bilinçsiz kokuşmuş leş bir toplumun yansıması.
(bkz: halk plaja akın etti vatandaş denize giremiyor)
halk ile vatandaş arasında farkı anlamak için güzel bir örnek; vatandaş bir bireydir, vatandaş vergisini verir, ülkesini sever, doğayı kirletletmez, kirletene başlığı açan süser gibi tepki gösterir.
halk ise çoğunluktur, birey olamamıştır, yaptığı eylemlerin sorumluluğunu bireysel olarak almaz, topluma mal eder, tayyipi seçer, vergisini vermez kimse vermiyor der, yere çöp atar herkes atıyor der, düğün konvoyu yapar bu bizim adetimiz der, kötü bir şey yapar gelenek görenek diye yaptığı kötü eylemi yine halka mal eder çünkü o bir birey değildir, bir vatandaş değildir, halktır o ve halkın yaptığı kitlesel eylemlerin bireysel olarak asla sorumluluğunu almaz.
benibuhavalarmahvetti5 profili
-
alaçatı ılıca plajı rezaleti
-
hanımcılık modası
bütün meriçler toplanmış birey olmaktansa hanımcı olmayı övmeye gelmiş.
yok neymiş zaten kadın en doğru kararı alırmış, zaten en sonunda kadının dediğin olurmuş, tartışmaya ne gerek varmış vesaire.
bir kadın sadece kadın olduğu için neden haklı olsun, neden en doğru kararı alsın ve neden herhangi bir konu tartışılmasın.
tartışmak zaten medeniyettir, gelişmiş toplumlarda tartışma kültürü vardır, toplumlar ve bireyler fikirlerini tartışarak geliştirir.
gelişmemiş toplumlarda ise başlık altındaki meriçler gibi tartışmak ya gereksiz bir şeydir ne gerek vardır, ya da toplumun büyük çoğunluğunda olduğu gibi tartışmayı bilmedikleri ya da herhangi bir fikirde tartışabilecek kadar bilgi ve ya kelime sahibi olmadıkları için tartışma daha başlamadan şiddete dönüşür.
(bkz: bütün kadınlarla aynı fikirdesin)
ilkkan -
türbanlılar tarafından beğenilen erkek olma sorunu
(bkz: mustafa ceceli)
-
hakkındaki tutanağı yırtıp yoluna giden kadın
maske takmanın bilimsel olarak doğru/yanlış konusuna girmeden vidoedaki kadını isyanından dolayı alkışlıyorum. öncelikle para cezası her vatandaşa eşit şekilde uygulanması zaten başlı başına eşitsizlik. işsiz ve herhangi bir geliri olmayana da 900 lira, ölçülemeyen über zengine de 900 lira -sadece maske cezası değil diğer tüm para cezalarında da aynı eşitsizlik var-.
memurlar da zaten kamera çekimi var diye işlerini canlı yayın dizi filmi çeker gibi sosyal mesaj verme edasıyla yapıyor, iki saatte bir maske değişecekmiş vs. yok daha neler. şundan da eminim -ispat edemem elbette- eğer kamera olmasaydı kadını ceza yazmadan salacaklardı. kameralar eşliğinde ceza yazıp, kurban seçmek de moda oldu. nasıl yürüyor işler acaba; mesela haberci,kamereman geliyor emniyete "hadi şuraya gidelim de memur bey siz birilerine ceza yazın biz de çekelim mi" diyorlar yoksa memurlar aman kameralar çekiyor birine ceza yazmazsak olmaz eve ekmek götürmeleri lazım diye mi gözlerine birini kestiriyor? neyse her harükalda medya,emniyet,genelge, ceza falan komple yapacağınız işi sokayım. hanımefendiyi de tekrardan hakkını aradığı için tebrik ediyorum. -
ekşi itiraf
istanbul'da bir otelde yöneticiyim ve bu konuma neredeyse sıfırdan geldim. iki yıllık üniversiteden mezun olduktan sonra ilk iş deneyimime beş yıldızlı bir otelde komi olarak başladım. ilk iş günümden bugüne hep kendimi geliştirmeye çalıştım, çabaladım. insanlardan neyi nasıl yapacağımdan çok neyi nasıl yapmamam gerektiğini öğrendim;bir şeften nasıl şef olunmayacağını öğrendim, bir müdürden nasıl müdürlük yapılmayacağını öğrendim, bir otel misafirinden çalışanlara nasıl davranılmayacağını öğrendim, bir otel çalışanından otel misafirlerine nasıl davranılmayacağını öğrendim ve hatta boş zamanlarımda herhangi bir otelin booking puanlarını açıp en düşük puanlardan sıralayarak istanbul'daki bir çok otelin neden kötü yönetildiğini öğrendim, tüm turizm yayınlarını takip ettim, wyndham, hilton, ihg, marriot gibi zincir markaların güncellemelerini takip ettim, sektör gelişmelerinden ve yeniliklerinden hep haberden oldum, komple bir otel yöneticisi oldum, kendi alanım dışında teknik servis, housekeeping, muhasebe gibi otellerdeki her departmanla ilgili yönetici seviyesinde bilgi edindim, komi olarak başladım, garsonluk, bellboyluk, resepsiyonistlik, resepsiyon şefi,yardımcı müdür, ön büro müdürü derken tırnaklarımla kazıyarak genç yaşımda genel müdür oldum. pandemi ortasında devraldığım oteli rakip oteller kan ağlarken pandemi öncesinden çok daha iyi rakamlara çıkardım, pandemi öncesinden daha yüksek karlılığı sağladım, meslek hayatım boyunca kazandığım insanları işletmenin faydası için kullandım, hiç olmayacak güzel işler aldım, işletmeye çok ciddi paralar kazandırdım. ve bugün üniversitesinin inşaat bilmem ne mühendisliğinden geçen yıl mezun olmuş hiç bir işte çalışmamış patron kızıyla personelin hakkını koruduğum için bir otel nasıl yönetilir diye brifing aldım, kavga ettim ve çıktım. süslü bir özgeçmişim yok, müdür doğanlardan değilim ama işimi çok iyi biliyorum genç sayılabilecek bir yaşta olmama rağmen memleketimde otel yönetimini benden iyi yapacak çok fazla insan yok ama işte lanet olası pandemi süreci nedeniyle iş imkanları çok kısıtlı ve bu yüzden itirafımdır; sabah yine aynı otele işe gideceğim.