edit: la susayım iplemeyeyim şu dal ve yaprak birleşimlerini diyorum ama dayanamadım. hemen bitirmiş bazıları gazetecilik hayatını nevşin mengü'nün. oğlum siz uzaydan mı geldiniz bu ülkeye, bu ülkede ne yalan gazetecilik olayları oldu; darbe şifresi diye oyun şifrelerini yayınlayan oldu, kabataşlar, gidip kendini zdf önünde rezil edenler, milletin karısına kızına sarkanlar, alo fatihler, nereden girdim bu işe diye anıra anıra ağlayanlar, tamam ben o zaman anketlerde biraz manipülasyon yapayım diyenler, neler neler. bu adam ve kadınlar hala pişkin pişkin çıkıp yayın yapıyorlar ama. ki bunların yaptığı hata değil, yalan ve iftira. *
tabi gücünüz sadece kardeşi yüzünden bir hata yapmış, nevşin mengü'ye yetiyor değil mi? haaa! bu olayı kardeşiyle beraber planladıkları ortaya çıkarsa o zaman zaten diyecek birşey yok. ama şimdiden yok bitti, yok yalancı vb. gömmeye çalışmanız acizliğinizin göstergesi.
hani koyun keçi hikâyesi var ya aynen o hesap; koyunun bir kere kıçı görünmüş ama keçinin aslında her gün götü açık. * *
....
delikanlı gibi hatasını kabul eden gazeteci. ama bir gazeteci olarak kardeşinin neden böyle bir şey yaptığını araştırıp kamuoyunu aydınlatırsa samimiyetine daha fazla inanır insanlar diye düşünüyorum. *
deep of the man2 profili
-
nevşin mengü
-
evrende var oluşun anlamsızlığı
nicedir idrakine vardığım ve ruhumun adeta çarmıha gerilmesine sebep olan durum.
öncelikle belirteyim; ateist bir insan değilim. bir yaratıcının var olduğuna inanıyorum. ama ne yazık ki, uzun bir zamandır, bir yaratıcının var olduğuna ve bizi imtihana tuttuğuna yönelik inançlarımı destekleyecek argümanları da bulamıyorum. daha doğrusu yeterli bul(a)mıyorum.
bu konuda tanrının varlığına inanan kişilerin, daha doğrusu bir tanrının var olduğuna ve yarattığı canlıları imtihana tuttuğuna inanan kişilerin genel argümanı şu: tanrı bizi yarattı çünkü her nasıl ki bir sanatçı sanatını göstermek ister tanrı da böyle istedi ve bizi yarattı. bizim onu bilmemizi istedi.
evet, ilk bakışta bu argüman çok mantıksız gelmiyor. ama tanrı denen, her şeye gücü yeten insanoğlunun zaaflarından, zamandan, mekandan münezzeh bir varlık düşününce, bu argüman da çok sönük kalıyor. yani tanrıyı basit bir varlığa, egosunu tatmin ihtiyacı hisseden basit bir sanatçıya, adeta bir şeylere gereksinim duyan bir basitliğe indirgemiyor muyuz? burada bir paradoks yok mu?
ya da eğer her şey zıttı ile kaim ise tanrının zıttı ne? zıttı yoksa tanrı nasıl var? gibi sorular insanın kafasına takılıyor.
içinden çıkamayınca da evrendeki var oluşuna bir anlam veremiyor insan. ve şairin dediği gibi "bu evrende var olmamızın geçerli rasyonel hiç bir sebebi yok" diyor. *
not: evrende var oluşun anlamını bulan imanlı suserlar varsa yeşillendirirse sevinirim. belki imanı zayıf bir insan olarak farkına varmam gereken şeyler vardır.
ateist arkadaşlar da eğer "yaratıcı yok ama evrende var olmamızın anlamı şudur vs." derse o da kabulümdür.
kurtarın beni bu çarmıhtan.