ulan biz bahçedeki kedilerle bokumuzda boğuluyoruz, tedavi ettirecek para yok, bir bir ölüyor hayvanlar. böyle tiplere mama parasını nakit olarak sayan gerizekalılar kim, tanışmak isterim. bir şey istemiyorum, sadece ibretlik olarak göreyim.
benim çevremden arada mama yardımı rica ettiğim oldu. sadece mama olarak gönderilmesini istedim. herkes de öyle gönderdi. benim haram parada gözüm yok tabii, o ayrı bir konu.
devlet bu konuyu düzene sokmayarak hepimizi zan altında bırakıyor. bize para ödetip çipler takıldı, ne boka yarayacak? kedim kaybolsa biri alıp "aaa bu kedinin sokakta ne işi var, kayıp mı acaba" deyip veterinere mi götürecek? sokakta milyonlarca tekir var, benimki de tekirin biri, niye desin? köpek kaybolsa, sokakta başı boş cins hayvan görünce hangimiz şaşıracak? bu kadar çok sokak hayvanı varken çip takmanın ne anlamı var ki? adamlar çipli hayvanı sokağa atıyor yahu! bulup getirmişler sahibine, geri bırak bulduğun yere demiş! kanun getirin, sokağa atılmayı engelleyin, bu işi takip eden birileri olsun. bağışlar takip edilsin, yardım yapanlar bilinçlendirilsin. şu an bu ülkede devlet dahil herkes milleti yolma peşinde ya!
edit : sokak hayvanları için yardım yapacaksanız, direkt mama yardımı olarak gönderin. tedavi yardımı ise veterineri arayın durumunu sorun öyle yardım yapın. madem hayır işi yapıyorsunuz tam yapın. ben üstümden attım, bitti gitti oh vicdanım çok rahat. yok böyle abicim.
gri balikcil43 profili
-
mama bağışı toplayan kadının son hali
-
yerli dizi izlememek
mazoşist olmamakla alakalı olabilecek durum. 20 dakikalık komedi dizisi yaptınız da biz mi izlemedik? yapın kısa, komik ve neşeli bir şeyler izlemeyen ne olsun.
dram, şiddet, vs içeren çok uzun yabancı dizi de izlemiyorum ben. -
recep tayyip erdoğan
gündeme bakıyorum, sözlükteki başlıklara bakıyorum, birlik olmayı asla beceremeyen millete bakıyorum... şimdiden hayırlı olsun reyiz, ne diyeyim. artık kutlama olarak bir kaç milyon arap daha enjekte edersiniz memlekete.
biz de artık cidden gidecek yer arayalım bari. -
tayvan ekibinin deprem bölgesinden çekilmesi
yalnız değildirler. ispanyol ekipler de çekilmiş. adam diyor ki, enkaz alanına kepçe getirdiler. kepçe işleri hızlandırır ama enkazda yaşayan varsa da öldürür. biz böyle bir şeyin parçası olamayız.
yorum yok.
yaşamınızın kıymeti bu kadar türk vatandaşları. ispanyollar, çinliler filan sizin canınız için kendi devletinizden daha çok endişe ediyor olabilirler an itibariyle. o derece sahipsizsiniz yani. -
çocuk sahibi olmak istemenin asıl sebebi
bazıları için fıtrat meselesidir. ben daha çocukken bile o kadar anaç bir insandım ki, kardeşimi bile kıskanmadım, evde bir bebek olması beni mutluluktan havalara uçurdu. onu ayaklarımda sallayıp uyuturdum, uyuyunca bırakıp kalkmak istemezdim, o ayaklarımda uyurken öylece beklerdim. bu daha on yaşındayken böyleydi. kendi tercihimle anne olmamayı seçsem çok acı çekerdim herhalde. 20 yaşımdan sonra minik bir yastığa sarılmadan uyuyamaz olmuştum, sebebini kızım doğana kadar anlayamadım. kızım doğduktan sonra yastık aramaz oldum. göğsümde böyle sarıp sarmalayacak minnoş bir şey tutma ihtiyacım var, garip ama evet bu bir ihtiyaç benim için. kedilerim var mesela, onlar bu ihtiyacı kısmen karşılıyor ama çocuk gibi karşılamıyormuş. karşıma çıkan benden küçük her varlığı anne sevgisi ile sarmalayacak kadar anaçlık ve merhamet doluyum. işe başlayan benden genç herkese kol kanat geriyorum. yani ben doğduğumdan beri anneyim, belki hormonlar, belki içgüdü, belki mizaç ama anne olmasam eksik kalacaktım. çoğu hemcinsim modern zaman modası olarak bu fıtrat ile savaşıyor ama çoğumuz böyleyiz. sözlük ergenleriyle incellerine yaranmak için olmadığım gibi görünemeyeceğim. böyle olmayanlara da saygım sonsuz. kimseye tercihleri sebebiyle saygısızlık etmiyorum, kimsenin özel hayatına burnunu sokup çocuk yapma konusunda akıl vermiyorum. ama milletin sıçar gibi çocuk yapıp çocuğuna bok kadar değer vermediği bir dünyada benim sevgiyle büyüttüğüm bir tanecik çocuk yüzünden iklim krizi yaşamıyoruz. dünya şu an eskisinden daha kötü bir yer de değil, ortaçağ'da çocuk olmayı bir hayal edin hele. bir sabah uyandığınızda köyünüz yağmalanıp evladınız bir mızrağa geçirilebilirdi. veya ilk çağda annesi ölünce bakacak kimsesi olmadığı ve fazlalık olduğu için annesinin mezarına ölüme bırakılan bir eskimo bebeği filan olduğunuzu hayal edin. evet benim çocuğum dünyayı da kurtarmayacaktır. benim ne faydam olmuş da çocuğumun ne faydası olacakmış filan, ben toplum faydası için yaşamak zorunda mıyım kardeşim? yahu tüm insanlık tarihinde adını tarihe yazdıran bir avuç insandır, ama isimsiz milyarlar geldi geçti. öyle bir egom yok, isimsiz milyarlardan olmak benim için sorun değil. bizden önce ve sonra gelen tüm sıradan insanlar gibi basit ve umarım mutlu hayatlar yaşayıp/yaşatıp bu dünyadan geçip gideceğiz. adımızı iki nesil sonra kimse hatırlamayacak evet ama ben öldükten sonra hatırlansam ne olur hatırlanmasam ne olur? sözlükte çocuk sahibi olmak konusunda yaptığınız iğrenç yorumlardan, annelere yaptığınız terbiyesizliklerden illallah geldi. ben anne olmayı çok seviyorum. kimseye de bunun için hesap verecek değilim.
-
sigara tamamen yasaklansın kampanyası
sigara içmeyen ve kokusundan tiksinen biri olarak katılmadığım kampanya. bağımlılık yasakla çözülmez. olay alkoldeki gibi sahte sigara işine filan gider, millet canından olur. bu ülkede bu dumana bu kadar maruz kalma sebebimiz aşırı kalabalıktır. sadece sigara dumanı değil insana da tahammül edemiyorum ben, gürültüsüne de. ama yapacak bir şey yok.
-
300 yıllık makası kapatıyoruz
güzel bir düşünce. ancak 300 yıllık makas 3 günde kapanmaz. insan yetiştirerek de kapanmaz. bilim adamı yetiştirerek kapanır. adamlar 300 önceki hale yüzyılların birikimi ile gelmiş, bilimle gelmiş. dini hayatın içinden çıkararak gelmiş. evet o özendiğiniz ruhbanlık ve kraliyet müessesi halen devam ediyor avrupa'da ama aktif bir etkisi yok, ayrıca bunlar zamana ve halka adapte ediyor kendini. siz dini baskı unsuru olarak daha çok her bi haltın içine sokmaya çalışıp varolmayan ruhban ve soylu sınıfını yaratırsanız makas kapanmaz açılır. geri gidiyoruz çünkü. he o taraftan ters dönüp kapatmaya mı çalışacaksınız, ne yapacaksınız, onu bilemiyorum.
-
enes kara'nın babasının açıklamaları
ben de bir tarafı muhafazakar bir ailede büyüdüm. cemaatçi filan değiller, üzerimde herhangi bir baskı da kurmadılar ama annemin ailesi olduğu için çok baskı görmemiş olabilirim. babamın ailesi hiç gelemez öyle şeylere. neyse efenim her yerde kitap vardı ve ben çöpte bulduğu gazeteyi bile okuyan bir çocuktum. çeşit çeşit dini neşriyat okudum bu vesileyle. çocuklar için olan bir tanesinde musa ile hızır'ın hikayesi vardı ki beynime kazınmıştır. efenim musa peygamber bir gün hızır ile bir araya gelmiş, amacı ondan bir şeyler öğrenmekmiş. çünkü hızır, peygamberlerin bile saydığı biriymiş. beraber bir süre yolculuk yapmışlar ama hızır onun kabullenemeyeceği şeyler yapınca yollarını ayırmışlar. hızır'ın yaptıklarından biri ise yolda oynamakta olan masum bir çocuğu öldürmek. sonrasında açıklaması ise bu çocuğun büyüyünce azılı bir din düşmanı olacağı ve ailesini bile yoldan çıkaracağı şeklinde. kendisi hızır olduğu için gaybı biliyor ve bu sebeple olanları önlemek için çocuğu öldürüyor. sonradan allah onlara salih bir evlat verecek ve bunun acısını unutup mutlu olacaklarmış. kendisi de bu çocuğu öldürerek hem onu hem ailesini günahkar olmaktan kurtarmış oluyormuş.
yani arkadaşlar kafa bu. normal bir ebeveyn tepkisi beklemeyin. muhtemelen bu hikaye onlara da anlatılıyor şu aralar ve belki kendilerini şanslı görüyorlar. -
sözlük yazarlarının belirgin özellikleri
bu ara asabiyet. önüme geleni şişleyesim var, allah sonumu hayır etsin.
-
türk aksanıyla ingilizce konuşan öğretmen
aksan takıntılı ezik türklerin pek bayıldığı kişi. aksan kadar taş düşsün kafanıza. dünyanın neresine giderseniz gidin her ülke yabancı bir dili kendi aksanıyla konuşur. o dilin asıl aksanını alabilmeniz için dile çok iyi hakim olmanız ve mümkünse orada yaşamanız lazımdır. yıllar alacak bir süreçtir. ingilizce farklı dil grubunda olduğu için türkler için zor bir dildir. moğol ingilizcesi dinleyin bak, aynı bizimki gibi konuşuyorlar çünkü aynı dil grubundanız. farklı dil grubundan bir dili öğrenme süreci uzun ve zor olur. siz intermediate seviyede aksan yapmaya kasarsanız sadece komik duruma düşersiniz. hintlilere bakın gramer olarak mükemmel ingilizce konuşurlar ancak babalar gibi hint aksanı ile konuşurlar. çok da şirindirler, bence. bir dilde hemen şakır şakır aksanlı konuşabilmek istiyorsanız tavsiyem altay grubu dillerini denemeniz. alfabe işini çözerseniz çok hızlı öğrenirsiniz.
edit: 15 yıldır dış ticaretle uğraşıyorum, ingilizce ile para kazanıyorum. british accent yapamıyorum yeah ama yaptığım işi iyi biliyorum ve karşımdakine çok güzel bir şekilde anlatabiliyorum. mis gibi de maaş alıyorum. kimse sizden kendileri gibi konuşmanızı beklemiyor inanın. konuştuğunuz zaman da madalya takmıyorlar. native speaker gereken durumlarda ise herkes gerçek "native" arıyor, çakmasını kimse istemiyor beybiler.
edit : şunu da eklemek isterim, tiyatro geçmişim var taklit yeteneğim, kulağım çok iyi. istesem çok şahane aksan yaparım ama yaptığım şey bu olur, tiyatro. ve sadece o alanda değerlendirilebilecek bir yetenek olur. ne gerek var? -
türkiye'nin süper güç olması için gerekenler
(bkz: güçlü ekonomi)
-
ekşi itiraf
etrafımdaki insanlar göktaşı düşse kedilerimden biliyor. çok yoruldum, bıktım, kaçmak istiyorum. hiçbir şeye vakit bulamıyorum, bunun sebebi ne olabilir tabii kedilerden başka. yoo çalışan anne olmamla, kimsenin yardım etmemesiyle, patronun pazar günü bile işe çağırmasıyla alakası yok, tabii ki kedilerden dolayı vakit bulamıyorum. çocuk uyanmış, kediler uyandırdı tabii ki. pencerenin dibinden geçerken böğüren primat yavruları ile alakası olabilir mi? tabii ki hayır! cidden kendi ailemden soğudum, 37 yaşındayım onları hiçbir şekilde memnun edemiyorum ve sürekli şikayet ediyorlar. kediler bir lokma mama ile mutlu oluyor. zaten daha fazlasını verecek vaktim bile yok ama o koca insanlar bunu bile kıskanıyor. cidden kaçacağım artık.
-
antidepresan mı daha zararlı depresyon mu
altındaki tavsiyelerle beni benden alan karşılaştırma. biri spor yapın diyor, biri kitap okuyun. cidden biz neden düşünmüyoruz bunları acaba ya? depresyonda değil gerizekalıyız herhalde.
kardeş bakın. okuyamıyon. konsantrasyon falan yok, 3 satırdan ileri gidemiyorsun okur gibi yapıyorsun, gözler satırların üzerinde geziyor ama kafa almıyor, kabul etmiyor. ben depresyonda değilim, anksiyete sorunum var ama depresyon yüzünden de bunu yaşayanlar var. felç geçirmiş hastaya her şey kafanda kalk yürü demek gibi bir şey bu ya. daha ne diyeyim bilmiyorum, cidden efsanesin sözlük. -
ekşi itiraf
iş hayatından o kadar sıkıldım ki. bütün o saçmalıklardan, elimin bir ters hareketiyle bütün şirketin batma tehlikelerinden filan. ağzımdan çıkan en ufak yanlış sözle en kıymetli müşterinin siktir olup gidebilme ihtimallerinden. hepinizin canı cehenneme deyip gitmek istiyorum. bir şeyler yetiştirmek, bu beton yığınlarına tıkılmış iğrenç negatif insan enerjisi yerine yaşayan ve büyüyen bir şeylerin güzel enerjisine maruz kalmak istiyorum. insan artık bana enerjiyi içinde kıstırıp örümcek ağı gibi örüp bütün pislikleri o ağa toplayan sonra da kirletip etrafı zehirleyen bir şey gibi görünüyor. oysa o enerjinin içimizden akıp geçmesi ve paylaşılması, gerekirse topraklanması gerekiyor. hasta ruhlara maruz kalmaktan bıktım.
-
arda turan'ın tutuklanması
her şeyden geçtim hastanede silah ateşlenmesi gibi bir vaka sebebiyle olması gerekendir. neymiş şikayetçi olmamışlar. ben şikayetçiyim, şimdi çocuğumla her doktora gidişimde gerizekalı bir futbolcu gelip silah ateşler mi diye endişe edeceğim. orada şansa kimse yaralanmamış ama adam belli ki hastaneye silahla girecek kadar dengesiz, ölüme de sebep olabilirdi. kamu güvenliğini tehdit eden bir durum var ortada.
edit: silah da ruhsatsızmış. lan belimde ruhsatsız silahla hastane bassam şu an karakolda bir tarafımdan kan alıyor olurlardı. muz cumhuriyeti... -
erkek maaşının 3 katı tek taş almalı
artık haklı bulduğum talep. üç kuruşa tektaş alıp evlenme teklif ettiği kızı kaltağın biri için yarı yolda bırakan götoşları gördükten sonra... maaşının üç katı olsun ki evlenme teklif etmek de öyle kolay olmasın, iki kere düşünsün. he adam gibi adam olan taş almasa da olur ama kavun değil ki dibini koklayasın.
-
geniş omuzlu olmanın dezavantajları
80-90lı yıllardaki vatka çılgınlığında modaya uyarsanız boyunsuz gibi garabet görüntüler sergilemeniz. onun dışında yazılan her şey beyaz tenli ablalarımız ve uzun boylu abilerimiz gibi yalandan dertlenerek kendini övme çabasıdır. kalabalıkta çarpıyorlarmış, jimbo musun mübarek?
-
ekşi itiraf
telefon icat edilmeden önceki dönemde yaşasam çok sosyal bir insan olabilirdim bence. telefonla konuşmaktan nefret ediyorum ve o telefonofobiyi de bir türlü aşamadım. sosyal hayatımı baltalayan en önemli unsur telefon, ağzına sıçayım telefon. senin de graham bell.
-
hekimliğin en üstün meslek olması
en üstün meslek fırıncılıktır, net. aç adam geberir gider, geberik adamla ne doktorun işi olur ne de başkasının. konu kapanmıştır, dağılabilirsiniz.
-
8+11'in 19 olmaması
doğru değildir .
+ toplama işleminin sembolüdür ve kuralları bellidir . 8+11 her zaman 19 eder, bu kadar.
ama hatırlarsanız matematikte işlem diye bir konu vardı, farklı işlem sembolleri kullanılıyordu. bu da bir işlem sorusu. yani şöyle olmalıydı:
@ işlem işaretimiz olsun
1@4 = 5
2@5 = 12
3@6 = 21
8@11 = ?
basit lise matematiği bu. bunu sadece 1000 kişiden biri yapıyorsa vah vah, tabiî bizden bi bok olmaz.
edit : ayrıca zeka testi diye paylaşılan şeyler genelde genel geçer kuralları şark kurnazlığı tarzında eğip bükerek egonuzu okşamaktan öte gitmeyen ve kanımca sadece bu testleri yapanın gerizekalılığı ıspatlayan şeyler .