26 mayıs 2021 istanbul e.a.h rezilliği

  • öncelikle yazara baş sağlığı diliyorum, kaybınız için çok üzgünüm.

    doktor abi ablalarım varken bana çok söz düşmez ancak stajyer doktor olarak bilgi kirliliklerini azaltmak isteğiyle ben de birkaç noktaya değinmek istedim zira sağlıkçı olmadığı halde yanıltıcı pek çok yorum yapan yazar olmuş.

    öncelikle babanızda pankreasta kitle ve sarılık öyküsü var. pankreas başı kanserleri safra yollarına yakınlığı nedeniyle koledoka (ana safra kanalı) bası yaparak sarılık oluşturur. pankreas başı kanserli hastaların 3/4'ünde ilk başvuru şikayeti sarılıktır.
    pankreas kanseri ne yazık ki çok mortal seyreder (bu noktada yaş ve yandaş hastalıklar da büyük dezavantaj oluşturur), hızlı metastaz yapar, %80 hasta başvurduğunda cerrahi yapılamayacak aşamadadır ve ortalama yaşam beklentisi 3-6 aydır.

    bahsettiğiniz işlemin adı ise ptk ve lokal anesteziyle yapılır. ptk pankreasa değil karaciğere uygulanan bir işlemdir. safra yollarına uygulanacak drenaj, stent yerleştirme gibi girişimsel yöntemlerden önce anatomiyi göstermek için yapılır. karaciğer içindeki safra kanallarına ince bir iğne ile girilip kontrast madde verilerek görüntülenmesi sağlanır. ardından pbd (perkütan biliyer drenaj) yapılır. pbd işleminde de ultrason rehberliğinde safranın drenajı için ince bir borucuk yerleştirilir. safranın dışarı akışı sağlanarak bir torbaya bağlanır. ptk işlemi tek başına ortalama 30 dakika sürer, bu yüzden işlemin bir saat sürmesi normaldir.

    ptk işlemini girişimsel radyoloji uzmanları yapabilir. ben erkek doktora emanet etmiştim fakat sonrasında bir kadın operasyonu yapmış dediğiniz noktanın açıklaması muhtemelen budur.

    ilk ultrason raporunda karaciğerde lezyon yoktu karaciğeri ne ara görüp kanserin karaciğeri tuttuğu bilgisi verildi demişsiniz. yukarıda bahsettiğim işlemlerle karaciğer görüntülendiğinden tümör varlığı tespit edilmiş olabilir.

    babanızın nihai ölüm sebebini elbette adli tıp raporu kesin olarak belirleyecektir. farazi bir şekilde konuşmak doğru olmaz. hem yapılan girişimsel işlemin mortal komplikasyonları olabileceği gibi (bu ihtimal düşük de olsa her işlemde vardır onam formlarında da belirtilir) hastanın hipertansiyonuna bağlı bir serebrovasküler olay veya diyabet kaynaklı hipoglisemik koma gelişmiş olabilir. hipoglisemik koma özellikle ileri yaş diyabetli hastalarda normal sayılabilecek serum glikoz seviyelerinde de gelişebilir. tüm bunlar söyledikleriniz üzerine akla gelen ilk ihtimallerdir daha bir sürü farklı neden de düşünülebilir.

    adli tıpa başvurarak en doğrusunu yapmışsınız. dilerim ki bir ihmal yoktur varsa da sorumluları açığa çıkar ve gerekli yaptırım uygulanır.

    ancak şu aşamada hiç kimsenin bahsi geçen sağlık çalışanlarına cinayet suçlamasında bulunmaya hakkı olduğunu da düşünmüyorum. ne yazık ki pek çok bu içerikte entry gördüm. bazen hiçbir ihmal ya da hata olmasa dahi ayaktan hastaneye giren bir hastayı malesef ki saatler içerisinde kaybedebiliriz. dışarıdan bakıldığında anlamlandırması zor olabilir fakat doktorlar tanrı değildir, bazen elimizden bir şey gelmez. önemli olan gerekli ve yeterli çabanın ve özenin gösterilmesidir. dediğim gibi bu anlamda bir ihmal varsa da dilerim açığa çıkar.

    tekrar başınız sağolsun, sabırlar diliyorum.

    edit: “sen babanı kaybetseydin bu şekilde mi yazardın”, “işlem sonrası durumu kötüye gidiyor ve sadece bekleyelim diyorlar” gibi ifadeler içeren mesajlar ve entrylere toplu cevap vermek istedim.

    ilk olarak yazma şeklimde herhangi bir sorun görmüyorum. bir ihmal ya da hata varsa ortaya çıkmasını ve sorumlulara gerekli yaptırımların uygulanmasını dilediğimi belirttim zaten. “sadece bekleyip görelim” kısmına gelirsek bazen bekleyip tam olarak ne olduğunu görmemiz de gerekir çünkü tam olarak ne olduğunu anlayamadan yapılan yanlış bir müdahale de hastaya zarar verebilir. bu hastayı başıboş bırakmak anlamına gelmez. zaten bu sırada hastanın vitalleri takip edilmiş ve normalmiş, insülin düzenleyici yapılmış belki hasta yakınının fark etmediği ya da bahsetmediği başka ilaçlar da yapılmıştır. yani hastayı bir süre izlemek ve takip etmek bu sırada yönlendirici lab testlerini istemek çoğu zaman gerekli ve doğru bir uygulamadır. sonrasında da hastanın hızlı kötüleşmesiyle yoğun bakıma alınmış ve orda takibi yapılmış zaten. bu aşamada bir eksiklik ya da gecikme yapıldıysa da epikriz dosyasına saniye saniye verilen ilaçlar müdahaleler vs yazılır ve ortaya çıkacaktır.

    dikkat çekmek istediğim nokta bir hastanın hastaneye yürüyerek ve gülerek girmesi onu sapasağlam yapmadığı gibi böyle bir hasta kaybedildiğinde de bu illa bir ihmal ya da hata yapıldığı (doktor cinayeti) anlamına gelmez. tıpta akut gelişen binlerce durum vardır. özellikle diyabetik hipertansif 74 yaşında bir kanser hastasından bahsediyorsak akut durumlara çok açıktır ( yapılan işleme bağlı olabilir de olmayabilir de).

    örneğin iki saat önce hiçbir şeyi olmayan bir insan da ani bir kalp kriziyle vefat edebilir, trafik kazasından ayakta çıkıp bir şeyim yok diyen biri de iç kanama nedeniyle dakikalar içinde kaybedilebilir (bu olaydan bağımsız anlaşılır günlük örnekler vermeye çalışıyorum). yazarın babasında da bu tarz akut bir durum gelişmiş ne yazık ki. bu durumlarda bazen müdahale etsek de hastaları kurtaramayız, öyle olsa hiç kimseyi kaybetmezdik fakat sihirli güçlerimiz yok malesef. önemli olan yerinde ve doğru müdahaleyi yapabilmek ve işe yaramasını ummak. bunun yapılıp yapılmadığını hiçbirimiz bilemeyiz, orda değildik hastayı muayene etmedik, epikriz dosyasını görmedik. ben kesin olarak ihmal yoktur demedim varsa dilerim ki açığa çıkar dedim aynı şekilde bu bir cinayettir kesinlikle ihmal vardır da denemez. belirtmek istediğim nokta buydu. bu yüzden tıp konusunda hiçbir bilgisi olmayan insanların bahsi geçen meslektaşlarımı ve dolaylı olarak tüm doktorları ve şahsımı bilinçsizce linç etmesine de sessiz kalamam.

    hepimizin ailesi sevdikleri var, biz de yakınlarımızı ve kendimizi başka doktorlara emanet ediyoruz. bize emanet edilen hastaları kaybetmeyi biz neden isteyelim. duygusuz canavarlar olduğumuzu mu sanıyorsunuz anlamıyorum. mesajla şahsıma yapılan hakaretler için belirtmek isterim ki hastalara ya da hasta yakınlarına kötü haber verilirken onların iyiliği için güçlü durmaya çalışıp odadan çıktığım anda ya da eve döndüğümde kaç kez hüngür hüngür ağladığımı ben bilirim. empati duygusu oldukça gelişmiş bir insanım. bu mesleği de zaten insanları sevdiğim ve insanlara yardım etmek istediğim için seçtim. eğer bir ihmal varsa en başta tepki gösterecek insan yine benim. henüz mezun olmamış bir hekim adayı olarak da en büyük isteğim bana güvenip emanet edilen her cana elimden geldiğince şifa vermek olacak. umarım anlaşılabilmişimdir, okuyan herkese teşekkür ederim.