batman v superman vizyona gireceği zaman adamları milyon kez aradım ve hiçbir şekilde 2d girmeyeceğini sadece 3d gireceğini belirttiler.
sebebi ise tamamen arz talep meselesiymiş.
arkadaş ben 3d film izlemekten nefret eden birisiyim ve imax salonlarda 2 boyutlu bir şekilde izlemek istiyorum. doya doya film keyfini yaşamak istiyorum.
bir seans'ı 3d diğer seans'ı 2d yaparsın, herkes doyasıya eğlenir. fakat bütün seansları 3d yapmak da neyin nesi?
gündeme taşıyalım da şunu filmleri artık 2d vizyona soksunlar.
edit: cinemaximum twitter linki
pixelsandfrequencies2 profili
-
cinemaximum imax filmleri 2d vizyona soksun
-
gerçeği yaşıyor olma ihtimalimiz %0.1
ben demiyorum elon musk diyor. peki ya elon musk neden bunu söylüyor ve gerçeği yaşamıyorsak tam olarak neyi yaşıyoruz?
(bkz: simülasyon teorisi)
simülasyonun argümanının en büyük dayanağı 'sınırlar'.
peki nedir bu sınırlar?
normal şartlarda, bir simülasyon programı, iki veya üç boyutlu, zamanla ilerleyen bir modele sınırlamalar koyacaktır. yani, simülasyonu kurgulayanlar tarafından çizilmiş sınırların dışına çıkmanız mümkün değildir. kısacası, kurgulanmış bir simülasyonun içindeysek yazılımın izin vermediği noktaya (sınır değerler) gidemeyiz.
fizikte var olan kurallar üzerine düşündüğümüzde, çevremizde birtakım sabitleri kabul ederek ilerleyebiliyoruz. sabit olan ışık hızını değiştiremiyoruz, yani ışık hızını arttıramıyor yahut azaltamıyoruz. aynı şekilde, kuantum mekaniği için çok önemli bir yer teşkil eden planck sabiti üzerinde de herhangi bir oynama yapamıyoruz.
bu sınırlara genel anlamıyla örnek vermek gerekirse;
ulaşılabilecek maksimum hız olan ışık hızı (c=299,792,458 m/s), minimum sıcaklık olan mutlak sıfır (=-273.15 °c=0 °k), minimum uzunluk olan planck uzunluğu (=1.616 × 10^-35 m), maksimum sıcaklık olan planck sıcaklığı* (=1.41 × 10^32 k), minimum zaman aralığı olan planck zamanı* (=5.39 × 10^-43 s), maksimum yoğunluk olan planck yoğunluğu (=5,1 × 10^96 kg/m³), ...
*kuantum mekaniğinin geçerli ve tanımlı olduğu limitlere göre.
evrensel sabitler (evrenin her yanında aynı olduğu düşünülen):
kütleçekim katsayısı (g=6.67 × 10^-11 m³/kg×s²), planck sabiti (=6.62 × 10^-34 j·s), protonun kütlesi (=1.67 × 10^-27 kg), elektronun kütlesi (=9.109 × 10^-31 kg), avogadro sayısı (=6.022 × 10^23 1/mol), evrensel gaz sabiti (r=8.314 j/k×mol)...
yapılan deneyler de bu görüşü destekliyor
gerçekliğin bir illüzyon olduğuna dair, geçmişte uzun felsefi ve bilimsel teoriler öne sürülmüştür. simülasyon argümanı, ilk olarak 2003 yılında nick bostrom tarafından öne sürülmüştür. bostrom ve diğer yazarlar simülasyon argümanının geçerli olduğuna dair ampirik verilerin mevcut olduğunu öne sürer. bu konuda 2012 yılında almanya’nın bonn üniversitesinde de deneyler yapılmış ve sonuçlar simülasyonlarda olması gereken üst enerji sınırlarına işaret etmiştir.
son zamanlarda ise a.ı. ve simülasyon üzerine ciddi anlamda dizi/filmler görmekteyiz. bunlara örnek vermek gerekirse sanıyorum ki en önemlisi geçen sene ilk sezonuna başlayan westworld uygun olacaktır. ama en önemlisi ise sanıyorum ki matrix
simülasyonun esas amacı "anlamak" üzerine kuruludur. neyi anlamak? bir üst evreni, sınırların aşılıp aşılamayacağını vs.
eğer ki simüle edildiysek bizi simüle edenler ile aynı fizik kurallarına sahip olmamız mümkün. çünkü simülasyona göre her şey "aynı" olmak zorundadır. bu da akıllara vr teknolojisi ile birlikte bizimde bir simülasyon yaratabileceğimiz gerçeğini getiriyor.
fakat bu bir döngü, esasen bu sonsuz evrenlere dayalı olabilir. bizi yaratanları yaratanlar, onları da yaratanlar olabilir. bunun bir sonu olmayabilir.
peki bu işin merkezinde ne var? en başa döndüğümüz zaman tekrardan kapı tanrıya mı çıkıyor?
ya da tüm bu olaylar zamanın linear akmamasıyla bir alakası olabilir mi, zaman düz bir şekilde değilde yuvarlak bir hal almış ve ilk evreni bizim simüle ettiğimiz evren simüle etmiş olabilir mi?
bu sınırları aşarsak eğer nereye ulaşırız? ışık hızını aşarsak ve evrenin genişleme hızına yetişebilirsek mekansal olarak evrenin dışına çıkabilir miyiz? çıkarsak ne ile karşılaşırız?
ya da tüm her şeyi anlamak üzerine kurduğumuz için var olmayan bir gerçeklik yaratmış olup bütün evrenler üzerindeki hayatlar sahte, yalan olabilir mi? düşündüğümüzün aksine hiçbir amacımız olmayabilir mi?
esasen her şey en başa dönüyorsa, ilk yaratıcıya dönüyorsa bu kişi tanrı olabilir mi, tanrı ise nasıl yoktan var olabildi ya da nasıl hep vardı? daha da önemlisi, tanrı hiç olmayabilir mi, zaman linear değil de circle bir şekilde işleyebilir mi? hatta ve hatta gerçekten insan "tanrı" figürünü soyut ve somut bir şekilde yaratıp adlandırmış olabilir mi?
ve en önemlisi, tanrı olabilir miyiz? var olan bütün soruların cevaplarına ulaşabilir miyiz?
bu ve bu gibi soruların cevaplarını belki de hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz lakin elon musk gibi bir adam böyle bir şey söylüyorsa mutlaka bir bildiği vardır diye düşünüyorum.
kaynak: elon musk
alıntılar; (bkz: #59030563) - yazı içeriği
westworld - consciousness it does not exist
westworld - no one knows what ı'm thinking
edit: olm ben böyle adamlara çok gülüyorum ya, oturup yeni evren yaratsan dahi bu adamlar gelip laf yaparlar. adamın takıldığı noktaya bak (bkz: #66523871)
edit 2: (bkz: #66524042) ne diyim ki..
edit 3: şöyle de bir şey varmış, evrenin piksellerini gördük, aslında 2d bitlerden oluşuyoruz diyen bilim adamları da mevcutmuş link
edit 4: elon musk böyle bir şeyi söylüyorsa vardır bir bildiği derken esasen elon musk gibi bir adamın böyle bir şeyi söyleyebilme cesaretini kendinde bulmasının arkasında yatan birçok sebep olabileceğini ve bunların mutlaka dayanayağının olabileceğini düşündüğümden dolayı o şekilde tasvir ettim.