yaptıkları şey başlı başına magandalık. hamile kadına yapılmış, hamile olmayan kadına yapılmış, yetişkin bir erkeğe ya da yaşlı bir kadın veya erkeğe yapılmış fark etmez.
Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.
Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.
Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.
Sozlock Ekibi
Ekşi Sözlük Debe Listesi
-
1. hamile kadının aracına saldıran maganda
-
2. seydioğlu baklava
üst edit: kelime benzerligi olan diğer meşhur baklava markasi degil. bu 'seydi oğlu '
trafikte hamile bir kadının aracına saldıran sahiplerinin olduğu baklavacı. iddialar için linkler:
olay
(bkz: hamile kadının aracına saldıran maganda)
edit: hasan sel ve hüseyin sel kendi hesaplarını silmiş, seydioğlu baklava da tüm sosyal medya hesaplarını kapatmış
edit 2: sözcü de olayı haber yaparak kişileri ifşa etmiş. sözcü
ilk olarak tepkilerin yazıldığı link: seydioglu facebook yorum seydioglu facebook
instagram
hüseyin sel
hasan sel
seydioglu
hasan sel 2
hüseyin sel 2
seydioğlu inşaat da diğer şirketleri -
3. vedat muriqi
fener muriqi'ye 4 milyon euro + alper + berke + barış(kiralık) vermiş,
rize alper ve berke'yi parlatıp tekrar fener'e geri satar, muriqi'yi de bedavaya geri alır. -
4. seydioğlu baklava kamuoyu açıklaması
ahaha kaputta tepinerek olaylari sakinlestirmek de iyiymis. aynasini kirayim belki sakinlesir ahaha.
-
5. öldürmeyip süründüren şeyler
senin verdiğin değerin çok azını sana veren birisiyle bir şeyler yürütmeye çalışmak. ne olduğunuzu bilmediğin bir "ilişki" için çabalamak. verdiği mutsuzluk mutluluktan daha fazla olan birisi için inat etmek.
-
6. türkiye'nin beach club mafyaları
anıl aba'nın birgün'de yayımlanan şahane yazısı.
"ege sahillerindeki şu meşhur beach club’lara giriş fiyatları hafta içi 80-90, hafta sonu 100-125 lira. fiyata şezlong, şemsiye ve bir kola dahil, o da 200 ml’lik küçük kutuda olanlardan.
kimisinde giriş 50 lira ama şemsiye ve şezlong ekstra, 30-40 lira. bazısında giriş ücreti yok ama içeride kişi başı 150-200 liralık harcama yapmanız zorunlu. pofidikleri ayrıca kiralayanlar var, 20-25 lira. otopark zaten 25-30 lira. arabanız dandik, cüzdanınız ince gibiyse “içerisi dolu” deyip geri çevirebiliyorlar. kapıda çantanız fermuarlı ceplerine kadar didik didik aranıyor, mekâna yanlışlıkla su veya gofret bile sokamıyorsunuz.
içerde tost 30 lira. limonata 20 lira. kahve 25 lira. bira 40 lira, 33’lük. “frozen mermaid margarita with a twist of lime and coconut” gibi cafcaflı kokteyller isimlerinin uzunluğuna göre 80-100 lira. ıstakozlu hamburger 250 lira. ıstakozsuz hamburger 60-70 lira. 500 liraya pizza satan mekân da var.
....beach club hiyerarşisinin olmazsa olmazı olan kovalı şezlonglar 500-600 lira. buralara oturmak için buzlu kovada şişe açmanız gerekiyor. arkalardaki kovasız şezlonglarda oturanlara hizmet ve güler yüz yok. mesela “kavanozda ev yapımı naneli alaçatı limonatası” söylüyorsunuz, 45 dakikada üç kere hatırlattıktan sonra belki geliyor. insan gibi muamele görmek için ekstradan 100 lira bahşiş atmanız gerekiyor.
....
ido tatlıses, kerimcan durmaz, samet liçina, emre balık, pascal nouma, batıkan tanrıkulu ve cem belevi gibi isimlerini ilk defa duyduğunuz “dünyaca ünlü” dj’lerin sözde müzik yaptığı bazı mekânların happy hour’larında zorunlu olan stantlar 1000 tl (bir şişe premium içki dahil), localar 3500 tl (üç şişe premium içki dahil). stantlar beş, localar sekiz kişilik olup fiyatlara yüzde 10 servis bedeli eklenmektedir.
...... bu beach club’lar berbat hizmet, yüksek fiyatlar, mafyatik işletmeciler, kaba personel, kötü yemekler ve ido tatlıses’e rağmen nasıl piyasada var olabiliyorlar?
tekel oldukları için. tatilcilerin fazla alternatifi yok. bakın, türkiye’de 463 mavi bayraklı plaj var. bu da, yaklaşık olarak, her 177 bin vatandaşa bir plaj düşüyor demektir. yabancı turistler de cabası… coğrafya ve mevsimler belli, denize girilebilir alanlar sınırlı, ama nüfus büyüyor. haliyle bu sahilleri, koyları ve plajları işletenlerin tartışmasız bir tekel gücü oluyor. tekel demek rant demektir. yani sahibinin hiçbir emek harcamadan elde ettiği garanti gelir. rikardiyen rant teorisine göre, nüfus arttıkça ve ekonomi büyüdükçe de bu rant artar.
mesela ayayorgi koyu’nun tamamını özel işletmeler işgal etmiş durumda. ücretsiz halk plajı alanı kalmamış. altı tane beach club var. onlar da giriş fiyatları konusunda aralarında paslaşıyorlar. yani fiyatları düşürmek ve/veya hizmet kalitesini arttırmak suretiyle bir piyasa rekabeti oluşması mümkün değil çünkü koyda yer kalmamış zaten.
....
kıyı kanunu, madde 5 – kıyılar, devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. kıyılar, herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasına açıktır. kıyı ve sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir.
....
devlet, kamu yararı gözetilmesi şartıyla bu alanları işletmelere verebiliyor. mevzuata göre bu işletmeler denize en fazla 50 metre yaklaşabilir ve halkın denize girişini engelleyemez. ama bu beach club’lar resmen denizin üstünde. insanların yoldan denize ulaşımı tamamen kesilmiş. kapıya güvenlik koyup geçmek isteyenlerden haraç keser gibi para istiyorlar. 100 kayme vermeden allah’ın denizine giremiyorsunuz yani. üstelik, vaktiyle, danıştay’ın kıyı kullanımları ile ilgili verdiği bazı iptal kararlarında 1) kıyılardan herkesin eşit bir şekilde yararlanma hakkının kısıtlanması, 2) kıyılara üzerinde özel mülkiyet ilişkisinin kurulması, 3) kamu yararının engellenmesi ya da ortadan kaldırılması hususları vurgulanmakta. ayakbastı parasının 100 lira olduğu, 250 liraya ıstakozlu hamburger, 3500 liraya yataklı loca satılan beach club’larda nasıl bir kamu yararından bahsedilebilir? bir avuç zengin züppenin story paylaşması kamu yararı değildir. zira ne o zengin züppeler kamudur ne de kerimcan durmaz… kamu biziz ve biz bundan bir yarar sağlayamıyoruz.
......."
https://www.birgun.net/…n-beach-club-mafyalari.html -
7. faizleri indir dedik indirmedi
havalar çok sıcak diye meteoroloji genel müdürünü de görevden alabilir bu mantığa göre... aklıma yattı benim wlla.
-
8. 25 mayıs 2019 kütahya trafik kazası
yakın bir arkadaşımın kardeşinin 40 gündür komada yatmasına sebep olan kaza:
"kız kardeşim 22 yaşında. anadolu üniversitesi almanca öğretmenliği son sınıf öğrencisi. yani tabii artık mezun oldu. ama kendisi gidemedi mezuniyetine. o gün dershanesi de olmasına rağmen annemin artık son haftasını tamamlayıp bırakacağı işi için (ki kendisi saha görevlisi, çocuk okutacağım diye yıllardır market market sokaklarda dolaşıyor) çabuk bitsin bir günde hallolsun diye kardeşimi de alıp eskişehir’den kütahya’ya getiriyor. hatta annem ona erkenden uyanmasın, uykusunu alsın diye bir sonraki otobüse binmesini söylüyor. beraber otogarda buluşup tost yiyorlar kahvaltıda. sonra bir de fotoğraf atıyorlar bana 13:30 gibi, yarım saat sonra da telefon geliyor kaza geçirdiklerine dair.
annemin kaburgaları kırık, iç kanaması var, bacağı kırık, akciğerleri sönmüş. ikiliden daha az hasar alan o.
kardeşime ise araç tam ortadan çarpmış, 70km hız limiti olan yerde 2.5tonluk servis aracının 33.6mlik fren izi oluşuyor. iki kişiye çarptıktan sonra.
bir de trajikomik olan şey servis aracının rehabilitasyon merkezindeki çocukları taşıyan, belgesi bulunmayan, şehir içinde tahminimizce en az 100km hızla giden bir araç olması.
bugün kaza olalı 40 gün oldu. kardeşimin bilinci hala kapalı.
kafatasında kırık yok, kanama vardı, ödem vardı, şimdi de diffüz aksonal ınjury var deniyor, kapalı beyin travması. şu an kütahya evliya çelebi eğitim araştırma’da yatıyor. bayram tatili boyunca belki de en ihtiyacı olan dönemde bir tane doktor bile görmedi. hasta bakıcılarla hemşirelerin bakımında, beyin travması ve kırıkları yetmiyormuş gibi bir de septisemi oldu. hastaneden kaptığı enfeksiyon o kadar ilerledi ki tüm organlarına yayıldı. ama savaştı, iç organları sapasağlam, bunu atlattı. bacağındaki kırığı sabitlemek için koca bir demir takıldı.
ben de onu taşıyamadığım için tomografi sonuçlarını profesörlere taşıdım, hepsi benden mr istedi. çekilen tomografi sonucu radyoloji uzmanı 4 haziran’da mr çekilmesini öneriyor. ben de dönüp yahu bu çocuğa mr neden çekilmedi dedim. yanıt: mr makinesi bozuk. hatta mr için gelen herkesi ek binaya yönlendirdiklerini, mr çektirmeyi çok istiyorsam kardeşimin hayati tehlikesi olmasına rağmen evrakları imzalarsam 10km ötedeki ek binaya götürüp mr çekebileceklerini söylediler. kaldı ki sonradan ortaya çıktı ki (zira doktorların birbirlerinden haberi yok) bacağına taktıkları fiksatör krom değil çelik olduğundan mr çekilemezmiş. peki beyin cerrahide yatan, mr çekilmemiş bi hastanın bacağına fiksatör takılırken neden mr’a giremeyeceği bir maddeden yapılanı tercih edilir? bunu doktor bilmez mi?
şimdi bizi palyatif bakıma gönderip eve hazırlamak istiyorlar. ellerinde mr olmadan sadece mr ile koyulan bir tanıyla. alın eve götürün, bundan daha iyiye gitmez diyerek.
elimde psikiyatrinin verdiği ilaçları sabah akşam içerek, travma sonrası stres bozukluğu geçiren ve onu buraya o getirdiği için suçlulukla başa çıkmaya çalışan ve benden bunun tesellisini bekleyen bi anne, bir de en çok acıya duyarlı, yatağında bilinçsizce kıvranan, hatta kendine zarar vermemesi için elleri yatağına bağlanmış bir kardeş var.
onu ordan almak, gerçekten ilgilenecek doktorlara göstermek için çaba sarfediyorum. maddi olarak bir çöpüm yok, yeditepe’ye götürmek istiyorum, nasıl yapacağımı bilmiyorum. manevi olarak henüz sınırlarıma ulaşmadığımı biliyorum ama. o da son birkaç gündür adını seslenince gözlerimi bulup bakıyor, umudunu kaybetme diyor. ben güçlüyüm, sen de güçlü ol."
konuyla ilgili kendisine destek olabilecek yazarlar olduğunu düşündüğümüzden başlığı açmak istedim. öncelikli ihtiyaçları yetkinliği olan bir hastaneye taşınabilmek ancak bunun için bir beyin cerrahının hastayı kabul etmesi gerekiyormuş. benzer tecrübeler yaşamış veya tıp sektöründe çalışmakta olan yazarlar mağdur arkadaşımıza destek olabilirse müteşekkir oluruz. aşağıda iletişim için kullanılabilecek email adresi:
ezgierdur@gmail.com
konuyla ilgili tweet: #25mayis2019
https://twitter.com/…tatus/1147849277529624578?s=20
kazayla ilgili fotoğraflar:
https://eksiup.com/p/w848365ap5fc
https://eksiup.com/p/8x4836756fwe
https://eksiup.com/p/yx48368ickbd
https://eksiup.com/p/hn48369d8e26
https://eksiup.com/p/rg48370oy2pc
https://eksiup.com/p/oz48371bkxge
https://eksiup.com/p/nz48519muqyd
arkadaşımdan yaya davranışı ile ilgili gelen yorumlara cevap olarak edit (ilgili otobüs durağının resmini de eklerde görebilirsiniz):
"orada yaya geçidi, trafik lambası, üst geçit sorgulayan insanlara cevap olarak yazıyorum. annem ve kardeşim ara sokaktan çıkıp karşıya otobüs durağına geçip otobüse binmek istemiş. araba kardeşimi duraktan yaklaşık 50m ileri attığı için otobüs durağı görünmüyor. yol boyu trafik ışığı yok. karşılıklı iki otobüs durağı var ve insanlar otobüsten inip karşıya geçiyor."
entrylerde ve mail-mesaj atılarak ıban isteyenlere istinaden kardeşimin ıban numarasını paylaşıyorum. umarım bir devlet hastanesi bulabiliriz ve toplanan parayı eve çıkarıldığında hasta yatağı, tekerlekli sandalye gibi şeylere harcarız. ama en son çaremiz özel hastaneden kabul almak. bir daha burda enfeksiyon kapmasını ve böbrekleri çürüyene kadar antibiyotik kullanılmasını istemiyoruz.
yaren erdur
ıban: tr420001002356751221465001
yurtdışından bana mesaj atan okul arkadaşları için euro hesabını ekliyorum:
tr530001001900751221465002
önceliğimiz onu yoğun bakıma kabul edecek ve fiziksel şartları iyi olan bir hastanede iyi bir beyin cerrahı bulmak. -
9. kktc'nin türkiye'ye katılması
kktc genci türk'ün anasına bacısına sövmüyor bi açık açık. kumar oynamak dışında biraz gezer sohbet ederseniz anlarsınız. adamlara referandum yapıp ingiliz boyunduruğu mu türkiye ile birleşmek mi deseniz %70 ingiliz seçeneği çıkar. heyy yavrum heyyy bir sik bilmeden kardeş mardeş diyorsunuz da adamlara emin olun siklerinde değil türkiye. türkiye onlar için sadece gelir kaynağı. günde 5 saat çalışıp 5-6 bin maaş alan adamlar bunlar. o durumda bile sövüyor çoğu. dünyadan bi habersiniz.
edit: kktc bizden ekonomik anlamda fersah fersah ilerde diyen bi yazar gördüm. oğlum siz mal mısınız? neden bir sikim bilmeden götünüzün üstüne oturup bi eliniz sikinizde entry giriyorsunuz? nasıl cahillersiniz lan siz. oğlum o adada türkiye "para" yollamadı diye yürüyüşler oldu. kamyonlar yollara çekildi. maaşlar ödenemedi. niye biliyor musun? o ekonomik olarak geçtikleri türkiye para yollamadı diye. harbiden siz ergensiniz bir boktan, dünyadan haberiniz yok. türkiye bugün çektim ulan tüm desteği, okullara da denkliği kaldırdım dese kktc halkı açlıktan 2 aya ölür aslanım ölür! üretmiyor bu adamlar, yalnızca deli gibi tüketiyor. tek gelir kaynakları siktikleri öğrenciler ve türkiye'den düzenli gelen para. bugün 1 yıl bir başlarına bıraksanız rumlara gerek kalmaz, birbirlerini keserler amk. -
10. mirkelam denince akla gelenler
geçip giden zamanları
uuuuuuuuuu -
11. yazarların günlük adım rekoru
tersine bir rekorum var 15 adım. yine bir gün depresyondayım
-
12. ülkemize gelse konserine 1000tl verilecek sanatçı
tabii ki eminem.
chester bennington ölmeseydi link park derdim... -
13. oğlunun penisini kesen lezbiyen çift
sjw'nin geleceği nokta budur. brie larson g. tüne kına yaksın anasını satayım. allah belanızı versin dediğim insan görünümlü yaratıklardır.
edit: amerikada sjw ve en önde bayrak sallayanı brie'nin ne bok olduğunu bilmeyen cahillerin mesaj kutumu yeşillendirdiği başlık olmuştur.
kadına pozitif ayrımcılık farklı, sjw farklı. erkekler artık asansöre bir kadınla yalnız binmeye korkuyor.
türkiye deki feminstlerin dişi de bizim gibi beyaz yakalıya geçiyor. asıl sapkınlıkların yaşandığı sosyoekonomik seviyede erkeklerle uğraşmayı deneyin bakalım. feministliğinizi napıyorlar. şimdi elinizdeki klavyeyi usulca bırakın. sizin her türlü hakkınıza saygı duyan, size sarkmayan bizi rahat bırakın. asıl pisliği yapanlarla hukuk önünde mücadele edin, çocuk istismarına karşı durun. -
14. 3 afgan erkeğin 12 yaşında çocuğa tecavüz etmesi
suriye’de savaş var diyelim geldiler bu afganların bizim ülkemizde ne işi var amk. bu insanlık değil. bu hayır değil. mülteci sorununu görmezden gelenler utanıyor mu?
-
15. mutlu bir evlilik için ilk şart
konuşabilmektir.
yukarıda defalarca yazılmış olanlara sonuna kadar katılıyorum ki konuşamadığınız, muhabbet edemediğiniz, sizi dinlemek istemeyen, sizin iletişim ihtiyacınızı yok sayan bir eş; aranıza sadece onun yıkabileceği devasa bir duvar örer. ne kadar çabalarsanız çabalayın, altında kalırsınız. -
16. mesajlaşılan erkeğin yakışıklı çıkması
ne etti la bu cirkinler size
-
17. bir kadının paradan daha çok hoşuna giden şey
(bkz: zaman)
şimdiye dek "benim için çok para harcamadın" bahanesiyle hiç karşılaşmadım ama "bana zaman ayırmadın" diye terk edildiğim oldu.
edit : gerçi benim param da yoktu amk. -
18. ilk bilgisayarda yapılan mallıklar
neredeyse herkesin yaptığı gibi, internet kafede, hayali kurulan oyunun kısayol exe'sini cd'ye atıp, evde "niye çalışmıyor bu ya ühühühühü" diye ağlamak.
-
19. süleyman soylu suriyeli suçluluk oranı açıklaması
türk vatandaşları olarak allah bizim belamızı versin zaten.
kendi memleketimizde bile biz ikinci sınıfız. suriyeliler elit. -
20. beyaz tenli kadınlar
güneşte unutulursa kapkara olamazlar. domates gibi kızarırlar.
-
21. 658. kırkpınar yağlı güreşleri
milli sporumuzu milli ve yerli olduğunu iddia eden trt'nin yayınlamaması tam bir komedi. gerçi trt paraları saçma sapan dizilere, uyuşturucu bağımlısı oyunculara, ne olduğu belli sunuculara aktarmakta artık rezalet tam olarak.
-
22. her üç kızdan ikisinin tecavüz fantezisinin olması
açılın ben gadınım.
arkadaşlar yazar arkadaşımız “3 kızdan 2si tecavüze uğramak istiyor” demiyor. tecavüz fantezisi var diyor, lütfen ayırt edin.
birçok kadının “family taboo” fantezisi de vardır ama bunların birçoğu gelsin de babası kendisini siksin diye beklemiyor muhtemelen.
lütfen olmayan cinsel hayatlarınızla gelip de burada gerçeği ve fanteziyi birbirine karıştırmayın. nerede kullanmanız gerektiğini belli ki bilmediğiniz duyarlarınızı da ortalıkta bağırmayın da insanlar kendilerini aşşırı “creepy” hissetmesin.
bir de her konuyu insanların “analarına” bağlayacak kadar avamlaşmayın aq ya. ne pis insanlarsınız öyle.
edit: geceden beri bir sürü mesaj aldım. çoğu ilginç bir şekilde takdir eden cinsten. yerim sizi.
bir kısmı “senin ananı öyle bir sikerim ki görürsün family taboo”yu şeklinde, buram buram az önce rape porna attırılmışlık kokan, kafasındaki oksimoronu çözemeyen genşlerimizden. akıl sağlığı diliyorum.
asıl konuşmaya değer bulduğum mesajlarsa kadınlarımızdan gelen “abisini ablasını (bak daha anayı babayı bile katamamış ahlak abidesi) arzulayan da en hafif tabiriyle delidir.” minvalli mesajlar. bu mesajlarla sanırım ilk defa “türk kızlarının yatakta ölü gibi yatması” klişesinin ne olduğunu anladım.
fark ettim ki türk kadını yatakta eğlenceli olabilecek şeylere kulağını tıkamayı seçmiş, keşke bilseler nasıl kayıpta olduklarını.
gerçi onları da anlayabiliyorum. politik doğruculukları yüzünden kafayı yemiş, fantezi dünyası kadar el değmemesi gereken bir alanda bile ahkam kesmeyi kendine hak gören, ufacık bir fanteziyi bile “akıl sağlığı yerinde olmamak”la bir tutan ve bunu söylemekten asla çekinmeyen, gözümde kaşları hep çatık, hep mutsuz insanlarla bir arada yaşıyoruz.
fakat fuck that shit kızlar. bi rahatlayın. yatakta sınırları siz belirlersiniz, şunu bi anlayın. lütfen insanların sözüyle değil içinizden gelen sesle hareket etmeyi öğrenin.
size üzülüyorum ama sizi seviyorum, lütfen mutlu olun. -
23. 2 bin 500 euro stuttgart vs 10 bin tl ankara
"sevigilini ankara'da bırakıp stuttgart'a tek git" cevabının doğru olduğu versus.
sevgilin karın değil, yarın eften püften sebeplerle ayrılırsanız hem tutup kolundan getirdiğin için sinir olacaksın hem de hatun kalacak orada oraya da ayrı sinir olacaksın. 2500 euro gibi ora için normal olan bir maaşı da ona harcadığın için orada daha kolay yerleşik düzene geçebilme ihtimalini reddetmek de ayrı rahatsız edecek.
gelirini ayarlarsa gelsin, yok ben dil öğrenicem az bir sene para kazanamam diyorsa kendisini ankara'daki dil kurslarına emanet edip "aşkım uzun mesafe ilişkisi de hiç zor diil yeaaa" diyerek postalayabilirsin.
ek olarak: nah zor değil... -
24. serpme kahvaltıcıların iyice işin bokunu çıkarması
kimsenin inkar dahi edemeyeceği efsane olay.
maliyeti 20 lirayı geçmeyen 2 kişilik masaya bakıyorsun 110 lira fiyat biçmiş adamlar. 110 liralık kahvaltıya bakıyorsun sucuklu yumurta fiyata dahil değil, menemen dahil değil, portakal suyu dahil değil. bir de bunlardan dünyanın en kolay yapılan yemeği olan sucuklu yumurtayı eklersen oluyor toplamda 135 lira. beyaz yakalı dallamalar düdüklenmeye doyamadığı için fiyat sürekli artıyor. ben hayatımda serpme kahvaltı falan yapmadım bu fiyatlara yapmam da zaten ama alt tarafı kahvaltı yani ne kadar pahalı olabilir ki?
yorumu gidip bildiğimden değil, işletmelerin instagram üzerinde verdikleri fiyat bilgileri doğrultusunda yaptım. ben her gün evde kahvaltımı yapar öyle çıkarım dışarıya.
evde kahvaltı maliyetim; (toptan fiyatı)
100 gram peynir - 2.25 lira (1 kg ekici 22 lira)
1 yumurta 0.5 lira (1 koli keskinoğlu 15 lira)
1 salatalık 0.25 lira (1 kg cumartesi pazarı 2 lira)
1 domates 0.50 lira (1 kg cumartesi pazarı 3 lira)
50 gram zeytin 1 lira (1 kg marmarabirlik 20 lira)
100 gram tahin pekmez 2 lira (700 gram seyidoğlu 14 lira)
1 dilim ekmek 0.25 lira (20li uno tava ekmek 5 lira)
1 sallama çay 0.25 lira (20li doğuş sallama çay 5 lira)
günde 7 liraya, haftada 49 liraya, ayda 210 liraya hayvan gibi kahvaltı yaparak doyuyorum. serpme kahvaltı enayi mıknatısıdır. -
25. ekşi itiraf
bir arkadaşımla beraber bu akşam tatil yaptığımız otelde bir düğüne katıldık. otel kıbrıs'ta olduğu için düğün de kıbrıs düğünüydü. deli gibi ortalarda dolandık, orta yaşlı amcalarla şakalaştık. kâh güldük, kâh hüzünlendik. bir kaç hatıra fotoğrafının içinde yer aldık. en son gelinle damadı tebrik edip ayrıldık. ileride fotoğraflara bakarken bunlar kim lan diyecekler ve cevabı asla bulamayacaklar.
(bkz: sor bana pişman mıyım) -
26. ege ağzı
degidi de degidi de.
-
27. pazar sabahı erken kalkmak için bir neden
yeni tanisilan kizin sabah kahvaltisina davet etmesi. belki sevisirim donumu da giydim. ne olur ne olmaz.
-
28. denizli'de yaşayan cani ve ruh hastası aile
başlığı açan arkadaşı temkinli olması konusunda uyarıyorum ki zaten o da durumun farkındadır. bir şekilde sizin bu çabalarınızı sezerlerse size de kötülük edebilirler. malesef, iş işten geçmedikçe harekete de geçmiyor yetkililer...
-
29. mercedes c serisi
kendisi için; müteahhit metreslerinin eline düşmüş diyolla.
-
30. ekşi sözlük dertleşecek insan veritabanı
gündüzleri eski türk fimlerini yayınlayan geceleri erotik videolar eşliğinde seks ürünleri satmaya çalışan kanallara dönmüş burası.
-
31. 8 temmuz 2019 dolar kuru
yukarıdaki gerizekalıyı engelleyin. faiz düşünce enflasyon düşer zannediyor. hiç okumayın uzun uzun.
-
32. mansur yavaş'ın belediyede yolsuzluk bulamaması
herif bilmem kaç milyona verilen ihaleyi neredeyse onda birine ihale etti.
belediye arazilerininin toki ye devredildiğini öğrendik.
şahsa tahsis edilen 4x4 araçlar var mesela.
....
daha nasıl bir yolsuzluk lazım sana
edit: internethaber’i kaynak gösterip mesaj atanlar var. güldürmeyin kendinize. -
33. en iyi kaşar markası
(bkz: şeyma subaşı)
-
34. bir erkeğin seksten daha çok hoşuna giden şey
belki garip gelecek ama sevilmek. sadece erkekler için değil bütün insanlar için geçerli. size kendinizi dünyanın en güzeli, en iyisi, en mükemmeli gibi hissettirecek ve her şeyinizle sizi kabul edecek biri.
-
35. kurtlar vadisi'nden aforizmalar
1-97 bölümleri o kadar güzeldi ki her diyalogdan bir aforizma çıkardı yani o derece. sırf abuzer-erdal ikilisinden bile bir sürü şey çıkar. tuncay-abidin'den bir sürü şey çıkar. iplikçi nedim'den tonla şey çıkar. deli hikmet'ten çıkar, seyfo dayıdan çıkar... memati'leri çakır'ları, aslan'ı, konseyi monseyi saymıyorum bile.
aklıma şu an için seyfo dayının sözü geldi. seyfo dayı öyle babacan bir karakteri ki hala unutamam. içine işliyor insanın...
çakır: ölen var mı?
seyfo: var
polat: kim öldü dayı?
seyfo: mertlik öldü yeğenim mertlik. -
36. rize'de bir aslan var
kosova fenerbahçeliler derneği üyesi adamı, medyanın gazıyla galatasaraylı sanan bir taraftar grubunun söyleyip rezil olduğu söz.
-
37. cuma tatilken 1 numaraydık
yeniçerilere ulufe de dağıttık mi, çarşı pazar canlanır elhamdulillah
-
38. kemal sunal'ın efsane bir sahnesinin olmaması
nasıl yok.?
gurbetçi şaban filminde almanya’daki fabrikada işçiyken, sahibi olduktan sonra odasına atatürk’ün resmini astırıp etrafındaki almanlara tanıtması. -
39. hasan sel
götünün sikilmesi şart olan adam
-
40. tek kelime ile insan
böyle başlıkları sevmiyorum; zira tek kelimeyle iş, tek kelimeyle aşk, tek kelimeyle insan mı anlatılır? yeri gelir çok güçlü, sonra bi bakarsınız pek kırılgan... vicdanlısı da var, en ufak çıkar için yalan söyleyeni, haydutluk yapanı da. bazen duyarlı ve alıngan, çoğu zaman acımasız, vicdansız, kötü...
yani o kadar değişken ki; akla gelebilecek her türlü özellik mevcut şu insanoğlunda, ne tuhaf. fakat nihayetinde mutlu ve pozitif bağlamak isterim bu entriyi; mesela insanın sevgiden yapıldığını düşünen cahit zarifoğlu ne güzel demişti bir şiirinde:
“insan sevmeli; bazen bir insanı, yahut da bir ağacı ya da kanadı kırık bir kuşu...
zaten sevmezse insan, insan mı olur?” -
41. erkeklerin kadınlarda aradıkları
yıllar önce ingliççe :) bir forumda okuduğum yorum bu olayı özetliyor hala aklımda:
1. pretty face
2. acceptable body
3. not retarded
daha fazlasina gerek yok cidden. az ve öz. -
42. fenerbahçe scout ekibi
emre belözoğlu gibi bir wonderkidi takıma kazandıran über oluşum
-
43. çifte vatandaş hekimlerin mağduriyeti
zamanında vatandaşlıktan çıkıp yabancı öğrenci olarak tıp kazananların ağlaması. yabancı olarak tıp fakültelerine girmek daha sonra da hekim olmak çok kolay. işimiz gücümüz yok şimdi bunlar için mi duyar kasacağız? türk vatandaşlığından çıkıp tekrar giren zevatın yol açtığı bu hak gasbını ösym'nin engellemesi gerekirken adamlar bir de mağdur olduk diye ağlıyor. gerçekten çok ilginç. hayreti mucip.
-
44. erkek yazarlardan kadın yazarlara sorular
burçlara inanıyor musunuz?
hiç olmayacak birini sırf burç uyumu var diye hayatınıza dahil ettiniz mi ya da size uygun olabilecek birini burç uyumu yok diye reddettiniz mi? -
45. instagram'da beğenilerin artık görünmemesi
oh be utanıyodum üç beş kişi beğenince, beni rahatlatan güncelleme.
-
46. istanbul'un abartılmış güzelliği
insan, beton ve arabadan oluşan bir şehrin nesi güzel olacak
-
47. bir kızla bir erkeğin iyi arkadaş olması
kızları anlamakta gerçekten güçlük çekiyorum. bir insan arkadaşına aşık olamaz mı aq. aşık olacağı kişiyi instagramdan fotolarına bakarak seçen erkekleri mi tercih ediyorsunuz anlamıyorum ki.
şahsen ben bir insanı tanımadan aşık olamam ( 2 kişiye aşık oldum ama hiç biri sevgilim olmadı, sevgililerim benden hoşlanan kişilerdi hep.) ha siz yüzünüzü götünüzü güzel bulup yürüyenlere kalbinizi açın eyvallah hanımlar siz bilirsiniz.
sadece biraz düşünmenizi istiyorum kızsınız iyi bir erkek kankanız var ve hep beraber takılıp her şeyi yapıyorsunuz her muhabbet dönüyor aranızda. yani o erkek senin her halini biliyor. küfürbaz halini, majyajsız halini, tuhaf taraflarını her şeyini amına koyim. seni bunlarla seviyor. geceleri horluyor musun onu da seviyor amına koyim.
kafalar uyuşuyor arkadaşlık kankalık zirvede seni en kücük hücrene kadar tanıyor bu çocuk ve hoşlanıyor. bundan daha normal ne olabilir ki aqq.
erkek aşık olduğunu farkedip kıza açıklıyor fakat o ne hanım kızımız sinir küpüne döner. erkeğin içinden geçenleri dinlemeden "ooo demek kanka ayağı göt ayağı" , " ben seni hiç öyle düşünmemiştim" gibi ezberlediği cümleleri saymaya başlar. ve vurucu cümle gelir " artık senin yüzüne nasıl bakacağım ben? neden söyledin? keşke hiç belli etmeden arkadaşlığımızı bitirseydin? artık görüşemeyiz, eskisi gibi olamayız byy. "
benimki bir de bana şey demişti gençlik şeyleri geçer gider aşık değilsindir bana fasa füso. ya mavi gözlerine baloncuk üflediğimin kızı neden? benim sana aşık olmam demek o an senle sex yapmak istemem mi demek aq. niye böyle düşünüyorsunuz. ben sana aşık oldum çünkü yanında çok mutluydum aq başka hic bir şey düşünmezdim tek amacım seni güldürebilmek mutlu edebilmekti.benim zaman kavramımı sikip atıyordun amk.
açıldığımda bana iğrençsin demeni unutamadım muhtemelen asla unutmam. neyse biz de unutturmaz uyuşturur zaman diyip kendi yolumuza bakarız. kusura bakmayın cok uzun oldu hepsini okuyanlara sevgiler. :)))
not: bu da beni bu konu hakkında hüzünlendiren şarkılardan biri konuyla bağlantılı olduğu için entry yi buraya sıkıştırıyorum. (bkz: #92052878) -
48. 7 temmuz 2019 vedat muriqi fenerbahçe transferi
yılın transferi. galatasaray'ı şampiyon yapamazdı ama fenerbahçe'yi ligde tutar. bu açıdan değerlendirildiğinde en doğru tercihi yapmıştır.
-
49. ekşi sözlük gece tayfası
-
50. erdoğan'ın mb başkanını görevden alma nedeni
erdoğan’ın merkez bankası başkanı çetinkaya’yı neden görevden aldığını açıkladı:
erdoğan, "kendisine ekonomi toplantılarında defalarca faizi indirmesi gerektiğini söyledik. 'faiz düşerse, enflasyon düşer' dedik. gerekeni yapmadı. aynı kulvarda değildik" dedi.
haber linki: http://www.sondakika.com/…ni-cetinkaya-yi-12218578/
bu açıklamalardan sonra haberlerde merkez bankası bağımsızdır denir ve konu kapanır. zaten merkez bankasının bağımsız olmadığını biliyorduk ancak bunun açıkça ifade edilmesi de artık ülke için doğal bir durum oldu. normal bir ülkede böyle bir olayda ortalık yıkılırdı ancak bizim ülkede verilen en uç tepki ise zaten bildiğimiz bir olaydı, şaşırmadık denmesi ve konunun benimsenmesidir.