Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. hayatında hiç a. kerzhakov okumamış insan

    a.arshavin okumuştur; entelektüel birikimiyle siker atar.

    favori eseri "genç wenger'in acıları".

  • 2. 26 ağustos 2015 internetin yavaşlaması

    an itibariyle vuku bulan olay. youtube komple felç.

    edit: youjizz falan hızlı beyler. hani düzelene kadar sıkılırım ben falan diyorsanız..

    edit2: youjizzi bilmeyen ne çok insan varmış amk. youjizz müzik kanalı değil beyler açmayın işyerinde falan. ekmeğimle oynadın şerefsiz diye mesajlar geliyor habire.

  • 3. 26 ağustos 2015 4g ihalesi

    kafası karışık olan herkesin anlayabileceği şekilde anlatılacak olursa kabaca şöyle ifade edebiliriz:
    g'yi m'yi unutun, 100.0 power fm'i düşünün. istanbul'da 100.0mhz frekansinda power fm, 102.2mhz frekansinda da atıyorum best fm yayın yapar. ben tutup bir verici yapsam, yayın frekansini da 100.0mhz'e ayarlasam bulunduğum çevrede benim yayinim dinlenir, power fm değil. ışte böyle herkes kafasına göre başkasının yayınını engellemesine diye btk adında bir kurum var. bir anlamda bu işlerin mafyası. ben power fm in yayınını bozmayayim diye power fm 100.0mhz bandı için btk denen bu kuruma haraç verir. ne zaman ki ben başkasının para verip aldığı frekansta kafama göre yayın yaparım, bu btk gelir, başkasının hakkına tecavüz etmekten beni alikoyar.

    ışte bu belli bir frekansta sinyal gönderme işine radyo denir. radyo işi tek yonludur, yani bir istasyon yayar, dolmuş şoförü dinler. dolmuş şoförü geri sinyal göndermez fm am vs. bantlarinda.

    geçmişte biri çıkmış, minibuslere de bir verici koyalım o da sinyal gönderip memedin gezegenine saçma sapan yorumlar yapabilsin demiş. bildiğin telsiz sistemi. ışte bu sistem 1g diye anılır. yani ilk jenerasyon. g demek jenerasyonun g'si.
    2g dediğin ise bunun dijital halde ve daha güvenli daha yüksek kapasiteli versiyonu. gsm, dcs, gprs dedikleri de bu 2nci jenerasyonun kullandığı teknoloji. gsm teknolojisi 100.0mhz frekansini değil de 900mhz bandindaki frekansları kullanıyor. niye? çünkü 100.0mhz ve civarında (88-108 arası) semerkand fm radyo d ve benzeri fm radyoları var da ondan. 400mhz civarında da karasal analog tv yayınları var. hani şehrin en yüksek tepesinde yayın yapan ulusal ve yerel kanallar, uydu değil ona göre.
    e 1800mhz ve civarında da dcs bantları var. örneğin ilk 900mhz bantları ihale edildi 90larda. onu turkcell ve telsim paylaşmıştı. sonra teknoloji ilerledi ve 1800mhzde de çalışan cihazlar üretildi, aria ve aycell geldi ve biz de 1800mhzden konusturalim insanları dediler. 1800mhz doğası itibariyle şehir içinde daha etkin, uzak mesafelere ulaşamaz. o yüzden aria ve aycell in birleşimi olan avea halen şehirler arası yollarda tcell ve vdf kadar kaliteli değildir. çünkü kirsalda tcell ve vdfnin iki istasyonuna karşılık avea en az 10 istasyon kurmalı idi teorik olarak.
    sonra edge teknolojisi geldi ona 2.75g dediler. ama pazarlamadan başka anlamı yoktu bu ifadenin. sonuçta halen 2g teknolojisi üzerine uygulaniyordu.
    3g, üçüncü jenerasyon iletişim teknolojisi 2100mhz frekans bandında isletilir. bu bantta uygulanan teknikler sayesinde görüntülü konuşma daha hızlı internet daha hızlı bağlantı gibi özellikler ortaya çıktı. 2100mhz dediğin 2100mhz civarındaki belli bir bölge, 1920mhz ile 2170mhz arasındaki alan. bunu küçük parçalara boluyorsun, adına altband, daha doğrusu taşıyıcı diyorsun. operatorler bu tasiyicilara para ödüyor. dolayısıyla bu bantta bir kaç tasiyiciyi tcell, bir kaçını vdf ve bir ikisini de avea almıştı. bu 3g teknolojisi gsm değil umts, sonra üstüne gelen hspa tekniği de
    3.5g diye anıldı.

    şimdi 4g, daha hızlı internet erişimi için geliştirilen bir teknoloji. bu ihale özelinde bir farkı var. 4g teknolojilerini (lte, lte-a, wimax) 800, 900, 1800, 2100, 2500, 2600mhz bantlarinin hepsinde uygulayabilirsiniz. operatorler 3g altyapısını bozmamak için 2100e dokunmaz ama 800, 900, 1800 ve 2600mhz bantlarını 4g için ayarlamak durumundalar. şu anda 2600de kimse yok. muhtemelen üç operatör de bir kaç taşıyıcı alacak bugün bu banttan. toplam 8 tane ayrılmış bugün satmak üzere. muhtemelen tcell vdf ve avea sırasıyla 3-3-2 taşıyıcı alacaktır. netgsm dedikleri akpnin firması ihaleden çekilmiş, 2600'e girer sanıyordum.

    aveanin 900de çok az taşıyıcısı vardı, rekabeti korumak için bu bantta bugün onlara da 900mhz tahsisi yapıldı.
    800mhz de önceden ne vardı bilmiyorum ama şimdi üç operatör de 800mhz de taşıyıcı aldı. şimdi avea nin 1800frekanslarindan bazıları vdf ve tcell'e verilecek. tabi çok para veren istediği tasiyiciyi alacak. avea da elindekilerin hepsini kaybetmemek için yine teklif vermek zorunda.

    olay bu.

    bu ihale sonunda her üç operatör de 800 900 1800 2100 ve 2600mhz bantlarinda taşıyıcı sahibi olacak. bu tasiyicilarla ister 2g ister 4g hizmeti verir.

    uzun lafın kısası, tek kazananı olan bir çekişme değil. herkes bir şeyler alacak. çok para veren daha temiz tasiyicilari alabilecek.

    umarım bu da ne ki diyenler için az da olsa açıklayıcı olmuştur.

  • 4. mohammed fadel dobbous

    (bkz: son esnaf bükücü)

  • 5. ahiretime duamsın facebook sayfası

    --- spoiler ---

    bir şehirde namuslu bir aile varmış.... koca kuyumcu, kadın ise ev hanımıymış... bir gün kadın her gün süt getiren erkek satıcıdan süt almak için kapı aralığından tenceresini uzatmış... ama sütçü önceden yapmadığı bir şeyi yapmış. o gün kadının elini şehvetle tutuvermiş. kadın tencereyi hemen bırakıvermiş. sütçünün yaptığına çok üzülmüş... kocası evine geldiği zaman ağlayarak, söyle bugün ne yaptın ki benim başıma şöyle bir iş geldi” diyerek olanı anlatmış.... bunun üzerine adam şöyle bir itirafta bulunmuş: “evet, hanım özür dilerim... bugün hiç yapmadığım bir işi yaptım ve bilezik almak isteyen bir kadın, takamıyorum bana yardım et, deyince, bileziği koluna takarken, bunu sanki zor oluyormuş gibi geciktirerek yaptım ki, kolu bir iki saniye daha çok elimde kalsın, diye düşündüm. işte senin başına gelenin sebebi budur.” demiş...
    --- spoiler ---

    peki sütçünün karısını kim elledi?

    eğer kuyumcunun ellediği kadın sütçünün eşiyse bu iş orgy'e gider benden uyarması.

  • 6. show tv'nin irlandalı turist haberini çarpıtması

    muhtemelen amaç esnafı daha da rezil etmemek. ne diye verselerdi haberi, "tüm esnaf toplandı, sarhoş bir turisti sopalarla dövmeye çalıştı ama turist, sarhoş haliyle, hepsini tek tek yere serdi" mi deselerdi?
    edit: typo

  • 7. kenan tanrıkulu'nun görevinden istifa etmesi

    dogru mu anladim mesela soyle bir sey mi?

    fenerbahce sabri'ye teklif yapiyor gel bizde oyna diye, sabri de bu ne curret diyip galatasaray'dan mi istifa ediyor?

    edit: mesajlar icin sagolun, reyiz kaptanligi birakiyormus, sag bekten yardirmaya devam..

  • 8. tuğrul türkeş'in bakanlık teklifini kabul etmesi

    bir tanesi bana nasıl böyle bir teklif yapılır diye genel başkan yardımcılığından istifa eder, diğeri teklifi kabul eder. akla ister istemez ilber hoca geliyor:

    (bkz: mhp balansı yerinde olan bir parti değil)

  • 9. ameliyat kemoterapi radyoterapi yoğunbakım morg

    genelleme yapılmaması gereken sıralama.

    kanser hastalarının moral gibi önemli bir faktöre hayatlarının her alanında ve her zamanında ihtiyaç duyduğu da göze alındığında böyle bir sığlık ve sığırlık yapmak ancak bir tespit sıçmak olabilir.

  • 10. kurdish terrorists fucking with dead donkey

    (bkz: mit sikmiştir)

  • 11. eylül 2015 ak saray için özel tv kanalı kurulması

    az bile. helal olsun uzun adam.

    ben olsam özel çomar domaltma ekibi kurup çomaristan bölgesinden yakaladığım çomarların tadına bakardım. fakat uzun liderimiz buna tenezzül etmiyor. şimdilik muhtarlarla yetiniyor. yani sohbet babında.

  • 12. irlandalı turistin devirip hayata küstürdüğü esnaf

    olum esnafı savunan adamı da gördü ya bu gözler. daha ne diyeyim. o esnaf denilen orospu çocuklarının, her birinin annesini ayrı tutup, götlerine kemer patlıcanı giresiceler, lince alışmış korkak pezevenkleri savunan adamlar da var ya aşk olsun lan size. turist haksızlığa uğradıysa hakkını aramalıymış, lan adama sopalarla saldıracaksın bir de hakkını mı arayacak adam, yani dayağı ve öldürülmeyi göze alacak ve kendisine saldıranları türk polisine şikayet edecek.
    ya hadi başka kapıya gidin oralarda ağlayın. adamın yaptığı tamamiyle meşru savunmadır ve evet komiktir. orospu çocuğu sırtlan sürüsüne dalmış bir kahraman arslan gibi mücadele etmiş ve eli sopalı korkak sırtlan sürüsünü dağıtmıştır. bir tanesinin de dişlerini eline vermiş, tek kroşe ile nakavt etmiştir.
    hak arayacak he mi? ahahahaha burası da norveçti amk, polisi çağırırsın hemen gelir, esnaf zaten gayrı resmi zabıta, yarrak kafaları bizzat cumhurun başı böyle ilan etmedi mi. çoğunluğun fiziksel gücüyle bu esnaf denilen orospu çocukları önüne geleni tehdit etmedi mi, ali ismail korkmazı polislerle beraber fırıncı esnafı öldürmedi mi?
    sizin hümanizmanızla birlikte türk polisi ve adaletine olan güveninizi sikeyim.
    sırf böyle zamanlar için kendi emniyetimi aldım ben, bir gün bana da böyle dalarlarsa karşılığını bu irlandalıdan sert bulurlar. amına kodumun kıroları adam olsunlar azıcık. bunlar nush ile adam olmaz, tekdir ile de adam olmazlar, kötek de yeterli gelmeyecektir. kafalarına sıkıp bok çuvalı gibi yol ortasına atacaksın.
    hümanizim ölümünüze neden olur. burası orta doğulu köpeklerin dünyası artık. eliniz tetikte olsun. sevgiler:)

  • 13. hdp'nin akp'nin bakanlık teklifini havada kapması

    seçimden önce bunlar anlaştılar, ver başkanlığı al özerkliği. baraj altında kasten kalacaklar, akp'yle anlaştılar... seçimden sonra bu. bi bitmediniz.

  • 14. o irlandalı bakın kim çıktı

  • 15. irlandalı turistin dövdüğü esnafa yardım ediyoruz

    bence dişsiz halini değerlendirip fuhuşa başlasın. daha çok para kazanır. level atlamış olur.

  • 16. almanya'nın suriyeli sığınmacıları kabul etmesi

    sığınmacının düzgününü alacak, sığınmacının hırsızını, uğursuzunu bize bırakacaktır.

  • 17. 26 ağustos 2015 rte'nin faizler düşsün talebi

  • 18. 26 ağustos 2015 davutoğlu'nun bakanlık teklifleri

    süpriz bir hamle ile bağımsız recep tayyip erdoğan'a başbakan olması teklif edilmiş ancak kendisi, hükümette bulunmam doğru olmaz ben başkomutanım deyip reddetmiş.

  • 19. irlandalı turistin arap çıkması

    ekşisozluk olarak neye göt olduğumuzu anlayamadığım durum. kimse adam irlandali diye savunmuyordu ki adamı? 15 esnafın şerefsiz sopalı saldırısına karşı kendini savunuşunu alkışlıyor insanlar. herifin arap, italyan, tatar veya irlandali olması konu değil.

    olayları götünüzle algılamayı bırakın.

  • 20. ankara'da ölmeden önce yapmanız gereken 101 şey

    bir ankaralı tarafından rahatça listelenebilecek şeylerdir.

    evet az önce 101 doldurulamaz diye bir şey gördüm 20 yıllık ankaralı olarak alındım bu konuda ve üşenmedim doldurmaya başladım.

    1-ilk önce yapılmaması gerekenle başlıyorum üst geçitleri kullanma araç yolundan koş
    2-kocatepe caminin orda itlik kopukluk yap aç ankara havası oyna
    3-maltepede 06 pavyonun önünde dur içerde olanları merak ederek dikizlemeye çalış uzaktan uzaktan
    4-yavaştan bir de anıtkabire uğra.
    5-ata kuleye çık.
    6-kızılay avm'nin merdivenlerinde kaybol hogwards'cılık oyna.
    7-konurdaki ps cafelere git 30 dakika oyna 4 çay iç(beleş).
    8-dost'un önünde arkadaşlarını bekle.
    9-yükselde komunist eylemlerini izle.
    10-olgunlarda hiç bulunmayacak kitapları sor seferber olsunlar.
    11-sakarya'da teras bara git behzat ç'yi hisset.
    12-ziya gökalpten sakaryaya sarkan sokakta fantasy lande gir iki jeton harca.
    13-tunalıya yürü çok pahalıymış de geri dön.
    14-fazla bilinmez ama ikarosa git konurda iki çay iç hoş ve loştur ortamı.
    15-selanikteki burgera git lise günlerini hatırla bedavaya sıcak yerde otur.
    16- kızılaydaki 3621615621 kahveciden bir tanesinde arkadaşlarınla takıl.
    17- kuğulu parka git az simit at.
    18-kurtuluş parkına git sevgilinle ...napıyorsan artık o sana kalmış.
    19-zafer çarşısına gidermiş gibi yapıp falso al adilhan pasajındaki ikinci el kitapçıları dolaş.
    20-karın kışın ortasında dikmen dolmuşuna bin adrenalini yaşa.
    21-şanslıysan bir gün metro istasyonunun sular altında kalmasını izle.
    22-çiftlik kavşağında artık en son neyin heykeli varsa onla t.şak geç.
    23-kızılay metrodaki resimlere bak arada bir kermes oluyor alıcı gibi git kalabalık arasında birşeyleri indiregandi yap.
    24-sincandan veya konutkentten metroya bin tek metro hattında 3 metro değiştirmenin keyfini yaşa.
    25-yerdeki travesti kartlarını toplayıp koleksiyon yap.
    26-güvenparkta çekirdek çitleyip polisler görmeden yere atın paranız varsa fazla kola da alabilirsiniz.
    27-kızılay meydanda heykelin ordaki patenci bebelerle içten taşak geçin.
    28-19 mayısta bir maça gidin.
    29-hayvanat bahçesine gidip maymunlara çekirdek atın.
    30-gençlik parkına gidip ordaki apaçilere de çekirdek atın sonra adrenaline binin sağlamdır.
    31-gölbaşında aqua'ya gidin.
    32-kızılcahamam'a hamama gidin.
    33-çamlıdere'ye balığa gidin.
    34-eymir'de bisiklet sürün.
    35-odtü'de devrime gidin.
    36-banko fm dinleyin .
    37-kızılcahamam'da şehitler ağacına gidin.
    38-ulus kalesine gidin küçük romanya'yı görün
    39-medeniyetler müzesine gidin gezin.
    40-ulus halinin orda ucuza ve işportadan alışverişin keyfini yaşayın.
    41-ulus itfaiye'ye gidip elektronikte piyasayı görün.
    42-gazi'de ülkü devir teslimini görün.
    43- başbuğun mezarına ülkücülerin arasına karışıp gidin.
    44-aksaraya gidip vay ..... orası size kalmış.
    45-çukurambar'daki restoranlara gidip kazığın keyfini yaşayın.
    46-şentepe'de kuzu çevirme yiyin.
    47-çiftlikte iki bira çakın leş gibi kokoreç yiyin.
    48-demet metronun önündeki abiden önce izmir usülü kokoreç sonra da midye alın yiyin.
    49-belediyenin önündeki kırılan fışkiyeye gidip gülün.
    50-ayazlı bir günde ısıtmalı mekanlarda sobanın yanındaki boş olan yeri arayın.
    51-sakarya'da rıhtımda hatay usulü döner yiyn.
    52- kızılay'da bilmem ne piknik adında bir sürü lokantamsı yerler var gidin ve zehirlenin ayrıca özgaziantepi de burdan anıyorum güzel eşek eti vardır orda da.
    53-ulus heykelinin önünde gazi'ye selam çakın.
    54- eski meclisi ziyaret edin.
    55-hacı bayram'da arkadaşı beklerken bilumum ihtiyaçlarınızı karşılayın.
    56-onkoloji'hastanesinin kliniklerine sanki hastanız varmış gibi girip en üst kattan manzarayı seyredin.
    57-milli kütüphaneye gidip üniversiteli olduğunuzu belli edin.
    58-ders çalışma hevesiyle adnan ötüken'e gidip dedikodu yapın mümkünse kütüphaneden kitap alıp geri götürmeyin.
    59-karşıyaka mezarlığında ölmüşlerinizin veya deniz gezmiş gibi değerlerin mezarın başında dua edin y a da tercihen sigara yakın ufak bir bidon bulup da su da dökün.
    60-etnografya ve ulucanlar cezaevi müzeleri de görülmeye değerdi gidin görün.
    61-günübirlik eskişehir'e ya da konya'ya gidin.
    62-bahçeli 7. caddeyi gezin.
    63-göksu parkındaki pis sudan mutantlaşmış ördekleri keşfedin dağ kızağına binin.
    64-çayyoluna gidip 10-18 arası belediye otobüsüne binip kokoş insanları keşfedin.
    65-sincana gidip apaçiliğin doğuşunu ve yükselişini yerinden takip edin.
    66-ankara simidi ve peynirle kahvaltı yapın.
    67-polatlı'da dua tepesine gidip bir milletin kurtuluşunu yerinde yaşayın ve gazi'ye bir kez daha selam çakın.
    68-mogan'da piknik yapın.
    69-ulus hamamönünü gezin.
    70-harikalar diyarına gidip salak salak şeylerlerle fotoğraf çekinin sonra varsa facebook'a atın ve empati kurun.
    71-roma hamamını ve gordiona gidin ayrıca eşek kulaklı midasla t.şak geçin.
    72-tunalı'da amerikan büyükelçiliği önünde fotoğraf çekinin ki sizi sorguya alsınlar kısaca macera yaşayın bizi çektiler çok da birşey olmuyor.(bkz: amerikanın oyunları)
    73-ilkokuldayken gitmiştik nerde olduğunu hatırlamıyorum ama atatürkün evi vardı, zamnında girişi 250bindi hiç unutmam oraya gidin yine gazi'ye selam çakın.
    74-keçiören'de kaleye çıkıp manzara sigara keyfi yaşayın.
    75-aquavega dev akvaryumunu gezin.
    76-ferhangi şeyler'e gidin hala duruyorsa.
    77-bir delinin hatıra defteri'ni izleyin bilet bulabilirseniz.
    78-ayaşa gidip en doğalından domatesi yiyin.
    79-etimesgutta türk kuşuna gidin uçaklarla yakınlaşın.
    80-metroya binin arada müzik dinleyi 3-5 bozukluk atmayı ihmal etmeyin.
    81-dolmuş'ta ayaktayken aselsanın ordaki çevirmeye yaklaşırken kaptanın çökün talimatıyla çökün ki ilk defa yaşandığında fantezi dolu anlar yaşarsınız.
    82-batıkentteki ıssız lnarkta sanki şahsa özel olan oyuncaklarda takılın.
    83-kızılaydan sıhhıye'ye yürüyün ordan sosyete pasajında iki takılın.
    84-keçiörende teleferiğe binin.
    85-belpa'da buz patenine gidin .
    86-tuz gölüne gidip tuzun üstünde yürüyün.
    87-batıkent dürümcüsüne gidin, dürüm yemenin kanunlarını öğrenip, zırhla kesilmiş adana dürümü yiyin.
    88-dikmen vadisinde gezip dolaşın.
    89-paralı otobüse binip iki otobüsün müsteri için kapışmasını izleyin.
    90-kazan yolundaki cennet bahçesinde kahvaltı yapın.
    91-kızılay eğlenci merkezini yıkıp kurulan çankaya belediyesine küfredin.
    92-unutmadan unutturmadan rahmi koç müzesi çok hoştur gidin.
    93-kızılay ezgi kafe'ye yolunuz düşecek elbet bir arkadaşnız ben ezgi cafe diye bir yer biliyorum diye görürecek kırmak istemiyorsanız gözlemenizi yiyip çıkın(bkz: zaten herkes biliyor)(bkz: gürültüden kafa şişiren mekanlar).
    94-batıkent'de ilayda rose garden'a gidip çardak ayırtın nargile ve semaver söyleyin.
    95-cumhuriyet mitinglerine katılın yolun sonunda anıtkabire gelme zevkini yaşayın .
    96-hacettepe üniversite'sinde girişten okulun içine kadar yürüyün
    97-batıkent-eryaman tarafından çayyoluna geçmek isteyin ki ankara'nın yol bug'ını keşfedin.sonra metro'ya binip malum şahsa sövün.
    98- ankaralı insanlarla tanışarak çorum-çankırı-yozgat şeytan üçgenin gizemini çözün.
    99-elmadağ kayak merkezine gidin.
    100-yükselde'ki heykelleri sevin oralarda oturup onların varlığını sorgulayın zaten birazdan sokak müzisyenleri gelip sessizliği bozucaktır.
    101-ankara'nın ayazında terkedilin aldatın maldatın becerip terkedilin.adı konulamaz bir duygudur.

    biraz zorlama gibi oldu ama sevmediğim bazı yerleri yazmak istemedim ancak sevdiğiniz bir insan ve az biraz da paranız varsa ankara'yı seversiniz arkadaşlar, ankara'yı sevmeyen beğenmeyen insanları ankaraya bağlayan insanlar yoktur zaten ankara insanlarıyla olmuş bir şehirdir, istanbul gibi kültürüyle boğazıyla değil;bunu anlayan insanlar sever ankara'yı zaten bok atma kafasındaysan istanbul değil ne bileyim amsterdam felan fişman bile boş gelir sana.

  • 21. yarbay mehmet'in sözlerine saygı duymuyorum

  • 22. yüz yılın en büyük davasına isim önerileri

  • 23. seni başkan yaptırmayacağız deyip bakanlık almak

    neden - sonuç ilişkisi bilmeyen kişi yakarışı örneği.

    anayasal hakkını kullanıp bakanlık alan parti, hemen rte'nin başkan olmasına yeşil ışık yakmak zorunda değil.

    chp'ye oy veriyorum, hdp hk. soru işaretlerim var ama biraz mantıklı konuşun ya, bok atmak için saçma sapan tezler üretmeyin.

  • 24. kadınların en çok orgazm olduğu pozisyon

    acaba kaç kadın orgazm taklidi ile yedi lan sizi. asdfghjkl

  • 25. facebook'ta tanışmak için atılan ilk mesaj

    sibel selamlar olsun,

    şu tatsız ortamda karşıma günışığı gibi çıkıp günümü aydınlatmaya ne hakkın var? gözlerinin içi parlıyor, beni mutlu etmeye ne hakkın var?
    şu sıcakta yalnızlığımı klimaya sarılarak gidermeye çalışırken, yeniden insanlığa, güzelliğe, aşka inanmamı sağlamaya ne hakkın var?
    ben seni masum şekilde sevmek istiyorum sibel... yırtık dondan fırlar gibi mesaj atmamın nedeni bu... masumiyet karinesi... (elbette ilerleyen vakitte yaramazlıklar da olacak. örneğin espri. örneğin cinsellik... bunu yadsımamalıyız... zaten cinselliği bastırırsak, ortaya absürd bir durum çıkar. düşünsene, 1 aydır çıkıyoruz ve ben sana daha dokanmamışım... olacak iş mi? hele benim gibi yüksek libido sahibi bir jeoloji mühendisi için imkansız bir hadise... neyse uzattım)

    romantizme, aşka ve şaraba inanıyorsan, telefonunu ya da mesajını bekliyorum...

    sağlıcakla kalsiyum, pardon sağlıcakla kalsibel... :))) (arada espriler yaparım böyle dayanamayıp, nolur hoşgör... güldün ama di mi:))

    mustafa
    (jeoloji müh.)

  • 26. ribery gs'den ayrıldıktan sonra yazıhaneme geldi

    fatih terim galatasaray'la 4 yıl üst üste şampiyon olunca ona da atlamıştı bu eleman. profesyonel insanlarız, oturur konuşur anlaşırız deyince, fatih terim "ben o kadar profesyonel değilim" diye göt etmişti bu lavuğu.

    ribery bunu aradıysa, ancak "nasıl soktum ama finalde" demek için aramıştır.

    (bkz: 5-1)

  • 27. aziz yıldırım

    çok iyi iş çıkarmış fenerbahçe başkanı. gönderdiklerimize 24 ödüyorduk getirdiklerimize 27 ödüyoruz dedi. maç başını kaldıracaz gibi bir şey söylemişti daha önce. şimdi detaylı açıkladı. misal 10 alıyorsa maç başı, galibiyette 10, beraberlikte 5, mağlubiyette 0 alacak dedi. bence mükemmel olmuş. bizim döl israflarına ne olursa olsun maç başını direk ödüyoruz. yılda en aşağı 10 milyon euro maç başına ödüyoruz.

    biz ise gönderdiklerimize yıllık 8,6 milyon euro veriyorduk, getirdiklerimize 5,3 milyon euro veriyoruz. cenk ve fesihleri de sayarsak, transferden 5,9 milyon euro kazandık, 5,4 harcadık. maç başılarını ancak sonradan girerse yarısını veriyoruz.

    ayrıca kendisi tr kupası giderleri karşılamadığı için yeni sözleşme yaparken tr kupası için maç başı vermiyoruz demişti daha önceki yayında. bence kulüplere örnek olmalı.

    ayrıca mali tablolarını inceledim. geçen yıl şampiyon olamamalarına ve şl'ye katılamamalarına rağmen bizim kadar para kazanmışlar. severiz sevmeyiz ama kulübü gayet iyi yönetiyor bu konuda. giderleri de yine bizim kadar tabi.

    not: gs

  • 28. esnafı döven irlandalı turistin röportajı

    en sondaki ite bak, isteseydik güzel devirirdik diyor bir de utanmadan.
    tüm olayın çıkış noktası sensin dümbük, müşteri her zaman haklıdır, o sikindirik dolabını arkadan sabitleyecektin. irlandalı devirmeseydi onun yerine 50 yaşında mehmet abi devirseydi bu sefer kendinden güçsüz olduğu için gidip sopa çekecektin rahatça de mi hıyar ?
    bu kadar hanzoluk olamaz.
    bu arada adam irlandalı filan değilmiş, arapmış. kuveyt asıllı irlandalıymış. ismi de mohammad.

  • 29. 26 ağustos 2015 mhp'nin tuğrul türkeş'i ihracı

  • 30. kuşum aydın'ın askerlik fotoğrafı

    daha ne desin dedirten fotoğraftır.

    kabadayı filminde sürmelinin devran'a verdiği cevabı hatırlattı "bendeki g*t hiçbirinizde yokta ondan". sahte rapor alıp kaçanlara kapak olsun.

  • 31. irlandalı turistin dayak yediği gerçeği

    (bkz: olaydaki bakkal yazarlık almış)

  • 32. 0552 155 01 55

    istanbulda trafikte gördüğümüz magandaları, emniyet şeridini işgal edenleri hatalı park edenlerin fotoğraflarını ve videolarını whatsapp ve viber üzerinden gönderebileceğimiz istanbul emniyet müdürlüğüne ait telefon numarası.

    (bkz: şimdi onlar düşünsün)

  • 33. 26 ağustos 2015 rte muhtarlar buluşması

    serinin 10. buluşmasıdır.

    ilk üç buluşmayı ben de destekledim ama sonra baktım ki mevzu başka...

    http://www.haberiyakala.com/…aya-geldi-h31513.haber

  • 34. vodafone arena

    şu hayatta en çok istediğim şeyler listemin ilk sırasında siyah pullu, geniş kanatlı bi' ejderha varsa ikinci sırasında da vodafone arena'da maç izlemek var. üçüncü dördüncü sıralarda da şampiyonluk görmek, ilk maçı nereden izlersem oradan kombine almak falan var zaten. ben ilk defa gittiğim bi' kafede hangi masada oturursam bi' daha hep orada oturan takıntılı bi' insanım, masadan müşteri kaldırmışlığım var ama konu bu değil şimdi. ne diyordum, vodafone arena'da maç izlemek...

    geçtiğimiz şubat'ta doktorların ameliyat olmazsan çok yaşamazsın bu kalple dedikleri kalple tam 7 aydır yaşıyorum. üstelik tek bir maç bile kaçırmadım. maç sonu streslerine, kura cenabetliklerine, hatta ve hatta 26 şubat 2015 beşiktaş liverpool maçına bile dayandım. konya maçında kornerden gol yeyince bi' fenalaşmıştım ama formamı giyip arena'ya maça gitmeden ölmeye hiç niyetim yok.

    yani yok derken en kötü ihtimalle, baktım ki iyi değilim inşaata gider orada çalışan işçilerle kola kutusu ezip ya da ne bileyim pet şişeye kum doldurup kendi aramızda bi' maç yaparız, onu izlemiş olurum. gelmişken vinç kullanırım, elektrik işlerine bakarım, kablo çekerim, beton falan dökerim. belki stadımız daha çabuk biter, bi' faydam dokunur. bi' de şey yaparım, boş bulduğum bi' yere 1 puntoyla "fazlaejderhasiolanvarmi was here" yazarım. zaten hayatta da bırakmak istediğim hepi topu iz bu kadar.

    canım sıkkınken yayın olduğu zamanlarda inşaat yayınını izliyorum, olmadığı zamanlarda son hâli fotoğraflarına bakıyorum. 19 mart'ta açılacak haberleri çıkıyor. yapmayın etmeyin. bitirin artık şu stadı gözünüzü seveyim. neyse daha fazla yazamıycam şimdi sol kolum uyuşuyor.

  • 35. işyerindeyken eğileceğini bile bile tayt giyen kız

    günde en az 13 kere eğilip kalkan birinin eğilip kalkma sayısını bilecek kadar kesip gözetleyip bakıyorsun.... peki sen iyi niyetli misin sayın yarraağam ???

  • 36. galatasaray

    2000'den beri sadece 3 teknik direktör ile 2 sezon çalışmış takımdır.

    (bkz: mircea lucescu)
    (bkz: eric gerets)
    (bkz: fatih terim)
    bunun dışında bir sezondan fazla çalışan tek isim ise ;

    (bkz: frank rijkaard)

    bu şekilde başarının sürekliliğini sağlayamayan ve sağlayamayacak takımdır.

    buna kadronun da doymuşluğu eklenince her seferinde başa sarar.

    2000-2001 sezonu uefa kupasını alan takımdan hakan şükür ayrıldı yerine jardel geldi. geri kalan kadro çok bozulmadı. lucescu takımın başına getirildi. lucescu galatasaray’ın ilk şansıydı. ilk sene doymuş ve havaya girmiş türk oyuncular yüzünden takım olmadı. sezon sonu 5. üst üste şampiyonluğu satan futbolcular kulüpten def olup gitti. sadece okan ve emre değil kadronun büyük kısmı dağıldı lucescu’nun şansına. yoksa kulübü bunlardan arındırmak zor olacaktı. lucescu düşük profilli oyunculardan bir takım kurdu ve o takımla hem şampiyon oldu, hem şampiyonlar liginde ikinci tur gördü. lucescu gereken krediyi elde etmişti. eğer birkaç yıl daha kalsaydı galatasaray bambaşka bir noktada olabilrdi. kurduğu düşük profilli takımın içine birkaç iyi futbolcu koyup avrupa’da daha başarılı olabilirdi, olmadı. gönüllerdeki teknik adam mottosuyla şampiyon teknik adam gönderilip, fatih terim getirildi. galatasaray tarihinin belki de en kötü kararıydı bu.

    2002-2003 sezonunda fatih terim, lucescu’nun kurduğu düşük bütçeli takımı bozdu. yerine bir sürü transfer yaptı ve nerdeyse hiçbiri verimli olmadı. takım içindeki papazları iyice papaz yaptı. kendi bile kontrol edemeyeceği noktaya getirdi. her transfer dönemi bir dünya adam transfer oldu, bir dünya adam kulüpten ayrıldı. şu an bile yaşadığımız maddi krizde fatih terim’in bu dönem yaptığı bir sürü transfer ve elde edilen koca bir sıfırın payı var. terim 2.sezonun ortasına kadar anca dayandı. başka bir teknik direktör olsa ilk sezon kovulurdu ama o gönüllerdeki teknik direktördü.

    2003-2004 sezonunun ortasında hagi geldi. hagi ilk sezonu bir şekilde bitirdi. ikinci sezon fena olmayan bir takım yarattı.o sezon kurulan song-tomas tandemi ve arkalarında mondragon galatasaray’ın defansif anlamda gördüğüm en iyi yapıdır belki de. o sezon türkiye kupası kazanıldı finalde fenerbahçe’yi 5-1 yenerek, ligi ise bir gençlerbirliği maçında kilidi açamayınca kaybetti.

    2005-2006 sezonu başında eric gerets takımın başına geldi. gerets galatasaray’ın lucescu’dan sonraki ikinci şansıydı. ilk sezon kötü bir takımı karşısında belki de tarihin en iyi fenerbahçe kadrosu varken şampiyon yaptı. sağ beki cihan, sol beki orhan ak, ön liberosu saido olan bir takımı rekor puanla şampiyon yaptı. ikinci sezon transfer için kendini yırttı ama istediği transferler yapılmadı. ikinci sezonu bu sefer yine düşük profilli ama doymuş bir takımla geçirdi. o sezon 3.oldu. gerets’in bu noktada gönderilmemesi gerekiyordu. bir sezon şampiyon olmuş, bir sezon olamamış bir adamdı. gerekli destek sağlanıp takımda kalmalı ve takımı dağıtmalıydı. olmadı.

    2007-2008 sezonu başında karl-heinz feldkamp takımın başına geldi ve yapması gerekeni yapıp takımı dağıttı yeni bir takım kurdu. ne tesadüf ki bu takım da lincoln hariç düşük profilli bir takımdı ve ne tesadüf ki bu takım da şampiyon oldu. galatasaray son 3 şampiyonluğunu düşük profilli takımlarla ** *yakalamıştı. rakibinden iyi kadro kuramıyorsan, rakibinden istekli kadro kuracaktın ve feldkamp bunu başardı. son 6 hafta kala sağlık durumunu bahane ederek ayrıldı ve yerine cevat güler geldi. takımı o şampiyon yapmış gibi gözükse de takım içindeki hakan şükür- hasan şaş ikilisi son 6 hafta takımı kenetlemişti.

    2008-2009 sezonu önceki sezon galatasaray’a 5 atan leverkusen hocası skibbe takımın başına geçti. baros, kewell gibi oyuncular alındı. lincoln hayatının performansını bu sene verdi. o sezon avrupa’da galatasaray’ın oynadığı futbol lucescu dönemi sonrası en iyisiydi. belki kalsa o sezon uefa kupasını alabilirdik ama yine olmadı. sezon sonuna kadar bile sabır gösterilmedi. bence en büyük haksızlığa uğrayan adam bu dönemde skibbe’dir. sezon sonunu görmeyi hak etmişti. yerine sezon ortası bülent korkmaz geldi. sonun başlangıcı derler ya galatasaray’ın tepe taklak olduğu 2,5 sene o zaman başlamıştı işte. bülent korkmaz belki de galatasaray tarihinin en kötü futbollarından birini oynattı. lincoln’ü kadro dışı bıraktı, kewell’ı kesti. aydın yılmaz ve arda kanatlarda oynuyordu. haliyle o da sezon sonu ayrıldı.

    2009-2010 başında ünlü teknik adam frank rijkaard geldi. 4-3-3, total futbol filan o aralar çok popülerdi. rijkaard da bunun kaynağı olan barcelona’nın teknik direktörüydü. o sezon keita alındı, elano alındı ama bir türlü arkası doldurulmadı. stoperleri gökhan zan, servet. sağ beki sabri, sol beki hakan balta olan, orta sahasında mustafa sarp, barış özbek oynayan bir takımdan total futbol beklendi. haliyle olmadı. o sezon iyi oynanan maçlar vardı. kötü oynanan maçlar da vardı. skibbe’den daha iyi bir performans yoktu ama isim büyük olduğu için hemen harcanmadı. sonraki sezona umutla başlandı ama keita gitmiş yerine neredyse kimse alınmamıştı. kötü bir yönetim vardı. yine istenen başarı gelmedi. servet çetin’in maç satmasıyla ankaragücü’ne 4-2 kaybedildi ve rijkaard ayrıldı. o maçta servet çetin önderliğindeki yerli futbolcuların ruhsuzluğu ve baros’un hırsı, mücadelesi hala aklımda.

    rijkaard sonrası efsanemiz hagi tekrar geldi. bu sefer ki kariyeri hakkında bir şey yazamayacağım bile. tek hatırladığım kadıköy’de fark beklenirken iyi top oynatıp berabere kalmıştı. hagi’yi bitiren maç arena’daki fenerbahçe maçını kaybetmesi oldu. elindeki kötü kadroyla belki de yapabileceği buydu. hagi sonrası kısa bir bülent ünder dönemi oldu ve iyi ki kısa sürdü. büyük eziyetti. galatasaray tarihi bir rezaletle bitirmişti sezonu.

    2010-2011 sezonu öncesi gönlümüzün teknik direktörü tekrar geldi. kariyer sınavı verecekti, ya batacak ya tekrar galatasaray’ın omuzlarında yükselecekti. aklı başında her insanın yapacağını yaptı ve kadroyu dağıttı. sağlam bir takım kurdu. muslera- ujfa-melo-selçuk-elmander şeklinde bir omurgayla şampiyon oldu. sonraki sezon yaptığı transferler kötüydü. düşüncesi bu omurganın etrafına iyi türkler koyup takımı iyice büyütmekti. burak,umut, hamit gibi milli takım oyuncularını aldı. ligin iyi oyuncuları dany ve amrabat’ı da aldı. o sezon 2002’den beri takımın en büyük başarısı olan şampiyonlar ligi çeyrek finalini yakaladı. devre arası drogba ve sneijder gibi iki yıldı geldi. sezon sonu şampiyon olduk. her şey güzel gidiyor derken fatih terim’in kader ortağı olası geldi. 4 ay önce seninle uğraşacağım, seninle savaşacağım dediği adamla kol kola girdi. fatih terim galatasaray’ın her çıkışa geçeceği dönemde aşağı çeken adam oldu. 2000 yılında giderek, 2002’de gelerek, 2013’te tekrar giderek yaptı bunu. yerine ünlü italyan roberto mancini geldi.

    mancini galatasaray’ın kaçırdığı 3. şanstı. ikinci sezonu görse takımı şampiyon yapardı. ligin sonuna doğru akıllı oynayan bir takım yaratmıştı. bu takım hücumu ve savunmayı aynı ölçüde yapmayı öğrenmişti. zaten deplasman kazanamama olayı takımın bunu çözememesiyle alakalıydı. kontrollü oyunu defanstan çıkmamak olarak anlıyorlardı. mancini şampiyon olamadı ama zeki adamdı. takımın doymuşluğunu çözmüştü. o da başarılı olan her teknik direktör gibi takımı dağıtacaktı. izin verilmedi. güzel bir şekilde ayrıldı. çünkü mancini galatasaray’ı değil galatasaray mancini’yi kaçırmıştı.

    yerine italya milli takımından ayrılır ayrılmaz prandelli geldi. bu büyük hataydı. prandelli kötü hoca değildi ama dünya kupası gibi büyük bir organizasyon sonrası konstantrasyonunu veremedi. şu an geçen sene yaptıklarını izlese “ vay amk neler yapmışım lan?” der. prandelli’nin takıma katkısı olmadı mı derseniz , oldu. profesyonellik seviyesi yerlerde olan oyuncularımızın “ topsuz idman yaptırıyor hep yeaa.” dediği şey sayesinde galatasaray geçen sezon oyundan hiç düşmedi. maçlar çevirdi. mücadele etti. prandelli çok başarısız olarak takımdan ayrıldı. yerine hamza hamzaoğlu geldi. daha önce akhisar’da iyi performans sergilemişti ama büyük takım farklıydı. o bunu takıma özgürlük vererek yaptı. topsuz idmanlar bitti. takım ne isterse o oluyordu. hamza hoca şampiyon oldu. motivasyonu çökmüş bir takımdı ama o sezon başı alınan büyük mağlubiyetler, kek kalıbı filan derken takım bunlarla dalga geçilmesinden motive oldu ve muslera’nın da yüksek performansıyla şampiyon olundu.

    hamza hoca kalmayı hak etmişti tabi ki ama onun da bu takımı dağıtması ya da motive edecek bir şey bulması gerekirdi. ayrıca futbolcuları mutlu edeceğim diye fizik idmanlarına gereken önemi vermedi. geçen sene tıkanmayan takım bu sene ikili mücadele kazanamayacak durumda. profesyonellik seviyesi düşük oyunculardan kurulu bir takımsan ne bir sistem oturur, ne takım düzeni. sürekli yenileme yapıp, o formayı heyecanla giyecek adamlar gerekir ve maalesef uzun süre kalacak teknik adam hamza hoca da değil. çünkü yarattığı canavarı kontrol edemiyor şu an.

    15 senedir hiçbir teknik adamın 3 sezonu tamamlamaması çok büyük ayrıntı. yerel başarılar bu şekilde gelir ama bu sistemle avrupa başarısı zor. aykut kocaman bile fenerbahçe’nin başında 3 yıl durdu ve nerdeyse uefa avrupa ligi’ni alacaktı. çünkü uzun kalan teknik adam takımın eksiklerini bilir ve ona göre her sene üzerine koyar. bazen takımlarda üzerine koyacak yer kalmaz. o zaman da içerde ne varsa boşaltıp tekrardan doldurmak gerekir. galatasaray şu an bunların hiçbirini yapamıyor. takımın başında ne güçlü bir yönetim var, ne güçlü bir teknik adam.

    her teknik direktörün resmen olmasa da taraftar gözünde kariyerinin bittiği maç vardır. hagi’nin ilk gelişinde 2-1 yenildiği gençlerbirliği , ikinci gelişinde 2-0 dan 3-2 verdiği ankaragücü maçları gibi, bülent korkmaz’ın hamburg maçı gibi, mancini’nin 4-0 kaybettiği kasımpaşa maçı gibi, prandelli’nin başakşehir maçı gibi. hamza hocanın da bence osmanlıspor maçı sonu oldu. taraftardan tepki gördüysen bir kere geri dönüşü çok zor. bundan sonra gelecek teknik adam ve yönetim umarım uzun yıllar kalır. çünkü artık yerel başarıdan daha önemli şeylere ihtiyacımız var.

  • 37. hdp'nin 8 ay önce akp'nin kucağında olduğu gerçeği

    öyle bir gerçektir ki akp ve erdoğan, hdp barajı geçip akp'yi tek başına iktidardan edince zıvanadan çıkmış ve tüm gücünü hdp'yi derdest etme amacıyla kullanmaya başlamıştır. öyle bir gerçektir ki, erdoğan, hdp'nin siyasal başarısı sebebiyle başkanlık rüyalarına veda etmiştir. öyle bir gerçektir ki, hdp'nin son iki seçimdeki yükselişiyle akp, 12 yıllık saltanatının sonuna gelmiş, türkiye'yi ilk defa seçimlerin yenilenmesiyle karşı karşıya bırakmayı göze alarak çatışma ortamının yeniden doğmasına sebep olacak, müzakereleri fiilen bitirmeyi tercih etmiştir. öyle bir gerçektir ki, bir tarafta seni başkan yaptırmayacağız diyen hdp dururken diğer taraftan baykal'ın erdoğan ile görüşmesi ve mhp'nin takındığı tavır sebebiyle akp önce meclis başkanlığını kazanarak moral bulmuş, ardından akp'siz alternatiflerin daha ilk günden tükenmesi sebebiyle türkiye yine akp'nin dahil olduğu bir koalisyona muhtaç kalmıştır. insiyatif akp'den alınmışken, baykal ve özellikle mhp'nin oyunlarıyla tekrar akp "tek çare" olarak sunulabilmiştir.

    öyle bir gerçektir ki, neredeyse tüm akp'li siyasetçiler hdp'yi lanetlerken "akp-hdp ittifak yapacak" diyen sığırlar mı ararsınız, "hdp barajı geçemeyeceğini bile bile seçime parti olarak giriyor, öcalan çıkacak, erdoğan başkan olacak" çeken denyolar mı ararsınız, ne ararsanız türetmiştir.

  • 38. kedi

    tam eve çıkarken apartmanın karşısında, 5 tane barzonun bir araba kaputunun içine hortumla tazyikli su tuttuklarını gördüm. "yaau çıhmıyür çıhmıyür" nidalarını duyunca dedim bi bok yiyo bunlar yanaştım sordum, "kedü gaçmış çıhmiyür abey" dediler.

    allahın barzoları, kaputta motor kısmına sıkışmış kediyi, toma misali sus sıkıp kurtarmaya çalışıyorlar akıllarınca.

    çek lan dedim hortumu ibiş, boğacaksınız hayvanı öyle iş mi yapılır deyince durdular.

    her ne kadar irlandalı abimiz gibi olmasa da mahallede bir iki esnaf arkadaşı silkelemişliğim olduğundan bıraktılar hemen hortumu. soktum elimi, farın altında bir boşluk var kafası oraya sıkışmış, çıkamıyor yavrucak. sırılsıklam olmuş barzolar yüzünden. titreye titreye helak olmuş, miyavlamıyor ciyaklıyor artık, çok korkmuş.

    arabanın sahibi olan mal değneği öküz, bir de üstüne, 3 gündür çıkmıyor motordan ehi ehie dedi.

    hayvancağızı, bu izmir sıcağında, motorun içinde 3 gündür gezdiriyormuş meğer, orospunun evladı çeşmeye, seferihisara falan gitmiş, anlatıyor bi de normalmiş gibi. bu böyle deyince gözüm karardı, sarıldım boğazına geberteceğim zor aldılar elimden, yazarken bile sinirden ter iniyor hala sırtımdan.

    dedim hacı bu kediyi alacağım, sen öyle gideceksin. bu baktı dayak geliyor kaçmaya çalışıyo arabayla hala. arkadaşı camdan kibarca dışarıya aldım. kontak anahtarını da aldım, cebime koydum. kaputu açtım bir güzel. minikin sıkıştığı farın olduğu yeri kırdım, korkutmadan tabi. farın o kısmını barzoya verdim. şimdi dedim siktir git.

    havluya sardım çiko'yu. adı çiko bu arada:) 1 aylık ya var ya yok. o kadar minik. nasıl titryor, sırılsıklam, sıçan gibi olmuş nasıl bir travma yaşadığını tahmin edemiyorum, o motorun içinde yavrum.

    şu an sürekli saklanıyor evde yaşadığı travma yüzünden. ufak mamaya gelmeye başladı. kedilerle aram çok iyi ama travma halindeki kedilerle ilgili pek bilgim yok, yardımcı olacak suserlere selam ederim.

    tanıştırayım, çiko size selamı var.

  • 39. yıldırım tuğrul türkeş

    ahmet davutoğlu'nun bakanlık teklifini kabul etmiştir.

    (bkz: ahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahah)

  • 40. sözlükle ilgili istekler

    başlıkta arattım ama tam istediğim şeyi bulamadım. daha önce yazıldıysa bile henüz yapılmadığı için bir kez daha talepte bulunmakta da yarar olabilir.

    başlık altında kitap ayracı gibi bir şey istiyorum.

    o başlıkta okuduğum son entry'den sonra girilen entry'leri okumak istiyorum. örneğin gündemde olan bir başlık var. bin küsür entry girilmiş, daha da giriliyor. son girilen entry'i okudum, çıktım başlıktan. birkaç saat sonra tekrar geldim, 300-400 entry daha girilmiş. iyi de, en son nerede kalmıştım ben? (1)

    gündemde olmayan ama bol entry içeren başlıklarda da aynı durum geçerli. bir yere kadar okuyorum, devamını daha sonra okumak üzere çıkıyorum sözlükten. tekrar girdiğimde, kaldığım yeri bulmak istiyorum.

    şöyle bir şey olabilir belki: en son okunan entry işaretlenir, "burada kaldım" anlamında. o entry'den sonra yazılanları daha kolay görebilirim. ben gelene kadar o entry silinmiş olursa, ondan bir önceki entry'e çıkabilir işaret. o da silinirse bir önceki, o da silinirse bir önceki, o da silinirse.... allah belasını versin böyle organize manyakların o zaman.

    "son" butonu olduğuna göre, bu da çok zor olmasa gerek? benden sonra yazılanları görebiliyorsam, son okuduğumdan sonra yazılanları da görebilirim sanırım?

    milyon defa söylenen "anlam ayrımı" da tekrar hatırlatılmış olsun bu vesileyle.

    bir de şu var... bu ekşi sözlük taziye timi'nin yazdığı entry'ler için bir şey yapılabilir mi? bir sanatçıyla ilgili araştırma yapılacak, sözlük bu konuda harika bir veri deposu. okuyorsunuz okuyorsunuz okuyorsunuz, sonra sanatçının öldüğü güne denk geliyorsunuz, 359 adet "allah raamet eylesin", "mekanı cennet ossun", "nur içinde yatsın", "yattığı yerden kalkıp beni siksin" entry'leri... bunlar arasına sıkışan gerçekten de işe yarar entry'ler olabildiği için, 8-10 sayfayı atlayıp da geçmek mümkün değil. mecburen okuyorsunuz mal gibi tüm taziye dileklerini. bu şekilde imana gelmiş üç ateist arkadaşım oldu. format diye bir şey olmadığından çöp entry sayılarak silinmesini veya yasaklanmasını istemek söz konusu değil. önerim şu: sanatçının başlığının altında veya yanında bir kutucuk içine falan olabilir, "taziye mesajları" diye ayrı bir bölüm açılsa, bu tür mesajlar o kutucukta birikse, entry'ler arasında görünmese, kutucukta biriken her 250 mesaj toplanıp şık bir paket yapılsa ve merhumun mezarı başında okunsa ya da mezarının yanına çiçek misali iliştirilse, taziye mesajı sayısı bine ulaştığında o mesaj kutucuğunun başına temsili bir hoca gelse mevlit okunsa falan... hasılı; kaldırın ulan şu taziye mesajlarını oradan!

    efenim çok teşekkür ederim, istirham ederim, saygılar sunarım.

    ekleme:

    (1): pegasusuz, bu paragrafta anlattığım durum için "başlığı takip et" özelliğinden bahsetti. adam haklı esasında, çünkü ben anlatmayı becerememişim orada meramımı düzgün biçimde. şöyle açayım orayı: diyelim ki güncel bir başlık var. benim başlığı tıkladığım an girilmiş olan entry sayısı 600 olsun. ilk 200 entry'i okudum ben, sonra işim çıktı ve kapattım sözlüğü gittim. başlığı takip edersem, 601. entry'den itibaren bildirim alacağım. oysa ben 200'de kaldım en son. arada 400 entry var. geldiğimde de entry sayısı 900 oldu. 201. entry'den itibaren, yani kaldığım yerden okumak istiyorum. durum tam olarak böyle yani.

    tabii şimdi böyle yazınca, 900 entry'i tek tek üşenmeden okuyabilen bir manyak olduğum gibisinden bir hava çıkıyor ortaya. "len 900 entry'i üşenmeden okuyacak psikopat için kod yazılır mı" diyebilirsiniz. demeyin. şöyle yapalım: diğer örnekte belirttiğim gibi güncel olmayan ama bol entry girilmiş bir başlık okunduğunu düşünün. tee 2002'de açılmış, genelde uzun entry'lerden müteşekkil bin entry'li bir kültür veya sanat veya siyaset konulu bir başlık olsun. tek seferde okunarak bitirilecek bir başlık değil. birkaç sayfa okudum (sayfa başı 25 entry gösterim), bıraktım bir yerde. o kültürel yolculuğuma rahatça devam edebilmek için, o ayraca gereksinim duyuyorum. bilmiyorum, psikopat manyak imajından kurtarabildim mi?

  • 41. 18 yaşındayım kaçır beni

    iyi aferin!! sen de git. o da gitsin. öbürü de gitsin. bütün genç ve parlak sözlük yazarları gitsin. sözlüğü kaderine terk etsin.

    (bkz: şaka şaka siktir git)

  • 42. çocukken hayal edilen meslek vs bugünkü meslek

    hayallerde doktor ve ara ara hâkimdim; simdi stajyer avukat. doktor olamadım, ikinciyi olayım bari. amin inşallah.

  • 43. friends

    benim için dizinin en sevdiğim kısımlarından birisi introlarıydı.ben de belki özleyenler vardır diye hepsini bir çatı altında topladım.lafı çok uzatmaya gerek yok buyrunuz.

    sezon 1 - intro a
    sezon 1 - intro b

    sezon 2 - intro a
    sezon 2 - intro b

    sezon 3 - intro a
    sezon 3 - intro b

    sezon 4 - intro a
    sezon 4 - intro b

    sezon 5 - intro a
    sezon 5 - intro b
    sezon 5 - intro c

    sezon 6 - intro a
    sezon 6 - intro b
    sezon 6 - intro c
    sezon 6 - intro d

    sezon 7 - intro a
    sezon 7 - intro b

    sezon 8 - intro a
    sezon 8 - intro b

    sezon 9 - intro a
    sezon 9 - intro b

    sezon 10 - intro a
    sezon 10 - intro b

    gençler vurmadan önce söyliyim ağır işsizim.bunların toplu hali de var diyebilirsiniz.can sıkıntısı uğraşmak istedim.el emeği göz nuru bizimkisi de.

  • 44. abd'de 2 gazetecinin yayın esnasında vurulması

    büyük yaralanmalarda insanlar bir süre bunu hissetmez. sehpa kenarına serçe parmak çarpıp dakikalarca kıvranan insan, kolu aslan tarafından koparılınca yaldır yaldır koşarak kaçabilir yahut çatışmada vurulan biri bunu çatışma bittikten sonra fark edebilir. canlının hayatta kalma şansını maksimize eden, evrimsel süreçte gelişmiş bir reflekstir. yani diyeceğim o ki yakın mesafeden silahla yaralansanız da kaçabilirsiniz. bu az ilerde ölmeyeceğiniz anlamına gelmez.

  • 45. türkçeye saçma çevrilmiş film isimleri

  • 46. sporcu adam bu işler için sporunu kullanmaz

    rte'nin promptersiz freestyle yaptığı bir konuşmaya benziyor.

    (bkz: sporunu kullanmak)

  • 47. beşiktaş

    dükkanın önünden geçen biri var her sabah. yaklaşık 1 yıldır gözlemliyorum. geçen gün yine dükkan önünü süpürürken, sırtım dönüktü ve "selamun aleyküm" diye bir selamlama duydum. her sabah duyduğum komşu esnaf selamlamasıdır diye arkamı döndüğümde baktım ki o her sabah geçen arkadaşmış. aleyküm selam dedim ama sonra fark ettim ki telefon görüşmesi yaparken karşı tarafa selam vermiş. ben tabi böyle üstüne alınmış bir sap gibi bakadururken bana gülerek bir şeyler anlattı el işaretleriyle.

    neyse. ertesi sabah yüz yüze geldiğimizde güleryüzüyle kocaman bir günaydın dedi kendisi ve tokalaştık. çay ikram edeyim dedim olur dedi. çektik tabureyi altımıza. "recep ağa 2 orijinal çay gönder bize" dedim çay ocağına. selam mevzusunda karışıklık oldu sanırım dedi ve gülüştük. akabinde "quaresma şerefsizinin yaptığını gördün değilmi" dedi. muhtemelen beni her hafta farklı beşiktaş formalarıyla gördüğü için hasta beşiktaşlı olduğumu anladı. yarım saatte o kadar çok şey konuştuk ki kendisi benden daha hasta çıktı iyimi.

    beşiktaş forması giymiş birisi görürseniz gidin selam verin.hayata dair her şeyi konuşabilir, iyi bir dost edinebilirsiniz.

  • 48. hani hdp akp ile asla koalisyon yapmayacaktı

    bu arkadaşa bu kadar yüklenip "salak", "gerizekalı" gibi laflar söylemeden önce adam haklı mı değil mi diye sorgulamak lazı... şaka lan şaka. adam gerizekalı işte ne anlatcan. sen diyosun tencere, adam diyo ki gel götümü incele. bu adamların kafası azıcık çalışsaydı zaten bu durumda olmazdık.

  • 49. ayakta 69 yaparken camdan düşmek

  • 50. abdullah öcalan yerine kullanılan ifadeler