Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. çaycı olarak 7000 tl vs mühendis olarak 2000 tl

    çaycılığı seçtiğim versus. soranlara da "kurumsal bir firmada gıda tedarikinden sorumluyum" derim, kim bilecek amk.

  • 2. kürt erkeklerin inanılmaz derecede iyi sevişmesi

    (bkz: bir eşeğin itirafları)

  • 3. haçlı'nın ülkenizi işgal etmesi tehlikeli değildir

    bu zihniyetin ataları da ingilizlerin şeriati ve hilafeti kurtaracağına inandıkları için şaşırmadığım açıklama. ne çektiyse yobazlardan ve tekkelerden çekti şu ülke.

  • 4. evde tekken yemek yeme şekli

  • 5. volvo xc60 ve kartal'ın yaptığı kaza

    büyük bir olay anlatırsın ama bazı insanlar hiç tepki vermez ya işte öyle bir kaza.

    volvo bey insan bi tepki verir, en azından farını kır arkadaşım. şahin bey pert olmuş sizdeki bu vurdumduymazlık nedir?

  • 6. sözlük yazarlarının şu an bulundukları yerler

    çin'den kalkmış los angeles 'a doğru hareket eden bir tanker gemisiyle pasifik okyanusunun ortasında seyir etmekteyim.

    tüm denizcilere selametler diliyorum.

  • 7. bbc'nin 21. yüzyılın en iyi 100 filmi listesi

    bbc seçmiş. 177 film eleştirmeninin katkısıyla yapılmış liste. seçici kurulun galiba alejandro gonzales inarritu'ya gıcığı var. adamın hiç bir filmini koymamışlar. bunun sebebi birdman filminde diyaloğa flaubert'in şu sözünü koyması olmasın "tıpkı birinin asker olamayıp muhbir olması gibi; sanatçı olamayan insan da eleştirmen olur." inarritu filmi haricinde room gibi bir filminde listeye girememiş olması ilginç olmuş. bu arada nuri bilge ceylan 54. sıradan girmiş listeye; allah yar ve yardımcısı olmuş nbc'nin.

    edit: film eleştirmenisiniz ve 4 oscarlı, sinema dünyasına amores perros, 21 grams, birdman, the revenant gibi kendi türünde başyapıtlar bırakmış inarritu'nun filmlerini izlemediniz. başka pencereden bakarsak mesela steve mcqueen'in hunger'ını koymayıp saçma sapan iki filmini listeye almışlar, bu anlaşılır. çoğu eleştirmen izlememişdir, sevmemişdir, fazla siyasi bulmuşlardır, falan&filan. 2000 sonrası dünya sinemasına nolan, tarantino, wes anderson ile birlikte damga vurmuş inarritu'yu 100 tane filmin içine koyamamak tam anlamıyla art niyettir, başka hesaplar peşinde koşmaktır. hadi inarritu'nun hiç bir filmini izlemedi seçici kurulun çoğunluğu; kathryn bigelow'u iki filmle listeye almak nedir abi?

  • 8. en yakındaki post-it'te yazanlar

  • 9. swarm uygulamasında kız kovalayan tip

    ne oldugunu bilmedigim ama "madem takip edilmek istemiyorsun niye kullaniyorsun o zaman be mal" seklinde fikir belirttigim uygulama.

  • 10. klavyede f ve g harflerinin yerleri değiştirilsin

    ülkemizde değerli önder reis-i cumhur ve "yol arkadaşları" tarafından verilen emirlerle itinayla sürdürülen fetö operasyonları kapsamında fg harfli araç plakalarının toplatılması kararı alınmıştı. ben olayı biraz daha genişletiyorum ve ülkemizde çoğunluklu kullanımda olan qwerty klavyede yan yana bulunan f ve g harflerinin yerlerinin değiştirilmesini talep ediyorum. yan yana bulunan bu harfler açıkça fetullah gülen'i sembolize ediyor ve genç beyinlerin algılarına bu iğrenç zatın baş harflerini kazıyor.

    şimdi geliyoruz en bomba olaya.

    işin başka boyutu da var. f ve g harfleri bu klavyeye rastgele yerleştirilmemiş. şimdi klavyeyi kimin icat ettiğine bakalım. bu klavyenin mucidi christopher latham sholes amerika doğumlu. ancak bilin bakalım amerika'nın neresi?

    doğru tahmin ettiniz, pensilvanya. kaynak

    görüyorsunuz değil mi oynanan oyunları. yıllar önceden planlanmış bu oyunu bozmak için türkiye cumhuriyeti devletini göreve davet ediyorum.

  • 11. birden fazla kişiye karşı dövüşme sanatı

    kembo sikso bilmem. iki kiseye karsi tekseniz izlemeniz gereken teknik su. kavganin cikacagindan eminseniz iki kisiye karsi ilk hamleyi kesinlikle sizin yapmaniz lazim. karsinizdaki rakiplerden daha zayif olani secip ona ilk temasta en fazla hasari verip psikolojik ustunlugu ele gecirmeniz gerekir. bu nedenle zayif rakibe direkt kafa atarak digerine dalmak cok etkili bir yontemdir. net bir sekilde burnuna oturtacaginiz kafa rakibin kendi kaniyla temas etmesine neden olacagindan bu travmayi atlatmasi biraz sure alir. bu sure icerisinde aman vermeden digerine dalip dovebilecekseniz yardirin. iyi calisirsaniz onu da abondane edebilirsiniz, o arada burnunu kirdiginizla tekrar ilgilenebilirsiniz. iki kisiyle dovusmek cok yorucu oldugundan oyle gardla, hamleyi karsi taraftan beklemekle olmaz. cok temiz dayak yersiniz, o yuzden adrenalini akillica kullanip bir anda patlayici gucle maksumim tahribati hedeflemek en makul secim. dovemeyecek gibiyseniz de sivisin. kendilerine gelmelerini beklemeyin. hasar verip sivismak her zaman en iyi ihtimaliniz olsun. bos erkeklik yapmayin zira rakipleriniz yari dayak yemisligin hirsiyla normalde yiyeceginiz dayagin birkac katini atip sizi komaya sokabilirler. hantal olmayin, seri calisin, atik olun, sivisin.

  • 12. ankara'ya girişler ücretli olmalı

    lan zaten ankara'ya "turist" olarak gelenleri çok büyük bir kısmı resmi işlemler için falan geliyor, mecburiyetten yani, kimse dinazor görmeye gelmiyor yani. gerçi tam akit kafası, girişi zorunlu ve paralı yap, hatta yılda 50 milyon giriş garantisiyle yapancı bir şirkete ver gişe kursunlar. nasıl fikir ibraam?

  • 13. arçelik beko vestel kalitesizliği

    arçelik ve beko'nun vestel kalitesizliği ile aynı cümlede kullanılmasına şiddetle karşı çıktığım önerme.

    arçelik ve beko'nun da kendilerine göre kalitesizlikleri olabilir ama bu vestel'le aynı kulvara koymak acımasızlığını göstermek için kafi değil.

  • 14. kalpazankaya

    tarafları dinlemeye gerek yok arkadaş, neyini dinleyeceğim. birisi müşteri, diğeri hizmeti veren. müşterisinin kafasında sandalye kıran mekana gidilir mi? hesap 850 gelmiş, kişi başı normalmiş. peki bu içmedikleri şalgam suyunun parasını almayı haklı gösterir mi? hayır.

    55 yıllık aile işletmesiymiş, yok adını arkasındaki koy'dan almış. bunlardan kime ne, bize ne. hesapta olmayan bir şeyi, hesaba eklemiş bu mekan. sonra da, müşteri ne kadar bağırır çağırırsa (ki haklı), alttan almak yerine , sen de efelen, sonra kavga çıksın ve 7 kişinin üstüne (bayanlar da var sanırım), 20 kişi çullan.

    ayıp kardeşim ayıp. 55 yıllık aile işletmesinin düştüğü durum bu işte. bu işletmeyi savunan arkadaş da, biz seviyoruz gelseniz de gelmeseniz de demiş. bence merak etmeyin, sizde bu yaklaşım devam ettiği sürece zaten yavaş yavaş kimse gitmez o sizin adanıza. evet sizin adanız ya orası, memleketin bir adası değil, sizlerin adası. sonradan şöhreti bulmuş, ne oldum delisi restoranların milleti kazıkladığı sizin adanız, sizde kalsın.

    tanım ; adalıların çok sevdiği 55 yıllık aile işletmesi ama müşteri dövüyorlar.

  • 15. 7 erkekle orgy yaparken yakalanan katar prensesi

  • 16. maden suyu şişesinin 200 ml olması sorunsalı

    olmayan sorunsal.

    içilen hede maden suyu . hergün yarım litre maden suyu içmeye kalkarsanız böbrek lerinizi bir kaç ayda elinize alırsınız.

    beypazarı gibi markaların yarım litresinde bulunan ve kan basıncınızı tavan yaptıracak (bkz: sodyum) mu filan saymıyorum bak. günde 4 şişe 200 ml maden suyu içilmez arkadaşım. içiyorsan içme. normal su iç. azıcık izan.

    edit: gelen mesajlar üzerine türk basını nda çıkan konuyla ilgili bazı haberler : hürriyet haber 7

    ilgili yabancı basın hedeleri : dailymail.co kaynak

    edit son: beyler tekrar ediyorum. maden suyunu her gün litrelerce içmek önerilen bir şey değildir ve tansiyon hastaları için özellikle bazı marka maden suları sakıncalıdır ( hangi markanın içindeki sodyum oranı nedir şeklinde bir çalışma va ama yeni değil hem kanzuk kızar ticari tibar diye ). budur söylediğim.

  • 17. umut bulut

    benim gibi bir çomarın isviçre'de ne işi olur diyerek zurich ' in teklifini reddeden yetersiz.

  • 18. amerika birleşik devletleri'nin fethedileceği gün

    gemilerin havadan yürütüleceği gündür.

  • 19. tuğgeneral ünvanı verilen penguen

    bir daha astsubaydan general mi olur tartismasi gorursem cok kotu kalbinizi kirarim

  • 20. onun bunun yatağına giren ablalar var

  • 21. fikret orman

    bu gidişle başkan kendini başka kulübe satıp, satın alma opsiyonuyla beşiktaş'a kiralayacak.

  • 22. sevgilinin bir haftadır vermemesi

    milyonlarca insan tek bir soru (bkz: bizene aga napak biz mi verek)

  • 23. rock tarihinin en iyi 10 davulcusu

    (bkz: olm siz kimsiniz lan)

  • 24. şişman bir kadının günlüğü

    30 yaşındayım, hayatımda ilk defa tatile gittim. yani böyle denizli, havuzlu, güneşli olanlardan ilk defa. daha önce hep "ben öyle tatili sevmiyorum yeaaa, o ne öyle sıcakta yat yat yat" derdim. ama sebebi bu değildi tabi.
    o kadar kalabalığın içine ben bu vücudu nasıl çıkaracaktım ki? arkadaşlarımın gözleri önünde, bu löpür löpür halimle havuz kenarında yürüyecek halim yoktu tabi.
    yine havuza giremedim utandığımdan, denizden daha samimi bi ortam. denize sabah erken girdim tenha diye. yine kolsuz tişört bile giyemedim kollarım ince değil diye, dizüstü şort giyemedim bacaklarım kalın ve selülitli diye.
    40 derece yapış yapış havada, kolsuz tişörtle şort giymeme siz izin vermediniz.
    siz işte siz.
    30 yaşındayım. 30 yıldır istediğim gibi yaşamama izin vermediniz. siktirin gidin artık hayatımdan.

    tanım: şişman kadının, şişmanlığından dolayı yaşadığı çoğunlukla duygusal sorunları aktaracağı günlük.

    not: aradım, benzer başlık bulamadım.

    edit: dostum günlük demişim ama bu kişisel gelişim kitabı olmuş.
    "hayatımdan siktirin gidin" dediğim arkadaşlar sağolsunlar zayıflamam gerektiğine de karar vermişler, ağlamamam gerektiğine de.
    okuduğunu anlamayanlara da kafam girsin.

    edit 2: "boşver siktir et zaten çoğu gitmiş azı kalmış hayatının" diyerek teselli eden arkadaşın kafasından olsa keşke hepimizde.

    edit 3: aslında "okuduğunu anlamayanlara kafam girsin" demiştim ama yok, dayanamıyorum. kilolu olduğum için kimseye sitem ettiğim yok, beni sevin de demiyorum, beğenin demiyorum. takıldığım nokta bir insanı fiziksel özellikleri ile yargılamak, bununla yetinmeyip bu yargıyı dışavurmak. götünüzden anlayıp abuk subuk cevap vermeyin. öf.

  • 25. türkiye'nin tüm üyeliklerinden ayrılması

  • 26. anderson talisca

    transferi sadece para ile degil ayni zamanda itibar ("reputation") ile yapilan futbolcu. futbolcu satmanin tek avantaji kazandirdigi para degil. benfica'nin ve kendisinin onune:

    mario gomez > wolfsburg,
    sosa > milan,
    gokhan tore > west ham

    transferlerini koyabiliyorsun. tabi cl+yeni stadin etkisini de unutmamak lazim.

  • 27. 22 ağustos gecesinin ekşi şeyler'de paylaşılması

    şurda görülen durum.

    olm bu ne saçmalık ? salak mısınız ? yok uyuyamadım, yok başım kaşındı, yok götüm kalktı.

    bunları mı paylaşıcaksınız ?

    bu mu kalite ? bu mu içerik ? çok ilgi çekici helal süper devam.

  • 28. 23 ağustos 2016 karkamış'ın tahliye edilmesi

    tarihe not düşelim, cumhuriyet tarihinde ilk kez bir dış tehditle ilişkili olarak bir türk toprağında yaşayan siviller tahliye edilmektedir.

    edit: unutmuşum düzeltiyorum. önce koruyamadığımız bir toprak parçasından ecdadın naaşını tahliye ettiydik. hatta bir kez yetmediydi, birkaç kez değiştirmiştik yerini (bkz: süleyman şah türbesi'nin yeniden taşınması). sıra yaşayanlarımıza gelmiş gibi görünüyor. bakalım sonraki süper derinlikli dış politikamız ve sonuçları neler olacak?

  • 29. beşiktaş

    sayesinde bir orospu evladını daha engellediğim takım.

    beşiktaş olmasa sözlükteki orospu evlatlarını nasıl tanıyacağız bilmiyorum.

    teşekkürler beşiktaş.

  • 30. ismi yurtdışında komik olan insan

  • 31. 9 yaşındaki çocuğun teknik servise yazdığı not

    kutadgu bilig demeyi beceremeyen içişleri bakanımız bu çocuktan türkçe dersi alsın. karşılığında da bir adet tablet hediye etsin.

  • 32. beymen'deki 229 liralık ip

  • 33. cebeci'den kızılay'a yürümek

    her akşam anıtpark'tan tuzluçayır'a yürümek değildir. *

    bir keresinde ostim'den yürümüştüm tuzluçayır'a. 4 saat 50 dakika sürmüştü. kronometre açmıştım. kendimi şehirlerarası otobüs gibi hissetmeye başlamıştım artık. benzinliklerde mola verip o iğrenç wc'lerden su içiyordum. eve vardığımda bayılmıştım.

  • 34. yaran olaylar

    geçen gün house m.d.'den akılda kalanlar başlığına yazarken aklıma geldi bu anı..

    eşim ihtisas sınavına girecek. normalde tarih 1 ay öncesinden açıklanır. bir aksama oldu, haber geldi, sınav 2 hafta sonra..tabii benim bey tutuştu, gece gündüz çalışıyor.

    benim tuzum kuru. o dönemde house izliyorum deli gibi. 2 gün kalmış sınava, o gece gittim çalışma odasına, 'yeter hadi ara ver, birer bira içip house izleyelim' dedim. geldi izliyoruz. bölümde psikotik belirtilerle gelen bir hasta var. garip bedensel belirtiler eşlik ediyor. sonuçta lupus çıktı hasta.

    sınav günü geldi. jüride psikiyatri hocalarının yanında rotasyonunu yaptığımız dahiliye ve nörolojiden de birer hoca var. dahiliye hocasi başka hastaneden, soruşturduk gıcık bir adam, zor sorar dediler ama eşimin koskoca dahiliyeyi toptan çalışacak hali yok. allah kerim modunda girdi sınava. dahiliyeci sorusunu sordu, 'bir hasta geliyor,abuk belirtiler(dizideki belirtiler) ve psikoz var, tanı nedir?'

    eşim büyük bir rahatlıkla tak diye lupus dedi. hoca, juri, izleyen asistan arkadaşlar çok etkilendi.
    resmen house md sayesinde ihtisas aldı adam!

    bonus: benim sınavda da abuli sormuştu bir hoca. onu da yine house'un bir bölümünden hatırlayıp cevap vermiştim. inanılmaz faydalı bir diziydi..

  • 35. bedelli askerlik

    iki adam köy meydanında tartışmaya başlamışlar. baktılar iş çözümlenecek gibi değil, sonu kavgaya varacak. demişler nasreddin hoca'ya gidelim derdimizi anlatalım, o kim haklı derse diğeri kabul etsin. gitmişler hocaya, birinci adam uzun uzun anlatmış derdini; hoca demiş ki "sen haklısın". öbür adam itiraz etmiş, ama hocam demiş şöyle şöyle oldu böyle böyle oldu... hoca demiş "sen de haklısın". bunları dinleyen üçüncü bir adam hoca'ya dönmüş, "yahu hoca" demiş, "ona da haklısın dedin, öbürüne de, öyle şey mi olur?". "adam" demiş hoca, "valla sen de haklısın".

    ben askerliğimi bedelli yaptım. kendini enayi gibi hissedip hakkını haram eden adama da hak veriyorum, yağmurlu havada taksi bekler gibi bedelli bekleyip askere gitmemek için borç altında ezilmeyi göze almış adama da hak veriyorum. biri gelip ikisi birden nasıl haklı oluyor derse peşinen söyleyeyim, ona da hak veriyorum.

  • 36. 25 ağustos 2016 uefa şampiyonlar ligi kura çekimi

    illa ki bir ingiliz takımıyla eşleşme hastalığı olan beşiktaş umarım bu hakkını leicester'dan yana kullanır. çünkü şampiyonlar ligi kuralarında nasıl bir ipnelik varsa manchester city'i çekersen otomatik olarak bayern münih'i de çekiyorsun. hep aynı grupta tontikler. arsenal de sürekli barcelona ile oynuyor, ikisi aynı anda gelebilir, gelmesin. tottenham üçüncü torbada olduğu için gelme ihtimali zaten yok. çünkü dinamo kiev de üçüncü torbada ve islam alimleri bu konuda buyurmuşlardır ki ; her kim ki bir çekilişte torbadan beşiktaş'ı alırsa , muhakkak dinamo kiev'i karşısına koyacaktır.
    bununla beraber şampiyonlar ligi olsun, avrupa ligi olsun bir portekiz takımıyla oynamadan kupadan ayrılmadığını da biliyoruz beşiktaşın. ne güzel tesadüf ki ; ikinci torbada da porto var

    kısacası şöyle bir tablo bekliyorum ;

    leicester city
    porto
    dinamo kiev
    beşiktaş

    hadi yine iyisiniz lan, yüzyılın en dandik grubunu oluşturdum size. bundan da çıkın artık amk.

  • 37. darbe gecesi tek başına 5 zırhlıya kafa tutan adam

    senelerdir darbeye taban hazirlayanlara, darbeciler ile senelerdir ayni yataga girip ulkenin her kosesine darbeci sizdiran partiye oy veren insanlardan biridir.

    sen yatacaksin tabii tankin onune, ben mi yatayim?

  • 38. atatürk'ün takımı fb himmet parası kabul etmez

    atatürk'e suikast düzenleyen başkanı olan takımın atatürk'ten ekmek yeme çabası.

    edit: mesajlar geliyor; "bir şerefsiz fb'ye mâl edilemez" diye peki birkaç cemaatçi niye galatasaray'a mâl ediliyor?

    futbolu lağımdan farksız hâle getirenlere teşekkürler.

  • 39. fransa'da haşemalı kadınların plajlardan atılması

    (bkz: paraşütçüleri röntgencilikle suçlayan türbanlılar)

    bu insanlara özel yer yapsan bir şey bulup yine sorun çıkartıyorlar. ben olsam o şekilde ülkeye bile almam. fransızların sonuna kadar haklı olduğu tutumdur.

  • 40. orgazm taklidi

    ya pardon, bu başlığa "merağım yoktu" ama, badimin fav'ladığı entry'ye bir bakayım dedim. ve olaylar gelişti.

    entry'de "berrak bir zihinle kendini sana bırakan bir kadının o yataktan mutsuz kalkması neredeyse imkansızdır." şeklinde bir alıntı var. yani tırnak içinde yazılmıştı, alıntı olduğunu o yüzden düşündüm. aslını bilmiyorum.

    ve katılmıyorum.

    32 yaşında bir kadın olarak, gerçekten katılmıyorum.

    çünkü

    1. zihin berraklığı sanal bir şeydir. biz kadınız, zihnimizi berrak sanmayı severiz. adamların defolarını alır "kendileriyle sevilecek kusurlar" olarak görür, sevimli birer "challenge" olarak algılar ve bu challenge'ların her birini ayrı ayrı kabul ederiz. bir ilişkinin bize "gelişi" budur.

    sonra o sevimliliklerin her biri ayrı ayrı gelip patlar.

    2. biz "zihnimi berraklaştıran adam" payesini verecek adam arayan bir cinsiz. elimizde böyle bir kıyafet var, kendimiz diktik, onun içine koyacak adam arıyoruz. kül kedisinin ayakkabısı gibi, fakat "küçük" farklarla: bu kez o ayakkabıyı da biz kendimiz imal ettik ve bu kez, o ayakkabı kimsenin ayağından düşmedi. çünkü henüz kimse onu giyemedi. adamın sağını solunu ittirip "hah oldu" diyen hep bizdik.

    yani o zihin berraklaşmıyor arkadaşım, öyle bir dünya yok. sen tepeden bir kararnameyle "zihnimin bundan sonra berrak olmasına karar verdim." diyor ya da demiyorsun.

    3. eskiden ben de öyle düşünürdüm. "aklımın kestiği" bir adamın yanından neden mutsuz kalkasın ki?

    o öyle olmuyormuş.

    aklının kestiği adama ertesi sabah "ama sen sevişmeyi bilmiyorsun ki..." diyebiliyorsun.

    veya "dghahdhad yuh daha neler" dediğin adamla muazzam bir gece geçirip "oha o neydi ya" diye şaşırabiliyorsun.

    konu "sevişmekten aynı şeyi anlamakla" alakalı.

    mesela en büyük sorun, sen ne kadar seversen sev, adamla ne kadar iyi vakit geçirirsen geçir, o adam sana ne kadar hayran olursa olsun, aslında "kendi kendine sevişiyor" olması. oluyor bunlar, allah yaşatmasın.

    başka bir sorun, sen adamla gayet yolunda giden bir ilişkin olduğunu düşünüyorken, adamın yatağa "operasyonel süreç yönetimi toplantısına katılır gibi" gelmesi. adamın üzerinde bir şey olmadığına bakma, kafasında takım elbiseyle yatıyor.

    başka bir sorun, sen yine zihnini "berrak" sanadururken, adamın sana bir görev gibi yaklaşıyor olması ama bunun farkında bile olmaman.

    şunları kabullenmek gerektiğini düşünüyorum:

    1. evet kadın orgazmı "kafayla" gerçekten alakalıdır buna tamamen katılıyorum.
    2. fakat peşinde olduğumuz kafa, derin anlamlar yüklenecek bir zihin berraklığı falan değil. sevişmekten "o an" anladığın şeyle alakalı.

    eğer birbirinize dokunmaktan en azından o an için aynı şeyi anlamıyorsanız, o ilişki bir noktada patlıyor.

    hayatın bok gibi, bir gün sonran belli değil, kendini dünyanın en manasız insanı gibi hissediyorsun, bir sevgiliyle "uğraşacak" halin gerçekten yok ama sorunsuz bir fuck buddy'n mi var. o seks mükemmel olabilir.

    kendini seksi hissetmek istiyorsun ve bunun için birini "düşürebildiğini" görmen mi lazım? barda tanıştığın adamı eve mi attın? "sabah ben uyanmadan kalksa gitse bari" diye mi düşünüyorsun ve adamı ayık kafayla görsen tanımayacak mısın bile? o seks de mükemmel olabilir.

    adamdan hoşlanıyorsun, kimsenin bir şey açık ettiği yok ama o da senden hoşlanıyor, birbirinize aşırı da uygunsunuz üstelik, on saat sohbet etsen edilir yani, hayatlarınız ortaklaştırılmaya da aşırı müsait... ama o seks mükemmel olmayabilir. çünkü adam "hep bana" diyor olabilir, ilişki sonrası suratsız davranıyor olabilir, çok terliyor olabilir, sizin göreviniz (!) onu mutlu etmekken onun hiç de böyle bir "görevi" olmayabilir, bunlar olur.

    "the point is," sevişmekten aynı şeyi mi anlıyorsunuz?

    karşılıklı amaçlar zevk almaktan ibaretse olmaz o iş.

    karşılıklı amaçların zevk vermek olması gerekir.

    sevişmek bu yüzden işteş bir fiildir. o zevki sana birinin vermesi gerekir.

    tek kişilik düşünen bir kafayla olmaz o iş. seviştiğin kişinin egosunu önemseyeceksin.

    yani arkadaşlar, "ten uyumu" çok farklı, çok başka ve aslında tamamen böyle bir şey. başka hiçbir şey değil.

  • 41. köpekbalığını kucağına alıp selfie yapan sığır

    istiyorsanız aynı selfieyi camgöz köpekbalığıyla da yapsın.. yahu bu ekşi ahalisine bişey beğendirmek hakkaten imkansız amk. çocuk solucan gibi oynamış köpekbalığıyla.. burda hala uff snn be slk modu etkin

  • 42. 23 ağustos 2016 van patlaması

    vatan millet sakarya tezahüratları duymak istemiyorum. birlik beraberlik mesajları duymak istemiyorum. kınama cümleleri duymak istemiyorum. ben terörün bitmesini istiyorum. terörü bitirmeyi beceremiyorlarsa, istifa istiyorum.

  • 43. 23 ağustos 2016 bodrum'da 6 otelin kapanması

    1453 bodrum resort diye adı olan bir otelin batması bence gayet normaldir.

    edit:

    neyse biraz araştırdım da bu otel islami konsepte sahip bir otelmiş. açıklamalarında helalden girip haktan çıkmışlar ama çalışanların maaşlarını vermeden kaçmakta bir sakınca görmemişler.

    http://1453bodrumresort.com/1453-bodrum-resort#

    "1 mayıs 2016’da hizmete giren 1453 bodrum resort hotel, bodrum şehir merkezine 4 km (10 dakika), bodrum/milas havalimanına 35 km (40 dakika) mesafede olup helal herşey dahil tatil konsepti ile hizmet vermektedir.

    turizmde sahip olduğumuz tecrübe, inançlara ve ilkelere duyduğumuz saygı doğrultusunda, kaliteli hizmetin herkesin hakkı olduğu bilinciyle 1453 bodrum resort hotel olarak her bir misafirimizin memnuniyetine azami önem vermekteyiz.

    amacımız, dünyaca marka haline gelmiş türkiye’nin göz bebeği güzel bodrum’umuzda herkes için kaliteli hizmet anlayışını ilke edinerek misafirlerimizin gelenek ve göreneklerine uygun, saygı çerçevesinde huzurlu tatil beklentilerini karşılamaktır."

  • 44. benzinliklerde 0.5 lt erikli suyun 1 tl olması

    sadece benzikliklerde değil türkiye'nin %80'inde böyledir. halbuki üretimi 15 kuruşu geçiyorsa şerefsizim.

    pet şişe suyu daha normal fiyatlara bulabileceğiniz tek yer ise;
    (bkz: bim)

  • 45. çocukken atlas karıştırmak

    bu atlasların ilk sayfalarından birinde bütün ülkelerin bayrakları olurdu. domates yerken bayrakları incelerdik.

    işte o karikatür!

  • 46. dünyanın gelmiş geçmiş en iyi 5 satranç oyuncusu

    en güçlü oyuncular dersek elbette çağın avantajlarını değerlendirebiliyor olmak sebebiyle günümüz oyuncuları yer alır.

    buna göre şu an için konuşacak olursak, bu 5 oyuncunun tamamı, günümüzde de en iyi 5 oyuncu denebilecek oyuncular olur.

    1. magnus carlsen
    2. fabiano caruana
    3. vishwanathan anand
    4. vladimir kramnik
    5. levon aronian

    bu liste tartışmaya açık. çünkü maxime vachier-lagrave, şahriyar mamedyarov, ian nepomniatchi, wesley so, anish giri, hikaru nakamura, sergey karjakin, alexander grischuk, veselin topalov, boris gelfand, alexei shirov, vasiliy ivanchuk, peter svidler gibi pek çok tank gibi güçlü isim de bu listeyi zorlayabilir.

    ancak gelmiş geçmiş en yüksek potansiyelli oyuncular dersek, yani bugünün teknolojik imkanlarına, gençlik yıllarında sahip olmuş olsalardı ulaşabilecekleri maksimum güç bakımından nasıl bir sıralama yapmamız gerekirdi dersek "bence":

    1. robert james (bobby) fischer
    2. garry kasparov
    3. aleksandr alekhine
    4. magnus carlsen
    5. jose raul capablanca
    6. anatoly karpov
    7. victor korchnoi
    8. mikhail botvinnik
    9. mikhail tal
    10. vladimir kramnik
    11. bent larsen
    12. svetozar gligoric

    şeklinde devam etmesi gereken listedir.

    ne var ki bu artık "bence" olmaktan çıkmış bir durum. dolayısıyla benim değersiz subjektif listemin hiçbir önemi yok. bilgisayar analizleri zaten 1 yıllık, 2 yıllık, 5 yıllık ve 10 yıllık peak dönemlerine ilişkin yaptığı analizlerde hamlelerinin doğruluğu üzerine bir sıralama yapıyor.

    buna göre:

    1. robert james (bobby) fischer
    2. vladimir kramnik
    3. garry kasparov
    4. mikhail botvinnik
    5. jose raul capablanca
    6. anatoly karpov
    7. vasily smyslov
    8. mikhail tal
    9. tigran petrosian
    10. max euwe
    11. boris spassky
    12. aleksandr alekhine
    13. vishwanathan anand
    14. emmanuel lasker
    15. paul morphy
    16. wilhelm steinitz

    diğer subjektif yorumlara gelirsek.

    - levon aronian'a göre gelmiş geçmiş en güçlü oyuncu alekhine'dir.

    - magnus carlsen'e göre en iyi zamanındaki fischer gelmiş geçmiş en güçlü oyuncudur ancak garry kasparov gücünü daha uzun süre muhafaza edebildiği için genel anlamda daha güçlüdür.

    - vladimir kramnik'e göre gelmiş geçmiş en iyi oyuncu kasparov olsa da anand'ın da ondan hiçbir eksik yönü yoktur.

    - bobby fischer'e göre paul morphy en iyisidir.

  • 47. otuzluk abilerden genç sözlük erkeklerine öğütler

    18'liğin kaprisini çekeceğinize 38'liğin azgınlığını çekin.

  • 48. takım elbise ile bisiklet kullanmak

    şekilcilik yapmayan gelişmiş her ülkede olan şey.

  • 49. uzun süreli ilişkinin sırrı

    yani uzun süreli iliskinin cok sirri yoktur. ama uzun süreli keyifli iliskinin sirri vardir. keyifsiz milyarlarca uzun süreli iliski var. konusmuyorlar, cocuk yapiyorlar, büyütüyor, sonra da cok iyi bir bokmus gibi tavsiye veriyorlar.

    keyifli iliskinin birinci sirri degerlerin örtüsecek. hobiler, ilgi alanlari degil de degerler.

    ikinci önemli noktasi iki taraf da karsidakine bir kac adim yaklasacak. sen sinemaya gitmek istemiyorsan ama o cok istiyorsa gideceksin aga. baska gün de senin arkadasinin dogum gününe o gelecek, istemese bile.

    ücünücü nokta "karsi tarafi degistirmemeye calismak" sacmaligini birakmak. uyum icin sen de degiseceksin ufak ufak, o da. yavas yavas ve zamanla. degismeden nasil uyumlu olacaksiniz ki. zaten bu zirvanin arka planinda "beni elestirme, degistirme" yatiyor. elestiri de olacak, degisim de.

    dördüncü noktasi da iyi bir cinsel hayat. iki taraf da ne istedigini söylemekten cekinmeyecek.

    besinci nokta inatlasma olmamali. kafana uymuyorsa söyleyeceksin ama ima etmeyeceksin. sirf karsindakinin sinirini bozmak icin inatlasmayacaksin, öc alircasina konusmasini bölüp sinirlendirmeye calismayacaksin.

    altinci nokta da problemleri biriktirmeyeceksin. oldugu anda söyleyeceksin yada hic söylemeyeceksin. kavga cikinca o biriktirdigin boklari dökmeyeceksin. elestiri yapildigi anda savunma olsun diye biriktirdigin seyleri söylemeyeceksin. evin kapisini kitlememissin denince, sen de cöpü dökmedin demeyeceksin. kapi konusunu konus, sonra baska zaman cöpü söyle, bu bir savas degil, o cöp senin lazim oldugunda kullanacagin bir cephane degil. böyleyse siktir git. birbirini sinirlendirme yarisina dönmüs iliskiler bitirilmelidir, yoksa isler fiziksel siddete dönme riski tasiyor. sadece iliskinizi degil kendinize olan sayginizi da kaybedebilirsiniz.

  • 50. lionel messi'nin türk takımlarına karşı oynamaması

    yarın yapılacak olan kura çekiminde kazara barcelona'yı falan çekersek; hunharca linç edilecek talihsiz yazar beyanı.

    içim ürperdi lan.