sabah 9:25’te ayrılık çeşmesi marmaray durağı’ndan m4 metro hattına geçmek üzere turnikeden geçecekken yeni türkiyenin sikko yüzü bir fesli önüme atladı ve akbil bastı. sırayı görmesine rağmen bu hakkı kendinde gördü. onun yüzünden arkada bikaç kişi çarpıştık. bir özür dile be adam deyince yakamdan tutup “kusura bakma” dedi. bayağı dövecek gibi. ben “böyle özür mü olur?” deyince metro girişinde onca polis ve güvenlik görevlisi varken beni itip “sabah sabah kafamın tasını attırma seni burada komalık ederim. polisler var diye bir şey yapamam sanma.” diye tehdit etti. yürüyen merdivenlerden aşağı inince de direkt dirseğini boynuma dolayıp boynumu sıkıştırdı ve “kardeşim bak özür diliyorum” diye yine saldırmaya başladı. çevreden geçenler de müdahale etmedi. bu gün ben komalık olabilirdim, hem de ne idüğü belirsiz bir puşt tarafından komaya sokulabilirdim
güvenliğimizi sağlamak görevli onca kişinin gözü önünde hem de. yeni türkiye’ye, yeni türkiye’yi arzulayan her bir kişiye, yaşam alanımı bu şekilde daraltan orospu çocuklarına ve de 15 temmuz’dan sonra “tayyip şöyle pomçik oldu, böyle tatlı. akpliler o kadar da kötü değil. cahiller aslında daha dürüsttür” diyenlere de kafam girsin. bu eser hepinizin.
aradan 40 dakika geçmiş hala sinirden elim ayağım titriyor. biz bunları hakedecek ne yaptık?
Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.
Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.
Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.
Sozlock Ekibi
Ekşi Sözlük Debe Listesi
-
1. 3 kasım 2016 metroda tehdit edilmem
-
2. evini vermeyen teyzeye hayatı zehir eden müteahhit
teyzenin oturduğu mahallenin yakınlarına yeni numune hastanenin taşınması ve özel hastanenin de ilgili mahalleye yakın olması sebebiyle müteahhitler kol geziyorlar buralarda. çünkü orada daha çok hastane çalışanları oturuyor, iş yerlerine yakınlığı sebebiyle de kiralar da ev fiyatları da kol gibi.
ben sivas'tayım ve bu meseleyi araştırdım.kadının hiç kimsesi yokmuş. abisi, kardeşi, çoluğu, çocuğu vs. hem kadına oturduğu yerden ev vermiyor, hemde kadına baskı yaparak evden çıkmasını istiyor. biri de çıkıp demiyor ki; "hoşt lan! sen nerenin itisin de benim evimin suyunu kesiyorsun!? " sivas'ta nerden baksan en az 200 oturmaya musait evleri var bunların, ama kadına böyle bir secenek sunup, ev yapıldıktan sonra tekrar yerine geçersin demiyor. hakkını savunacak kimse de olmayınca istediği gibi davranıyor.
velhasılıkelam, hayırsever 2 avk. yarın ilgili şirkete dava açıp kadının hakkını arayacak. evet ülkede hukuk yok, adalet yok ama bu davalar hep geleceğe yatırım.
tanım: sözde menzilci, namazlı-abdestli müteahhitin, çaresiz bir kadına zulmü.
edit: durumu chp sivas milletvekili ali akyıldız'a ilettim, o da ilgileneceğini söyledi.
edit:2 sürekli mesaj geliyor hangi firma diye. arkadaşlar hem belediye hemde hükümet tarafından kollanan, güçlü bir firma. burda isim verip linç edilmek istemiyorum. zaten gereken yapılacak. sizlerle de buradan paylaşacağım.
edit 3: şimdi inşaata gidip fotografları size atacağım. hem şirketin hemde arsanın durumunun.
edit 4: su an ordayım. teyzenin evi aşırı eski, oturulacak durumda değil. mahallenin o bölgesi kentsel dönüşüme girmiş ve her yerde inşaat var. evin kapısı eşilen yerdeki arsaya bakıyormus, müteahhit orayla anlasınca da inşaata
girmiş. bugün hem belediyeye çok şikayet olmuş, hemde giden cok olmuş ondan sanırım arsada tabela yok. belki de hiç yoktu. -
3. nusret'e rakip olan çılgın polis
(bkz: emniy-et)
-
4. çırılçıplak soyunup metrobüsün önüne atlayan adam
başka bir ruh hastasının da uçan tekmeyle giriştiği adam.
-
5. almanya'nın akıbetini hayırlı görmüyorum
(bkz: ay götüm)
-
6. 15 temmuz'da ölenlerin daha bir şehit olması
30 yıldır pkk ile mücadelede verdiğimiz şehitlerin hiçbiri bu kadar anilmamistir. isimleri köprülere verilmemiş, adlarına resmi tatil ilan edilmemiştir. hiçbir devlet büyüğü ölümlerinin üstünden 4 ay geçmesine rağmen anmaya devam etmemiştir. vatanı için ölenler hükümet için ölenlerden daha değerli değildir maalesef.
örneğin bir aktutun karakolu desek bir çoğumuz bir süre hafizamizi yokladiktan sonra aaa evet öyle bir karakol baskını olmuştu deriz. deriz çünkü sadece 2 gün boyunca tv de yer almış ve sonra kaybolup gitmiştir. metrolarda, ustgecitlerde, otobüs duraklarinda gözümüze sokulmamistir.
hatta adlarına para bile basilmamistir.
http://i.hizliresim.com/pql937.jpg
ve maalesef tüm bunlar göstermiyor ki 15 temmuzda ölenler bir kesimin gözünde daha bir şehittir. -
7. gelmiş geçmiş en iyi sitcom
türkiye için;
(bkz: tatlı hayat)
yorgo: yeni yıla büyük ümitlerle giriyoruz.
ihsan yıldırım: hiiiç umitlenme yorgo efendi bu sene 8 tane yeni fırkateyn 10 tane de f-16 aldık. -
8. 4 kasım 2016 s. demirtaş'ın gözaltına alınması
beşir atalay: öcalan’ın mesajları bizim de düşüncemiz.
mehmet metiner: öcalan türkiye'nin demokrasisine katkı sağlıyor.
yalçın akdoğan: öcalan’ın olayları okuma kabiliyeti ve tecrübesi var.
yiğit bulut: öcalan ortadoğu’da türkiye’nin önünü açıyor.
bülent arınç: öldürmek için dağa çıkmıyorlar.
sadullah ergin: öcalan bölgenin reel politiğini daha sağlıklı değerlendiriyor.
yasin aktay: öcalan dünyanın geleceğini iyi okuyor .
etyen mahçupyan: öcalan’ın çok geniş bir prestij alanı var; nadir insanlardan birisi.
nihal bengisu karaca: öcalan çıktı; geleceği gösteren bir konuşma yaptı. eğer öcalan'ın nevruz'da uzattığı eli havada bırakırsa, bunun vebali altında kalırız.
emre aköz: pkk bir terör örgütü değildir.
orhan miroğlu: bana göre pkk terörist bir örgüt değildir.
abdülkadir selvi: öcalan bu süreçte sorumluluk bilinciyle hareket ediyor. ilerleyen aşamalarda öcalan’ın konumunu türkiye artık tartışmalı.
hilal kaplan: bir zamanlar “ölmeye hazırım” diyen öcalan, şimdi “yaşatmaya hazırım” diyor.
bu demeçleri verenler mışıl mışıl uyurken, ak çomarların birazcık gururu varsa; bu başlıktan uzak durmaları gerekir. -
9. turkcell'in karının %71 düşmesi
birleşince bir şeyler yapılabildiğinin kanıtıdır. ensarcıları üzmüş haber.
http://www.teknolojigundem.com/…ni-acikladi/1133057
edit: turkcell'den "bü sürü müşteri gitti ondan hep :(" diye açıklama bekleyen salaklar var la ciddi ciddi. mali tablolarını açıklayan firmanın dipnotlarında zaten "boykot edildik ondan." yazsın ki eyice karı düşsün dimi. bi akıllı sizsiniz kodumun dünyasında. -
10. artık türkiye'yi işgal edebilirsiniz
ürkütücü bir beyan. sen sanıyor musun ki gelip ordu ile işgal edecekler? bu ne demek? her an her yerde patlama bekle artık demek. türk milleti güçlüdür, cabbardır, cevvaldir de... o görünen düşmana karşı anam. pazar yerinde canlı bomba patlatırlarsa çocuğunu, eşini, anneni nasıl koruyacaksın, facebook gazıyla mı? alışverişe gitmeye korkar olduk. bok ettiniz memleketi bok.
-
11. jilet üzerinden geçen salyangozun kesilmemesi
böyle videoları neyi aratıp da buluyorsunuz diye sorgulatan olay.
-
12. bütün balıkların tadının aynı olması
(bkz: hamsi ayrı de lan)
-
13. can dündar
hain babanizdir serefsiz akp surusu. isid'li katillere yolladiginiz silahlar bir gun elbet karsiniza mahkemelerde cikacak.
cesur, caliskan, guzel bir insandir can dundar. -
14. kim jong-un
diktatör diyorlar. ulan bu adam diktatör olsa rahat rahat "diktatör" diyebilir misin. sözlük iyice boka sardı.
-
15. amerika birleşik devletleri
ucuz mu değil mi karar verin artık amk üç gündür elimde valiz havaalanında bekliyorum sizin yüzünüzden.
-
16. muhammad the messenger of god
izlemeyenlerce hz. muhammed’e hakaret ediliyor diye protesto edilen film.
aslında hakaret falan yok. tamamen iran yapımı bir film olmasından mütevellit eleştirilmekte. zira peygamberin tasviri falan da yok ortalıkta. 3 saatlik filim
bir yerinde çocuğun parmaklarının arasından gözü görünmekte. bir yerde ise profilden
kirpikleri. onun dışında üzerinde yerel kıyafetlerle görünen bir çocuk var. sadece saçlarını görebiliyoruz
çoğunlukla da başı örtülü birisini. sesi zaten yok. konuştuğu yerler sessiz. alt yazı ile anlatılıyor.
şimdi burada hakaret nerde ben anlamadım?
şöyle internette gezinince kimler bu filmi izlemeyi günah sayıyor görmeniz mümkündür.
cübbeli ahmet denilen kişi. kimdir kendisi?
“peygamber efendimiz bugün yaşasaydı mahmut hoca efendimize benzerdi” diyen adam.
“rüyamda peygamber efendimizi gördüm, aynı mahmut hoca efendimize benziyordu” diyen adam.
giyildiğinde rüyanızda hz. muhammed’i göreceğiniz vaadiyle mes satan kişi.
bunlar peygambere hakaret sayılmazken bu filim mi hakaret.
dahası allahu ekber nidalarıyla peygamberin dini adına çocuklar öldürülürken ona hakaret yok
ve buna sessiz kalırken vicdanlar rahat ama bu filme susunca vicdanlar rahatsız.
islam’ın ve dahi dinlerin asıl meselesi bu zaten. özü vicdan olan dinin vicdansızların eline kalmış olması.
benim mümin kardeşim bu yobazların yaygara koparmasına bakma. al çoluğunu çocuğunu git filmini izle.
hem sanata doy hem de peygamber aşkına. -
17. 2016 ekonomik krizi
öncelikle uzman bir ekonomist değilim. dolayısıyla kriz durumunu sosyolojik açıdan yorumlamaya çalışacağım. bundan önceki yıllarda bu kadar hissedilmese de şu an verileri okuduğumuzda ekonomi de gözle görülür bir düşüşü görebiliyoruz. fakat şimdiki mevcut durum "kriz"den çok bir durgunluk olarak tanımlanabilir. türkiye gibi ülkelerde kriz ancak bıçak kemiğe dayandığında çıkar. eğer bir avrupa ülkesi olsaydık, şimdiye kadar çoktan halk sokağa dökülmüş, iktidar sarsılmış, önlemler alınmaya başlanmış olurdu. fakat söz konusu ülkemiz olunca freni boşalmış kamyon gibi krize gitmemiz halkın bir kısmı başta olmak üzere çoğu kişide etki yaratmıyor.
ülkemizin ekonomik ve mali durumuna ilişkin sayısal veriler yukarıda sayfalarca yazılmış. toplumun bir kısmı bu verileri krizin varlığına dair kanıt olarak gösteriyorken diğer kısmı ise yapılan harcamalar üzerinden bunu değerlendiriyor. peki türkiye'de ekonomik kriz var mıdır? şu an bir krizden söz etmek mümkün değildir. bunun sebebi geçmişten günümüze gelen biat kültürümüzden kaynaklanıyor. gelişmiş ülkelerde "devlet birey içindir" anlayışı mevcutken bizde "birey devlet içindir" anlayışı var. insanlar aman devletimize zarar gelmesin diye kendilerine uygulanan vergi artışı, ek vergiler, sgk uygulamaları gibi her politikayı kolayca kabulleniyorlar. mevcut iktidar sayesinde kendi içinde bulundukları durumu "batılıların türkiye üzerindeki oyunları" olarak nitelendirip, iktidar partisini kurtarıcı olarak görüyorlar. onlara kalsa çoktan krizdeydik fakat erdoğan batılılarla savaşarak bunu engelledi ve hala savaşmaya devam ediyor anlayışı mevcut. böyle bir ülkede bir ekonomik krizden bahsedilemez. fakat bir şeylerin yolunda gitmediği çok açık.
bu son aşamada devletin yaptıklarına göz atarsak, yılbaşından sonra sgk prim tavanlarının artacağı söylendi, bireysel emeklilik sistemi zorunlu hale getirildi. yine yılbaşından sonra araçlardan alınan ötv'de ciddi oranda artış yapılacağı söyleniyor. benzindeki ötv günden güne artıyor, bizzat devlet eliyle kayıt dışı paranın önü açılmış durumda ve türkiye kara para cenneti haline geldi. sadece bu kaynak arayışları bile ekonominin gidişatının iyi olmadığının bizzat devlet nezdinde doğrulanmasıdır.
türkiye'de toplumu ele alalım. şu an türkiye'de toplumda müthiş bir kutuplaşma mevcut. halk %50-%50 olarak ayrılmış, ayrıştırılmış durumda. iktidarın müthiş bir medya ağı mevcut ve bu medya ağı 7/24 iktidar propagandası yapmakla meşgul. gelirdeki eşitsizlik inanılmaz ölçüde artmış durumda. orta kesim yok edilmiş ve yılbaşından sonra gelecek sgk artışıyla geliri 10bin tl ve üstü olan maaşlı orta sınıfa bir darbe daha vurulacak. türkiye'de toplam milli geliri nüfusun çok çok azı kontrol etmekte. insanlar sırf işe girebilmek ya da kadro bulabilmek için iktidar partisine üye olup reisçi olmak zorunda kalmış. kısacası iktidar toplumun %50'sini kabul ederken diğer kesimi dışlamakta. bu da kriz var - kriz yok tartışmasını körüklemekte.
vergi sistemi orta çağ avrupasına dönmüş durumda. vergi alırken sosyal devlet, hizmet verirken liberal devlet anlayışı mevcut. doğrudan vergiler %30 iken ötv kdv gibi dolaylı vergiler %70'e ulaşmış durumda. iktidara yakın holdinglerin milyonlarca liralık vergi borcu vergi aslıyla birlikte tek kalemde silinmekte. bu durum bir avrupa ülkesinde meydana gelse insanlar hükümeti protesto edip kendini sokağa zincirler. nitekim bunun en net örneğini yunanistan'ın kemer sıkma politikalarına halkın verdiği tepkide gördük. bu kadar yoğun tepkiler olmasına karşın hala oradaki bir vatandaşın asgari gelir - ödediği vergi oranı türkiye'den kat kat düşük durumda. fakat yukarıda da belirttiğim gibi "aman devletimize zeval gelmesin" anlayışı türkiye'de var olan ekonomik bozulmanın etkilerinin görülmesini zorlaştırıyor. kısacası yunan yorgo verdiği verginin hesabını devletten sorup hakkını arıyor ve ekonomik bozulmadan sorumlu olan hükümeti sokağa çıkıp protesto ediyorken bizim kazım abi mevcut durumu "bunlar amariganın oyunları" şeklinde yorumluyor. ülke, iktidarın at koşturduğu bir aile şirketi gibi yönetiliyor. hukuk sistemi bitmiş, sayıştay işlevsizleştirilmiş tek yaptığı kendine gelen raporların altına imza atmak olmuş. ülkedeki istikrar ortamı bozulmuş güçler dengesi yok edilmiş ve nereye avm yapılacağından tutun hangi ihaleyi kimin alacağında kadar her şey tek bir adamın iki dudağı arasında.
sonuç olarak ülkedeki ekonomik gidişat kötü mü? felaket. ama toplum kendisine yapılan propaganda sayesinde bunu kabullenmiyor. vergisini verdiği devleti sorumlu tutacağına "işte bakın görüyorsunuz 15 temmuz'da yapamadıklarını böyle yapıyorlar" diye düşünüyor. dolayısıyla sesini çıkartmıyor biat ediyor. hakkını arayan vergisinin hesabını soran bir birey olmak yerine kul olmayı tercih ediyor. böyle bir ortamda krizden söz edemezsiniz. verdiği emeğin karşılığı ile sosyal faaliyetlere, her çeşit gıdaya, iyi kötü bir ulaşım aracına sahip olması gereken adamın ekmek arası helva yiyip "çok şükür bugün de doyduk" dediği ve bunu iktidar tarafından kendisine verilmiş bir lütuf olarak gördüğü bir ülkede krizden söz etmek mümkün değildir. ekonomik kriz bu yüzden sadece iktidar yanlısı olmayan eğitimli orta muhalif kesimi vuracaktır. ve sadece onlar tarafından varlığı kabul görecektir. -
18. jeremain lens
yahu cikar su adami artik dakika 84 olmus. 30 milyon oldu bonservisi, taksimetre gibi artiyor amk.
-
19. bir kadına çok güzelsin dediği için işten atılmak
doktor söyleseydi iltifat olabilecek bir sözdü.
-
20. 3 kasım 2016 yurtiçi kargo'nun beni evde bulması
o kadar gizlenmeme ve kapıyı açmamama rağmen, ısrarla zile basmasıyla gerçekleşen durum.
böyle şeylere alışık olmadığımı ve kusura bakmamaları gerektiğini söyleyip paketimi aldım.
(bkz: şu an aglıyor ve entry giriyorum biliyor musun) -
21. ötv'nin kdv'si
(bkz: vergiception)
-
22. 3 kasım 2016 fenerbahçe manchester united maçı
ingiliz spikere;
yapma de gea, daha kadroları saymadım dedirten bir golün olduğu maçtır efendim. -
23. emmanuel emenike
bugün kendisini izlerken anladımki fenerbahçe şike yapmamıştır.. bu salakla şike mi yapılır aq ???
-
24. beşiktaş
geçen sezon evinde sadece üç maç oynayıp şampiyon oldu.
bu sezon stadındaki her maçı kapalı gişe oynuyor.
stadı açıldığından bu yana evinde mağlubiyet görmedi.
ligde iç sahada ondört maçtır yenilmiyor.
şampiyonlar liginde dört maçtır yenilmiyor.
bir futbolcusunu satıp kazandığı parayla on futbolcu alma alışkanlığı var.
sponsorluk antlaşmaları bittiği an, kapısında sabahlayacak yığınla şirket var.
kâr açıklayan yönetim kurulu var.
bonservislere ayar olan başkanı var.
mazereti olmayan teknik direktörü var.
dünya tatlısı malzemeci süreyya abisi var.
ne bileyim lan var oğlu var.
uçak aldı geçenlerde. artık uçağı da var. uçuyor lan takım. vay amk. -
25. 4 kasım 2016 hdp'lilerin gözaltına alınması
şu anda alkış tutan muhaliflerin bir kısmını çok uzun olmayan bir vadede terörist olmadıklarını anlatmaya çalışırken göreceğiz. yani belki biz göremeyiz de bilsinler, dertlerini anlatacakları kimse olmayacak.
avukatlık kurumunun tasfiye edildiği, savunma hakkının tamamen çöpe atıldığı yerde "hukuk işe yaradı" dyen ya felaket istiyordur ya da tek hücrelidir. -
26. chp'nin yayınladığı akp fetö işbirliği kitapçığı
bildiğin 52 sayfalık kitapçıktır.
(bkz: oha)
ulan 52 sayfalık malzeme çıkacak kadar ne yaptınız?
http://iys.chp.org.tr/…kp-icin-fetonun-miladi.pdf?1 -
27. idam öcalan'ı da kapsamalı
idam varken malum şahsı idam etmeyip idamı kaldıran adamın, idam kalktıktan sonra idam etmesini istemesi durumu.
düşünsene lan dünyaya devlet bahçeli olarak geliyorsun. utancımdan dışarı çıkamam ama adam açıklama yapıyor aq. -
28. vatanım sensin
"vatanseverler ıstanbuldan samsuna yola cıkmıs" cumlesiyle dusa sokan dizi.
atam geliyor amk. -
29. gökhan gönül
birader ne güzel manchesteri yeniyorsun yenmişsin dalgana bak , niye ezik ezik eski sevgiliyi düşünüyormuş gibi triplere giriyorsun.
hayır adam son şampiyon takımda , şampiyonlar liginde , ligde çıkıp top oynuyor. görende zanneder aldık gokhanı klubun kapıcısı yaptık asgarı ucret + agi çalıştırıyoruz. -
30. servisi kaçıran çocuğa anne işkencesi
tahammülsüzlüğü, öfke kontrol sorunu olan ve çocuklarına kötü muamele eden annelere hep şunu sorarım:
'çocuğunuzun sizi kızdıran hareketini, evinize gelen misafir yapsa ne yapardınız?'
meyve suyu dökülmüş, vazo kırılmış, yere yemek dökülmüş vs..
misafire 'aman hiç önemi yok hallederiz' derken, en yakınınız, canınız olan çocuğa tokat atmak ne tuhaftır ki olağan görülüyor.
dünyadaki en masum ve savunmasız canlılar olan çocuklar, maalesef/ne gariptir ki en acımasızca davranışlara maruz kalanlar aynı zamanda.
we need to talk about kevin isimli romandan bir alıntı geldi aklıma, onunla bitireyim:
"a child needs your love most when he deserves it least"/
"bir çocuğun sevginize en çok ihtiyaç duyduğu zaman, bunu en az hak ettiği zamandır" -
31. 4 kasım 2016 sosyal medyaya erişim yasağı
yol yaptilar yol!
ehonomimiz coheyi... -
32. para vermese bile çalışılmak istenilen şirketler
parasız ne çalışcam amk
-
33. 3 kasım 2016 ilker başbuğ açıklaması
-
34. annesinden kalan ahırı kütüphaneye çeviren çocuk
haberi okurken insanın yüzüne küçük bir tebessüm yerleştiren bu ülke için hala umut var duygusu taşıyan 17 yaşındaki lise öğrencisi hüseyin ege kök'tür. hüseyin, rahmetli annesinin bıraktığı ahırı köydeki çocuklar kitap okuyabilsinler diye kütüphaneye çevirmiş. başlarda annesinden kalan 150 kitap varmış sadece fakat iyi insanların yardımıyla bu sayı binleri bulmuş ve ortaya harika bir sonuç çıkmış. hüseyin kardeşimiz kurduğu kütüphane için de şöyle bir açıklama yapmış: "okuma alışkanlığının artması amacıyla bu yola çıktım. öncelikle bir traktörün römorkunda yakın köyler dahil gezerek kitap dağıtmaya başladık. ilk olarak annemden kalan 150 kitapla başladık ve geldiğimiz süreçte ise yaklaşık 3 bin 500 kitabımız oldu. kütüphanemizin ilk kitaplarını annemden aldığım için biz de onun adını kütüphanemize verdik. bundan sonra gelecek olan kitapları da ihtiyaç sahibi okullara vermeyi düşünüyoruz. amacımız türkiye'yi aydınlığa kavuşturmak."
umarım türkiye senin de dilediğin gibi aydınlığa kavuşur canım kardeşim. seni böyle güzel yetiştiren annen ışıklar içinde uyusun. -
35. manchester united
fenerbahçe'ye şu an 2-1 yenilmekte olan takım. o yüzden süper lig'e koysan adanaspor'un altında kalır, anadoluda deplasman alamaz deniyor.
2-0 önde olsaydı ''kırmızı şeytanlar olum bu. karabüğe 5 atmaya benzemez. ingiliz acımaz siker.'' denecekti. -
36. moussa sow'un manchester united'a attığı gol
songül karlı'nın yeni rakibidir.
-
37. yazarların ilişki durumlarını anlatan cümle
evli ve 2 dana sahibi...
bu erkek çocuklar büyüdükçe manyağa bağlıyor. -
38. moussa sow
adamın düz golü yok amk.
-
39. 3 kasım 2016 dolaptan sucuğumun çalınması
(bkz: güzel babamın tereyağı)
-
40. araplarla türklerin savaşında kim şehit olacaktı
"dünyanın dört bir tarafındaki askeri mezarlıklar tanrının yanlarında olduğuna inandırılmış, beyni yıkanmış ölü askerlerle doludur." ... george carlin
-
41. eyüp'te kato dehşeti
bütün şehir dev bir şantiye ve biz içinde baretsiz gezen işçiler olarak az bile karşılaştığımız dehşettir.
-
42. zlatan ibrahimoviç
adi herif. kjaer'e once faul yapıyor. ardindan da bogazini sıkıyor. yerini bil pezevenk.
-
43. wayne rooney'in fenerbahçe'ye attığı gol
golünü atmış ve ondan sonra da arkasını dönüp en ufak bir tepki, bir alkışlanma beklentisi veya sevinme alameti göstermeksizin kendi kalesine doğru yürümeye başlamıştır. sanki boş bardağı mutfağa bırakmış da salona dönüyor keranacı.
. -
44. yaran inci sözlük entry'leri
başlık: 31 çekerken sıçtım sıvadım
sene 3500 bizimkiler memlekete gidecek 2 günlüğüne. her delikanlı gibi ev boş değişik 31 çeşitleri düşünüyorum. balon yapsam sıcak su mu doldursam, silikondan vajina mı yapsam falan derken malzemeyi de yığdım yavaştan. projeyi seçtim, 8cm kasa fanının motoruyla vibrasyonlu alet yapıp malafata dolayıp orgazmın doruklarına ulaşacağım.
kasa fanının bir pervanesini kırmayıp, üstüne de bir vida sıktım ki, santrifüj etkisi vibrasyon yaratsın. onu da salatalığın üstüne sıcak silikon ile saat kordonu gibi birşey yapıp sabitledim. salatalık tabi sonra malafat olacak. şarj aleti v.s. ile çalıştırdım aleti. hatta elektronikçiden buton aldım, ateri butonu basıyorum çalışıyor. usb'den elektrik alıyor. oooh mis.
boşalmaylan beraber, bilmem mühendislik hatası sonucu , bilmem benim kendimi kaybetmem neticesinde aletin pervanesine çarpan atmık havai fişek gibi etrafa yayıldı.
halıyı malıyı sildim geçti fakat babamın laptop çantasının üstüne gitmiş, sildim falan leke kaldı. dedim bunu makineye atıp yıkayım. ayarladım aleti, attım makineye. orospu çocuğu makine, sıkarken çantayı sıkıştırmış. çanta bir çıktı köpek parçalamış gibi. yırtık pırtık. al sana fantezili 31.
ertesi gün oldu, akşam babamlar gelecek. bimeksten aldıydık çantayı. bindim dolmuşa bimekse gittim. çantadan tabi yok ne gezer amk 1 sene önceki çanta bimekste. siyah olsa yine yuttururum pedere, çanta da haki yeşil. 2-3 mağaza baktım, pornhub ve 31 ile değerlendireceğim günler çanta peşinde gitti. tek postayla kaldım. elbette çantanın aynısını bulamadım. başka bir çanta aldım, babama da onun fermuarı bozuldu bende bunu aldım dedim.
adamcağız inanmadı tabi de, ne bilsin oğlunun kasa fanıyla yaptığı aletle attırırken mühendislik hatası yaptığını, makinede yıkarken çantanın parçalandığını.
bu da böyle bir anımdır.
don quijiote -
45. 4 kasım 2016 türk ordusunun kuzey ırak'a girmesi
ben youtube dan video izleyince giremiyor mu ordu ırak'a
-
46. 7 kasım 2016 tayyip erdoğan'ın gözaltına alınması
oğlum çok ilginç lan. 2 sene önce adam düşünmüş böyle başlık açmış. 4 kasım selahattin, 5 kasım kılıçdaroğlu, 6 kasım bahçeli, 7 kasım tayyip, 82 musul, 83 kerkük...
herhalde böyle düşünmüş bay okültist. -
47. hdp gözaltılarına sevinen kitle
3 kasım günü saat 14:00'da tayyip erdoğan'la görüşen parti liderinin kitlesidir.
(bkz: bilal'i alamadınız hilali verdiniz) -
48. öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler
bugün dünya üzerindeki bir canlının ilk kez uzaya çıktığı gün. üzerinden tam 70 yıl geçmiş.
laika
hikayenin kahramanı "laika" isimli 3 yaşında bir sokak köpeği. rusça'da "havlayan" anlamına gelen laika, dünyanın belki en çok tanınan ve hikayesi en üzücü köpeği.
sokak köpeği laika'nın asıl adı kudryavka "küçük kıvırcık" idi. rus husky ya da kurt-terrier kırması bir köpekti küçük laika. dünya çevresinde yörüngeye oturan ve gerçek anlamda uzaya çıkan ilk dünyalı oldu. ancak bu ünvanı hayatıyla ödedi.
4 ekim 1957 de sscb, sputnik-1 uydusunu uzaya fırlatmıştı. dünya çevresinde yörüngeye oturan ilk uydu olarak sputnik uzay çağını başlatan adım olmuştu.
soğuk savaşın en önemli parametresi olan uzay çalışmaları amerika ile rusyanın birbiri üzerine üstünlük sağlama yollarının başında olduğundan sputnik çok önem arzediyordu ve rusyayı amerikanın önüne geçirmişti. ilk uydudan 1 ay sonra bu kez rusya uzaya ilk canlıyı göndermeyi de kafasına koymuştu. sputnik 2'nin, 3 kasım 1957'de -ekim devrimi'nin 40. yıldönümünde- içinde bir köpekle uzaya fırlatılması kararlaştırıldı.
bu amaçla 3 tane sokak köpeği seçildi ve eğitildi : laika, muşka ve albina. bu şerefe ulaşacak olan köpek malesef bunu hayatıyla ödeyecekti. dünyadan o kadar uzağa gönderilen bir mekiği sağ salim geri döndürecek bir yöntem yoktu malesef.
sputnik 2'nin fırlatılacağı kesinleşince bilim insanları vakit kaybetmeden bu üç köpeği uzay uçuşuna hazırlamaya başladı. ufak ameliyatlar ve testler geçiren köpekler, uzaydaki yiyecekleri olacak besleyici bir macunla beslenmeyi öğrendi.
gerek sovyet bilim adamları gerekse dünya kamuoyu sonu ölümle biteceği kesin olan bu yolculuğa üzülüyorlardı elbette. dünyada birçok yerde hayvanseverler eylemler yaptılar. ama karar verilmişti.
laika, diğer 2 rakibi arasında "oturarak çişini yapmayı öğrendiği için" seçilerek bu görevin "kozmonotu" oldu.
laika ile ilgilenen dr. vladimir yazdovsky, ölmeden önceki gün laika'yı evine götürüp son günün çocuklarıyla oynayarak geçirmesini sağlamıştı..
laika 3 kasım 1957'de yaşamsal verileri dünyaya aktaran kablolar takılı bir şekilde mekiğe konularak uzaya gönderildi.
resmi açıklamalara göre uzaya gönderildikten 6-7 gün sonra acı çekmeden ölmüştü laika. ama yıllar sonra 2002 de bu projede çalışan bilim adamı dimitri malaşenkov, kalkıştan 6-7 saat sonra aşırı ısınmadan dolayı öldüğünü açıklayacaktı. mekikte ısı kontrol sistemi doğru düzgün tasarlanmamıştı ve aşırı ısınma küçük köpeğin ölümüne neden olmuştu.
mekik yörüngede 5 ay kadar dolaştıktan sonra nisan ayında yanarak atmosfere girdi ve dünyaya düştü.
laika'nın uzayda geçen bu kısa ömrü yine de insanlık için çok önemli bir adım oldu. sovyet bilim adamları uzayda yer çekimsiz ortamda hayatın mümkün olabileceğini gördüler ve laikanın ölümünden 3.5 yıl sonra 1961 de yuri gagarin uzaya çıkan ilk insan oldu. gagarin dünyaya döndükten sonra "ne olduğumu ben de bilmiyorum. uzaya gönderilen ilk insan mıyım son köpek miyim" demişti..
insanoğlu bir gün belki uzayda farklı gezegenlerde yaşayacak, koloniler kuracak ve dünya kaynakları tükendiğinde torunlarımız uzayda yaşam bulacak. bunda laika isimli sevimli köpeğin payı her zaman hatırlanacak. onun anısına heykeller dikildi, pullar bastırıldı şarkılar bestelendi ve her zaman da hatırlanmaya devam edecek.
laika'nın portresi
http://www.howlofadog.org/…oads/2015/05/laika-4.jpg
http://www.yorokobu.es/…erros-famosos-ii.-laika.jpg
http://www.sdcafe.rs/…ments/1255/content_lajka0.jpg
laika uzay elbisesi içinde
laika'yı anlatan birkaç video
https://www.youtube.com/watch?v=n3x_tsq0cvo
https://www.youtube.com/watch?v=s-cuu6yguk4
https://www.youtube.com/watch?v=gjfzxjxbh0i
https://www.youtube.com/watch?v=nfxtqirs64c
https://www.youtube.com/watch?v=nz7xbo1m5xa
kaynaklar
http://all-that-is-interesting.com/laika-space-dog
https://tr.wikipedia.org/wiki/layka
http://time.com/3546215/laika-1957/
http://www.nationalgeographic.com.tr/…hikâyesi/2523
https://soapboxie.com/…isc/laika-first-dog-in-space
http://motherboard.vice.com/…space-dog-to-come-home -
49. 4 kasım 2016 whatsapp'a erişimin engellenmesi
4 kasım 2016 hdp'lilerin gözaltına alınması olayı ile eş zamanlı olarak 4 kasım 2016 sosyal medyaya erişim yasağı kapsamında whatsapp'ın da erişilemez hale gelmesi durumudur.
twitter, facebook, youtube engellerine alışmıştık artık zaten. demek ki bu gece yasaklanacaklar listesine whatsapp da dahil edildi.
oğlum bak ekşi sözlük şuan çalışıyor. gelecek operasyonlarda vs burası da patlamasın ampır ampır şeyler yazmayın.
ulan whatsapp ya. demek ki bir tuş var, basıyon ve bütün iletişim vs çat diye gidiyor. ciddi ciddi var lan galiba böyle bir buton. vay arkadaş. -
50. 3 kasım 2016 izmir eski fuarı rezaleti
reklamcilik bolumu ogrencisi olarak fotografcilik vizemizin cekimi fuarda olacakti. dun kalabalik bir grup halinde gittik. her yerde guvenlikler makinelerimizi gorur gormez "agaclari cekmeyin!" diye ustumuze gelmeye basladilar. "basin misiniz"diye sordular. basin olmadigimizi ogrenci oldugumuzu soyledik fakat dinletemedik. bu makinelerle cekemezsiniz diye direttiler.
sonradan bir guvenlik gorevlisini ikna etmek icin iyi muhabbet kurduk. fotograf cekme yasagi bir haftadir varmis. yeni imar projesiyle agaclar kesilecekmis... 8000 tane agac bulunuyor fuarda...
hic cekmediniz tepkiyi, rahat olun...
bugun de cekim yapmak icin giden arkadaslarimiza engel oluyorlar hala degisen bir durum yok.
edit: henuz basina yansimadi diyorum,adam google maps atmis. bir suredir facebookta dolasiyordu zaten bu konu. biri gelmis tamlama diyor, ispat isteyen makinesiyle fuara gitsin guvenlikler dibinizde bitiyor, boyle bir seyin trolunu yapacak kadar bitmedik heralde. ilgincsiniz, gercekten.
bu arada belki kanittan sayarsiniz. daha kesime baslanmadi, zaten amac kesilmeden bunun onune gecmek.
izmir ticaret odasi baskani kulturpark aciklamasi
su da dursun surda