it was a bright cold day in april196
profili

  • kocaeli'de öldürülen öğretmen

    öldürenin "ismi öğrenilemedi" ise bilin ki o %99 ihtimalle "yabancı uyruklu"dur. yabancı uyruklu diye bahsediliyor ise de %99.99 ihtimalle suriyeli, yemenli, ıraklı, pakistanlı, afganistanlı vs.'dir.

    (bkz: türkiye'nin it kopuğun toplanma merkezine dönmesi)

  • otoparka geri geri park eden insan

    hatalı park edip, hakkında laf edenleri gördüğümüz insan. park yerine kafadan girip, açılı park ettiği için milletin park alanına taşan suser arkadaşımız: görsel, görsel

    izlediğim belgeselde, düz çizgi üzerinden geçen sürücüye ceza yazan abd polisi şu cümleyi kurmuştu: devlet, her yere bariyer ya da refüj yapamaz. üzerinden geçtiğiniz çizgi bu anlama gelir, refüj ya da bariyer olsaydı kaza yapmıştınız.

    şimdi dönelim suser arkadaşımıza, 2 park yerini ayıran refüjün üzerinde ne işin var senin?

  • 23 haziran 2024 arda güler'e yapılan mobbing

    bu işler, montella'nın gitmesiyle çözülmez.
    bu işler, hamit altıntop'un gitmesi ile çözülmez.
    bu işler, mehmet büyükekşi'nin gitmesi ile de çözülmez...

    bu işler, ancak recep tayyip ve akp giderse çözülür. çözülmesi için de gidişlerinin ardından çaba harcanması lazım...

  • turizmciler battı mutlu musunuz

    turizmciden bahsedilen otel sahipleri ise batmazlar merak etmeyin. ancak "turizimci"nin kapsamına, tur şirketleri ile anlaşıp, mağazalarına binlerce turist çeken, tur şirketine, rehberlerine komisyon ödeyen, üreticiye, nakliyeciye, çalışanlarına para kazandıran mağazacılar dahil ediliyorsa onlar batabilir. bunun da sevinilecek yanı yoktur.

    ülkeye uzun zamandır vasıfsız turist geliyor, tabii ülkenin turizm bakanı otelci, cumhurbaşkanı ise her işte "uzman" biri olunca koyun sayar gibi turist sayıyorlar. yeter ki otel odaları dolsun.

    bakın bu ülkede, bizim, alman turist başına 700 euro tatil parasını cebimizden ödeyip yılda 40 bin turist getirdiğimiz zamanlar oldu. mağazamıza uğruyordu bu turistler, koşulu oydu. zorla satış yok, tur şirketi programa bizim mağazayı da ekliyordu sadece. bu 40 bin alman turistin ortalama kişi başı harcaması ise 3000 euro tutuyordu. 120.000.000 eurodan bahsediyorum, sadece 2 mağaza için. çekilişle turistlere araba falan veriyorduk... sektörde mağaza sayısı ise çok...

    bu paradan yüzlerce çalışanımız ve aileleri, kaldıkları oteller ve çalışanları, yüzlerce rehber ve aileleri, tur şirketlerinin yüzlerce çalışanı, biz hepimiz para kazanıyorduk. aynı zamanda üretici, her gün gelen onlarca otobüsün şoförleri, otobüsü kiralayan acente ve çalışanları, onlara yakıt satanlar ve tüm bu aşamalardan vergi alan devlet.

    şimdi bu 40.000 turist yerine belki 250.000 tane geliyor. otel haricinde harcama ortamaları 50 euro çıkıyorsa öpün başınıza koyun. adına da "turizmde rekor" dersiniz.

    rus turist mesela, sektörde yılda maks 2-3 tane rus turist konuşulurdu. bunlar gelip en lüks otelde ya da marinada teknesinde kalır. 2-3 mağaza gezer ve adam başı 4-5 milyon dolar bırakır giderdi. şimdi ülke rus dolu, para harcayanı yok.

    eskiden gemiler dolusu amerikalı gelirdi, çok güzel paralar kazanılırdı. önce gemilerin büyük kısmını dubrovnik'e kaptırdık, şimdi de gelen gemilerden amerikalı diye, şirketlerinin verdiği promosyonla gemiye binen amerikalı ama çinli, meksikalı vs. geliyor. haliyle para da harcamıyorlar.

    kuzey avrupalı çok güzel para bırakırdı, zengin avrupalı öyle, amerikalısı, hatta doğrudan çin'den gelen çinlisi, japonu vs. hep güzel paralar bırakırdı. şimdi akıllandılar. zırt pırt seçime giren, hukukun olmadığı, birilerinin işine gelince sağda solda bombalar patlayan ülkeye, aklı başında olan kimse gelmek istemiyor. bunların hepsi akp'nin başarısıdır...

    not: bu sektörde kayıtdışı çoktur çünkü devlet bunu istemiştir. yunanistan'da mesela tur şirketi ve rehberi toplam %5 komisyon alır. bunu gelen turist bilir, işlemin de faturası kesilir. bizde ise mağazacı malı 100 liraya satar, sattığı ürüne göre bunun %15 ila %40'ını tur şirketine verir, tur şirketi bu paranın %3 civarını rehbere, kalanı ise kendi payını aldıktan sonra gemiyi getiren acenteye verir, gemiyi getiren acente kendi payını alır ve kalanı gemiye verir.

    para kredi kartı ile çekildi, mağazacı komisyonu faturalandırıp vergiden düşemiyor çünkü devlet izin vermiyor. bu durumda ne yapıyor? mecburen, bu 100 lirayı ne satıyorsa o şekilde faturalandırıyor müşteriye. mağazacının adı kazıkçı oldu, vergi kaçakçısı oldu.

    kıçımızı yırttık bu komisyonları %5-%10 civarına çekip her şeyi yasal yolarak yapacak hale gelmek için. ne devletin vergi kanunu ne de bir s.ke derman olmayan turizm politikaları buna izin vermedi. devlet bile farkındaydı aslında, kağıt üzerinde vergi kaçakçısı olsunlar ama daha pahalıya satıp, daha çok döviz getirmek zorunda kalsınlar diyordu...

    peki sene 1980 mi? değil. metreyle altın zincir almaya gelenler, pırlantayı karatla değil, gramla almaya gelenler kalmadı. sana %25 komisyon verene kadar, geminin uğradığı yunanistan'da %5 resmi komisyonunu ödeyip alıyor. kuyumculukta 2 numaraydık dünyada (altın alıp sattığınız ve kuyumcu dediğiniz zırtapozlardan bahsetmiyorum) şimdi nerelerdeyiz kim bilir.

    turizm bozuldukça, devlet, halkın yararlanacağı araba vs. ile uğraşacağına, yurt dışından gelen, çin, hindistan, pakistan üretimi boktan halılara kota ve ek vergi getirmekle uğraşmadığı için dünyada parmakla gösterilen halıcılık sektörümüz bitti.

    hereke mesela, ipeği ayrı, yünü ayrı güzel bir halıdır. ipeğini artık sadece 3-5 bağımsız üretici üretiyor. kalanı sadece diğer devlet başkanlarına hediye verilsin diye saray'a üretim yapıyor. eski anadolu halılarımızı tırlarla topladı amerikalılar. direkt amerika'da, türkiye'den ucuza satabiliyorlar.

    gümüş takı işi keza öyle, çin'den gelen boktan malzemeler sardı piyasayı, ülkedeki üretimci batma seviyesine geldi. hediyelik eşya diye sattığımız şeylerin %90'ı çin'den geliyor.

    "turizimci" deyince aklınıza sadece otel sahipleri geliyor. turizm bu ülkenin en çok önem verilmesi gereken, her türlü kolaylığı sağlamamız gereken bir alanı. ama bu kolaylık "vizesiz gel" kolaylığı olmamalı. (bu kolaylık maalesef yine de oteller'de türklere daha ucuz konaklama imkanı sağlamaz ama ekonomine katkısı ile halkın daha da zenginleşir, talep olunca da yeni oteller vs açılır ve fiyatlar makul seviyeye iner.)

    sen ülkeyi gezip görmeye değecek hale getireceksin, girişte de vize için paranı alacaksın. yok öyle dünyanın en önemli tarihi alanlarından bazılarını gezmeye bedava gelmek. efes elinde, pamukkale elinde, bir sürü antik kent, koskoca osmanlı tarihi sende. ama içerisi it kopuk dolu...

    doldurursan ülkeye afganı, pakistanlıyı, yemenliyi, dış politikada oyuncak olup, bir o yana bir bu yana savrulursan bu halde olursun. bundan beteri de olman yakındır.

    not 2: olaya sadece otelciler kafasıyla yaklaşanlar için de yazalım. neden senden 10 bin tl istediği odayı turiste 5 bine veriyor... çünkü, 1001 tane kolaylık sağlıyor devlet döviz getirmeleri için. sana 10 bine oda sattığında, ancak turiste 5 bine sattığında kazandığı kadar para kazanabiliyor.

    herkese döviz lazım, devlete de. mesela yurtdışına toplu halde satınca odaları, bir miktar dövizi peşin alıyor, vade de yapsa döviz olarak yaptığı için kur farkı derdi olmuyor. ama türklere hizmet veren acenteye tl ile veriyor odaları, vadeyi de tl üzerinden yapabiliyor. bugünün 1 lirası yarın 1 lira kalmadığı için zarar ediyor.

    bu işler bir bütün, ülke düzgün yönetilmeyince, ekonomisi bu halde olunca kendi ülkende tatile bile gidemiyorsun. boşa demedik bas bas bağırarak "oy verirken iyi düşünün" diye.

    tatil yapman için takside ihtiyaç duyuyorsun, taksit de parayla, vade farkı var, bok var püsür var. bunların hepsi sana binen yük. oysa yabancı acenteye 3 ay vade ile veriyor 100 oda, kafası rahat.

    mantıklı düşününce bugün yaşadığımız her şeyi hak ettiğimiz ve bunların normal olduğu anlaşılıyor ancak mantıklı düşünemiyoruz. çünkü biz, ülkeyi bu hale getirenlere oy vermedik. bizim oy vermemiz ise "demokrasi"de bir anlam ifade etmiyor, çoğunluk verdi ve olay bitti, bu kadar... kurunun yanında yanan yaşlarız hepimiz...

  • japon denilince akla gelen ilk isim

    şu sıcak yaz gününde daikin ve mitsubishi'dir.

  • gratis meydan muharebesi

    ulan, alışveriş yaptığım herhangi bir firma %75 indirim yapsa, bir daha silkseler oradan alışveriş yapmam. bugün %75 indirim yapabilen, dün %400 sikiyordu demektir. manyak mısınız amk...

  • sahillerdeki karavan terörü durdurulsun kampanyası

    pendik sahilindeki karavanların çekilmesinin ardından, bu gece eve dönerken güzergah değiştirip, küçükyalı - kartal arası ne durumda diye baktığımda gerekliliğine bir kere daha şahit olduğum kampanyadır.

    sizler için fotoğraflar çektim, araç kameramın kaydı da mevcut. bunları beyaz masa'dan bildireceğim ancak ne kadar kalabalık olursak o kadar etkili olacağımızı düşünüyorum. video

    görsel, görsel, görsel, görsel, görsel, görsel, görsel, görsel, görsel, görsel, görsel, görsel, görsel, görsel, görsel, görsel, görsel, görsel, görsel, görsel, görsel, görsel, görsel, görsel, görsel, görsel

    küçükyalı - kartal arasında karavan terörüne kurban gitmeyen sadece 2 adet cep mevcut. bu cepler de bitişiğinde cafe olanlar. muhtemelen işletmeciler bunları burada barındırmıyor. (toplamda 11 adet var, 1'i deniz görmediği için boş)

    "belediye karavanlara yer göstersin" diyenler olacaktır. fotoğrafların çekildiği yerin biraz ilerisinde (bazılarının gerisinde), miting alanının da bulunduğu otoparkta karavan parkı mevcut. diğer insanların haklarına saygı gösteren, vicdanı ve şerefi olan karavan kullanıcıları burada konaklıyorlar. kendi gözlerinizle görebilirsiniz. ancak bir de fotoğraflar ve videodaki, anasına sövülmesinden hoşlanan tipler mevcut.

    kahvemizi alıp, yarım saat sahilde içip, güzel vakit geçirip çıkıp gideceğiz ancak bunlar yüzünden sinir harbi yaşıyoruz.

    not: fotoğrafları ekledim, videolar parça parça en kısa sürede birleştirip, onu da ekleyeceğim.
    edit: karavan terörü kavramına takılanlar olmuş. kısmen haklı da olabilirler ancak bu tanımı yapan ben değilim. sözlük'teki jargon bu şekilde ilerliyorsa, bilinçli bir suser da bu kavramı kullanır. 10 ay önce açılan başlık şurada: karavan terörü
    edit 2: video eklendi. ses yok biraz sıkıcı oldu ama videnun işlenmesi bitince bir şeyler eklerim arkaya.
    edit 3: pantelon terziyan'ın belirttiğine göre dragos'ta zabıta karavanlara şu uyarıları asmaktaymış: görsel çektiğim fotoğraflara dikkatli baktığımda, bazı araçların üzerinde de bu yazılar gözüküyor. uyarıya rağmen karavanlar yerinde durduğuna göre yakında toplanacaklarını göreceğiz diye düşünüyorum.
    edit 4: birkaç haber kanalına ve ajansa ilettim. umarım gündem olabiliriz. bu kepazelik son bulmalı.

  • dilek imamoğlu'nun 1 milyon liralık saatleri

    kendi parasıyla almıştır. birileri gibi halktan araklananlarla almamıştır. ayrıca kendisi first lady olacaktır. halkın first lady'lere verdiği yetki ortadadır. (mahkeme kararıyla sildirseler de...): video

    (bkz: emine hanım ezik kalmasın 2 milyon dolarlık taksın)

  • 26 nisan 2024 mehmet büyükekşi açıklamaları

    türkçe konuşamayan adamın şunu dediği iddia edilen sabah gazetesi röportajı:

    "mark twain'in güzel bir sözü var; 'başınızı derde sokan bilmediğiniz şeyler değildir. bildiğinizden emin olduğunuz, doğru olmayan şeylerdir.'"

  • hala utanmadan android kullanabilen insan

    3.5 yıl çaylak onay listesinde bekleyip, çıkınca troll olmaya karar veren suser'ın laf sokmaya çalıştığı insan.

    (bkz: allah akıl fikir versin)

  • meral akşener'in aday olmayacağım açıklaması

    olması gerekendir. gerçi bir bakmışsınız "arkadaşlar çok ısrar etti, aday olmak zorunda kaldım" açıklaması gelmiş...

    açıklamayı buraya kopyalayalım, twitter ile uğraşmasın kimse:

    "aziz milletim;

    30 yıllık siyasi kariyerim boyunca; ülkemizin geleceğini, milletimizin huzurunu, devletimizin iyiliğini yakından ilgilendiren birçok meselede kararlar almam, tutumlar benimsemem gerekti. bu kararları alırken, bu tutumları takınırken de; her defasında bireysel çıkarlarımı, kısa vadeli potansiyel kazanımları ve yapılan her türlü "cazip" teklifi bir kenara bırakıp; sahip olduğum ahlaki değerleri, cumhuriyetimizin temel ilkelerini ve türkiye'nin ihtiyaçlarını merkeze aldım. rabbime şükürler olsun ki; aldığım her kararın, benimsediğim her tutumun ne kadar isabetli olduğu da, her zaman kısa vadede olmasa da, zaman içerisinde mutlaka ispatlandı.

    ayrıca günümüz siyasetinde görmeye pek alışık olmadığımız biçimde; şartlar ne kadar çetin, siyasi konjonktür ne kadar elverişsiz olursa olsun; her kararımın, her tutumumun sorumluluğunu almayı da mutlaka bildim. nitekim ödenmesi gereken bedelleri de başkalarından bir beklentim olmaksızın her defasında ödedim. bundan da asla pişman olmadım.

    bildiğiniz üzere, 31 mart 2024 mahalli idareler seçimleri öncesinde iyi parti olarak; yetkili kurullarımızın kararı doğrultusunda seçimlere hür ve müstakil olarak girmeyi tercih ettik. bu kararı almamızdaki gayemiz; partimizi türkiye'de gittikçe yerleşik hale gelen siyasi kutupların yörüngesinden çıkartmak, milletimize de iki seçenek arasına sıkıştırıldığı rekabetsiz siyasetten kurtaracak nitelikte yeni bir seçenek sunarak ülkemize toplumsal, siyasi ve kurumsal çerçevede zararlarını hep beraber deneyimlediğimiz kutuplaşma ortamına son vermek için ilkesel bir adım atmaktı.

    bu kararı alırken, kararı alan partinin genel başkanı olarak; karşımıza kimleri aldığımızı, elbette biliyordum. göğüsleyeceğimiz türlü zorlukların, gayri ahlaki propagandaların, satın alınmış iradelerce yapılacak galiz taarruzların, elbette bilincindeydim. potansiyel olarak alabileceğimiz menfi seçim sonucu riskinin, velhasıl yine bir bedel ödeme gerekliliğinin doğabileceğinin de pek tabii farkındaydım. bu nedenle de süreç boyunca sonuçların sorumluğunun şahsıma ait olduğunu her fırsatta vurguladım.

    ben şahsen seçim sonuçları kapsamında ödediğimiz ve ödediğim bedele razıyım. geldiğimiz noktada iyi parti olarak ismimiz, bugünü kazanmak uğruna yarınları tehlikeye atan kirli pazarlıklarla anılmıyorsa, ben bu bedele razıyım. bugün iyi parti sarsılmış; ama ne iktidarın ne ana muhalefetin, ne de 2028 hesapları kovalayan bir takım aktörlerin arka bahçesi olmaya direnmişse, ben bu bedele razıyım. ve hatta iyi parti, bugünü feda etme uğruna, bu gidişle yarın türkiye'nin önüne çıkacak türlü musibetlere karşı her zamanki dik duruşunu gösterebilecek bir tutum almayı başarabildiyse, ben bu bedele razıyım. çünkü ben, dün olduğu gibi bugün de milletimin, devletimin, memleketimin iyiliği için hertürlü bedeli öderim.

    bu kapsamda, seçimlere dair muhasebemizi yapacağımız, 2028'e giden yolda rotamızı belirleyeceğimiz seçimli olağanüstü kurultayımızda genel başkanlığa aday olmayacağımı ilan ediyorum.

    kurultayımızın şimdiden; partimiz, milletimiz ve memleketimiz için hayırlara vesile olmasını diliyor, aday olacak tüm arkadaşlarıma başarılar diliyorum.

    meral akşener
    iyi parti genel başkanı"

  • 1 nisan 2024 mehmet şimşek tweet'i

    kamuda harcama kontrolü:

    1) saray'ın 2 milyon ampulünün led ampul ile değiştirilmesi
    2) recep bey'in namaz kılmaya giderken kullandığı 100 araçlık konvoya lpg takılması. konvoydaki afad aracı sayısının 1'e düşürülmesi.
    3) uzun vadede, recep bey'in camiye gitmesi çok masraflı olduğu için, caminin saraya gidip gelebilmesinin sağlanması.
    4) yazlık saray'ın klimalarını devre dışı bırakıp, her odaya 4-5 tane yelpaze konması.
    5) kokocu yandaş yavrularının, daha ucuz olan marihuanaya yönlendirilmesi.
    6) ejder meyveli smootie'lerin 450 ml yerine 350 ml olarak servis edilmesi.
    7) istanbul büyük şehir belediyesi bütçesinin %70'ine çökme girişimleri.
    8) kktc'ye 7 yerine 6 uçakla gidilmesi.
    9) yandaş gazeticelerin rolex masrafları için, zengin yandaşlarla daddy/mommy uygulaması.

  • bağış yapılacak en güvenilir kurumlar

    kızılay'dır. ben öyle yapıyorum.

    en azından çalınacağına emin olarak bağış yapıyorum. başka yere bağış yapıp acaba çalınır mı yoksa çalınmaz mı diye düşünmekten iyidir. kafam rahat...

  • evrimi darwin'den 1000 yıl önce söylemek

    "madem öyle bugün neden evrimden bahsedenlerin kafasını sikiyorsunuz" diye soran olmaması kaynaklı söylem...

  • 13 şubat 2024 erzincan maden faciası

    önemli üst edit: sahada görevli ve faciaya canlı şahit olan bir suser ulaştı. verdiği, tv'de göremeyeceğimiz ve bu başlığın silineceğinin kanıtı bilgilere göre madende 10 metelik 40-50 kot varmıs (net değil), bir süredir madendeki kaçak kotlar konuşuluyormuş

    ek olarak, facidan önce (bugün) siyanürlü toprak yığınlarında çatlak tespit edildiğini, buna rağmen madende 3 saat aralıklarla 2 patlama yapıldığını iletti. net olarak ihlal sonucu gerçekleşmiş. (bu patlamaları hiçbir haber kanalı konuşmuyor...)

    madenin işleyişi şu şekilde, cevherli toprak/kaya çıkarılıyor, kırıldıkran sonra istifleniyor. sonrasında sulama sistemleri ile siyanürlü solüsyon basılıyor ve altın ayrıştırılıyor.

    göçen yığının su gibi akıp gitme sebebi ıslak olması ve büyük ihtimalle o toprakların hepsi siyanürlü. doğanın anasını bellemiş oldular...

    suser ayrıca, toprağın göçük ile yığıldığı yerde herhangi bir zemin koruması olmadığını ve yağış ile bu siyanürün fırat nehrine ulaşmasını önleyecek hiçbir şey olmadıgını iletti. (sulu kar yağıyor)

    bu arada toprak altında kaldığı belirtilen kişilerin öldüğünü varsayabiliriz. siyanürlü topraktan canlı bulunması şansı yok. bu saatten sonra ancak ceset aranır... (bulunamama ihtimali yüksek)

    suser, toprağın aktığı yerde taşeronların konteyner ofislerinin, iş makinelerinin vs olduğunu iletti. ölü sayısının artabileceğini iletti. burada konteynerlar gözüküyor: video

    ___ orijinal entry
    sorumlusu akp'dir. akp zengini çalık holding'in %20, abdli şirketin %80 sahibi olduğu anagol madeni'nde (anagold madencilik) gerçekleşen, istiflenen toprak yığınlarının kaydığı, çok sayıda işçinin (sayı bilgisi yok) göçük altında olduğu, siyanür ve sülfirik asidin ortalığa saçıldığı söylenen facia. video

    önceki eserleri:
    24 haziran 2022 erzincan siyanür borusu patlaması
    anagold'un 7.2 milyon dolar borcunun silinmesi
    (bkz: anagold'un zehir saçmaya devam etmesi)
    (bkz: erzincan iliç'te insanlığa karşı suç işlenmesi)
    (bkz: dünya'nın ikinci çernobil'i erzincan'da oluşuyor)

    edit: erzincan valisi önce cnn, sonra ntv'ye bağlanarak maden şirketini aklama peşinde. facia madende gerçekleşmemiş de dışarıdaki yığında olmuş, göçük yokmuş. madenin dışına istifledikleri topraklar, madenin sorumluluğunda değil mi? o toprakları, siyanür ile yıkayıp, altını almıyorlar mı?

    edit 2: erzincan belediye başkanı ilk belirlemelere göre en az 9 kişinin (12 de olabilir dedi) göçük altında olduğunu belirtti. sayı daha fazla da olabilirmiş.

    edit 3: olay yerindeki muhaberi haber alınamayan kişi sayısının 15-20 arasında olduğunu iletti.

  • 13 şubat 2024 motorin zammı

    eniştemiz düşmesin, kudüs öpüşmesin diye gelen zam. destekliyorum. allah belanı versin netflix! kahrolsun israil!

  • ekrem imamoğlu'na otobüs kumpası kurulması

    köpeğe komplo kurmak için cebinde bok taşıyan adamlardan beklenen harekettir. şaşırtmamıştır. bundan sonra herhangi bir seçimde oy kullanacağımı sanmıyordum ancak bu seçimde de oy kullanmak farz oldu.

    (bkz: tramvaya kaka koyan kel adam)

  • 10. madde schengen vizesi reddi

    (bkz: başlık açayım derken çığır açmak)

    önce, madde 10 nedir yazar:
    planlanan kalışın amacı ve şartlarına ilişkin sunulan gerekçe inandırıcı değildir: seyahat amacınızın net olarak belirtilmemiş olması ve başvuru dosyasının gidiş amacını net ve açık şekilde bildirilmemiş olması sebebi ile ret ile sonuçlanabilmektedir.

    sonra, başvuruda ne yazdığını açıklarsın... belli ki yılbaşında oralarda kaçak göçek çalışacağınız düşünülmüş. çalışacağınızdan değil (belki de öyledir) ama seyahat amacınızı anlatmayı beceremediğiniz kesin. bize bile anlatamamışsınız başlığı açarken ne amaçladığınızı...

  • 4 aralık 2023 bursa depremi

    android deprem uyarı sistemi'nin yaklaşık 20 saniye öncesinde uyardığı deprem. bu sistemi daha da geliştirme şansı varsa gereken tüm yatırım yapılmalı. görsel

    afad: 5.1 (mw), marmara d. - gemlik körfezi (bursa)
    afad: 5.1 ve 4.5 büyüklüğünde 2 deprem oldu.
    kandilli: 4.9 (mw), kumyaka - mudanya (bursa)
    kandilli: görsel

    edit: zeka küpü bir arkadaşımız şöyle bir mesaj atmış. android deprem uyarı sistemi, deprem bölgesindeki telefonlardan verileri alarak çevre illeri uyarmakta. bu sisteme gayet de yatırım yapılabilir. yeditepe üniversitesi'nin kaynaksızlık nedeniyle sonlandırdığı 7tp deprem erken uyarı sistemi'ni bilmez bu tipler mesela. istanbul ve çevresine yerleştirilen sismik istasyonlar ile bu sistemi kurmayı amaçlıyorlardı. sadece cep telefonlarına güvenmek yerine, yatırım yaparak, google'a bu sensörler aracılığı ile veri sağlayabilirsiniz mesela, tüm platformlarda kullanılmak üzere kendi uygulamanızı da yayına alabilirsiniz. yani, kurulan cümlede bir hata yok. hata bu tip mesajları atanların zihninde...

    edit 2: google, california, washington ve oregon'da shakealert'in 1675 sismik sensörü aracılığı ile sağlıyormuş bu uyarıyı. diğer bölgelerde ise telefonlardan aldıkları verilerle. biz de türkiye'nin çeşitli yerlerine binlerce sensör yerleştirirsek, şu an olduğundan daha verimli şekilde kullanabiliriz bu sistemi. demek ki neymiş, yatırım yapmak mümkünmüş... crisisresponse.google

  • mağdur futbolcuların zararını devletin karşılaması

    yalnızca türkiye'de gerçekleşebilecek ihtimaldir. oysa olması gereken, yüksek faizi tahsil edenlere ibretlik vergi cezası verilmesi. adı geçen herkese de tefecilikten işlem yapılmasıdır. buna ek olarak, birilerine referans olup sisteme sokanların da işin başındaki kadın ile beraber nitelikli dolandırıcılıktan hüküm giymesidir...