misericord10
profili

  • fallout (dizi)

    edit: oyunlarla ilgisi bazı eklemeler yaptım

    yer yer kafa karışıklıkları var. dizideki kadın karakterin yer yer komiklik yapmasını tuhaf bulanlar da var, ilk sahnelerin 1900'lerin ortasında geçtiğini düşünenler de. bunlar normal tabii oyunu oynamamış olmak son derece normal iken, oyunu oynayıp da lore'a çok hakim olmamak olası. bazı kısa hap bilgiler vereceğim. konuyu bilmeyenler için belki ufak bir ışık olur.

    spoiler değil ama neyse

    * fallout evreni 2. dünya savaşına sonuna kadar günümüz tarihi ile paralel gidiyor ancak sonrasında ayrışıyor. kabaca teknoloji farklı gelişiyor. sosyo kültürel ortam farklı gelişiyor. dizinin ilk sahnesinin geçtiği sene 2077. büyük savaş olarak adlandırılan, sadece 2 saat süren ve çin-abd taraflarının tüm nükleer silahlarını ateşlediği savaş. avrupa'nın durumunu bilmiyoruz, evet 1996'dan beri bu konuda somut bir bilgi aktarımı olmadı hikayede. ama yeni bir oyun çıkacakmış galiba ingiltere ne yaptı onu göreceğiz.

    * sosyal yaşam 1950'lerde, çünkü dünyadaki genel nükleer gerginliğin, o dönemki soğuk savaş atmosferine benzemesinden ötürü en başta oyun yapımcıları böyle uygun görmüştü. kıyafetler, arabalar falan öyle daha tatlı.

    * 2077'deki büyük savaş öncesi, fosil yakıtların bitmesinden kaynaklı pek çok gerginlik, savaş yaşanıyor. abd, 'petrol kuyularına sahip çıkmak lazım' diye, meksika'yı işgal ediyor mesela. çin, alaska'yı işgal ediyor ve bir ara tek petrol orada kalıyor. orda bir mevzular oluyor hatta abd bahane edip gene güvenlik gerekçesi ile kanada'yı işgal edip, alaska'yı özgürleştiriyor. burada ara sahneler falan enfestir. kanada'ya da özgürlük getirdik der arkada amerikan askerlerinin sivil halkı vuruşu falan gösterilir.

    * şimdi adını unuttum, fallout dünyasında bazı şeyler keşfedilmiş değil (transistör diye atıyorum öyle bişeydi) o yüzden bilgisayarlar falan devasa, bizim için basit şeyler onlara zor. ama nükleer konusunda inanılmaz gelişmişler, o power armorlar bile nükleer güç kullanıyor. adamlar nükleer gücü oyuncak çalıştırmaya bile kullanıyor o derece.

    * bu vault'lardan 150 tane mi ne var. sayısı atmış olabilirim. büyük savaş öncesi 50 yıl boyunca falan geliştiriliyor. amacı, parası olan ve yeni bir toplum kuracak seviyede insanları saklamak. bir de paradan sonra süper önemli insanları saklama olayı var enclave diye dizide yoktur sanırım çünkü dizinin geçtiği yıllar fallout 2 oyunundan sonra ve o oyunda biz onların üssünü patlatmıştık.

    * vault'ların hepsinin farklı bir gizli gündemi ama amacı var. 25 yıl sonra kapısı kendi kendine açılanı da var, kapısı hiç kapatılmayanı da, içindeki insanların uyutulduğu da, bazısından psikolojik bazısında fiziki deneyler var. manyak manyak işler.

    * bu kızın hafif komik gibi olma olayı, oyunda hep olan özellikle vault sakinlerinin saf salak oluşu geyiği ile bağlantılı. aslında salak değiller de sizin dışarıdan gördüğünüzü bırak şu an yaşadığınız gibi bir hayatı bile bilmiyorlar. inanılmaz steril ve pragmatist, duygudan arınmış, mantıksal bir hayatları var. hatta kız evleneceği adama doğrudan sperm sayısını soruyor falan ya. aynı sebeple o tatlış tarzına rağmen pek çok iğrençliği yapabiliyor çünkü ona verilen öğreti 'lazımsa yapmak zorundasın'

    * gene az bilgiyle konuşuyorum ama dizi galiba 2280 civarı bir yılda geçiyor. ghoul'ler radyasyon yiye yiye ömürleri aşırı uzuyor abiye takılmayın. diğerleri normal insan. bir ara yüzeydeki herkesi super mutant yapalım herkes takılsın gibi gündemi olan manyaklar var. (dizinin geçtiği dönemden çok önce) gerçi orada enclave'in de 'işte radyasyon temaslı herkesi kısa yoldan temizleriz' fantezisi vardı arka planda.

    * brotherhood of steel ve power armor, büyük savaşa giden yolda abd'nin en büyük kozuydu. power armor mark ıı çıktığında ordu yenilmez olmuştu. savaş sonrası da aynı askeri düzen ve nizam korunuyor. ama iletişim aşırı güçlü olmadığından biraz bölgeden bölgeye değişen bir kardeşlik yapılanması var. bunlar iyi adam veya kötü adam gibi değil. tamamen gri bir noktadalar.

    * abd üstünde kurulmuş pek çok irilik ufaklı devlet var. new california republic en güçlüsü, ceaser's en geniş alana yayılmış falan.

    * bu mesajı yazdığımda gönderdikten sonra israil saldırısından haberim oldu. şöyle ilginç bir bilgi geldi aklıma. fallout evreninde 2. dünya savaşı sonrası nükleer silahlar ilk olarak büyük savaş'ta kullanılmıyor. öncesinde de nükleer saldırılar var. ikinci dünya savaşı sonrası atılan ilk nükleer bomba nereye atılıyor bilin bakalım. tel aviv'e. sonrasında da kullanılan silahlar var orta doğu ve avrupa'da ama tam adres bilinmiyor.

    * oyunları bilmeyenlerin heves ettiğini, az bilenlerin de hevesle tekrar başlamak istediğini görüyorum. fan'lara bakıp en güzel oyun new vegas'mış oradan başlayalım gibi bir hataya düşmeyin. kötü olduğundan değil başlangıcı sizi içine almakla zorlanacaktır. başlangıcı en akıcı oyun fallout 3. vault'ta bebeklik-çocukluk-yetişkinlik safhalarımız tutorial halinde geçerken hem çok keyif alınıyor hem de bir sürü şey öğreniyorsunuz. fallout 4'ün de açılış kısmı inanılmaz etkileyici ama orada oyun namına pek bir şey yok sinematik oynuyormuşsunuz gibi oluyor. 1 ve 2 en güzelleri tabii ama 30 senelik izometrik oyun oynamazsınız diye düşünüyorum. bence en doğrusu 1-2-3-new vegas-4 diye gitmek ama o kadar zaman ve sabrınız olmadığını düşünerek doğrudan 3 oynamanızı öneririm.

    şimdilik aklıma gelenler bunlar. özellikle 2077 büyük savaşa kadar olan olayları bilmek kritik sanki. mevcut popülarite ile kısa sürede youtube bu videolar ile dolar taşar zaten.

  • 2023 seçimlerinde oy vermeyeceğim diyen insan

    kendini aşırı zeki herkesi aptal zanneden, tepeden bakarak “meh meh bu kirli siyasi oyunlarda kimse birbirinden farklı değil, oyuna gelmeyeceğim” falan diye gevrek gevrek konuşur.

    sonra markete gidip eli boş döner, müziği sebepsiz 12'de kesilince sosyal medyada ağlar. başına bir adaletsizlik gelince xx rezaleti diye başlık açıp şilayetvar a koşar. sonuç alamaz, ülke bitmiş ağbii der.

    birisinin omzundan sarsıp “sen zeki değilsin baya baya sığır evladısın” demesi lazım

  • profesör ile dalga geçmeye çalışan gamerlar

    oyundan etkilendi gitti birini dövdü/vurdu goygoyu bildiğim kadarı ile 1995 gibi bitti. dayılar, amcalar 1998 civarına kadar devam ettirdi.

    sevil hanım da oralarda kalmış. biraz baktım. az dalga geçildiği kanaatine vardım.

  • akp ve rte'nin seçimle gideceğine inanan insan

    ah keşke o sevinçle silmeseydim de tekrarlanan istanbul seçimlerinin olduğu gün buradaki “sözde” muhalif entrylerin seçkisini gösterebilseydim.

    buralar komple muhaliflerin ne kadar aptal ne kadar cahil olduğunu yazıları ile doluydu. hepsinin argümanı da “akabe hiç kaybedeceği seçimi yeniler mi her şey ayarlandı, gidip mal mal oy verdiniz, siz aptalsınız ben zekiyim”'di.

    noldu binali'ye teneke bağladık yolladık.

    herkes gider zamanı gelince ama öyle ama böyle.

    ekleme: bir de “bu adamların seçmen kitlesi” geyiği var. arkadaşlar o seçmen kitlesinin %80'i iktidar partilidir. kim başta olursa onu destekler anadoluda bu durum “biz devletimizin yanındayız” diye izah edilir. bu millet demirel'e dokunmayı, hele ki şapkasına dokunmayı onur sayıyordu siyaseti bırakınca kim salladı adamı? yani fazla merak etmeyin. o kitle seçimin ertesi günü “gardaşım ben hep dedim yaşlandı dedim” diye gezecek

  • çekici kadının tüm çekiciliğini götüren şeyler

    ankara'da sincan merkez bir de elmadağ mı ne bir yer var. orada çok rastladım bu vakaya.

    size yemin ederim o mahallelerde bir kızlar var, emily ratajkowski'nin aynısı, selena gomez'in bire bir aynısı. baya emma stone var bakkalda. bir de özellikle yeni nesil yani şu anda 21-22 yaşından ufak olanlarda artık mahalle baskısından sıkılmışlık mı bilmem aşırı rahat ve açık bir giyim baş gösterdi. böyle işlemeli binalar önünde şalvarlı teyzeler plastik sandalye atmış arabaların geçmesi gereken yola muhabbet ediyorlar, aynı ortamda bu kızlar geziyor. şoka girmiştim gördüğümde. ben ki 7 senemi geçirdim bilkent'te böyle kızlar orada bile dikkat çekiyordu.

    bu "noluyor nereye geldim ben" tavrınız kızlar ağzını açınca geçiyor, düşlerden gerçeğe dönüyorsunuz. emily ratajkowski'nin bire bir kopyası ve gerçekten derin dekolteli, makyajlı bakımlı bir kız, telefonla konuşuyor, pıt pıt yürüyor parmak ucunda, yaklaştıkça şöyle bir konuşma duyuyorum.

    burada bunu okurken normal sesle okumayın. bir sesli harflere dikkat edin, kelimede ünlü uyumu varsa bile bozuyorlar çünkü. iki sesin gırtlaktan hırıltıyla çıktığını düşünün, üç sesin kalınlığı için bir kadın sesi gibi değil de tuncel kurtiz'i falan düşünün.

    "la bebe o garıyın amuğa goyacam zabbahdan beri bekletiyor gödune çaktumun gevaşesi"

    bu bir örnek değil. böyle belki 25-30 örnek gördüm. burada anlatmayacağım üniversitede başıma gelen bir macera da var.

    bu tarz konuşma erkekte de çirkin ama burada mesele o güzel kızlardan o sesin çıkması o kadar büyük tezat ki. yani zaten o adamdan o konuşma çıkınca şaşırmıyorsun ok bu da böyle bir amca diyorsun ama bu öyle bir şey ki sanki dili bilmeyen biri kötü kötü dublaj yapmış kıza.

  • saat 23'te temizlik yapan üst komşu

    ah nerde öyle güzel komşular. sabah 7 gece 01 diyorum. (arada uzun molalar var elbet) her gün diyorum. öyle elektrik süpürgesi değil tüm gün eşyaları oradan oraya çekiyor diyorum. hakkını yemeyeyim ama hafta sonları 8 buçuğu buluyor başlaması.

    ramazan’da ise özel program var. akşam 21 de kapatıyoruz kontağı ama sahurdan sonra yatmadan devam nasıl?

    konuştuğumda ses gittiğini anlamadık kusura bakmayın dediler. evet 12 seferdir aynı şeyi diyorlar. temizlikten kafa yanmış tanımıyor bence beni.

    taşınmayı düşünme sebeplerimin %20 sini falan oluşturuyor kadın tek başına.

  • 11 temmuz 2019 ahmet hakan köşe yazısı

    son aylardaki tüm yazıları gibi özeti şu şekildedir;

    erdoğan süper
    ben süperim
    beni ve erdoğan'ı sevenler de iyi galiba
    diğer herkes aptal

  • sinema salonunda izlenen en kötü filmler

    her yapımda sevecek detaylar bulabilen, üstelik sinemada izlenildiği zaman her filmin normalden çok sevileceğine inanan biri olarak keloğlan karaprens'e karşı inanılmaz kötüydü. bu soruya hayatım boyunca bu cevabı vereceğim. ömrümde daha kötü bir film izleyebileceğimi sanmıyorum. üniversite öğrencisiydim bir de.

  • şirinler köyünü akp yönetse olacaklar

    bütün köy sabahtan akşama kadar şirine'nin nasıl giyinmesi gerektiği, nasıl yaşaması gerektiği, kimlerle nasıl konuşması gerektiği, nasıl oturup kalkması gerektiği, neyden hoşlanıp neyi sevmemesi gerektiği gibi mühim olayları tartışır, kimse kalkıp şirine'ye sormayı akıl etmediği için günler aylar böyle geçerdi.

  • gürses opel olayının perde arkası

    müşterinin aracı ile 100+ km yol yapmak, gece alemlere akmak sonra sağa sola çarpıp bunu da müşteriden saklamaya çalışmak, yani bana kalırsa rezaletin esas tarafı gene "ya olmuş işte" diyerek es geçilerek piyasa değeri ıvır zıvır muhabbetleri yapılarak işi goygoya dönüştürme çabası. senin elemanların benim aracımı gezmek tozmak içmek ve ehliyetsiz halde terör yaratma amaçlı kullanıyor, senin bundan günler günler sonra tamamen şans eseri haberin oluyor ve hala utanmadan, sıkılmadan, yüzün kızarmadan piyasa değeri muhabbeti yapabiliyorsan o senin insafın.

    başlıktaki yorumları beğenmedim diyerek ayrı başlık açma fikri ise şahaneymiş. gideyim de yazdığım film başlıklarına bakayım genelde beğenilmeyen bir filmi beğendiysem "oradaki yorumlar filmi kötülüyor yea" diyerek başka başlık açarım.