onemiyok3
profili

  • do not disturb

    do not disturb, iyi gözlemlenmiş bir türkiye kesitidir. cem yılmaz sosyal medya sağlık guruları ve pandemi sonrası gözlemlerini; aslında hepimizin farkında olup sorguladığı konuları kendi tarzıyla aktarmıştır.

    mekanı, renkleri ve sahneleri de ayrıca beğendim.

    --- spoiler ---

    ayzek günümüz sosyal medya ünlümsüleri örneği peri sözleri adlı sosyal medya hesabını takip eden milyonlardan biri. o sahnelerdeki o klişe cümleleri o sosyal medya zırvalarından sürekli duymamız nasıl da aynı ama. kendimi kabullendim, tamam kabullendim, nefes al, negatifte kalma, alkali beslen…

    bütün bunları yapıp neden düzelmiyor hiçbir şey değil mi?

    ayzek'in bahtiyar'a akıl verdiği o sahnedeki her söz ayrı anlamlıydı mesela.

    “kimse bilmiyorum demiyor”

    “senin sorunun ne biliyor musun, sana akıl vereceklerin zamanı yok zamanı olanların da aklı yok”

    bahtiyar'ın “masmavi bulutları selamlıyoruz ne metin, eurovision'a mı katılıyoruz” demesine çok güldüm. bahtiyar'ın var olduğu sahneler harikaydı.

    ayzek tüm ciddiyetle bahtiyar'a akıl verirken duvar boya mı duvar kağıdı mı diye bakıyor… bu sahne o kadar net ki hafızamda defalarca yaşanan… kendi anlattıkları boşluklara kendileri bile inanmayan insanların sizin durumunuza ciddiyetle ve önemsiyormuş gibi yaklaşıp arkada çok alakasız bir konuyu daha çok merak etmeleri gibi mesela…

    türk toplumunun topal bir genç kızı noksan görüp 50 yaşında bir adama uygun görmesi ne kadar da gerçekçi değil mi?

    pandemide intihar eden müzisyenler… işinden olan insanlar… sosyal medya deliliği ve af ile sokağa salınan cezalılar.. katiller.. hepsine ayrı ayrı değinmiş..

    karısını öldürmek için gelen adama ben sana iyi adam dedim ama ya diye hayal kırıklığı yaşaması, ben bu paraları kutuya atıyorum… o kadar iyi yerde durmaya çalışmak ama birinin gelip sevgi diye karısını vurması…

    psikolojik gerilim verilen yerler, sesler, ışık hepsi bir bütündü.

    her yönü ile güzeldi…

    --- spoiler ---

  • kurak günler

    akp'li türkiye özeti olan filmdir.

    bu film için kültür ve turizm bakanlığının neden yaygara kopardığı anlaşıldı. film baya baya akp zihniyetini göstermektedir.

    başarılı bulduğum, bir sanat filmine yakışır şekilde seyircinin doldurması gereken boşluklarla dolu filmdir.

    selahattin paşalı harika oynamıştır. film görüntüleri de muazzamdı.

    --- spoiler ---

    bencelerle dolu bir eleştiri yazacağım. figürler önemliydi; fare, bakçık, obruk. hepsinin temsil ettiği konular var.

    seçim arifesi adeta ülkemizde şu an da yaşadığımız rezilliğin dik alasını göstermektedir.

    belediye başkanının oğlu şahin ve arkadaşının önce yeni savcıyı yoklaması sonrasında da idealist gördükleri savcıdan kurtulmak için yarattıları komplo izletilmiştir.

    kıza tecavüz ettiğini düşünmüyorum. gazeteci ile aralarında bir şey olmuş olabilir, belli değil.

    gazetecinin çocukluğundan beri yanıklar köyünde maalesef taciz gördüğü anlaşılıyor. halk tam anadolu'nun o müge anlı'ya yansıyan profili.

    hakime hanım bu kirli düzene çoktan teslim olmuş.

    suyu olmayan halk “suyumuza dokunma” diye bağırıyor. aaa ne tanıdık (!)

    fare zehri koyan çocukla olan diyalog, tipik bir akp'li diyalogu. “bizi kıskanıyorlar” aaa ne tanıdık (!)

    devletin hiçe sayıldığı ve buna devletin en üst mertebesi ankara'nın da göz yumduğu çok aşikar. test sonuçlarındaki durum örnek.

    ve son kaçış sahnesi.. cahil sürüsü harikaydı. bu kadar akp seçmeni castı nasıl bulduysanız, tebrik ediyorum.

    ortada kadın figürü yok, bir teslim olan hakim iki tecavüze uğrayan pekmez dışında.

    son sahnedeki obruk aydınlar ile yobazları ayırmış gibiydi. ya dışındasındır çemberin ya da içinde yer alacaksın.

    --- spoiler ---

  • 10 yaşındaki kıza göz koyan 25 yaşındaki adam

    türbanı gördükten sonra normal karşıladığım durum.

    (bkz: islam)