Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. daft punk

    kardeşim bir grubun vedası bile klas olur mu ya.

    (bkz: daft punk)

    (bkz: legend)

  • 2. 22 şubat 2021 kitapyurdu hesaplarının hacklenmesi

    kitapyurdu açıklaması için tıkla

    kitapyurdu ile görüşmem sonrası edit: arkadaşlar kitapyurdu bünyesinde çalışan üst düzey personel ile konuştum. kendisi de kendi datalarının çalınmadığını ve bazı siteler vasıtasıyla (bu siteler gerekli mercilere şikayet edilmiş) kitapyurduna da kayıtlı olan eposta ve şifrelerin ele geçirildiğini söyledi. yani ortada bir hackerın kitapyurduna sızması söz konusu değil. zaten başlıkta belirttiğim gibi kitapyurduna bağlı olan hesaplar hacklendi, kitapyurdu değil. hack işlemi linkedin vasıtasıyla yapılmış ve linkedin'e kayıtlı olan ve e postası sızdırılan hesapların kitapyurdu hesapları da dolaylı olarak ele geçirilmiş. buradan süreci ilgiyle takip eden kitapyurdu ekibine teşekkür etmek isterim

    son gelişmeler için dinleyiniz
    yazılımcı bir arkadaştan uyarılar dinlemek için tıkla

    suç duyurusu metni için tıkla
    ekleme: kitapyurdu da hırsızlar hakkında gerekli adli işlemleri başlatacakmış. buradan çok teşekkür ediyorum.

    kitapyurdu hesaplarının bir kaç hırsız tarafından patlatılıp telegram gruplarında paylaşılması hadisesidir.

    olayın kısa özeti: gece vakti elimde telefonum boş boş takılırken bir posta bildirimi geldi ve kitapyurdu hesabımdan puanlarımın harcanması yoluyla alışveriş yapıldığını (bilenler bilir kitapyurdu'nun puan sistemi var, bu sistemi kullanarak bedava kitap veya eşya satın alabiliyorsunuz) fark ettim. daha sonra alışverişi yapan kişi kendi adresini ve telefon numarasını kargo adresi olarak girdiğini fark edip hemen iletişime geçtim.

    18 yaşında bir çocuktu, kısaca hesabıma bir telegram grubunda rastladığını söyledi. ben de hemen grubu bulup adminiyle iletişime geçtim ve bu yaptığının yanlış olduğunu ve paylaşımın durdurulmasını talep ettim fakat kabul etmeyip şöyle bir mesaj yazdı: adminden gelen mesaj

    sanırım şimdilik 10.000'e yakın hesabı patlattılar ve telegram üzerinden olmasa bile başka yerlerde paylaşacaklardır. işin tuhaf yanı kendilerini robin hood moduna sokmuş olmaları.

    şikayet edeceğimi öğrenince murat seyman isimli birisi arayıp bazı şeyler yazdı: kanıt 2

    telegram gruplarının profili kanıt 3

    kitapyurdu hesaplarının paylaşımının yapıldığı post kanıt4

    hesapların ve şifrelerin görüntüsü kanıt 5

    hesabımdan puanla harcama yapıldığını gösteren dekont dekont

    en son baktığımda kitapyurdu paylaşımını kaldırmışlardı ( belki benim hesabımda gözükmüyordur) ancak cezasız kalmamaları için bugün ilk işim siber suçlara şikayet etmek olacaktır. insanların özel bilgilerinin, şifrelerinin bu şekilde paylaşılması doğru bir hareket değil ve artık sabrımız kalmadı bunlara.

    şifreler ve epostaları kanıt olarak bilgisayarıma indirdim, dileyen olursa mesaj atsın patlamış mı diye kontrol edeyim. ama bence kitapyurduna üye olan herkes şifresini değiştirsin. kredi kartlarımızın kayıtlı olduğu bir yerin daha iyi korunmasını beklerdim şahsen.

    edit: hacklenenler arasında eski milletvekili fatih çiftçi'nin hesabı da bulunmakta. hacker müsveddeleri okuyorsa şimdiden geçmiş olsun.

    edit2: kitapyurdu sitesine şuan ulaşamıyorum, bir kaç arkadaşım da ulaşamadığını söyledi. sanırım siteyi kapadılar. bu arada polis olan bir tanıdığımla iletişime geçtim, bu konuya dair dünden beri şikayet geldiğini söyledi ve mağdur olanların mutlaka şikayet etmesini söyledi. internet dolandırıcılığı olarak görülüyormuş bu olay.

    edit3: zamanında hacker olduğunu iddia eden bir arkadaş özelden mesaj attı. kısaca hesabı çalınan varsa ve epostasını ve şifresi gmail veya hotmail şifresiyle aynıysa facebook twitter gibi hesaplara da giriş yapılabilir dedi.

    edit4: sözlük üyesi bir abimizden gelen mesaj: geçen ay oğluma kitap yurdundan birkaç tane kitap sipariş verdim. ertesi gün adım üye olduğum mail değil de isim soyisim kombinasyonu ile aldığım gmail hesabıma kitap yurdu üyelik linki geldi. maille durumu bildirdim hemen. çok saçma bir cevap verdiler. cevap şu örneğin mailim ahmet.yilmaz olsun gmailde ahmetyilmaz ile ahmet.yilmaz adresleri aynıdır yazmışlar. konuyla ne alakası var kardeşi. gmail adreslerinin bu şekilde olduğunu biliyorum. ben bir yazılımcıyım gmaildeki bu durumu biliyorum ama konuyla ne alakası var. siparişimin ertesi günü böyle bir olay oldu. sizce de anormal değil mi bu

    edit5: trendyol hesapları da hacklenmiş olabilir. kitapyurdu hacklenen bir arkadaşımızın gönderdiği mail mail görüntüsü

    bir arkadaşımız daha yazdı: (#119889113) trendyol'daki hadise benim arkadaşımın da başına geldi. hesabına giriliyor, farklı karttan alışverişler yapılıp iptal ediliyor falan.

    merhaba benim de trendyol hesabımdan bilgim dışı cinsel ürün içerikli alışveriş yapılmıştı, üstelik kredi kartım kullanılarak.
    kendime şifremi nerede açık bıraktığımı sordum durdum, vesilenizle haberdar oldum teşekkür ederim.

    edit6: kitapyurdu hesabı hacklenen birisi mesaj attı, kitapyurdu şifresiyle yemeksepeti şifresi aynıymış, dün yemeksepeti bakiyesinden 30 liralık yemek alınmış.

    bir arkadaştan uyarı: kitapyurdu olayını görünce bir bilgi vermek istedim. hotmail ve gmail gibi uzantılarla e posta alıp, uzun süre bu hesaplara giriş yapmayınca otomatik olarak hesaplar siliniyor. bir başkası aynı adresi yeniden alabiliyor. ve o e maile kayıtlı tüm sosyal medya vs kayıtlı hesaplara şifremi unuttum, e mailime yolla vs diyerek ulaşabiliyorlar.

    istersen bu bilgiyi paylaş. hotmail - gmail gibi uzantılarla hesap açanlar bir kontrol etsinler. giriş yapamayanlar aynı e maili yeniden alsınlar. hesabı patlamayan varsa bile yarın öbür gün başka bir olayda patlar

    zorunlu açıklama: arkadaşlar mesaj kutum aşırı dolduğu için artık kontrol edemeyecek hale geldim o yüzden siz ne olur ne olmaz şifrenizi değiştirin.

  • 3. tercihen sigara kullanmayan aday arayan işveren

    sigara içenlerin bitmek bilmeyen molalarından ve eşek ölüsü gibi kokan ağızlarından bıkmış bir işverendir.

  • 4. şişli'de fren yerine gaza basıp kaza yapan sürücü

    daha içeriği okumadan, aklında "kesin kadındır" diye beliren bir tek ben miyim?

  • 5. 22 şubat 2021 büyük coin çöküşünün başlaması

    arkadaşlar hepinizden özür dilerim ama ben 2 gun önce coin piyasasına girdiğim için olabilir.

    araba aldım, piyasa duruldu. fiyatlar iniyor biraz.
    coin aldım, çöküş başladı.

    en iyisi memur mantığı maaş alıp devam etmek galiba. ühü.

  • 6. bein sports'un ali koç'a dava açması

    vahabi, suriyeli, fetö, hamsi, tinerci goygoyunuz bittiyse işin yasal kısmına gelelim. ali koç ve fenerbahçe muhtemelen bu davayı kaybeder; zira kullanmakta oldukları be fair logosunun şekli, tasarımı, fontu ve rengi bein kuruluşunun tescilli markasıdır, kafana göre kullanamazsın. yani burada ali koç ve fenerbahçe bein ile anlaşmaya gitmezse ağzı yanar, benden söylemesi.

    ekleme: epey mesaj geldi tshirt'ten mi yaptırım yiyecek fb diye; dünkü 21 şubat 2021 fenerbahçe göztepe maçı'nda söz konusu be fair logosu ülker stadyumunun reklam panolarında döndürüldü 90 dakika. bein sport'un maçın yayınını verdiği tüm ülkelerde yayınlandı bu görüntüler. fb ve bein hisseleri borsada işlem gören şirketler. ulusal ve uluslararası marka hakkı ihlali ve ticari itibar kaybı ciddi bir suçlamadır.

  • 7. yerli fahriye evcen görünümlü instagram fenomeni

    arkadaşa acilinden ileri derecede miyopluk için randevu alalım

  • 8. rte'nin iyice köşeye sıkışması

    artık var olan bir durum.

    iyice sıkıştı köşeye. oylar eriyor fakat durduramıyor. ne yapsa ne etse hangi tuşlara bassa hepsine birden de bassa giden oyları durduramıyor. ekonominin çökmesi, pandeminin berbat ötesi yönetilmesi derken iyice sıkıştı.

    ayasofya ile başladı olmadı, doğalgaz müjdesi dedi olmadı, ekonomi ve yargı reformları dedi olmadı, terör mevzusunu kaşıdı olmadı, ittifakını genişletmeyi denedi olmadı, boğaziçi direnişinde kendi saflarını sıklaştırmayı denedi olmadı, yeni anayasa dedi olmadı, kongrelerde her gün chp'ye yüklendi olmadı, uzay dedi ay dedi olmadı, terörle alakalı müjde dedi ama olay fiyasko oldu.

    bugüne kadar işe yarayan tüm teknikleri deniyor ama bir türlü bu sefer olduramıyor.

    kemal kılıçdaroğlu, özellikle 2019 yerel seçimlerinden sonra oldukça sert ve etkili bir muhalefet yapmakta. kılıçdaroğlu'nun her açıklamasında recep tayyip erdoğan daha da agresifleşiyor. daha da geriliyor. gerildikçe hata da yapıyor. 2019 sonrasının yıldızları imamoğlu ve yavaş ile beraber chp tarafı oldukça etkili muhalefet gütmekte. zaten sert konuşan ve belli bir kesimi elinde tutan iyi parti ile beraber babacan, davutoğlu gibi isimler de muhakkak bu eriyişte önemli bir rol oynayacaktır öyle ya da böyle.

    bizim için yolun sonu aydınlık.

    edit: @apathetic adlı yazar uyardı, yerli araba ve togg denemesini unuttum. onu da denemişti.

    edit2: bir yerde harf hatası olmuş. onu da düzeltelim dedik.

    edit3: birçok yazarın haklı uyarısı sonucu bir ifade değiştirildi.

    edit4: yazım hatası düzeltildi.

  • 9. erkeklerin güzel gözüktüğünü sandığı şeyler

    yanlar kazılı üstte topuz yapılmış saç.

    rezalet.

  • 10. akp'nin hayatımıza soktuğu terimler

    bilal'e anlatır gibi

  • 11. elin oğlu diplomaya değil yaptığın pilava bakar

    elin oğlu götünüze bakıyor kızlar. pilavı dışarıdan da söylersiniz, götünüzü güzelleştirin.

  • 12. 22 şubat 2021 getir kuryesi saldırısı

    sevgili sözlük biliyorum bu entryi resmen karınca yuvasına döndü ancak merak edenler direk olarak tutanağı okuyabilirler. umarım böyle bir olay kimsenin başına gelmez. ayrıca buradan getir'e de değinmek istiyorum. uzun zamandır hem benim hem de çalıştığımız yerin sorunsuz olarak kullandığı bir uygulamaydı. gerçekten hiç sorun yaşamamıştık. ama getir bize bugün hiç sahip çıkmadı, hatta üzerine şikayetimizi kuryeyle paylaşarak adamın kapımıza bıçakla dayanmasına sebep oldu. şu anda belisiz bir süre için uzaktan çalışma kararı aldık. insanlar saldırıya uğramaktan korkuyorlar ve işin ilginç tarafı bütün bu olaylar polis merkezinin 20 metre yanında gerçekleşti.

    edit: sonunda karakola şikayette bulunduk, tutanak tutuldu. tutanağı da paylaşıyorum. olayın yasal olarak takipçisi olacağız. ayrıca belirsiz bir süre boyunca evden çalışma kararı aldık. herkes kendini tehlike altında hissediyor.

    tutanak

    edit: sevgili yazarlar buraya kimse kimseye boşuna küfür etmez, bağırmaz yazmışsınız ama bakın anlamadığınız bir şey mi var bilmiyorum, belki de ben de bu olayı yaşamasam hak veremezdim. adamlar gerçekten hiçbirşey yokken bağırmaya küfretmeye başladı. biz kapıyı kapatmaya çalıştık adam kapıya dayanıp açmaya çalıştı, bekleyin burada geleceğim dedi. 1 saat sonra yanına adam alıp bıçakla kapıyı yumrukladı, tekmeledi. güm güm vurdu kırmaya çalıştı çelik kapıyı. ve bütün bunlar resmen durup duruken oldu. biz iyi niyetle şikayetçi değiliz, kuryemizi değiştirin dememize rağmen adam bu durumu getirden öğreniyor ve bıçakla kapıya dayanıp "siz öldünüz, bu bıçağı size sokacağım, bittiniz siz, hayatınızı s*keceğim" dedi.

    üstedit2: bakın adam suları çıkarırken ben kendim aşağıya inip kapıyı tuttum geçebilsin diye. ortada hiçbirşey yoktu adam suları bırakıp alın suyunu lan diye bağırınca ne oluyor diye diğer arkadaşlar gelip bağırmamasını söylediler adam söylenip bağırmaya devam edince de suyu bırakıp gitmesini söyledik. sonrasında ortalık karıştı.

    aslında başlık 22 şubart 2021 getir kuryesi tarafından ölümle tehdit edilmemiz olacaktı ancak başlığa sığmadı.

    22 şubat 2021 tarihinde yani bugün saat 16 sularında getir su'dan florya'daki ofisimize su siparişi verdik. suları getiren kurye teslimat öncesinde suyu (4 damacana) park yeri olmadığını söyleyerek getirmek istemedi, sonra kendisini geri arayıp yer yoksa sonra getirebilirsiniz dedik. bir süre sonra kendisi arayıp yer bulduğunu ve getireceğini söyledi ancak kapıya gelip yukarı çıkarmam kapıdan alın dedi. bizde çıkarmayacaksa suyu almayacağımızı siparişi iptal edeceğimizi söyledik. sonra kurye de suyu getireceğini söyledi. yukarı çıktıktan sonra da alın suyunuzu vs diye bağırmaya başladı, biz de kendisine suyu bırakıp gitmesini söyledik. bunun üzerine kurye bağırıp "vermiyorum suyu lan, geri verin" diye bağırmaya başladı. "bekleyin burada gelicem ulan, bekleyin gelicem" şeklinde bağırarak tehdit etti. getire yapıtığımız şikayet bundan sonra oldu sonrasında ise doğal olarak karşılıklı tartırşma oldu. kuryeler bizi tehdit edip gittiler. 1 saat sonrasında 2 veya daha fazla kişi olarak tekrar gelip kapıyı kırmaya çalıştılar. küfürler eşliğinde ölüm tehditinde bulunlular. sizin hayatınızı s*keriz, öldünüz siz, sizi geberteceğim gibi laflar sarfettiler. polisi ve getiri aradık ancak getir hiçbir sorumluluk almıyor. bu adamlar resmen insanları öldürmekle tehdit ediyorlar, ofisimiz polis karakolunun 20 metre yanında ancak polisler de gelmiyor.

    getir'in acilen çalıştırdığı elemanlarının sabıka kayıtlarını kotrol etmesi gerekiyor çünkü bu adamlar resmen çete olmuş durumlar.

    edit1: polis geç de olsa sonunda geldi.

    edit2: kapıdaki izleri ekliyorum, kamera kapı önünü çekmediği için ne yazık ki video alamadık. karakola şikayet ve ifade vermek için gidiyoruz. ayrıca 2. gelişlerince adamların birinin elinde net olarak bıçak vardı.

    görsel

    görsel

    edit3: arkadaşlar adama hiç birşey demedik, suları bırakıp gitmesini söyledik ve adam bağıra çağıra konuşmaya başladı. devamında getir'e şikayet ettik, iyi niyetten ötürü de adam işinden olur vs diye şikayetçi olmayacağız bize bundan sonra başkası su getirsin dedik. ancak adama haber verilmiş olacak ki 1 saat sonra 2 kişi bıçakla kapıya dayandılar. bakın çelik kapı olmasa bugün burada belki de cinayet işlenecekti. ve tüm bunlar olurken getir'in söylediği şey bizim yapabileceğimiz hiçbir şey yok. adamlar gelip "evini adresini biliyoruz, sen öldün geberteceğiz" diyor. burada kadınlar genç insanlar, çalışıyor. akşam nasıl eve gideceğiz diye korkudan titreyenler var.

    edit4: bakın sayın sözlükçüler ofisten 4 kişi polis eşliğinde karakola gittiler adamlardan şikayetçi olmak için, görüntü alamadık panikten. gerçekten yaşamadan anlaşılacak birşey değil. adamlar bıçakla geldiler elimiz ayağımız birbirine dolandı. kapıyı kilitledik bekliyoruz. gelen polisler tutanak tutmadan direk karakola götürdüler arkadaşları.

    edit5: hadi ben diyelimki yalan söylüyorum, bir insanın kapıyı kırmaya çalışıp insanları ölümle tehdit etmesinin, adresinizi, isminizi biliyoruz demesinin, bıçakla gelmesnin anlamı ne olabilir . lütfen bir düşünün.

    edit6: destek veren, iyi dilekte bulunan herkese teşekkür ederim. inanmayan sözlükçülere ise söyleyebileceğim birşey yok çünkü söylediklerimi yeterli bulmamış olabilirler. şüpheyle yaklaşmak hakları. şüpheyi azaltmak adına elime geçen bütün delilleri ekleyeceğim.

    edit7: kurye 'nin arabayı park etmek için yer yok demesinden sonra, kendisini geri arayıp yer yoksa sonra getirebilirsiniz dedik. sonrasında kendisi arayıp yer bulduğunu getireceğini söyledi. sonra kapıya gelip yukatı çıkarmam alın kapıdan dedi. bizde çıkarmayacaksa almayacağımızı siparişi iptal edeceğimizi söyledik. sonra kurye de suyu getireceğini söyledi. yukarı çıktıktan sonra da alın suyunuzu vs diye bağırmaya başladı, biz de kendisine suyu bırakıp gitmesini söyledik. bunun üzerine kurye bağırıp "vermiyorum suyu lan, geri verin" diye bağırmaya başladı. "bekleyin burada gelicem ulan, bekleyin gelicem" şeklinde bağırarak tehdit etti. getire yapıtığımız şikayet bundan sonra oldu, sonrasında olan olaylar da malumu.

  • 13. galatasaray'da olup diğer takımlarda olmayan şey

    galatasaray taraftarı son 3 yılda 2 defa şampiyonluk yaşatmış yönetimini bu sene yerin dibine soktu, eleştirmek hak getire. şampiyonluk gelse bile mustafa cengiz gideceğini biliyoe swzon sonunda ve bunu açıklamalarında dile getirdi. fenerbahçe taraftarı ise hayali düşmanlarla ugraşıyor, ülkenin cumhurbaşkanı fenerbahçe kongre üyesi, keza tff başkanı da öyle. hala tutup beinsportsda galatasaray taraftarı yönetici var, beinsports bize düşman, mhk bizi sevmiyor zırvalarıyla ugraşıyor ve en kritik nokta bir çok taraftar gerçekten bunlara inanıyorlar. kimse de dönüp ali koç'u veya erol bulut' u eleştirelim bile demiyor.

  • 14. pakistan'da sokak köpeklerinin itlaf edilmesi

    akp projesi ile bu insanlar akın akın türkiye cumhuriyetine dolduruluyor. afganların peştun ırkı ve bu pakistanlılar insan hayatına değer vermezler. yarın birgün din adına türkiye'de birileri bunları silahlandırırlarsa insan avına çıkarlar.

    ayrıca şu yamyamları her platformda türkiye ile yan yana görmek çok acı verici.

  • 15. bitcoin'in karşılığı olmadığı gerçeği

    bitcoine değinmeden önce fazlasıyla yanlış bilinen "amerikan dolarının da karşılığı yoktur" konusuna açıklık getirip en son bitcoine bağlayalım.

    "amerikan dolarının karşılığı vardır." amerikan dolarının karşılığı amerikan dolarıyla bütün dünyada alabileceğin değerli varlıklardır. bugün türkiye helikopter motorlarını aldığı italya'ya amerikan dolarıyla borçlandığında, yarın batsa veya satacak katma değerli bir ürünü olmasa bile italya amerikan dolarıyla dünyanın herhangi bir yerinde alışveriş yapabilir. tüm dünyadan dolarla silah, teknoloji, petrol, ağır sanayi, hammadde veya tüketim ürünü alabilir.

    ama türkiye italya'ya türk lirasıyla borçlansaydı, hem italyanın sattığı motor karşılığında aldığı tl'leri harcayabilecek kadar domates alışverişi olmadığı, hem de kötü bir senaryoda tüm tl'ler elinde çöp olacağı için bunun karşılığında bir güvence isterdi. o yüzden ülkeler bastıkları paranın karşılığında merkez bankalarının altın rezervlerini gösterir. her yerde geçtiği için majör dövizler (usd, euro, gbp, yen) ve petrol rezervleri de ülkelerin varlıklarıdır. buna ilave olarak türkiye, "benim dünya genelinde değerli büyük şirketlerim var" diyerek varlık fonu oluşturdu ve bunları da brüt varlıklarına ekledi. işte çok yanlış bilinen usd'nin karşılığının olmadığı argümanı dünyada ilk defa amerikanın varlık olarak altın rezervlerine ilave olarak katma değerli ürünlerini göstermesinden doğma.

    şimdi bu karşılığın neden olması gerektiğini açıklayıp bitcoine bağlayalım. para bir "takas" aracıdır. gerçek ürünler arasında yapılan takası kolaylaştırmaktır amacı. diyelim ki bizim 100 nüfuslu ahmetli köyü tavuk yetiştiriyor, 50 nüfuslu reyhanlı köyü de domates. iki köy arasına kurulan ortak pazara gelen ürün haftalık 100 tavuk ve 500 kg domates olsun. 1 tavuk da 5kg domatese eş değer diyelim. reyhanlı köyü 50 tavuk karşılığında 250 kg domates vermek zorunda. ama ahmetli köyünün o kadar domatese ihtiyacı yok. 50 tavuk satmak istiyor, ama sadece 100kg domates almak istiyor. işte bu noktada ahmetli köyü sattığı tavukların tamamıyla domates almak yerine diğer köylerden de ihtiyaçlarını karşılamak isteyeceği için dünyada en çok alıcı bulan ve talep edilen kolay işlenebilir madenleri aralarında takas aracı olarak kullanıyorlar. en kolay işlenen, en ışıltılı olan ve en nadir bulunan da en değerlisi.

    bu takas binlerce yıl bu şekilde devam ettikten sonra sanayi devrimi ve dünyanın globalleşmesiyle birlikte altının kolay kullanılabilir bir takas aracı olması zorlaşıyor. bir makine almak için kasa kasa altın taşımak, yolda altın çuvallarıyla gezmek işlevsel değil. bu noktada diyolar ki, bu altınlar bizim devletlerimizin kasalarında dursun, bunun karşılığında transferi daha kolay olan kağıtlar kullanalım. ahmetli köyü 4 ton, reyhanlı da 2 ton altını karşılığında 2000 ahmetli lirası ve 2000 reyhanlı riyali basıyor. bakınız ahmetli lirası reyhanlı riyalinden 2 kat daha değerli :). eğer reyhanlı kurnazlık yapıp bir 2000 riyal daha bassaydı, bu defa ahmetli 4 kat değerli olurdu. çünkü ne kadar basıp o parayla alışveriş yapmaya çalışırsa çalışsın, bütün köyler reyhanlının kasasındaki altını ve alabileceği maksimum domates miktarını biliyor. reyhanlı bir tavuk için 10 riyal öderken, 2000 riyal daha para bastığında, piyasadaki riyal 2 kat çoğaldığı fakat reyhanlının altın ve domates varlıkları aynı kaldığı için tavuk artık 20 riyal olacaktır. yani riyalin değerini reyhanlının varlıkları belirliyor.

    bu noktada dolara bir parantez açalım. 2009 yılında kaddafi amerikayla sevişip daha yeni boeing sipariş ettikten sonra avrupadaki çadır partisinden "doların genişlemesini durdurma" kararı çıkınca, "bundan sonra petrolü dolarla değil altınla satıyorum" dedi, ve tam 1 ay içinde indirdiler. halbuki 2 ay öncesine kadar hem avrupa hem amerikayla sevgiliydi. bugün petrol tamamen dolara endeksli, o gün bunun önüne geçmeye çalışan avrupa da euro için halen kendine alan açmaya çalışıyor.

    artık paranın değerinin ülkelerin varlıklarına (ki buna ürettikleri katma değerli ürünler de dahildir) ve paralarının alım gücüne bağlı olduğunu öğrendiğimize göre bitcoine geçebiliriz. evet, bu noktada çoktan anladığınız üzere "bitcoinin karşılığı yok" arkadaşlar. bugün bitcoinle yapabileceğiniz alışveriş kaynağı belirsiz parayla yasadışı hizmetler almak sadece. bu talebi de karşılayacak dünyalar kadar bitcoin olduğunu düşünürsek bu kadar kıymetli olmaması gerekir. şu an bitcoin gerçek bir alışverişin takas aracı olduğu için değil insanlar almak istediği için değerli. talep var. ben çokomel satıyorum ve çokomel dünyanın en değerli ürünü olacak diyorum, herkes benden çokomel almaya çalışıyor gibi düşünün. e piyasada 1000 tane çokomel, karşılığında da 1 milyon dolarlık talep varsa, ben elimdeki 1 çokomeli 1000 dolara satarım. talep artarak devam ediyorsa, 1000'e alan 2000'e satar. bu yükseliş alış talebi satıştan fazla olduğu sürece, "karşıda bir alıcı olduğu" sürece devam edecektir.

    bakın şu kısım farklı, dünyanın geleceği kripto para olabilir, aynı altından kağıda geçmek gibi dijital paraya geçilebilir. ama bu ülkelerin kendi kontrollerinde olan ve karşılığında değerini yine kendi varlıklarının belirleyeceği şekilde olur. şu an olan şey bu değil, şu an satılan şey ekran kartlarıyla üretilen yazılımsal şifreler. kesinlikle haliç köprüsünü satmaktan veya beylikdüzünde boğaz manzaralı rezidans satmaktan daha yaratıcı, ama herkes birbirine sattığı ve alıcısı olduğu sürece değerli, bu alışveriş bittiği anda ekrandaki kodlardan başka bir karşılığı olmayan kocaman bir ponzinin içindesiniz.

    edit: tabi şunu da eklemekte fayda var, bugün borsadaki 100 şirketin 90'ının hisse değerleri gerçek değerlerini yansıtmıyor. hatta 20 tanesi tamamen absürt değerdeler. çünkü değerlerini gerçek varlıkları değil hisselerine olan talep belirliyor. yani bitcoini de hayali bir şirketin hisse senedi gibi düşünebilirsiniz. fazlasıyla manipülatif ve tamamen insanın hayal gücüne bağlı olarak kıymetlenen bir değer. biri yükselecek diyor, herkes yükseleceğini düşünüp zengin olma hayalleriyle girip alıyor ve yükseliyor. (bkz: gamestop/@titelheld) bu sırada birileri zengin oluyor birileri batıyor. mesela bitcoin 3bin usdyken trene binip 20bin usd olduğunda satanlar tekrar 3bine düştüğünde o arada girenlerin 17bin usdsini almış oldular. olay tamamen bundan ibaret. şu an da aynısı oluyor, elon her yükselişte ufak ufak yükselişin hızını kesmeden satıyor, yeni alıcılar satıcılardan daha fazla oldukça yükselmeye devam ediyor. sistem yeni müşteriler bulabildiği sürece eski müşterileri zengin ediyor. adeta ponzinin en net tanımı. ve sonunda yine birileri lamborghiniye binerken birileri çiftliklerin önünde jandarma bekleyecek. bu kadar insan aptal olamaz çünkü.

    edit2: peki bitcoin nedir derseniz, napsterdır, torrenttir, anarşidir :)) * devletlerin kontrolünde ve güvencesinde olmayan, doğrudan kişiler arasında * kullanılmak üzere icat edilmiş dijital bir takas aracıdır aslında. (tabi ki şu an için takas amacıyla kullanılmadığı ve karşılıksız olduğu gerçeği değişmiyor) farzedin ki biz artık devletin vergi yükümlülükleri ve para ile ilgili regülasyonlarından ve değer kayıplarından usanmış tarımcılar kooperatifiyiz. tarım işleri için tüm çiftçiler aramızda kendimize ait bir para birimi kullanmak istiyoruz, ve bütün dünyadaki tarımcılar da bunu kullansın diyoruz. (gel gör ki ülkeler arasındaki swap anlaşmalarının da majör dövizlere karşı mantığı aynı)

    tabi ki bu paranın bir kaynağı ve düzenleyici kuralları olmadığı için sürekli önceki işlemlerin doğruluğunu teyit eden ve sonraki işleme devam edecek kendi kendine çalışan bir sistem gerekli. ve herhangi biri bir işlem yaptığında bundan herkesin haberi olması ve piyasada kimin ne kadar parası olduğunun listesini güncellemesi gerek. bunu bizim adımıza bir kuruluş yapmıyor çünkü. yani ben ahmet'e 5 bitcoin gönderdiğimde, bütün bitcoin sahiplerine ahmet'e 5 coin gönderdiğime dair önceki tüm işlemleri de kapsayan bir liste gidiyor, ve herkes teyit ettiğinde işlem tamamlanıyor. neden önceki bütün işlemlerin de teyit edilmesi gerekli, çünkü piyasada dolaşan coin ondan ona şeklinde ilerliyor. bu teyit her defasında en başından itibaren yapılmazsa, ben listeye farklı girdiler sokup kendime kazanç sağlayabilirim. örneğin bir sonraki işlemde, ahmete gönderdiğimi silip cüzdanımdan para eksilmeden bir başkasına tekrar gönderebilirim. işte dünya üzerinde yapılan her bir işlem her defasında ilk işlemden başlayacak şekilde bloklar halinde şifrelenip herkese gönderiliyor, ve sonrasında yine herkes güncel listeleri geri gönderiyor. tabi ki bu teyit işlemi çok fazla işlemci çalışması gerektiriyor. evet doğru bildiniz, mining :) siz bir bloğun şifresini kırıp tüm bilgiyi teyit edip diğerlerine gönderdiğinizde sistem size ödül olarak bitcoin veriyor. tabi bu işlem hem güvenli olsun hem de biraz zaman alsın ki sistemin üretebileceği maksimum bitcoine hemen ulaşılamasın diye blokların şifrelerini kırmanız gerekiyor. aynı zamanda her transfler işleminin birbirinden farklı olmasını güvence altına almak için bütün transflerler arasındaki kullanılmamış sayıları da arıyorsunuz. işte sonundaki ödül için havyanlar gibi işlemci gerektiren güvenlik ve teyit işlemlerini yapan gönüllülere madenci deniyor. transferler çoğaldıkça liseteler uzadığı için de bir block'u kırıp bir öncekini teyit ederek bir sonrakine geçmek eskisinden daha çok zaman alıyor.

    yani yatırım tavsiyesi gibi olmasın ama, nvidia'nın hash işlemleri için gpu'sunu yarı yarıya düşüreceğini söylemesi bitcoin'in işlevselliğini düşürecek için bir regülasyon aslında. elon musk'ın hem gamestop hem bitcoinde yaptığı ise bariz kapitalizm karşıtı/anarşi desteği. bitcoinin yaygınlaşıp değerli kalması şu an bir günde yok edilmesinin önündeki tek engel. gerçek bir takas aracı olmasının önündeki engel ise devlet otoritesinden hiç bir zaman vazgeçmeyecek olan bizleriz.

  • 16. fahrettin altun'u eleştirmek devleti eleştirmektir

    devleti de eleştirirsin, fahrettini de, tayyipi de...
    devlet kutsal değildir, insanların kurduğu bir organizasyondur. devlet pttdir, sgkdır, bağ-kur`dur. bu kurumlar ne kadar kutsalsa devlet de o kadar kutsaldır.

  • 17. bitcoin

    2017'de ne yazdi isem, halen degisen bir sey yok. toplam mal varligimin da %5'i zaten kriptoda. ama ideolojik/fikren/felsefe olarak degisen bir sey yok.
    riskli bir yatirim araci olup, dijitale donusen dunyada store of value olmaya calisiyor. volitalitesinin azalmasi lazim. yani atiyorum 50k$ bandinda (yahut 100k$ bandinda) yahut /whatever/ bandinda 2-3 sene salinirsa felfesefesi degisir ancak. neden boyle diyorum?

    a) bundan 10,000 sene once de eminim bir pazar yerinde herifin birisi sari parlak bir tas vermeyi onerip, tuccardan degerli tavuklarini almaya calisiyordu. tuccar da bilader is misin siparis misin mk ben ne yapayim senin parlak tasini, yensen yennilmez, giysen giyilmez, 3 tavugun ederi 4 kilo elmadir, hadi sktir git simdi" diye tersleyip gondermisti. fakat zamanla, bu parlak tasin isleme, tasima, degistirilememe ozelliginin oldugunu fark edip, ticari iliskiler karmasiklastikca (burasi cok onemli) yarim tavuk almak isterken 1 kiloya denk gelecek 5 + 1/5 elmanin zorlugu ortaya cikinca, takas araclari patlama yapti.

    b) bitcoini ele aldigimizda, baska bir giride de bahsetmistim, bir sorunu cozuyor. dunyadaki ticari iliskiler oldukca karmasik ve elbette tonlarca altini surekli sagdan sola gonderemiyorsunuz. bitcoin burada "anlam kazaniyor."

    c) fakat buna da antitez olarak sunu gormek lazim, cozdugunu ifade ettigi sorun, aslinda cok da buyuk bir sorun degil, ulkeler arasi carry-trade, swift gibi kagit paranin karsiligi olarak temsil edilen elektronik rakamlar bir kac kanun duzenlemesi ile bitcoin kadar hizli hale gelebilir. (ki ulkelerin dijital currency konusu da burada basliyor.)

    d) onun otesinde, bitcoinin "tamam da ben deflation ozelligine sahibim" demesi devreye giriyor, zaten cikis noktasi da 2008 krizinden sonra, "bu ulkeler kafasina gore para basiyor, atiyorum parayi sened %10 devalue ediyorlar! oyle bi para yapacagiz ki dogustan deflation ozelligi olacak! mantigi ile cikip , bakin o zamanlar store of value degil, bir takas araci olarak doguyor

    e) fakat, teknik olarak kullanimi da halihazirda kullandigimiz elektronik paralar kadar kolay olmadigindan, takas araci olarak cok limitli kaliyor. bu "store of value" muhabbeti de son 2-3 yildir dolayisi ile olusan bir sey. yani takas araci olarak kendini ispatlayamadi , simdi store of value kanalindan yukleniyor.

    f) fakat store of value konusunda da soyle bir zaafiyet tasiyor, "devlet paralarini para basarak senede %10 devalue ediyor, bizde oyle bir sey yok, limitli supply, dolayisi ile store of value" diyen bir arac, %500 falan oynuyor. o yuzden ilk konu volitalitesinin bitmesi. nerede bitecek bilinmez. o sirada da para kazanan kazanir kaybeden kaybeder. belki hic bitmez volitalitesi ve en sonunda sifira duser. ama mining cost'un 9000$ bandinda oldugu soyleniyor, eh, diyelim ki instrinct value'su bunun 9000$. dibi buradan alalim dalgalar ile 6000-12000.

    e) yani aslinda bir surecin basindayiz. fakat bu gun de bir baslikta gordum iste bir bitcoin 1 kilo altini gecti falan... bu bana bitcoinin degerini degil, altinin degerinin dusuk oldugunu anlatir. kendi adima altin ve gumuste firsatalr gorurum.

    guzel bir de soru vardi, mesela altin 10,000 yil once parlak bir tasken atiyorum 1 gramina 1 gunluk idamenizi karsilardiniz, bunu da bolme ihtiyaci oldugu icin genelde 16 gumus / 1 altin para oranlari var tarih boyunca.

    dolayisi ile tum paralar ve altin ortadan kalksa, 1 bitcoin'e ne veririm? yani konustugumuz seyin pazarda karsiligi nedir? bunun hesabi da basit

    20milyon bitcoin'e dunyada uretilen toplam urun ve hizmetlerin degerini bolerek baslayabilirsiniz....

    sonra da ya bunu bir yil degil de, tum dunyadaki mal hizmet ve degerlerin toplami kac trilyon dolar cinsinden ifade ediliyor, ona bakayim, sonra onu 20 milyona boleyim de 1 bitcoinin degerin ibulayim diyebilirsiniz.

    yorulmayin, ben yaptim:
    butun dunyada uretilmis, store edilmis toplam varlik 300 trilyon dolar oalrak hesaplaniyor.

    20 milyon bitcoin var derseniz, bir bitcoin 18milyon$ eder.

    bunun uzerinden islak ruyalar da gorebilirsiniz, yahut sorulari sormaya devam edersiniz
    a) boyle bir sey mumkun mu? tum dunyada nomine edilen tum degerlerin (afrikadaki ugembe ngembde kasabasi dahil) bu sisteme entegre olmasi mumkun mu?
    b) degil ise, % kaci diyebiliriz?

    efendim onu da soyleyelim, dolar rezerv currency olarak %40-bandinda salinmaya devam ediyorsa, ben bitcoin icin usturuplu bir tahminle, dunyadaki her ama her degerin ve transaction'un %10'unun onun uzerinden gidecegini tahmin edebilirim 10 sene icinde, bu da kendisini 1.8milyon $ bandina tasir, yani 1milyon ila 1.8 milyon$ arasi salinsin diyelim.

    bakin bu bile aslinda cok bitcoin-pozitif bir tahmin. baska dijital para felfeselerini vs. hepsini tamamen saf disi tutuyor.

    buradan haraketle de su an bitcoin yatirimcisina x15 vaaediyor yani bu gun alirsan.

    ben x15 vaadeden bir yatirima portfoyumun %5'inden fazlasini koymam.

    ote yandan da, kendime bir baska soru da soruyorum,

    10-15 sene onceki harddisklerine erisen aramizda kac kisi var? 2002'deki bilgisayarinin harddiskinin icindeki elektronik veriye (cok guzel aeo2 mapler yapardim ben fellik fellik acmaya kurtarmaya data yedeklemeye calisiyorum su an) kac kisi ulasabiiliyor.

    2007'de kullandiginiz fujitsi marka fotograf makinasinin icindeki fotolar ne oldu sahi?

    bakin cok degil, 10-15 senelik bir zaman suresi bu. elektronik eskimenin etkisinin cok goz ardi ediyoruz gibi hissediyorum anlayacaginiz. bulut teknolojisi, sifrelerimizin vs. internette olmasi yani ben telefonu/bilgsayari degistirsme bile devamlilik arzedebiliyor olmasi kullanim acisindan, bunlar son 5 senede gelisen seyler olmakla beraber, bakin yine 5 sene.

    yanisi, bu yolda yurunecek de yine bir 5 sene var en az ve 7 milyar insanin buna entegre olmasi da bunun bir "kucuk" ama "onemli" bir yan gorevi.

    pandemi bazi seyleri hizlandirdi, bazi kara delikler yaratti. bakalim sonu nereye varacak.

    dolayisi ile ben koyluluge devam, yeni oyuncaklara da %5lik yatirim yapan bir adamim, ama iki seyi karistirmamak lazim,

    a) wealth accumulation
    b) wealth preservation

    a) kismindaki wealth accumulation icin her yol mubah, kafa goz dal, yirt , parcala, bitcoin al , sat , forex bas, kaldirac yap, spekulasyon yap, spekulasyon sat. you name it kiddo.

    b) ama konu wealth preservation ise bunun benim icin cok temel bilesenleri var:

    -kultur (oku, ogren, yetenek edin, pratige dok, nebleyim dikis dikmek bile buna girer.)
    -fiziksel varliklar, toprak, altin, gumus.

    ve bu "refah korumada" en onemli hakatten toprak altin falan degil, kultur.

    insan /homo sapiens/ canlisi kultur uzerine insa olan bir canli ve bi r gun uzaylilar gelip
    "lan altin ne amk biz onu soguk fizyonla nova patlamasina benzer bicimde 1 saniyede falan yapiyor te allam $apsikler ya bu sari metale deger veriyor amk gerizekalalari" dese, "kultur " denen mevhum (uzaylilarla iletisim yonleri dusunmek) yine baki kalacak.

  • 18. fenerbahçe

    bir forvet transferi yapmamanın sıkıntısını çeken takım.

    ne olduysa mesut transferinin ertesi sabahı oldu. bir tane golcü alacaklarına gittiler göksel gümüşdağ'a telefon açtılar "biz geliyoruz" diye. fenerbahçeliler forvet için yangın yapacaktı ama onlar galatasaray'a bir transfer çalımı daha atmanın büyüsüne kapıldılar.

    bir de bu irfan can transferini yani forvet alınacağına aynı mevkiye yapılan 38. transferi şöyle realize ettiler: işte "ozan tufan, yazın premier lig'e gidecek." eee? "o yüzden irfan'ı alsak iyi olur." ya sen gelecek sezonun planlamasını yapacak durumda mısın allah aşkına? gelecek senenin planlamasını galatasaray yapar mesela. sürekli şampiyon olmuş. bir parça senden daha rahat konumda ama sen? bu sene şampiyon olamasan batıcan. o kadar maliyetin altına girmişsin. bu sene de şampiyon olamasan 8 seneye çıkacak rekor kıracaksın. tarihinde en uzun süre şampiyon olamama rekoru. bırak da onu şampiyon olduktan sonra düşün. hocan kötü evet. herhangi bir oyun bulamadı, taktik bilmiyor evet. belki yeni bir teknik direktörlerle forvetlerin kendine gelebilir evet. ama devre arası için konuşuyorum madem teknik direktör değiştirmeyecektin o zaman bir tane golcü alacaktın.

    şimdi tartış dur artık şöyleydi böyleydi diye. samatta mamatta dolan dur.

  • 19. 22 şubat 2021 selahattin demirtaş'ın yazısı

    iki gözümüz demirtaş'ın t24'te yazdığı yazıdır. kaynak
    yine mükemmel bir yazı kaleme almış başkan, çok özledik, elbet kavuşacağız çok yakında.
    ----------------------

    iyi misiniz?

    önümüzdeki seçimler; partiler, kimlikler, inançlar arasında değil, iyiler ve kötüler arasında olacak. iyilerin tarafındaysanız yeriniz bellidir, kararsız olmaya gerek yok

    kağıdı kalemi aldım, yine dışarıya bir şeyler yazıyorum. her şeye rağmen dışarıda yazan, konuşan çok insan var, biliyorum. hepsi de kıymetli tabii ki. benim de tartışmalara katkım olsun istiyorum sadece. yoksa ahkam kesmek değil niyetim. kim bilir, belki de bu yazım size ulaşmadan hepiniz uzaya gitmiş olacaksınız. biz çıktığımızda, ülkeyi boşalmış bulacağız diye biraz hüzünlüyüm ama olsun, sizin adınıza seviniyorum. yalnız, giderken yanınıza patik de alın, uzay çok soğuk olur bu mevsimde. ayrıca ekmek de bulunsun yanınızda, orada askıda bile ekmek yok.

    halen işsiz misiniz?

    uzun bir orta doğu ve küresel siyaset analizi kasarak başlayayım isterseniz. avrupa birliği basıncı, joe biden etkisi, libya, suriye, doğu akdeniz, yunanistan, azerbaycan, enerji politikaları, s-400, emperyalizm, kahrolsun kapitalizm elbette. tamam, bunlar önemsiz değil ama sanırım siz de benim gibi yoruldunuz, bu derin ekran analizlerinden.

    aç mısınız bu arada?

    o zaman, iç politikaya dair engin görüşlerimden faydalandırayım sizi: yeni ittifaklar, istifalar, çatlamalar, zıplamalar, yeni anayasalar, öz yeni anayasalar, en gıcır partiler, az kullanılmış ikinci el partiler, sahibinden ittifaka hazır en mükemmel partiler, hedef yüzde 50+1 ama pazarlık payı vardır partiler, terörle arasına bir metre koymuş partiler, metreyi yanlış yere koymuş partiler… yetmez diyorsanız biraz daha yardımcı olayım: güçlendirilmiş cumhurun çok demokratik parlamenterleri sistemi, az demokratik parlamenterlerin biricik cumhurbaşkanlığı sistemi, güçten düşmüş cumhurbaşkanına parlamenter dua sistemi, şahsımın demokratik cumhuruna göz diken vatan hainlerini güçsüzleştirip helak edici parlamenteristik yarı başkanımsı görünümlü anayasasız başkanlık sistemi.

    ve en önemlisi, iyi misiniz?

    iyi misiniz derken yani iyi bir insan mısınız? ahlaklı, erdemli yani? "evet" diyorsanız okumaya devam edin. (hem zaten kim, "kötüyüm" der ki?)

    iyilik-kötülük meselesi işsizlik ya da açlık gibi somut ve tartışmasız kavramlar değil. ama öyle ucu açık, soyut, belirsiz de değil. taaa yedi bin yıl önce, nuh peygamber'den bu yana, iyiliğin evrensel ilkeleri aşağı yukarı bellidir. nuh peygamber, bunları yedi maddede saymıştı, tek tek yazmama gerek yok sanırım. sonrasında tüm peygamberler; hz. musa, hz. isa, hz. muhammed'e kadar her elçi benzer şeyleri tebliğ etti. buda'nın beş ilkesi, mani'nin sekiz ilkesi, zerdüşt'ün öğretisi de özünde aynı çağrıları tekrarlar. filozoflar, alimler, devrim önderleri, adil krallar, sanatçılar, edebiyatçılar… binlerce yıldır evrensel iyiliğe dair benzer çağrıları yapıp durdular. meşrebinize göre hangi çağrı size cazip gelmişse muhtemelen kendi iyiliğinizi orada inşa etmişsinizdir. umarım inşaatınız sağlamdır deyip bu kısmı geçiyorum.

    bir test yapalım

    benim sorduğum "iyilik" hâli asıl bugüne, güncel olana yönelik tutumunuza ilişkin. yani yaşanmakta olan yoğun, katı, saf kötülüğe karşı tutumunuz nedir? kötünün mü tarafındasınız iyinin mi? durun bi' dakika! burada da bir muğlaklık oluştu, değil mi? haklısınız. o halde bunu da somutlaştıralım ve bir testle devam edelim. evrensel ilkeler ışığında, günümüze ilişkin sorularla, iyiliğimizi azıcık test edelim.

    1- insanların müslüman, hristiyan, yahudi, ezidi, süryani, alevi, caferi, şafi, ateist vs olmalarına göre sizin için değerleri artıp azalıyor mu? (dikkat edin lütfen, kendinize yakın hissedip hissetmediğinizi sormuyorum.)

    a) evet b) hayır

    2- insanların türk, kürt, arap, ermeni, çerkes, rum, boşnak vs olmalarına göre sizin için değerleri artıp azalıyor mu? (yine dikkat edin lütfen, kendinize yakın hissedip hissetmediğinizi sormuyorum.)

    a) evet b) hayır

    3- insanların baş örtülü, başı açık, sakallı, bıyıklı, şapkalı, takkeli, kipalı, sarıklı, şalvarlı, mini etekli ya da farklı cinsel yönelimli olmalarına göre sizin için değerleri artıp azalıyor mu? (yine dikkat edin lütfen, yine kendinize yakın hissedip hissetmediğinizi sormuyorum.)

    a) evet b) hayır

    4- kadına yönelik fiziksel, cinsel, psikolojik, ekonomik her türlü şiddete karşı mısınız?

    a) evet b) hayır

    5- çalışanların emeklerinin sömürülmesine, kötü koşullarda çalıştırılmalarına, modern köleliğe karşı mısınız?

    a) evet b) hayır

    6- doğanın katledilmesine, hayvanlara eziyet edilmesine karşı mısınız?

    a) evet b) hayır

    7- rüşvet, yolsuzluk, kayırmacılık, israf gibi şeylere, devlet kaynaklarının üç beş yandaş müteahhite aktarılmasına karşı mısınız?

    a) evet b) hayır

    8- emek vererek hak edenlerin yerine yandaşlığın esas alınarak atama yapılmasına karşı mısınız?

    a) evet b) hayır

    9- adaletsizliğe, mahkemelerin siyasetin emri altında olmasına karşı mısınız?

    a) evet b) hayır

    10- medyanın yalan iftira, hakaret dolu haberlerle algı operasyonları yapmasına, masum insanları linç edip milyarları cebe indirmesine, yoksulluk güzellemeleri yapmasına, medyanın neredeyse tamamının hükümetin kontrolünde olmasına karşı mısınız?

    a) evet b) hayır

    11- sorunları konuşarak çözmek varken silah ve şiddet yoluyla "çözmemeye" karşı mısınız?

    a) evet b) hayır

    12- devletin sadece tek bir kişi tarafından yönetilmesine karşı mısınız?

    a) evet b) hayır

    önümüzdeki seçimler iyiler ile kötüler arasında

    sorularımı uzatmayayım artık, meramımı anladınız. nasıl? iyi misiniz? hangi yönetim sisteminden yanasınız, hangi partiye sempati duyuyorsunuz, hangi dine inanıyor, hangi dili konuşuyorsunuz bilemiyorum ama bunların hiçbiri iyi veya kötü bir insan olduğunuzu belirlemiyor bana göre. yukarıdaki ve benzeri sorulara vereceğiniz samimi cevaplar sizin iyi mi kötü mü olduğunuzu belirler. buradan yola çıkarak şunu net olarak söyleyebilirim: önümüzdeki seçimler; partiler, kimlikler, inançlar arasında değil, iyiler ve kötüler arasında olacak. iyilerin tarafındaysanız yeriniz bellidir, kararsız olmaya gerek yok. iyilik ve kötülük tüm partilerde az çok vardır. ben tüm partilerdeki "iyilik" yanlılarının seslerini yükseltmesi ve bir araya gelmelerinden söz ediyorum. panellerde, televizyon programlarında, demokratik eylem ve etkinliklerde yan yana durmalı ve tüm siyasi partileri iyiliğin ittifakına zorlamalıdır. buna kavramsal olarak "demokrasi ittifakı" da denilebilir. bu şekilde, toplumu gerçek bir tercih yapma durumuna sevk etmeliyiz. ak parti'ye ve seçmenlerine de bu şekilde seslenmeliyiz.

    demokrasi, farklılıkların ittifakından çıkacaktır

    başka bir ayırım, başka bir kutuplaşma bugün için anlamsız, gereksiz hatta zararlıdır. önce iyi insan olmalıyız, iyiler olarak bir araya gelip iyilerin iktidarını kurmalıyız. sonrasında da iyiliği toplumun tamamına yayıp kalıcı hale getirmeliyiz. işte bunu sağladığımız zaman, tüm sorunlarımızı barış içerisinde rahatlıkla çözme zeminini ve şansını yakalayacağız. açlığımızı da işsizliğimizi de demokrasi eksikliğimizi de o zaman tümüyle çözebileceğiz. toplumsal sözleşme niteliği taşıyan yeni anayasayı da barışımızı da ancak o koşullarda yapabileceğiz.

    bunun dışında, size kim ne anlatırsa anlatsın inanmayın, arkasından gitmeyin derim. ruhu kötülükle, kinle kararmış bir anlayıştan medet ummak büyük yanılgı olur. bunca renkli siyasi yelpaze içinde sizi doğru şekilde temsil edecek bir parti illa ki vardır. sadece iyilikten yana olanları esas alarak tercih yapın diye ısrarla hatırlatmak isterim. unutmayın, demokrasi, farklılıkların ittifakından çıkacaktır. iyilikte ittifaka, iş birliğine, dayanışmaya yanaşmayan, bozgunculuk yapanlar, kendi kişisel ve partisel bekalarını dayatanlar emin olun ki kötüdürler, kötülükten yanadırlar.

    boş tartışmalara, kısır kavgalara prim vermeyin. "ben, ben" diyene değil, "biz, hepimiz" diyenlere kulak verin. ve elbette cesur olun. demokratik, meşru mücadeleden geri adım atmayın. çakma gestapo şeflerine, çakma goebbelslere de şunu hatırlatın: "elinizi milletin boğazından da boğaziçi'nden de çekin. sakinleşin ve gözlerinizi kapatıp kainatın sesine kulak verin. derinden gelen bir uğultu duyacaksınız. nedir o biliyor musunuz? devran dönüyor. uzayda bile!"

    haydi, bir türküyle bitirelim:

    sabahın bir sahibi var. sorarlar bir gün, sorarlar. biter bu dertler, acılar. sararlar bir gün, sararlar.

  • 20. nikahsız kocamla first date anniversary

    biz duvara bir tane çivi çaksak kira sözleşmesini feshederler; millet evine istiklal mahkemelerini yeniden kuruyor aq.

  • 21. psikoloğun söylediği unutulmayan sözler

    “tırnak yemeye başladığın o ilk ana dönebilir miyiz?” dedi

    seansa girmeden 340 lirayı vermişim, amına bile koruz dedim...

    düşündüm düşündüm buldum. ilkokulda her sabah mendil ve tırnak kontrolü yapılıyordu. bi gece ben mendili hazırlarken baktım tırnaklar yaba gibi olmuş. anneme hatırlatsam “nerden başımıza iş çıkardın gece gece” diyecek. babam “daha yatmadı mı bu sikik” der gibi bakıp yeni bi sigara yakacak.

    dedim şöyle ucundan ucundan kemirip yarını halletsem sonra toparlarız. bam güm 20 dakka falan uğraştım, 10 tırnağı da adam ettim yattım. o günden beri de (28 sene falan) kesintisiz yedim.

    adam bunu dinledi. “e seninki bilinçaltında tırnağı düzeltme refleksiymiş” diye teşhis koydu.

    “şimdi de yıllardır tırnak yemenin getirdiği yıpranmış ellerle mücadele edip düzeltmeye çalışmaya devam ediyosun, yanında hep bi tırnak makası bulundur, her aklına geldiğinde onla düzelt bi iki haftaya bırakırsın” diye de çözüm sundu

    sonuç: 5 aydır bıraktım

  • 22. caminin altında a101 olması

    ankaranin hatta belki turkiyenin en unlu camilerinden kocatepe camiinin altinda yillardir ünlü begendik magazasi vardi. hatta simdi de çağdaş var. kimse sesini cikarmiyor. a101 olunca mi garip geldi?
    cagdas olunca oooo, a101 olunca aaaa.
    a101 i yedirmeyiz!

  • 23. ali koç

    tanımı kendisinin meşhur tiradıyla yapayım: kendisi büyük başkaaaandır. kendisinin 2018-2019 sezonundan beri yaptığı hatalara gelirsek:

    1-ersun yanal hocayken emre belözoğlu'nu oyuncu, volkan demirel'i yardımcı antrenör olarak takıma getirmek. 2014 ağustosunda ersun yanal'ın ses kaydının oyuncular tarafından sızdırıldığını her taraftar bilirken, üstüne üstlük o dönem takımın ikinci kaptanı volkan demirel çıkıp "aykut hoca'nın sistemiyle şampiyon olduk" diyerek ersun yanal'ı küçümserken sen çıkıp ersun yanal'a adamın ayağını kaydıran adamları veremezsin. verirsen de kendileri için takımı böyle rezil ederler.

    2-2019 kışıyla beraber transfer politikası. bugüne kadar gördüğüm en kakafoni takımları kurdu fenerbahçe. ersun yanal ilk geldiğinde comolli'yle anlaşamadı, biri zajc getirdi, diğeri tolgay arslan getirtti. buna ek olarak 2019 yazında isla ve hasan ali haricinde tüm savunma dağılmışken savunma takviyesi yapılmadı, sol beke dirar geçti, sağ bekte isla sakatlandığında çaresiz kaldık. zanka-rami temalı bir savunma kurgulandı ama dediğim gibi kakafoni olunca bu ikili 45 dakika oynadı, peşine rami gitti, zanka kesildi falan. 2020 kışına değinmek bile istemiyorum, bir kiralık transferi 15 günde bitirebildiler. ama esas bomba bu yaz patladı. kakafoninin dozunu artırırcasına hiçbir şekilde fenerbahçe düzeyinde olmayan veya artık pilleri bitmiş adamlar dolduruldu, bir kısmı da rakip takımlara nispet uğruna dolduruldu. o kadar transfer yapıldı, faydalı transfer sayısı 3 ya da 4'tür (thiam, pelkas, nazım). ve daha irfan can kahveci kazığıyla mesut özil transferlerine gelmedik bile.

    3-kutuplaştırma politikası. ali koç'a göre "fenerbahçe büyüktü ve hiçbir şekilde kısır çekişmelere dahil olmayacaktı" ama ne hikmetse her hafta yeni düşmanımız var. bein sports, federasyon, mhk, galatasaray, fatih terim, hande sümertaş, güntekin onay, max kruse, düşmanlar bitmek bilmiyor. bu "düşmanlar"ın davranışları cidden saçma olabilir (güntekin onay-ademi yorumu) ama sen fenerbahçe'sin. senin bu adamlara (şayet düşmanınsa) pabuç bırakmaman lazım. sahada kazanırsın, onlar da öylece kalır. bu kadar kutuplaştırma taraftarı da tüketiyor, aziz yıldırım gibi "quaresma'yı bana getirdiler" deyip mahkemede sturm graz-galatasaray maçı izleten adam bile sebepsiz bu diyaloglara girmezdi, en azından bir temel atardı (meireles kırmızısı, yanlış verilen penaltı vs) girse de bunu mahmut uslu gibi bir el aracılığıyla yapardı. sende o da yok, durduk yere arda turan'a verilen ceza için "az bile" diyorsun, kendini yıpratıyorsun.

    4-basiretsiz adamlara mühim görevler verilmesi ki en fecisi de bu. fenerbahçe futbolundan sorumlu kişiler.

    sportif direktör: emre belözoğlu. saha dışı tecrübesi 0.
    teknik direktör: erol bulut. tecrübesi 2 yıl malatyaspor, 1 yıl alanyaspor. alanyaspor'u ligde 5.sıraya taşıdığı için başarılı olduğu söylense de kendisinden 1 sezon önce sergen yalçın bunu zaten başaracaktı, josef sural'ın trafik kazasında hayatını kaybetmesinden sonra alanya için lig bitti ve öyle 9.sıraya düştüler.
    yardımcı antrenör: volkan demirel. tecrübesi 0.
    yardımcı antrenör: mehmet aurelio. tecrübesi 3 aylık çorumspor hocalığı.
    yardımcı antrenör: mehmet yozgatlı. tecrübesi 1 yıl karaköprü belediye hocalığı, 4 ay uşakspor hocalığı.
    takım koordinatörü: selçuk şahin. tecrübesi 0.

    ekibe bak. ali koç'un herhangi bir şirketine böyle bir ekip iş yapmak için başvursun, ya gülmekten ölür ya da güvenliğe haber verir. ama adam koca fenerbahçe'yi bu ekibe emanet etmekten gocunmuyor. hatta onu geçtim, dalga geçilen müjdat yetkiner'li, kemalettin şentürk'lü scout ekibinden ne farkı var şu ekibin? o adamların daha genç halini getirmek niye? sorsan profesyonellikti, kendine yetebilmeydi, oyuncu gözlemlemeydi. selçuk şahin gibi 12 sezon bu takımda oynadıktan sonra sözleşme yenilendiğinde göbek atılan adamın burada işi ne? ne eğitimi var bu adamın? habire laf attığın fatih terim ilk defa galatasaray hocası olduğunda 8 yıllık tecrübesi vardı, 3 ayrı takım çalıştırıp piontek'in yanında yardımcılık yapmıştı ve avrupa şampiyonası'nda boy göstermişti. bu teknik ekipte kimin öyle bir vasfı var? ne eğitimleri var? neye göre değerlendirdin? kısacası şu, arçelik'te 2 yıllık tecrübesi olan birini fabrikanın başına geçirir misin? geçirmeyeceğini biliyoruz, iyi ama o zaman bunu neden fenerbahçe'de yapıyorsun?

    5-en kötüsü de bu. ne diyorsa ya tersi oluyor ya da tersini yapıyor.

    -621 milyon euro borcumuz var, transfer beklemeyin dedi. 6 ay sonra tolgay arslan'a, ona buna paraları söküldü.
    -hocamıza güveniyoruz, ayağı kaydırıldı, arkasındayız dedi. 19 gün sonra cocu kovuldu.
    -ersun yanal gündemimizde yok dedi, bunu dedikten 2 ay sonra (siz benim vizyonumu anlamamışsınız'dan 6 ay sonra) ersun yanal hoca oldu.
    -yardımcı hocaya dayılanan, atar gider yapan volkan demirel'i kadrodışı bıraktı. ayağını kaydırdığı hoca geldikten 2 hafta sonra özür diletip kadroya dahil ettirdi.
    -kısır çekişmelere dahil olmayacağız dedi, olmadığımız kısır çekişme yok.
    -comolli ile uzun süredir çalışıyorum, güveniyorum dedi. comolli çıktı, twitter'dan falette transferini kendisine yıktı, 4 gün sonra istifa etti.
    -gençlere yatırım yapacağız dedi, altyapı dedi. altyapıdan 2.5 senede çıkan topçu sayısı 0.
    -ömer faruk diye bir çocuk keşfettik, geleceğimiz dedi. çocuk profesyonel sözleşmeye imza atmadan fenerbahçe'yi terk etti.
    -kurumsallaşmadan bahsetti, takımın geldiği nokta "alo x ben emre abin".
    -obradovic'in sözleşmesi biterken çıktı, "görüşmemiz çok iyi geçti, kalacağına inancım tam" dedi, obradovic 5 gün sonra ayrıldığını sırbistan'dan bildirdi.
    -"bir oyuncuya fenerbahçe talip olursa o oyuncu çubuklu formayı giyer" diye bir şey çıkarttı, takım ihtiyacı olmadığı halde herkese sulanan bir takım oldu.
    -kadın voleybol takımına zoran terzic'i getirdi, adam komisyoncunun hası çıktı. ödüllendirir gibi 1 ay önce 3 yıllık sözleşme verildi.
    -sözleşmesini fesheden max kruse için hayatının pokerini oynadı dedi. 4 ay sonra fenerbahçe'nin max kruse ile sulh olduğu açıklandı. kendisine ödenen paranın 7.5 milyon euro olduğu iddia ediliyor. (pokere bak, kruse union berlin antrenmanında daha fazla risk alıyordur şundan)*
    -galatasaray'a yenildikten sonra taraftarın üzerine atladı.
    -taraftarından dilenen ilk takım olduk, hala da dilenmeye devam ediyoruz.
    -@byfanathic hatırlattı: şeffaflık dedi, fenerbahçe'in kime kaç para ödediğini, ne kadar maaş ödediğini kimse bilmiyor.

    geldiğimiz nokta bu. neydi, "başımızı dik tutan bir fenerbahçe"ydi. başımızı dik tutan, gururla tutacağımız fenerbahçe bu.

    çokça savundum ama artık yeter. bu seneki şaklabanlıklar yüzünden takımımdan soğudum resmen. basketbol şubesinde yaptıklarını yapmak çok mu zor? spahija ve pianigiani getirtip obradovic'in gelmesine önayak olan adamın yönetim modeline bak. utanç verici. porto-shakhtar modeliydi, takımın geldiği nokta şaklabanlık ötesi. bu kadar kötü yöneticilikle de bir yere kadar büyük başkan. kendi şirketinde yapmayacağın, yapanı evine göndereceğin şeyleri fenerbahçe'de denedin, sonuç bu. başarısında falan değilim, her sene 11.olsaydık da dediklerini yapsaydın. maçlar kaybedilebilir, kupalar kaybedilebilir, oyuncular gidebilir. ama sen vaat ettiklerinin hep aksini yaptın. sana güvenen kitleye verdiğin sözleri terk ettin. geldiğimiz noktada 7 sene önce arka dörtlü olarak ünlenen ve ondan 1 sene sonra terraneo isimli zat diyerek küçümsediğin adamın kapı dışarı ettiği çetenin hakim olduğu bir takımımız var. al, başına çal.

    edit: mesaj kutum patladı resmen. yapıcı mesajlar gönderen ve makul şekilde konuştuğumuz herkese teşekkürler. mesajına dönmeyi atladığım birisi varsa affola. uzun zamandır üç büyükleri ilgilendiren bir konuda bu kadar mantıklı tartışmalar yapmamıştım, cidden insanlar fenerbahçe'den yorulmuş ve sıkılmış. üzücü bir durum.

  • 24. the cranberries'in en iyi şarkısı

    burun farkı ile promises'tir. 1999 paris konserinde giriş şarkısı olarak seçilmesi de boşuna değildir.

    en güzel şarkı olmaya aday diğer şarkıları ise:

    (bkz: animal instinct)
    (bkz: linger)
    (bkz: ordinary day)
    (bkz: wanted)
    (bkz: shattered)

  • 25. öldürdüğü zürafanın kalbi ile poz veren kadın

    her şeyden tetikleniyorlar dediğin keyfi canlı öldürmek embesil şerefsiz orospu çocuğu ağzına sıçtığımın karısı ya.
    neyse sakinim.
    göt.

  • 26. özlem zengin

    bu kadının milletvekili olması mecliste kadınların temsil edilmediğinin kanıtı. rezil açıklamalari kokusmus zihniyetinin kadına, insana bakışının örneği. iktidar gücüyle kendini kaybetmiş. utanmaz.

  • 27. google chrome'un 24 kat daha fazla ram kullanması

    bilgisayardaki tüm kullanıcı bilgileri, arama, gözatma geçmişi, girilen siteler vs. kontrol ediliyor. bu sayede kişiye özel reklam çıkartılıyor. chrome arka planda bunu yapıyor. son günlerdeki google reklamlarından illallah gelmişti. 1-2 kez iç mayo baktım eşime, yazın belki tatile gideriz diye. allah belasını versin google reklamlarının, aylarca mayo reklamı gösterdiler. iş yerinde yeri geliyor bilgisayarın ekranında başkalarıyla da çalışmamız gerekiyor. toplantı odasında bilgisayarı projektöre bağlıyorum. bu çalışmalar sırasında internetten bir bilgi almamız gerekiyor, açıyorum chromeu, girilen her sitede mayo reklamı. insanı rezil etmekten başka bir şey değil google reklamı.

  • 28. artık bilgisayar almanın mümkün olmaması

    fakirlikten çürüyeceğiz şu arap sevdanız yüzünden.

  • 29. fenerbahçe'nin şampiyon olabilmesinin yolu

    bu saatten sonra doktor, canı ne isterse yesin dedi..

  • 30. abd'nin türklere kapıyı açacağı gerçeği

  • 31. diriliş ertuğrul'un pakistan'da 2.6 mr izlenmesi

    dizinin kalitesi hakkında değil, pakistanlıların zekâ seviyesi hakkında bilgi veren olay.

  • 32. mesut özil

    +gs taraftarı ;" falcao'yu besleyen adam yok "

    +fb taraftarı ;" mesut'un yanında , yöresinde , çevresinde iyi topçu yok ".

    + gs taraftarı; " falcao hele bir kamp görsün coşar "

    +fb taraftarı; " mesut bir kamp görsün varya uçar"

    + gs taraftarı ;" takım kötü falcao ne yapsın ,top gelmiyor'

    fb taraftarı; " takım kötü ,mesut ne yapsın top atacak adam yok"

    gs taraftarı; " falcao için 20 bin kişilik karsilama yaptı"

    fb taraftarı ;pandemi nedeniyle karsilama yapılamadı , en az 100 bin kişi uçağıni daha binmeden günler öncesinden takibe başladı.

    mesut 32 yaşında ,falcao 35
    başka sözüm yok hakim bey

    not:gs

  • 33. erol bulut

    fenerbahçelilerin erol bulut'a neden yüklendiğini çok merak ediyorum.
    gerçekten anlam veremiyorum.
    yani tribünden kulübeye kağıtlar gelip gidiyor.
    bir sürü gölge antrenör, papaz, "antrenörcük" var içeride.
    gırla...
    samandıra hacı baba tekkesine dönmüş, birlik-bütünlük, otorite namına hiçbir şey yok.
    siz "sorumlu erol hoca" diyorsunuz.
    hiç alakası yok beyler, kusura bakmayın hiç alakası yok.
    sorumlu hande sümertaş, beinsporrs veya haluk yürekli de değil, üzgünüm.
    hepimiz izliyoruz takımı, problemler yumağının kaynağını ayan beyan görüyoruz
    sizin farkında olmadığınızı düşünemiyorum.
    acun, bazı tv yorumcuları, eski futbolcular, yöneticiler gövdesine kadar girmiş işin içine.
    kimin eli kimin cebinde belli değil, oyundan çıkan oyuncu isyan ediyor, el kol yapıyor hocaya. kenarda otoritenin o'su yok.
    futbolcular çoktan çözmüş mevzuyu, içeride kazan kaynıyor.
    herhalde bir tek siz farkında değilsiniz.
    elbette bu otoritesizliğin sorumlusu erol hoca değildir, onu da söyleyeyim.
    yani alanya'da ve malatya'da çok iyi başardığın bir işi fenerbahçe'de başaramamanın başka bir açıklaması olmalı. kariyerli ve egolu yıldızlar var desen, e mesut'tan başka bu tanıma uyan kimse de yok. o da yeni geldi.
    o halde soru şu, erol hoca'yı itibarsız kılan kişiler veya durumlar neler????
    başka şeyler var usta...
    size birşey söyleyeyim mi?
    eğer fenerbahçe'yi bir gram seviyorsanız diyeceksiniz ki "hiç kimse erol bulut'un işine karışmayacak, papazlar istifa. sezon sonuna kadar erol hoca ile devam."
    sonuçta şimdi başka bir teknik direktör gelse, takımı tanıması en az bir ay.
    e zaten üç günde bir maç var, neresinden tutup çevireceksin? anlatsana bana.
    üstelik "esas kafa kadro", başarısızlığın ve kötü futbolun müsebbibi olan gerçek kişiler hâlâ içeride olacak...
    yapmayın.
    fenerbahçe için en doğru yol, erol bulut'un sezon sonuna kadar devam etmesidir.
    şampiyonluk, üçüncülük, beşincilik artık neyse devam...
    seneye kariyerli ve hedefleri olan yabancı bir teknik direktör gelir ( fb kendi fatih terim'ini yaratma sevdasından vazgeçerse), içerdeki papazların hepsi afaroz edilir, samandıra aklanır paklanır temizlenir, mesut ve irfan gibi yeni oyuncular bu arada adaptasyon sürecini tamamlar ve artık ciddi şekilde şampiyonluk kovalanır.
    ancaaaaak mevcut şartları ıslah etmeden, sorunların kök nedenini tespit edip çözüm üretmeden değil erol bulut, jurgen clopp gelse yine birşey değişmez.
    aynı yöntemleri kullanarak farklı sonuçlar elde edemezsin.
    başka şeylerin değişmesi lazım, başka şeyler..
    papazlarla olmazz.

  • 34. saçların beyazlaması

    ufaktan saçlarım beyazlamaya başladı, bakalım iyice beyazlayınca neye benzeyeceğim.

    sarar mankeni abi gibi karizmatik olayım derken adnan şenses olurum kesin.

  • 35. fahrettin koca'nın katıldığı cenaze töreni

    bir yıl önce aktroller ve ılık muhalifler tarafından ''cumhuriyet tarihinin en mükemmel sağlık bakanı'' etiketiyle pazarlanan, günümüzde ise tayyip'in kulu ve kölesi olarak onun mitinglerinde ve islamcıların cenazelerinde boy gösteren, başarısızlığın kitabını yazmış olan kişinin eylemi.

    ılık muhalifler, memnun musunuz? sizin de payınız var bugünkü durumdan. akp'nin attığı her oltaya takılmayı adet edinmeyi bırakırsınız artık.

  • 36. aldatmalardaki inanılmaz artışın sebepleri

    şeytan icadı sosyal medyadır. sosyal medya değildir, kişinin karakteriyle ilgilidir demek doğru olmaz. evet bir insan karaktersiz ise bir yolunu bulup aldatır ancak sosyal medya denen bok çukurları bütün bir insanlığın içine etti. sosyal medya çağını 2012'den başlatırsak, 2012 öncesiyle günümüzü kıyas edin. çok daha farklı bir dünya olduğunu görebilirsiniz. artık insanlar hayatlarını sosyal medyaya göre şekillendiriyor. önceden zengini fakiri bile ortak bir noktada birleşirdi. hayatlar arasında bu kadar uçurum olmazdı. insanlar instagram'da gördüğü şeye heves edip her türlü pisliği yapar hale geldiler. sen hayatında göremeyeceği bir şeyi bir tık ile insana gösterirsen ona ağzının suyu akar ve elde etmek için iğrenç hallere girebilir. ilişkilerde de böyle. kadın erkek bir tıkla başka bir kadına erkeğe ulaşabiliyor. bu konuları konuşmak bile insanı tiksindiriyor. ne hale geldi amk dünya. hele bir de 10 20 yıl sonrasını düşünün.

  • 37. damadın geri dönecek olması

  • 38. hafta sonu alkol yasağı

    alkol tüketimiyle salgın hastalığın ne gibi bir bağlantısı olabilir de hafta sonu alkol satışını yasaklıyorlar anlamak imkansız. bence işlerine geleni yapıyorlar. saat 10 dan sonra yasaklanması da aptalca bir mantıktı zaten. insanlar sizin dininize saygı duyuyorsa siz de içen insana saygı duyun kısıtlamayın.

  • 39. türk erkeğinin çok yakışıklısın'a vereceği cevap

    - çok yakışıklısın
    + şişşşş sakın tek bir kelime daha edeyim deme. sakın tek bir yalan daha söyleme. niye biliyor musun? çünkü inanırım.

  • 40. almanların sahip olmayıp bizim sahip olduğumuz şey

    435 milyar dolar dış borç açığı.
    milli gelirimizin %59'u kadar borcumuz var.
    bu bir zamanlar türkiye için hayaldi, gerçek oldu.
    almanya asla böyle bir borca sahip olamaz.
    uzaktan bakıp bakıp kıskanır bizi.

  • 41. 22 şubat 2021 akp izmir il kongresi

    bu kongreleri görüpte hâlâ akpyi destekleyen restoran, kafe sahibi, garson, komi, bulaşıkçı, tedarikçi, paketçi vs kim varsa kendilerine en derin saygı ve sevgilerimi gönderiyorum. daha beter olursunuz inşallah. adamlar resmen taşak geçiyor lan göstere göstere. anlamanız için daha ne yapmaları lazım?

  • 42. yabancı damat dizisinden akılda kalanlar

    ruşen'in kırmızı pezevenk arabası

  • 43. genç kızların toplu taşımada yer vermeme sorunsalı

    çok kalabalık bir otobüs değilse yer veriyorum ama kalabalıksa kimse kusura bakmasın tacize uğrayacağıma yer vermem daha iyi. sonuçta teyzeye illa ki yer veren bulunur.

  • 44. btcturk

    gene sert hareket ve gene çöktü. kendisiyle yollarımı ayırıyorum. dolandırıcılıktır bu artık.

  • 45. clubhouse

    amma yaygara cikti asla anlamadim nedenini ya. bir tarafta uygulamaya nefret kusanlar bir tarafta allayanlar pullayanlar. uygulamanin teki iste. canin istiyorsa takil istemiyorsa sil, nedir bu kendini yerden yere atmalar.

    cocuklugunda ve ergenliginde bol bol radyo dinlemis biri olarak sahsen cok keyif aliyorum. kendinize uygun kisileri takip edip dogru odalarda bulununca gayet de tatmin ediyor.

    ozellikle haber alma konusunda yakin zamanda yerini saglamlastiracagi kanaatindeyim.

  • 46. olmak istenen çiçek türü

    papatya gibi ol dedi.
    orkide gibiymişim, zor açıyormuşum, oysa papatya gibi olmak lazımmış. neredeyse her şartta açabilmekmiş olay.
    değerli olduğumu hissettiğim zamanlarda, böyle söylemişti bende hep değerli kalacak olan.
    ama bana sorsan kaktüs, çicek mi değil mi onu da bilmiyorum. bir işe de yaramıyor. radyasyonu alıyor falan diye monitörlerin yanına koyuyorlar bildiğim kadarıyla.

  • 47. türklerin ingilizcesi en kötü olan millet olması

    aşağılık kompleksine en çok sahip olan insanlar bizim milletten. başka da sözüm yok.

    deli saçması söylem.

  • 48. erkekleri yatağa atma rehberi

    bir numaralı kural : yatağın olmalı.
    iki numaralı kural : korunmalı.

  • 49. kırgınlık ve kızgınlık arasındaki fark

    soğuk söz duymuş gönül kırk yaz görse ısınmazmış.

    kızgınlık hemen geçer.

  • 50. 2020'de alkol tüketiminin azalması

    haberin en önemli kısmı şu:

    tüketim azalmış ama daha az tüketilen alkolden elde edilen ötv geliri artmış.

    bir sikiyolardırsa üç sikmeye başlamışlar yani.