Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. 25 aralık 2018 asgari ücret açıklaması

    işsiz bir anıma denk geldi. üşenmedim, başlığa entry giren yazarların profillerine tek tek girip; eski entry'lerini inceledim.

    asgari ücret başlığında müjdeli haber bekleyenlerin 16 tanesi ceo, 9 tanesi holding sahibi, 4 tanesi de yurtdışında şirket ortağıymış.

    2 entry önce fuckbuddy aranıyor başlığında 8 bin dolar maaş aldığını söyleyen adam, 1900 liradan fazla olsun diye yaradana yalvarıyor.

    sjajsadfaj. yalancı pezevenkler sizi.

  • 2. ahsen tv muhabirinin feministlerle kavgası

    (bkz: kadınla doğru konuş sikerim belanı) diyen kadına aşık oldum.

  • 3. izlenen en iyi tiyatro oyunu

    15 temmuz darbe girişimi şeysi

  • 4. asgari ücret 2020tl olurken iş yerlerinin durumu

    zaten birkaç aydır her ürüne ve her hizmete yapılan ekstra zamlarla bu asgari ücrete hazırlık yapmışlardı.
    işverenler seslerini kesip otursunlar yerlerine.

    edit: yazmayayım dedim ama dayanamadım. mesaj kutum doldu, küfür edenleri zaten saymıyorum ama anladım ki ekşisözlüğün yarısı baya işçi çalıştıran işverenlerden oluşuyormuş.
    adam diyor ki 40 kişi çalıştırıyorum bla bla... ulan 40 kişi çalıştıran işyerin varsa eğer, senin eğer 40 taneden fazla evin birikimin yoksa ben hayatta hiçbirşey bilmiyorum. ( fakirlik böyle birşey ki zenginliği ev sahipliği cinsinden ölçüyorum)
    yani adam artık senede 2 ev alamıyacam 1 ev alacam diye yaygara koparıyor bence lan yuhh!

  • 5. veda ederken 2018'e bir not bırakmak

    daha önce başka bir yerde de yazdığım gibi, eric hobsbawm'ın tanımıyla...

    "en büyük umutları canlandıran ve bütün hayalleri yıkan 'aşırılıklar çağı'nda"

    ...bir yıldı işte. kendi tanımına yakışan.

  • 6. söylemesi zevkli futbolcu isimleri

    (bkz: kevin de bruyne)

  • 7. çukur (dizi)

    yamaç’ın suda akarak hastaneye gidip iyileşeceği dizi.

  • 8. mevlana'nın eşcinsel olma ihtimali

    adamın mektupları, şiirleri ortada hala daha her sakallıya hoca muamelesi yapıyorlar. ilginç. çocuk yapamayıp hocaya üflenmeye giden köylülere benziyor durumlar. hepsini üflese hocanın nefesi çok kuvvetli derler.

    ayette "boyunlarını vurun" der bunlar "sembolik olarak vurun diyor" derler. adam mektuplarında "seni düşündükçe ölüyorum şems" diyor sevenleri "ilahi aşkı kastediyor" diyor. siz eğitilmezsiniz.

  • 9. 25 aralık 2018 ankara kar yağışı

    arkasından gelecek ayazı düşündükçe içimizi ürperten yağıştır. - 13 lerden bahsediliyor.

  • 10. ziraat bankası 155. yıl reklamı

    merhumların çoğu yaşasa yılda en az bir kere savcılık görürdü ama neyse

  • 11. 2019 asgari ücret rezilliği

    ek ödemeleri geçtim memurun taban aylığı 1800 tl. tarih boyunca memurun taban aylığının asgari ücretin altında kaldığı görülmemiştir.

    en düşük memur maaşı 2800 tl. aradaki fark 1000 tl. asgari ücrete zam gelsin hatta daha çok zam gelsin ama devlet, okumuş insanına da sahip çıksın. vergi dilimine sokup son aylarda zaten düşük olan maaşını kesmesin, bazı holdinglerin bilmem kaç milyon dolarla varan vergi borcunu silmesin.

  • 12. sinema salonunda izlenen en kötü filmler

    her yapımda sevecek detaylar bulabilen, üstelik sinemada izlenildiği zaman her filmin normalden çok sevileceğine inanan biri olarak keloğlan karaprens'e karşı inanılmaz kötüydü. bu soruya hayatım boyunca bu cevabı vereceğim. ömrümde daha kötü bir film izleyebileceğimi sanmıyorum. üniversite öğrencisiydim bir de.

  • 13. gaziantep'te suriyelilerin bıçakladığı türk

    sınır dışı mı edilmiş? yanlış mı anladım; adam benim ülkeme gelip benim vatandaşımın boğazını kesiyor ve sonrasında hiçbir şey olmamış gibi "türkiye tatili"nden kendi ülkesine temiz bir şekilde yolcu ediliyor.

    şöyle düşünün abd'ye gidiyorsunuz canınızı sıktı diye bir amerikan vatandaşının boğazını kesiyorsunuz. sonucunda o şehrin valiliği sizi türkiye'ye geri gönderiyor? ne güzel dönüş bileti de bedavaya gelir.

    böyle bir gerizekalılık olabilir mi?

  • 14. bir köpeğin terk edilme anı

    sokakta çöp karıştıran dalmaçyalıları, husk'yleri, terier'leri görünce içimi bir hüzün kaplıyor...

    sokak köpeği doğuştan "alfa". çöpten yemeye alışmış. çomar doğmuş, çomar ölecek. işini biliyor, fırsatçı, uyanık, açgözlü. hayatında hiç sevgi görmemiş, onun için kendinden başkasını sevmiyor.

    ama sen asil bir köpeksin, kuru mamalarla beslenmişsin, yıkanmışsın, bakılmışsın, sevilmiş, şımartılmışsın. sonra birden bire sokakta tek başına bırakılmış, "başının çaresine bak" denmişsin.

    allah hiçbir canlıyı gördüğünden geri koymasın... çok zor çok...

  • 15. münbiç operasyonu

    başka bir ülkenin işgali değil, vatan toprağının terörist unsurlardan korunmasıdır. mecburidir. hiçbir mehmetçiğin burnunun dahi kanamamaması dileklerimle..

  • 16. 10 aralık 2018 izban grevi

    '80 sonrasında halkımızın zihnen ne kadar sakat bırakıldığının kanıtı oldu bu başlık. sadece iki küçük örnek vereyim hemen yukarıdan. le petite adlı yazarın şu (bkz: #84746129) entry'sinde şöyle deniyor örneğin: "adamlar grev ayağına iki hafta tatil yaptılar lan! iş yavaşlatma eylemi yapmak, bedava yolcu taşımak gibi alternatifler dururken, adamlar komple dükkanı kapatıp yatmayı tercih ediyorlar. kimse kusura bakmasın ama bu kadarı da bencillik!". calismadigim yerden geldi nick'li bir yazarsa şu entry'sinde (bkz: #84746558) "bir kazanım istiyorsanız, bedel ödeyeceksiniz. biz 1 ay yattığımiz yerden maaş alalım, halk bedel ödesin, biz istediğimiz zammı alalım. yok öyle yağma. girin özel sektöre kazanın o istediğiniz paraları götunuz varsa..." diyor.

    görüyorsunuz. bu insanlar grev sözcüğünün ne anlama geldiğini dahi bilmiyorlar. arkadaşlar, siz grevde ücret verildiğini ne zaman gördünüz? nerede duydunuz? aylık 1860 tl kazanan birinin grev yapacak kadar gözü karartması nasıl bencilce olabilir? bunun tatille ne alakası var? sizin köleniz mi bu insanlar? keyfiniz için mi yaşıyorlar? "iş beğenmiyorsanız daha iyi iş bulun" yazmaya utanmıyor musunuz?

    bu saçmalıkları yazan insanlar işçi olamazlar. işçi olsalar, haklarını gasp eden bir patronla karşı karşıya olsalar, bir kez olsun iş kanununun, sendikalar ve toplu sözleşme kanununun kapağını açmak zorunda kalırlardı hiç değilse. toplu sözleşme imzalamanın bedava yolcu taşımak gibi bir yolu olmadığını bilirlerdi. işverene haklı fesih sebebi vermekle yasal grev yapmak arasındaki farkı ayırt edebilirlerdi. zaten iş sözleşmesiyle çalışan insanlara "özel sektöre gidin" gibi dahice tehditler savuramazlardı. bu insanlar işçi olsa, asgari ücret alan birine gevşek gevşek yeni iş bulmayı öneremezlerdi.

    bunu konuşan insanlar işçiyse durum çok çok vahim. bir işçi patronmuş gibi "başka iş bulun" diyorsa, kendini işçiden önce müşteri gibi hissediyorsa gerçekten varlık sebebini sorgulamalı bu kişi.

    görüyorsunuz, bu insanların bilinç düzeyi yerlerde sürünüyor. tüm toplum nasipleniyor bu ideolojik serpintiden. kendi menfaatlerini değil savunmak, bunların farkında bile değiller. bu insanlar arasında açıkça "biz de emekçiyiz, işe geç kalıyoruz, biz de mi grev yapalım yani?" diyen var. sermaye ideolojisi bu insanları kandırmak için özel bir çaba sarf etmeye bile gerek duymuyor. emin olun maaşımızı vermiyorlar diye hastane inşaatı önünde ateş yakıp sabahlayan okuma yazma bilmez inşaat işçisi bu insanlardan daha bilinçlidir. hayatı müşteri olarak kavrayan bu insanlardan daha fazla donanıma sahiptir bu düzene karşı.

    tarih ve sınıf bilincinden bu kadar yoksun kişilerin akp tabanını vs. bilinçsizlikle suçlaması inanılmaz derecede aptalca. seçimden önce grev yapıldı diye faturayı patrona kesmek yerine işçiye kızan, işçiye kızıp da chp yerine akp'ye oy verecek olan yurttaştan gelecek hayır gelmesin zaten. varsın versinler. verene de, verdiler diye üzülene de işçi sınıfının minneti yok zaten.

    (bkz: kayıtsızlardan nefret ediyorum)

    yukarıda bir arkadaş paylaşmış, ama tekrar olsun: "bir dümen dönüyor sanki" diyen yurttaşa izban işçilerinin yanıtı.

    biliyorum, burayı okuyan ve yalnız olmadığını hissetmeye ihtiyacı olan işçiler var. korkmayın, yalnız değilsiniz. patronların ensesindeyiz.

  • 17. 1 ocak 2019 sözlükçülerin sigara bırakma zirvesi

    31 aralık 2018 gecesinde saat 23:55'de son sigaramızı içip sigaraya veda eseceğimiz zirve. ben kendimi o geceye programladım. umarım bu sefer başarırım. katılacak arkadaşları beklerim.

    (bkz: allen carr)

    (bkz: sigarayı bırakmak)

  • 18. breaking bad'den çıkarılacak ders

    asgari ücretle geçim zor, ek iş yapmak gerek!

  • 19. ekşi itiraf

    bazen güzel salak aptal bir kız olmak istiyorum. hesabı sevgilisini kitleyen, zengin koca arayan, sevgilisinin her şeyini kısıtlayan, sevgilisi ile ortak hesap açan, espri yoksunu, kendi arasında yüzük takan, yıl dönemlerini her yere yazan, sevgililik takvimi uygulaması kullanan, peluş ayıcık hastası, hediye olarak kutuda çikolata isteyen, demet demet çiçek isteyen, sevgilisi erkekleri sil dedi diye sevinen, giyimine karıştı diye mutlu olan bi kız olmayı istiyorum çünkü bu gerizekalı embesiller mutlu mesut yaşıyor ve inanılmaz seviliyor. bizim gibiler de oyunlarla, kitaplarla, filmlerle mutlu oluyor.

  • 20. kapalı bir kadının başını açması

    tamamı suriyeli öğrencilerden oluşan bir 6.sınıfın, sınıf rehber öğretmeniyim. bir gün okulumuzun pdr öğretmeni sınıfta uygulamam için 'kendini kabul' konulu bir anket verdi.
    sağ tarafa kendinle ilgili sevdiğin özelliklerini, sol tarafa kendinde sevmediğin ve istemediğin özellikleri yazın gibi basit bir yönergesi vardı. neyse uyguladık anketi.
    12 kızdan 8i sol tarafa "eşarp" ;
    28 kişinin 17si de "2.anne" yazmış.

    ve ben bu sınıfa girdiğim her derste resmi nikahtan, aile olmaktan, tek eşlilikten konu açmaya çalışıyorum.
    kimse mecbur bırakıldığı hayatı yaşamasın. bu kızlar kendi hayatları üzerinde söz sahibi olsun diye uğraşıyorum.

    tanıma gelecek olursak, bahsi geçen kız çocukları için en büyük dileğimdir...

  • 21. hasan kaçan'ın akpınar ve gezen yorumu

    bir yazar "düşüncelerini özgürce açıklamış, ikiyüzlülüğünüz nedir?" demiş.
    bu iki şahısa hakaret etmek şu an prim yapıyor, o yüzden herkes istediği gibi sıçıp sıvayabilir. aynı sıfatı zat-ı şahane için kullana biliyorsa ve başına bir iş gelmiyorsa düşünce özgürlüğü budur.
    ha ben küfür etsin demiyorum ama bu kullandığı sıfat düşünce özgürlüğü ise bunu herkes için kullanabilmeli. hakaret ise, herkes için hakaret olmalı. bir kişinin ismi ile bu kullanılan sıfatın yanyana gelmesinin ihtimali bile içinizi ürpertiyorsa, ..... sizin düşünce özgürlüğünüzü. asıl ikiyüzlü sizsiniz.
    küfür etmek düşünce özgürlüğü mü, cahil insan. düşüncenin ne demek olduğunu biliyor musun ki, özgürlüğü hakkında yorum yapıyorsun? düşünce ile küfürü aynı kefeye koyuyorsun.
    bilgisi yok, fikri var. ben demiyorum herkes herkese küfür etsin, ama birine küfür etmek özgürlükse, herkese küfür edelim o zaman.

  • 22. türklerde mesai sonrası bar kültürünün olmaması

    nasil olsun?
    tut ki pendik, tuzla'da, ya da ne bileyim rami'de, beylikduzunde falan calisiyorsun, en yakin medeniyet kafadan 30-35 dakika mesafede, zaten is cikis saati okuz geberten bir trafik var sehrin her kosesinde.. hadi diyelim kayip zamani takmadin, bunun yol parasi var, arti biranin tanesi en sikimtrak mekanda 12-13 lira minimum. donusu var, maci var, kazasi var, cevirmesi var..

    sanki .mnakodumun memleketinde manhattan gibi her mahalleye 2 bar dusuyor da biz icmiyoruz.
    bizde her kisiye 2 imam, her sokaga 5 cami dusuyor kardes.
    madem canin aktivite cekiyor buyur gel yarin is cikisi gidelim, caminin cesmeden su, kosedeki haci bakkaldan akide sekeri alir laflariz avluda..

  • 23. nijerya'da seks yarışmasının ölümle sonuçlanması

    ekşide böyle bi yarışma düzenlesek 6,7 ne ohoo, 20'ler 30'lar havada uçuşur.

    gelirler birazdan...

    edit: yukardaki gelmiş bile.

    edit2: yukardaki "biz turkler o zaman terminatoruz" minvalinde bir şey yazmıştı, silince bizim edit boşa düşmüş tabii.

  • 24. turkcell'in ücretli internet paylaşımı açıklaması

    yahu kardeşim ne güvenliği anasını satayım?
    ben internet kafe miyim, yolda yürürken hotspot açık mı dolaşıyorum? hotspot açarken şifresiz açıp cümle aleme internet mi yayıyorum?

    her zaman kullandığım bir özellik bile değil.

    sim kartsız ipad’imi kullanacaksam açıyorum. burada kullanıcı zaten benim.

    wifi bulamadığım yerde laptopu bağlıyorum. kullanıcı hala benim.

    sevdiğim birisi ihtiyaç duyuyor ve açıyorum. burada kullanıcı bizzat tanıdığım birisi. ben güvenip açıyorsam sana ne benim güvenliğimden? yoldan geçene internet açacak halim yok.

    turkcell’in yaptığı şey düpedüz kurnazlıktır. başka açıklaması yoktur. yurt dışında bu özellik paralı mı? evet paralı. ama yurt dışında da kota diye bişey yok. oradaki uygulamayı sadece kullanıcıyı öpecek şekilde alıp getirirsen, tutmaz burda.

    öptüm seni.

    büdüt; yurt dışında nerde paralı diye sorular alıyorum. yurt dışında yaşayan kişiler detaylı bilgi verebilir. yeşillendirin.
    ayrıca iphone kullanıyorsanız, kişisel erişim noktası bölümünde ek kullanım ücreti uygulanabilir diye bir uyarı mevcut. turkcell’in yapmaya çalıştığı şey de tam olarak bu zaten.

  • 25. ekşi sözlük'ün şaka maka 40'lık teyze kaynaması

    her sene kademe yükselecek, bu sene 40'lıklar, seneye 50'likler, öbürki sene 60'lıklar diye ağım ağım ağlayacaksın olm. anandan emdiğin sütü ağzından burnundan getireceğiz, kabusun olacağız anlıyor musun? kabusun.
    her başlıktan her mesaj kutusundan fırlayacağız. kork bizden.
    ölmek için yalvaracaksın.

  • 26. 4 kutsal kitabı da okumak

    şöyle fantastik bir durumum var bu konuda;
    * kuran'ın 3/4'ü,
    * incil'in 1/4'i

    okudum. tevrat ve zebur ise 0.5'er okuma şansına eriştim.

    ben dinler nedir, allah ne demiş diye uğraşırken, sırf alkol içiyorum diye veya cuma'ya gitmedim diye, hayatında bırakın kuran okumayı, islamın şartını bile bilmeyen çöl bokları bana dinsiz diyordu.

    not: kuran okuması en zor kitap. yok abdest al, yok şunu yap, bunu yap derken, normal bir kafa ile, zaman ayırıp okuması en zor olan.
    diğer kitapları ise al eline, yatmadan önce oku rahat rahat!.

    öyle ritüel ile saygı olmaz. saygı insanın içinde olur. işte bu yüzden incil okuması en kolay kitap olduğu için, dünyada bu kadar yaygın.
    işte kuran bu yüzden bu kadar fazla okunmadığı için, islamın hali bu halde!.

    ekleme: bildiğim kadarı ile kuran okumak için bu kadar kasma ritüeli, kuran'da yok. bunu ortaya atananlar yine hurafeci çöl yamyamları olsa gerek. herhalde amaçları okumayı zorlaştırmak!. insanın aklına başka bir şey gelmiyor zira.

    ekleme 2: giri ile ilgili bir çok olumlu mesaj aldım. halen duyarlı ve bilgili insanların olması sevindirici.

  • 27. 1978 berberlik videosundaki inanılmaz güzel kadın

    kadının güzelliğinden ziyade, benim en çok dikkatimi o dönemdeki insanların şıklığı ve kibarlığı dikkatimi çekti. bu toprakların insanını günümüzdeki haline dönüştüren herkesten nefret ediyorum...

  • 28. sözlükçülerin 20 defadan fazla izlediği filmler

    20 defadan fazla izlemek için bir filmi psikopat olmak gerektiğini düşünüyorum, izlenmesi gereken o kadar çok film var ki aynı filme takılı kalmak akıl karı değil.

  • 29. ülkemize gelse konserine 1000tl verilecek sanatçı

    (bkz: eminem)

    yaşasaydı

    (bkz: michael jackson)

  • 30. red bull içen hiç kimse olmaması

    ulan hiç mi gece kulübüne gitmedin derler adama.
    red bull un çorbasını yapıyorlar.

  • 31. on bin liradan az kazanan yazarlar veritabanı

    malum burada herkes 10.000 tl kazanıyor, herkes çok kültürlü, herkesin 21 cm damarlı, herkes çıkarmadan 5 atıyor, herkes en lüks araçları kullanıyor. gelin dürüst olalım, fukaralığımızı itiraf edelim, otobüse bindiğimizi, işimizin boktan olduğunu, herkes gibi olduğumuzu ve bunların utanılacak şeyler olmadığını. ulan dizi başlıklarında bile uzun uzun yazıp en alta denk geldim diyor herkes, lan ayıp değil lan! ilk taşı ben atıyorum. 3500 tl maaş-arabam yok.

    tanım: gönlü zengin yazarların buluştuğu başlık.

    edit: arkadaşlar şaka yaptım. 12 bin tl maaş (agi hariç)

    edit 2: bu başlıkta kendimizi olduğumuzdan büyük gostermeyecektik, amaç buydu. hala kendini yedirmeye çalışanlar var :) ayrıca damarlı 21 cm ve çıkarmadan 5 muhabbetine takanlar var. oğlum bunlar ulusal sallama birimleri, benim fantezilerim değil.

  • 32. makarnayı haşlayıp suyun altına tutan insan

    gören de italya'nın mutfaklarında makarna üzerine uzmanlaşmış zannedecek.
    bilmiş bilmiş de yazmış.

    makarnanın pişirildikten sonra sudan geçirilip geçirilmemesi tamamen nasıl yeneceğine göre değişir.
    makarna piştikten sonra dışındaki nişasta katmanı sosun yapışabilmesi için o haliyle muhafaz edilmeli. ancak bu soslu makarnalarda geçerli.

    makarna salatası yapacaksanız ya da noodle yapıp kavuracaksanız dışındaki nişasta sümük gibi yapışır ve kötü bir görüntü ortaya çıkar. makarna hiçbir zaman yıkanmaz diyenler stir fry noodle yapmaya çalışsınlar da gülelim biraz.

  • 33. oral seks yapmadı diye kocayı boşamak

    vardı böyle bir kız. sevgilisi yalamıyor diye terk edecekti. dedim "ben yalarım sen çocuğu bırakma sudan sebeplerle."

  • 34. fenerbahçe

    -kasımpaşa, 3 malubiyet ardından td değişikliğine gitti sonraki 2 maçı 6 puan.
    -konya, aykut geldikten sonraki iki maç biri gs deplasmanı olmak üzere 2 maç 4 puan.
    -sivas, 11 maçta sadece 2 galibiyet alan td değişikliğine gitti ve sonraki 5 maçta 4 galibiyet aldı.
    -göztepe, 4 maçını kaybettikten sonra td değişikliğine gittiğinde sonraki 2 maçta 4 puan aldı.
    -kayseri, 4 maçını kaybettikten sonra td değişikliğine gitti, sonraki 2 maçta 6 puan aldı.
    -alanyaspor, 5 malubiyet aldıktan sonra td değişikliğine gitti, ilk maçı 5-0 kazandı. toplamda 5 maçta sadece 1 maçta kaybetti.
    -akhisar, hiç maç kazanamamış durumdayken td depişikliğine gittiği ilk maçta galatasaray’ı 3-0 yendi.
    -erzurum, hiç maç kazanamadığı için teknik direktör değişikliğine gitti. sonraki 6 maçta 3 galibiyet, 3 beraberlik aldı.
    -rizespor, hiç kazanamadığı için td değişikliğine gitti ilk maçı fener’e karşı 3-0 kazandı.

    yani demem o ki bu sezon teknik direktör değişikliğine gidip ilk maçında veya maçlarında tepki vermeyen takım olmadı bu sezon. buna bile reaksiyon vermeyenler için durum içler acısı.

  • 35. 15 ocak 2019 hotspot kullanımının ücretli olması

    aradıktan sonra "bak sana kimi veriyorum" deyip telefonunu başkasına uzatanlardan da ek ücret alınması ile devam edeceğini umduğum süper gelir kapısı.*

  • 36. akp'nin izmir'i alması

    bostanlı sahili, ılıca plajı, büyük park, inciraltı kent ormanı, ücretsiz otoparklar anında özelleşir. (bu liste çok uzar, ilk aklıma gelenler buralar.)
    türkiye'nin izmir haricindeki tüm illerinde bulunan; aracınızı park eder etmez sileceğe fiş koyan tipler 2.hafta itibariyle göreve başlar.
    alsancak'ta canlı müzik olayı biter.
    mantar gibi tokileşme yoluna gidilir.
    sahil boyu oturan, bira içen, güneşin tadını çıkaran insanların yerini kaytan bıyıklı, bayık bakışlı tipler alır.

    edit: yazıyı yazar yazmaz editleme ihtiyacı hasıl oldu gerisini siz düşünün ;
    90 dakika olayı biter,
    izmir fuarında zengin arap kültürünün nadide eserleri sergilenir,
    gündoğdu meydanı, 15 temmuz meydanı olur,
    kadın vatmanları da görebileceğimizi sanmıyorum.

  • 37. 25 aralık 2018 rte'nin gezi parkı hatırlatması

    halen yerinde duruyor olmasının acısı dolayısıyladır.

  • 38. metin akpınar ve m. gezen'e destek veren ünlüler

    şu anki dizi film sektöründeki genç oyuncuların %50'den fazlası müjdat gezen kursundan yetiştiği halde hiç biri gıkını çıkaramıyor.

    yazıklar olsun size, niçin korkuyorsunuz, niçin pusuyorsunuz ? türkiye'nin duayen 2 sanatçısına sırf muhalif diye alenen terörist muamelesi çekiliyor. size eylem yapın demiyoruz ki, sadece tarafınızı belli edin

  • 39. bezmialem camii'nde ne yaptıklarını iyi biliyoruz

    dün geziye karşı olanlar bugün 2. gezi olayları çıksın istiyorlar. insanları gaza getirmeye çalışıyorlar. özellikle kışkırtıyorlar. bazı iyi niyetli insanlar gaza gelip açıklama yapıyorlar ve kötü niyetli insanların ekmeğine yağ sürüyorlar.

    allah aşkına bi’ düşünün, durup dururken 2. gezi olayları diye kim konuşmaya başladı ekonomik kriz konuşulurken ve seçime doğru giderken.

    ve düşünün, kimin işine yarayacak 2. gezi olayları?

  • 40. ateizmin zeka geriliğine yol açması

    yani aramak araştırmak yerine kabullenmek mi zekayı ilerletiyor?

  • 41. ekşi sözlük dertleşecek insan veritabanı

    saat 12'yi geçti, abazaunited atakları başladı. keşke 12 yi geçince balkabağına dönüşseniz!

  • 42. 25 aralık 2018 giresunlulara yapılan ırkçılık

    giresunlular'ı bir ırk olarak düşündürtmüştür.

    (bkz: başlık açıp kaçmak)
    işte o ırkçılık görseli
    (bir yazar iddiası)

  • 43. mesajlaşılan kadının 45 yaşında olduğunu öğrenmek

    valla geçenlerde bir çaylak bana yaşımla alakalı bir şey sordu, 28 dedim, yuhhh dedi.. 45 yaş denk geldiğinde ne diyecek acaba allahsızın çocuğu merak içindeyim.. ayrıca 40-45 yaş çok muhabbet edilesi yaşlardır, adam gibi cevap alırsın, realist olur
    not: kadın değilim yaş benzetmesi yaptım sadece

  • 44. suriyeli mültecinin seksi dansı

    suriyeli mülteci olduğunu nerden anladınız yahu? olayın türkiyede olduğuna dair bile bi kanıt yok. garip dans eden bir kadın var sadece. ülkelerine dönsünler o kısım tamam da herşeye de sazan gibi atlamamak lazım.

  • 45. gripten daha hızlı kurtulma yolları

    kanepeye yapışıp en az üç sezon dizi izlemek.

  • 46. asgari ücret 2020 tl olunca sus pus olan ekşici

    yoksulluk sınırının 6328 tl olduğunu bildiği için sinirden susuyordur.

  • 47. samsun denince akla gelenler

    artık çok eskilerde kalmış hatıralardır.

    şehri hatırlatan bir kare, subaşı meydanı. subaşı yeraltı camiisi ve subaşı yeraltı çarşısı'nın olduğu meydanın fatih sultan mehmet caddesi'ne giren tarafındaki köşeye denk gelen incecik bina. meydandaki otobüs durağı ve orada beklenen 17 numara.

    kuyumcular çarşısı, biraz ötede tarihi bedesten, bankalar caddesi, tarihi türkiye merkez bankası, osmanlı bankası(sonraları garanti) binaları.

    tren istasyonu. istasyonun yanındaki park'ta tren'den çevirme restoran. sahil ve tren rayları arasında geçen çocukluk yılları. azot treni'ne biletsiz binmek. garaj sanayi belediye evleri, karşıyaka.

    şu anda bandırma vapuru'nun olduğu yerde eskiden var olan kirli kumsalda yüzmüş olmak. çingen mahallesi, oduncular, anılarla dolu eski garaj. soğuksu, cezaevi mahalleleri. sanayi, site camii, mert ırmağı. mert ırmağının yanında, deniz kenarındaki samsunspor tesisleri. o tesislerde antrenman yapan ilhan'ı, tümer'i, ve tabii ki ercan'ı canlı canlı izlemek.

    eski stat(ilkadım stadı)'ın taşınması ve 19 mayıs stadı olarak yoluna devam etmesi. yan sahalarda geçen çocukluk, samsunspor maçları. stat konserleri, doğu park'ta -çok sonraları yapılmış olan- amfi tiyatrodaki konserler.

    tren rayları, deniz kenarı, kayalıklar. olta, misina, çıtma, kefal, istavrit, sargan. salyangoz, sünger çıkarmaya denize açılan abiler. denizde gülen yunuslar.

    toptepe. şu anki rezil hali değil elbette. eski orman işletme zamanında, gezmeler, yapılan piknikler. yağmurlu sonbahar, biraz karlı, genelde yağmurlu kış ve yine yağmurlu ilkbahar. unutulmaz yazlar, okulun son haftaları asıp otobüsle atakum'a gidip denize girmek. tabii o zamanlar türkiş'e kadar sahil yolu boyunca biraz yapılaşma var, gerisi "dutluk".

    samsun fuarı. unutulmaz luna park. muzaffer önder. liman'da, açıkta demirli gemiler.

    lise caddesi, çiftlik girişi, haşet kırtasiye önünde beklenen 10 numara otobüs. hemen karşıdaki verem savaş dispanseri. 90'larda henüz o kadar kozmopolit olmadığı zamanlarda karşılaşılan siyahi samsunspor kalecisi alioum boukar'dan imza istemek.

    şehrin dört bir yanındaki atari salonları(internet cafe değil, onlar çok sonra çıkacaktı). jetonlu oyunlar. otobüse atılan turuncu kağıt biletler.

    ne kadar "kafka prag'tır, prag kafka" denebilirse, "samsun 90'lardır, 90'lar samsun." denilebilir. yaşandı bitti saygısızca.

  • 48. düzenli seks hayatı

    hic yapmamak da düzenli sayiliyor mu?

  • 49. 2019 ekonomik krizi

    asgari ücret belli olduğuna göre, bu başlığa da yazmanın zamanı gelmiş demektir. 2020 lira olan asgari ücreti şu şekilde değerlendirmek mümkün:

    öncelikle, bir önceki tanımımda yazdığım ve neredeyse her tanımda tekrarladığım şeyi yine yazıyorum. önemli olan kişinin parasal değil, reel geliridir. yani elinizdeki 100 lira, o 100 lira ile aldığınız mal kadar değerlidir. örneğin venezuela'da milyonlarınız olsa bir halta yaramıyor, enflasyon malumunuz.

    şimdi, ekonominin mevcut durumuna nasıl geldiğini net bir şekilde değerlendirmek gerekir. bunun en büyük sebebi, üretim ekonomisinden iyice uzaklaşmak, ithalata ve yurt dışından gelecek sıcak paraya bağımlı hale gelmemizdir. yani defalarca konuşuldu, aldığın kredilerle inşaat yapmaktansa fabrikaya, üretime, teknolojiye yatırım yapacaktın, bugün bambaşka durumda olurduk. o tren geçti.

    şu anda kriz durumu, aslında populist yaklaşımlardan bir nebze olsun uzaklaşmak mümkün olsaydı avantaja çevrilebilir bir durumdu. ülkede, ithal mallara yönelik talep fazlalığından kaynaklı bir enflasyon söz konusu. bundan dolayı kurlar arttıkça bizim de enflasyon oranımız zıpladı. aslında burada çok önemli bir nokta var (bkz: bakın burası çok önemli). eğer sen döviz dalgalanmalarından uzak durmak istiyorsan, tüketimini mümkün olan kalemlerde ithal ikame mallara yönlendirmelisin, ya da ithal malların kullanım süresini uzatıp talebi daraltmalısın. adam yılda 2 kere telefon değiştirmeyecek, elindeki malı öngörülen süresinin sonuna kadar kullanacak.

    şimdi tekrar parasal - reel ücret mevzusuna dönelim. ithalat dediğimiz kalem, direkt olarak gelirin fonksiyonudur. yani gelir artınca ithalat da artar, ithalat artınca dış açık artar, toplam hasıla azalır. bildiğiniz is-lm-bp işte. şimdi karşımıza iki senaryo çıkıyor. birisi orta vade düşünülerek, yerel seçim odaklı olmayan hamle, diğeri de piyasanın gazını almak amaçlı yapılan hamle. değerlendirmeyi de şöyle yapalım:

    1) diyelim ki orta vadeli planı uygulamaya karar verdiniz. asgari ücret 1600 lira. tek tüketimimiz olan patatesin kilosu ise 10 lira. asgari ücreti 1800 liraya çıkarırsınız. ve çok sıkı bir biçimde denetleyerek yerli üreticiyi sübvanse edersiniz. 10 lira olan patatesin kilosu 8 liraya düşer. kilosu 8 liraya düşen patatese olan talep artar. artık 1600 liradan 160 kg yerine, 1800 liradan 225 kg patates almaya başlarsınız. artan talep de yurt içi istihdama katkıda bulunur.

    2) peki şu anda ne oldu? asgari ücret 2000 liraya çıktı. bunun sonucunda olacaklar:

    - gelirin fonksiyonu olduğu için ithalat artacak.
    - daralan iç üretim daha da daralacak ve işsizlik baş gösterecek.
    - artan ücretler fiyat düzeyini de artıracak.
    - durgunluk - işsizlik - enflasyon üçlüsünden ortaya stagflasyon çıkacak.

    tek başına asgari ücret artışı dahi, 2019 yılının türkiye için ne kadar sıkıntılı bir yıl olacağının bir göstergesi oldu. asgari ücret zammını karşılayamayan kapatsın diyenlere sorum şu. bu tiksindiğiniz adamlar dükkanı kapatınca, 1600 lira verdiği işçileri 2020 liradan istihdam edecek üretim potansiyeliniz var mı? yoksa 1800 liradan 10 milyon kişiyi istihdam etmeye devam edebilecekken, 2000 liraya 8 milyon işçi istihdam edip 2 milyon kişiyi aç mı bırakacaksınız?

    ekonomi, kendi içinde bir düzenle ilerler. eğer üretim kendiliğinden artmıyorsa, sübvansiyon yoluyla üretim maliyetleri düşürülerek fiyatların düşmesi sağlanır. fiyat düşünce talep artar, talep artınca arz artar, arz artması demek, üretimin artması demektir. üretim artışı ile emek talebi artar, artan emek talebi ücretlerin yükselmesini sağlar.

    peki siz üretimi desteklemeden direkt ücreti artırırsanız ne olur? talep, yine ithalata kayar, iç piyasadaki üretim iyice daralır, işsizlik başını alır gider.

    gerçekten çok merak ediyorum, 2019 yılında bu yazdıklarımı kaç kere tekrar edip ben demiştim diyeceğim.