Değerli ziyaretçilerimiz,

Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.

Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.

Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.

Sozlock Ekibi

Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. 21 mart 2018 doğan medya grubunun satılması

    lacivertler arası geçiş yaşanmıştır.

  • 2. 20 mart 2018 hakim ve savcılar atama skandalı

    aslı kazan'ın söylediğine göre;

    gonca hatinoğlu’nun başarı öyküsü. önce açıktan başbakanlık basın ve halkla ilişkiler müşavirliğinden girişi yapıldı. sonra cumhurbaşkanlığı kanunlar ve kararlar dairesi'nde uzman oldu. yeni hsk gelince hakim oldu. ilk görev yerinde 24 saati doldurunca da yargıtay tetkik hakimi

    başka bir şey söylemeye gerek yok sanırım.

  • 3. erkek yazarlardan kadın yazarlara sorular

    sorduğum soruya neden hiç bir zaman tek seferde cevap alamıyorum ?

    buba: nerdesin ?

    hatun kişisi: geliyorum

    ---

    buba: geliyor musun?

    hatun kişisi: şurdayım.

  • 4. yıllar geçse de unutulmayan oyun hileleri

    - save&load
    - add new manager

    (bkz: football manager)

  • 5. seren serengil ve yaşar ipek'in ilişki sözleşmesi

    ibretlik bir aşka mahsus yazılı belge! yalnız barıştıktan sonra yazıldığına göre küslüğün sebebi bunlarmış. yani birbirinin telefonlarını kurcalamışlar, bekar evlerinde birileriyle takılmışlar, yalan söylemişler, aldatmışlar, ilişkileri hakkında sağda solda konuşmuşlar ki şimdi de aynı şeyler tekrar etmesin diye yazılı zapt tutma gereği duymuşlar!
    ibretliklerde durum böyle. peki normalde nasıl?
    birini normal bir şekilde seven normal insan yalan söylemez. çünkü neden, karşısındaki insanı sevdiği için.
    aldatmaz normal insan. çünkü neden, karşısındakini sevdiğinden.
    sağda solda ilişkinin mahremiyetini 3. şahıslara anlatmaz, rastgele insanların bekar evlerinde sabahlamaz, telefon falan kurcalamaz. çünkü neden? sevdiğinden ulan sevdiğinden işte.
    inanır, güvenir, değer verir. aşkla sevgiyle ilişkisine sahip çıkar, mutlu olmak için mutlu eder. üzmez, kıymet bilir. ona buna ezdirmez, aleyhinde konuşmaz, güvenini sarsmaz. kaybetmekten korkar çünkü.
    yoksa kim takar lan a4 kağıdına karalanmış saçma sapan maddeleri. her şeyden önce yazanı mahkemeye verip sormak gerek; bilader türkçe dersine bedenci mi girdi!
    sonra da bu ikisi ve türevlerine parmağı sallaya sallaya şu dizeleri hatırlatmak şart;

    “siz, siz ikiniz!
    döndünüz dolaştınız etrafında
    aşkı rezil ettiniz”

  • 6. mehmed bir cihan fatihi

    konuya belki dogru, belki yanlis ancak derin bir bakış açısı getirmek istiyorum, şöyle ki;

    şovenizm ve "hamasetten" beslenen ve de şer'i kurallarin empoze edildigi, fesin, pala/pos biyigin, arap alfabesinin, medine'nin, halifeliğin, saltanatın, monarşinin ve sair kutsal değerlerin on plana cikarildigi, haliyle inkılaplar ve laiklik gibi kavramlarin soyutlandigi bu tür filmler "basit" filmler degillerdir. basit olarak degerlendirmeme sebebim ise filmlerin dönemin gercekligini yansitmasi ile ilgili kaygilarim degil maalesef.

    sağ goruslu, islamci ve muhafazakar temelleri olan bir iktidarin kendi siyasi propagandalarini uygulamak, mevcut nüfuzunu korumak, yeni seçmen, sempatizan ve partizanlar yaratmak acisindan bu tur dizilerin ulusal bir deger ifade ettiklerini düşünüyorum.

    iktidarin, (o'nun müştemilatı ve de mutemmim cüzü olan milliyetci parti'nin) afrin'e, menbic'e duzenledigi operasyonlarin en doruk noktasinda, istanbul'u fetheden bir devrin padisahini konu almak gerçekten cok akillica, ve bu bir tesaduf degil..(zannımca)

    medya bir nevii 'siyasal islamciligin' altyapısını hazırlıyor, bir neslin beyinleri sistematik olarak yıkanıyor, onaltı yıllık iktidar artık ustalık dönemini yaşıyor gerçekten de.

    ayrıca bu filmlerin odak konularindan birisi de şehitlik mertebesinin yüceltilmesidir. sahsi teşhisim tabiki bu. misal, film sahnelerinde ordu sefere cikarken namazlar kilinip, allah, ummet ve vatan toprağı icin ölümün kutsallığı yüceltilir. akla degil, duygulara ve uhreviyata hitap eder. ne anlatmak istediğimi eski koalisyon donemlerini ornek gostererek birazdan ifade etmeye calisacagim..

    kerameti bir dizi, evet. ozellikle trt'de yayinlanan filinta, abdülhamit, mehmetcik kutulamare de birer dizi. ama nefes almaksızın birer birer benzer senaryolar turetilerek nesillerin bilinçaltına ince ince işleniyor nedense..

    hatta "seksenler" dizisi bile 'iktidar seviciligi' için gereğini yerine getirdi kanımca. komünistleri itin g.tüne sokup, inceden inceye ülkücüleri yücelttiler. solculuk ve komunizm tu kakadır mesajı verildi. ha dizi giyim kuşamıyla, yokluklarla, ümit besen'i, sezen aksu'suyla dönemi yansıtıyordu, evet.. ama 2007 yılında genel kurmay'ın bir e-muhtıra ile hükümete aba altından sopa gösterdiğini düşünürsek, dizinin "basit" bir senaryo gibi görünse de kamuoyu nezdinde darbelere karşı bir algı yaratmayı hedeflediğini de öngörebiliriz.

    biraz once degindigim konuya geleyim. 1990'li yillarda suleyman demirel, tansu ciller ve mesut yilmaz'in vb. icinde bulundugu koalisyon hukumetlerinin ve bakanlarin gorevde kalma suresini, erken ve genel seçimlerde aldıkları oyların en önemli kıstaslarından yegane birisi de pkk ile mücadele surecinde gelen "sehit" haberleri olmuştur. bu tehdidi mevcut iktidar da 2007 sonrasında gayet bariz gormus, "çözüm sürecinde" silahlar susmuş olsa da sonrasında her gün şehit haberi gelmeye başlamıştı. hatırlarsanız birkaç yıl öncesine kadar şehit cenazelerinde iktidar temsilcileri yuhalanıyor, arbedeler çıkıyordu.. işte toplum mühendisliği ve kitlesel algı yönetimi o kaygılarla başladı.. hamasi dizi filmler de bu mühendisliğin önemli bir çarkı oldu. ve çark gitgide daha hızlı dönmeye başlatıldı. şehitlik, hükümetin basarisiz politikalari ile birlikte anılmıyor artik.. gayet olaganlasti ?..

    bugün şehitler ve şehit sayıları hakkinda en ufak bir elestiri duydunuz mu? hamaset temalı vatanperverlik ve milliyetçilik akımını dizi filmlerde bu kadar fazla işlersen; eleştiren ya linç, ya da vatan haini ilan edilir, bu kadar basit.

    bu tür sinema ve diziler bir tür propaganda araclari. zihin kontrolunu saglamak suretiyle, bireyler yonetiliyor.

    edebiyat, halkla iliskiler, sosyoloji, psikoloji vb. kitaplarinda-derslerinde "kitle iletisim sürecini" mutlaka gormussunuzdur, ifadesi soyledir;

    *kaynak>ileti>kanal>hedef kitle>geri bildirim

    konu uzerinden basitce açılımı;

    *dizi>propaganda>televizyon>halk>oy

    algi muhendislerinin diktesi ile yazılan bu diziler, kitlelerin siyasal ve ideolojik görüşlerini de rahatça şekillendiriyorlar.

    mesela ekonomik krizin basindayiz. yakinda "avaramu" benzeri diziler yayinlanarak, "yoklugun" ne demek olduğunu da kazirlar hafizalara. bu vesile ile de aldigimiz asgari ucrete şükrederiz...(gibi)

    kimsenin izledigi film veya diziye kulp takma derdinde degilim. sesli dusunerek çarkın hızlı dönmeye başladığını gördüm, nedense bu dizi üzerinden yorumsuz kalmak da istemedim.

  • 7. mehmet aydın'ın ferrari kullanırken görüntülenmesi

    arkasında başkaları vardır. o kadar parayı ona bırakırlahahahahhah.

    görüldüğü üzere bütün parayı kendi yemektedir.

    tosuncuk falan ama saadet zinciri kenan ile jet fadıl’a rahmet okutuyor.

  • 8. cuma hutbesine reklam almak

    şu fıkrayı akıllara getirmiştir:

    çok iyi giyimli bir iş adamı vatikan’a gelir papa’yla görüşmek istediğini söyler. kendisini bir kardinal’e götürürler. adam ısrar eder.
    – sizinle değil, doğrudan papa ile ve yalnız görüşmek istiyorum.
    sonunda adamı papa’nın huzuruna çıkarırlar. ama adamın ne istediğini merak eden kardinaller kapının dışında kulak kesilmiş içeriyi dinlemektedirler. içeride sesler yükselmiştir.
    adam :
    – 1 milyar dolar.
    papa :
    – olmaz
    – 2 milyar dolar.
    – hayır.
    – 5 milyar dolar.
    – hayır.
    adam kapıyı çarpar, hışımla uzaklaşırken kardinaller içeri koşuşur.
    – sayın papa hazretleri, 5 milyar dolar muazzam bir para. düşünün bu para ile kaç katedral, kaç kilise yapılır, dünya üzerine kaç misyoner gönderilirdi. parayı niçin kabul etmediniz?
    – ne yani? her duadan sonra amin yerine coca cola mı deseydik ?

  • 9. çanakkale köprüsü'nün geçiş ücretinin 70 tl olması

    (bkz: çanakkale geçilmez)

  • 10. nevşin mengü

    edit: la susayım iplemeyeyim şu dal ve yaprak birleşimlerini diyorum ama dayanamadım. hemen bitirmiş bazıları gazetecilik hayatını nevşin mengü'nün. oğlum siz uzaydan mı geldiniz bu ülkeye, bu ülkede ne yalan gazetecilik olayları oldu; darbe şifresi diye oyun şifrelerini yayınlayan oldu, kabataşlar, gidip kendini zdf önünde rezil edenler, milletin karısına kızına sarkanlar, alo fatihler, nereden girdim bu işe diye anıra anıra ağlayanlar, tamam ben o zaman anketlerde biraz manipülasyon yapayım diyenler, neler neler. bu adam ve kadınlar hala pişkin pişkin çıkıp yayın yapıyorlar ama. ki bunların yaptığı hata değil, yalan ve iftira. *

    tabi gücünüz sadece kardeşi yüzünden bir hata yapmış, nevşin mengü'ye yetiyor değil mi? haaa! bu olayı kardeşiyle beraber planladıkları ortaya çıkarsa o zaman zaten diyecek birşey yok. ama şimdiden yok bitti, yok yalancı vb. gömmeye çalışmanız acizliğinizin göstergesi.

    hani koyun keçi hikâyesi var ya aynen o hesap; koyunun bir kere kıçı görünmüş ama keçinin aslında her gün götü açık. * *

    ....

    delikanlı gibi hatasını kabul eden gazeteci. ama bir gazeteci olarak kardeşinin neden böyle bir şey yaptığını araştırıp kamuoyunu aydınlatırsa samimiyetine daha fazla inanır insanlar diye düşünüyorum. *

  • 11. üstteki yazarın nickinin düşündürdüğü

    (bkz: iyi forumlar)

  • 12. 21 yaşında hala bilgisayar oyunu oynayan ezik

    40 yaşındayım ve hala oynarım! neden derseniz günlük stresten uzaklaşmak için. yani bunun söylendiği gibi eziklikle falan bir ilgisi yok.

  • 13. 16 yılda 4 milyar fidan diktik inanmayan saysın

    milletin ocağına diktikleri incir ağaçlarını da eklemiş hesaba anlaşılan...

  • 14. manisa'da mesir macunu izdihamı çıkması

    macunu yemeden önce bu kuvvet varsa, macunu yedikten sonra vay halimize dedirten olaydır.

  • 15. karizmatik bakteri isimleri

    (bkz: helicobacter pylori)

    isminin karizmatik görünümüne bakmamak gerek; çünkü kendisi tam bir karın ağrısı.

  • 16. kocaeli'de istiklal marşı'nın ilahi gibi okunması

    vatan hainliğidir.

  • 17. ekşi itiraf

    artık sevdiğim bi kadın olsun istiyorum sözlük. bir şeyler hissetmek ve o hisse ömür vermek istiyorum delice. birini sevmeye çalışmadıkça geçmişinde geziniyor insan. ben geçmişimde gezinmek de istemiyorum sözlük.

  • 18. newroz piroz be

    ulan herşey çalınır anlarım da bir millet tarihinde kutlamaya değecek bir başarısını bulamayıp bayram çalar sonra bunu da aşırı milliyetçi bir hale nasıl sokar onu anlayamıyorum.

    bilen şu newroz'un hikayesini de yazıversin bari ben de size ergenekonu anlatırım *

    edit: ben hikayesini sordum orospu dölü yazıp gönderdiler. sanirim orospu dölü olmakla ilgili bir hikayesi var bu newroz'un*

  • 19. yeni aşık olmuş kişilere tavsiyeler

    panik yapmayın, şimdilik sadece kafası girdi.

    not: acı içinde defalarca kıvranmış biri.

  • 20. milli takım formasının 299.90 tl olması

    insanlar 3 büyük takımın formalarına 169 lira verip alıyor. kalkıp insanların en çok milli takıma küstüğü zamanda 299 liraya forma satmaya çalılıyorsunuz. hem başarınız yok hem halkın istediği formaları yapmıyosunuz hem de fahiş fiyatlar. fatih terim’in tazminatını halk ödeyecek sanırım.

  • 21. ufak tefek cinayetler

    ya pilates topu burcu birsuru entrikalarla yok arzudan kurtulucam yok oyadan kurtulucam diye ugrasacagina oranj mehmetten gercekten hamile kalmaya ugrassaydi ya? oya vermis sana 3 hafta, hic mi sevismiyosunuz nedir yani...

  • 22. gelmiş geçmiş en komik dizi bölümü

    friends‘te “they don’t know that we know” bölümü.

    - hahahaha! they don’t know that we know they know we know.

  • 23. bir kahveye 8 lira vermek için sebepler

    evinde 2 liraya 4 porsiyon makarna yapmak yerine dışarıda aynı makarnanın soslusunu 18 liraya (tek porsiyon) yemenin mantığı neyse bu da odur.

    şurada dışarıda kahve içmeyi eleştiren aşırı zeki arkadaşlar arasında, hayatında kendi iradesiyle dışarıda yiyip içmeyen bir kişi bile yoktur. hodri meydan sayın einstein'lar, var mı aranızda "ben hayatım boyunca hiçbir zaman bir restoranda, bir kafede bir şey yiyip içmedim" diyen birisi? öyle birisi varsa entry'mi güncellerim, ama o zaman da güncellemem hoşunuza gitmez eheh.

  • 24. liseyi sevgilisi olmadan bitiren insan

    çoğunlukla üniversiteyi de bu şekilde bitiren insandır.

  • 25. kıza asla hesap ödetmeyen erkek

    kadınla erkeğin artık eşit konuma gelmeye başladığı bu yüzyılda saçma bulduğum eylemdir. ilk buluşmada tamam da, her buluşmada ödüyorsan ve hele ki karşındaki hiç cüzdanına elini uzatmıyorsa kusura bakma malsındır!

  • 26. pubg mobile

    bana böyle başlıklarla gelin yahu.
    hemen indiriyorum, umarım beleştir yoksa rules of survival devam ederim.

    edit: beleşmiş.

    edit: oynadığım ilk oyunda kazandım. işin garip yanı daha önce hiç pubg oynamamış olmam. oyuncular bot mu amk.

    okula girdim baya loot yaptım sonra bir kamyonetin içine pustum. 4 kişiyi öyle nalladım. geri kalanları ise bayırda avladım. iyi ses kasarım ayıptır söylemesi.

    kutudan da güneş gözlüğü düştü, çıplağım ama güneş gözlüğüm var sapık gibi.

  • 27. yazarların en iyi beş dizi listesi

    yazdığınız listeler kimsenin umrunda değil arkadaşlar. gereksiz başlıktır.

  • 28. berk oktay'ın çıplak fotoğraflarının hacklenmesi

    kaderimiz bu dedirten olay.

    yurtdışında jennifer lawrence, kate upton hacklenir bize düşen ise berk oktay.

  • 29. oğuzhan uğur

    oğuzhan uğur başlığına oğuzhan uğur kim yazıyor mnk zırtapozu. çok merak ediyorsan on saniyeni ayır 719 entry dahaya tıkla kim olduğunu öğren allahın salağı

    çanakkale konusunda iyi konuşmuş tebrik ederim ama maalesef low iq kitleyi eğitmeye çalışması üzücü. yani 'buluta, keramete' inanan insanı ikna etmeye çalışmak yerine daha üst segmenti eleştirebilir bence

  • 30. fatih sultan mehmed vs atatürk

    neyin karşılaştırması bu amcık beyinli ikisi de birbirinden kıymetli türk büyüğüdür.

  • 31. 4-6 nöbeti

    cok siksok bi nobet saati.

    4'deki nobet icin 3.30'da kaldirirlar, tek goz acik silahliga in, yelek giy, g3'u al nobet yerine git saat oldu 4.. mal gibi 2 saat etrafi izle, caktirmadan sigara ic, sarki soyle.. hava soguksa sayko hareketler yapip isinmaya calis, saat oldu 6 senden sonra nobeti devir alacak asker ust devreyse en iyi ihtimalle 20 dakika takar nobeti saat oldu 6:20.. nobeti devret, doldur bosalta git, silahliga in saat oldu 6.45..
    kogus kalk saati zaten 7 amk..

    e ne oldu sen 3.30'dan beri ayaktasin, bi de gun icinde nobetin varsa vay bana vaylar bana. yazarken moralim bozuldu amk ya.. iyi bitirmisim ben askerligi.

  • 32. uber kullanıcılarının on günde yüzde 500 artması

    ben bu taksicilerde zerre beyin olmadığını düşünmeye başladım. kendi plakasını süren taksi şoförü oranı max. %1'dir geri kalan hepsi taşeron, çıkıp demiyor ki amk ben plaka sahibini zengin edeceğime, her gün parayı çıkartmak için stres olup insan sikeceğime, bulup buluşturup bir araba edinsem, uber'le anlaşma yapsam kendi işimin patronu olsam. azıcık uyanık olsalar plaka sahipleri o plakaları götüne sokmak zorunda kalırlar.

    edit : svihs

  • 33. ekşi sözlük dertleşecek insan veritabanı

    (bkz: ekşi sözlük sertleşecek insan veritabanı)na dönmüş başlıktır.

  • 34. misvak dergisinin afrin fatihi karikatürü

  • 35. afrin zaferinin başkomutanı cumhurbaşkanımızdır

    askerligini kantinci olarak yapmis birinden baskomutan olmaz. ineceksin meydana alacaksin silahini onde gideceksin. sahte kahramanlar yaratmayin. herkesin yeri ayri.

  • 36. nevşin mengü'nün özür dilemesi

    içeriğinde özür dilerim ifadesi göremediğim kelimeler yığınından oluşan kendini aklama çabası.

  • 37. seher yıldızı boxer giymiş erkek

    aynı zamanda iyi niyetli erkektir.
    sevişme ihtimalini düşünmez. aşk adamıdır.

    bir calvin klein’e satmayın onları sevin.

  • 38. kadın yazarların kuaföre ödediği ücret

    ayda toplam 3 saatimi ve 200-250 liramı kuaföre bırakıyorum.

    saçımı kendim kestiğim de oldu, ağdamı kendim yaptığım da, saçlarımı mora-kızıla-turuncuya boyadığım da... ama şu an kesimdi, ağdaydı, manikürdü pedikürdü kuaförde yaptırmayı tercih ediyorum. bakın ne: tercih. çünkü daha pratik oluyor, daha kısa sürede yapılıyor, saçım kesilirken manikürüm pedikürüm de aradan çıkıyor vs. para benim, zaman benim, beden benim. bunu tercih ettiğim için babamın piremsesi veya kocamın beslemesi değilim. zira basitçe yetişkin bir insan evladı olarak paramı kendim kazanıyorum, ödememi de kendim yapıyorum. kuaföre giden kadınlara "pelinsu" muhabbeti yapacak kadar, hemcinslerinin üstüne basıp kendini övecek kadar şuursuzca kendini öne atan, rekabetçi ataerkiyi içselleştirmiş kadınlar bu basiiiit, minicik ihtimali atlamış. normal, kafası çalışsa zaten ataerkil olmaz, "ben çok ekonomiğim, nasıl da muhteşemim" diye kendini pazarlamazdı.

    gelelim diğer uca, kuaföre gitmeyenlere "harun abi" diyen diğer ataerkil hemcinsime. o da kendini "bak çok bakımlıyım, kadın gibi kadınım" diye pazarlama derdinde, o da rekabetçi. halbuki çirkinliği başlatanın diliyle konuşmaya gerek yok. birincisi, kişi evde bakımını kendisi yaparak da çok bakımlı olabilir. yıllarca evde yaptım yukarıda bahsettiğim gibi, birçok kadın böyle yapıyor olabilir. örneğin başka şeyler için kuaföre gitsem de hâlâ kaşlarımı kendim alırım, başkasına tarif etmek daha zor gözüküyor zira, zaten beş tel kaşım var. ikincisi ve daha önemlisi, kimse bakımlı olmak zorunda değil. ben bakımlı olmayı çok seviyorum diye kimse sevmek zorunda değil. "kadın" olmanın tanımı kesinlike oje, ağda, fönle ilgili değil. ben kolumu, bacağımı pürüzsüz seversem kılımı aldırırım, o sevmez veya gerek görmez aldırmaz. bitti. ben onu kılları yüzünden eleştiremem, onun bedeni, onun kararı. neymiş, kuaförde vakit geçiren kadınlara "acıyormuş", kardeş zaman onun zamanı, senin bu kibirli "ay herkesten süperim" tavrına kimler acısın yahu?

    ya da ben mesela neredeyse hiç fön çektirmiyorum, doğal saç bana daha hoş geliyor. ama o seviyor, o yaptırıyor, para onun parası, saç onun saçı, ben kim olup da karışacağım? yani gerçekten bu kadar basit şeyleri nasıl düşünemiyorsunuz bazen hiç anlayamıyorum. hemcinslerinizi ezerek kendinizi parlatmaya çalıştığınızda ne kadar ucuz ve zavallı gözüktüğünüzü keşke fark edebilseydiniz.

    herkesin kendi bedeni, kendi tasarrufu, kendi tercihi. kimsenin harcadığı para sizin cebinizden çıkmıyor, kimsenin harcadığı zaman "harcamasa" sizin gününüze katılmayacak, neyin derdindesiniz siz, size ne?

    ("ağda ne yeaa, lazer epilasyon var"cılara da lazerin hepimiz için çare olmadığını hatırlatarak nispet yaptıkları için teessüflerimi iletiyorum. *)

  • 39. kişide kaçma arzusu uyandıran muhabbetler

    homeopati, naturopathlar, reiki, karatay, aşı karşıtlığı, saklı seçilmişler, komplo teorileri, magazinsel bilim görünüşlü saçmalıklar, lavanta yağı, tea tree yağı, hindistan cevizi yağı, hastalıklara çare olarak ayağa viks sürme ve odaya soğan koyma gibi ultra yaratıcı çözümler, zayıflama reçeteleri, acayip diyetler, kilo ve güzellikle ilgili her konu, doğalcılar, big pharma çok rererö, düz dünyacılar, internet fenomenleri, ebeveynlere ders verenler, akıl öğretenler, çocuk yetiştirme teorileri ve polemiği, burçlar, astroloji, secret, new age, evrene gönderilen mesajlar, hastalığı çağıranlar, bir anda aydınlananlar, yarışma programları ve muhabbeti.

    çok çok yakın olmadığın birinin çocuğu, karısı, kocası, akrabaları ve tanıdıkları hakkındaki her şey.

  • 40. öğretmenlerimizin yetersiz olduğu gerçeği

    yeterli olanı bile yetersiz hale getirdiklerindendir

  • 41. kedi sahiplenmek yasaklansın kampanyası

    adamın sunduğu sebepler o kadar saçma ki bimer bu şikayeti ciddiye alıp uygular diye endişeleniyorum.

    katılmadığım kampanya. kedilerin götünü ye sen.

  • 42. sözlükçülerin seks hariç hayal ettiği fantezileri

    çok büyük ve boş bir sahnede, üstünde yarısı dolu bir viski şişesi ve yanan sigara sıkıştırılmış küllük olan siyah bir piyanonun başında melody of tears çalmak.

    not : piyano kursuna yazıldım. şimdilik bilgisayarıma indirdiğim piyano programında jingle bells çalabiliyorum. bir yerden başlamak lazım.

  • 43. 21 mart 2018 tff fikstür rezaleti

    tüm takımların adaletli ve orantılı şekilde fikstürünün yapılması gerekmektedir. gerekirse yayıncı kuruluş vs dinlenmemelidir. gerekirse aynı gün farklı saatlerde oynatılabilirdi.
    gs bu durumda dezavantajlı gözükmektedir.

    şöyle bir tablo olabilirdi :

    gs : cuma lig, çarşamba kupa, c.tesi lig.
    bjk : c.tesi lig ( saat : 16.00 ), perşembe kupa, pazar lig ( saat 19:00 )
    fb : c.tesi lig, ( saat : 19:00 )perşembe kupa, pazar lig. ( saat 16:00 )

    ( tff başkanı olacak adamım )
    not : gary medel

  • 44. yere tüküren insanlar

    görüldükleri yerde dövülmeleri gereken insanlardır.

    ekleme: noluyo olm, ben dışarı çıktım elemanın biri harrk hurk deyip yere tükürdü benim de onu dövesim geldi sonra dayak yeme ihtimalini düşünüp dövmedim sonra geldim hıncımı ekşi'den çıkarayım dedim. niye favladınız ki bu kadar anlamadım.

    başka güzel entirilerim var onları da favlayın madem.

  • 45. doğu görevlerinin utanç verici olması

    bir kurdu avcılar ormanda fena halde sıkıştırmıştır. kurt oraya buraya kaçmaya çalışır, ancak peşindeki avcıları bir türlü atlatamaz. canını kurtarmak için deli gibi koşarken bir köylüye rastlar. köylü elinde yabasıyla tarlasına gitmektedir. kurt adamın önüne çöker ve yalvarmaya başlar:

    "ey insan ne olur yardım et bana, peşimdeki avcılardan kaçacak nefesim kalmadı, eğer sen yardım etmezsen biraz sonra yakalayıp öldürecekler."

    köylü bir an düşündükten sonra yanındaki boş çuvalı açar, kurda içine girmesini söyler. çuvalın ağzını bağlar, sırtına vurur ve yürümeye devam eder. birkaç dakika sonra da avcılara rastlar. avcılar köylüye bu civarda bir kurt görüp görmediğini sorarlar, köylü "görmedim" der ve avcılar uzaklaşır. avcıların iyice uzaklaştığından emin olduktan sonra köylü sırtındaki torbayı indirir, ağzını açar, kurdu dışarı salar.

    - "çok teşekkür ederim" der kurt, "bana büyük bir iyilik yaptın"

    - "önemli değil" der köylü ve tarlasına gitmek üzere yürümeye başlar.

    - "bir dakika" diye seslenir kurt: "çok uzun zamandır bu avcılardan kaçıyorum, çok bitkin düştüm, açım, kuvvetimi toplamam için bir şeyler yemem lazım ve burada senden başka yiyecek bir şey yok."

    köylü şaşırır:

    - "olur mu, ben senin hayatını kurtardım."

    - "yapılan iyiliklerden, verilen hizmetlerden daha çabuk unutulan bir şey yoktur" der kurt. "ben de kendi çıkarım için senin iyiliğini unutmak ve seni yemek zorundayım."

    bir süre tartıştıktan sonra, ormanda karşılarına çıkacak olan ilk üç kişiye bu konuyu sormaya ve ona göre davranmaya karar verirler.

    karşılarına önce yaşlı bir at çıkar.

    - "ne vefası" der at, "ben sahibime yıllarca hizmet ettim, arabasını çektim, taylar doğurdum, gezdirdim. ve yaşlanıp bir işe yaramadığımda beni böylece kapıya koydu..."

    kurt sevinirken bir köpeğe rastlarlar.

    - "ben hizmetin değerini bilen bir efendi görmedim" der köpek, "yıllardır sadakatle hizmet ederim sahibime, koyunlarını korurum, yabancılara saldırırım, ama o beni her gün tekmeler, sopayla vurur..."

    kurt köylüye döner, "işte gördün" der.

    köylü de son bir çabayla ; "ama üç diye konuşmuştuk, birine daha soralım," diye cevap verir.

    bu kez karşılarına bir tilki çıkar. başlarından geçenleri, tartışmalarını anlatırlar. tilki hep nefret ettiği kurda bir oyun oynayacağı için keyiflenir.

    - "her şeyi anladım da" der tilki "bu küçücük torbaya sen nasıl sığdın ?"

    kurt bir şeyler söyler, tilki inanmamış gibi yapar :

    - "gözümle görmeden inanmam..."

    işin sonuna geldiğini düşünen kurt torbaya girer girmez, tilki köylüye işaret eder. köylü torbanın ağzını sıkıca bağlar, eline bir taş alır;

    - "beni yemeye kalktın ha nankör yaratık" diyerek torbanın içindeki kurdu bir süre pataklar. sonra tilkiye döner;

    - "sana minnettarım beni bu kurttan kurtardın" der.

    o an köylünün gözü tilkinin parlak kürküne takılır, bu kürkü satarsa alacağı parayı düşünür ve hiç beklemeden elindeki taşı kafasına vurup tilkiyi öldürür. sonra da torbanın içindeki kurdu ayağıyla dürter :

    - "haklıymışsın kurt, yapılan iyilikten daha çabuk unutulan bir şey yokmuş." der...

    doğu'ya yapılan bunca çalışmalar, yatırımlar, teşviklere rağmen hala doğu bu haldeyse, problem yapmaya çalışanda değil yıkmaya çalışandadır. gerçek şu ki yapılan iyilikten daha çabuk unutulan bir şey yoktur.

  • 46. türkiye'nin şaka maka çökmüş olması

    kimsenin sikine takmadığı gerçek.

    gerçekten anlamıyorum, neyi tutarsan elde kalıyor. milletin gıkı çıkmıyor.

    en büyük medya organı a habere dönüştü bugun itibari ile
    ekonomi yerlerde, tamamen dışa bağımlı bir ülkeyiz dolar olmuş 4 benzin 6
    seçim güvenliği yok lan böyle ülke mi olur, oyunu veriyosun ama adam saymıyor onu, o başkadır başka ona vermek istemedin aslında deyip eline veriyorlar kimliği.
    eğitim sistemine hiç girmiyorum, benim en son girdiğim sınav sistemi en az 10 kere değişti işte hesap edin

    olm cidden normal mi lan bunlar ?

    sikildik ey halkım uyan

    edit: diriliş den gelen bazı aktrollere göre bir devletin çökmesi için işgal edilmesi gerekiyormuş, evet 1600 lü yıllardayız.
    ulan tipik herşeyin dip görmüş, her anlamda dışa bağımlısın, bunun adı çöküş olmuyor mu ?

    edi: benzin 6 olmuş. ben atamıyorum abi bilemedim.

  • 47. bitcoin

    çiftlik bank/ponzi diyeni, dolandırıcılık diyeni, sahibi şöyle böyle yapmış diyeni kafadan engelliyorum artık. açık ve net.

    abi koca koca ülkelerin koca koca bakanları toplanıp ciddi ciddi üzerinde duruyorken, abd-rusya-çin-almanya ve bilimum büyük devletlerin istihbaratları sizin bu tespitlerinizi yapmıyorken siz büyük resmi nerde gördünüz de anlatıyosunuz be hıyarlar?

    balon diyene bir şey diyemem ama bu ülkede 10 yıldır emlak balonu geyiği dönmesine rağmen fiyatlar 2 yıldır durağanlaştı. onun sebebi de sadece balon değil (bkz: #68066574)

  • 48. ikamet edilen evin bim'e yakın olması

    emlak ilanlarında bir tür opsiyon olarak eklenen avantaj.

    sahibinden kiralık
    •3+1
    •kapalı otopark
    • site
    •bodrumunda bim vardır.

  • 49. bafetimbi gomis

    kariyerinde chelsea, manchester united, manchester city, arsenal gibi takımlara attığı gollere rağmen büyük takımlara gol atamadığı iddia edilen futbolcu.