titelheld16
profili

  • hamas keskin nişancılarının sivilleri vurması

    videoyu izleyince “yol boyunca” çok geniş alana yayılmış sivillerin tüfekle öldürüldüğü açık. çoğu kafasından vurulmuş, kanları cesetlerinin düştükleri yerde kafalarından yolun dışına doğru süzülmüş.

    yanma veya parçalanma yok. bomba düşme merkezi ve dairesel bir eksende cesetler yok. çoluk çocuk demeden baya baya kaçarlarken vurulmuşlar. açıkça görünen gerçeği eğip bükmenin anlamı yok.

    evet israil bir terör devleti, ama hamas da alçak bir terör örgütü. milli çıkarlarımız filistin'in yanında olmayı gerektiriyor diye bunu yumuşatmanın anlamı yok. diğer yandan içimizdeki teröristler hamas'ı desteklemeyen herkese küfür edip toplumu ayrıştırmakla meşgul. hiçbir fırsatı kaçırmıyorlar.

  • 21 ağustos 2023 yozgat otobüs kazası

    kaza ile alakasız bilgiler vereyim biraz.

    kazanın olduğu yolun yapımında 3 ay kadar çalışmıştım. 2010 olması gerek. baykal döneminin chp genel sekreteri ve yıldız aşiretinin başı mahmut yıldız'ın şirketi günsayıl inşaat yapmıştı akdağmadeni-sorgun-yıldızeli yolunu.

    çok tehlikeli ve hatalı bir bölüm hatırlamıyorum. akdağmadeni'nden yıldızeli'ne giderken rakımın yüksek olduğu, tırmanma ve inişteki 10km civarı virajlı, kalan kısım baya hız yapılacak konfordaydı.

    bir de yollar planlanırken kamulaştırmanın önemi çok az. projelendirmeye esas kriter brükner eğrisi. olabildiğince az kazı ve dolgu yapılacak, mümkünse kazıların hepsi yakınındaki dolguya taşınacak ve depoya en az taşıma yapılacak şekilde rota çiziliyor.

    bu noktada eğer bir dağı tırmanıp etrafından dolanmaktansa delip tünelle geçmek hem yapım hem de uzun vadede kullanım maliyetini düşürüyorsa tünelle veya tam tersine iki tepe arasından geçmek için dolanmak gereken yolun veya dolgunun maliyeti viyadük yapmaktan yüksekse vidadükle geçilir. yani işin aslı yolların dolanarak gitmesinin sebebi minimum kazı ve taşıma yapmak. bu da araziye maksimum ölçüde uyum sağlayarak yapılıyor. dolana dolana gidiyordur, çünkü dağdan geçiyordur, rakım farkı vardır ve eğimi eritmeye çalışıyordur.

    kamulaştırmayı çok gözetmezler yani. zaten şehir dışındaki arazilerin hepsi kamunun. şehir geçişlerinde de bir araziyi bariz şekilde ikiye bölen geçişler bile değiştirilmez. önemli olan devlete olan maliyet çünkü. vatandaşın arazisinin kullanılabilirliğinin azalması daha az önemli. zaten kamulaştırmadan ahalinin haberi pazarlık aşamasında oluyor, o noktadan sonra da projenin değiştiğini hiç görmedim. anlaşmaya yanaşmayan kişileri mahkeme devam ederken yapıma izin vermesi için ikna etmeye çalışıyoruz. çünkü mahkeme sonucunda güzergah değişmiyor, fiyat belirleniyor. çoğu zaman da mahkeme pazarlık aşamasında teklif edilen ücretten düşük fiyat belirler.

    tabi bu bahsettiğim brükner kriteri yeni yollar için geçerli. günümüzdeki çoğu yol eski var olan orman yollarının genişletilmesiyle yapılmış. gerçi mantık olarak o orman yolları da aynı şekilde yapılmıştı. minimum kazı, dolgu ve taşıma. eşek yolu deriz mühendislik hizmeti almamış o eski yollara. bir eşeğin arkasına kireç torbası bağlayıp salarak çizerlermiş güzergahı. eşek belirli bir eğimi inip çıkamadığı ve en kolay yoldan gittiği için. bu yüzden sektördeki eski topoğraflara eşekçi başı derler. o deyim de oradan geliyor.

    öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeylere yazsam da olurmuş.

  • aydında 5 liraya kokoreç satılması

    3 hafta önce hayatımda ilk defa kayseriye gittim.

    köylere giden toplu taşımanın kalktığı aktarma istasyonunda otobüsün gelmesine 1 saat olduğunu öğrenince yandaki pastanede bir şeyler atıştırayım dedim.

    2 çay, 1 gözleme ve 1 fıstıklı kerhane tatlısı için kasaya gittiğimde 21 lira dedi kasiyer. dedim yanlışlık var herhalde, şu masa değil mi abi dedi, evet dedim. ne vardı dedi, saydı yiyip içtiklerimi, doğru dedim, tamam 21 lira dedi.

    pastaneden çıktım yanda şarküteri, yanında da manav var, fiyatlar sanki geçen seneden kalma. o an anladım ki iç anadoluda akp'nin hala oy kaybetmemesinin sebebi hayat pahalılığını temel ihtiyaçlar konusunda hala hissetmemeleri. hayat marmara ege ve akdeniz kıyılarına pahalı. adamlar hala 10-15 liraya kahvaltı falan yapabiliyor. ben 15 liraya çay, 45 liraya kahve içiyorum amk istanbulunda.

  • jack daniel's vs chivas regal

    geçen gün patron ve genel müdürle küçük bir iş yemeğine katıldım. restorana girdiğimde onlar benden bir süre önce gelip rakıya başlamışlardı.

    garson önüme rakı bardağı açarken ben rakı almayayım diyip bir duble jack redbull isteyince patron da sözlüktekiyle aynı tepkiyi verdi.

    “kolonya mı içeceksin gerçekten? başka yerde katıldığın iş yemeklerinde de jack isteyip bizim şirket imajımızı zedeleme.” dedi ve blue label istedi garsondan.

    aslında bir duble jack içip kalkacaktım ama, bu tarz artistikleri çok sevdiğim için 70'lik blue labelin 50'sini ben içtim. son birer bardak da masaya gelen misafirlerle birlikte onlar aldı.

    patron hesabı öderken “blue label'ı 10 bin liraya mı açıyorsunuz, bu ne ya” falan diyordu en son.

    yoksa biz de biliyoruz 80 yıllık macallan içmeyi.

  • avm'deki bir garip video çekme kavgası

    kibarlık maskesi ardına gizlenen provokatörü 1km öteden tanırım.

    videoyu çeken kişinin kendisini uyarmaya gelen şahsı daha önce videoya aldığı aşikar. “sizi değil burger kingi çekiyorum derken” vurguladığı kurumsal kimlikten aldığı hizmetle ilgili bir sorun yaşadığı anlaşılıyor. buraya kadar her şey normal. ama videoya alınan personel gizlilik haklarıyla ilgili uyarıda bulununca en makul olmayan ve çözümsüzce kavgaya götürecek yola başvuruyor. telefonunu çıkarıp video çekmeye devam ediyor.

    halbuki şöyle de olabilirdi;

    1- alınan hizmetle ilgili bir şikayet amacıyla video çektiyse ve dik duracaksa, “evet çektim, ama konu sizinle ilgili değil, burger kingle ilgili, endişe etmeyin eğer yayınlarsam kimliğiniz belirli olmayacak şekilde mozaiklerim” diyebilirdi.

    2- gerçekten çekmediyse, “hayır selfi çekiyordum yanlış anlamışsınız, isterseniz galerimi gösterebilirim” diyerek hızlıca kapatabilirdi.

    3- çektiyse ama uğraşmak istemiyorsa “evet <makul bir gerekçeyle> çekmiştim, ama kişisel hassasiyetinizi anlıyorum o yüzden siliyorum” diyerek de kapatabilirdi.

    ama ne yapmayı tercih etti? kamerayı açıp yeni video çekmeyi… en sevmediğim insan tipi diyerek bitireyim benim de başım derde girmesin boş yere.

  • 11 mayıs 2022 büyük kripto çöküşü

    bir kaç ay önce döviz varlıklarına ters işlem yapmak için 5000 tl atmıştım, baktım ki usdt gibi döviz karşılığı varlıklara marjinli short pozisyon açılamıyor, altına 10x long açıp 1000 tl zarar ile çıktım.

    sonra dedim ki bu iş kumar, patlayan manipülatif bir gemiye bineyim. ookla gibi bir şey aldım 0.40'dan, 1.80'lere kadar çıktı, neredeyse 5x yaptı bir iki gün içinde, bakiyeye bakıyorum 18bin küsürlerde, ama gözüm doymadı tabi, 100x'ler 1000x'ler oluyor bu piyasada, 18 bin hayatımda bir şey değiştirmez, ama 25x yapıp 100bin olsa güzel olur diye bıraktım…. az önce baktığımda 97 tl bakiyem vardı.

    şimdi düşünüyorum da 18 bin de fena olmazdı aslında. aç gözlü olmamak lazım. :)

  • bitcoin'in karşılığı olmadığı gerçeği

    bitcoine değinmeden önce fazlasıyla yanlış bilinen "amerikan dolarının da karşılığı yoktur" konusuna açıklık getirip en son bitcoine bağlayalım.

    "amerikan dolarının karşılığı vardır." amerikan dolarının karşılığı amerikan dolarıyla bütün dünyada alabileceğin değerli varlıklardır. bugün türkiye helikopter motorlarını aldığı italya'ya amerikan dolarıyla borçlandığında, yarın batsa veya satacak katma değerli bir ürünü olmasa bile italya amerikan dolarıyla dünyanın herhangi bir yerinde alışveriş yapabilir. tüm dünyadan dolarla silah, teknoloji, petrol, ağır sanayi, hammadde veya tüketim ürünü alabilir.

    ama türkiye italya'ya türk lirasıyla borçlansaydı, hem italyanın sattığı motor karşılığında aldığı tl'leri harcayabilecek kadar domates alışverişi olmadığı, hem de kötü bir senaryoda tüm tl'ler elinde çöp olacağı için bunun karşılığında bir güvence isterdi. o yüzden ülkeler bastıkları paranın karşılığında merkez bankalarının altın rezervlerini gösterir. her yerde geçtiği için majör dövizler (usd, euro, gbp, yen) ve petrol rezervleri de ülkelerin varlıklarıdır. buna ilave olarak türkiye, "benim dünya genelinde değerli büyük şirketlerim var" diyerek varlık fonu oluşturdu ve bunları da brüt varlıklarına ekledi. işte çok yanlış bilinen usd'nin karşılığının olmadığı argümanı dünyada ilk defa amerikanın varlık olarak altın rezervlerine ilave olarak katma değerli ürünlerini göstermesinden doğma.

    şimdi bu karşılığın neden olması gerektiğini açıklayıp bitcoine bağlayalım. para bir "takas" aracıdır. gerçek ürünler arasında yapılan takası kolaylaştırmaktır amacı. diyelim ki bizim 100 nüfuslu ahmetli köyü tavuk yetiştiriyor, 50 nüfuslu reyhanlı köyü de domates. iki köy arasına kurulan ortak pazara gelen ürün haftalık 100 tavuk ve 500 kg domates olsun. 1 tavuk da 5kg domatese eş değer diyelim. reyhanlı köyü 50 tavuk karşılığında 250 kg domates vermek zorunda. ama ahmetli köyünün o kadar domatese ihtiyacı yok. 50 tavuk satmak istiyor, ama sadece 100kg domates almak istiyor. işte bu noktada ahmetli köyü sattığı tavukların tamamıyla domates almak yerine diğer köylerden de ihtiyaçlarını karşılamak isteyeceği için dünyada en çok alıcı bulan ve talep edilen kolay işlenebilir madenleri aralarında takas aracı olarak kullanıyorlar. en kolay işlenen, en ışıltılı olan ve en nadir bulunan da en değerlisi.

    bu takas binlerce yıl bu şekilde devam ettikten sonra sanayi devrimi ve dünyanın globalleşmesiyle birlikte altının kolay kullanılabilir bir takas aracı olması zorlaşıyor. bir makine almak için kasa kasa altın taşımak, yolda altın çuvallarıyla gezmek işlevsel değil. bu noktada diyolar ki, bu altınlar bizim devletlerimizin kasalarında dursun, bunun karşılığında transferi daha kolay olan kağıtlar kullanalım. ahmetli köyü 4 ton, reyhanlı da 2 ton altını karşılığında 2000 ahmetli lirası ve 2000 reyhanlı riyali basıyor. bakınız ahmetli lirası reyhanlı riyalinden 2 kat daha değerli :). eğer reyhanlı kurnazlık yapıp bir 2000 riyal daha bassaydı, bu defa ahmetli 4 kat değerli olurdu. çünkü ne kadar basıp o parayla alışveriş yapmaya çalışırsa çalışsın, bütün köyler reyhanlının kasasındaki altını ve alabileceği maksimum domates miktarını biliyor. reyhanlı bir tavuk için 10 riyal öderken, 2000 riyal daha para bastığında, piyasadaki riyal 2 kat çoğaldığı fakat reyhanlının altın ve domates varlıkları aynı kaldığı için tavuk artık 20 riyal olacaktır. yani riyalin değerini reyhanlının varlıkları belirliyor.

    bu noktada dolara bir parantez açalım. 2009 yılında kaddafi amerikayla sevişip daha yeni boeing sipariş ettikten sonra avrupadaki çadır partisinden "doların genişlemesini durdurma" kararı çıkınca, "bundan sonra petrolü dolarla değil altınla satıyorum" dedi, ve tam 1 ay içinde indirdiler. halbuki 2 ay öncesine kadar hem avrupa hem amerikayla sevgiliydi. bugün petrol tamamen dolara endeksli, o gün bunun önüne geçmeye çalışan avrupa da euro için halen kendine alan açmaya çalışıyor.

    artık paranın değerinin ülkelerin varlıklarına (ki buna ürettikleri katma değerli ürünler de dahildir) ve paralarının alım gücüne bağlı olduğunu öğrendiğimize göre bitcoine geçebiliriz. evet, bu noktada çoktan anladığınız üzere "bitcoinin karşılığı yok" arkadaşlar. bugün bitcoinle yapabileceğiniz alışveriş kaynağı belirsiz parayla yasadışı hizmetler almak sadece. bu talebi de karşılayacak dünyalar kadar bitcoin olduğunu düşünürsek bu kadar kıymetli olmaması gerekir. şu an bitcoin gerçek bir alışverişin takas aracı olduğu için değil insanlar almak istediği için değerli. talep var. ben çokomel satıyorum ve çokomel dünyanın en değerli ürünü olacak diyorum, herkes benden çokomel almaya çalışıyor gibi düşünün. e piyasada 1000 tane çokomel, karşılığında da 1 milyon dolarlık talep varsa, ben elimdeki 1 çokomeli 1000 dolara satarım. talep artarak devam ediyorsa, 1000'e alan 2000'e satar. bu yükseliş alış talebi satıştan fazla olduğu sürece, "karşıda bir alıcı olduğu" sürece devam edecektir.

    bakın şu kısım farklı, dünyanın geleceği kripto para olabilir, aynı altından kağıda geçmek gibi dijital paraya geçilebilir. ama bu ülkelerin kendi kontrollerinde olan ve karşılığında değerini yine kendi varlıklarının belirleyeceği şekilde olur. şu an olan şey bu değil, şu an satılan şey ekran kartlarıyla üretilen yazılımsal şifreler. kesinlikle haliç köprüsünü satmaktan veya beylikdüzünde boğaz manzaralı rezidans satmaktan daha yaratıcı, ama herkes birbirine sattığı ve alıcısı olduğu sürece değerli, bu alışveriş bittiği anda ekrandaki kodlardan başka bir karşılığı olmayan kocaman bir ponzinin içindesiniz.

    edit: tabi şunu da eklemekte fayda var, bugün borsadaki 100 şirketin 90'ının hisse değerleri gerçek değerlerini yansıtmıyor. hatta 20 tanesi tamamen absürt değerdeler. çünkü değerlerini gerçek varlıkları değil hisselerine olan talep belirliyor. yani bitcoini de hayali bir şirketin hisse senedi gibi düşünebilirsiniz. fazlasıyla manipülatif ve tamamen insanın hayal gücüne bağlı olarak kıymetlenen bir değer. biri yükselecek diyor, herkes yükseleceğini düşünüp zengin olma hayalleriyle girip alıyor ve yükseliyor. (bkz: gamestop/@titelheld) bu sırada birileri zengin oluyor birileri batıyor. mesela bitcoin 3bin usdyken trene binip 20bin usd olduğunda satanlar tekrar 3bine düştüğünde o arada girenlerin 17bin usdsini almış oldular. olay tamamen bundan ibaret. şu an da aynısı oluyor, elon her yükselişte ufak ufak yükselişin hızını kesmeden satıyor, yeni alıcılar satıcılardan daha fazla oldukça yükselmeye devam ediyor. sistem yeni müşteriler bulabildiği sürece eski müşterileri zengin ediyor. adeta ponzinin en net tanımı. ve sonunda yine birileri lamborghiniye binerken birileri çiftliklerin önünde jandarma bekleyecek. bu kadar insan aptal olamaz çünkü.

    edit2: peki bitcoin nedir derseniz, napsterdır, torrenttir, anarşidir :)) * devletlerin kontrolünde ve güvencesinde olmayan, doğrudan kişiler arasında * kullanılmak üzere icat edilmiş dijital bir takas aracıdır aslında. (tabi ki şu an için takas amacıyla kullanılmadığı ve karşılıksız olduğu gerçeği değişmiyor) farzedin ki biz artık devletin vergi yükümlülükleri ve para ile ilgili regülasyonlarından ve değer kayıplarından usanmış tarımcılar kooperatifiyiz. tarım işleri için tüm çiftçiler aramızda kendimize ait bir para birimi kullanmak istiyoruz, ve bütün dünyadaki tarımcılar da bunu kullansın diyoruz. (gel gör ki ülkeler arasındaki swap anlaşmalarının da majör dövizlere karşı mantığı aynı)

    tabi ki bu paranın bir kaynağı ve düzenleyici kuralları olmadığı için sürekli önceki işlemlerin doğruluğunu teyit eden ve sonraki işleme devam edecek kendi kendine çalışan bir sistem gerekli. ve herhangi biri bir işlem yaptığında bundan herkesin haberi olması ve piyasada kimin ne kadar parası olduğunun listesini güncellemesi gerek. bunu bizim adımıza bir kuruluş yapmıyor çünkü. yani ben ahmet'e 5 bitcoin gönderdiğimde, bütün bitcoin sahiplerine ahmet'e 5 coin gönderdiğime dair önceki tüm işlemleri de kapsayan bir liste gidiyor, ve herkes teyit ettiğinde işlem tamamlanıyor. neden önceki bütün işlemlerin de teyit edilmesi gerekli, çünkü piyasada dolaşan coin ondan ona şeklinde ilerliyor. bu teyit her defasında en başından itibaren yapılmazsa, ben listeye farklı girdiler sokup kendime kazanç sağlayabilirim. örneğin bir sonraki işlemde, ahmete gönderdiğimi silip cüzdanımdan para eksilmeden bir başkasına tekrar gönderebilirim. işte dünya üzerinde yapılan her bir işlem her defasında ilk işlemden başlayacak şekilde bloklar halinde şifrelenip herkese gönderiliyor, ve sonrasında yine herkes güncel listeleri geri gönderiyor. tabi ki bu teyit işlemi çok fazla işlemci çalışması gerektiriyor. evet doğru bildiniz, mining :) siz bir bloğun şifresini kırıp tüm bilgiyi teyit edip diğerlerine gönderdiğinizde sistem size ödül olarak bitcoin veriyor. tabi bu işlem hem güvenli olsun hem de biraz zaman alsın ki sistemin üretebileceği maksimum bitcoine hemen ulaşılamasın diye blokların şifrelerini kırmanız gerekiyor. aynı zamanda her transfler işleminin birbirinden farklı olmasını güvence altına almak için bütün transflerler arasındaki kullanılmamış sayıları da arıyorsunuz. işte sonundaki ödül için havyanlar gibi işlemci gerektiren güvenlik ve teyit işlemlerini yapan gönüllülere madenci deniyor. transferler çoğaldıkça liseteler uzadığı için de bir block'u kırıp bir öncekini teyit ederek bir sonrakine geçmek eskisinden daha çok zaman alıyor.

    yani yatırım tavsiyesi gibi olmasın ama, nvidia'nın hash işlemleri için gpu'sunu yarı yarıya düşüreceğini söylemesi bitcoin'in işlevselliğini düşürecek için bir regülasyon aslında. elon musk'ın hem gamestop hem bitcoinde yaptığı ise bariz kapitalizm karşıtı/anarşi desteği. bitcoinin yaygınlaşıp değerli kalması şu an bir günde yok edilmesinin önündeki tek engel. gerçek bir takas aracı olmasının önündeki engel ise devlet otoritesinden hiç bir zaman vazgeçmeyecek olan bizleriz.

  • virajda savrulmayı azaltma yöntemi

    savrulacağınızı hissettiğiniz anda debriyaja basın veya otomatik viteste boşa atın. (*aracınızda esp veya tc yoksa. esp sizin yerinize yapıyor zaten)

    aracın virajda savrulmasının sebebi çekici tekerlere eşit güç gidiyor olması. mesela sola döndüğünüzü varsayarsak, aracın sol tekeri 1m mesafeyi katetmek için 1 tur dönerken sağ teker aynı mesafeyi katedebilmek için 2 tur dönmek zorunda. bu noktada virajın eğimi * , lastiklerin yola tutunması * ve aracın aerodinamiği dönüş hızınızı tolere edemediği anda sağ tekerinizin dönüş hızı yeterli olmadığı için aracınız kaymaya başlayacak.

    eğer vitesi boşa alırsanız, tekerlerin ihtiyaç duyduğu kadar dönebilmesine olanak tanımış olursunuz. zaten esp'nin de mantığı tam olarak bu.

    4x4 araçlarda ise güç dağılımı tüm tekerlere ihtiyacı kadar dağıtıldığı için kolay kolay savuramazsınız. ve eğer güçlü bir 4x4 araçla viraja bilinçli olarak kayarak girdiyseniz gaz kesmeden dönme yönünün tersine direksiyon hareketiyle kaymayı stabil tutabilirsiniz. ama bu yöntem bizim b segmenti önden çekişli araçlar için geçerli değil tabi.

    çok önemli bir husus daha, iki durumda da kontrolü kaybetmeden aksiyon alabilmenizin tek yolu koltuğunuzun dik ve direksiyonu iki elle tutuyor olmanız. yatarak avuç içiyle araç kullanan havalı arkadaşlar daha ne oluyor demeden hakimiyeti çoktan kaybedecektir.

    ps: bu anlattıklarım başlığın özelindeydi. 70km/s ile savrulan arkadaş, aracını bir muayene ettir. süspansiyon, viraj denge kolları, lastikler vb şeyleri bir gözden geçirsinler.

    edit: ilave olarak yol kenarındaki uyarı levhaları size ileride neyle karşılaşacağınızı anlatır. levhalar sizin için yolun en önemli parçası olmalı. adamlar ard arda keskin viraj levhaları koymuş, yola elektrostatik boya vurmuş, levhalara 50 yazmışsa bilin ki ileride sert bir viraj ve yamulmuş bir korkuluk var.

    edit2: arkadaşlar bugün taşındığım için mesajlarınıza geri dönüş yapamıyorum kusura bakmayın. çoğu kişinin aklına yatmayan bir kaç noktaya açıklama getireyim. öncelikle yukarıda verdiğim tavsiye kulaktan dolma veya uydurma değil, 2016 yılında hed akademiden aldığım ileri sürüş eğitiminde teorik olarak anlatılan ve kaygan pistte uygulatılan bir bilgiyi aktarmak istedim.

    uygulamanın mantığına gelirsek de, şurada difransiyelin nasıl çalıştığını basit ve tane tane anlatan çok güzel bir video var.

    wikipedia'nın differential başlığının altında "loss of traction" bölümünde açık difransiyellerin dezavantajlarını okuyabilirsiniz. özetle, difransiyel güç bağlı değilken tekerlerin farklı hızlarda dönebilmesine imkan tanıyor, fakat güç bağlıyken "aracınız vitesteyken" her iki tekere de eşit tork sağladığından dıştaki tekerde yetersiz veya içteki tekerde fazla traction oluşmasına sebep olabiliyor. aynı durum aracınız kaymaya başladığında artık dıştaki tekerin dönmeyi bırakması ve içteki tekerin daha fazla dönmesine sebep oluyor. bu yüzden kontrolü kaybettiğinizde dönme yönüne doğru daha çok dönüyorsunuz zaten (spin). burada durumu daha teknik açıklayan bir döküman mecvut.

    bu da benimle aynı tavsiyeyi veren bir defesive driving blog sitesi.

    sonuç olarak siz bildiğinizden eminseniz yine bildiğinizi yapın, küfür etmeye gerek yok. kayarken gaza basmak istiyorsanız gaza basın. bir oy bir oydur.

  • 20 bin tl maaşa ortak olacak kadın eş aramak

    taleplerime geçmeden önce çok yakışıklı olduğumu söylemeliyim. nereden biliyorsun derseniz vk ve tinder'da günde 50 tane rus kadını tersliyorum, aynı saniye 20 kişi eklediği için moskova'da gönül rahatlığıyla bir check-in bile yapamıyorum. bu yüzden dünyanın en yakışıklı erkeği olduğumdan eminim. lütfen taleplerimi bu doğrultuda değerlendirin.

    başlıkta da bahsettiğim gibi minimum beklentim aylık 20bin tl maaşı olan hoş bir kadın. öncelikle güzel, zeki ve entelektüel olmalı ve istediğim standartları da ömür boyu bana sağlayabilmeli.

    taleplerime geçersek, her ay bir haftalığına biraz agresif ve aksi olabiliyorum, bunları normal karşılamalı. onun dışında biraz kaprisliyimdir, bu konuda her zaman yapıcı yaklaşmasını beklerim.

    dediğim dedik, inadım inattır biraz, burası kırmızı çizgimiz. ben bir şeyi istemiyorsam kesinlikle olmaz, istiyorsam da olana kadar huzursuzluk çıkarırım.

    ilgiyi çok severim, şımartılmak da hoşuma gider. aradığım kadının sürekli ne kadar yakışıklı olduğumdan bahsetmesini isterim. ama beni içinden gelerek söylediğine inandırması gerek. en başından söylemek istiyorum, bana karşı ilgisi azaldığı anda tüm malını alıp boşanmak en doğal hakkım.

    onun dışında çok olmasa da biraz kıskancımdır. elbette ki evli kadın arkadaşlarıyla ayda bir defa bir yerlere gidebilir. kimlerle nereye gittiğini ve kaçta döneceğini en baştan söyleyip saat başı görüntülü haber verdiği sürece hiç bir sorun yok. kadınımı kısıtlayan biri asla değilim.

    cinsellik konusunda ise biraz medeniyimdir. seks düşünebilecek kadar iğrenç bir kadınla hiç işim olmaz. çünkü seks sadece ben istediğim zaman olan bir şeydir.

    çocuğumuz olursa bakıcı tutarız, eve temizlikçi çağırırız, yemeği de dışarıdan söyleriz. bunlar zaten bahsetmeye bile değmeyecek konular. unutmadan küçük süprizleri de severim, beymen indirimlerine karşı zaafım var kabul ediyorum.

    istediklerim herhangi bir türk erkeğinin sıradan taleplerinden farklı değil gördüğünüz gibi. bütün bunları karşılayarak benimle bir ömür boyu mutlu olacak pembe atlı prensesimin mesaj kutumu yeşillendirmesini bekliyorum. o çalışırken evimizde oturup bir sonraki tatil planımızı yapıyor olmam şimdiden gözümde canlandı bile. (beymen'de indirim yoksa tabi)

    edit: karşılığında sen ne veriyorsun diye soranlar olmuş, en başta çok yakışıklıyım dedim ya.

    edit2: penisim üzerinden cinsiyetçilik yapan ortadoğulu varlıklar doluşmuş yine başlığa. iğrençsiniz.

  • 2 aralık 2019 uludağ'da kaybolan dağcılar

    geçen sene ağustos sonu orman müdürlüğüne yaptığımız işi teslim etmek için 4x4 araçla orman yolundan dağın tepesine çıktık. tam zirvedeyken yağmur bastırınca geri dönemedik.

    bizi almaları için çevredeki jcb sahiplerini, en yakın köyün muhtarını, jandarmayı ve orman ekiplerini aradık ama hepsi 25kmlik tırmanma yolunun daha başında çamura çakılınca bize geceyi orada geçirmemizi ve sabah geleceklerini söylediler.

    biz de tamam dedik, bir geceyi ormanda arabanın içinde geçiricez sadece. tabi aracı saplandığı yerden çıkarmaya çalışırken üçümüz de ıslanmıştık ve aracın kaloriferi kurumamıza yetmiyordu. hava karardıktan iki üç saat sonra hem acıktık hem de uzun süre üşüdüğümüz için baş ağrısı başladı. derken zifiri karanlığın içinden çalı sesleri ve yaban domuzu iniltileri geldi. tabi arabanın içindeyiz sonuçta, saldırsalar en fazla kaportayı göçertirler diyoruz ama, ayı gelme ihtimalinden de çekiniyoruz bir yandan. bu arada araçtaki üç kişiden biri dağcı diğeri orman işletme şefi. bir ben eğitimsizim mevcut durum hakkında. teorik bilgilerine dayanarak radyoda müzik hep açık kaldı, ara sıra da kornaya bastık ve sürekli sohbet halindeydik, böyle olunca hayvan gelmemesi gerekiyormuş. ama domuz sürüsü etrafımızı çevirince bu arkadaşlar tüm bildiklerini unutarak, yağışın bir süredir kesilmiş olmasının umuduyla bas gaza gidebildiğimiz kadar gidelim dediler.

    velhasıl şarampolden kayma gibi tehlikeleri geceyi ormanda geçirmeme pahasına göze alarak dönüş yoluna girdik. iki defa da santimlerle kurtardık uçurumu. çamur yolda durduğumuz an batarız, fakat iniş ve keskin dönüşlerde direksiyon bir işe yaramıyor, araç eğimin olduğu yöne gidiyor. buna rağmen dağcı arkadaş yol boyunca sadece bas gaza baaas sakın ayağını çekme dedi.

    yani o işler filmlerde göründüğü veya güneşli havada milli parkta yürümek gibi değil. sizi sıcak tutacak bir tulum, sığınacak bir mağara ve yeterince konserve olunca herşey çok kolay olmuyor. umudumu yitirmek istemiyorum ama, ben 48 saat sonra bulunsalardı bile büyük mucize derdim, on gün oldu...

  • ışığı kapatınca her kadının aynı olması

    herşey bir ışık kapamasına bakıyorsa seçeneklerini niye sadece kadınla sınırladın onu anlamadım.

  • netflix dizilerindeki eşcinselliğin bıktırması

    bir yazar "eşcinsellik normaldir, anormal geliyorsa git tedavi ol" demiş.

    öyle midir gerçekten? mesela ben seçimlerine saygı duyuyorum ama normal olduğunu düşünmüyorum. tedavi olmam mı gerekiyor? belki de sen bazı olguları sadece bir yere ait hissetmek adına hiç anlayamadan körü körüne savunuyor olmayasın?

  • araç kullanırken gelen uykuyu kaçırma yöntemleri

    geleneksel yöntemleri unutun.
    esnemeye, gözleriniz ağırlaşmaya, ışıklar rahatsız etmeye, göz kırpmanız hızlanmaya, belirli bir noktaya odaklanıp dalmanın başladığı anda, iş bitmiş uyku hali başlamış demektir.

    yapılacak şey; ilk benzinliğe çekerek alarmınızı 45dk'ya kurup uyuyun.45dkdaki önemli faktör ise 1. uyku evresini geçip 2. periyota girmemek.

    belki bir hayat kurtarmışızdır. drive responsibly.

  • işkembe çorbasının 15 tl olması

    tüketim kültürünün son tokadı.

    kurban bayramında kesilen hayvanın almadığımız, bağırsaklarla birlikte toprağa gömülen kısmı değil mi işkembe? on kesiciden birinin kasaba satarım diye ayırdığı, diğer dokuzunun uğraşmadığı kısım..

    bugün bir porsiyon iskender ile bir tas işkembe çorbasının aynı para olmasına gerçekten anlam veremiyorum. 2000'li yıllarda mercimek çorbası 3 lirayken, 1 lira olan sakatat çorbası, ne ara 15 oldu?

    "ama işkembenin işçiliği zor" diyenleri duyar gibiyim. yav 15 sene önce de aynıydı. zaten zor dediğin, hortumla temizleyip kirece yatırıp, mahzende 6 saat kaynatmak.. işçiliği falan yok.

    konu sadece işkembe de değil, ciğer yiyorum 25 tl, tantuni yiyorum 15 tl. ne ara böyle oldu diye düşünüp duruyorum sonra.

  • zorlama renk isimleri

    (bkz: mesajın var yeşili)

  • 2 aralık 2015 dolar kuru

    salatalıkların yurt içi hacmindeki artış sebebiyle, troll entrylerinde pozitif ivme gözlemleniyor.