(bkz: i know kung fu)
matrix'i izleyip de neo'nun bu sözü sonrası "keşke şöyle bişi mümkün olsa da, herhangi bir konudaki bilgi birikimimi kısacık bir sürede dikkate değer ölçüde arttırabilsem" diye düşünmeyen kimse var mı aranızda?
size kung-fu öğretemem dostlar. fakat onlarca ayrı konuda güvenilir ve saygıdeğer bir bilgi birikimine süper hızlı bir şekilde ulaşabilmenizi sağlayabilirim.
düşünsenize, bugün insan hakları hakkında pek bir şey bilmezken yarın "ya hocam ayrıca fransız ihtilali'ni herkes över ama ihtilalin sonrasında yazılan anayasada sadece burjuvanın haklarının korunduğunu ve geniş halk kitlelerinin taleplerinin görmezden gelindiğini kimse dile getirmez. sonra niye komünizm patladı? e patlar tabi, versene adamın sosyal haklarını daha en başta..." diyebiliyorsunuz.
ya da şu an felsefeye dair bilgi dağarcığınız son derece sınırlıyken bir hafta sonra wittgenstein'la hume'ü, alman felsefe okuluyla fransız ekolünü kıyaslayabilidiğinizi hayal edin.
muhatabınıza şizofreni hakkında detaylı ve güvenilir bir bilgi sunduktan hemen sonra terörizmin sebepleri ve sonuçları, bu problemin nasıl çözülebileceği üzerine 20 dakikalık fantastik bir konuşma yaptığınızı canlandırın zihninizde.
budizm'den radyoaktiviteye, roma imparatorluğu'ndan aztekler'e, oyun teorisi'nden shakespeare'e... durup dinlenmeden yardırabildiğinizi düşünün. ve tüm bunların hiçbirinde palavra atmadığınızı, üfürmediğinizi, 100% bilimsel verilere dayalı olarak konuştuğunuzu, arkanızda the university of oxford'un adının olduğunu düşünün.
fantastik bişi değil mi sizce de?
işte oxford'daki adamlar da aynı sizin gibi düşünüp bir çalışma yapmaya karar vermişler. "yahu madem yüzyıllardır güvenilir bilgi üretiyoruz, bunu neden topluma süzgeçten geçirilmiş ve hazmı kolay bir şekilde sunmuyoruz?" diye düşünüp a very short ıntroduction adında büyük bir seri kitap yazmışlar. oturup 5-6 saatte bitirebileceğiniz her bir kitap, o alanda bilmeniz gereken hemen her şeyi mükemmel bir üslupla size sunuyor ve kitabı bitirdiğinizde neo gibi hissediyorsunuz;
"i know the spanish civil war"
"i know political philosophy"
"i know the renaissance"
"i know french literature"
"i know quantum theory"
"i know law"
sözlükte sabah akşam yazan kim böyle bişi istemez ki? sadece yazılı metinlerin okunduğu böyle bir yere kıymet atfeden sözlükçülerin yukarıda bahsettiğim şekliyle "zevkli bir şekilde ve hızlı ulaşılan, üstelik güvenilir olan bilgi"ye kutsal kase muamelesi yapacağının farkında olarak, denk geldiğim bu yüce kaynağı siz değerli suser'larla paylaşmaya karar verdim.
keyif içinde ve bolca okumanız dileğiyle.
https://www.dropbox.com/…bcgw0-ldikw2rwwd8ya?oref=e
edit: yoğunluktan dolayı dropbox linki askıya aldı, akşam yeni link paylaşacam. takipte kalın. *
yeni link için burdan buyurun: https://drive.google.com/…9drjzpchrnnfu&usp=sharing
iron nick2 profili
-
öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler
-
amazon kindle
imkanım olsa sevdiğim herkese bir tane hediye edeceğim, sınır ötesi icat.
e-book reader'lar başlangıçta alternatif bir kitap okuma yöntemi olarak görülüyordu. ancak dünyayı takip eden insanlar için epey bir süredir basılı kitapların önüne geçmiş durumda. artık kimsenin çıkıp da, kağıda basılı kitapları okumanın daha kolay olduğunu iddia edebileceğini sanmıyorum. o kadar ki "ergonomi"nin tdk'daki karşılığına kindle yazılmalı hatta!
- hafif. binlerce kitabı birkaç gramlık bir aletin içinde taşıyorsunuz. yani bilemiyorum. çok şeyapmayalım bu konuyu. aklım gidiyor.
- pilinin boşalması bir aydan fazla sürüyor. bence bunu da pek uzatmayalım.
- kullanması inanılmaz basit. babaanneme versem o bile kullanabilir. kendisinin de "kızım bu aletten kur'an da okunuyor mu?" diye sormuşluğu da yok değil hani.
- aynı anda 10 kitap okuyabilirsiniz. ve kindle sizin yerinize, o kitapların neresinde kaldığınızı hatırlıyor. ayraçlara para vermeye son!
- kağıttan okumak gibi. bazen, bir ekrana baktığınızı unutuyor ve sayfa çevirmeye çalışıyorsunuz. *
- her yıl milyarlarca lirasını cep telefonlarına yatıran hatta sadece telefon aksesuarları için bile yüzlerce liralık bütçe ayıran bir millet için oldukça makul bir fiyatı var. sadece birkaç yüz türk lirası.
- e-book'lar, kağıda basılı kitaplara göre daha ucuz. zaten ingilizce biliyorsanız, hemen hemen her kitabın ücretsiz e-book'unu bulmak mümkün. üstelik e-kitap servisi meritokrasi diye bir şey var. god bless who ever thought that shit!
- yabancı dildeki kitapları okurken internet bağlantınız olmadan dahi bilmediğiniz kelimenin üzerine tıklayıp anlamını görebiliyorsunuz, dahası baktığını bütün kelimeleri tek bir yerde görebiliyorsunuz. anlamını bilmediği kelimeleri bir yerlere not etmeye üşenen her insan evladı kanayan yarasına ilaç niyetine sürebilir.
- ve son olarak* benim en çok kullandığım facilitesi olan highlight ettiğiniz satırlara toplu olarak bakabiliyorsunuz. sizin de kalbiniz duracak gibi olmadı mı?
alın yani. gerekirse kalitesiz giyinin, tavuk döner ayran 1 tl yiyin her gün ama bu ahirzaman icadını edinin. kendinize bu yatırımı yapın. her kuruşuna değer.