dağlarında çiçekler açar.
Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.
Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.
Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.
Sozlock Ekibi
Ekşi Sözlük Debe Listesi
-
1. doğduğun şehri tek bir cümleyle anlatmak
-
2. google'dan çalışıp gelen hasta
bu sayede abim testis kanserinden ölmekten kurtuldu. oysa ki doktor buz koy geçer demişti!! neyseki biz google'dan araştırdığımız kadarıyla ona inanmayıp başka doktora gittik ve abimin kanser olduğunu öğrendik.
yani doktor ve ünvan seviciler burada hiç artistik yapmasın.. kendinizin ve sevdiklerinizin sağlığını düşünüyorsanız bol bol araştırın, sorgulayın..
her doktor gregory house değil emin olun.. -
3. 30 ağustos zafer bayramı
arkadaşlar hepinizi sırf bu bayramı sevdiğiniz için bile sevebilirim.
güzel yürekli insanlar hepiniz iyi ki varsınız.
en çok da bu bayram iyi ki var şükür ki var. -
4. ukrayna veya rusya'nın köyünden kız bulup evlenmek
türk kızının triplerine, görmemişliklerine katlanacağıma tarhanayı kendim yaparım.
-
5. ceo olacağım diyen işletme 1. sınıf öğrencisi
adamın isteği nasıl ağır gelmişse dallama tutup ekşi'de başlık açmış ağwkdğakdğadk.
herif belki ceo olamaz belki de olur ama bununla dalga geçtiğini düşünen yıkık herif bir sik olamaz. -
6. erkeklerin berber sadakati
sadık bir müşteri olarak inandığım sadakat. ben de 13 yıllık sadakatimi mart ayında noktaladım. beni o berberle tanıştıran arkadaşım yıllar önce birlikteliğe son vermesine rağmen ben ısrarcı oldum.
nasıl desem, istikrarsız bir berberdi. keyfi yerindeyse sonuç iyi ama tersine sonuç asla istediğim gibi olmazdı. sonra zam yaptı (yapacak tabi ki), niye geldin der gibi karşıladı defalarca. dedim derdi var bizim elemanın heralde, ama konuşmaz ki, hem ben dertlerimi işime karıştırmadım hiç.
bilemedim, çoğu zaman kendimi suçladım. yine bir gün tüm suratsızlığı ile saçlarımı keserken yeni bir müşteri geldi. oldukça cool bir şekilde karşıladı onu da. neyse çocuk tıp fakültesinde öğrenciymiş, aman tanrım bizimki nasıl tavır değiştirdi. bir hürmet bir ilgi. vay anam vay. ulan statü endişesini bir de berberde mi yaşayacağız? aynı parayı aynı kılları kestirmek için veriyoruz nedir yani. o gün son kez gördüm onu, bir daha da uğramam. saçlarımın bile kötü kesilmesine tahammül ederim ama bu tavra asla dayanamam. şu an doğru düzgün bir berber bulmaya çok yakınım. hem de evimin karşısında, senin için gittiğim 1 saat git 1 saat gel gibi değil. neyse aç kalmazsın sen çünkü işinin ehlisin ama sırf bu yüzden de suratına katlanamam. -
7. 6 saat ömür kalsa yapılacaklar
abdestimi alır, götüme pamuk tıkardım. kurcalamasınlar sağımı solumu.
-
8. bir kere bile canım oğlum veya kızım dememiş baba
çok vardır. benim babam da demedi. sayesinde çok zor bi çocukluk geçirdim. kendimi üniversite yıllarında toparlayabildim anca. borca soktu beni, çalıştım onun hacizlik borçlarını ödedim. tam düze çıktık dediğim gün gitti yine borçla araba aldı. tabiki de ödeyemedi ne de olsa kapı gibi oğlu var öder diye düşündü. siktir ettim, kuruş para vermedim. harçlık isteyen çocuklar gibi gelip arada bir para isterdi,yinede dayanamaz verirdim az biraz. şimdiki aklım olsa hayatta vermem. ama ne zaman bu adam benim babam şarkısını duysam duygulanırım. nedenini bilmiyorum bir yerlerde sevdiğim bir baba var galiba.kimin babasıysa haber versin bende seveyim.
-
9. 30 yaşında 50 ülke gezmiş 1000 kitap okumuş olmak
netice itibarı ile gelip ekşi sözlük camiasında yazıyorsanız bir bok olamamaktır.
-
10. game of thrones
vay anasını nasıl finaldi lan bu böyle.
--- spoiler ---
bronn ve jaime ısrarla çükün öneminden bahsediyor ve savaşları kaybediyor. theon çüksüzlüğü sayesinde dövüşü kazandı bacısını kurtarmaya gidiyor. lekesizler'in de çükü yok onlar da savaşları kazanıyor. lord varys'in de çükü yok, o da hep kazanan tarafta. senaristler çüksüzlüğün önemine fazla damga vuruyor. algı operasyonu var. yer miyiz lan bu numaraları?
hound tahta kasanın ağzını açıp beklediği sahnede içinden ölü çıkmayacak sandım. efsane olurdu lan. bütün şövalyeler sayko bir ölüyü arıyorlar şehirde. düşünsenize, bulmak için et koyuyorlar sağa sola.
khaleesi ejderhaya iyice modifiyeli tofaş muamelesi yapmaya başladı. hayvana pati çektirerek indirmeler, susturucusu sökülmüş egzoz gibi bağırtmalar, hayvan arkasını dönüp giderken ortalığı toz duman etmesi. bu ne lan? oldu olacak teyp takıp dj gecelerin yargıcı çalsın son ses.
dizi kafadan 7 sezon daha devam eder bence. ölüler ordusu 7 sezondur yürüyor, duvara daha yeni vardılar. jon o yolu 50 kere gitti geldi, tormund duvara 100 kere gitti geldi. bu amk ölüleri 7 sezonda anca yürüdü. king's landing'e varana kadar 14. sezon gelir. jon'un çocukları olur, sansa kezbanlıktan ölür, çüksüzler hala kazanıyor olur.
bran bildiğin stalkçu çıktı. arada iyi şeyler de yapıyor ama bir sonraki sezon jon'a ve khaleesi'ye dönüp "o gece çok güzel gözüküyordunuz" derse şaşırmayın.
ulan bu gözler yengesiyle kırıştıran behlülleri, geçmişe dönüp babaannesiyle sevişen fryları çok gördü o yüzden kendi halasıyla sevişen jon'a tepki veremiyoruz.
yalnız jon'la khaleesi sevişirken tyrion, öpüşüp koklaşan şener şen ve müjde ar'ı izleyen kaya gibi bakakaldı. o da aşık oldu sanırım.
hound ve brienne sevişir çocuk sahibi olursa devlerin nesli devam edebilir. tormund depresyona girip ölüler ordusuna katılır.
ve gelelim son sahneye. night king sezerciğin eşeğini almış şişman velet gibi binmiş üstüne vuruyor kırbacı. hayvan ölüp buz gibi suyun içine girdi, aynı gün zincirlerle çıkarttılar. hangi ara o kanatlar delindi hangi ara çürüdü hayvan amk? bizim buzlukta 3 ay bekleyen tavuk eti bozulmuyor, koskoca ejderha duvarın kuzeyinde helak oldu.
geyiği bir kenara bırakırsak güzel bir final oldu. şimdi bekle dur 2019'u. hepimize geçmiş olsun.
--- spoiler --- -
11. kavgada fırlatılan ilginç nesneler
(bkz: halı)
evet, bildiginiz halı. hatta yakin zamanda oldu. annemle tartistiktan sonra odamda rulo halinde duran halıyı camdan assagiya firlatmistim. isin dramatik tarafi ise, havanin yagmurlu olmasi ve halinin yere dusmeyip erik agacinda takili kalmasiydi. üst komsunun saskin bakislari esliginde kis gunu yagmurlu bir havada agactan halı topluyor olmak hic de guzel birsey degilmis arkadaslar. haliyi yuklenip eve kapidan adimimi atmamla, kavga etmis oldugum annemle goz goze geldigimiz esnadaki kahkahalar, paha bicilemez. -
12. jason denayer
galatasaray'in; drogba'li, sneijder'li, melo'lu zamanlarinda 6+0+4 yabanci sinirlamasini getiren federasyon, galasataray'in yukselisini durdurmak icin yine yabanci siniri kurali koyup bunu sezon sonu aciklayacaktir.
yoksa bu takim bu ligin anasini sikecek. asamoah da gelince evlere senlik bi sezon izleyecegiz.
kaldi ki su anki galatasaray bile orospu cocuklarini cildirtmaya yetiyor. bu takima; feghouli, denayer ve asamoah katilinca bi sekilde onunun kesilmesi gerekecek.
bu entry dursun burda. -
13. kızılay yardım sandıklarının pornoda görülmesi
-
14. o_l__/
tatil yapan beyaz yakalı. büyük ihtimal elinde tablet game of thrones izliyor.
-
15. mustafa kemal atatürk
ezeli ve ebedi başkomutan.
30 ağustosumuz kutlu olsun atam. -
16. yıldız tilbe vs sezen aksu
sezen aksu sevilir, yıldız tilbe sever.
yıldız tilbe gerçekten adanmış gibi sever, kendini hırpalaya hırpalaya sever, ne olur birazcık da sen beni sevseydin, ama sevmesen de bi önemi yok, ben seni seviyorum ya bu da bana yeter diyerek sever. sezen aksu'nun sevmeye ihtiyacı yoktur, o hep sevilir, bütün erkekler ona tapar, sıkıldığı zaman siktiri çeker gider.
ses ve yeteneğe gelince: yıldız tilbe sesinin de yeteneğinin de mına koymuştur. belki de bu piyasa için fazla iyi, fazla naif, fazla doğal olduğu için kendinin kıymetini bilememiş, kendini pazarlayamamamış, olduğu gibi davranmış ve bu kadar doğallık da bizim gibi yapay sever millete fazla gelmiş, aşırı gelmiş, 'deli, çatlak' gelmiştir. hem ezilmiş, hem de kendini fazlasıyla ziyan etmiştir ve sonuç ortada. bir zamanlar sesine taptığım kadını artık dinleyemez hala geldim ne yazık ki. yazdığı sözler hala ıslatmadan si.. ehhmmm neyse.
sezen aksu ise tam bir pazarlama harikasıdır. üzgünüm ama hiçbir zaman sesi yıldız tilbe kadar iyi olamamış, söz yazarlığı deseniz yıldız tilbe ile aynı cümle içinde anılamaz bile. ama hep doğru insanlarla çalışmış, zekasını kullanmış, etrafına gücü toplamış ve bu güçten faylanamıştır.
uyuşturucu: birinin adı esrarkeşe çıkmış, diğerine kimse toz kondurmaz. toz demişken; bu piyasada kimler kimler ev partilerinde müptezel olmuştur da, neyse.. güç demiştik di mi?
yıldız tilbe sadece kendi saflığının değil bir de sezen aksu'nun kurbanı olmuştur. ondan daha yetenekli, daha başarılı, onu gerçekten o erişilmezi imkansız sandığı tahtından indirecek bir kızcağız çıkmış, bizimki hemen ona 'ablalık' ayaklarına kol kanat germiş, zira düşmanını kendine her zaman yakın tutacaksın, sonra da vay efendim benim manitama göz koydu diyerekten kapının ve dahi piyasanın önüne koymuştur. göt ister kraliçenin aforoz ettiği bir kadını yeni kraliçe ilan etmek, ona iş vermek, onu parlatmak. nitekim de yıldız'ın yıldızı daha tam parlayamadan söndürülmeye çalışılmış ve fakat kadındaki cevher öyle büyük çıkmıştır ki, kendisi dahil kim sabote ederse etsin yine de seveni tam sevmiş, seveni ona yüz çevirmemiş, piyasanın değil ama gönüllerin kraliçesi olmuştur.
yani özetle; yıldız tilbe yeşilçam sinemalarında bolca gördüğümüz köyden istanbul'a ben artiz olucam diye gelen saf kız ise, sezen aksu'nun da bu senaryoda kim olduğu malumdur. -
17. 30 ağustos temalı bahçeşehir koleji reklamı
"mostofo komol tok bosono moydooo" kansızlarının da dikkatini çektiğine göre gerçekten başarılı olmuş iştir.
-
18. ekşi itiraf
mutsuzluk kolaydır. yalındır. hiç uğraşmanız gerekmez. yormaz sizi. sizden ilgi beklemez. ona birşeyler almanızı istemez. çok güzel bir arkadaştır, dosttur, sevgilidir mutsuzluk. kimse olmadığında hep o olur yanınızda, kimse aramadığında hep o arar ilk. her gece yanınıza uzanıp, sizi rahatsız etmemek için kıpırdamadan durur öylece. vefakardır. her zaman acı söyleyen bir dosttur. şu herşeyin yapmacıklıktan, yapaylıktan, plastikten oluştuğu dünyada tek gerçektir hatta. hayatın en saf ve yalın halidir. ne mutlu onu kabullenenlere.
-
19. cep telefonunu arka cebinde taşıyan kız
bazılarının videoyu açıp kim götüme bakıyor diye sonradan izlediğini düşünmüyor değilim.
-
20. rte'nin en çok kullandığı kelime
tabiki (bkz: suretiyle) amk
-
21. isveç'te yapılan sistematik erkek çocuk istismarı
5 yaşındaki bir çocuğun başını örtmek neyse bu da o. hiç farkı yok. çocuklar ebeveynlerinin kafalarındaki zımbırtılarla oyun konsollarına dönüştürülüyor. ebeveynlerin çocuklarıyla bu kadar oynamaları mide bulandırıcı. çocukları kendi haline bırakın yahu, şekillendirilecek oyun hamuru muamelesi yapmayı bırakın.
-
22. gurbetçilerin sınır kapısını çöplüğe çevirmesi
yaşadığı yere göre bu kadar değişen, omurgası bu kadar esnek bir yaşam formuna az rastlanır. yaşadıkları yerde çöpleri karton, plastik, organik diye ayırıp öyle atma kuralı olan, boş şişeleri seve seve markete taşıyıp makinaya teker teker sokup depozitosunu alan insanlar bunlar. avrupa'da solculara türkiye'de sağcılara oy veren, avrupa demokrasisi, adaleti, eğitimi ve özgürlüğünden vazgeçemeyip türkiye'de baskıcı, gerici, adaletsiz dincileri destekleyen güruhtan ne beklenebilir ki?
-
23. mülakatlarda işe alınmama sebepleri
dallama patronun maas sorunca rakam vermenin de elenme sebebi oldugunu gorduk. ulan dingil sen maas veriyorsan ben de saatlerimi emegimi veriyorum sana. sanki bana hayrina para veriyor da istedigim rakami soylemek hata. ben istedigim rakami soylerim, sen kendi butcene gore degerlendirirsin bu adam bu parayi hak eder dersin verirsin ya da vermezsin. 10 koyun gudemeyecek adamlar boyle patron olup emekciyi ezmeye calisiyor ya en cok bunlari islak odunla doveceksin.
not: isverenim -
24. can dündar'ın gay olması
iki soru!
1- gay olmak kötü bir şey midir ?
2- sana ne lan yorağam. -
25. doğu perinçek
üç dakikada beş kere kendisiyle çelişiyor, ne çekiyorsa bu yaştan sonra. diyor ki "akape cumhuriyete düşman bir partidir", sonra dönüyor "şuan cemaatler temizleniyor, tsk atatürk'ün ordusu oldu" dönüyor "akape şuan bir milli mücadele yürütüyor", sonra diyor ki "akape bölücü bir partidir", dönüyor " akape pkk ile güzel mücadele ediyor" dönüyor dönüyor dönüyor...
fırıldak adam. -
26. misafirlikte maruz kalınmış en kötü yemek
aşure
orta 1 veya 2 ye gidiyorum. bir arkadaşımın evine gittim akşam saatleri. world cup 98 falan oynuyoruz bilgisayarda. aç da değilim, gelmeden önce yemişim. neyse biraz oynadık sonra da ''ben artık eve gideyim geç oldu'' dedim. annesi ''aaaaaa, mükemmel aşure yaptım, onu çakmadan gidemezsin'' dedi. benim de tatlılarla çok aram yoktur. sütlaç, profiterol filan olursa yerim ama pek aramam. bizim evde de aşure yapılmaz. haliyle aşurenin ne olduğunu da bilmiyorum.
neyse efendim iyi dedim madem ısrar ettiniz, bari aşurenizi çakayım. kafamda muhallebi sütlaç ve tavuk göğsü karışımı bir tatlı canlanıyor.
arkadaşın annesi: normalde bu soğuk yenir ama madem gideceksin müthiş aşuremin tadına sıcak da olsa bak...
arkadaş: annemin aşuresi bir tanedir. off anne dayanamıyorum getir şu aşureyi artık gömelim.
bu gibi diyaloglar olunca dedim ki ''off inanılmaz bir şey geliyor şimdi''
ve aşure geldi. ilk önce anlamlandıramadım. ne var lan bunun içinde?? ile başlayan düşüncelerim bir süre sonra 'bunun içine ne konulmamış acaba' ya dönüştü. arkadaşım aşuresine bir girişti ki sormayın. kıtlıktan çıkmış bir eric cartman gibi, daenerys targaryen görmüş khal drogo gibi saldırmaya başladı aşuresine.
ve ben tadına baktım.. işte hayatımın o kara anı.. öyle bir mide bulantısı oluştu ki bende, her yediğim kaşıkta gittikçe artan bir bulantı...
arkadaş da annesi de aşureleriyle adeta iştahla dans ediyor, göz ucuyla da bana bakıyorlar acaba sevdim mi diye.. ağzı dolu dolu ''böğöndön dü mü'' diye soruyor arkadaşım bana. ben de çok sevmiş gibi yiyerek ''böyle bişey yemedim hayatımda, mükemmel:)))'' diyorum ara ara. işkence yaklaşık 10 dakika sürdü. onlar ikinci tabaklarını coştururken, ben son kaşıkları kusmadan nasıl yemek boruma naklederim diye düşünüyordum.
ardından evime gittim, uzun bir süre klozete kustum ve ardından o gece hastalandım. günlerce yataktan çıkamadım, midem bozulmuştu. o gün bugündür bir daha aşure yemedim. bir kere denedim, çocukluk travması, herkes çok seviyor önyargılı olmayayım dedim. bir kaşık aldım, yine o mide bulantısı oluşayazdı, daha da yemedim.
ben aşureden nefret ederim. -
27. ekşi sözlük dertleşecek insan veritabanı
boşuna arıyorum. hiç kimse eski bi dostun yerini tutamaz. ama hayatınızda hiç dostunuz kalmamışsa bana yazabilirsiniz.
heyecanla ilk sizin keşfedip dinlediğiniz müziği paylaşırsınız benle.
akşama ne yiyeceğinizi planlarsınız. belki baharat dokunuşları için fikrimi alırsınız.
mide ağrınıza neyin iyi geleceğinizi sorarsınız, çok stres yapıyorsun, değmez yapma derim bende. hep stresten o mide ağrıları.
o çocuk/kız kaç saattir cevap yazmadı mı? beraber felaket seneryoları kurarız. aldatıyo mu acaba? yoksa başına bi iş mi geldi?
canınız çiğ köfte mi çekti? ayranı evde çırparız, birimiz bi koşu gidip alsın.
bilmiyorum, boş konuşun mesela, saçmalayın, anlamsız hareketler yapın, koltukta amuda kalkarak şarkılar söyleyin. ben dinlerim sizi.
ya da ağlayın. söz hiç kimseye göstermem gözyaşlarınızı.
(benim böyle dostlarım vardı. artık yoklar. hiç yokmuşlar meğer, sadece benim özverimmiş o dostluk dediğim şey. ama yine de o eski günleri özlüyorum. o sebepten işte.) -
28. sırf dövme bira futbol seks müzik konuşan genç
bira migros'ta daha mı ucuz lan?
-
29. kışlada fes ve cübbeyle dolaşmak
yarbay ve astsubayın fetö suçlusu çıkacağı olay.
not: şuradaki ironiyi bile anlayamayan aptallar var. hayret doğrusu. -
30. cenk tosun
-
31. got izlemeyenin yaşama hakkı elinden alınmalıdır
-
32. bitcoin
bitcoin 100$. balon bu.
bitcoin 1000$. balon bu.
bitcoin 2000$. balon bu.
bitcoin 3000$. balon bu abi patlayacak.
bitcoin 4000$. balon bu. patlayacak ama ne zaman bilemiyoruz.
bitcoin 4600$. bılın bı. pıtlımısı lızım. pıtlısın lıtfın. -
33. 30 ağustos 2017 askerin sokağa inmesi
30 ağustos kutlamaları nedeniyle olduğu söylenen.
yalnız şunu anlamadım ben lan: osmaniye'de hayat ne kadar felç olabilir ki amk. osmaniye diyorum bakın... markete mi gidemedin? nalbura mı ulaşamadın? ne bileyim; menemen için domatese erişimin mi engellendi? nasıl felç oldu hayat?
ilginç yav bizim millet. zafer bayramı işte, asker diyor ki: buradayız, arkanızdayız, bize güvenin...
not: tamamen üstteki entry referans alınarak yazılmıştır. ekstra herhangi bir bilgiye sahip değilim konuyla alakalı. -
34. şaban dişli'nin cumhurbaşkanı başdanışmanı olması
fetö terör örgütü ile verilen mücadeleyi daha da percemlemek için darbeci general mehmet disli'nin kardeşi sakarya milletvekili şaban disli'nin cumhurbaskani ekonomiden sorumlu başdanışman olmasıdır.
-
35. ümit özat
acilen beyaz futbol'a geri dönmeli ve programın 0 (sıfır) olan seviyesini ait olduğu eksi derecelere çekmeli.
-
36. sadece erkeklerin tadabildiği zevkler
doğurmadan, karnında dokuz ay taşımadan çocuk sahibi olmak.
-
37. tiyatronun neden sanat sayıldığı sorunsalı
öncelikle tiyatronun bir sanat olmasından çok, tiyatrocuların sanatçı olup olmadığı tartışılmış. tiyatrocuların sanatçı olmadığını söylemek, onlara sirk palyaçosundan farksızlar demek, bütün elma çizen ressamların aynı şeyi çizdiğini, bu yüzden aralarında bir fark olmadığını, en nihayetinde bir elma çizmiş olduklarını söylemek gibidir. buna göre art izlenimci van gogh ile post izlenimci paul cezanne aynıdır. sanatta yorum farkı vardır.
ayrıca tiyatronun yalnızca bir edebi eserin sahnelenmesinden ibaret olduğunu söylemek oldukça saçma. yalnızca tiyatro için yazılan eserler de mevcut. sahnede, dekorda, anlatımda, görsel olan her detayda farklı bir eğilimin sergilenebildiği her sofistike iş bir sanat adayıdır. -
38. sevgilisi olmayan erkeğin taş gibi kızı reddetmesi
hâlâ erkeklerin memeye göte bakarak salt karar verdiklerine inananlar var.
ablacım şimdi sen ebleh isen ee biraz da mal isen, sorun çözmede değil de sorun çıkarmada master yapmış isen, muhabbetinde mala bağlıyor isen ve güzelim diye kendini hiç geliştirmemişsen reddedilirsin. adama sorun çıkarmaktan başka hiçbir işe yaramazsın çünkü. kabul edilsen bile birkaç gün sonra siktir edilirsin. dünya artık eski dünya değil. gerçi eskiden de çok matah kabul edilmezdi böylesi.
tek gecelik şeysiler ve abazan ruhlar ayrı tutuldu, evet. -
39. hi there yaylası
biraz ilerisinde sanatın her zaman kazanacağını vurgulayan bir şehir vardır.
-
40. spor yapmak için gerekli motivasyon kaynağı
bir arkadaşım için doğacak çocuğuna iyi örnek olmak istemesiydi.
üniversitedeyken hep kilolu ve sevimli haliyle bildiğimiz arkadaşımız, okul bittikten bir süre sonra sevgilisiyle çocuk sahibi olma kararı alınca beslenme ve spor alışkanlığını da gözden geçirdi. hayatında zaten var olan futbolun yanı sıra kardiyoyu arttırdı ve beslenmesini komple değiştirdi. öyle ki, uzun aradan sonra bir konserde bir araya geldiğimizde karşımda sanki bambaşka biri vardı. o zamana kadar kilo, sağlık vs gibi konuları sorun etmeyen kişi, minik bir insanı var etmeye ve yetiştirmeye karar verince hayatını değiştirmeye de karar vermişti.
şu an dünyalar tatlısı iki kız babası ve eski halinden hiç eser yok. -
41. moody's'in tc'nin büyüme tahminini %42 arttırması
sizin yapacağınız algı yönetimini sikeyim ulan ben. ne kadar kolay çomarları kandırmak. moody's not indirince fitch fitchliğini yaptı, 2,6'dan 3,7' ye yükseltince %42 arttı. sanırsın vatandaşın cebine giren para arttı aq. böyle bir yavşaklık yok aq ya.
şunu belirtmeden geçmeyelim, türkiye gibi gelişmekte olan bir ülkede %5'in altında büyüme ülkeyi sadece geri götürür, hiç öyle artistlik yapmayın aq. -
42. solcuların genelde tembel olması
"batı kapitalizmi, 1929-1936 arasında tarihinin en derin talep yetersizliğine bağlı iktisadi krizlerinden birini yaşarken, sscb liderliğindeki sosyalist dünya zaman/performans açısından medeniyet tarihinin en başarılı kalkınmalarından birini gerçekleştirmiş, 1936'da avrupa'nın en büyük sanayisi konumuna yükselmiştir."
https://tr.m.wikipedia.org/…t_cumhuriyetler_birliği
ekonomik bunalımların mahvettiği hayatları tadın! o zaman değerini anlarsınız! kriz teğet geçti diyen de var! durumu olmayanın ta içinden geçti geçiyor kriz!
insan niye bu kadar aptal olur?
ortada 100 birim ürün var. 100 de kişi var. en zengin 1 kişi 85 birim alıyor diğer 3 kişi 3 birim. diğer iki kişi 6 birim. kalan 6 birimi de 94 kişi sessizce paylaşıyor. ve bu sistemi övüyor aptallar! -
43. vatan şaşmaz'ın filiz aker'i dolandırması
günlerdir kadına paranoyak, ruh hastası, şizofren diyenlerin kamufle ettikleri gerçek olabilir. vatan' ın medyada abileri var. gazetecilerle kanka. haliyle bir melek gibi anlatıyorlar. kadının abisi dedi ki, 120 bin dolar borç vermiş vatan' a. eski bir kadın mankenle birlikte daha sonra kadının 2.5 milyon lirasını borsada oynamışlar. bir banka müdürü bu parayı batırmış. kadın borcunu ödemek için tüm gayrimenkullerini satmış. değerinden düşük sattığı bu evlerden birini de parasını batıran müdürün arkadaşı olan bir başka banka müdürü almış. kadın da doğal olarak kendisini bu dolandırıcılara yönlendiren vatan şaşmaz' dan şüphelenmiş. yıllardır ödemediği 120 bin doları istemiş. vatan da hep ertelemiş.
ben açıkçası kimsenin masum olduğunu düşünmüyorum. kadına ruh hastası diyenler de silah ruhsatını nasıl aldığını açıklasınlar. bu olayın kokusu çıkacak. organize olmuş dolandırıcılık çetesi ortaya çıkabilir. -
44. ekmeğin 1.5 lira olması
inşallah 5 lira olur.
-
45. meral akşener'in partisine isim bulalım kampanyası
(bkz: merkezin ortası partisi)
sağa sola çok şaapmamak lazım.. -
46. robin van persie
arsenal ve manchester united'taki performansıyla bir dünya yıldızı haline gelmiş fenerbahçeli futbolcu. köse midir, değil midir bilmiyorum ama adamı hep aynı saç stiliyle ve istikrarıyla anımsıyorum. oynadığı tüm takımlarda - fenerbahçe hariç- tüm takım yatsa, koşmasa bu adam canını dişine takıp koşar, bir şekilde golünü atardı. o yüzden fener'e geldiğinde, sakat da olsa iyileşip efsaneliğine yakışır bir performans sergileyeceğinden emindim. en olmadı bir e'too bir drogba performansı bekledim. ama sempati duyduğum futbolcunun bu hareketleri beni hem şaşırttı hem üzdü. yazık. kendini koskoca fenerbahçe'den büyük görüyor. hiç beklemezdim.
-
47. pahalı mama yerine ucuz mama tercih eden kedi
lipton ice tea yerine bim teatone tercih eden insanla aynı özellikleri taşıyan kedidir.
fiyat/performans ürünü sever, afferim ona. bu kediler dağhan sucuk ve dost yoğurda bayılacaktır. -
48. jon snow'un poposu
-you know nothing jon snow.
-false. ı know how to do squats. (__|__)
kaynak: butt of jon snow twitter adresi hesap açmışlar adamın poposuna ya daha ne kadar gerizekalı olabiliriz acaba * -
49. the red pill
bilginin yorumlanması probleminden muzdarip sanıyorum ki, kadın-erkek ilişkilerinin doğası hakkında sunduğu bilgiler ile çok farklı yollara girmek mümkün.
genel yorumun samimi özeti şu: "kadınlar şöyle sığ böyle sığ, onlar için yaşamayın, kendinizi geliştirin" ama hemen arkasından erkeklere küçümsemeyle karışık tavsiyeler diziliyor "dotayı bırakın kitap okuyun vücut yapın". bu perspektifte çok bariz bir kadına yaranma çabası görüyoruz ki sadece kadınları etkileyecek tavsiyeler 'kendini geliştirme' olarak görülüyor.
kadınların sığlığından şikayet edip de bu sığlıklara yaranma çabasıyla yaşamak zor bir kafa olsa gerek. 'feminazi' eleştirileriyle vakit kaybetmek yerine feminist yazına göz atmak faydalı olabilir. cinsiyet rollerinin erkeği de etkilediği feministler tarafından da yüz yıldır söylendiği halde sabahtan akşama tumblr feministlerine giydirmek, "asıl erkekler eziliyo taam mı" demek çok anlamsız.
kadın sığlığından şikayet eden birinin bana göre tutarlı olacak tutumu aynı sığlığı yapmamak, gerçekleştirmek istemediği cinsiyet rollerini yıkmak için çabalamak ve önüne geleni sikme dürtüsü yerine bu kafayı algılayabilecek kadını aramak olurdu. genellemelerin gözünüzü kör edip de sizi anlayabilecek kadını kaçırmanıza sebep olmasına izin vermeyin.
ama beyin işine geleni meşrulaştırma keyfiyetine sahip bir organ olduğundan ve bu sığlık dışında kalan kadın pek az olduğundan bu tutarlı davranışı trp'ciler tarafından göremiyoruz. örneğin ben de veganlığı tutarlı bulduğum halde et yemeyi bırakmıyorum. hepimiz ikiyüzlüyüz.
trp ile 'kız tavlamayı' öğrenmeyi hedefleyenlere allah kolaylık versin. kısa vadede (3-5 yıl) işe yarayacak tek tavsiye vücut yapmak olabilir ki bu tavsiye için red pill'e ihtiyacınız yoktu herhalde. eh, onun dışında günde 20 kadına yürürseniz de illa bir karşılığı olur ama oranı değiştirmeniz zor. zaten niye çekiniyorsunuz, beğendiysen git konuş. -
50. netflix türkiye
içeriğinin abd'ye göre zayıf olduğu doğru. ama içerik hiç yokmuş gibi de abartmamak lazım. nisan ayından beri üyeyim, her gün seyredecek güzel bir şey buluyorum.
not: bahsedilen sansürle henüz karşılaşmadım (yakınlarda gypsy'yi bitirdim ve sansürsüzdü). ama netflix sansürlenirse gerçekten çok kötü olur.
üye olduğumdan beri kendi hesabımdan seyrettiklerimin listesi (tümü değil, sadece bir kısmı) aşağıda. bunların içinde sevdiklerim de sevmediklerim de var, bir fikir edinmek isteyenlere yardımcı olabilir diye yazdım. türkiye sürümünün ne kadar yetersizlikleri olsa da bu fiyata bu kadarına bile ulaşmak çok iyi diye düşünüyorum:
marvel'ın bütün netflix dizileri (bunlardan beğenmediğim bir şey yok gibi zaten, en kötüsü bile ortalamanın çok üzerinde)
house of cards (malumunuz)
for the love of spock (herkese tavsiye edebileceğim bir leonard nimoy / spock belgeseli)
raiders! the story of the greatest fan film ever made (yeni başladım, raiders of the lost ark'ı kendi imkanlarıyla sahne sahne baştan çeken arkadaşları anlatıyor)
living on one dollar (guatemala'da aşırı yoksulluk içinde yaşayanların halinden anlamak isteyen bir grup üniversitelinin çektiği orijinal bir belgesel, oraya gidip onlar gibi yaşamaya çalışıyorlar)
dear white people (hala seyretmeyen varsa mutlaka seyretsin)
odd thomas (anton yelchin için tekrar seyrettim)
gypsy (naomi watts'ın psiko-erotik dizisi, ben severek seyrettim ama tavsiye edemem, sıkılıp bana küfür edersiniz. ikinci sezonu iptal edilmiş)
aziz ansari live at madison square garden (aziz ansari'yi aşırı seviyorum, başka diyecek bir şeyim yok)
star trek voyager (tng kadar sevmedim, karakterler çok uyuz geldi ama yoklukta idare ediyor, ayrıca star trek'in bütün tv külliyatı ve sinema filmlerinin önemli bir kısmı netflix'te var)
the it crowd (el altında bulunması süper)
the mist (filmi çok daha güzeldi ama bu da iyi kötü sürükleyici)
killjoys (yoklukta idare eder bilim kurgulardan)
glow (çok iyi bir komedi ve drama dizisi, orijinal bir konu, alison brie ve betty gilpin şa-ha-ne oynuyorlar)
trevor noah afraid of the dark (hani jon stewart'ın ardından daily show'u devralan arkadaş, stand up'ı da gayet iyi)
shadowhunters the mortal instruments (çok geyik geldi devam edemedim, belki iyice gençken denk gelseydim sevebilirdim)
glitch (paranormal / fantastik avustralya dizisi. farklı dönemlerde ölmüş bazı insanların aynı anda dirilmesiyle başlıyor, normalde bu tarz diziler pek bir yere gidemiyor ama ilk sezonu gayet güzeldi)
grimm (daha önce seyretmemiştim, burada karşılaşınca 2 ay gibi bir sürede tamamını seyrettim. bütün ekipte gerçekten iyi oynayan bir claire coffee var ama dizi yine de kendini seyrettiriyor)
sarah silverman a speck of dust (son zamanlarda göbeğimi hoplatarak kahkaha attıran tek şey bu oldu)
3% (brezilya yapımı distopik bilim kurgu dizisi. the hunger games ve benzerleri tarzında gençlerin birbirine kırdırıldığı bir hikayesi var, yer yer iyi yer yer vasat)
white rabbit project (mythbusters'tan son sezon öncesinde kopan üçlünün yeni yapımı, yer yer gayet ilginç ve eğlenceli olabiliyor)
bill nye saves the world (ailece oturup seyredilebilecek bir bilim şovu. çocuklara yönelik gibi dursa da herkesi memnun ediyor)
the african doctor (afrika'daki şehir hayatını terk edip fransa'nın kıytırık bir köyünde doktorluk yapmaya gelen bir adamın ve ailesinin gerçek hikayesi, güzel film)
the expanse (iyi bir bilimkurgu dizisi gibi görünüyor, meraklısı ve seveni çok ama ben bayağı geç başladım, sağlıklı bir yorumda bulunamıyorum)
top gear (clarkson, may ve hammond'lı eski bölümler)
master of none (aziz ansari'nin komedi dizisi. iyi bir komedi olarak başladı, ardından sıkı bir dramaya dönüştü ama şikayet etmedim. iki halini de sevdim. ikinci sezonun melankolisine çok güzel şarkılar eşlik ediyor)
orphan black (bilmeyen yok sanıyorum)
van helsing (yapımcılar başta "ne yaparsak bu dizi güzel olur" diye bir liste yapmışlar ve o listedeki şeylerin yapılmasını yasaklamışlar, tahminim o)
travelers (zaman yolculuklu gibimsi bilimkurgu dizisi. seveni çok, beni pek açmadı)
designated survivor (24'ün daha az aksiyonlu ve daha bol siyasetli olanı ama çılgın komplo oranı aynı. sürükleyici bir dizi)
mythbusters (eski bölümler)
cosmos a spacetime odyssey (daha önce seyretmiştim ama tekrar seyredilme potansiyeli çok yüksek, bulunmasından memnunum)
californication (bunu da öyle bir unutmuşum ki tekrar izlemeye başladım)
sense8 (ya sevilecek ya nefret edilecek yapımlardan, ben çok seviyorum. aşırı yüksek giderleri nedeniyle 3. sezonu iptal edilmişti, sadece 2 saatlik bir finalle bitecek)
dirk gently's holistic detective agency (bence netflix'e sadece bunun için üye olunabilir)
the oa (olumlu ya da olumsuz bir yorumum yok, neden deli gibi sevildiğini çözemedim)
look who's back (adolf hitler dirilir ve olaylar gelişir. almanların nasıl da komedi yapamadıkları üzerine ibretlik bir film, kötü değil ama komik de değil)
frontier (sömürge dönemi kanadasında geçen jason momoa dizisi, güzel)
doctor who (matt smithli sezondan itibaren koymuşlar. sevenleri özledikçe açıp açıp seyredebilirler, kızım başından kalkamıyor)
not: eşimin ve büyük kızımın hesaplarında yukarıda saydıklarımdan çok daha farklı şeyler de var.