benimle gel wendy13
profili

  • hemşirelere cerrahlık yolu açılsın

    öyle olmaz, direkt başhekim yapın

    bence benimki de mantıklı bir öneri, bi düşünün derim ben.

  • en son gerçekten mutlu hissedilen an

    çoğunuzunki uzak anlar.

    ya zaten bu tv programlarından belli çoğumuzun psikolojisi gitmiş, eto gibi bitmiş abv.

    ben bu akşam tv ünitemi vidalayınca mutluydum, şimdi de mutluyum banyo yaptım sıcak su mmhh.

    mutlu hissetmeyi özel, zor, her zaman olmayan, sürekliliği olmayan bir şey sanmayın, her an hissedebiliriz, aq bu hayatı komplike hale getiren sizlersiniz.

    tuğçe gidelim burdan, hadi.

  • moda sahilinde oral seks yapan amca

    moruk ben çok tiksindim ya keşke bu işi public kategorisinde yapmasalardı.

    amcanın tüşörtü gözümün önünden gitmiyor, dayım da aynısından giyiyor, ceplisinden kalem koyuyor cebe de.
    :( cepsiz asla giymez. çünkü oraya alışveriş fişi vs koyuyor konu biraz kaydı, neyse.

  • yatağa filtre kahve ve pancake getiren kadın

    hayatım boyunca asla olamayacağım kadın. bu yüzden kaybediyorum di mi?

    yatakta bişiy yenmez çünkü cin çarpar. :( asdf

    filtre kahve hayatımda hiç içmedim, ben starfucksta sipariş bile veremiyorum kahvelerin ismini söyleyemediğim için, pankek de yemedim sanırım. köylüyüm laaaan ne var neee?

    ben çok güzel menemen yaparım yanına da çay demleriz olmaz mı? asdfa neden olmaz ya neden nedennn?

    siz istiyorsunuz ki kadın saten sabahlığını giysin elinde tepsiyle odaya girsin... ben pijamanın üstünü altının içine sokup çakıl topuzumla çay suyu koyup menemen soğanlı mı olmalı soğansız mı olmalı diye mutfakta sandalyeye bağdaş kurup bi beş dk düşünüyorum her defasında.

  • domaldığında tüm kadınların aynı olması

    ankara'da bi komşum vardı teyze bana seçiçi olma kızım ışığı kapatınca bütün erkekler aynı diyordu.

    onun gibi bir şey sanırım, kaç erkekle karanlıkta kaldın kahbe diyemedim tabi tamam teyze dedim.

    eğer cidden bu kafadaysanız işiniz çok kolay laaan mis hepsi aynı zaten? inekler gibi yaşarsınız nasılsa tüm inekler aynı yani kimi bulduysa onunla sevişiyorlar.

    valla benim aklıma yattı da kalbime yatmıyor. ben domalmam bi kere! eveeet! ciddiyim oç.

  • kilo vermek isteyenlere tavsiyeler

    biri de çıkıp pfofiterol ne bileyim tartolet yiyin yazmıyor.

    siz kalori dedikçe benim canım waffle istiyor, ekmek arası peynir istiyor, albeni, milka, damak, browni yemek istiyorum! anlıyor musun?

    domates soslu makarna istiyorum bu saatte, patates kızartmasını ranch sosa batıra batıra gömmek istiyorum! üstüne litrelerce kola ne bileyim gazoz filan içmek istiyorum.

    işte tüüüm bu isteklerimi bastırıyorum, neden? çünkü diyetteyim. :(

    bunları düşündükçe salatalık yiyorum, domatese tuz döküp ısırıyorum, karpuz dilimliyorum kendime şirin gelsin diye elmadan surat yapıyorum, litrelerce su içiyorum suyun damacanası 8 tl olmuş bu arada abv, neyse. çayı şekersiz içemiyorum diye yerine süt içiyorum. beş aydır çay içmedim beni anlıyor musun? sanırım geri kalan hayatımda da öyle pek içmeyeceğim zaten.

    şimdi bi albeni olsaydı karşımda, evet tam uzanabileceğim bir yerde bi albeni olsaydıı, "ört bacım üstünü" derdim ve ona hiç dokunmazdım.

    bence siz de öyle yapın, oluyor. 25 kilo verdim ben.

  • başkasına aşık oldum diyen sevgili

    siz hiç kalbinizden taşan sevgilinizin bir başka aşk için ağladığını gördünüz mü?

    ben gördüm, bir kere.

    çok ağlanırsa kör olunur mu? bilen vara yazsın bana, neyse.

    bir aylık bir amerika tatili idi sadece. gözleri parlamıştı böyle bir imkan doğdu gitmeli miyim sence derken. hayatımda hiç kimseyi öyle yüreklendirmemiştim sanırım, kendim de dahil.

    her şey bu tatille başladı, hayatımın bu kadar boka saracağı hiç aklıma gelmezdi, felaketlerin bir alıştırma dönemi olmalıydı bana göre, böylesi zalimlikti.

    siz hiç alkolle arası iyi olmayan sevgilinizi zil zurna sarhoş bir bar köşesinde ağlarken buldunuz mu?

    ben buldum, bir kere.

    ıslak suratını omzuma gömüp "çok canım yanıyor" dedi. bende can kalmadı diyemedim.

    ellerimi tutup "ben başkasına aşık oldum" dedi. ben bir daha sevemem diyemedim.

    tüm renkler soldu, etraftaki tüm ışıklar söndü, ben karanlıktan korkuyordum ve elimi bir başkasına aşık bir adam tutuyordu. dramın dibi.

    tekrar omzuma gömülüp hıçkırıklarla ağlarken "sana bunu nasıl yaparım, ama aşık oldum, nasıl yaparım" diye boğuk bir sesle nefesini gömleğimden içerilere kadar üflüyordu hırsla.

    fıtı fıtı fıtı, çok duygusallaştım, tamam neyse, git ve mutlu ol dedim, evet ellerimle ittim onu, başta direndi sonra bir kelebek gibi süzüldü canını yediğim.

    bazen aşk gider, anılar kalır. bazı sevgililer başkalarına aşık olabilir ve siz bir daha sevemeyebilirsiniz.

    elimi tutabilirsiniz.

  • hemşire soğukluğu

    tamam, devlet hastanesidir, özel hastanedir yoruluyorsunuz tribinizi filan anlarım,

    ama tıp merkezinde yapmayın be ablacım! hasta bile yok, oturuyorsun tüm gün.

    bu sabah annemi bi tıp merkezine götürdüm, enfeksiyon değerlerine bakılmasını istemişti yine aynı tıp merkezindeki doktor. neyse, kan alma odasının kapısını çalıp

    - kolay gelsin, özür dilerim kanı burada veriyoruz di mi, barkod filan almamız gerekiyor mu öncesinde?
    + burada -_- geç şöyle. (anneme diyor)

    senin ben o emir veren dillerini keserim, kızgın şişlere geçiririm de işte beni tanımıyorsun ve seninle yalnızca 10 dakika bir arada olmamız gerek.

    işesin diye verdiği bildiğimiz beyaz plastik bardağı görünce, anneme dönüp "ağzı açıkmış:( " dedim. hani buna biz işeriz, gerekirse kaka da yaparım ben o bardağa da, hani hemşireler teslim alıyor onlara yazık baaabında üzülerek söylemiştim. bizim suratsız +35 yaş hemşiremiz yapıştırdı cevabı: evet ağzı açık, çünkü o bir bardak! siz örneği getirince tüplere doldurmamız kolay olsun diye! -_-

    ben senin o atarlanan yerlerini kesip kıyma makinesine atarım ablacım ama işte annem yanımda terbiyesizlik yapmayayım dedim.

    eve geldik annem demez mi, "hayır abin de sen de ne zaman hastaneye gitsek pısıyorsunuz, bi cevap veremedin o hemşireye yazıklar olsun. "

    keşke yapıştırsaydım cevabı "hav" diye.

    edit: beni hemşire fantezisi ile itham edenler filan oldu, sayın okurlar, ben kadınım, ve hemcinsimden hoşlanma gibi bir durumum yok. baya bıyıklı mıyıklı erkekleri seviyorum ben. bu burada dursun.

    hemşire elbette güler yüzlü olmak zorunda değildir, tamam bunu kabul ediyoruz. ben zaten asık suratından değil daha çok hazır cevaplığından ve emir verişinden yakınmak istedim aslında, bunlar da onu soğuk gösteriyor kusura bakmayın.

    düşünsene, faturanı yatırmaya gidiyorsun donuk surat, markette kasiyer donuk surat, doktor donuk surat, terzi mehmet bey bile donuk surat... herkes donuk olsun, nasılsa gülümseme zorunluluğunuz yok. e olur mu öyle ama, yaşanır mı? ben yaşayamam bana gülümseyin! beni tanımadan bana günaydın deyin ben hayat doluyorum. yapmayan yapmasın ama yapabilen lütfen ya, buna ihtiyacım var. ki biliyorum, aslında isteseniz bunu hepiniz yapabilirsiniz, hemşireler de aynı şekilde.

  • güzel giyinmeyi başaramamak

    var böyle bir şey evet.

    cüzdanla alakalı olabilir elbette ama dün gece aklıma ne geldi bak:

    şimdi çocukluğunda başkalarının eskilerini giyenleriniz olmuştur. heh ben de öyleydim işte.

    güzel olayım, güzel görüneyim diye giyinmeyi çok sonradan öğrendim ben. kıyafet vücudu örterdi bana göre. olsun yeterdi.

    benim için güzel olması diye bir şey yoktu, olması vardı, o önemliydi.

    hal böyle olunca insan neyin güzel olacağını bilemiyor, güzel olanın içinde kendini rahatsız hissediyor, eğreti duruyor. belki o yüzden hala güzel görünmüyorumdur. o yüzden beceremiyorumdur.

    belki de çok fazla görünmez olayım duası ediyorum ondandır.

  • arabayla dik yokuş çıkarken trafiğin tıkanması

    şu hayatta en çok nerede panik atak geçiriyorsun diye sorarsanız,

    arabadaysam ve bir yokuş çıkmak zorundaysam direksiyon başında. o kadar büyük bi stres oluyor ki... arkadaki araç yaklaştıkça paniğim artıyor.

    el freni metodunu uygulayayım dedim, alışamadım, frensiz debriyaj yapayım dedim istop etti, e sonra ben de allah ne verdiyse gaz fren mren hepsine basıyorum....

    şimdiye kadar hiç kaçırmadım arabayı ama bu kaçırma potansiyelim yok anlamına gelmiyor, o kadar yaklaşmayın yani arabamın kıçına.

    edit: şimdi yazılanları okudum da, çok zorlayınca debriyaj balataları zorlamadan hasar görüp koku yapıyormuş, ben de her bakıma götürdüğümde balata yenileyip, vay sıkıştırıp duruyor bu adam sağlam bi tane tak olsun bitsin diye içimden sinirleniyordum. özür dilerim mustafa abi, günah bendeymiş. :(

  • damar yolunu açamayan hemşire

    "hemşirelerde varoş bi hava yok mu lan" demiş biri.

    var kardeşim, çok haklısın. haftanın beş günü 12 saat çalışıyor, senin dokunmadığın anacığının afedersin her yerine temizlik için dokunuyor, kokusundan tiksinip maske taktığın idrar sondasını boşaltırken o, sen yanında ayakta dikiliyorsun ve o senin "togo" ayakkabılarınla göz göze geliyor... aklında hasta annesi var, izin alamıyor, rapor kabul etmiyor bazı hastaneler, burnundan getiriyorlar o raporu.

    hemşireler çok varoş kardeşim. üstleri başları hep bi kirli. saçlar dağılmış mesaisinin son saatlerinde, çünkü sen"geliyor musunuz bakiym bakiym diye" butona bastın tüm gece. yatışının yedinci gününde yine butona basıp "doktor ne zaman gelecek" diye sordun, odana kadar tam 43 adım atıyor cik cik öten butonu kapatmak için, o hesapladı.

    hemşirelerden başka varoş yok kardeşim. çünkü odada baban kötülenince koridora doğru "resepsiyoooonn" diye bağırmana rağmen sana çemkirmiyorlar, "canım, şekerim, aşkım" kelimelerine trip atmıyorlar, oysa emniyete gidip polise hiç kimse "dün gece bizim eve hırsız girmiş aşkım" demiyor. bunu diyebilmen hemşirelerin varoşluğundan, harika bir yere dokunmuşsun tebrik ediyorum.

    hemşire damar yolunu bulamıyor, kolların morardı ve kısa kollu giyemiyorsun... senin adına gerçekten üzüldüm. benim kadar o hemşire de üzülmüştür buna emin ol, çünkü varoşluk bunu gerektiriyor biraz da. can yakmayı kim ister? acı çeken insanlara bakıp zevke gelen bir meslek olduğunu düşünenleriniz var. hepiniz adına üzgünüm.

    teşekkürler.

  • kalp atışını hızlandıran şeyler

    whatsapp profil fotoğrafına bakayım derken aramaya basmak.

    en az 120 diyorum.

  • sözlükçülerin karayolundaki hız rekorları

    100 km.

    acelemiz yok, kenardan kenardan gidiyorum.