlaştıran her kararı deliler gibi alkışlaması ve bundan mutlu olması gibi. bir takım hırsızların göz göre göre hak yemesini, olsun sonuçta "monşerlerin" haklarını yiyorlar diye desteklemesi gibi. aynı zavallılık, aynı embesillik..

    dünyadaki ezildiğini düşünen kimi kesimleri yüceltmenin yolu, onları sahip olmadıklarını karakterlere tepeden inme olarak getirmek değildir. sen gider öyle bir hikaye kurarsın ki yüzüklerin efendisinin tahtını ele geçirirsin, bunu yaparken de hikayendeki karakterler o ezilmiş dediğin kişilerden oluşur. işte asıl olması gereken budur. aksi ise sadece kendi kompleksini bastırmaktan ve kendini kandırmaktan öte bir şey değildir. zira kendini değerli görmek için yaptığın; "seni değersiz gördüğünü düşündüğün" kişilerin yarattıklarının kıyısından köşesinden yer kapmaktır sadece..

    kısacası leşçilsindir hepi topu, önüne atılanları kemirmekle mutlu oluyorsundur.. kendi şahsiyetin ya da başarın yoktur..

    edit 2: embesilin biri de hikayedeki iyilerin hep beyaz, kötülerin ise ya siyah yaratığımsı canlılar ya da esmer insanlar olmasından dolayı ırkçılık olduğunu belirtmiş. haliyle bunun değiştirilmesi normalmiş. bu halini beğenmeyenler de siktirsin gitsinmiş..

    yahu siz ne çeşit bir geri zekalısınız inanın bimiyorum.. diyelim ki tolkien'in de amacı buydu ve siz haklısınız -ki değilsiniz.- diyelim adam ırkçılık yaptı üstü kapalı.. ee yani? o zaman yapılacak şey belli, ırkçı olduğunu düşündüğün, hayat görüşünü kabul etmediği şeyi reddedersin. ne dizisini çeker ne filmini izler ne müziğini dinler ne de kitabını okursun..

    ohh ne güzel hem adamın kurduğu evreni çek hem de bir yandan ama ırkçı sonuçta diyerek o evreni sabote et. öyle hem canım cennette hem sikim sefahatte diye bir durum yok arkadaşlar. ırkçı buluyorsanız siz siktir olur gider ırkçı olmayan şeyler izlersiniz. bunun doğrusu budur..

  • 22 kasım 2020 covid-19 hasta sayısının 6017 olması

    bakana göre; semptomu olmayan evdeki kişiler bu sayıya dahil değildir. bilmeyenler için; "semptomu olmayan evdeki kişi" nedir onu da ben açıklayayım..

    5 farklı ilaç verilen, her gün 1 tane olmak üzere 10 defa göbekten iğne olan, tek bir ilaçtan günde 16 tablet olmak üzere, günlük en az 20 tablet ilaç içen kişi..

    gördüğünüz gibi bu kişilerin hasta sayılmaması son derece doğaldır, sonuçta hangimiz her gün iğne olup günde 20 tane ilaç içmiyoruz ki?

  • 15 haziran 2020 doğu perinçek açıklamaları

    hiçbir halttan haberi olmayan tiplerin yine gelip aklınca aşağıladığı durumlara sebebiyet vermiştir. arkadaş, bir parça durun düşünün. siz kafanızı kuma gömünce gerçekler yok olmuyor..

    ülkede ana muhalefet partisinin dahi günde yarım saat gözükmediği kanalların tamamında bu adam her gün 3-4 saat program yapıyor ve bu 3-5 günlük bir mevzu değil, 2-3 senedir böyle.. daha 3-5 sene önce erdoğan için en ağır ifadeleri kullanmış biri olmasına rağmen programlara "çıkarılıyor"

    yetmiyor, cumhurbaşkanına resmi danışman veriyor partisinden..

    30 bin oy almıyor denilen partisine bakıyorsun, üyelerindeki en dandik asker emeklisinin rütbesi albay..

    davutoğlu tv'ye çıkıp, kendisine x bir konuda eleştiri geldiğinde onu bana değil erdoğan'ın yanındaki perinçek'e soracaksınız diye kendini yırtıyor..

    katıldığı programların tamamında, moderatörler kendisine söz verirken iktidarın ortağı olduğunu lanse ediyor..

    kısacası bu adam ortaya çıktığından beri, ülke bariz bir şekilde abd ekseninden avrasya eksenine dönmüş halde..

    peki, bizim çok eğitimli, müthiş kültürlü "ekşici" ne yapıyor? bu kim amk!!! keh keh khe!! yalova kaymakamı keh keh keh!!!

    ulan bak her şeyi geç, daha 20 gün önce bu adam 27 mayıs programlarında herkesin gözünün içine baka baka; menderes'in hain olduğunu ve yapılan darbenin de doğru olduğunu anlattı. selvi denen tip, perinçek'in karşısında sinir krizleri geçirdi..

    sonuç? ertesi gün yine yayındaydı perinçek. ülkedeki basının ne halde olduğunu göz önüne alınca şu basit örnek bile, bu adamın şu anda bir yerleri kapladığın açık göstergesi. normal şartlarda o gün perinçek'in söylediklerinin binde birini başkası söylese, geçtim bir daha yayına çıkmayı, öldüğünde ölüm ilanını bile yayınlatacak gazete bulamaz akrabaları..

    sözün özü, burada düşünülesi gereken bu adamın bugün sahip olduğu bu gücü nereden ve nasıl elde ettiğidir. sabah akşam hakaret edip taşak geçmeniz bu gerçeği değiştirmemektedir..

    hûlasa; rusya asla düşünüldüğü kadar güçlü değildir, ama rusya asla düşünüldüğü kadar güçsüz de değildir.. sözü gibidir bu adamın durumu da..

  • 26 mart 2020 covid-19 vakasının 3629'a yükselmesi

    ekonomik açıdan "alınamayan" önlemler bir yana bir gerçeği daha açığa çıkarmıştır; akp'nin örgütlü cehalet karşısında çaresiz kalması..

    ülkemizde covid-19 vakasının görülmesi ve yayılmaya başlamasından itibaren geçen yaklaşık 2 haftalık süre içinde; akp üst kadrosunun attığı bütün eksik de olsa doğru adımlar, en büyük özelliği "cahil" olmak olan güruh tarafından birer birer çöpe atılıyor..

    önce okullar tatil edildi. daha ertesi sabah olmadan milyonlarca öğrenci anadolu'nun her yerine göç başlattı..

    ardından umreciler olayı patladı. her birine özel olarak bilgi verildi; evde kalmaları ve kimseyle görüşmemeleri üzerine. gel gör ki akp'nin bilmemnere ilçe başkanları, 50'şer kişilik kafilerle hacılarımızı karşıladık diye foto yağdırıp hava basmaya başladı iki gün geçmeden. ayrıca; ben sokağa çıkmıyorum, herkes bana geldi mevlit okutuyoruz diyen teyzeler türedi.. ne oldu? ihale son gelen kafileye patladı..

    sağlık bakanı her allah'ın günü tv'de insanlara bildiğin yakardı, yapmayın etmeyin sokağa çıkmayın diye, sallayan olmadı. baktılar olmuyor, cumhurbaşkanı topa girdi ve kendi açıklama yaptı. yine bir şey değişmedi..

    camilerde toplu namaz kılmayın büyük tehlike arz ediyor dendi. allah'ın verdiği canı ancak allah alır, inadına daha kalabalık camiye gideceğiz diyen kitleler oluştu. üstüne de kendilerini uyaran imamlara demediğini bırakmadılar.. karantinadaki umreciler ise gün oldu barikatlara saldırdı, gün oldu bin türlü beddua yağdırdı gün oldu polisin üzerine tükürdü..

    herhalde gözden kaçırdılar diye, cumhurbaşkanı bir tane de sesli mesaj paylaştı, bütün kanallar 500 kere yayınladı. lâkin mümin kardeşlerimiz cami kapılarını tekmeliyorlardı o sırada, açın içeri gireceğiz diye..

    tv'ler 60-70 yaşında insanlarla röportajlar yaptı. her biri tek nefes olarak; bunlar hep amariganın oyunu, bizim imanımız var bize virüs işlemez diye beyanat verdi..

    vaka sayıları her gün bir öncekinin iki katına çıktı, malum cenahta tek bir yaprak farklı yöne kımıldamadı. en sonunda 65 yaş üstüne sokağa çıkma yasağı getirmek zorunda kaldılar..

    sonuç? an itibariyle ülkenin dört bir yanı dört bir tarafı; balık tutan dayılar, banklar söküldü diye yere oturan amcalar ve dardılacam diye eczaneye dalan emmiler ile çevrili..

    15 senedir muhalefet kendini parçalasa da bir türlü derdini bu kitleye anlatamıyordu, ilk kez akp anlatamamaya başladı. neden? çünkü akp, bu sefer gerçekten de bir şeyler anlatmak istiyor ve haklı. ve en önemlisi bu açıklamaları profesörlere falan yaptırıyorlar her gün kanallara çıkartıp. gel gör ki yıllardır okumuşa düşmanlık göstermeye alışmış kitleler, bunları kâle almıyor. bütün bu söylenenlerin, din düşmanları tarafından çıkarıldığını vs düşünüyor..

    işin komik tarafı, az biraz kalem tutmayı bilen akplilerin tamamı an itibariyle sosyal medyada cinnet geçiriyor. yahu sağlık bakanı 15 kere, cumhurbaşkanı en sonuncusu dün gece olmak üzere defalarca uyardı. 50 tane de yasak geldi, hala niye sokaktasınız diye..

  • abdoulay diaby

    seni bu takıma alanın anasını avradını gelmişini geçmişini sikeyim dedirtir.. %100 golü yine kaçırdı, dönen top yine gol oldu..

    ulan özel olarak beşiktaş'a ihanet etmek istesen, bunun kadar yeteneksizini bunun kadar kifayetsizini arasan bulamazsın..

    şu saatten sonra bu herifi hala o forma ile sahaya çıkaran olursa, onlara da yazıklar olsun..

  • abdullah avcı

    beşiktaş'ın başında ligdeki ilk 6 maçında 1 galibiyet aldı. takım 6. haftayı küme düşme hattında 16. olarak kapadı.. o gün kovulması gerekirken, yönetim değişimi falan ayağına takımda kaldı..

    sonra ne oldu? beşiktaş, abdullah avcı'nın saçma sapan taktiklerini terk etti ve özüne dönüp tempolu, hızlı futbol oynamaya başladı. bunu da abdullah avcı'nın kendisi belirtti, taktiğimizi değiştirdik diye..

    sonuç? 7 maç, 6 galibiyet 1 beraberlik..

    gel gör ki abdullah avcı denen zat, artık nasıl bir komplekse sahipse maçları kazanmaya başladıktan sonra birden, büyük takım oyunu oynayacağız, topa sahip olacağız yavaş yavaş tekrardan alışacağız vs diye konuşmaya başladı..

    sonuç? 8 maçta 7 mağlubiyet..

    ben hayatımda bu kadar kifayetsiz muhteris bir şahıs görmedim. ulan işte belli ki senin o çok bildiğin futbol gerçekleri bir işe yaramıyor? iyi kötü bir şekilde takım kendini bulmuşken ne diye yine takımı dinamitliyorsun?

    beşiktaş'ı izlerken sene başından beri, eğer bu şahıs kendi o dahiyane taktiğini uyguluyorsa şunu görüyoruz..

    top beşiktaş'ta ise caner erkin orta sahada konumlanıyor. takım 3-2-5 şeklinde allah'a emanet bir formasyona geçiyor. sonra ne oluyor? beşiktaş topu kaptırdığı anda rakip kendi sağından saldırıyor. caner orada olmadığı için sol stoper onun boşluğuna koşuyor. bunu yapan kim peki? ruiz ya da roco. yani, herhangi bir kaplumbağa ile 100 metre yarışına girseler kazanacakları şüpheli olan iki yavaş stoper..

    haliyle bu adamlar sol kanada sarkan adamı yakalayamıyor, üstüne de kendi bölgesini boşalttıkları için bu sefer vida sol stopere geçmeye çalışıyor..

    sonuç? bir ters top ve gol.. zira takımın defansı en az 15 metre fazladan sola kaydı ve defansın öteki tarafı hangar gibi açıldı.. erzurumspor maçını izlerken, caner'i her orta sahada gördüğümde resmen sinirden duvarları yumruklayasım geldi.. bu şekilde gol yediğimiz en az 20 pozisyon var sene başından beri.. ve bu adam, sırf komplekslerine yenik düşüyor diye göz göre göre bize bu şekilde gol yedirtmeye devam ediyor..

    8 maça da aynı şekilde çıkıyor, 7 mağlubiyet alıyor ve hala daha büyük bir şaşkınlıkla niye diye kendi kendine soruyor. bu kadar açık bir gerçeği analiz etme yeteneğinden yoksun olmasını geçtim, adam 15 defa deneyip her seferinde sonuç alamadığı yöntemi 16. defa deneyip sonuç almayı bekliyor.. einstein'da dediği gibi; sadece aptallar sürekli aynı şeyi yapıp farklı sonuç almayı bekler..

  • 24 ocak 2020 mustafa cengiz'in basın toplantısı

    mustafa cengiz; fatih terim için eleman demese de ismini anmamış ve "sayın teknik direktörümüz" demiştir takribi 20 defa.. kısacası, fatih terim bir kez daha bir başkanla papaz olmayı başarmıştır..

    edit: offffff bomba sonra geldi..

    "aramızda fikir ayrılığı yoktur, yönetim kurulunun aldığı bir karar vardır ve herkes buna uymakla yükümlüdür. bizde fikir ayrılığı olmaz, olursa ancak yol ayrılığı olur!"

    bildiğin reste rest çekti başkan, ya paşa paşa dediğimi yaparsın ya da siktir olur gidersin demeye getirdi resmen.. üstüne de ekledi;

    "ben teknik direktör olsam, başkanımız ve yönetim kurulumuz hakkında bu konuşmaları yapmaktan hicap duyarım!"

    başkan geçirdikçe geçiriyor *

    "sayın teknik direktörümüz, ben olsam başkanın dediklerini demezdim diye gazetecilere beyanat verdi. ee ben o sırada oradaydım? keşke, bana gelip neyi konuşup neyi konuşamayacağımı anlatsaydı!"

    öyle arkadan dedikodu yapmak olmaz, yüreğin varsa gel yüzüme konuş diyerek finali yaptı resmen..

  • 22 haziran 2019 ahmet hakan yazısı

    herkesi kendisi gibi sanan ahmet hakan isimli canlının; milyonlarca chp'liye ve imamoğlu'na destek veren vatanseverlere olabilecek en aşağılık ithamlarda bulunduğu bir yazıdır..

    "abdullah öcalan’dan ‘oylar imamoğlu’na’ diye mektup gelseydi;

    chp’lilerin aklına öcalan’a “bebek katili” demek gelir miydi?"

    “öcalan-demirtaş el ele/çok güzel günlere” diye sloganlar atılmaz mıydı?"

    "öcalan’ın mektubu, imamoğlu’nun işine yarasaydı... imamoğlu kanadında moraller tavan olacaktı."

    sen kimsin de milyonlarca insanı, çıkarı için öcalan denen vatan hainini dahi savunabilecek hatta o katilin sözleri üzerine moral kazanacak olarak gösterirsin.. herkes senin gibi mi vatansız!

    cürete bak; binlerce insanın katili bir laf edecek ve biz bundan mutlu olacakmışız, heyecanımız tavan yapacakmış. hemen onun bebek katili olduğunu falan görmezden gelecekmişiz. üstüne de adına sloganlar atacakmışız!? sinirden resmen elim ayağım titredi!

    hayır bi' de dediklerini yapan bir güruh zaten varken onlara laf söylemek yerine o durumu yok sayıp; chp'liler bunları yapardı diye gömüyor.. aklınca hedef değiştiriyor..

    chp ve iyi parti yetkililerinden ricamdır; sizleri ve bizleri bir vatan haininin sempatizanıymışız gibi gösteren, o hainin adına sloganlar atacağımızı söyleyen bu adamı dava edin sürüm sürüm süründürün..

  • general erdoğan'ın arkasında eşek gibi saf tutacak

    tam hali;
    "çatal bıçak setli generalleriniz var ya, hepsi şimdi erdoğan'ın arkasında saf tutuyor. oynaya oynaya, eşek gibi saf tutacaklar!" olan akit gazetesi haber müdürü murat alan'a ait bir beyandır..

    ve evet, bu ülkede ulusal yayın yapan bir kanalda bu laf edilmiştir.. bir insan, bir oluşum, bir düşünce yapısı kendi ordusuna ancak bu kadar düşman olabilir..

    ismail saymaz ne güzel demiş; "altı şehidin geldiği gün siz stüdyoda türk ordusunu aşağılarsanız, yarın cephede savaşacak subay bulamazsınız."

  • şenol güneş

    6 maçtır kazanan takımı durup dururken değiştirmiş ve beşiktaş tarihindeki en yeteneksiz isimlerden biri olan necip isimli futbol katilini takıma bir şekilde sokmuştur..

    umarım, necip her zamanki gibi 6. dakikada sarı kart görüp sonra da ikinci yarı atılmaz da sinir hastası olmayız..

    not: gerçekten gülüyorum artık.. bi' de daha maçın başında necip'i eleştirdik diye laf söyleyen geri zekalılar vardı. necip oyunu takip edeceğine geri zekalı gibi oyun oynanırken yerini değiştirmeye çalıştığı için 2. golü yedik.. şenol babası da ama çok iyi çocuk diyenler de artık amacına ulaşmıştır..

    ha bu arada maç başladığından beri 6-7 faul yaptı yine durduk yere ama henüz atılmadı zira gerek kalmadı..

    edit:
    beşiktaş, oyuncuların son haftalardaki büyük gayreti ve başakşehir'in bir ay içinde 10 puan birden kaybetmesiyle yarışa tutununca; "şenol hocamız, efsanemiz!" diye kafa siken tipler yine ortaya çıkmıştı.. bu zat'ı eleştirenlere de ağızlarına gelen her şeyi söylüyorlardı..

    onları sahneye davet ediyorum; şenol hocanız yine en önemli maça damgasını vurdu. yorumlarınızı bekliyoruz..

    ben bu adamı 2 senedir eleştirmekten bıktım, takımı mahvettiği halde başta yönetim sonra da geri zekalı taraftar sürüsü bu herifi omzuna almaya devam etti. tebrikler, beşiktaş futbol takımını el birliğiyle mahvettiniz..

    maç sonu yorumları da geldi bu şahsın; sadece iki örnek veriyorum, siz bu şahsın karakteri ve niyeti hakkında kendiniz bir çıkarım yaparsınız artık..

    bir;
    "necip ile ilgili bir şikayetim yok. iyi olmasa zaten değiştirirdim."

    iki;
    "kagawa son 15 dakika girdi. keşke o dakikalarda oynasaydı. orada da oynayabilirdi, bir mahsuru yok. 20 dakika süre vardı."

    bu yaşattıklarının vebalini ödediğin günleri de elbette göreceğiz..

  • josep guardiola

    şampiyonlar ligi yarı finalisti olarak aldığı takıma 1 milyar dolar harcayıp 3 sene içinde hiç yarı final görememiş olan deha *

    tıpkı 4 senede 3 şampiyonlar ligi finali oynayan bayern'in başına geçip 3 sene boyunca hiç final görememesi gibi.. sorarlarsa son 15 bin milenyumun en iyi hocası dersiniz..

    bu adama sürekli tapanlar zidane için ne yapıyor cidden merak ediyorum.. zira zidane son 3 senede üst üste 3 kere kazandı, guardiola'nın en son 9 sene önce kazandığı şampiyonlar ligini..

    lan her şeyi geçtim, adam 1 senedir tek bir transfer yapmayan, en iyi oyuncusu sakat tottenham'a elendi. hala daha utanmadan, gençlerle oynuyor onun sıkıntısını çekiyor diyenler var. "gençlerle oynuyor" dediği de her birine en az 50m pound ödediği adamlar.. sanırsın "genç necip" ile sahaya çıktı paşam..

  • şenol güneş

    chelsea kendisini 50 yıl sonra şampiyon yapıp üst üste iki şampiyonluk kazanan mourinho'yu kovdu. yetmedi, adamı 10 sene sonra geri alıp şampiyon oldukları sezonun ertesinde yine kovdu.. aynı mourinho real madrid'e gitti, adamlara 4 sene sonra ilk defa kupa kazandırdı, yetmedi puan rekoru kırarak 8 sene içindeki tek şampiyonluğu aldı, ertesi sene kovuldu..

    leicester city, burada bugün hala yazmakta olan 50 bini aşkın insanın bir daha hayatı boyunca hiç görmeyeceği bir şeyi başardı ranieri ile, premier lig şampiyonluğu. ertesi sene bitmeden, ranieri kovuldu..

    real madrid, 2 şampiyonlar ligi 2 la liga kazandıran del bosque'yi kovdu. aynı del bosque, bir dünya kupası bir avrupa şampiyonluğu kazanmasına rağmen ispanya'dan da kovuldu..

    chelsea bundan sonra bi' 50 sene daha şampiyon olamazlar dedirten haldeyken takımın başına antonio conte geldi. 15 yıldır 4-3-3 oynayan takımı 3-4-3'e çevirdi, ilk yılında uzak ara yaparak şampiyon oldu. ertesi sene conte kovuldu.

    man city pellegrini ve mancini yönetimi altında iki kere şampiyon oldu, ikisi birden ertesi sezon kovuldu..

    ulan her şeyi geç; fatih terim denen adam öyle ya da böyle gs'de 4 şampiyonluk üstüne uefa aldı. büyük bir gazla geri döndü, şampiyon beşiktaş oldu. ertesi sene, yine kötü gitti. olmuyor deyip bıraktı, kimse de kendini yakmadı buradaki satılmışlar gibi. çünkü o gün başarısızdı, bu kadar basit.. ünal aysal ile kavga edip kovulmasından bahsetmiyorum, geri zekalı gibi atlayıp 15 yaşında olduğunuzu belli etmeyin..

    saysam 150 tane örnek sayarım.. siz ne çeşit bir hain, ne çeşit bir alçak, ne çeşit bir satılmışsınız ki 2 senedir göz göre göre takımı dinamitleyen bir adama tek kelime etmediğiniz gibi, üstüne bu şahsın başarısızlıklarını yazanlara ana avrat sövüyorsunuz.. sizin gibi haysiyetsizler o takımlarda olsa demek ki 30 sene kovulmayacaktı bu adamlar ne yaparlarsa yapsınlar..

    beşiktaş'ı 2 sene şampiyon yaptı!!!1111! hayır, o iş öyle değil.. beşiktaş camiası, ömrü hayatında lig şampiyonluğu olmayan şenol güneş'i 2 defa şampiyon yapmıştır.. sizin satılıklığınız buradan belli, siz nasıl olur da beşiktaş için, şenol güneş giderse 10 sene daha şampiyon olamaz dersiniz?

    beşiktaş şampiyon olduysa dahi, bu onun futbolcuları, taraftarı, yönetimi ve teknik direktörü sayesindedir. o şampiyonluklar tek bir adamın başarısı değildir, tarihindeki diğer şampiyonlukları gibi..

    ayrıca beşiktaş futbol takımı, defansında baki mercimek, orta sahasında ibrahim toraman, sağ bekinde ali güneş sağ önünde ali tandoğan forvetinde holosko oynarken dahi bu derece rezil bir performans göstermedi hiçbir zaman. feda dedi, sol kanadında gökhan süzen, uğur boral, emre özkan oynadı. orta sahanın göbeğinde 19 yaşındaki oğuzhan, 19 yaşındaki hasan türk, sokakta görse kimsenin tanımayacağı mehmet akgün ve 3 metreye pas atmaktan aciz veli kavlak vardı. samet aybaba elindeki bu adamlarla bile, 50 metre ileri top şişirten şenol güneş gibi kepaze bir taktik kullanmıyordu.. adamın elinde futbolcuya benzeyen tek kişi fernandes'di..

    adam bu rezil kadroyla devreyi 30 puanla liderden 3 puan geride ikinci kapadı, ikinci devre takımın nefesi, kalitesi yetmedi ve çöktü.. gel gör ki bu müthiş teknik deha şenol güneş, beşiktaş tarihinin en maliyetli kadrosuyla geçen seneyi 30 puanla kapadı. bu sene ise daha da başarılı olup 26 puan topladı..

    şenol denen zat, tolgay-oğuzhan-atiba-ljajic-medel-talisca gibi adamlar elindeyken topa sahip olmaktan aciz bir oyun oynatıp, quaresma'nın en düşüğü 35 metre metraja sahip ortalarının sırtına biniyor 3 senedir.. çok merak eden, o ikinci sezonda quaresma kaç asist yapmış sezon boyu bi' kontrol etsin.. ya da ben söyleyeyim; 44 maç 6 gol 17 asist..

    hiç mi utanmıyorsunuz; "takım kötü hoca naapsın :(" derken.. insanda biraz ar olur..

  • vedat milor'un menemen anketi

    ilk baktığımda 180 bin oy vardı, sonuç; %50-%50'ydi.. az önce baktığımda 243 bin oy vardı, sonuç yine %50-%50'ydi.. ulan bu memleket her konuda nasıl oluyor da bu kadar net bir şekilde tam ortadan ikiye ayrılmayı başarıyor yeminle anlamıyorum..