Değerli ziyaretçilerimiz,

Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.

Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.

Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.

Sozlock Ekibi

Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. rusya'nın suriye sınırına s-400 yerleştirmesi

    biz de diyanetin elindeki s500'leri yerleştiririz.

  • 2. moğolistan'ın sinsi gibi hiçbir olaya karışmaması

    arkadaş, asya kıtasındasın, sağında solunda savaş oluyor, milletin götünde adeta ayı böğürüyor; sen moğolistan olarak neden çıkıp -ufak da olsa- bir açıklama yapma zahmeti göstermiyorsun?

    de ki; "biz olanları kınıyoruz" ve yahut "biz rusya'nın tarafındayız" ya da "kuzey kore'nin anına koyayım, güney kore çoğ hojdur" falan de yahu, çıldırtmak mı istiyorsun bizi???!!!!

  • 3. atatürk'ün vatan toprağını savaşmadan vermesi

    muhtemelen nickine benzer bir ismin olurdu şeklinde cevaplayabileceğim soru..

  • 4. 25 kasım 2015 rusya'nın türk tırlarını vurması

    uluslararası hukuka uygun bombalamadır.

    suriye egemen bir devlettir. bm'de kabul görmekte, diğer ülkeler tarafından muhatap kabul edilmektedir.

    rusya, suriye'deki operasyonlarını suriye devletinin izniyle yapmaktadır. suriye'nin egemenliği altındaki operasyonlar uluslararası hukuka uygundur. (bizim ırak'tan izin alarak, kandil'i vurmamız gibi)

    türk tırları, egemen suriye devletinden izin almadan suriye topraklarına girmiştir. kaçak giriştir, hukuk dışıdır.

    uluslararası hukuka uygun biçimde suriye'de bulunan rus kuvvetleri, uluslararası hukuka aykırı biçimde suriye'den izin almadan suriye topraklarına giren tırları vurmuştur. olay bu kadar basit.

  • 5. ateizm derneği'nin krematoryum imza kampanyası

    maliyetini ateistlerin karşıladığı camilerde namaz kılanların seve seve maliyetini karşılamak zorunda olduğu istektir.

  • 6. 200 liralık mazotla 1000 km yol gitmek

    otobüs biletine 85 lira vererek 1300 km yol gittim siz neyin derdindesiniz.

  • 7. 25 kasım 2015 yunanistan'ın türkiye'ye tepkisi

    (bkz: sen sus lan fakir)

  • 8. 1 aralık 2015 rusya'nın ekonomik yaptırımları

    iyi tarafından bakın tavuk eti ucuzlayacak. ben meyve sebzede de aynısını bekliyorum.

  • 9. biliyorsun

  • 10. 25 kasım 2015 fb'li futbolcuların pişik olması

    (bkz: fikirtepe bad boys 86)

  • 11. rus uçağını düşüren pilot

    tarih kitaplarında adı zaten yazmaktadır.
    (bkz: mehmetçik)

  • 12. 25 kasım 2015 tsk açıklaması

    işin iç siyasete dönük kaymağını akp yedikten sonra, dış siyasete dönük pisliğinin tsk'ya bırakıldığını gösteren açıklama.

  • 13. türk hava kuvvetleri rus jeti vurduğunu bilmiyordu

    hollanda jeti sanmıştırlar malum karışıyor.

  • 14. miley cyrus'un çırılçıplak soyunması

    bu saatten sonra bunun soyunuk hali değil, giyinik hali haber değeri taşır. arkadaşının anası-babası ölse, götüne dildo sokup öyle gider cenazeye bu.

  • 15. evlenmek vs aynı evde yaşamak

    aradaki fark 'aseton'dur..

    şöyle ki; sevgiliyle aynı evde yaşanıyorsa ve bundan ailelerin haberi yoksa, her aile fertlerinden bir veya birkaçının ziyareti öncesi erkek kişisinin evindeki 'aseton' yer değiştirir. ya var olduğu evde saklanır veya dişi kişisinin evine geri götürülür.

    ne zaman ki evlendiniz, 'aseton' artık özgürce durduğu yerde varlığını sürdürebilir hale gelir. işte o yüzden evlilik aseton için çok önemli, olması gereken bir eylemdir.

  • 16. aileye boşanacağını açıklamak

    bütün aile gün içinde aranır. mümkünse akşam erken gelin, konuşmamız lazım gerek denir.

    kızım söyle işte diye baskılar gelirken, öyle telefonda söylenecek gibi değil denir, gözden iki üç damla yaş düşer.
    akşam herkes geldiğinde "boşanmaya karar verdim" denir.
    derin bir sessizlik yerini yavaş yavaş dozu artan bir gürültüye bırakır.

    son sözüm "sizden bu konuda izin istemiyorum, bilgi veriyorum" olmuştu. sağlam durun. ailenizin "millet ne der" baskısına aldırmayın. sizi mutlu görünce, onlar boşanmanın ne kadar normal ve aslında mutlu eden bir şey olduğunu görecekler.

    sabredin ve aileniz hayatta olduğu için şükredin...

  • 17. 25 kasım 2015 atletico madrid galatasaray maçı

    şu an canlı bahiste, atletico takım kalecisi ne renk kazak giyiyor? diye bahis açılsa maçı izleyenlerin yarısı bilemez

  • 18. diploma sorgulama sistemi

    kimlik numarasını biliyorsak istediğimiz herkesinkine bakabiliyor muyuz?
    bi'şey deneyeceğim de.

    tanım: akla üniversite diploması olmadığı halde çok yetkili makamları işgal ettikleri iddia edilen bir takım şahısları getirmiştir.

  • 19. öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler

    ne ilginçtir ki camiye dikey olarak gelenler de ölümlerinde yatay olarak gelecekler. çok değişen bir şey olmayacak. *

  • 20. türk hava sahası nato hava sahasıdır

    doğru beyan.

    nato köpekliği değildir. türkiye kuzey atlantik paktına üyedir. o paktın kuralı da budur. o pakta üye devletlerden birinin hava sahasını ihlal edersen nato'nun hava sahasını ihlal etmiş olursun. saldırırsan da nato'ya saldırmış olursun.

    dünya beşten büyüktür lafına gelirsek, oradaki beş birleşmiş milletler güvenlik konseyindeki beş daimi üye. bu açıdan nato'yla alakası yok. evet, malesef o beş şu an dünyadan büyük: bir karar tasarasını bm'den geçirmek istediğinde bu beş devletten biri nayır, nolamaz dediğinde karar=yok. o yüzden de bm çok etkili bir kurum olamıyor her durumda.

  • 21. tel aviv

    mala bak görmesek inanacaz demişim ama muhtemelen görmemişim. aptal mısın gerizekalı mısın? lan şehir mimari olarak beş para etmez demişim adam bunu anti semitikliğe bağlamış. tel aviv istanbul'un önünde diz çöksün lan. 1000 yıldır üç imparatorluğa başkentlik yapmış istanbul'la 50 yıllık şehri mi kıyaslıyorsun? bu dediğine israilliler bile güler lan. mal oğlu malsınız lan.

    edit: bana anti semitik diyen malın entrylerini detaylıca okudum. ciddi ezik ve korkunç cahil bir vaka ile karşılaştım. tavsiyem bir uzmana falan görünsün. bir de bunun gibi mallardan gelen lgbt desteği falan siktirsin gitsin. ciddiyim önce insan olmayı öğrensin. üff rezalet

  • 22. sözlükteki keskin nişancılar ve komandolar

    half-life ilerlemeliyi üç kez bitirdim. gta vice city'deki inşaat patlatma görevini gözüm kapalı geçtim. puyol'u stopere koydum mu adam geçirmem. süper mario'da 8'in 4'ünü ezbere bilirim.

  • 23. kilolu kadınların libidolarının daha yüksek olması

    test etmek için farklı kilolardan kadınlarla deney grubu ve kontrol grubu kurmaya karar verdim. başvuruları özel mesaj ile yapabilirsiniz. gerçekler çıksın ortaya, biz susalım istatistik konuşsun.

    karanlık bir dünyada bilimin mum ışığı olacağım inşallah.

  • 24. akp-rus savaşına türk-rus savaşı demek

    türkiye'yi akp'nin yanında savaşa sokmak isteyenlerin yeni algı oyunudur.

  • 25. ahmet davutoğlu'nun beyin yakan köşe yazısı

    gecenlerde bi essay calismasi icin literaturdeki guc analizlerine goz atarken bizzat kaynaginda denk geldigim, birlesik devletlerin, o zamanlar turkiye'yi de epey ugrastiran cuban missile crisis zamanindaki c.i.a analyst chef'i jay steiner cline'in guc taniminin harap edilmis hali. hatta eger akademik bir calismadan kaynak gosterilmeden asirildaysa sayet intihal bile olabilir. bizimkinin buyuk akademik olmaya oykundugu donemler herhalde, zor gelince islamci kanattan siyasete girmis.

    bi yerlere kaydetmistim kaynagi, bulunca buraya salarim.

    edit: buldum: http://i.prntscr.com/…d174c4043b49f9f2ae0f497db.png

    bu da kaynagin kendisi, syf 172: http://www.princeton.edu/…is and world politics.pdf

    edit2: intihal olabilir dedik ama adam intihali de becerememis ki. caktirmasin diye gitmis formule tarih eklemis falan. nasil olcecekse tarihi.

  • 26. wesley sneijder

    sneijder ağlıyor diye dalga geçiyorlar, ülke gençlerinin zeka seviyesine gel amk.

    ağlamak; hakem kötüydü, penaltımızı vermedi, hakkımızı yiyorlar, ofsaytı görmedi dersen olur. adam çıkmış çatır çatır "taktiğimiz yok, doğru düzgün antrenman yapmıyoruz" diyor.

    sağa sola değil, bizzat bize sallıyor kardeşim, yani burda sana bok yemek düşer.

  • 27. 25 kasım 2015 vladimir putin açıklaması

    --- spoiler ---

    'türkiye yönetimi ülkeyi kasten islamlaştırmaya yönelik iç politika izliyor'

    "sorun sadece dün yaşadığımız trajediyle ilgili değil, çok daha derin. sadece biz değil tüm dünya görüyor ki, mevcut türkiye yönetimi uzun yıllardır ülkesini kasten ‘islamlaştırmaya’ yönelik iç politika izliyor. islam büyük bir dünya dinidir ve aynı zamanda rusya’daki geleneksel dinlerden biridir. biz de islam’ı destekliyoruz ve buna devam edeceğiz. ama burada söz konusu olan daha radikal bir islam’ın desteklenmesi. bu durum ilk bakışta pek fark edilmese de olumsuz bir atmosfer yaratıyor."
    --- spoiler ---

    (bkz: yalansa yalan de)

  • 28. burak yılmaz'ın görüntülü analizi

    not: imgur engellendiği için dns ayarlarını değiştirmeyen, hotspot shield gibi programlar veya vpn kullanmayanlar linkleri açamaz. gif’lerin boyutu hayvan gibi olduğu için öyle her siteye yüklenmiyor. hem böylece açamayarak telefonunuzun internetini sömürmenizi de engellemiş oluyorum. bu yüzden teşekkür etmelisiniz bana. şaka bir yana gfycat'e de yükledim. alternatif link oldu. hem boyutu da düşürüyor ama siz yine de 3g ile bağlıyken açmayın. bir önceki analiz için; (bkz: benfica galatasaray maçının görüntülü analizi)

    aklımda uzun zamandır vardı. fernando muslera vs burak yılmaz başlığının üzerinden bir yılı aşkın bir süre geçti ve bu süre zarfında burak yılmaz’ın oyun tarzında herhangi bir değişiklik olup olmadığını, oyuna katkısının artıp artmadığını görelim istedim. bundan sonra da maçları genel bir şekilde analiz etmek yerine kafama esen bir futbolcuyu seçip onun üzerinden sonuca gitmeyi düşünüyorum çünkü bana kalırsa galatasaray’ın kaliteli taktikten çok, kaliteli oyuncu sıkıntısı var. sonuçta ne kadar iyi taktik kurgularsanız kurgulayın, onu sahada uygulayabilecek yetenekte oyuncular gerekiyor. bireysel yapılan analizlerde bu daha iyi ortaya çıkacaktır.

    öncelikle şunu söyleyeyim; maçı izlememiştim. burak yılmaz’ın nasıl oynadığı hakkında hiçbir fikrim yoktu, incelemeye nötr başladım. altı çizilmesi gereken bir diğer nokta da; elimden geldiğince burak’ın içinde bulunduğu pozisyonları almaya çalışmam. ‘şunu alayım, diğeri kalsın’ diye bir düşüncem olmadı. bunu özellikle belirtmemin nedenini anlayacaksınız.

    http://i.imgur.com/og2kusy.gifv
    http://www.gfycat.com/kaleidoscopicthinfish
    maçın başındayız. burak yılmaz, kendi imzasını taşıyan, top kontrol etmeye çalışırkenki debelenmesini gerçekleştirse de topu düzgünce takım arkadaşına aktarmayı başarıyor. hemen ikinci dakika içerisinde ilk olumlu hareketini yaptı. aslına bakarsanız, yapması gereken zaten bu. kimse arkasındaki adamı bakkala yollamasını ve topla kalenin dibine kadar gitmesini beklemiyor.

    http://i.imgur.com/ulv35v2.gifv
    http://www.gfycat.com/oblongslimyaracari
    dördüncü dakikada ikinci olumlu hareket geliyor gibi oluyor. stoperin kucağında beklemeyerek takım arkadaşına pas opsiyonu oluşturuyor. sonrasında ise tabii ki, kendisine faul yapıldı iddiasıyla topu rakibine teslim ediyor.

    http://i.imgur.com/ewxmn33.gifv
    http://www.gfycat.com/carelesssoulfulalaskajingle
    burak yılmaz kalenin –kendine göre- sağında kalmaya korkuyor. biliyor ne kadar kötü bir bitirici olduğunu. eğer kalenin sağından ceza sahasına girerse ya daha zor açı ile topu gönderecek ya da ters ayağını kullanmak zorunda kalacak. hâlbuki dümdüz bir şekilde kaleye inse, yasin de topu önüne bırakacaktı. saçma sapan bir şekilde sola koşmasının hiçbir mantığı yok. çapraz koşu iyidir, hoştur ama yerinde yapmak lazım. burada, stoperle arasında yeterince mesafe var. dolayısı ile kendine alan açması gerekmiyor, zaten boş.

    http://i.imgur.com/2jqs24h.gifv
    http://www.gfycat.com/ringedimprobablegreatdane
    top burak yerine sneijder’e gelmiş olsaydı, selçuk kaleci ile karşı karşıya kalmıştı. bu pası atamamanın taktik ile oyun tarzı ile alakası yok. kötü futbolcu olmak ile yeteneksizlik ile alakası var. her şeyi geçtim, önündeki sneijder’e verse topu, sneijder’in tek pasla yasin’i göreceğinden eminim.

    http://i.imgur.com/wmkpcid.gifv
    http://www.gfycat.com/darkapprehensivegull
    galatasaraylı oyuncular sağda sıkışıp güzel bir üçgen oluşturdukları sırada burak’ın önündeki boşluğu kullanıp yaklaşması lazım, fakat kendisi adeta ceza yayı ile aşk yaşadığı için takım orta sahaya geldiğinde burak yayın etrafından bir adım uzaklaşmıyor. gerçi uzaklaşsa da, devamı pozisyonun sonundakinden pek farklı olmuyor.

    http://i.imgur.com/ip6jjuo.gifv
    http://www.gfycat.com/earlyterrificagouti
    buradaki tek mazeret önündeki savunma oyuncusu olabilir. pozisyonu 7634723 defa izlememe rağmen burak’ın önünde yer alan arkadaş hafifçe dokunuyor mu, dokunmuyor mu, çözemedim. dokunuyorsa yapacak bir şey yok. o kadar kısa sürede ve mesafede reaksiyon vermek imkânsız. her şey şansa kalıyor ama dokunmuyorsa –bana daha olası geldi- yine beceriksizlikten başka bir şey değil. hazırlıksız yakalanamaz, her ihtimali düşünmek zorunda. ‘önümdeki vurur zaten kafayı yeaaa’ diyerek oynama lüksü yok. ‘ekstra’ bir şey istemiyorum. sadece yapması gerekeni yapmasını istiyorum.

    http://i.imgur.com/2teikbf.gifv
    http://www.gfycat.com/selfassureddecentangwantibo
    antalyaspor karşısında maçın yüzde 95’inde burak’ın ne yaptığını gösteren gif. ‘beklersem belki top gelir’ taktiği.

    http://i.imgur.com/9dahm1b.gifv
    http://www.gfycat.com/dependablepitifuldowitcher
    burak yılmaz’ın müthiş top sürme yeteneğini daha önce konuşmuş muyduk? hatırlıyorum sanki öyle bir şeyler.

    http://i.imgur.com/zfhms4g.gifv
    http://www.gfycat.com/preciousbareamphiuma
    sadece burak yılmaz’da ya da galatasaray’da olmayan bir sorun. hiçbir zaman kendi ceza sahasının yanında ve sırtı dönük bir savunma oyuncusuna faul yapan hücumcuyu anlayamayacağım. hayatın anlamını bulmak bile daha kolay benim için. faul olmayan durumlarda bile hakemlerin ‘ne şiş yansın ne kebap’ mantığıyla düdüklerine sarıldıkları bu tarz pozisyonlarda defans oyuncusunu sadece ‘rahatsız edip’ topla oynamasına izin vermek neden kimsenin aklına gelmez? bu pozisyona benzer bir şekilde, 2011 yılında elmander’in bilica’dan çalıp attığı bir gol vardı. o aklımda kalmış bir tek. başka yok, dört sene geçmiş üstünden. öff ne çok uzadı, kısacası şair burada zihinsel yeteneklere değiniyor.

    http://i.imgur.com/ohpp2yu.gifv
    http://www.gfycat.com/righthardtofindelephantseal
    bir bu çalım, bir de schalke maçında attığı çalım. burak’ın kariyerinin zirve noktaları. schalke maçında hiç değilse golle noktalamıştı. burada saha kenarında, oyuna girmeyi bekleyen adama pas atan ozan tufan akımından yararlanarak dünyanın en işe yaramayan görevini yapan çizgi hakemine nişanlıyor. bakın, bir forvet bir defa kaçırır, iki defa kaçırır. olabilir. insanlık hali. ama ben daha pozisyonun başlangıcında atağın golle sonuçlanmayabileceği hissine kapılıyorsam orada bir yanlış vardır. burak galatasaraylılara bunu öğretti. hiçbir pozisyon net değil onlar için. kimsenin içi rahat değil. bana kalırsa en büyük eksikliği bu. galatasaray’ın forveti, atması gerektiğinde gol atabilen biri olmalıdır.

    http://i.imgur.com/mah1jml.gifv
    http://www.gfycat.com/shrillbelovedhalicore
    ikinci yarıya geçtik bile. ilk yarıda burak yılmaz sadece bir defa savunma oyuncularıyla mücadeleye girmiş. onları rahatsız etmeye çalışmış. bu da ikincisi işte. umut bulut gibi deli danalar şeklinde baskı yapmasına gerek yok. bu pozisyonda olduğu gibi, top kendi yakınına geldiğinde karşısındaki oyuncunun aheste aheste hareket etmesini izlemesin, yeter. 45 dakikada yalnızca iki kez yaptı bunu.

    http://i.imgur.com/re4zzlx.gifv
    http://www.gfycat.com/eminentnauticalhypsilophodon
    üçüncü kez. ikinci yarıda daha mücadeleci bir burak izleyeceğiz sanki?

    http://i.imgur.com/tuccqu0.gifv
    http://www.gfycat.com/…ngpastdiamondbackrattlesnake
    bu arada rodriguez’in bu asisti hoş olsa da, taraftarın saçma sapan tepkisi yüzünden fazla abartılmış. o pası veremeyecekse galatasaray’da işi yok demektir. ‘ama veremeyen futbolcular var takımda’ derseniz, onların da işi yoktur. rodriguez bir ön libero değil, doğru. savunmada zayıf kaldığında kızamıyoruz ama hatalı paslarını da buna bağlamak oldukça ahmakça. hep dikine oynayıp hata yapıyorsan, dikine oynamamalısın demektir. performansı yüzünden eleştirilen selçuk bilmiyor sanki rodriguez gibi sürekli ekstra pas atmaya çalışıp top kaptırmayı. burada da kaliteli taktik devreye giriyor işte. selçuk’u sürekli yan pas yapmaya zorlayan, dandik oyun yapısı rodriguez’i de zorlamalı. baktı ki olmuyor, vazgeçecek. ısrarla aynı hataları yapmanın mantığı yok.

    burak’tı konumuz. söylenecek fazla bir şey yok. kalite böyle belli oluyor. podolski’nin göz ucuyla bile kaleyi görmesi yeterli. burak’ın eline dürbün versek yine oraya vuramaz o topu. yine takım taktiği ile uzaktan yakından alakası olmayan, oyuncunun bireysel yeteneği ile sonuçlanan bir pozisyon.
    sondaki ‘işaret etme’yi de bilerek aldım. sanırım rodriguez’i gösteriyor. ‘gol senin sayende’ oldu manasında. bir de neredeyse arkadaşının ayağından topu alıp kaleye sokmaya çalışan burak’ı düşünün. iki adet aynı oyuncudan bencil olmayanı her zaman daha kalitelidir. sahaya 11 kişi çıkıyorsanız bencilce davranamazsınız.

    http://i.imgur.com/oi9ndrf.gifv
    http://www.gfycat.com/…gincomparablecopperbutterfly
    yerde yatmakta olan kaleciyi vurmak.

    http://i.imgur.com/se1hfun.gifv
    http://www.gfycat.com/lateenviouskoalabear
    evet. dakika 80 oldu. arada kalan sürede burak yılmaz’ın siluetini bile göremedik. ikinci yarının başındaki mücadelesinden bu dakikaya kadar bir kez bile olsun şu tarz mücadeleye girmedi. işte bu yüzden başta ‘pozisyon seçmedim’ dedim. gerçekten de arada burak’ı gösterecek hiçbir şey yok.

    http://i.imgur.com/wyaebpv.gifv
    http://www.gfycat.com/…ayverifiableindianrhinoceros
    yine müthiş kontrolü sayesinde topu eline çarptırıyor. asıl göstermek istediğim nokta ise farklı. burak rakibinin üzerinden aşırtmaya çalışıyor topu. kafasından anlayabilirsiniz. topu göndermek istediği noktaya bakıyor bir an için. evet, kendisi rakibinin üstünden aşırtmak istediği topu göğüs hizasının üzerine çıkaramayacak kadar yeteneksiz.

    sonuç olarak, burak yılmaz geçtiğimiz bir yıl boyunca hep aynıydı, hiç değişmedi. benim, kendisinin ne kadar kötü futbolcu olduğunu belirtmemin ardından iki transfer dönemi –yaz- geçti ki ondan önceki bir sezonu da katarsak üç diyebiliriz. galatasaray yönetimi, üç sezondur bu soruna çare bulmayı düşünmedi. hamza hamzaoğlu da burak gibi, umut gibi oyuncuları pohpohladı. gidişi yine yönetimin saçmalaması nedeniyle olsa da, bu oyunculara prim vermesi ile kendi sonunu hazırladı. kalitesiz, yeteneksiz futbolcuları överek bir yere varılamayacağı belliydi. buradaki kritik nokta; parasızlığı mazeret gösterip gereksiz korumacı bir yaklaşımda bulunması oldu. elindekinin değerini bilmek önemlidir ama o değeri de ettiğinden daha pahalıya satmaya çalışmamak lazım.

  • 29. steam

    200-300 tane oyun oldu library'mde. 10'unu oynamadım. gelecekteki çocuklarımdan utanıyorum.

    "baba bize birikim yapmak yerine steam library'yi 99-2003 civarı klasik crpg'lerle doldurmuşsun, biz şok"

    diyecekler diye korkuyorum.

  • 30. rusya köpeği sözlük yazarları

    şangay beşlisine gireceğiz diye vaktiyle gerdan kırmışlıkları vardır.

    (bkz: ak partili yazarlar)

  • 31. metrobüs durak sayısını azaltmak

    öneriyi ortaya atanlar hangi durakları kullanıyorsa onları kaldırarak başlanabilir mesela. 2-3 km yürüsünler ne olacak ki sonuçta 30 saniye. bu kadar düz mantıkla nasıl hayatta kalınıyor vallahi büyük başarı.

  • 32. evlendikten sonra eşinden sıkılmaya başlamak

    herkes için geçerli olmayan durum.
    biz evlendikten sonra öyle mesajlaşmalarımız "eve gelirken yoğurt al" minvaline dönmediğinden bundan sıkılmamıştım ben.

    tam tersi sürekli; "bana neden daha çok yazmıyorsun? seni az evvel aradım neden açmadın? bana şu mesajında neden aşkım demedin? toplantın daha bitmedi mi? bu saate kadar bu iş nasıl uzar? işe gitmek için erken değil mi? nerdesin aşkım? beni sevmiyor musun? beni özlemedin mi? kartları yatırdın mı? garantiyi ne yaptın? akşam anneme gidelim mi? kaçta gelirsin? işin ne zaman biter? toplantıda mısın? çıktın mı? girdin mi? benimle neden ilgilenmiyosun? neden erken yatıyosun? neden saz çalıyosun? neden tv izliyosun? neden rakı içiyosun? neden kitap okuyosun? neden oturuyosun? neden dışarı çıkıyosun? o arkadaşın kim? kadın da var mı orda? spora gitcen mi? kaçta çıkarsın? ben güzel miyim? bu elbise nasıl?... sorular sorular sorular. gel de sıkılma yav.
    inanın ki arada cevap verecek kadar vakit kalsa, yemin ediyorum hepsine cevap vereceğim. ama bir de bu soruların hepsini kendisi cevaplıyor.
    "beni seviyor musun? bence sevmiyorsun"
    "kaçta gelirsin? bence geç gelirsin"

    gerçekten delirmemek işten değil. bırak sıkılmayı..

    ekleme: ay valla böyle başlıklar görünce içim şişiyor, şimdi buraya dökülcem ya;

    şu sorulan soruya kendisinin cevap vermesi durumu kadar lanet bir şey ben ömrümde görmedim arkadaş. ya karşındakine bir soru sorarsın, sonra cevap beklersin. bize böyle öğrettiler yani.

    -bu elbise güzel mi?
    -neyse sen beğenmedin galiba.

    bir de bunun bir üst versiyonu var; cevabı verdikten sonra yine kendi bildiğini yapmak. şöyle ki;

    -bu elbise güzel mi ya?
    +çok güzel.
    -yok ya bence güzel değil. çıkarıyorum.
    +tamam sen bilirsin.
    -dedim ben işte güzel değil. sen de beğenmedin.
    +olur mu ya çok güzel ama sen beğenmediysen değiştir.
    -yok yok sen beğenmedin.
    +tamam beğenmedim başka giyin.
    -neyse bunu giyeyim tamam.

    hatta daha üst versiyonu da sizin sorduğunuz sorulara cevap vermemesidir.

    +bu takım güzel mi?
    -sen bilirsin hayatım.
    +yani yakıştı mı?
    -bilmem ki sen beğendiysen sorun yok.

    +bak şu şarkıyı nasıl çaldım?
    -bilmem ki.
    +ya nasıl bilmem, bildiğin şarkı işte.
    -ne bileyim ben hiç anlamam gitardan.

    sonra sıkılıyorsun...
    ulan bi dur nefes alalım, sonra sıkılırız. sıkılmaya bile vakit bırakmadın be. bir insan günde 38 kere neden telefon açar ki ya? 3 kere ararsın 5 kere ararsın eyvallah. 38 nedir yani. evet evet saydım ben. 38 iyimser rakamlardandır.

    söyleyince de kötü olursun. bilemiyorum.. her şey karışık.

  • 33. leyla ile mecnun

    o gemi geldi ismail abi !

  • 34. savaş istemeyen sözlük yazarları ve sebepleri

    yazar: arachnid

    sebep: gerizekalı olmamam.

  • 35. erkeğin egosunu okşamayı bilmeyen kadın

    sürekli pohpohlanmaya alışmış erkeği ne yaparsa yapsın tatmin edemeyecek kadındır ve malesef çoğu zaman yalnız olmaya mahkumdur.

    uzun süren "ben bu erkekleri neden etkileyemiyorum, neyim eksik de bu adamlar benden vebalı görmüş gibi kaçıyor" araştırmam sonucu farkına vardım ki, erkekler kendini kral gibi hissettiren, her söylediğini tasdik edip, saçma sapan esprilerine sanki dünyanın en komik insanı oymuş gibi gülen, çok bilmeyen ve aynı zamanda sorgulamayan ve soruşturmayan kadınlara bayılıyorlar. kendilerince haklılar tabii ki de . sonuçta olmak için çabalamak yerine, yalancı aynalar karşısında kral görünmek çok daha zahmetsiz bir yerde.

    eğer karşılarında en az kendileri kadar görmüş geçirmiş, en az kendileri kadar hayatın farkında, en az kendileri kadar savaşçı, en az kendileri kadar hayatı yorumlayan ve sorgulayan bir kadın görürlerse, direkt karşı tarafı ezme modunu aktif hale getiriyorlar. ezemediklerinde de saçma sapan bahanelerle uzuyorlar.

    sevgi, aşk, bağlılık, güzellik, hoş sohbet değil olay. sadece ve sadece ego savaşları. kim kimin egosunu tatmin edecek, kim kime kendini daha önemli hissettirebilecek durumları.

    babannem derdi, erkek dediğini pohpohlayacaksın, o pohpohlanmayı hak etmediğini bilsen bile pohpohlayacaksın. sen daha iyisini bilsen bile bunu erkeğe belli etmeyeceksin, ona sanki en iyisini o bilirmiş gibi davranacaksın. yaptığı her şeye ama her şeye sanki dünyada en iyisini o yapıyormuşcasına sahip çıkacaksın. sorardım peki niye, dünyanın düzeni bu derdi, yalnız kalmak istemiyorsan yapacaksın.

    eğer göte göt dediğim için yalnızlıksa sonum varsın olsun. altın olsun da altın diyeyim karşımdakine, göte altın demek, altına hakaret etmek değil de ne?

  • 36. çanta askısını meme arasına sokan kadının amacı

    şunu yapamayacağına göre: (•) | (•)

    şu ikisinden birini yapmak:

    (•) / (•) ya da (•) \ (•)

  • 37. 25 kasım 2015 türkiye'nin götün götün kıvırması

    kıvırmak değil sağduyulu davranmaktır.

    "oh iyi yapmışız, hadi gelin savaşalım" mı deselerdi?

  • 38. rusya destekçilerinin vatandaşlıktan çıkarılması

    (bkz: akp'li olunca herşeyi yapabileceğini sanmak)
    edit: rus destekçisi değilim ama nedir bu aktroll'lerdeki özgüven onu anlayamadım altı üstü bir partiye oy veriyorsun sonra gelip saçma sapan fikirlerle onu yapalım bunu yapalım diyorsun. oy verdikleriniz dese anlayacağım da siz sadece birer piyonsunuz bunu bilin.

  • 39. ruslar'ın efes pilsen fabrikasına saldırması

    rte'nin buyuklugudur. adam alkolikleri bira fabrikasina saldirtiyor. bir kac sevap points de ordan...

  • 40. mit tırlarında silah varsa ne olacak

    on küsür yıl oldu -hissedileni yüz yıl gibi geliyor- akp analizlerinde sıklıkla yapılan bir hata var, bunun yalanlara karşı hakikatin, akıldışılığa karşı sağduyunun mücadelesi olduğu zannediliyor. savaşı alkışlayan, evladını toprağa vermiş anneyi yuhalayan bir kitlenin üç dakika arayla kendi kendini çürüten bir adamın ispatlı çelişkileriyle tavır değiştireceği umut ediliyor.

    gücünü ve hatta bizatihi varlığını hiçbir zaman sahici yatırım yapmadığı bu çelişkilere borçlu olan akp'yi bu çelişki ve tutarsızlıklardan mahcup olma, onları uyumlaştırma, en azından biçimsel mantık açısından tutarlı söylemlerle izah etme çabası beklemek pek akla yatkın gelmiyor bana. muhafazakarlıkla liberalizmi, islamcılıkla -tıpkı şu tayyibin giydiği, capsleri yapılan yöresel kıyafetler gibi- üzerine iliştirilen diyalogcu, reformcu bir demokrasi önderliğini uzlaştırmadaki eğretiliğin hayati çelişkilerden muaf şekilde sürdürülmesi mümkün değil. paradoks o ki bu eğretilik olmadan da akp mümkün değil. zira rte kimliğinde tatbik edilen siyasal islam geçmiş deneyimlerin aksine bir ulusal hegemonya kurma iddiasında, bunun gereği olarak parti de nihayetinde evrensel oyunda kalma, meşruiyetini uluslararası hukuk ve demokrasi normlarına atfen tanımlama gayreti güden bir aktör. bu yüzden yüzlerce insanı ölüme sürükleyip istediğini aldıktan sonra barıştan, demokrasiden, çözüm sürecinden bahsedebiliyor, rejimin bir polis rejimine dönüştüğünün alenen ilan edildiği, rakip siyasi partilerin kolluk ve paramiliter kuvvetlerin faşizan şiddetiyle muhatap edildiği koşulda ülke halen azimle seçime gidiyor, halen ysk diye bir kurum var, açıklama yapıyor, halen meclis toplanıyor, halen bağlılık yemini siyasi krize neden oluyor.

    bir taraftan kitlenin bastırılmış emperyal ümmet fantezilerini besleyen, kendi milletini ve ecdadını utanması olmayan bir soytarı barbarlıkla inşa eden, velev ki prologuyla sembolize olmuş bir kasımpaşalılık, güç gösterisi, tehdit, öngörülemezlik; diğer taraftan uluslararası hukukun dışına çıkma görüntüsünden rengi atan, nato'nun köpekliğine ağzı sulanan bir zavallılık, acziyet, paranoya.

    akp bu çelişkili birlikteliğe kordon bağıyla bağımlıdır, çünkü bu birliktelik kutuplaştırmacılık aleyhine, uzlaşmacılık, evrenselcilik, hukuk normlarına bağlılık lehine bozulursa rte kişi kültünün önemi kalmaz; tavizsiz ve tutarlı bir yerel faşizm lehine bozulursa siyasal islam ülkedeki hegemonik, ulusal-popüler niteliğini kaybeder, radikal kökleriyle baş başa kalır. her iki durumda da bir parti-devlet olarak akp'den söz edemeyiz.

    bu varoluş zorunluluğu gereği, islamcı siyaseti milli görüş geleneğinden kopma iddiasıyla sürdürme çabasındaki özsel, ontolojik çelişki neyse rte'nin farklı kriz konularına yaklaşımında bu büyük, orijinal günah niteliğindeki çelişki bir nevi yumurtluyor, mikro çelişkiler yumağı ile kristalize oluyor. ortadaki siyasi krizin doğru biçimde algılanmasının önüne yeni çelişkiler çıkarılıyor; kriz ancak yeni çelişkilerle ve kendisini aylarla, yıllarla değil, dakikalarla sınırlayan bir kısa süreli bellek inşasıyla derinleştirilerek aşılabiliyor.

    bu açıdan yakalamaktan çok mutlu olduğumuz, videolarına güldüğümüz söz konusu çelişki ve tutarsızlıkları rte ve akp'nin bir taktiksel tercihinin ötesinde varoluş zorunluluğu olarak görmek mümkün. haliyle burada çarpıcı olan da zihinde şok etkisi yaratan eş zamanlı tutarsızlıklar değil, bu tutarsızlıklarla, bu sıçıp sıvamalarla olan müthiş barışık, uyumlu hal ve tavır. zizek'in zayıflatan çikolata örneğinde olduğu gibi, çelişkili sendrom ve semptomları baskılamayan, aksine onları zıtlığıyla birlikte içerleyen, başbakanın diyarbakır ve suruç'un faillerinin ışidli olduğunu bir kez daha ilan ettiği gün bir diğer bakanın "biliyorsuguz bunlar daha önce de gendilerigi batlattılarıdı" diyebildiği kadar çelişkinin keyfini çıkaran bir varolma örneği. mit tırlarında silah mı vardır, önceki birbiriyle dahi tutarlı olmayan sayısız açıklamayla çelişiyor mu mühim değil, tüm mantık düşmanlığına rağmen pkk'nin ankara katliamına iliştirilmesi gibi, bayırbucak türkmenlerini iliştirirsek tüm tutarsızlıklar millet-ümmet fantezilerinde vakumlanır. milletin cebinden çalmayan bir yolsuzluk; adil bir bağımlı yargı; hoşgörülü bir polis devleti; demokratik bir tek dil tek din tek millet; sömürmeyen bir milli kapitalizm; liberal bir muhafazakar sosyal mühendislik; özgürleştiren bir biat ve sansür rejimi; darbe miraslarına konan darbe karşıtlığı; bokuyla kavga eden bir istikrar; kardeşin linç edilebilip bombalanabildiği bir kardeşlik; kürtlere kuranı kerim türklere bayrak sallayan bir birarada yaşam; savaşgir ve emperyalist sıfır sorun politikası; liyakat esaslı bürokratik kayırmacılık; patronaj esaslı kamusal katılım; avm'yi park'a tercih eden çevrecilik; kadını anneliğe hapseden kürtaj karşıtı kadınseverlik; zerdüşt, ateist düşmanı mevlevilik; üniversite düşmanı teknolojik kalkınma; halka açık saray; kürt sorununun olmadığı çözüm süreci; alevi'nin olmadığı alevi açılımı; dublaj bir montaj; daeş bir pkk... nasıl mümkün olduysa silahlı insani yardım da mümkündür.

    bu oksimoronları, aşırılıkları, gafları, dil sürçmelerini, söylemsel yoğunlukları, birbirini eş zamanlı yanlışlayan beyanatların kusursuz akışkanlığını aldığınızda elinizde ne rte, ne akp kimliği kalır. rte de, akp de kendisi dışında her şey olabilen, varlığını öteki'ye borçlu birer boş gösterendir: milli görüşe karşı laik, ftö'ye karşı kemalist, demokrasiye karşı islamcı, türk'e karşı kürt, kürt'e karşı türk. terapi koltuğunda kendisiyle başbaşa kaldığında kendini tanımlayabileceği bir dünya olmayan bir "şey"e ülkenin ve yaşamlarımızın kaderini teslim ettik.

  • 41. jem paul karacan

    tek olayı papa gibi ismi olması olan adam.

  • 42. hayata dair gülümseten detaylar

    eski kız arkadaşımla buluşmaya gidiyordum günün birinde. arabayı parkettim yol kenarında bekliyorum. bütün yol kenarı restoran kaynıyor. yol kenarında da dilenen insanlar ya da elinde tartı, kalem, mendil, yara bandı tutup bunları satmaya çalışan çocuklar var.

    kızı beklerken 2 tanesi gözüme çarptı. birbirleriyle oynuyorlar falan, boyları da çok kısa, çocuklar da ufak. küfrediyorum içimden sizi sokağa çalışın diye salanın allah belasını versin diye. fakat çocukların dikkati hep restorana kayıyor. yemekler geliyor gidiyor, insanlar hayvan evladı gibi yiyorlar. ben de kızla orada bir yerde yemek yiyecektim. çocuklar onları izlediğimi farketti. ufak olan -erkek- cebinden eciş bücüş yara bandı çıkarttı, abi alır mısın dedi. ama nasıl mahcup. şerefsiz ya hala aklıma geliyor sevimliliği.

    baktım erken gelmişim, kızın da gecikmesi olası görünüyor. bırak oğlum bantı falan karnınız aç mı sizin, benim çok aç dedim. birbirlerine bakıp "ne diyor bu mal" tarzı bir şaşkınlık bakışı attılar. gelin size yemek ısmarlayayım, sen de bana 5 tane bant verirsin dedim. 5 tane yok ki abi dedi. dedim lan şerefsiz sonra alırım o zaman, gelin.

    aldım çocukları içeri girdim. garson hemen, abi rahatsız mı ediyorlar dedi. yok lan benimle çocuklar deyip oturttum. bütün lümpenler bizi izliyor tabii. çocuklara birer yemek söyledim, birlikte yedik. çocuklar ama hala utana sıkıla yiyorlar. biraz rahatlatmak için arada kızın ve oğlanın tabaklarından alıyorum yiyorum, benim tabağımdakinden veriyorum bundan da ye diye. ortama alıştı hınzırlar, arada kız oğlanı dürtüp sakalımı falan gösteriyor gülüşüyorlar gizlice. oğlan da "bak küpesi de var ibnenin" diyerek kıza onu gösteriyor, daha da gülüyorlar. çocuklar sonra baktı geç olacak, biraz kıpırdanmaya başladılar. rahat değiller belli. dedim doydunuz mu len, doyduysanız hadi gidin dikkatlice, sağa sola takılmayın. gözleri parladı ikisinin de el sallayarak koştura koştura gittiler.

    o ana dek uzun zamandır yaşadığım en güzel dakikalardı. derdini sikeyim denilen dertlere sahip olduğumu anımsattı bana o iki güzel çocuk. umarım şimdi hayatları biraz daha güzeldir.

    derken kız geldi ve kızla bu çocuklarla eğlendiğim kadar eğlenemedim o gün. keşke hayatlarını değiştirecek bir yardım yapabilseydim. en azından o gün karınları doymuştur ve belki biraz mutlu olmuşlardır diyerek rahatlatmaya çalışıyorum kendimi.

    adaletini sikeyim dünya.

  • 43. 24 kasım 2015 suriye sınırında uçak düşürülmesi

    şu başlığın altına 1200'e yakın yorum yazılmış durumda. cidden bu yorumları okuyup dikkate alan varsa yazık günah diyorum. buradaki yazarların ancak %5'i adam gibi karşına alıp konuşabileceğin donanımda ve kalitede. burada yazan olan binlerce lise öğrencisi, milletten sigara otlanıp akşamları batak atmaktan başka hobisi olmayan üniversite öğrencileri ve her türlü ekşifestte görüp pasaklı saç sakallı haliyle elini uzatsa sıkmayacağınız tipler.

    ciddi ciddi bunların dış politika yorumlarını okumaya ayıracak kadar değersiz mi vaktiniz?

  • 44. çayır çimen türkleri

    suriye'nin kuzeyinde, türkiye sınırında yasayan, arada bir allahu akbar diye bağırsa da aslında soydaşımız olan, uğruna yedi düvele kafa tutacağımız kardeşlerimizdir.

  • 45. çeçenistan başkanı'nın türkiye'yi tehdit etmesi

    kukla mukla ne oğlum. ağzınızı korkak alıştırmayın, putin'in köpeğidir kendisi.

  • 46. geziciler osmanlı döneminde yaşasaydı olacaklar

    osmanlı dönemindeki gezicilerin saltanatı devirip türkiye cumhuriyeti'ni kurduğunu bilmeyen zat beyanı.

  • 47. metallica vs megadeth

    megadeth'in rust in peace gibi bir albümü vardır, metallica'nın yoktur.

  • 48. özelde muayene reçetesini devlette yazdırmak

    kimse devleti keriz yerine koyup soymaya kalkmasın. cümlesinde yarıldığım başlık. tabi keriz olan halk olduğu için devletin soyması gerekir.

  • 49. poyraz karayel

    begum yilin en guzel atarini yapti. ders olsun, olen insanlari badem gozlu yapmaya meyilli ikiyuzlu herkese ders olsun.