Değerli ziyaretçilerimiz,

Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.

Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.

Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.

Sozlock Ekibi

Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. 20 haziran 2017 çocuklara musallat olan cübbeliler

    burası müslüman ülke... arkasına sığınabildiğiniz en güzel cümle; değil mi?

    peki, adamın biri yol kenarında bir kadını dövse, "müslüman ülkede yapamazsın!" der miydiniz, ey sakallı amcalar?
    ya da bonzai içmiş bir çocuğa denk gelseniz, "müslüman ülkede gariban yalnız bırakılmaz" diye sahip çıkar mıydınız?
    müslüman ülkede milyonlarca insanın aç yatmasıyla ilgili herhangi bir eyleminiz, talebiniz yahut projeniz var mı?
    müslüman ülkede tecavüze uğrayan kadınlara, çocuklara, gençlere sahip çıkmayı hiç denediniz mi?

    müslüman ülkede torpil olmaz diyebiliyor musunuz? diyorsanız, bunu değiştirmek için ne yaptınız; bu çocukların üstüne yürüdüğünüz gibi, torpilci bir yöneticinin üstüne yürüdünüz mü hiç?

    her gün bu saydıklarıma defalarca denk geldiğinizi biliyorum. o anlarda nerede peki bu duyarlılığınız, bu bilinciniz?

    gücünüz dondurma yiyen çocuğa yetiyor ancak.
    biz sizi biliyoruz.
    biliyoruz.

  • 2. içerde

    ulan hasta mısınız bu finalin neresi iyiydi? o depodan nasıl çıktılar bu bile gösterilmedi. coşkun ne ara kaçırıldı? celalin çocuğu neredeydi?

    deponun bir tarafından silah sesleri geldi, celalin adamları oraya koştu. mert ise tam aksi tarafa koştu ve sarpı buldu. beraber kaçarken çıkış olmadığını fark ettiler. ulan sarp nasıl girdi o zaman o depoya? nereden girdi bu herif de geldiği yönden dışarı çıkamadı? ayrıca deponun diğer tarafındaki silah sesleri kimden geldi? celalin adamları oradan silah sesi gelmesine rağmen nasıl geri döndüler?

    tamam mutlu sonla bitti. bu güzel. ama bok gibi bir final oldu. çetin ustanın oyunculuğuna hakaretti bu dizi. bu diziyi yazan senaristlere iş falan verilmesin hatta sınır dışı edilsinler amk.

  • 3. survivor 2017

    yav kıbrıs için 5 ay boyunca 5 kişi gidecek 5 kişi gidecek diye konuşuldu. acun da hiç itiraz etmedi. sonra geldi kıbrıs'a üç hafta kala 4 kişi gidecek dedi. 5 kişi gitmeyeceğini biz orada öğrenmiş olduk. yani sema-ilhan-ogeday-serhat-adem den biri gidemeyecekti. o kişi de ilhan oldu.

    acaba kıbrıs'ın 5'ten 4'e inmesiyle gidemeyen kişinin ilhan olması arasında bir bağlantı var mı? ilhan'ın bir mazereti falan mı var acaba? ilginç buldum bu meseleyi. mutlaka bi sebebi vardır.

  • 4. nuriye ve semih'in açlığına ses ver

    nuriye gülmen'in milli folklor dergisinde yayımlanmış bir makalesini buldum: http://www.millifolklor.com/….aspx?sayi=79&sayfa=11

    2008 yılında henüz yüksek lisans öğrencisi iken yazmış. 2008 yılında bilkent türk edebiyatı yüksek lisans programında aynı isimli başka birinin olması gibi çok büyük bir tesadüf yoksa ortada ilgili makale onundur. buradaki ak troller, onların yardakçısı bir takım "vatana millete beş kuruş fayda sağlamayıp en fazla vatan millet edebiyatçılığı" yapan cahil tayfa "türk düşmanı, vatan düşmanı, millet düşmanı" olarak yaftalıyorlar kadıncağızı. halbuki kadının yazdığı makaleninin konusu dede korkut hikayeleri yani oğuzların, türklerin en eski anlatılarından, türk dilinin en eski örneklerinden biri hakkında.

    yüksek lisans tezinde nazım hikmet'in oyunlarından ferhad ile şirin gibi yine bu toprakları anlatan, bu toprakları var eden kıymetli metinleri konu edinmiş kendine. nazım hikmet gibi bu ülkenin çıkardığı en büyük insanlardan birini incelemiş. nuriye bu ülke için çabalamış, bu ülke halkı için kendi alanında çalışmış. buradaki gerzekler de akşamları elde kılıç yalan yanlış, hiç bir müspet kaynağa dayanmayan, senaristinin kıçından uydurduğu ve faşistçe bir parti propagandası aracı olarak kullandığı diriliş denen berbat bir diziyi izlemekten başka bir halta yaramazlar. işleri güçleri götlerini devirip yatarak bu ülke neden gelişmiyor muhabbeti yapmaktır. hiç bir katkıları yoktur, liyakatları yetmediği halde kimliksel kadrodan işgal ettikleri makamlarla memlekete en büyük zararı verirler bir de.

    nuriye gülmen 2012 yılında 103 gün hapis yatmış. kendisi sağlam bir solcu, eylemci, düzenli protestocu olabilir, en tabi hakkıdır. esas böyleyse "bin yıl dursa bile devletten tek bir hak talebinde bulunmayacak milyonlarca koyun" barındıran bu ülkeye en faydalı insanlardan biridir nuriye gülmen. defalarca soruşturma geçirmiş, işinden okulundan olmuş dava açıp geri dönmüş. çok vakit kaybetmiş, yüksek lisans diplomasını ancak 2016 yılında alabilmiş. akepe döneminde sosyalist arkadaşlarımın neler çektiğine kendi gözlerimle şahit oldum. sosyalist adam mimlenmiş adamdır, bu net bir bilgi. okuldan beraber proje yaptığım adam o kadar haksız yere 2 yıl hapis yattı ki bunları gören aklı başında birinin çıldırmaması elde değil, başlarına bu saçma sapan haksızlıklar hem de bu basiretsiz islamcı iktidar eliyle gelenler nasıl dayanabiliyor anlayabilmek mümkün değil. akepe nuriye gülmen'i hem dhkp-c'li diye suçluyor hem de fetöcü diye işten atıyor. bu durumda gülmen'in bir terörist olup olmadığı konusunda akepeye mi inanacaksınız yoksa kendi zekanıza mı? sözlükteki gerzek trollerin tutarsız "vatan millet edebiyatı"na aldırmayın. bu çomarlar konuşur konuşur gider akşama kadar kahvede göt büyütürler sonra da utanmadan pişmiş kelle gibi sırıtarak memleketin aydınına hesap sorarlar 90 yıldır ne yaptınız diye. eziktirler çünkü, ezikliklerini tenlerine yayılmış halde derinden hissederler.

    nuriye gülmen'in ufak bir röportaj içeren videosunu izledim youtube'dan. "bir gecede bir listeye insanların ismini yazarak işten kimseyi işten çıkaramazsınız, ohal'i de khk'yı da tanımıyoruz" diyor. cesaretine, meydan okumasına hayran kaldım sadece. keşke bende de onun çeyreği kadar cesaret olsaydı.

  • 5. odtü'de tuvaletlerin cinsiyetsiz olması

    şimdi içerden leş gibi osuruk kokusu ve sesi duyup patır patır tıkırtıları duyup öhh ulan bu ne beaa dedikten sonra içerden mini minnacık, sevimli mi sevimli bir kızımız çıkınca o gençlerin hali ne olacak. o travmaları hangi sağlık merkezi tedavi edebilecek sorarım size.

  • 6. sözlük yazarlarının saat markaları

    (bkz: casio)

    dijital saatten taviz vermem.

  • 7. cv'sine bilkent parantez içinde burslu yazan tip

    amacı "biz öyle baba parasıyla okumadık, onlardan daha zekiyiz" falan diyebilmek olan kişinin yaptığı eylemdir.

    baba parasıyla okumamış ve onlardan daha zeki olan -ya da daha çalışkan- kişilerin bileğinin hakkıdır.

    sen de oku sen de yaz.

    kıskanma.

  • 8. içerde ve fi dizisini izlemeyen insan

    "fi diye dizi mi olur?" diyerek şaşırdığım ve içinde bulunduğum insan türüdür.

    beğenmeyebilirsiniz tabi. çok da fi.

  • 9. sözlük yazarlarının okumakta olduğu kitaplar

    (bkz: kuran-ı kerim)

    uzun zamandır, liseden beri okumak istedim hep. geç kaldığıma inanıyorum. zira neyi neden savunduğumuzu yada savunmadığımızı bilmemiz gerekir.

    bitirince tevrat zebur ve incil'i de okuyacağım umarım.

  • 10. eşiyle iyi muhabbet isteyen silikon taktırabilir

    (bkz: hanım bir silikon takdır da iki muhabbetin belini kıralım)

  • 11. kitap okumak için asgari şartlar

    depresyonda olmamak.

    bir ara depresyondaydım. tedavi ilaç milaç atlatınca, ne kadar uzun zamandır oku-ya-madığımı farkettim. açıp film-dizi de izleyemiyorsun. bi bok yapamıyorsun depresyondayken. canın istemiyor. başlayasın gelmiyor. heyecanlanamıyosun bişey için. gulemiyorsun. mal gibi geziyosun öyle ama onun da farkında değilsin.

    atlatınca anliyosun

  • 12. youtube izlenme kasmak için etek altı çekmek

    you tube'da yazan yorum yarmıştır.

    "kardeş ekşide paylaştılar seni bu amk lgtbi savunucu kürt orospusu olmuş sözde humanist asosyal zavallı güya alayı zengin piçler saldırır sana kapa videoyu kaç bence peşinide bırakmaz bu işşizler ordusu?"

    kesin çaylaktır bu. envaterinde ne varsa saydırmış eleman ahahaha

  • 13. yallah arabistan'a

    muhteşem slogan. tisortlerini bekliyoruz.

  • 14. hiçbir evli erkeğin evliliği tavsiye etmemesi

    bakın net söylüyorum, bekarlara evlenmeyi tavsiye eden erkek şu fıkradaki kaplumbağadır.

    -----

    derenin birinde yüzlerce kurbağa vrak vrak vrak diye hep bir ağızdan neşeli bir şekilde oynarken yukarıdan bir kartal dalmış ve kurbağalardan birini yakaladığı gibi havalanmış. diğer kurbağalar şok içinde arkadaşını kaybetmenin verdiği üzüntüyle bakakalmışlar.

    ertesi gün yine aynı saatlerde kartal yine gelmiş ve yine bir kurbağa alıp havalanmış. 3. gün, 4. gün derken sürekli bir kurbağa eksiliyormuş dereden.

    kurbağalardan bir tanesinin aklına bir fikir gelmiş;

    - gidelim şu derenin karşısında yaşlı bir kaplumbağa var ona soralım. o yüzyıldır burada yaşıyormuş bir akıl verir bize. (demiş)

    kurbağalar vrak vrak vrak diye zıplayarak kaplumbağaya gidip durumu anlatmışlar. kaplumbağa biraz düşünmüş;

    + bu işin çok kolay bir yolu var
    - nedir nedir nedir
    + aranızdan bir tane gözcü kurbağa seçin o sürekli gökyüzünü kontrol etsin gözetlesin
    - evet evet evet
    + kartalı gördüğünüz an hepiniz birden sımsıkı el ele tutuşun
    - sonra sonra
    + ama sakın bırakmayın tamammı kartalın gücü yetmez o zaman
    - pekala vrak vrak vrak (diyerek dereye dönmüşler)

    ertesi gün aynı saatlerde gözcü kurbağa vıraklayarak kartalın geldiğini haber vermiş. deredeki tüm kurbağalar bir anda sımsıkı el ele tutuşmuşlar. kartal dereye daldığı gibi bir kurbağadan yakalamış ve zincir misali hepsini tutarak yükselmiş. bütün arkadaşları gidince derede gözcü kurbağa zik gibi tek başına kalmış zıplaya zıplaya bir hışımla kaplumbağaya gitmiş;

    - lan şerefsiz kaplumbağa biz de seni bir bok biliyo sanırdık nasıl öğüt verdin lan kimse kalmadı hepsini götürdü kartal
    + ya ne amnkoyayım akşama kadar vırak vırak kafa beyin zikip duruyordunuz. gördünüz mü ebenizin mını.

  • 15. fitch'in türkiye'nin büyüme oranını %100 artırması

    'ekonomi batıyor tayfası'nı vatan haini sanan güruhları sevindiren haber. ama haber. haber sevindiriyor adamı. linki, içeriği. neden sevindiriyor? taş atmak için. 'noldu lan ibneler' demek için. yoksa sikmişim ekonomiyi kafasında.

  • 16. 6 kelimelik hikayeler

    ilk yagmurunun tadini topragin altinda tatti.

  • 17. alternatif bar isimleri

  • 18. 65 yaş üstünün halk otobüslerini istila etmesi

    doğru otobüse bindiğine emin olup olmadığını sorgulatır insana. insan şüpheye düşer , acaba bir sonraki durak ahiret mi? diye.

  • 19. ekşi itiraf

    çok sevip kavuşmaktansa sevip de kavuşamamak daha gerçek hissettiriyor. her iki durumu da deneyimledim ve kendimce buna karar verdim. karacaoğlan romantizmi yapacak değilim ama mutlu olmak, kavuşmak evet güzel şeyler ama hep yüzeysel kaldı bende. içime işleyen bir his olması lazım. çok sevdim, çok sevildim harika şeyler yaşadım yaşattım ama yan yana koy desen sevip de kavuşamadığım daha çok içime işledi.

    sanırım biz sevilmenin değil beklemenin, acı çekmenin peşindeyiz. bunu da ergence değil de olgun bir şekilde yapabiliyorsak ne mutlu bize...

  • 20. 20 haziran 2017 metro turizm rezalet zinciri

    "metro turizmin müşteriler olarak bir tepemize sıçmadığı kaldı" diyeceğim ama, sıçmanın gözünü seveyim, boşalmak suretiyle onun da beterini yaptılar.

    hala neden biniyoruz biz buna? çünkü köy minibüsü gibiler; her yere gidiyorlar, her delikten çıkıyorlar ve bu firmada, her saat her yere otobüs bulunabiliyor.

  • 21. türk erkeğiyle evlenmemek için en büyük neden

    türk kızıyla evlenmemek için en büyük neden başlığında yazanları okurken geldim ta buralara. şimdi oradan yola çıkarak düşünüyorum ben de. türk erkeği ve türk kadını farklı dünyaların insanı mıdır öncelikle? o başlıkta sıralananların bir çoğunu türk erkekleri de taşıyor maalesef. evlenilecek kadınlar da var erkekler de var. bulmak istedikten sonra evlenmemek için de çoook neden var:

    - ikiyüzlü olmaları. siz mesela türk erkeği olarak bir kadınla tanıştığınızda hangi özelliklerinizi ön plana çıkardığınıza hiç dikkat ettiniz mi? ben kadın olarak biriyle tanıştığımda genelde "hangi üniversiteden" mezun olduğunu değil, hangi bölümden mezun olduğunu; "hangi şirkette" çalıştığını değil, hangi "sektörde" olduğunu sorarım. bunlar bir insanı tanımak için, muhabbet kurabilmek için yeterlidir. türk erkekleri olarak bir kadınla tanışırken "statünüzü" ön plana çıkarıyorsanız ve karşınızdaki kadını bunlarla etkilemeye çalışıyorsanız ve kadınlar da evlenirken buna bakıyorsa sonra gelip kadınlar şuna buna bakıyor dememelisiniz.

    -türk erkeğinde biraz da patron mantığı var. adam direkt olarak sonuca odaklanıyor. giriş, gelişme bölümü yok adamlarda. bir nevi yedek oyuncu gibi. maçın ortasında oyuna girme, yorulmadan gol atma ve maçı bitirme peşinde. sonra da önümüzdeki maçlara bakalım modunda takılıyor adam. sevişebildi mi yada sevişebilecek mi.. bütün mevzusu bu genel olarak. o aşamaya kadar yapmadığı şey yok, o aşamadan sonraysa dünya birden tersine dönüyor.

    -kadını anlama, dinleme, değer verme becerilerinden yoksun olmaları. hayatın her alanında bu böyle ama. sosyal hayatta da yatakta da böylesiniz. hani kadınlar ne ister ne ister diyorsunuz ya, susup kadını dinlemeyi başarsanız emin olun cevabını bulacaksınız.

    -türk kızı ve cinsellikle bağlantılı entrylerde türk kızını yerden yere vurup bunun kendileriyle herhangi bir bağlantısı olmadığını düşünmeleri. uzun uzun girmeyeceğim, yine en büyük neden üstteki satırdaki gibi sizin kadını dinlememeniz ve bencil olmanızla alakalı. bunun harici sizinle ilgili fiziksel ve duygusal problemleri söylemiyorum bile.

    -kadına güven verebilmekten yoksun olmanız.

    -kadınları her konuda eleştirmeniz. sürekli olarak kafanızdaki kadınla karşınızdaki kadını karşılaştırmanız.

    **türk kızıyla ilgili başlığa bakınca ortak bulduğum noktalar:

    -sadece erkekle evlenmezsiniz. anasıyla, babasıyla, kardeşleriyle, halası, dayısı, yengesi, kuzenleri... gibi tüm aile fertleriyle evlenirsiniz.

    -kına gecesi, düğün, gelinlik üçlemesine laf eden zihniyetin anasına baksan sanki ecnebi. varsan baksan aynı erkeğin anası benim düğün gecesi giyeceğim geceliğin rengine kadar belirlemek ister. neymiş illa o gün beyaz giyilirmiş. len ben belki siyah giyeceğim, sana ne?

    -çevresinde ki insanların dolduruşuna gelirler.*

    -özür dilemeyi bırakın, hatalarını bile kabul etmezler. sürekli bağırıp çağırarak üste çıkmaya çalışırlar. kadını dinlemeye çalışmazlar. kendi istedikleri neyse onu empoze etmeye bayılırlar.

    -eş olmaktan ziyade siz o evin hizmetçisi, kuluçka makinesi durumuna düşersiniz.

    - dizilerde izledikleri hayatı yaşamak isterler. sanırlar ki bütün kadınlar o dizilerde gördükleri gibi, her zaman hazır ve nazır onları beklemektedirler.

    - anası ve teyzesi kafa kafaya verip her konuya burnunu sokar, adama sürekli gaz verirler. işten yorgun argın gelirsiniz ayaklarınızı uzatıp 2 bira içme gibi bir planınız vardır, uygulamaya geçemezsiniz. çünkü işten geldikten sonra öncelikli göreviniz yemeği hazırlamaktır. çünkü aynı kişinin annesi kendi oğlunu paşa çocuğu gibi yetiştirdiği için herhangi bir yemek yapmayı bilmez. kendi evinizde kendinizi hizmetçi gibi hissedersiniz.

    - evin temizlenmesi ve yemeklerin yapılması için yardımcı kadın çağrılacaktır. sözlükçülerin maaşları başlığına baksan hepsi ayda en az 10k kazanan insanlardır ama evin temizlenmesi için birinin çağırılmasına da kulp bulurlar. çünküüü siz hem ayaklarınızın üstünde durup para kazanmalı ve erkeğe muhtaç olmamalısınız, hem çocukla ilgilenmelisiniz, hem ev temizliğini yapmalısınız, hem de sürekli bakımlı olmalısınız. ha, kafa dinlemek için ayırdığınız kahve molası sözlükçülerin diline düşer. böyle kadın varsa bana da yollayın beyler. maaşlı köle gibi bişiy bu.

    - haftasonu akşam, ayda yılda bir arkadaşlarınızla buluşma planları yapsanız. kıskançlık krizine girip gittiğinize gideceğinize sizi pişman ederler. artık siz evlisinizdir ve sizin "özel" hayatınız yoktur.

    bulmak istedikten sonra örnekler çoğaltılabilir. sadece bunun dışında da insanlar olduğunu bilmeniz yeterli.

  • 22. çıplak fotoğraf gönderen kadın

    bir çok beraber olduğum kadının yaptığı şey. telefonumda tutmayayi ve silmeyi tercih etmişimdir. zira telefonum çalınır ya da kaybolursa o fotoğraflarin başkasının eline geçme ihtimali var. bakar ve silersin. bir insan seninle özel bir fotoğrafını paylasiyorsa o artık kendi mahremiyetindir. başkasına göstermek, bir yerlerde paylaşmak falan ahlaksızlıktır.

    edit: entry tutunca birkaç entry yazılmış bana atıfta bulunan. entry'i yazma sebebimin alttan alta bakın bana çıplak fotoğraflarınızı gönderebilirsiniz algısı yarattığı iddia ediliyor. sevgili abazan kardeşlerim. merakinizi giderecekse şu giri üzerine kimse bana birşey atmadı. hatta mesaj bile gelmedi. hoş gelmesi de saçmadır. insan tanımadığı biriyle değil sevistigi ya da sevisme ihtimali olan biriyle bunu paylaşır. abuk subuk cikarimlar yapacağınıza '' neden beraber olduğum kadın bana böyle bir güven duymuyor. yoksa yavşağın teki gibi mi görünüyorum? yok lan ne görünmesi öyleyim galiba. " diye bir hesaplaşmaya girerseniz daha makul birşey yapmış olursunuz.

  • 23. yazarlar fight club kursa koyacakları ilk kural

    1: ameliyatlı yerime vurma

    2: kıyafete vurma

    (bkz: senin annen mi yıkıyor)**

  • 24. ekşi yazarıyım dendiğinde gelen tepki

    eşime söyledim nickimi bile sormadı. üstelik sıkı bir ekşi okuyucusudur.

    bir arkadaşıma söylediğimde 'kullanıcı adını söyle de paylaşımlarını beğeneyim ' demişti.

  • 25. turan devleti'nin kurulacağı o muhteşem gün

    kuruluş felsefesi turan mı olacak, türk islam sentezi mi? türk milliyetçilerinin önce bir oturup kendilerine bunu sorup cevap aramalılar. cevabınız türk islam senteziyse ancak iç anadolu türk devleti kurulabilir.

  • 26. akraba evliliği oranının yüzde 25 olduğu ülke

    çok normal. yengem kuzenimi bana kitlemeye çalışmıştı da "ne evlenmesi ulan manyak mısın" demiştim. başka bir kuzenimi de başka bir kuzenime kitlemeye çalışmışlardı. bizim nesil(80'lerin ortası-90'lar) akraba evliliği yapmadı hiç. daha bilinçli bir nesil var ortada.

    sadece benim ailemde akraba evliliği yapmış 6 çift var ve hepsi bizim üst nesil. bir tanesinin engelli bir kızı var. benimle yaşıt o kız da. hani her fırsatta "yeni nesil niye böyle yaaa" diye laf ediyorlar ya, o laf ettikleri nesil kadar beyinlerini kullanamamışlar o dönem. hâlâ kullanamıyorlar ki, bana kuzenimi teklif ediyor yengem.

  • 27. schengen vizesi

    en son yunanistan'dan 2 yıllık alıp 3 4 defa girip çıkmıştım. pazartesi yine yunanistan başvurum sonuçlandı. 1 yıllık vermişler. hayır son gittiğimde arabaya hırsız girdiydi, ortada bir memnuniyetsizlik varsa benim tarafta var, tribi adamlar atıyor.

  • 28. efsanevi cimrilik hikayeleri

    sevdiğim bir arkadaşımın düğünü için arabamla yaklaşık 1000 km'lik yola gidecektim. çocuk çok sevindi öğrenince. ertesi gün aradı, "dedeme söyledim, o da seninle gelse olur mu" diye sordu. araba müsait, gelsin. ancak sonra öğreniyorum, pintilikte zirve bir abi imiş. acıktık, yemek yiyelim dedikçe, "şunun şurasında ne kaldı, evde yeriz" diye diye ne kendi yedi, ne bize yedirtti. 60 yaşlarında, hayatında bir kere bile dışarıda para vererek yemek yememiş. açlıktan ölmek üzereyken varmıştık düğün evine. size ziyafet var dedi, heyecanla bekliyoruz. gele gele şehriye çorbası geldi, o kadar!

    bununla bir kez daha yol gittim. arkadaşıma memlekete gideceğimi söyledim, aradı bir saat sonra. dedem de gelebilir mi, asker arkadaşı varmış sizin o tarafta dedi. eh, gelmwsin diyemedim. bu sefer yolda tekirdağ köftesi yedim, ona da ısmarladım zorla. adım atacak yer yok köftecide, bu hayretler içinde "bu insanların evi yok mu, niye dışarıda yiyorlar ki?" deyip durdu. yol boyunca, ziyaretine gittiği asker arkadaşının ne kadar yavşak olduğunu anlatıp durdu. "madem o kadar da haz etmiyorsun, niye gidiyorsun" dedim. "yazlığı güzel yerde, 3-5 gün tatil yapmış olurum" diye cevapladı.

    şimdi aklınıza gariban biri gelmesin. bu adam büyük bir iplik devinin sahibi. iki arabası var. biri ultra lüks bir bmw. araba 3 yaşında ve inanmazsınız, sadece 1.800 km'de! öbürü 1993 model bir opel astra, tüplü. eski araba ile gidip geliyor işe güce. bmw sadece yurtdışından müşteri geldiğinde garajdan çıkıyor. uzun yola da çıkmıyor, hep gelen giden birilerini kollayıp beleşe getiriyor.

  • 29. türk erkeklerinin %98'inde kişilik bozukluğu var

    ya tamam amına koyayim hepiniz prenses perisiniz biz orospu çocuğuyuz götüz biz tamam.

  • 30. mehmet barlas'ın omurgasının çıkartılması

    varmıymış ki çıkarmışlar??
    gerçekten soruyorum yahu... trollük yapmıyorum... :)

  • 31. celal şengör'ün big bang teorisini reddetmesi

    celal hocayı çok severim lakin şunu söylemek zorundayım.

    big bang teorisi sadece galaksilerin birbirinden uzaklaşıyor olması, bu sebeple geçmişte herşeyin tek bir noktada olması gerekliliği vs. değil; kozmik mikrodalga arkaplan ışıması gibi çok sağlam gözlemlere dayanan bir teoridir.

    evrimden de hiç şüphe duymayan birisi olarak bana göre; big bang evrimden çok daha sağlam kanıtları olan bir teoridir.

  • 32. evrenin dışında ne var

    (bkz: fanta diye biliyorum ben)

  • 33. ağzında orijinal 32 dişi duran insan

    aynı zamanda gözlüksüz lenssiz mükemmel gören insanlar iseler kıskanılası.

  • 34. 90'lı yıllarda kullanılan madeni 50 bin lira

    doksanların sonunda yarısıyla okul kantinlerinden simit ve ayran alınabilen paradır. emektardır. defterin bir alt yaprağına konup üzeri kurşun kalemle hafif karalanarak az kopyası çıkartılmamıştır.*

  • 35. 310.000 tl gömüp masaya volkswagen anahtarı koymak

    biri de dememiş ki bahsi geçen fiyat 2.0 tdi 240 hp motor içindir. henüz türkiye için sunulan iki motor seçeneğinden biri bu. elbet bu aracın 1.5 tsi motoru da gelecektir.

    ayrıca kıyaslamanız gereken modeller bmw 4 ya da audi a5 olması gerekiyor. muadil motor fiyatlarına bir bakalım isterseniz;

    arteon 2.0 tdi 240 hp 4m dsg / r-line : 309.000 tl (mevcut en üst paket, 4 çeker)

    bmw 420d 190 hp xdrive coupe (bakın gran coupe demiyorum) sport plus (bakın luxury plus demiyorum) : 323.100 tl

    burada iki markanın 4 çeker en güçlü dizel motorlarını kıyasladık. vw'nin en üst paketi ile bmw'nin başlangıç paketini hem de. neden 420d nin 297.700 tl'lik "pure" donanımıyla karşılaştırmadın demeyin kalbinizi kırarım.

    bahsi geçen 7 küsurluk modellerin baz fiyatı 800 küsur bin tl. bi buçuk milyona kadar çıkıyo amk. kafanızı kullanın lan biraz. elmayla armutu karıştırmayın, karşılaştırmayın.

  • 36. bikinili kız görünce yüzüne takke örten sporcu

    bikinili kadını örtmeye çalışmamış, kendi gözünü örtmüştür. doğru olanı yapmıştır.

  • 37. mhp'nin olağanüstü genel kurulu'nun iptal edilmesi

    kurultay iptal ederek fetöcülerin engellendiğini düşünecek kadar sefil zihinler yarın aynı kafayla seçimleri de kaldırırlar. hani demokrasi dediğinizde de, siz yediniz mi size çektiğimiz o numaraları gerizekalılar diye gülerler. bir yerde haklılar da, zira bunların bu ucuz numaralarını yutacak kadar gerizeklalı olmamak lazım.

  • 38. 15 temmuz şehitleri anısına basılan 1 tl

    elimde bir adet türkçe olimpiyatlı bir adet atatürk lü ile beklediğim koleksiyonumun yeni parçası olacak madeni paradır. 3 lirayla son 20 yılı özetleyeceğim.

  • 39. 20 haziran 2017 kastamonu asker zehirlenmesi

    durumun vehametini askere gitme vakti yaklaşan bir insan olarak şöyle ifade etmek istiyorum:

    bir mecburiyet olarak askere gidiyorsun. yani geçen biri, anneler babalar yollamasınlar yahu yazmış, tamam, bence de yollamasınlar ama böyle bir yasal hak yok. buna gidiyorsun. yani seni zorla kışlaya sokuyorlar, altı ay boyunca onların oluyorsun. sonra da yemekten zehirleniyorsun. ve sonra bir daha. ve sonra bir daha. ve sonra bir daha. ve üstüne dayak yiyorsun. niye zehirlendin dayağı. insan sormalı ve soruyoruz: nedir bu devlet ve niye vardır? halkın anasını avradını hayatını sikmekten başka neye yarar? sonra da vatan haini oluyorsun, seni öldürmelerine izin vermediğin için. ölmemek için sesini yükselttiğin için.

    edit: ekleme.

  • 40. kitap okurken yazıların altını çizmek

    eğer okunan kitap ders kitabı ise şüphesiz ki "önemli yerlerin" altı çizilir.
    daha sonra not alarak çalışmayı kolaylaştırır.

    şiir kitabıysa, "vurucu cümlelerin" altı çizilir.
    daha sonra kitabı elinize aldığınızda herhangi bir sayfayı açıp
    "zamanında bundan etkilenmişim" diyebilmenizi sağlar, o an etkilenmediyseniz,
    çizdiğiniz an neden etkilendiğinizi düşünürsünüz, zamanda yolculuk yaptırır.

    öykü ya da romansa "kilit cümlelerin" altı çizilir.
    olabilir insanlık hali, kurgusu güçlü ve karmaşık kitaplarda bazen, bir karakterin başına daha önce ne geldiğini ya da ne yaşadığını veya birinin ona ne söylediğini unutabilirsiniz.
    dönüp bakar ve hemen anımsarsınız.
    bazı romanlarda kenarlara notlar alınır.
    mesela gabriel garcia marquez'in yüzyıllık yalnızlık kitabında inanılmaz bir kurgu ve karakter çokluğu vardır. bu kitabın kenarlarına "şu şunun kızı, bu bunun oğlu, bu bunun damadı." diye notlar ala ala bitirmiştim. bendeki eski bir baskıydı tabi, daha sonra can yayınları bu kitabı bastığında başına bir soyağacı ekledi.
    sanırım editör de böyle okumuştu kitabı.

    anı kitabı okuyorsanız "beğendiğiniz" yerlerin altını çizersiniz.
    belki bir gün bir başkasına anlatmak isteyebilirsiniz. böylece kaybetmemiş olursunuz.

    velhasıl, kitapları okurken cümlelerin altlarını çizmeyi unutmayın.
    geçtiğiniz yollarda, bir iziniz olsun.

    bazen sahaflardan aldığım kitaplarda, altı çizili cümleler görüyorum.
    ve o çizgilerin sahibiyle sohbet etmiş gibi oluyorum.
    "ben olsam ben de burayı çizerdim" diyorum.
    "demek ki aynı yerlerden etkilenmişiz"

    cümlelerin altını çizmek ve kitaba notlar almak geleceğe bıraktığınız miraslar gibidir aynı zamanda.
    kimbilir belki ilerde başkalarının eline geçer kitaplarınız, altı çizili cümlelere bakıp
    şöyle bi düşünürler, altını çizeni, yani sizi...

    not: emanet kitaplar tüm bu önerilerin dışında tutulmuştur.

  • 41. domagoj vida

    yalnız 2,5 m euro + boyko ve yıllık 2 m euro doğruysa fikret orman tarihinin en iyi transferini yaptı denilebilir.

    bu adam benim en çok küfür ettiğim ve zamanında en takdir ettiğim oyuncu olabilir. takdir ettiğim zamanlar fm maceraları kiralık alırdım bu adamı stoper mevkisi rahat top indirmez, adam geçirmez. ve fm kolay kolay yanılmaz. daha cengiz ünder top oynamıyorken 17 yaşında takıma katmıştım daha sonra 30m euro'ya satmıştım.

    gelelim küfür ettiğim zamanlara 6 aralık 2016 24 saat otobüs yolculuğuyla kiev'e geldim. planlarıma göre otobüs sabaha karşı 6 gibi gelecek. ben otobüs garında uyuycam sonra taraftar buluşma noktasına gidicem. şoför gevur gibi gaza basıyor, belarus ve ukrayna sınırlarında çok hızlı bir şekilde sınırdan geçiyorum ve ukrayna'nın saati leningrad'dan bir saat geri. kiev'e geldiğimde saat gecenin 4'ü otobüs garı dediğin bizdeki belediye otobüs durakları gibi bir yer. cepte otel için para yok her köşe başında dazlaklar. gece olaylar kopmuş bizim taraftar bıçaklanmış. bildiğim bütün duaları ede ede çok ucuz bir otel buldum bir şekilde.

    neyse stada geldik binlerce beşiktaş taraftarı dedim biz bunları burada yeriz. kiev'in defasında bir sarışın var adam top indirmiyor, adam geçirmiyor can yakıyor. hakem de saçmalamaya başlayınca goller yağmur gibi geliyor. hava buz tabiri caizse hem donuyoruz hem tecavüze uğruyoruz. bir taraftan pankartları çalıyorlarlar dakika 80 binlerce taraftardan geriye bir avuç beşiktaşlı kalmışız. geri kalanı ya kaçmış ya genel ev peşinde. bir ses yükseliyor kiev'de "başın öne eğilmesin" diye gözler yaş dolu hep bir ağızdan bağırıyoruz. biz ne baharlar gördük senle ne kışlar iyi ki varsın beşiktaş diyorum. o gün dedim ki "bir daha ukrayna'ya geleni de, bu takımdan topçu almak isteyen yönetimi de..." bu vida muhteşem oynadı ama orası ayrı konu.

    şimdi mi ne diyorum alın bu adamı kaçırılacak topçu değil.

  • 42. almanların beceremediği şey

    almanların neyi beceremediklerini bilmiyorum ama savaşmanın onlardan biri olmadığına eminim. savaşlardan malup ayrılmış olmalarının savaşmayı beceremedikleri diye yorumlamak sığlıktan başka bir şey olmasa gerek. adamlar iki dünya savaşında da ben tek siz hepiniz şeklinde savaşmışlardır. iki savaşın arasında 20 yıl gibi bir süre olması da cabası.

    tabi buradan bunları takdir ettiğim anlamı çıkmasın.

  • 43. football manager 2017

    yıl oldu 2017 hala hazır taktik aranıyor ve paylaşılıyor sözlükte, bunlar barbie'yi giydir oynasalar hazır kombin ararlar internette

  • 44. 25 haziran 2017 lgbt onur yürüyüşü

    büyük konuşmayacaksın. beylik laflar etmeyeceksin. kader ağlarını örer.

    nefretle baktığın insanlar arasında gün gelir eşini dostunu çoluğunu çocuğunu bulursun.

    yıl 2035, ağlayarak sana gelen oğlun "baba ben gayim" dediğinde,

    senin biricik saydığın oğlun, elin vandalları tarafından cinsel tercihleri yüzünden itilip kakıldığında anlayacaksın:

    beylik laflar etmeye lüzum yok.

    "kişi ayıpladığını yaşamadan ölmez."

  • 45. askerler para için kendi canlarına kıyıyor

    annası babası 3 kuruş maaş alsın diye intihar eden gencecik çocuklar varsa sizin hükümetin komple harakiri yapması lazım.

    yani diyelim ki dediğin doğru, ulan bu da sizin kabahatiniz.
    insanları nasıl bir yokluk ve umutsuzluğun içerisinde kıvrandırıyorsanız yaşamının ederini ihtiyar anasına babasına bağlanacak 3 kuruştan az görüyor.

    git sor bakalım, bilal bıbıcığına mıış bağlansın diye intihar eder miymiş?

    tanım: nerden tutarsan tut elinde kalan iddia.

  • 46. beşiktaş

    o hissiyatsızlığının sebebi beşiktaş umudunu kırdığı için olmasın sakın. kimi getirirsen getir sike sike seneye de beşiktaş'ın şampiyonluğunu izleyeceğini bildiğin için olmasın. seninle taşak bile geçmekten zevk almayan beşiktaşlılar varken, fenerbahçelilerle ne güzel karşılıklı taşak geçiyorduk sanrıların yüzünden olmasın o çok böbürlendiğin zamanların. bak bu da zerre trollük yapılmadan ciddi duygularla yazıldı. algılar bunlar belkide..

    adamın umudunu elinden alan camia. halbuki bırak umut bari etsinler değil mi? yok. baştan eziyor baştan.

  • 47. alevilik

    hayatımda 40 yaşına merdiven dayamaya az kaldı, babam beni her gördüğünde cumaya gidiyorsun değilmi yada orucunu aksatmıyorsun değilmi diye sürekli ve bıkmadan sorguya çeker. hani bunu niye söyledim. yetişme şeklim böyleydi. 80’lerde ise aleviler öyle bir anlatılırdı ki yemekleri yenmezde, gelin alınmazda, artık o dönemin etnik parçalayıcısı kimse, politikasında gayet başarılı olmuş orospu çocuğu. nabza göre şerbet yok değildi ama. aleviler çok dürüst, aleviler atatürkçü, aleviler anadolu kültürüdür diye yerine göre övülüyordu. nede olsa bir şekilde dengede tutulması gerekirdi.

    lisedeyken can dostum ve sıra arkadaşım rahmetli sinan aleviydi. müthiş bilgi ve kültür birikimi vardı. yaz tatilinde beraber kamp yapmıştık. ateş etrafında oturup mısırlarımızı közlerken, o güzel sesiyle alevi türküleri söylerdi. ağlardık can dostumla. onun yokluğu benim için çok büyük bir kayıp bu hayatta. yaşanmamışlıklar var.

    yine lisedeyken hemen yan sıramda türkan vardı. o da aleviydi. her teneffüste muhakkak yanıma uğrardı sohbet etmek için. rahmetli sinan kardeşimde bizi yalnız bırakırdı rahat edelim diye. koluma girerdi türkan. okul koridorlarında yürürdük. iki sene boyunca aşka dair tek kelime edemedik. bakışlarımızı kaçırırdık utancımızdan. okul bittiğinde bana bir fotoğrafını verdi beyaz bir zarf içinde. arkasında şöyle bir not vardı: “yargılarla soluduğun havayı sevgilerle yoğurmak istersen ben buradayım,” o resmi hala saklarım.

    üniversitedeyken ev arkadaşlarımdan hamit yine aleviydi. ben ramazanda oruç tutarken kesinlikle yanımda bir şey yemez, evde yemek yapınca kokusu beni acıktırır diye dışarıda yemek yerdi. o kadar ince düşünceliydi kendisi.

    ve bugün yine çok sevdiğim, can dostum dediğim, her gün görüştüğüm arkadaşım serhat hem alevi hemde ateist.

    fazla uzatmayın. çarpılırsınız. insan olun insan !

  • 48. uğur karakullukçu

    aspor progrmında juve'de 317 maç oynayan gianluca pesottoya bu kim ya diyen.(kaç maç oynamış bu ya dedi ayrıca)
    monaco kalecisi roma'yı bilemeyen
    antep ve roma'da oynayan lima'yı bilemeyen futbol yorumcusu. yuh diyorum.