abdullah biroğul

  • dün katledildiğini öğrendiğim çocukluk arkadaşım. size kendisi hakkında bir kaç şey söyleyeyim. inanılmaz bir resim kabiliyeti vardı. okulun en başarılı öğrencisiydi. bin türlü serseriliğe bulaşan biz ona sigara içirtmeyi bile başaramadık. babası marangozdu, 5 ya da 6 kardeştiler ve hiç bir şeyleri yoktu. 5. sınıfta, dönemin diyarbakır valisi nafiz kayalı ara dönem karnemizi dağıtmaya geldiğinde bir yanlış anlamadan ötürü bana bir yağmurluk, mont ve çizme vermişti. valiye durumu izah edip bunları arkadaşıma vermek istediğimi söyledim. yağmura aldırış etmeden abdullahların evine koştum. dışarı çağırdım ve valinin verdiklerini, almak istemese de ona verdim. bayram için aldığı lacivert fitilli takım elbiseyi ortaokul bitene kadar giydi. yokluk içinde liseyi bitirdi. sonra tekrar görüştük ki cerrahpaşa tıp kazanmış. arada görüşüp eski günlerden konuşuyorduk. kısık sesli, saygılı, tanıdığım en efendi çocuktu. yeni doktor sayılır, tercihini memleketi diyarbakır'a yaptı ve kulp ilçesine hizmet etmeye gitti. bu çocuğun hikayesi öyle sikik romantizmle yazılmış gazete haberi değil. bu yoklukla sınanmış bir ailenin, imkansızlıkların, siyasi cinayetlerin arasında, bütün bunlardan sıyrılarak okuyup doktor olduğu abdullah'ın hikayesi. bugün ölüm haberini aldım. hayata daha yeni başladığı bu yaşında katledilmeyi hak etmemişti...