edit 2 (bilgilendirmek amacli): (yine arkadasimin kendi yazisiyla) araç benim üzerime değil şirket aracı (arabayı aile dostumuzdan aldık ama üzerinde rehin olduğu için tescil işlemini bu aya ertelemiştik). ben hasardan dolayı aracı, malesef bu firmaya kasko kapsamında yapılması üzere vermiştim. olaylar bu noktaya gelince de aracın vekaleti bana verildi ve tüm işlemlerini ben takip ediyorum. herkes ne kadar sabırlı olduğumu söylemiş, aslında şirket aracı olduğundan prosedürlerle uğraşmayı istemediğimden olayı kısaca çözmeye çalışmıştım. şirket bana yasal bir zeminde çözme imkanı sunmayınca, olayı hukuki sürece taşıma kararı aldım.
edit: arkadaşım az önce arayıp son durum hakkında bilgi verdi ben de onun ağzından paylaşıyorum;
öncelikle, verdiğiniz destek için çok teşekkür ederim, biraz önce şirketin hasar yetkilisi tarafımı arayıp eğer bu başlığı silmezsem hakkımda suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi. hem suçlular hem güçlüler, hatalarını kabul etmek yerine beni baskı altına alıp tehdit ediyorlar.
konu opel türkiye'ye iletilmiş akabinde şikayet dosyası açılmıştır. opel türkiye yetkilisi beni sık sık arayarak anlaşmaya vardınız mı diye sordu ve ben de en son taahhüt ettiklerini yazılı beyan yani sözleşme ile zabıt altına alırlar ise kabul edeceğim ama herşeyin fiyatı ve süreci açık ve net şekilde yazılmalı dedim. opel türkiye durumu bayiye ilettiğini söyledi. bayi de beni arayarak böyle bir sözleşme yapmayacaklarını genel kurullarının bunu kabul etmediğini zaten iş emri açacaklarını söyledi ben de reddettim. bunu da opel türkiye'ye söyledim artık dava etmekten başka çarem olmadığını güvenmediğimi söyledim ve opel türkiye bana magduriyetimin giderilmesi için anlaşma durumunda, taahhüt edilenlerin yapımını takip edeceklerini söyledi, anlaşmaz da dava yoluna gider isem şikayet dosyasını kapatacağını ilettiler.
durumu öğrenir öğrenmez savcılığa suç duyurusunda bulunmuştum, insana mı çarptılar devletin malına mı zarar verdiler bilmediğim için kendimizi garanti altına almak adına hemen savcılıkla alakalı başvurularımı tamamlamıştım.
not: özelden bir çok mesaj atıldı ve hala atılıyor, ilginiz için kendi adıma da teşekkür ederim. mesajların hepsi bu konu hakkında olduğu için yarın iş yerinde arkadaşıma gösterip cevap vereceğiz.
bir arkadaşımın başına gelen olayı aktarıyorum.
özet geç diyenler için: gürses opel yetkili servisine bıraktığım aracım, hasar danışmanı tarafından bayiden çıkartılıp alkollü ve ehliyetsiz bir şekilde kaza yapılmıştır. bundan dolayı aracım trafikten men edilmiş ve yürümez hale gelmiştir. yetkili servis ise hatanın bedelini kendi istedikleri şekilde karşılayacaklarını söyleyip hukuki sorumluluklardan kaçınıyorlar. ben yapıcı yaklaştıkça güvence vermedikleri için de yaklaşık 2 aydır mağdur edilliyorum.
arkadaşımın anlatımıyla;
27.08.2016’da gürses motorlu araçlar alım satım tic. a.ş. yenisbosna bahçelieveler/istanbul şubesi’ne chevrolet markalı aracımın sağ çamurluğu ve sağ ön tamponundaki çizikler yüzünden kasko kapsamında yapılması için bıraktım. yaklaşık bir hafta sonra arabanın yedek parçalarının yurtdışından geldiği için yapımının bayramdan sonraya kalacağını şirket teknik servisi yetkilisi telefonla iletti.
aracın fotoğraflardan da görüleceği gibi sadece sol çamurluk ve ön tamponunda bir sorun olmasına ragmen yaklaşık 3 hafta sonra rot balans ayarına girdiğinde yürüyen aksamında sorun olduğunu, tekerde içe doğru eğilme olduğunu bu yüzden de yürüyen aksamının tamamen değişeceğini, yurtdışından bu parçaları sipariş ettiklerini ve parçanın 30.09.2016 tarihinde geleceğini söylediler.
aracımın servise teslim ettiğim hali: http://i.hizliresim.com/qq50va.jpg
arabada kalan ogs’mi almak için firma hasar danışmanı ile iletişime geçtim. fakat kendisi babasının 1 kere kalp 1 kere de beyin ameliyatı(!) geçirdiğinden dolayı daha sonradan benimle iletişime geçeceğini söyledi;
http://i.hizliresim.com/9gz3m9.jpg
http://i.hizliresim.com/qe0ag3.jpg
http://i.hizliresim.com/mkqbd6.jpg
daha sonradan benim ısrarlarım sonucu aracın test sürüşünde kaza yaptığını damperli kamyonun çarpıp kaçtığını, aracımın otoparka çekildiğini ve aracı ordan cıkarmak için hasar danışmanına(kendisine) vekalet vermemi soyledi. velhasıl kelam, ben nihayetinde aracımı, plaka sorgulayarak çekildiği otoparkı buldum bir de baktım ki aracım neredeyse pert halde ve trafikten men edilmiş. otoparkta çektiğim fotograflardan gorebilirsiniz;
http://i.hizliresim.com/xdgjpo.jpg
http://i.hizliresim.com/by1aby.jpg
http://i.hizliresim.com/dxraoz.jpg
aracın otopark belgesini çıkarttım.
http://i.hizliresim.com/0yxaed.jpg
aracım 10 eylül gibi tamir edilmiş, hasar danışmanı tarafından müşteriye teslim edeceğim diyerek alınmış ve aynı şahıs, 18 eylül saat 02:00 gibi florya şenlikköy polis karakolu’nun önünde kaza yapmıştır. kendisi alkollü(1.74 promil) ve ehliyetsizmiş. aracın tamir edildiği günden kaza yaptığı güne kadar da toplamda 115 km. yol yapılmış.
kaza raporu: http://i.hizliresim.com/5y03dm.jpg
http://i.hizliresim.com/a3vv17.jpg
olaylar bundan sonra başladı, kaza raporuna göre hasar danışmanının ehliyetsiz yakalanmış (ehliyeti muhtemelen öncesinde de alkolden alınmış) ve park halinde 2011 model opel bir araca çarpmış. benim aracımda en az 15.000 tl hasar, karşı tarafta da aynı şekilde en az 15.000 tl hasar var 8değer kaybını hesaba katmıyorum bile).
şirket tarafına gelince, hatalarını telafi etmek için pek birşey yapmıyorlar, aracımı satın alın diyorum yok efendim biz sadece 0 araç satışını desteklemek için 2.el araç alıyoruz diyorlar. aracımı yaptırın satın aradaki değer kaybını da ödeyin diyorum, yok yönetim kurulundan karar öyle çıkmadı diyorlar. kurul kararına göre aracımı yaptıracaklarmış (kazadan kaynaklı cezaları ödeyeceklermiş), deger kaybını ödeyeceklermiş ve o sırada arabasız kaldığım sürenin araba kiralama bedelini vereceklermiş. ben de teklifi kabul edeceğimi söyleyip verdikleri taahhütler üzerinden sözleşme imzalamayı önerdim. fakat bunu kabul etmediler ve benim zaman kaybına neden olduğumu öne sürüp 1 haftalık araç kirası bedelini vermemekle tehdit ettiler. üstüne aracın tamir edildiği tarihten değil de kaza yaptığı tarihi baz alacaklarını belirterek hatanın kendilerinde olmasına rağmen küçük hesapların peşine düştüler.
bu kadar yüzsüz olmalarından dolayı lanet olsun bir an önce anlaşayım bitsin, hasardan dolayı oluşan değer kaybını da ne olursa kabul edeceğim dedim.
ekimin 3. haftası gibi işlemleri başlatacaktım. aracım trafikten alkol ve ehliyetsiz kullanımdan dolayı men olduğu için cezaları ödetip otoparktan çıkartacaktım. fakat beni bugün arabasına çarptıkları 2. şahıs aradı, firmanın benim ile anlaştığımı, karşı tarafın değer kaybını ödemeyi kabul etmediklerini, bana dava açarak maddi kaybını karşılayabileceğini söylemişler. ben bu konuşma üzerine artık dayanamayarak çıldırdım tabi. adamlar bana aracına çarpılan kişiyle anlaştık, faturaları ödedik herşeyi hallettik demişlerdi. sanıyorum benim aracımı teslim ettikten sonra karşı tarafın hasar ve değer kaybını bana ödeteceklermiş.
sonuç olarak ben bu kadar rezil bir firma, rezil bir yönetim ve lakayıt tavırlar görmedim. yalanların da bini bir para. bu firmadan araç almış, bakım yaptırmış, aracınızı hasardan dolayı servise vermiş olabilirsiniz. başınıza bu tarz olaylar gelebilir ve bunlara rağmen suçlu siz çıkabilirsiniz. bunlar, müşteriye değer vermeyen, yanlışlarını örtbas etmeye çalışan ve dahası güvelmez bir firma. bugünden sonra anlaşma ihtimalim de yok, davamı açıyorum. ayrıca zaten opel türkiye’ye şikayet dosyası da açtım. umarım bunların lisansını iptal ettirip başkalarının da bu tarz bir sıkıntılar yaşamasının önüne geçerim. dit: öncelikle, verdiğiniz destek için çok teşekkür ederim, biraz önce şirketin hasar yetkilisi tarafımı arayıp eğer bu başlığı silmezsem hakkımda suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi. hem suçlular hem güçlüler, hatalarını kabul etmek yerine beni baskı altına alıp tehdit ediyorlar.
Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.
Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.
Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.
Sozlock Ekibi
Ekşi Sözlük Debe Listesi
-
1. gürses opel rezaleti
-
2. erdoğan'ın ırak başbakanına yaptığı atar
ırak başbakanı 1975 yılında bağdat üniversitesi'nin elektrik mühendisliği bölümünden mezun olurken, 1981 yılında da manchester üniversitesi'nde doktorasını tamamladı. kendisi erdoğan'a üniversite diplomasını sorarak, konuyu çok rahat kapatabilir.
-
3. apple'ı türkiye'ye davet edip tmsf ile el koymak
yeni ekonomik stratejim.
türkiye'yi adeta uzaya uçurur.
plan basit; apple türkiye'ye davet edilir ve üretim süreci başlatılır bir kaç sene sonra fetö metö ayağına el koyarız. hoppp 1 trilyon dolarlık şirket bizde.
evet.
teşekkürler. -
4. askerin görevi ölmek bunun için maaş alıyor
bir beyan.. hangi zihniyetin ürünü tahmin edin..
normal şartlarda hayatınız boyunca en iyi ihtimalle 500 kilometre yakınına gitmeyeceğiniz allah'ın unuttuğu bir dağda, gecenin 5'inde - 20 derece soğukta nöbet tutarken havaya uçarsanız ya da kafanıza bir kurşun gelirse bu sözü hatırlayıp içinizi rahatlatabilirsiniz.. sonuçta görevin bu senin, emir demiri keser öyle "extra bir iyilik yapmıyorsun" kimseye.. -
5. 11 ekim 2016 ankara'da düşen cisim
(bkz: note 7)
-
6. kadıköy
istanbul'un merkezi olmasını istemediğim ilçe. çünkü taksim'in merkez olduğu zamanlardan şimdiye nasıl geldiğini hepimiz biliyoruz. kadıköy'ün de öyle olmasını istemiyorum.
-
7. berat albayrak
-
8. vegan beslenerek göz rengini değiştirmek
doğruluğu tartışılabilir iddiadır. mesela ben 3-5 yaşlarındayken sarı saçlı, mavi gözlüydüm (fotoğraflardan görüyorum). şimdi ise kahverengi göze ve siyah düz saçlara sahibim. kıvanç tatlıtuğ gibi olacakken küçük emrah olmama hangi hayvan oğlu hayvan sebep olduysa teessüf ediyorum. iki etini kemirdik diye yapılır mıydı bu. :(
-
9. virajsız rampasız karayolu ağı
karayolu projelerinde 10 km'den daha fazla düz yol yapılması; dikkat dağılması sebebi ile uygun bulunmaz. yani dümdüz yolda da sürücüler dikkat dağılması, uyuklama vb. nedenlerle kaza yapmaya oldukça yatkındır. işte bundan haberi olmayan yazar hezeyanıdır bu istek.
kaldı ki bu mantıkla konya ovasında hiç trafik kazası olmaması gerekir.
edit: itü yayınlarından yol inşaatı adlı kitabın 120. sayfasından:
"gerçekte arazi durumu elverişli olsa da bir yolun uzun bir mesafe boyunca düz yani alinyiman olarak devamı istenmez. çok uzun, örneğin, 8-10 km'den daha uzun alinyimanlarda monoton bir ortam ve taşıt kullanma sonucu sürücünün dikkati dağılır. ayrıca, yolda yolda orta refüj yoksa geceleyin karşılıklı far etkisi yani göz kamaşması artacağı gibi yol doğu-batı yönünde ise uzun süreli güneş etkisi de söz konusu olur. her üç durum sürücü yönünden kazaya karışma olasılığını arttırır. bu gibi durumlarda, uzun alinyiman (düz yol) yerine daha kısa alinyimanlar teşkil edip bunları büyük yarıçaplı kurbalarla (viraj) birbirine bağlamak uygun olur. "
demek ki neymiş, kendi kendine giden araçlar yapılmadıkça dümdüz yol ağı bir hayalmiş. -
10. evlilikte eşten tiksinme eşiği
çoğu erkek için, "düğün akşamı"dır.
çünkü hayat arkadaşı diye yanınıza aldığınız karının, "gelinlik giyicem, prenses olucam, altın takacaklar, altınları anam tutacak, görümcem bana surat yapıyor, kaynanam bana laf çaktı," muhabbetleri yapan bir ruh hastası olduğunu anladığınız an bu düğün anıdır.
bekar erkekler, "evlınını kıdır bını gırımıdın mı, ıptıl mısın?" diye kafa sikmeyi çok seviyorlar biliyorum ama hiçbir erkek bunu yaşamadan bilemez, bilemiyor. özellikle de kızlar artık erkekelri evlenmeye ikna etmek için bu çirkin yüzlerini tamamen saklayarak bambaşka bir kadın rolü yapıyorlar. o gerçek yüzleri ise tamamen düğünde ortaya çıkıyor.
siz şimdi gidip 18 yaşında harvard'ı bitirmiş, 19 yaşında doktorasını vermiş, 20 yaşında profesör olmuş, 21 yaşında uzaya çıkmış, 22 yaşında mars'ı kolonileştirmiş, 23 yaşında uzaylılarla iletişim kurmuş, 24 yaşında dünyaya sonsuz enerjiyi hediye etmiş bir kızla 25 yaşında evlenebilirsiniz.
böyle bir kız asla ucuz varoş düğün kızı olamaz dersiniz. kızın söylemlerine, yaptıklarına, eğitimine, geçmişine, cv'sine bakarsınız. o kızın, düğün yapıp gelinlik giyecek, kaynana-görümce kavgası çıkaracak kız olacağına ihtimal bile vermezsiniz.
ama evlilik teklifinin ardından sizin şaşkın bakışlarınız arasında, gelinlik seçimi ve düğün hazırlıkları başlar, sonunda da düğün akşamı gelir ve "hurşiiit, senin bu kız kardeşin bana surat mı yapıyor? hurşit buraya gel takı merasimi olacak akrabalarımız bize altın takacak. hurşit, senin akrabaların biraz cimri mi, ne o öyle gram altın takıyor bunlar! ay ben kimle evleniyorum hurşit?"
allah belanızı versin. -
11. koşulsuz iade kabul eden firmalar veritabanı
sözlüğün büyük kısmı amerika'da yaşadığı için oradaki firma isimlerini yazmanız hoş olmuş. artistlikten öleceksiniz amına koyayım ya.
-
12. organize biçimde araba parçalayan köpekler
barınakta yaşaması gereken hayvanların şehir içinde kontrolsüzce yaşaması yüzünden oluşan hadise. canları sağolsun diyenler de bir gece yarısı evlerine dönmeye çalışırken götü bu hayvanlara kaptırırlarsa ağlamasınlar xxx tarihli sokak köpeği rezaleti diye.
-
13. opel türkiye'nin gürses opel rezaletine cevabı
"siz anlaşın, biz takip ederiz"
yazılı bir sözleşme yapalım, hasar ve değer kaybını kayda alalım talebini reddetmişler.
üzerine bir de "dava açarsanız şikayeti kapatırız" şeklinde basiretsiz bir cevap dönmüşler.
yarın sabah bu tavırlarından dönerler umarım çünkü kendilerini global bir kriz bekliyor.
tüm ekşicilerin hem fikir olduğu ender bir konu ile karşı karşıyasınız opel türkiye.
marka, imaj falan yerlerde. 75-80 binlik tv reklamı ile kotaramayacağınız algıyı kaybediyorsunuz.
ama hiçbir şey için geç değil opel türkiye. ayarı ver gürses'e ve bu konu burada kapansın!
(bkz: gürses opel rezaleti)
opel türkiye hesabı: https://twitter.com/opel_turkey
opel global hesabı: https://twitter.com/opel
opel global ceo hesabı: https://twitter.com/kt_neumann
opel global cmo (pazarlama) hesabı: https://twitter.com/tinamuelleropel
diğer kodamanlar
https://twitter.com/nicoschmidtopel
https://twitter.com/hahamprecht
https://twitter.com/gm
örnek metin: "have you heard about opel turkey's major f.ck up in turkey. a drunk opel employee, driving and crashing a customer's car"
ben ancak bu kadar britanya köpeği olabildim, daha etkili bir metin için daha britanyacı arkadaşların önerilerine göre metin güncellenecek.
o kızcağız yalnız değil opel türkiye! -
14. amanda cerny ile tweetleşen yozgatlı dayı
- türkçen yog mu
kısmıyla yarmıştır.
senin de yok be dayı. -
15. 11 ekim 2016 dolar kuru
dolar yükselirken türk lirasi değer kaybedecek diye birşey yok.. gerekirse kendi kurumuzu kendimiz belirleriz..
egonomimiz çoh iyiii.. -
16. 11 ekim 2016 istanbul semalarında dolaşan jet
hemen doblo kiraladım.
-
17. caner erkin cenk tosun kavgası
neden bu kadar abartıldığını anlamadığım olay. olur böyle şeyler. bu takımda bi dönem deli ibo terlik giyiyor diye 3 günde bir toraman'ı dövüyordu.
-
18. devlet bahçeli'nin başkanlık sistemi desteği
(bkz: devlet bahçeli'nin kripto akp'li olması)
şaka lan şaka. ne kriptosu adam en az rte kadar akp'li! -
19. kolanın vücuttaki 1 saati
gayet masumane içilen 1 bardak kola vücuda 1 saat içerisinde neler yapıyor?
https://www.florence.com.tr/…-vucutta-neler-yapiyor
1- ilk 10 dakikada kanınıza 10 çay kaşığı şeker giriyor.
2- ilk on dakikada kan şekeriniz aşırı şekilde yükseliyor.
3- 40 dakikada bardaktaki kafeinin tümü dolaşıma giriyor.
4- 45 dakika içinde beyinde dopamin yapımı artıyor.
5- 60 dakika içerisinde ani açlık isteği oluşuyor.
sigara bile bu kadar zarar vermiyor, içmeyin şu zıkkımı!
edit: depomin yazmışız, düzeltme uyarısı için sanal hayvan'a teşekkürler. -
20. suşi yemesini bilmeyen erkekle aşk yaşayamam
bok var yer misin ?
hata bunlarda değil bunları gazete sayfalarına taşıyanlarda. -
21. benim kalitemde değilsin
"gelinim sensin" türevi bir programdan fırlayıp gelmiş cümledir.
-
22. arap turistin çocuğunu iple bağlayarak gezdirmesi
konunun araplıkla hiç alakası yok.
toddler leash
edit: ilma -
23. gürses opel rezaleti gerçeği
rezaleti yaşayan naz hanım zaten yukarda yazılanları yazmış hatta 2 nci maddedeki teklifi kabul ettiginide söylemiş... fakat firmaya güvenmediği için sözleşme yapalım demiş. fakat firma sözleşme yapmayı reddetmiş. yani burada rezalet gerçeği diye başlık açıp firmayı haklı çıkarmaya çalışan arkadaş.. aslında rezaleti dogrulamis farkında değil.
-
24. 2016 ekonomik krizi
öncelikle kriz nedir onu belirlemek lazım.
abd için küçülmek krizdir, türkiye için %3 büyümek krizdir, çin için %4 büyümek krizdir.
kriz her yerin kendi koşullarına göre farklıdır.
abd'de işsizlik %7 olursa krizdir, türkiye'de %10 olursa krizdir.
türkiye'de ekonomi %2-3 büyüyor her sene. bak avrupa, abd %2 büyüyünce göbek atıyor demek ki bizde kriz yok demek tam bir kara cehalet.
türkiye'nin potansiyel büyümesi %4'tür, cumhuriyet tarihi boyunca ortalama büyümesi de %5'dir.
%5-6'nın üzerinde büyümedikçe türkiye büyüyor denemez. %4'ün altına düşüşler de krizdir.
eksi büyüme yaşanınca zaten onu kriz değil, çöküş olarak yaşıyoruz.
türkiye, tl bazında %2-3 büyüse de, dolar bazında eksi büyümeyi de yaşıyor. son 10 yıldır, türkiye'nin gsmh'si 800 milyar dolar seviyesinde. zira ülke tl bazında büyüse de, dolara karşı değer kaybıyla gelen zenginlik uçup gidiyor.
2013 yılında 1.80 olan dolar, 3 yıl sonra şu anda 3.10 seviyesine gelmiş. neredeyse ikiye katlamış. peki ülke 3 yılda ne kadar büyüdü? %10 anca büyümüştür. dolar bazında ise epey küçüldü.
üretime dayalı olmayan büyüme nedeniyle, dolara karşı elimiz çok güçsüz.
burada kriz yok diyen akp yandaşlarına da soralım, hanginiz ihale ile aldığınız işler haricinde işlerimiz iyi diyebilirsiniz?
tanım: 2013'te başlayan, 2019'a kadar sürecek kriz yıllarından sadece birisidir. -
25. ateist terörü diye bir şey duydunuz mu
(bkz: bunlar solcu bunlar ateist bunlar terörist)
senden duymuştuk ama pek siklememiştik. -
26. ekşi sözlük'teki evlilik düşmanlığı
sonra neden millet ibne oluyor. sözlükte yeni yazmaya başladım, yeni bir yazarım bu tür şeyleri okudukça kadınlara karşı bakışım değişti. artık iş yerindeki figen hanım değil de ahmet abinin gülüşü hoşuma gidiyor, ferudun abi çorba içerken kaşığı çok seksi tutuyor. ahh o kemal abi.
viteste tespihi var. ne de güzel geçirmiş. -
27. odtü sticker ücreti politikasının adaletsizliği
odtü öğrencisinin de giderek vizyonsuzlaştığını gösteren isyandır. öncelikle şunu kabul edelim, odtü adı üstünde bir üniversite avm değil.
1) "durumu olan öğrencilerin okula arabayla gelmesinden daha doğal bir şey yok" hayır hocam, bundan daha doğal olan şey öğrencinin okula toplu taşıma ile gelebilmesidir, burada asıl isyan edilmesi gereken nokta budur.
2) "kahverengi sticker kkm, camii, ve uydu diye bilinen otoparklar dışında bir yere park edememektedir ki yine bilen bilir buralar lokasyon açısından bölümlere ters yerlerdir. okula arabayla gelmenin avantajı kalmamaktadır."
kampüse arabayla gelen öğrencinin sebebi evine ulaşımın zorluğu olabilir bunu anlarım ama zaten kampüs içinde o bahsedilen otoparklardan ringler bölümlere gitmektedir. burada yapılması gereken kampüse 10-15 dk erken gelip o ringlerle bölümlere gitmek ve böylelikle kampüs içindeki trafiği ve park yeri zorluğunu aza indirmektir. bu trafik sorunu yüzünden son yıl içinde kampüsteki kaç canlı öldü artık hatırlayamıyorum.
3) "trafiği yaratan mesai saatleri içerisinde her zaman okulda olması gereken personele bu fiyat politikası uygulanmıyor." çünkü üniversiteler araştırma merkezidir, lise değildir. herhangi bir öğrencinin normal şartlarda kolay kolay gece bölümde kalması gerekmezken, bir asistan yada hoca gözetmenlik, yada aratırma yapma gibi sebeplerle kampüse ulaşım konusunda öğrenciye kıyasla bence önceliğe sahiptir.
4) "her konuda özgürlüğü adaleti eşitliği savunan ülkemizin güzide okullarından odtüdeki sticker fiyatları aslında öğrenciyi ne kadar düşündüğünü göstermektedir." eğer amacımız özgürlük, adalet, eşitlik ise lütfen bunu kampüsteki her öğrenci için savunun yalnız parası olan öğrencinin okula arabayla gelip rafik sorununu daha da arttırması ile değil. madem özgürlük ve eşitlik istiyoruz, lütfen bu kampüsteki her öğrenci için olsun. daha nitelikli, daha iyi toplu taşıma imkanları, ringler, barınma vb. konuşulsun eğer amaç gerçekten öğrenciler arasında eşitlik sağlamaksa.
not: şu anda amerika'da iyi bir üniversitedeyim, herhalde kişi başına araç sahibi olma oranının en yüksek olduğu eyaletlerden biri burası. kampüste anayollar trafiğe kapalı, stickerlar oldukça pahalı ve stickerla yalnızca kampüsün çevresindeki otoparklara park edilebiliyor. ama öğrenciye toplu taşıma ücretsiz ve herkes kendi arabası olmasına rağmen okula toplu taşıma ile gayet rahat ulaşıyor. biz neden daha eşitlikçi, mantıklı çözümlerle uğraşmak yerine, herkes o daracık yolları olan kampüse arabasıyla gelsin diye şikayet ediyoruz hala? -
28. ankarada kalınacak yer
sincan uygundur. merkezi konumu ve gece hayatıyla ve kültür turizmiyle tek geçerim. otel fiyatları da uygundur.
-
29. 3850 lira maaş ile krallar gibi yaşayan aile
yazarın 2018'de açacağı başlık: (bkz: 5000 lira ile krallar gibi yaşayan çekirdek aile)
--- spoiler ---
hanım atanacak.
--- spoiler --- -
30. erdoğan'ın twitter'da ingilizce yazmaya başlaması
(bkz: yazıyorum ama konuşamıyorum)
-
31. facebook'ta canlı yayın yaparken kendini öldürmek
herkes vefattan intihardan söz etmiş de; ben elemanın yaşantısına da en az ölümü kadar üzüldüm.
şu sözlükte birçoğumuz işini, maaşını, yaşadığı yeri, kıyafetlerini, bindiği arabayı, kahvaltısını vs. beğenmeyip hayıflanıyor. kapitalizmin kölesi olduk vs. diye zırlayıp duruyoruz. haksız da sayılmayız eyvallah da...
böyle hayatlar da var lan..
adama baksana abi, gece sabaha kadar inşaatta bildiğin ağır işçilik yapmış, sabah gün ağarmış, iyi bir kahvaltıyı hak ettim diyor kurduğu yer sofrasıyla çektirdiği fotoğrafta.
o yemeği birçoğumuz beğenip de yemez...
ne bileyim, senin benim yediğim şeyleri yiyememiş, senin benim içtiğim kahveleri içememiş, o okullarda okuyamamış, hatmettiğimiz kitapları görememiş bile, sevdiceğinin saçlarını koklayamamış, senin benim izlediğim dizileri, filmleri izleyememiş, nargilesiyle maç keyfi yapamamış, kabul görmemiş, dışlanmış ve daha nicesi...
bizler taşak kebabı yaparken bu garip en güzel çağlarında ağır işlerde ucuz paralara çalışmış, birçoğunuz böyle tiplere bakıp kıro diyor ama adamlarda hiçbir bilgi, birikim, tecrübe, vizyon, bilinç yok ki.
hayvandan birkaç tık ötede, zorla hayatta kalabilmiş bu garipler.
sonra götüboklu bir kız beğenmiyor; kalbini kırıyor. zaten neyle hayata tutunmuş ki bu garip; o incecik yaşam bağını bir kurşunla sonlandırmış.
gencecik çocuk ölmüş, ölmüş ölmesine de...
bu adam(lar) hiç yaşamamış, yaşayamamışlar ki..?
allah'ım, merhametine, adaletine, rahmet ve bereketine sığınıyorum.
biraz da garibanın yüzü gülsün, varsın ben yarım porsiyonla doyayım, razıyım be :/ -
32. beyninin %90'ı olmayan adam
--- spoiler ---
fransa'da beyninin %90'ı olmadan yaşayan bir adam hayatına sorunsuzca devam ediyor. geçirdiği bir rahatsızlığın ardından beyninin %90'ını kaybeden adamın ıq'su 75 ve devlet memurluğu görevini sorunsuzca sürdürüyor.
--- spoiler ---
http://odatv.com/…kinligini-yasiyor-1110161200.html
bence acilen türkiye'de araştırması yapılıp beyinsizler tespit edilmeli zira bizde bu vakaların sıklığını gören dünya bilimi yeni bir rönesansa geçebilir. -
33. 11 ekim 2016 kılıçdaroğlu'na hapis istemi
bilal erdoğan şikayetini geri çekmeyi beceremediğinden gerçekleşmiş olması muhtemel olay..
-
34. yaran inci sözlük entry'leri
beyler, ben ankara'da bir devlet üni 2. sınıf okuyan ve ailesinin yanında kalan bir panpanızım. bizim okul eve oldukça uzak. sabah derslerine giderken nereden baksanız bir buçuk saatim yolda geçiyor. okuldan neredeyse hiç arkadaşım yok. zira okul konusunda hep devam problemi yaşayan biri olduğum için oturup laflayacak adamlar da bulamadım..
her neyse konuya geçelim. yeni dönemin ikinci haftasıydı. yani geçen hafta perşembe. hazırlık da dahil üçüncü yılıma başladığım üniversitede ilk defa bu dönem düzenli bir şekilde derse devam ediyorum..
üç tane pelinsu kızı ile de gayet iyi bir muhabbeti oturtmaya başlamıştım. en azından ben öyle sanıyordum.
bu huurlar beni whatsapp gruplarına ekledi. sabah akşam mesajlaşıyorlar amk. ben de girip doğru dürüst konuşmuyorum bile. muhabbeti okuldan okula ilerletiyorum. kafamda hiç olmazsa birini gibmek var. neyse bu huurlardan biri perşembe akşamı whatsapa mesaj attı, "yarın ek ders gibi bir şey yapacakmış mesleki dil hocası herkese haber vermemi istedi sabah dokuzda ders var" diye. bahsettiği hoca da bu huurla çok içli dışlı. dedim ek ders varsa buna söyler, o iletir bize gerçekten de. inandım amk, kalktım sabahın altı buçuğunda.
hazırlandım yedi çeyrek gibi çıktım amk evden. okula geldim sınıf arıyorum. bir baktım bu kaltak sırıta sırıta duruyor kenarda. dedim ne oldu, herkes geldi mi falan. dıbına kodumun malı biz seni gibtik ders falan yok mealinde cümleler kurdu bitch. bu huur da sevgilisi için gelmiş amk. ben bozuldum gittim eve ama kıza karşı iyice küçük düşmemek için kendimle falan dalga geçiyorum, ya nasıl inandım falan .d .d diye..
neyse gittim eve bütün hafta sonunu düşünerek geçirdim. bizim okulda son sınıfta bi tane uzak akraba var. pazartesiye planı anlattım buna, anlaştık. pazartesi bugün yani.
neyse bu sabah kalktım babamdan da yalvar yakar arabayı aldım amk. gittim okula. bu huurların çok sevdiği bir tülay hocaları var, kadın kırıkkaleli. bizim bitchlerin bu kadınla cinsel cinsel muhabbetler çevirdiği falan oluyor. o kadar yakınlar yani. tülayın dersine bir on beş dakika kala benim akraba girdi sınıfa. çam yarması gibi adam amk. tülay hocanın dersi burada dimi dedi. evet dedi bizim asalaklar. hocanız dün annesini kaybetmiş. bugün dersi yok dedi. bizimkiler hemen, aa baş sağlığına arayalım dediler. kadın şimdi çok yoğundur. sonra ararsınız dedim. hak verdiler tabi. dedim, aklıma çok iyi bir fikir geldi, gideyim cenazenin kalkacağı yeri öğreneyim beraber gidelim hem zor gününde yanında oluruz. düşünüp olur dediler. gittim yine bizim akrabaya, osturuktan teyyare bir adres aldım ondan. dedim kırıkkalede kalkacakmış cenaze. biraz cayar gibi oldular ama ne diller döküyorum görseniz. en sonunda bindik arabaya gittik kırıkkaleye..
amk kırıkkale hakkında hiç bir bilgim yok. şehrin içinde ilerledikten sonra semtin birine girdim. gördüğüm ilk cami için de, aha burası diye bastım narayı. ama mekan allahın unuttuğu yer yani öyle söyliyim..
neyse, dedim cenaze namazı ikindi vaktiymiş. saat tabi daha öğle suları. indik arabadan orada dolaşmaya başladık. çay bahçesi gibi bir yere oturduk. tuvalet mekandan çıkınca sağda arkada kalıyor. bi sıçayım geleyim dedim. çıkış o çıkış beyler. döndüm geldim ankaraya amk. kaç defa aradılar açmadım. kırıkkale de iyi eğlenceler kızlar diye bi mesaj çaktım. hala ana avrat sövüyorlar bana mesajla..
ne yaptılar bilmiyorum. şuan eve geldim dinlendim ve buradayım.
edit: beyler yarım saat kadar önce bilmediğim bir numara aradı. açtım bende. bizim okulda sevgilisi olan huurun erkek arkadaşı çıktı. tehdit falan etti bin. o okula bir daha gelme falan dedi amk. -
35. keşke yunan galip gelseydi
saçma bir istek. dondurmacı takkesiyle konuşan bir adamı çok kale almamak gerekir. tarihçilerin ajdarı lan bu adam. bi de müridleri falan var. çok konuşmada ordan bana 3 liralık maraş dondurması ver.
-
36. ileride en çok değer kazanacak istanbul semti
(bkz: bağcılar)
oradaki iguanalar evrim geçirip yeni bir dinozor populasyonu oluşturacak ve turistik bir mekan haline gelecek. -
37. öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler
ilber ortaylı'nın konuşmalarını youtube'da 1,25 hızına alınca, normal insan hızında konuşması:
1,25 yap!
(bkz: işsizlik zor) -
38. yaran whatsapp grup isimleri
hiçbiri yarmıyor. zorlamayın.
hatta ben içindeki her entry bu kadar yarmaktan uzak başka başlık görmedim şimdiye kadar. -
39. yazarların 1 cümle ile futbol mantalitesi
bas lan bas bilmez o.
-
40. ömür gedik'in robert de niro'ya veryansın etmesi
(bkz: are you talking to me)
-
41. ahmet kaya şarkılarında geçen mükemmel sözler
hüzünlü bir akşam susmuşuz, durgunuz hepsi bu.
-
42. ohal khk alçaklığı
asıl başlık 2016 yılı ohal khk'sı kapsamında yapılan alçaklık, vicdansızlık, kepazelik olacaktı ama karakter sınırı nedeniyle ohal khk alçaklığı olarak açtım.
biliyorum bu aralar bilmem ne rezaleti başlıkları çok moda ama bu durum rezaletten de öte hazin bir türkiye hikayesidir.
fazla uzatmadan anlatacağım, umarım sonuna kadar okursunuz.
sizlere iki kişinin kısa hikayesini anlatacağım.
efendim benim çok eskilerden iki tane arkadaşım var. bunlardan bir tanesi cemaatçi ve ak partili, diğeri de ülkücü. bu ikisi arkadaş olmalarına rağmen fethullah gülen üzerinden onlarca kez tartışmışlardır. ülkücü olan en başından beri fetoyu cia ajanı olmakla, amerikan uşaklığıyla, diyalog çalışmaları nedeniyle de islama ihanetle suçlardı. ak partili olan da canhıraş bir şekilde hocasını savunur, her münakaşanın sonunda da "haşa de çarpılırsın" der ve sinirli bir şekilde ortamı terk ederdi.
bundan beş altı sene evvel ülkücü olan fetoya "kardinal hazretleri" dediği için bu iki eski arkadaş küstüler ve bir daha da barışmadılar.
ülkücü olanın cemaatle tek bağlantısı orta okul ve lisede onların dersanesine gitmesiydi. şehrin en iyi dersanesi olduğu için zaten herkes oraya gidiyordu. ak partili olan dersane, cemaat evinde kalma, cemaat organizasyonlarına katılma, türkçe olimpiyatlarında görev alma, cemaat bankalarını ve şirketlerini kullanma, zaman-sızıntı aboneliği vb. mümkün olan her şekilde cemaatle iç içeydi.
aradan yıllar geçti ak partili arkadaş üniversiteden mezun olduktan hemen sonra istanbul belediyesiyle ticari işler geliştirmeye başladı. zenginleştikçe zenginleşti. çulsuz bir adamken bir kaç yıl içinde trilyoner oldu (türkiye standartlarında olağan bir durum). bu çocuk azılı bir militancasına bütün ortamlarda hem ak partiyi hem de cemaati savunur, her gün sosyal medya hesaplarından propoganda unsurları paylaşırdı. 2013 yılındaki 17/25 aralık hadiselerinden hemen sonra bizimki paylaşım yapmayı aniden kesti. alenen suyun altına indi ve kimin kazanacağını beklemeye başladı. taa ki 16 temmuz sabah 9 sularında akıncı üssü pistleri bombalanana kadar.
o gece uyumadım ve sırf meraktan bu arkadaşımın facebook/instagram/twitter hesaplarını kontrol ettim. haspam darbe başarısız olacağına kesin kanaat getirdiği anda paylaşım bombardımanına başladı. daha bir gün önce hoca efendi hazretleri dediği fethullahın anasına sövmeye varana kadar küfürler, büyük reise övgüler. şehitler, millet, ezan, demokrasi, milli irade, ak parti vs vs vs... adam hiç durmadan haftalar boyunca günde 50/60 tane paylaşım yapmaya başladı korkusundan. sonra ne mi oldu? tabi ki yoluna devam etti. hala milli irade diye çığlık atıyor, hala zenginleşiyor..
gelelim ikinci kahramanımıza. 15 senedir sürekli fethullaha kardinal diyen, hain cia ajanı diyen, şerefsiz diyen bu arkadaşım bir üniversitede kendi halinde bir asistandı. bir sabah kovulma kağıdı aldı: ohal khk kapsamında görevinizden alındınız. sebep belirtme yok, ayrıntı yok, delil yok, ve her şeyden daha vahimi mukaddes olan müdafa hakkı yok. doktorasını bitirmesine kısa bir süre kala çocuğu kapı dışarı ettiler. bütün bir geleceğini elinden aldılar. zavallı çaresiz bir şekilde bekliyor.
tanıdığım onlarca militan mertebesinde cemaatçi ak partili var. hiç birinin kılına zarar gelmedi. olan nerde gariban, biçare, zavallı varsa ona oluyor.
peki bunun adı alçaklık değil de nedir?
daha önce de söyledim, şimdi de söylüyorum. imkanı olan varsa yurtdışına kaçsın, hayatını kurtarsın.
(bkz: #61092726) -
43. öğretmenlik mülakat sonuçlarındaki rezalet
80 dönemi çocukları olarak; öğretmenleri bugüne dek yalnızca maaş zammı için eylemlerde gördüm. hiçbir toplumsal eyleme sendikaları ile katılmadılar. tabipler odası, mühendisler odası bilmemnesen sendikası sokaklardayken eğitim sendikaları yoktu. şimdi kendi meslekleri için, bizzat kendilerine yapılan adaletsizliğe karşı bile örgütlenemeyen binler, onbinler; nasıl çocuğumu size emanet edip de ona hakkı hukuku adaleti öğretmenizi bekleyebilirim?
bu kez, en azından kendiniz için korkmayın! boşuna savurmadilar onca sloganı; "susma! sustukça sıra sana gelecek." sıranız geldi işte, haydi şimdi ağlamayı bırakıp hakkınızı arayın! -
44. domaldığında tüm kadınların aynı olması
ankara'da bi komşum vardı teyze bana seçiçi olma kızım ışığı kapatınca bütün erkekler aynı diyordu.
onun gibi bir şey sanırım, kaç erkekle karanlıkta kaldın kahbe diyemedim tabi tamam teyze dedim.
eğer cidden bu kafadaysanız işiniz çok kolay laaan mis hepsi aynı zaten? inekler gibi yaşarsınız nasılsa tüm inekler aynı yani kimi bulduysa onunla sevişiyorlar.
valla benim aklıma yattı da kalbime yatmıyor. ben domalmam bi kere! eveeet! ciddiyim oç. -
45. caner erkin
(bkz: efendi)
fişeğimisss, kıymetlimisss diye diye yere göğe koyulamıyordu. daha bunun gibi birçok vukuatı olacak. siz şimdiden "renqliler qısqanıyo" yazın. -
46. 500t'deki pembe sütyenli kız
adam hakkatten 500t'de yazmış. durak aralarında sağı solu keserken ara vermiş.
-
47. 15 temmuz gecesi bulduğu askeri çantayı satmak
-
48. cia-pentagon savaşı
(bkz: büyük resim mi lan o)
-
49. musluk tamir edemeyen erkek evin reisi değildir
-
50. tinder
an itibariyle kendisi araciligiyla tanistigim hatunun kanepesinde yorganin altindan entry yazmami saglayan program. ilk bulusmada hatunun evinde bulustuk. sevismedik. hatun da kilolu bisey cikti. beraber uyuyalim mi dedim, ayni bolgedeyiz, olmaz dedi. ee eve gidim dedim, bu saatte gec olur dedi. salondan bildiriyorum beyler. amk acayip acayip isler acti basimiza. ne isim var lan benim bu evde.