Değerli ziyaretçilerimiz,

Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.

Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.

Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.

Sozlock Ekibi

Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. 28 mayıs 2020 recep tayyip erdoğan açıklamaları

    bu kadar cok sözcüsü, temsilcisi olduğu halde, cikip her hafta kendisinin konusmasi ve bunu yaparken muhalefeti gommesi, surekli kutuplastirici soylemler icerisinde olmasi, makamina karsi duydugu sayginin capini yeterince kanitliyor.

    sonra; tek adam filan, saray, ekselanslari, majesteleri dendiginde kiziyor. niye kiziyorsa.

    hele de insanlari boyle bir salginda evlerine tikip bin lira verdik dedikleri ücretsiz izin ve kisa calisma odeneklerinden 166 tl "sgk prim kesintisi" yaptiklari, bin tl. yerine 834 tl odeme yaptiklari insanlar bu kadar caresiz ve acken, her hafta cikip saatlerce nutuk atmasi vatandasi artik iyice cileden cikariyor. hic konusmasa insanlari kufure bu kadar sevketmez.

  • 2. almanya'da 299 euro'ya satılan beko buzdolabı

    asgari ücretin 1594 euro olduğu almanya'da ortalama bir asgari ücrete evin neredeyse tüm beyaz eşyası rahat bir şekilde alınabilirken, asgari ücretin 2324 tl olduğu güzel ülkemde bir kalem beyaz eşyanın anca alınabildiğini görmek artık şaşırtmıyor. bu arada yerli ve milli taş gibi arçelik, beko, vestel gibi baba firmalarımız varken bu durumdayız. hadi bunu da geçtim almanya'da yerli malı beko buzdolabı 299 euro iken, aynı marka buzdolabının aynı modeli bizde 3490 tl. elin almanı kendi maaşıyla türk malı buzdolabından 5 tane alabilirken biz 2 ayda 1 tane alabiliyoruz. bu milletin alım gücünün bu kadar düştüğü başka bir zaman olmamıştır.

    kaynak:
    almanya fiyatı
    türkiye fiyatı

    edit 1: yazım yanlışı düzeltildi.
    edit 2: hala yok kargo ücreti, yok indirimde yazan beyinsiz sürüsüne verecek cevap bulamıyorum. nişanlı ve ev dizme arifesinde biriyim. ota boka verilen paraları, her şeyin nasıl ederinin 3-4 kat pahalı satıldığını görseniz ağlarsınız. ben cebindeki paranın nasıl 5 kuruş değeri olmadığını vurguluyorum hepsi bu! hadi indirime girsin 2500 lira olsun ne fark ediyor? adam senin malını kendi ülkesinde şaka gibi fiyatlara alıyor maaşına kıyasla. kilosu 99 cent olan muzun kilosu bizde 14-15 liralarda. hiç mi ağrınıza gitmiyor ben anlamıyorum.

  • 3. barış özcan'ın fethullah gülen ile ilişkisi

    hala anlamayan, kabullenemeyen at kafalılar var, bilale anlatır gibi anlatayım.

    fetonun twitter ekibi o gün ali imran 3.61 i ve 3.dönem 61.hukumeti birleştirerek propaganda yapmış. barış özcan adlı şahıs da o propagandayı bu twitle devam ettirmiş.

    hala "kıskanıyorlaaaar", kılıç artığının tekini niye kıskanalim be kardeşim.

    edit: propagandanın özünde ise fetullah gülen'in ettiği meşhur beddua var, bedduanın aslında beddua değil de kuranda geçen bir şey olduğunu iddia etmişlerdi. hala pollyannacılık oynayacak arkadaşlara başarılar.

  • 4. 28 mayıs 2013 taksim gezi parkı direnişi

    7 yıl önce bugünlerde "fetullahın piçleri, yıldıramaz bizleri" diye bağırıyor, seve seve gaza boğuluyorduk. bütün fetullahın dünkü ve bugünkü piçlerine buradan tekrar mesajımızı iletelim. siz bu ülkede serçe bile yıldıramazsınız.

  • 5. doğum yapan kadını araçtan atan taksici

    kocaeli'de hamile olan bir bayan taksiye biniyor. takside doğum başlıyor. kadının doğum yapacağını gören taksicinin kadını taksiden atması sonucu kadın doğumu sokak ortasında yapıyor. taksici ise gözaltına alınıyor.

    vicdanınız, insanlığınız batsın...
    hukuk olan bir ülkede bu taksicinin ömür boyu meslekten men edilmesi gerekir.

    kaynak
    video

    edit: taksici sempatizanları yoğun bir şekilde kutumu yeşillendirmişler. bir çoğu da "taksicileri kötü gösteriyorsun" manasına gelen cümleden sonra küfürlerini sıralamışlar. başlığı okuduktan sonra küfür etmeye hazırlanan yazarlara; bana küfür etmeden önce içinizdeki hayvanları düzeltseniz hakkınızda bunca olumsuz yargının ortadan kalkması için daha doğru adım atmış olmaz mısınız diye sormak isterim. tabi, biz istediğimiz boku yiyelim ama bunların üstü örtülsün, kimse görmesin, bilmesin, istiyorsanız o da ayrı....

  • 6. babacan'ın chp'nin oylarını böleceği gerçeği

    chp seçmeni babacan'a değil oy günahını vermeyeceği için gerçekleşmeyecek durumdur.

  • 7. 1 haziran 2020 seyahat kısıtlamasının kalkması

    restorant, cafe , havuzlar, spor salonlarıda 1 haziranda açılmaya başlıyacaktır.

    nargile kafeler bu statüye dahil degildir.

    dar gömlek, kısa paçaların gözü yaşlı. hahahaha

  • 8. sarhoşken yapılmış en aptalca şey

    yanlışlıkla adalara gitmek ;(

    edit: nasıl oldu diye çok soru geliyor. şöyle ki karşıya geçicem diye yanlışlıkla adalar vapuruna binmiştim. sonra bir gece adada parkta içmeye devam edip ertesi gün ilk vapurla geri dönmüştüm.

    edit2: heybeliada

  • 9. 27 mayıs 2020 göktaşı düşmesi

    düşmemiştir, atmosferde yanarak parçalanmıştır.

    göktaşları hakkında ufak bilgi: gökyüzüne bakarken "aaa yıldız kaydı" diyerek gördüğünüz az parlak göktaşları bir kum tanesiyle birkaç cm arasında çaplara sahip. bu arkadaşlar saniyede 10 km (evet saniyede 10 kilometre) ile 70 km arası hızlara sahip oldukları için müthiş bir kinetik enerjileri var ve atmosfer sürtünmesiyle kolayca alev alıp büyüklüklerinden beklenmeyecek şekilde parlak bir şekilde görülebiliyorlar.

    karşılaştırma için: 2013 yılında 17 metre çapında bir göktaşı rusya üzerinde atmosferde yanmış ve "patlamıştı". belki görüntülerden hatırlarsınız: https://www.youtube.com/watch?v=fbljb5qavxy

    büyük bir alandaki evlerin camlarını kıran ve insanların yaralanmasına neden olan bu 17 metre çapındaki arkadaşın patlamasının yarattığı etki 470 kiloton civarındaydı. hiroshima ve nagazaki'ye atılan atom bombaları ise sırasıyla 15 ve 21 kiloton.

    sadede geleyim: insanlar göktaşı deyince nedense yüzlerce kilometre büyüklükteki taşları aklına getiriyor. halbuki bunların dünyaya ulaşması çok nadir olaylar ve büyük soy tükenme olaylarını beraberinde getiriyor (bkz: chixculub). bu görüntülerdeki göktaşının ise 1 metreden büyük olduğunu sanmıyorum, o yüzden "ehueheuh 2020 bölüm sonu canavarı fdjfhdjkfhdk" muhabbetini geçiniz. nadir bir olaya tanıklık ettiniz sadece.

    alakasız bilgi: göktaşlarının yanması / patlaması sırasındaki renklerine bakarak hangi maddelerden oluştuğunu da bilebiliyoruz (bkz: spektroskopi)

  • 10. 28 mayıs 2020 forza beşiktaş twitter paylaşımı

    at şikesi, evrakta sahtecilik, avrupa'nın tüm spor mahkemeleri tarafından şikenin tescili gibi konulardan bahsedilmeyen paylaşım.

  • 11. bu yılı pozitif büyüme ile kapatacağız

    kime göre büyüdüğü belli olmayan ekonominin bakanının açıklaması.

    hazine boş, enflasyon uçmuş, 100 liraya 2 tavuk + 1 paket tuvalet kağıdı bile alamıyoruz.

    zaten fakirdik ekonomi büyüdükçe daha da fakirleşiyoruz. amına koyayım ben böyle büyümenin.

  • 12. 28 mayıs 2020 yazar maaşlarının yatması

    maas yatti diye espri yaptigini sanan tum yazarlari maliye bakanligina "el altindan para aliyorlar" seklinde bildirdigim baslik. yok oyle vergi odemeden kacmak. gelir verginizi yatirin.

  • 13. online sınav yemin sözleşmesi

  • 14. kız çocuk isteyen erkek

    kız çocuğu düşkünü bir sülalem var. rahmetli dedem 3 kızı, 2 oğlu için aklına estikçe "keşke 5'i de kız olsaydı" diye bağırır, kafasını iki yana sallardı. en küçük teyzemi çocukluğunda yanında kahveye götürürmüş, teyzem her türlü kağıt oyununu çok iyi bilir. ilk öğretmenlik görevinde erzurum'a tayini çıktığında teyzemin yanında gidip ortamı görünce "istifa et! eve dön, maaşını ben vereceğim!" diye telefonlarda bas bas bağırmıştı ahasdhs. başka bir akrabam, kızım olacak hırsıyla 4 erkek çocuk sahibi oldu. 4. erkek olunca bunalıma girdi ve çocuğa abileri baktılar, çocuk ana baba demeden önce abilerinin eski usül çift isimlerini söylemeyi ve "yüzonsekizseksen" demeyi öğrendi. iki erkek kardeşim var, üniversitede dağcılık kulübüne yazıldığımda babam sinirle "ben tek çocuğumun parçalarını dağlardan toplayamam" diyerek bu işe kesin bir son vermişti. tamam kızlar çok tatlıdır, eşek kadar olsalar da babalarına "babaaa, babacımmmm" diye bağırarak koşarlar ama erkek çocukların hayvan, turşu bidonu, öküz, beton yerine konmasını anlamıyorum ve tasvip de etmiyorum. iki erkek yeğenim var, hakan ve toprak. sevmekten çıldırıyorum. rüyalarıma giriyorlar özlemekten. dünyanın en naif çocukları. 3,5 yaşındaki hakanım müziği sever, her yüzeyde ritim tutturur. daha 1 yaşında olan topraam evdeki nesnelerden kendine oyuncak yapmayı sever. çok güzel yetiştirilen mis gibi adamlar olacak ikisi de. oğullarımı kimseye ezdirmem!!!1
    kız olsun, erkek olsun, ruhuna eğilebildiğiniz, anlamak için çaba sarf ettiğiniz, kimseyle kıyaslamadan, kendisi olma macerasına katılabildiğiniz çocuklar yetiştirin. süreç zor, sonu güzel oluyor. lütfen çocuk ayrımı yapmayın çok üzülüyorum hepsi benim bebeklerim asdfdsasdf.

  • 15. aleyna tilki ile bir ömür vs 1 milyar dolar

    şu başlıkları açanları uçurmayan ekşi sözlük adminlerine de yazıklar olsun

  • 16. türk çiftçisinin vizyonsuz olduğu gerçeği

    tarlasını öküzle süren insanlar gördüm. evet bildiğiniz öküz. babaannemler iyice yaşlanınca küçük bahçelerini belle düzeltemeyince bir adam çağırıp öküzüyle sürmesini istemişlerdi. o da çok yaşlı bir adamdı. ama işini görüyordu. kendine yetecek kadar. vizyonsuzdu evet.

    günümüzde ise çiftçilik bir çiftçi işi olmaktan çıktı. bir kişi tek başına çiftçilik yapamaz. çünkü çiftçilik yaparak piyasada rekabet edebilmesi için ihtiyacı olan şeyler;

    1. arazi. çiftçinin çiftçiliğe elverişli doğru düzgün yek pare arazisi var mı? yok. neden? bilindik ortalama bir hikaye ile açıklayalım.

    adam çiftçi. 100 dekar tarlası var. 4 çeker traktörü var 50-100 bin tl arası. biçerdöveri var 100-150 bin tl arası. diğer zirai ailetlerin toplamı ortalama 50 bin tl. adam vefat ediyor. 5 evladı var. evlat başına 20 dekar tarla düşüyor. bu evlatlardan 2'si büyük şehire taşınmış, biri gelin olmuş. enişte diyor ki ben çiftçilikle uğraşamam, satın benim hakkımı ya da parasını verin. evde kalan iki evlat çiftçilikle uğraşmaya devam etmek istiyor. borçlanıp eniştenin ve diğer iki evladın parasını veriyorlar. sıfır sermaye ile, hatta borçlandıkları için eksi sermaye ile çiftçiliğe başlıyorlar. üstelik eskiden 100 dekar olan tarla artık 50 dekara düştü. iki kişiler artık. şimdi bu çocuklar nasıl vizyon sahibi olabilir? ziraat konusunda gelişmiş ülkelere bakın, yek pare binlerce dekar alanda nasıl işler çıkardıklarına bakın. çiftçimiz bunlarla rekabet edecek durumda mı?

    2. finansman. kendi paranla iş yapmak mantıksızdır. ucuza para bulman gerekir. edeceği gelirleri hesaplayıp bunu doğru şekilde anlatabilirse yatırımcı dahi bulabilir. iyi bir finansçı gibi işini takip edebiliryor mu çiftçimiz? hayır. henüz dibindeki akrabalarıyla bile anlaşmakta güçlük çeken, babası ölünce tarlaların bir kısmı enişteye gidecek diye içerlenen çok çiftçimiz var. finans konusunda vizyon sahibi olmak kolay mı? hayır.

    3. üretim. bir çiftçi bir ziraat mühendisi gibi olmalıdır. dayımın oğlanlar geçen sene patatesten iyi para gazanmışlar bu sene ben de patates ekecem diyen bir kafayla olmaz. kahvede otururken yalan yanlış yeğenim biz geçen şundan ektik, şu gübreyi kullandık, traktör didiğin 8 çeker olacak, her çiftçinin kapısının önünde bir biçerdöver olacak diyen bir çiftçi vizyon sahibi olabilir mi? bulunduğu ilin iklim koşullarında tarlasından en iyi hangi ürünü alabileceğini araştırmadan vizyon sahibi olabilir mi çiftçi? ar-ge yapabiliyor mu çiftçi? hayır.

    4. insan kaynağı. eskiden çiftçinin eşi, bir kızı (evlenene kadar) iki oğlu, onların gelinleri, ilk torunlar hep iş gücüydü. bunların sgk’sını falan yatırmazdı ama çiftçi bunları çalıştırırdı. bu insanların hepsi kayıtdışı çalışır, para babada toplanır, kullandığı kişilerin maliyetini hesaplamaz, çok kar ettim zannederdi çiftçi. yeeeenim eskiden harmanı kaldırdım mı düğün yapardım diyen çiftçileri duymuşsunuzdur. arada dışarıdan çapalama, toplama, budama vs gibi konularda destek alırdı. ama parayla ödemezdi bedelini. adam lazım olunca evlatlarını daha önce yardım aldığı kişilere gönderir, emek vererek ödeşirlerdi. cebinden para çıkmadığı için de bunu kar sayarlardı. şimdi iyi bir çiftçinin zirai aletleri kullanabilecek, tarlasında verimli bir şekilde çalışabilecek kişileri istihdam etmesi gereklidir. bugün ziraat konusunda gelişmiş ülkelere bakın. çalıştırdıkları işçinin mola süresine kadar, saati saatine, dakikası dakikasına planladıklarını görürsünüz. çiftçimiz bunlarla rekabet edecek vizyona sahip mi? iyi bir insan kaynakları müdürü gibi çalışabiliyor mu çiftçi? hayır.

    5. satış pazarlama. eskiden çiftçinin elindekini satma gibi derdi yok gibiydi. barterla dönerdi işler. takaslar yapılırdı. satışlar ise tacirlerin gelip çiftçiden yok pahasına mal almasıyla olurdu. çünkü çiftçinin lojistik imkanı çok sınırlıydı. çarşıya pazara, düğüne traktörler giderdi çiftçiler. nereden bulsun kamyoncuyu, nereye göndersin malını. üstelik üretilen ürünler canlı. ömürleri olan şeyler. bir çiftçi ürününü piyasa koşullarında satabilecek bir satışçı deneyimine sahip mi? hayır.

    6. dış ticaret. döviz kurunun yüksek olması, özellikle zirai üretimde bir avantajdır. diğer ülkelerin ihtiyacı olan ürünleri ve piyasasını araştırabilen, diğer ülkelerdeki satıcılarla irtibat kurabilen, onların standartlarında üretmeyi kabul edebilecek, verdiği sözü tutabilecek bir çiftçi var mı? hayır.

    buna benzer örneklere baktığımızda çiftçilerin hala hayatta olması bile neredeyse mucize gibi bir şey. vizyonsuz olmaları kendi suçları değil. imkanlar böyle biraz da. tarım il müdürlüklerine kapağı atan memurlara bakın mesela. vizyon konusunda neredeler. tarım il müdürlerinin kendilerine bakın. ziraat mühendislerinin vizyonlarından konuşalım. tarım bakanlığımız ne durumda. iktidarın tarım politikasının vizyonu ne... her türlü imkana sahip, hazinenin başında olanların vizyonlarını konuşmadan çiftçiye yüklenmek acımasızlıktır.

  • 17. 1 haziran 2020 sürü bağışıklığına geçilmesi

    ben bizim sürü bağışıklığında çok zorlanacağımızı düşünmüyorum açıkçası(:

  • 18. hdp'ye oy veren atatürkçü

    "akp'nin iktidarda olduğu bir ülkede yaşamaktansa pkk'nın hüküm sürdüğü bir ülkede yaşamayı tercih eder."

    gerçekten çok komik tipler var. gören de 10% oy alınca hdp ülkede hüküm sürüyor sanacak.

    belli ki hdp'nin 10% barajının altında kalması ve doğudaki 50-60 milletvekilini ilde 30-40% oy almaya rağmen akp'ye cukkalama planı tutmayınca kuduranlar var.

    evet, hdp o "başkanlık sisteminde gerek kalmayacak" dediğiniz ve dünyada eşi benzeri olmayan 10% barajını geçemeseydi doğuda akp 30-40% oy aldığı yerlerin tüm milletvekillerini alacak ve bugünkü hdp milletvekillerinin neredeyse tamamı akp milletvekili olacaktı. yani hdp seçmeninin iradesini baraj ile gasp etmiş olacaktı.

    böyle olması durumunda o seçmenin adaletsizlik duygusuyla şiddete yönelmesi ihtimali bir yana, 360 milletvekili olan akp+mhp bloğu erken seçim kararı alıp rte'nin iki dönem sınırına takılmadan bir dönem daha aday olabilmesini sağlama, anayasa değişikliği onaylayıp referanduma götürme, kendi içinden çıkacak 20-30 milletvekillik gruplara karşı dirençli olma gibi özelliklere sahip olacaktı.

    ancak bugün hdp 10% barajını geçtiği için pkk'nın "ülkeye hakim" olmaması bir yana akp+mhp de yaklaşık 340 milletvekili ile mecliste erken seçim kararı alamıyor ve bu nedenle rte sonraki seçimde tekrar aday olamıyor, muhalefetin sesini kısmak için anayasa değişikliği yapamıyor (o nedenle anayasa mahkemesi hala "aykırı" karar falan alabiliyor), içinden çıkacak 20-30 milletvekillik bir grup salt çoğunluğunu da elinden alıp yasalarla rte'nin elini kolunu bağlayabilir.

    planlarınız bozulmuş, belli ki çok üzülmüşsünüz.

  • 19. 10 barfiks çekemeyen erkek

    sadece kol kaslari degil sirt, gogus ve karin kaslari da zayiftir.

    nerden mi biliyorum kendimden.

    ama iyi insanlardir, aramizda 3-5 barfiksin lafi olmaz.

  • 20. amd işlemcide barbekü keyfi

    başlığı açan arkadaş intel işlemci stoğu yapıp satamamış sanırım, kanına dokunmuş. videoda kullanılan işlemci phenom ii x4 970. yani eski seri, 45 nanometre ve dandik bir işlemci. ayrıca herhangi bir bir işlemcinin fanını sökerseniz aynı şeyi yapabilirsiniz. bazılarında yük altında çalıştırmak gerekebilir. ryzen serisi gayet iyi ve intel'e çok büyük zarar verdi, indirim yaptırmak zorunda bıraktı. boşa fanboyluk yapmaya gerek yok.

    düzenleme: (bkz: don't feed the troll)

  • 21. 1 haziran 2020 starbucks'ın açılması

    macbook pro'ya o kadar para saydık. tabi ki açılacak.

  • 22. ekşi itiraf

    artık anladım ki hiçbir terapi, ilaç, meditasyon, kitap, telkin ya da aksi düşünce beni değersiz, beceriksiz ve işe yaramaz bir insan olduğum hissinden (ya da gerçeğinden) kurtaramayacak. bu da bu haftanın keşfi olsun.

    eğer bu sadece benden kaynaklanmıyorsa ve hatırlamadığım bir çocukluk döneminde bu hissin tohumlarını atmış insan ya da insanlar varsa, umarım benim çektiğimin bin mislini çekmeden ölmezler.

  • 23. camilerin açılışında 1003 kurban kesilecek

    gereksiz bir kurumun boş işlerinden biri daha.
    o kurbanlara verilecek parayla yardım kolisi yapıp muhtaçlara vermeyin sakın, çok günaha girersiniz.

    edit: 81 il ve 922 ilçe toplamı 1003 ediyor.

  • 24. dilek hemşire için umut oluyoruz kampanyası

    merhabalar ekşi sözlük ahalisi,
    dilek akçabelen bir yoğun bakım hemşiresi. yıllarca bir sürü insanın sağlığına kavuşmasına vesile olmuş bir sağlık çalışanı.

    34 haftalık hamileyken covid teşhisi konularak hastaneye yatırılmış ve bebeği tunç sezeryan ile alınarak yaşama tutunmuş. bebeğini birkaç saniye uzaktan görebilmiş sadece :( ancak hemen sonrasında dilek'in durumu ağırlaşmış ve yoğun bakıma alınmış. 40 günden fazla süredir yoğun bakımda ve fibrozis nedeniyle ciğerleri artık işlevini yerine getiremiyor. şu aşamada tek çözüm akciğer nakli.

    elbette akciğer nakli canlı dönordan alınamıyor, bu aşamada herkesin eli kolu bağlı. peki sevgili ekşi sözlük, siz nasıl umut olabilirsiniz? tabi ki bu haberi yayarak ve daha fazla kişiye ulaşmasını sağlayarak. varsa tanıdıklarınız vasıtasıyla haber kanallarında görülmesini sağlayarak. çünkü ailesinin en büyük sıkıntısı haber olamamak, insanlara ulaşamamak. elbette akciğer nakli için donör lazım ama bu bilinç oluşmadan dönor sayısı artmayacak. sizden ricam, bir şekilde bunu yaymanız. sosyal medyada sağlık bakanlığı ve fahrettin kocayı etiketlemeniz. ne bileyim, elinizden ne geliyorsa işte... tunç bebeğin annesine kavuşabilmesi için lütfen yardım edin. sağlıcakla kalın.

    edit: eşi tansu ile görüştüm. onun da sizlerden tek isteği yoğun bakımda yatan, beyin ölümü gerçekleşmiş tanıdığınız veya yakınınız varsa ailelerini bu konuda teşvik etmeniz. ya da böyle bir durumda karar verici pozisyonundaysanız organ bağışı yönünde karar almanız. bunlar elbette dile kolay şeyler ama düşünsenize, bir organ bir ailenin ve en önemli minicik bir bebeğin hayatını komple değiştirebilir.

    tunç bebeği görebileceğiniz ve benim de yakın arkadaşım olan eşi tansu akçabelen'in verdiği bir röportaj: https://twitter.com/…0tv/status/1265647697203064833

    kardeşinin attığı tweet: https://twitter.com/…ggg/status/1266006641868226562

    cnn'de haber tweeti:
    https://twitter.com/…urk/status/1265559389366353920

  • 25. 2020 hakim & savcı atamalarında yandaş damgası

    son edit: bu yazılanlar haberler tam bilmediğimiz şeyler sadece yorum getirebiliyoruz. benim şahit olduğum olaylar silsilesinde de tam ne olduğunu göremiyoruz. diyeceğim ortada ülke kurulduğundan beri bir etik problem olması. liyakatın baş tacı edilmesi gerekliliği. burada bir kurum vs. den ziyade etik tartışması dışında başka birşey yoktur.

    u uzun zamandır böyle. kendim de fakülteden mezun olduğumda bu süreçte yer aldım. yeni yeni fetöden temizliyorlardı o zaman yargıyı. ama fetöden temizlerken liyakata önem vermeyi değil şu yolu seçtiler;

    yukarıda ki gibi bürokratik torpiller. bu cumhuriyet tarihi kurulduğundan beri vardı herhalde. adalet bakanlığından bir görüşme ayarlamıştım bende, takım elbisemi giydim ama nasıl korkuyorum. güvenlik ben daha içeri girer girmez hakim savcılık için mi geldiniz dedi. şok oldum. hangi bürokrat dedi. 5 dk beklettiler geçebilirsiniz dediler. neyse binaya girdim. benim gibi en az 50 kişi gördüm herkes bi bürokrat ile görüşüyor. ilgili bürokrat ın kalemine çıktım. bana referans olacak kişinin kalemi. bir ajanda çıkararak bana buraya gelmeme aracı olan kişiyi sordu onları not aldı. benle ilgili 1-2 soru sordu. daha sonra içeri geçip bürokratla görüştüm.

    şoka uğramıştım düşünsenize referansım aracı olanı dahi soruyor.

    asıl gelelim mevzuya. o sıra favori dernek/cemaat ilim yayma cemaatiydi. ankara kulesi yakınlarında merkez bina olarak kullandıkları yurt var. arkadaşın baskısıyla oraya da gittik. içeri bi girdim. klasik cemaat yurdu. bi odaya cv gibi birşey bıraktırıyorlar. garip garip adamlar seninle konuşuyor. sonra hoca dedikleri bir kişiyle görüşüyorlar adını hatırlamıyorum. neyse öyle bir yayılmışlar ki bu hocanın yanına gidip yurtta kalan öğrenciler hocam haftaya bilmemne kurumun sınavı var anlarsınız ya diyor hoca da çalışın bakalım diyor. neyse orda çalışan bir görevli. eveet nitta sana referans oluruz ama 15 gün burada kalıcaksın dedi. neden dedim. 15 gün seni hakim savcılık mülakatlarına hazırlıyoruz dediler.

    gerçekten de hakim savcı olmuş eski ilim yaymacılar ya da orda kalanlar. akşamları gelip prova olarak mülakat yapıyorlar. tabi asıl durum 15 gün boyunca namaz kılıyor musun, sohbetlere katılıyor musunmuş. ben 3 gün ankara da kaldım ama yurtlarında değil akrabamın evi dedim. kıyamet koptu. sen bilirsin dediler. dışlandım. bu arada beraber gittiğimiz arkadaşım 15 gün kaldı. şuan savcı.
    ben yapamadım. midem almadı. hem fetö örneği hem de bunun klasik bir referans olduğunu düşünmedim. çünkü peşini bırakmıyorlar.

    tabiki mülakatta elendim.

    bende suçluyum teşebbüs ettim, kul hakkı yedim.

    ama düzen bu, hayatım boyunca ankara da bu gördüklerimi unutamam. hem adalet bakanlığı hem ilim yayma rezaletti. şimdi bunun menzili vs. de var.

    yani en fazla teminatın özgürlüğün olması gereken kurumlara bakın.

    sonra burda yazıyorlar ya fatih tezcan nasıl geziyor. yok mu yürekli bir savcı diye :)

    yok kardeşim. çoğu cemaatlerin içinde kayboldu.

    edit: bu arada önceden de alkol kullanmıyor sosyal değil vs. diye hakim savcı adayı eledikleri olmuş. bir alevi çoğunluğu olmuş diye iddialar mevcut ( net bir bilgim yok) yukarıda ki durumu eleştiriyoruz diye eskiyi kabul ediyoruz değil. bize vicdanlı adaletli insanlar lazım. yoksa müslüman olmuş yok alkol kullanmış önemli değil. önemli olan fikri hür vicdani hür herhangi bir cemaate kuruma bulaşmamış normal bir vatandaş olsun yeterli.

    edit 2: biri demiş yasal yollarla girmişler bu yapılan algı çalışması diye. zaten kimse sınavda aldıkları notlara birşey demiyor. belki normal bir mülakatta da kazanabilirdi. burada dikkat çekilmek istenen konu mülakatlar ve mülakatı yapan listeye karar verenlerin ilişkileri. suçlu hiyerarşisinde en aşağıda bu sistemde hakim savcı olanlar var. olay üsttekilerin tutumu. en doğrusu mülakatı kaldırıp sadece sınav ve sınırları keskin çizgilerler belirlenmiş güvenlik soruşturması ( şahsın terör örgütleri ile bağlantısı vs. ) ile almak. başka türlü bunlar her iktidar döneminde olur.

  • 26. küçük göğüs seven erkeklerin kendini kandırması

    aranızda hala meme demeyi öğrenemeyenler var.

    edit: şöyle bir mesaj geldi. buyrunuz:

    https://www.youtube.com/…te8&feature=youtu.be&t=152

  • 27. twitter kızları

    bir çoğu gösteriş ve ilgi budalasıdır. etkileşim almak için, kafalarından uydurdukları en atmasyon şeyleri sıralayabilirler. işin ilginç yanı, uydurdukları şeyin zamanla gerçek olduğuna kendileri de inanmaya başlar. bazıları kendisine ait sahte hesaptan, etkileşim almak için kendine taciz içerikli mesaj atarak bunu paylaşır, etkileşim kasar. twitter gerçek anlamda şizofreninin, ruh hastalığının tavan yaptığı bir platformdur. yalan, arsızlık, utanmazlık gırla gider. sağdan soldan elin anasını babasını aşırıp "işte annem ile babamın şikagoda gizlice çekildiği resim <3" diye paylaşanı mı ararsın, türk olduğu halde, rum-ermeni numarası yapan mı ararsın, milletin lüks restoranda yediği yemeğin fotosunu çalıp kendisine ait gösteren mi ararsın, kısacası şizofreni bol bulunur. twitter, olunan hayat değildir. hayal edilen gerçekçi olmayan bir düştür. bu tiplere gerçek anlamda acıyorum. ciddi anlamda acıyorum! keşke bu arkadaşları tedavi ettirebilsek. keşke bu arkadaşları toplumun birer üretken insanlarına çevirebilsek.

    edit: bazı arkadaşlar, takip etmeyin o zaman demiş. bu tip canlıları zaten takip etmiyoruz. fakat bu zararlı bakteriler o kadar çok ki, ana sayfamıza düşüyorlar. düzgün, aklı başındaki kadınları tenzih ederim. bu tip canlılardan bu kardeşlerimiz de rahatsızlar.

    edit 2: başlığımız twitter'a düştü. haliyle gerçeklerin bahsedilmesinden rahatsızlık duyan twitter kızları en iyi yaptıkları şey olan sallamalara da başladı.

    misal:

    https://twitter.com/…tatus/1265966513120518144?s=19 çok içerlenmiş gibisin eruhlu?

  • 28. survivor 2020 ünlüler-gönüllüler

    yayınlanan 89. bölümünde ameliyat reis yunus emre'nin hem oyun, hem de trash talk olarak show yaptığı yarışma programı. *

    ameliyat reis bu bölümde, zaten pek normal olmayan koko reis berkan'ı iyice manyak etti! oyundan önce adeta bir şahin k edasıyla berkan'a şunları söyledi. *

    "berkan, silivri yoğurdunun tadına bakmaya hazır mısın?" *

    oyunu kazandıktan sonra ise şunları söyledi.

    "basketçi ne haber!" *
    "alırım anahtarını basketçi!" *

    ameliyat reis kendi takımını da boş geçmedi tabi! aycan'a "tulumba tatlısı." dedi. *

    ayrıca elif ve aycan'a, sercan ile kendisi oyuna çıkarken "abilerinizi iyi izleyin!" diyerek, kızlara adeta bir bilge gibi nasihat verdi. *

  • 29. ingiltere'de başörtülü bir kadının hakim olması

    ingiltere'de basortulu hakim de olur, sakalli cubbeli belediye otobusu sofuru de. evinizin balkonuna ulkenizin bayragini acabilirsiniz, londra'nin gobeginde islama davet standi acabilirsiniz kimse bisey demez.
    fakat turkiye'de ve diger butun musluman ulkelerde boynunuzda hacla gezemezsiniz. herhangi bir sehirde baska bir dine davet eden standi acamazsiniz. hatta evinizin balkonuna baska ulkenin bayragini acamazsiniz. adamin kafasini keserler, ya yakarlar, ya da tutuklarlar.

    neden mi? cunku muslumanlar iki yuzludur. kendi ulkelerinde hic bir farkliliga hos goruleri yoktur. fakat batiya gidince insan haklari, demokrasi diye aglarlar.
    baslik altindaki akcomarlar da laiklige laf atmaya calisiyor. sen donde once kendi ulkendeki duruma bak, paçoz. sizin hangi farkliliga tahammulunuz var?

    edit: imla

  • 30. evlenirdim denilen oyun karakterleri

    (bkz: mona sax)

    bilmeyen veya hatırlamayanlar için max payne 2'de payne'ın sevgilisidir kendisi. max'ın kafasına tahta platform devrildiğinde birkaç bölümü kendisiyle oynama şerefine nail olmuştuk. çilekeş, cefakar, sert, ne istediğini bilen mona...

  • 31. adblock kullananların asalak olması

    burda 300 kere tartışılan konuyu tekrardan ısıtıp sunmak, hmm..

    ben yine de yazayım, yaş kaç bilmiyorum ama o adblock programlarının çıkma sebebi site sahiplerinin reklamın bokunu çıkarması idi, eğer o dönemi yaşadıysan ne demek istediğimi anlarsın. insanlar artık reklamlardan bezmişti, çoğu sitede gezinmek için 10 tane pop-up kapatmak zorunda kalırdık.

    yaşasın adblockerlar!

    edit: başlığı açan kaçmış, @metanetsiz metan yakalamış

  • 32. 1 haziran 2020 koronavirüsün bitmesi

    günde 1000 yeni vaka varken olandır

  • 33. türk ve yunan askerlerinin küfürleşmesi

    güldürmüştür. savaşmaktansa bu tür atışmalar iyidir.

  • 34. abd'de zenci adamı boğarak öldüren polis

    başlığın bugün için en beğenilen entry'sinde şu denmiş:

    "sorun ırkçı bir pisliğin böyle hareket etmesi değil, o anda hiç kimsenin müdahale etmemesidir. daha geçen gün çorlu'da komşusuna yapılanı görüp "ne yapıyorsunuz orada?" diye bağıran adam var ya, işte o adam türkiye'de böyle olayların olmamasının sebebidir."

    video'da da "ne yapıyorsunız orada?" diye bağıran bir sürü sivil gördüm ben. polis hiç istifini bozmadı. bu olayın sebebi sivillerin hakkını aramaması değil (ortalama bir amerikalı ortalama bir türk'e göre on kat fazla hakkını arar ve haksızlığa karşı cıngar çıkarır); sebebi polisin en ufak bir olayda silahı çıkarıp çat çat adam vurmasıdır. orada polis adamın boğazına çöreklenmişken kimsenin polise bir şey yapamaması bundandır. götün yiyorsa yaklaş orada polise. anında silahı doğrultur suratına. iki adım daha at ondan sonra yere yığılırsın beş kurşun ile.

    dolayısıyla sorun hiç kimsenin müdahale etmemesi değil; ırkçı bir polisin bu şekilde hareket etmesidir. o konuda anlaşalım.

  • 35. 20 şişe biranın 4.40 euro olması

    biliyorsunuz bizde devlet kendisine 3 bira ısmaralamayana 1 bira vermiyor. haliyle biz 20 tane bira almak istediğimizde aslında 80 tane bira almış oluyoruz. işte alman devletinin bizi kıskandığı nokta bu. hiç bir alman vatandaşı devletine 1 bira bile ısmarlamazken biz her biraya 3 tane ısmarlıyoruz. kıskanmasın mı şimdi.

  • 36. ali babacan trollerine isim önerisi

    trollcan

  • 37. maskeyle spor yapmak

    uzmanların çok tehlikeli olarak gördüğü spor yapma şekli.
    hatta daha geçenlerde çin'de maskeyle spor yapan birinin akciğerleri patlamıştı.

  • 38. zeynep bastık'ın sezen aksu'yu sollaması

    yazarın teorisine göre türkiye'nin yetiştirdiği en değerli sanatçı enes batur.

    başlık sahibi entry silmiş buyrun görsel

    not: başlık sahibi arkadaş, youtube abone sayısına göre değerlendirmişti.

  • 39. rte'nin age of empires2 oynaması halinde olacaklar

    tum odunu ev yapmaya harcar.

  • 40. 27 mayıs 2020 minneapolis olayları

    polis göz göre göre etkisiz hale getirilmiş siyahi bir vatadaşı halkın içinde insanların uyarılarına rağmen boğarak öldürdü ve bu polis ve ortağı tutuklanmadı.
    şimdi halk ne yaparsa yapsın haklıdır devlet katili koruyor .olayları sonlandırmak çok kolay katili ve yardımcılarını tutuklamak fakat oralı bile değiller aynı türkiye'de gezi döneminde polisin ve devletin işbirliği ile öldürülen onlarca insana rağmen sorumluları cezalandırmadığı gibi .

  • 41. berat albayrak'ın göz tiki

    mors alfabesi ile "bakın burası çokomelli" mesajı verdiği tiktir.

  • 42. skoda superb

    ülkede passat terörüne dur diyen araçtır. yine de bizim millet anlamıyor pek.

  • 43. dertleşmeyi sevmeyen insan

    benim bu.

    zira insanların % 80'i sizi ve dertlerinizi umursamazken, geri kalan % 20'si de sizin dertlenmenizden sapıkça bir keyif alıyor.

  • 44. kadınlı erkekli horon tepmeyin halay çekmeyin

    bu ülkede bin yıl boyunca el ele verilerek halay çekildi, horon tepildi. sizin leş zihniyetiniz bin yıl boyunca bunu engelleyemedi gene engelleyemeyecektir.

  • 45. attila ilhan şiirlerinde geçen vurucu cümleler

    "seni görmeden öleceğim
    bir daha görmeden
    inge bruckhart
    zaten kaç yıldır yaşamıyorum"

    ayrıca şiirin tamamı en az ismi kadar vurucudur.

    (bkz: yanlış yaşamak)

  • 46. erkek yazarlardan kadın yazarlara sorular

    şu sorulara bak amk hepsi konuyu malum muhabbete çekmeye yönelik aq abazanları allah versin hadi yallah

    kızlara sorum böyle düşüyor mu?

  • 47. minneapolis'de beyazların sokağa inmesi

    islam ülkelerinin; abd'yi karıştırmak, iç savaş çıkarmak için oynadığı oyunların bir parçası*

  • 48. nike'ye nayk diyen varoş ve paçoz kitle

    ıngilizcenin telaffuzunun asla tahmin edilemez olmasindan kaynaklanmaktadir. bike’a bayk de nike’ye nayki de. though’ya do de through’ye fru de. nasil bir fonetik bu allahim.

  • 49. istanbul'un en az 10 bin camiye ihtiyacı var

    millet hala 40 kişilik sınıflarda ders görürken bununla beraber atanamayan öğretmenler varken cami yapma derdinde olmak sıkıntı.

  • 50. aşık olduğumuzu nasıl anlarız

    aşık olduğumu benden önce aşık olduğum kişi anlayınca aşık olduğumu anlıyorum:)