muhteşem bir analizdir. sonucu da şu şekildedir:
a) analizin doğruluğuna inananlar - geri zekalılar
b) analizin doğruluğuna inanmayanlar - normal zekalılar
uzun zamandır gördüğüm en iyi analizlerden biri. yapanın eline sağlık.
moon shaped pool33 profili
-
tc no ezber şeklinden yapılan zeka analizi
-
otomobillerde dörtlülerin yanlış kullanılması
bizim dörtlü flaşör dediğimiz mekanizma ingilizce'de hazard lights olarak geçer, yani "tehlike ışığı" olarak türkçe'ye çevrilir. kullandığınız araç, trafik için herhangi bir tehlike yaratma potansiyeli taşıyorsa bu ışığı kullanırsınız. mesela lastiğiniz patladığı için sağa çektiyseniz dörtlüleri yakarsınız ki etrafınızdaki insanlar sıkıntılı bir durum olduğunu anlasın.
dörtlüleri yakmak, sıçar gibi arabayı yolun ortasına park etmenizi, az ilerden u dönüşü yapmak götünüze zor geldi diye ters yönde araç kullanmanızı meşrulaştırmaz. pezevengin evladı ters yönden üstüme geliyor, "ne yapıyorsun" diye soruyorum, "e dörtlülerim yanıyor görmüyor musun" diye cevap veriyor.
bu tip hanzoları, dörtlüleri yakıp arabasının önünde sikeceksin. ne yapıyorsun diye sorarsa da "dörtlüleri yaktım ya" diye cevap vereceksin.
medeniyet yoksunu sığırlar sizi. -
whatsapp çevrimdışı özelliği
gözünü sevdiğim özelliği nihayet tüm kullanıcılara sunulmuştur. çevrimiçi görünüyorum diye kendisine de cevap yazmak zorunda olduğumu düşünen pezevenk. bu özellik de sana enlemesine girer umarım.
ulan whatsapp'ın son görülme zamanını kaldırmasından sonra getirdiği en güzel özellik budur. sürekli çevrimiçi görünüyorum diye whatsapp web'i bilgisayarda açık bırakmıyordum, artık gönül rahatlığı ile kullanabilirim.
hadsizsavarlıktaki son nokta resmen. düşünenin, uygulayanın eline koluna sağlık.
edit: "ayarlar --> hesap --> gizlilik -- > son görülme ve çevrimiçi --> son görülme = hiç kimse, çevrimiçi olduğumu kimler görebilir = son görülme bilgisi ile aynı" şeklinde ayar yaptığınızda şakır şakır çalışıyor. hehehe.
ayrıca güncel değilse whatsapp'ınızı güncelleyin.
edit 2: telefon iphone, ios 15.6 yüklü, whatsapp sürümü 22.20.75. android'e de gelmiş gelen mesajlara göre. -
yoğurtçu parkında kruvasan yiyen göksu
kendisine sorsan üst düzey zevklere sahip, yüksek gelir seviyesinde yaşayan, ancak gerçekte bir hayvanın dahi inemeyeceği leşlikte hayatını sürdüren göksu'dur. plazada çalışıp kruvasan dişleyince kendisini bir bok sanar, ancak kamuya açık bir alanı nasıl kullanması gerektiği konusunda zerre fikri yoktur.
en azılı yobaza, bu modern görünümlü ancak özünde dibin dibi bir karakter yatan göksu'dan daha çok saygı duyuyorum. birisinin ne olduğu en azından net bir şekilde belli. diğeri ise dışı farklı, içi farklı, en tehlikeli insanlardan biri.
lütfen ilk otobüsle ait olduğun köyün ahırına dön göksu. modern hayat sana fersah fersah uzakta çünkü. -
danilo şefin hala türkçe ögrenememesi
yeter yerine ”yeto” yazan bir ergenin hezeyanı. adam bilmemkaç yaşında türkiye'ye gelmiş, ülkenin en çok izlenen programlarından birinde rahatlıkla iletişim kurabilecek kadar türkçe konuşuyor, sen içine doğduğun dili doğru düzgün konuşamıyorsun, bir de kalkmış yüzsüz yüzsüz sözlükte başlık açıyorsun.
sana ayrı, açacağın başlığa ayrı, yeto'na ayrı soko. -
22 ağustos 2022 bim'in araplara satılması
bir şirketin halihazırda halka arz edilmiş bir kısmının yabancı bir yatırımcı tarafından satın alınması ile söz konusu firmanın yatırımcıya satılmasının aynı şey olduğunu sanan bir insan finanstan zerre kadar anlamıyordur. herkes bağıra çağıra borsa'nın sığlığından, yabancı yatırımıcının öneminden bahsediyor ya, işte bahsettiğiniz yabancı yatırımcı ülkeye gelmiş, bim'in arz edilen hissesinin bir kısmını satın alıp yatırım yapmıştır.
ayrıca bakın orada pozisyon 488.8 bin, toplam değer ise 54 milyon olarak açık açık yazıyor. yani oranlarsanız aldıkları fonun toplam bim'in şirket değerinin yaklaşık 1%'ine denk geldiğinin görürsünüz. 35% diye verdikleri oran, yatırımcının toplam fonlarının içindeki bim hissesinin oranı.
sizin yaptığınız gazetecelik falan değil, bildiğiniz soytarılık. ayrıca yalan haberle piyasa manipülasyonu. direkt spk'ya şikayet edilip cezası verilmeli. böylece doğru düzgün haber yapmayı da öğrenmiş olursunuz.
edit: muhtemelen bu saçmalık silinecektir. yukarıda yazdıklarımın anlamını yitirmemesi için ekran görüntüsünü ekliyorum:
görsel -
20 ağustos 2022 mardin trafik kazası
2004 model opel corsa aracımın geçen ay alt takımını elden geçirttim. ön iki süspansiyon, takozlar ve kuleler değişti. rot ayarı yapıldı. cebimden çıkan para 3000 lira. gidin, daha ucuza, daha kalitesiz işçilikle yaptırın, minimum vereceğiniz 2000 lira. bakın sadece iki süspansiyon takımından bahsediyorum. bu araca genel bir bakım yapayım deseniz, yani yağı, suyu, filtreleri, fren balataları (aşındıysa diskleri), trigeri, kayışları vs. bugün cebinizden çıkacak en az tutar 10 bin lira. 4 tane lastik almaya kalksanız minimum 2500 lira. o da petlas, barum vs. michelin, continental falan takarsanız iki katı. bu arada lastikler de 13 inç, sanmayın ki 15 inç lastik var.
hani diyoruz ya, ülke hindistan'a pakistan'a döndü diye. işte ekonomimiz onlara benzedikçe, günlük hayatımızdaki her ayrıntı da onlarınkine benzeyecek. bakımı yapılmayan araçlar insanların içine dalıp onlarca kişiyi katledecek, gıdanın kalitesi düşecek, insanlar sokağın ortasında, pisliğin içinde sıfır hijyenle pişen yemekleri yiyecek, malzemeden kaçılarak inşa edilen bina tepemize çökecek. senin avrupa'da 50 kere hurdaya ayrılmış bir araca temel bir bakım yaptırmak için dahi 2 asgari ücrete ihtiyacın oluyorsa, bu bahsettiğim olayların hepsi artık çok yakında demektir.
siz ekonomik çöküşün sadece yurt dışına çıkamamaktan, arabanın üst modelini alamamaktan ibaret olduğunu sanıyorsunuz ya. şöyle en detayına baktığınız zaman, bu çöküşün beraberinde hangi çöküşleri de getireceğini aklınız almaz.
hayatını kaybedenlere allah'tan rahmet, yakınlarına da sabır diliyorum. zaten elimizden de başka bir şey gelmiyor. -
24 haziran 2022 bddk kararı
bu kararı alan otoritenin, 3 gün sonra "yıllık maaşından 10% daha fazla (sgk'ya beyan edilen son bordrodaki maaş tutarı x 12 mesela) yabancı para cinsinden (altın dahil) mevduat tutan bireylerin kredi limitlerinin sıfırlanmasına karar verilmiştir" şeklinde bir karar yayınlamayacağını kim garanti edebilir ki? düşünün ki, 10 bin lira maaşınız, bankada da 1000 usd birikiminiz var. bddk diyor ki, "eğer 1000 usd'nin 300 usd'sini bozmazsan bütün kredi limitlerini sınırlarım". şu anda şirketlere için uygulamaya konan kural tam anlamıyla budur.
bu kadar ciddi sermaye kontrolü üç beş vakitliğine kuru baskılasa da, parasını güvenle bankada tutamayan yatırımcı tabiri caizse en tez vakitte topuklayarak uzar. yani şöyle düşünün, kenarda yurtdışından hammadde alımı için 20 milyon tl karşılığı döviz bulunduran adama yurt içinden mal tedarik etmek için ticari kredi kullanmaya çalıştığında "yassah hemşerim" diyorsun. iyi de kardeşim, senin ülkende usdtry bir gecede 18'den 11'e iniyor, 3 günde 14'ten 17'ye çıkıyor. istikrar yok ki tüccar güvenip "dövizi lazım olduğunda alırım" diyebilsin? kur dengesinin içinden geçip insanları yüksek hacimli yabancı para tutmaya zorlayan da sensin, bunu tuttukları için cezalandıran da sensin. senin üreticin yabancı hammaddeye mahkum. bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?
bu karar, ayan beyan, hem de en sert biçimde uygulamaya konulmuş bir sermaye kontrolü enstrümanıdır. sadece bugünü düşünüp, yarın hiç yokmuşçasına böyle kararlar almak, üretimin, katma değerin geleceğine göz göre göre ket vurmaktır.
allah size akıl fikir versin. -
motor yağı değiştirme sıklığı
avrupa'da 25 - 30 bin kilometrede bir olan ancak türkiye'ye gelince "yol şartlarından" dolayı en fazla 15 bin kilometreye düşen sıklık. "garanti" tatavasıyla standartın yarı süresinde yağı değiştirdiğiniz yetmiyormuş gibi, bir de zamanı gelmeden değiştirmeyi önerenler olmuş.
500 kilometrede bir değiştirin evladım siz. hatta marştan marşa değiştirin böylelikle üst kapağı açtırmadan 10 milyon kilometre yol yaparsınız.
edit: kimseye 30 bin kilometrede bir yağınızı değiştirin diyen yok. zaten servis size 15 bin kilometrede bir değiştirin diyor ve bunu sanki istanbul'da değil, mumbai'de yaşıyormuşsunuz gibi söylüyor. türkiye için halihazırda koşullar abartılarak belirlenmiş servis aralıkları veriliyor. yeraltı sularını yağ kadar kirleten başka bir şey yok. erkenden değiştirip doğanın ağzına iyice sıçmanız lüzumsuz. servisin 15 binde bir değiştirin dediği yağı 8-10 binde bir değiştirmek hem cebinize zarar, hadi sizin cebinize tüküreyim, o umrumda değil ancak doğa için tek kelime ile katliam. -
pidesiyle meşhur olan il
eğer farklı ilçelerini de göz önüne alacak olursak, şüphesiz ki pidesi ile en meşhur olan il:
(bkz: aydın)
aydın'ın neredeyse her ilçesinde ayrı güzel pide yapılır. söke'de, nazilli'de, yenipazar'da, bozdoğan'da, karacasu'da, bu ilçelerin her birinde muazzam lezzetli pideler yiyebilirsiniz. mesela söke'de kıymalı yumurtalı, bozdoğan'da peynirli pideler başı çekerler. hepsinde normal pidenin üstüne tahinli pideyi de gömerseniz sırt üstü yatacak yer ararsınız. bugüne kadar yediğim en şahane tahinli pide için ise:
(bkz: mikado pide ve yemek salonu)
koskoca vedat milor yalan söyleyecek değil herhalde.
https://rehber.vedatmilor.com/item/mikado-pide/
x ilçesinin y restorantı gibi belirli mekanlarda çok güzel pideler yemeniz tabii ki mümkün, ancak lezzeti tüm bir ile atfedeceksek eğer, diğerleri aydın'ın anca getir götürünü yapar. sadece söke'de 3-4, yenipazar'da 10'dan fazla pideci ismi sayarsınız. yoksa dingiller köyündeki hıdır efendi pidecisinin de çok lezzetli olduğundan kuşkum yok. -
tarih tekerrür
ali babacan 2015 yılına kadar görevde olmasına rağmen kendisinin görüntülerine sadece tüm ekonomik parametrelerin tersine dönmeye başladığı 2013 yılına kadar yer verilmiş. yer verilmiş derken şundan bahsediyorum, tüm olumlu gelişmelerde kendisinin yüzü gösterilmiş. ancak işler tersine dönmeye başladığı andan itibaren, o art arda gördüğümüz adam bir andan ortadan kayboluyor, sanki hiç var olmamış gibi. olm bu adam ağustos 2015'e kadar, gezi olaylarından sonra 2.5 yıl daha ak parti'de başbakan yardımcısı olarak görev yaptı, olumsuz hiçbir şeyde katkısı olmadı mı? onu da geçiyorum, başarılı ekonomi politikalarının izlendiği dönemlerde ekonomi ve maliye bakanlığı yapmış mehmet şimşek'i sadece bir kere gördük. düşünün, benzer dönemlerde ekonomi politikalarında büyük rol oynamış 2 adam var, birini onlarca kez görüyorsunuz, birini ise sadece bir kere.
belgesel güzel, ona sözüm yok. ancak göt ayağı yapıp, mis gibi belgeseli ali babacan viraline çevirmişsiniz ya, orada sıçmışsınız işte. gerçi bunlar ücreti mukabilinde yapılan işlerdir, ondan kuşkum yok, ancak keşke böyle önemli bir meseleyi bir propaganda malzemesi haline getirmeseydiniz.
bu video ile kanalın amacı, yolu belli olmuş. doğruları söylese de artık benim için ciddiye alınacak bir kanal olmanın dışına çıkmıştır. bu kadar emeğe yazık. sizin hedef kitleniz, çevirmeye çalıştığınız dümeni yemez, kusura bakmayın, sadece iyiyle gözümüzün içine soktuğunuz adamın, bugünkü durumumuzda herkes kadar payı var, ne eksik, ne fazla.
yazık. -
kaptan pilot maaşının 80 bin lira olması
yaptığı uçuşa göre değişen maaştır. geniş gövdeli uçaklarda (777 gibi) uzun uçuş yapan kaptan pilotların maaşı 80 bin civarına kadar ulaşır. 737 gibi dar gövde uçaklarda bu maaş kaptan için 40 bin, first officer için 25 bin civarındadır.
kaynak: thy’de çalışan bir fo.
edit: ben fo değilim, kaynağım fo. nasıl pilot olunur diye bana değil, google’a sorun. -
avcılar beylikdüzü e5 radar terörü
yaklaşık 6-7 yıl önce istanbul'dan taşındım. burada yaşadığım sürece kendi aracım vardı. benim için e5'te araç kullanmak stresten başka bir şey değildi. trafik 2 türlü akıyor, ya saat 10 km/h hızla ilerliyorsun, ya da sollamaya çıkmak için hızının 150 km/h falan olması gerekiyor. trafik o kadar hızlı akıyordu ki, şerit değiştirmek bile bir kabus haline geliyordu. sürekli kıçına dayanıp, selektörle taciz eden, şirket altına megane ya da symbol verdi diye kendi adamdan sayan sik kırıklarından hiç bahsetmiyorum. akaryakıtı, bakımı nasıl olsa şirket ödüyor diye, hayvan gibi kullanıp, kendisi gibi hayvanlaşmayanları da taciz etmekte beis görmeyen ibneler sizi.
neyse, geçen günlerde tekrar gittim istanbul'a hem de baya bir aradan sonra. araba kiraladım, çıktım yola. lan o sol şeritte 150 km/h ile akan trafik gitmiş, herkes efendi gibi 80 km/h hızla gidiyor. şirket arabasını kullanan yavşağı bile adam olmuş sanırsın ki, şehirler arası yolculuklarda sığırlığından hiçbir şey kaybetmediğini görürsün aslında. sonra bir öğrendim ki, yollara radar koymuşlar. gezici radarlar da fink atıyormuş. tay siki gibi araba kullananlara 1000'er lirayı yerleştiriyorlarmış. bizim tapagaz gezen pezevenklerin hepsi boş otobüste ayakta gitmeye başlamışlar.
radar, terör falan değildir. toplum kurallarına adapte olmamak için kıçını yırtan, insanları taciz eden, kendi sikik canı kıymetsiz diye herkesin canı kıymetsiz sanan hıyar ağalarını yola getirmenin en güzel yöntemidir.
insan gibi araba kullanmayı böyle eşşek gibi, anıra anıra öğreneceksiniz. -
sahibinden.com'daki 590 bin tl'lik clio
ilandaki araç çok az sayıda üretilmiş (1000 civarında olmalı), bildiğiniz koleksiyon aracıdır. bu tip araçları, üstünüzde askılı atletinizle mangal yapmaya gittiğiniz sümbül ile karıştırmayın. benzer temizlikte olanlarının fiyatı almanya’da dahi 80000 euro’ya çıkıyor. bu tür mallara olan talebi, normal bir arabaya olan talep gibi değerlendiremeyeceğiniz gibi, fiyatının da milyon tane kopyası seri üretilen bir araç gibi olmasını bekleyemezsiniz.
bilip bilmediğiniz her sikin hakkında fikir beyan etmezseniz, ölmezsiniz. merak etmeyin. -
79 km hız ile radara girip ceza ödemek
hız sınırı 70 km/h’tir. bunun 10% toleranslı hali 77 km/h'dir. aslında 71 km/h hızda iken dahi, hız sınırını aşmış oluyorsunuz, yasalar da 10% tolerans koyarak, 77 km/h hıza kadar ceza kesilmemesini sağlıyor.
siz 77 km/h hızla gidilecek yerde 79 km/h ile değil, 70 km/h hızla gidilecek yerde 79 km/h hızla ceza yediniz. önce bunun bir farkına varın.
adam 10% toleransı aşmış, toleransın da toleransını göstermedikleri için gelip şikayet ediyor. ki aynı adama 79 km/h hızla ceza yazma, bir sonraki sefere 80 km/h hızla ceza yaz, bu sefer de "geçen seferden 1 km/h daha hızlıyım diye ceza yazdılar" diye ağlanmaya başlar.
kurallara riayet etmeyi öğreneceksiniz, medeni topluma bir şekilde ayak uyduracaksınız. bir sonraki seferde, ona göre basarsın gaza.
pes arkadaş. -
10 mart 2019 etiyopya uçak kazası
bu kazada kırıma uğrayan uçak, boeing 737 max 8 serisinin son 5 ayda kırıma uğrayan 2. yeni uçağıdır:
(bkz: 29 ekim 2018 endonezya uçak kazası)
o kazada da filoya henüz 2 ay önce katılmış pk-lqp tescilli uçak düşmüştü, şimdi düşen ise henüz 5 ay önce servise giren et-avj tescilli boeing 737 max 8.
aynı markanın aynı modeline ait yepyeni 2 uçağın bu kadar kısa arayla düşmesi tesadüf mü bilemem, ancak en azından benim kafamda boeing 737 max 8’ler hakkında büyük soru işareti bırakmıştır. sürekli uçağa biniyorsanız, muhtemelem bu model ve seri uçaklardan birinde yolculuk ediyorsunuzdur. e haliyle böyle bir durumdan rahatsız olmamak mümkün değil.
kaza raporunu büyük merakla bekliyorum.
edit: burada ethiopian airlines'a sallayan mallar olmuş. kendileri star alliance üyesi, filosundaki uçakların ortalama yaşı 5.4 yıl olan bir hava yolu şirketidir.
https://www.airfleets.net/…e/ethiopian airlines.htm
eğer örnek isterseniz de şöyle vereyim:
thy ortalama filo yaşı: 8.2 yıl (@pilot flying’den gelen bilgiye istinaden revize ettim)
pegasus ortalama filo yaşı: 5.3 yıl
onur air ortalama filo yaşı: 19.2 yıl
atlasglobal ortalama filo yaşı: 18.4 yıl
sun express ortalama filo yaşı: 6.6 yıl
anadolujet ortalama filo yaşı: 15.8 yıl
gerçekten hiçbir bir bok bilmemenize rağmen sonuna kadar sahip olduğunuz o cahil öz güveniniz beni benden alıyor. "itiyipyi hiviyilliri idimlir içliktin iliyir hihihihi".
çok komiksiniz amına koyayım. -
hepimiz ermeniyiz diyenlere inat hepimiz türküz
hepimiz ermeniyiz sloganının altında "ırkından" dolayı öldürülmüş bir adama duyulan üzüntünün yattığını idrak edemeyenler tarafından savunulan, bildiğiniz köy kıraathanesinde kanlı okey çeviren dayı beyanatı.
hrant dink için hepimiz ermeniyiz, hocalıda katledilen azeriler için hepimiz azeriyiz, sırpların katlettiği bosnalılar için hepimiz bosnalıyız. burada meselenin etnik bir kimlikle alakalı olmadığını anlayamayacak kadar kara cahil olmanıza tek kelimeyle acıyorum.
önce bir "insan olmayı" öğrenin, daha sonra türk de olursunuz, ermeni de olursunuz, azeri de olursunuz, kürt de olursunuz. burada hepimiz ermeniyiz diyenlerin, ermenilerin yaptığı zulümleri meşrulaştırdığını sanmanız, ya da gerçekten ermeni olmayı bir hakaret unsuru olarak görüp, "hağyııığğğrrr, türküm beğğnnn!" diye kendinizi yırtmanız veya kendinizin seçmediğiniz, doğuştan sahip olduğunuz özelliklere sanki bir başarıymış gibi anlam yüklemeniz... ne diyeceğimi bilemiyorum.
çamura dönmüş zihniniz gerçekten midemi bulandırıyor.
edit: türküm, ancak türk olduğum için diğer ırkları aşağılayacak ya da onları hakaret unsuru olarak kullanacak kadar şuursuz değilim. haksızlığa uğrayanın yanında olmak için kullanılan bir sloganı vatanını satmakla eş değer gören, ancak klavye önünde göt yaymaktan başka hiçbir meziyeti olmayan, bedelli askerlik çıksın diye kıçını yırtacak kadar vatansever olan gereksizler lütfen mesaj atmasın. bu kadar türk, atatürk dostuysanız, vatani görevden kaçmak için her türlü köçekliği yapmayacaksınız. askerliğini yapmış hrant dink burada bedelli askerlik için her türlü malafatın altına yatmayı makbul gören bir çok ılıktan daha türktür.
adamı çileden çıkartırsınız amına koyduğumun yerinde. -
vakko wedding'in gelinlik denemesine 150 tl alması
minimum 10 bin lira verip pronovias alacak çiftlere koymayacak paradır. muhtemelen sundukları kalite ve hizmete rağmen mağazalarına şennur gelinlik muamalesi yapan ancak hiçbir karşılık alamadıkları müşterilerden gına gelmiştir ve böyle bir yöntem izlemek zorunda kalmışlardır.
150 liralık hizmeti almayı yük görüyorsan adama "vakko wedding'te ne işin var lan" diye sorarlar. -
9 ocak 2019 starbucks'ın kahvelere zam yapması
iğneden ipliğe her şeye zam gelmiş, asgari ücret 20%’den fazla artmış, adamlar zam yaptı diye adları keriz silkeleyiciye çıktı, he mi?
bu zamların tek amacının insanları enayi yerine koymak olduğunu sananlar sanırım uganda’da yaşıyor. geçen gün evin yakınındaki “kahve zamazingosu” adındaki mekanda, kahve demek için minimum 20 bilir kişinin tespitine ihtiyaç duyulan kahverengi sıvıya 12 lira verdim. starbucks’ın filtre kahvesine 7 lirayı gocunmadan verir, üstüne de 3 lira bahşiş bırakırım. en azından sattıkları şeyin kahve olduğuna tek başıma kanaat getiriyorum.
şu ekonomik koşullara rağmen hala starbucks’a sallıyorsunuz ya, ben shaya yerine olsam bütün mağazaları kapatır, kapılarına da kocaman bir tabela asarım:
(bkz: çay yok bok için) -
asgari ücret 2020 tl olurken iş yerlerinin durumu
burada işverenlere küfür sallayanlara bir sorum var. kaparsa kapansın, batarsa batsın demişsiniz. özel mesajla birkaç kişiye sordum, cevap alamadım.
artan maliyetlerden dolayı kapanan veya küçülen iş yerleri olacak. burada işverenlere sallayanlara soruyorum. asgari ücreti karşılayamayan işverenin çıkardığı elemanı istihdam edebilecek üretim kapasitesi var mı bu ülkede? 2000 liraya giderken elindeki 1600 liradan olan çalışanlara ne gibi çözüm öneriyorsunuz? devlet mi istihdam edecek bunları? yoksa üç beş kuruş işsizlik maaşı ile idareten yaşamaları sizce daha mi normal?
ekonomide her şey yolundayken böyle bir zammı mutlulukla karşılardım. ulan şirketler çatır çatır konkordato ilan ederken, sanayi üretimi artan maliyetler ve daralan talepten dolayı 4% küçülmüşken, siz mal mısınız da işverene sövüyorsunuz? lan evladım. yapılan bu asgari ücret zammı işsizlik ve enflasyon olarak geri dönecek. mesele parasal ücreti değil, reel ücreti artırmak. 2 ay sonra her boka zam gelince o 2000 bin liranın ne anlamı olacak? gerçi buradaki çoğu geri zekalı haftalık alışverişi 100 lira iken asgari ücretin 1000 lira olması yerine, aynı alışveriş sepeti 200 lira iken asgari ücretin 1500 lira olmasını tercih eder. sorsan rasyonel iktisadi adam. neo-klasikler görse “sikerler lan” deyip tüm araştırmalarına son verirlerdi.
burada batarsa batsın diyen her kim varsa, 2000 liralık yeni asgari ücretten dolayı işsiz kalıp elindeki 1600 liradan olan adama istihdam sağlayacak göte sahiptir umarım. hayır bir de bütün iş verenleri elinde puro, altında merso ile takılan tipler sananlara ayrı tilt oluyorum. lan beyniniz sulanmış sizin türk filmlerindeki fabrikatör tiplemelerini izlemekten. ülkede bir şekilde ayakta kalmaya çalışan, 10-20 ya da 50 kişi çalıştıran binlerce kobi var. sanki bütün patronlar koç, sabancı, şahenk amına koyduğumun yerinde. yanında 2 tane eleman çalıştıran elektrikçi de işveren lan? hangi cins malsınız siz acaba?
bir sikimden haberiniz yokken şöyle boşa sallıyorsunuz ya, acayip uyuz oluyorum. sizin o batsın dediğiniz kodomanlara bir bok olamayacak. tam tersi çevrenizdeki küçük çaplı işletmeler yok olup gidecek. ebenizin amını tersten görmenize ramak kaldı, hala gevgüv ediyorsunuz.
hee, batsınlar amına koyayım. burada hariçten gazel okuyan ekşici dehalar o işsizlerin hepsine 2000 lira asgari ücretle babalarının fabrikalarında iş verecekler.
vallahi sinirden kendimi sikicem artık.