şehzade bilal'in buyruğudur. "herkes bir playstation'ı, xbox'ı olsun ister ama herkesin alabileceği şeyler değil." demiştir hazretleri. ps5'le aynı fiyattan, 500 euro'dan çıkış yapmış ps4 çıktığı sene 1400 tl'lik fiyatla, büyük oranda herkesin alabileceği bir şeyken ps5'in 8300 olması oyunlarının 600-700 lira olmasında babasının ve partisinin payı yoktur tabii. ilerleyen günlerde daha başka neleri alamayacağımızı da kendisi, babası ya da eniştesi açıklar umarım. biz de yerimizi biliriz böylece.
edit: (bkz: sma hastası enis talha'ya nefes ol)
sma savaşçısı öykü semra
Ekşi Sözlük Debe Listesi
Hepsini aç
-
1. playstation herkesin alabileceği bir şey değil
-
2. ahirete inanmayan insandan her kötülük beklenir
karı kocayı birlikte sikerek cin çıkaran hoca ahirete inanıyordu yanılmıyorsam.
-
3. 4 genç kız sokakta bira içiyordu hayret ettim
"yoksa gelecekte köprü altlarında vücuduna zehir enjekte eden genç bedenlere şahit oluruz"
senin gibi zihniyetteki adamlar yüzünden marketten bira alırken torbacıdan hap alıyormuşuz gibi hissetmezsek, belki de köprü altlarına düşmek gelmez aklımıza ne dersin?
onun yerine dergahlar, tekkelere gidip şeyhlerimizi badelemek de bir seçenek tabi...
ekleme:
üşenmedim, başlık altında aynı yobazlıktaki entry'leri listeledim. yorum yapmadan bırakıyorum:
(bkz: #114649183)
(bkz: #114650484)
(bkz: #114650682)
(bkz: #114651553)
(bkz: #114652433)
(bkz: #114652985) -
4. güzel maaş dendiğinde akla gelen minimum maaş
dört. birinin bu civarda maas aldigini duyunca "ee iyiymis..." diyorum cunku 1 yildir issizim.
-
5. fight kulüp 2
baktım aktım taktım yaktım
tararım ararım sorarım yorarım
ben killayım killa hakan benim adım
benim yaşadığım yerde sen üşürsün titrersin.
killa abi fight kulüp 3 için yorulma diye yazdım al direkt bunu kullan kimse çakmaz.
tanım: rezalet şarkı -
6. şafak sezer'in satılık villası
ev kuşu programında şafak sezer evrim akın'a gezdirmişti bu evi, oradan hatırladığım evi bir iç mimarla tasarladıkları ve pavyon tasarımlı yerin karaoke odası olduğu. gerçekten de ailece ankara'nın bağları'nı söyleyip oynuyorlarmış orada.
-
7. fransa devlet binalarına yansıtılan karikatürler
kimse sizin dininize saygı duymak ve siz varsınız diye dininizin gereklerini yerine getirmek zorunda değil. zaten siz de mesela hinduların dinlerinin gereğini yerine getirmiyor ve hinduların dinine her sene ibadet adı altında saygısızlık ediyorsunuz.
daha geçen hafta çeçen kökenli bir mülteci ailenin 18 yaşında çocuğu bir fransız öğretmenin kafasını kesti. sebebi ifade özgürlüğü dersinde hz. muhammed karikatürünü göstermesi. baskı gördüğü bir yerden gelen ve hayatını kurtarmak için ülkenize aldığınız kişilerin çocuğu gelip ülkenizdeki özgürlüklerinize laf etse siz de bu kadar ılımlı yaklaşmazdınız elbet.
anlayın artık, karşılıklı anlayış ve huzur kapsamında yapmamayı tercih ediyor olabilirler ama kimse sizin dini gerekliliğinizi yerine getirmek *zorunda* değil. -
8. metal müziğin çöküşü
ben hayattayken çökmez
-
9. ikinci el otomobil piyasası
valla topunun allah belası versin, adam 2000 model passata 90bin yazmış. adama mesaj attım, abi senin oğlanın askerlik yaşı gelmiş gel bir kutlayalım diye , adam küfür ediyor :d
-
10. sürüntü örneğinizi almıştım tanışmak istedim
köylü çomar sürüsüne göre gayet normal olan tanışma girişimi imiş. ne varmış canım taciz sayılmazmış bu, masum tanışma isteğiymiş, pis kezban kendini bir bok sanıp triplere giriyormuş. ulan davarlar, ortadoğu çomarlığı o kadar genlerinize işlemiş ki bunun yanlış olduğunu anlamıyorsunuz.
anladığınız dilden konuşalım o zaman: ananıza bacınıza yapsalar hoşuna gider mi? kız arkadaşın olsa, ona barzonun teki böyle yürüse gidip orayı başına yıkar mısın yıkmaz mısın? manita istiyorsa tinder'a gitsin ibnetor. bu görevi kötüye kullanmaktır ve medeni ülkelerde adamın götünden kan alırlar. etik diyecem, siz tuğralı doblodan fırlamış liseli davarlara imam hatipte etik nedir öğretilmiyor ama ekşi'de takılıyorsan sike sike bileceksin. (bkz: etik) hem etik değil hem suç (bkz: kvkk)
ulan sabah sabah sinirimi tepeme çıkardınız yine amın feryatları. -
11. salgın yeniden tırmanışa geçmiş durumdadır
ulusal çıkar düşünülmeden yapılmış açıklama. eskiden ulusal çıkar kavramı vardı,maalesef unuttular. desene oradan "bizde hiç virüs yok" diye! fetöcü müsün nesin?
-
12. sahte marka giymek
babam tekstilci. alışverişe gidince insanı deli eder. çok beğenir bir şey gösterirsiniz, bu kadar para etmez deyip heves kaçırır. ama söyledikleri de doğrudur. nedenini aşağıda yazacağım.
bence sahte marka giymenin kuralları veya koşulları var.
1. eğer aldığınız sahte ürün kaliteli bir üretimse gerçeğinden daha iyi bir şeye sahip olursunuz, hem de uygun fiyata. kumaşı iyiyse kimse de çirkin görmez onu. etikete para vermemiş olursunuz. çoğu sahte ürün orijinalinden bir tane numune alınıp aynı kumaşla kesilip vs. yapılıyor.
2. aldığınız sahte ürün ayakkabı olmamalı. çünkü iyi ayakkabı bulmak zaten orijinal ürünlerde bile zor. sahte ayakkabılar feci çirkin oluyor. hadi dışı güzel diyelim, içleri rahatsız. ayrıca ayak eşşek gibi çalıştığımız bir memlekette çok önemli.
3. nasıl bir giyim tarzınız olduğu ve kaliteniz sahte ürün giyip giymemeniz konusunda belirleyicidir. mesela ben kıyafetleri uydurabilen, renk algısı iyi olan ve çoğunlukla orijinal ürünler giyen biriyim. iyi bir ayakkabı ve pantolonu sahte bir pazar malı zara marka üstle giysem hiç kimse çirkin karşılamaz. burda önemli olan kaliteli bir ayakkabı. kaliteli ayakkabı her şeyi örter.
4. vücut yapınız da oldukça önemlidir. fiziğiniz düzgünse isterseniz çuval giyin, kimsenin umrunda olmaz. hani var ya marlyn monroe’nun çuvallı fotoğrafı. boylu poslu, zayıf vs. iseniz boydan boya çakma giyinin yine gğzel görünür. ama giydiğinizi taşıyamıyorsanız orijinal ürün de fayda etmez.
5. herkesin giydiği o dönem moda olan bir sahte ürün tehlikelidir. gerçeğini bile alsanız insanlar sahte sanar. dönemsel çakma ürünler veya çok kullanılan renkleri tercih edilmemelidir.
maddeleri arttırabilirim, ama üşendim artık. genel olarak sahte ürün bence giyilmesi hak edilmediği takdirde sizi paçoz gösterir. uygun cool bir tarza, fiziğe ve kumaş kalitesine sahip olunmalıdır kısaca.
son olarak bir örnek vermek istiyorum. dört ay önce pazar pazarından yoga yaparken giymek için bir büstiyer aldım 15 liraya. nike’dan alsam çok pahalı. allahım kumaşı nasıl güzel, kalıbı ve kesimi, dikimi de öyle. bana da yakıştı. şimdi ben bu ürünü beden pahalıya alayım ki. hani olsa para alayım, ama neyse. -
13. yeni aşık olmuş kişilere tavsiyeler
ayvayı yediniz demektir. artık hayat sizin için kesinlikle eskisi gibi olmayacaktır. hem iyi hem kötü anlamda bir sürü şeyi tecrübe edeceksiniz.
fakat o ilk zamanlardaki şapşallığınızın tadını çıkarın. sonra işler iyice sarpa sarıyor ehehe. -
14. reklamların beyin okuması
kişi rehberinize erişilsin mi? evet
mikrofona erişilsin mi? evet
konumunuza erilişsin mi? evet -
15. türkiye'de internet neden berbat
eğitimsiz kişiler tarafından yönetilmeyle alakalı bir durum. akıllı tahtaya bile bir kaç türkçe cümle yazamayan kişilerin başbakan olduğu bir ülkede, en son sorgulanacak şey internet hızı olmalı.
gelişim falan yok önce bunu bir unutalım. ne ile gelişiyoruz mesela? kullanılmayacağını bildiğimiz halde, milyonlarca dolara s-400 roket alarak mı geliştik?
hiç uzağa gitmeyelim. türkiyenin dört bir yanı tarla arazilerle doluyken, saman ithal ederek mi geliştik? evet saman ithal etmek gelişmişliğe girmiyor ama geliştik diyenlere “saman bile çıkaramıyorsunuz ne gelişmesinden bahsediyorsunuz?” denilebilir mesela. -
16. 22 ekim 2020 trump-biden başkanlık münazarası
abd’de başkan adaylarından herhangi biri tv’de yüz yüze yapılan bu tip tartışmalardan kaçar ve katılmazsa seçimi kaybeder.
aynı şeyi türkiye’de tayyip yapar, tüm yüz yüze tartışma tekliflerine red çeker ama yine tek başına iktidara gelir. abd halkı dünyanın en cahil halklarındandır, bu örnekten sonra bizim milletin iq seviyesini siz düşünün. -
17. dünyanın yok oluşuna 5 dakika kala dinlenen şarkı
child in timedır.
-
18. oy kullanma yeterlilik sınavı
gayet mantıklı önermedir. herkes matematik, fizik, geometri vs. bilemez belki ama oy kullanmaya aday herkesin, belli bir genel kültür seviyesi, belli bir türkçe ve tarih bilgisi olması gerekmektedir. en azından bu koşullar göz önüne alınarak bir uygulama yapılsa, herşeyin çok daha güzel olacağına inanabilirim ülkem için.
-
19. yalnız yaşayan 40 yaşından büyük bekar kadın
41 olarak katıldığım tanımlamadır.
mutsuz bir evlilik yapıp boşanmaktansa belki böylesi şimdilik daha iyidir.
her şey biraz da nasip kısmet.
edit: bu entryi başka bir amaçla yazmadım. an itibarı ile 94 kullanıcıdan gelen 204 mesaj var.
ankara dışından kimse ile de görüşmüyorum. -
20. 12 yaşında 700 suç kaydı olan çocuk
700 yaşında olsam 12 suça karışamam amk.
-
21. haluk bilginer'in hiç efsane bir rolde oynamaması
bunu yazan yarrak kafalıya yazma hakkı verilen bi sitede bir şeyler karalamak ne acı. aklı yok fikri var.
-
22. toplantı aniden geliştiği için imamoğlu çağrılmadı
kısmetse seçim de aniden gelişecek, sandık da sizi çağırmayacak.
-
23. bankacı kadınlar
4 yıl öncesine kadar dahil olduğum kategori. uzaktan davulun sesi hepinize ne hoş gelmiş. kalem etekler, gömlekler, topuklu ayakkabılar falan. benim aklıma gelenler ise mobbing,satış baskısı, kendini bi bok sanan yüksek gelirliler ve bitmek bilmeyen mesailer . bir kadının hatta bir insanın asla yapmaması gereken meslek. sıçmışım seksiliğine. benimki de böyle bir bakış açısı.
-
24. stadyumda canlı izlenen en güzel gol
(bkz: deivid'in chelsea'ye attigi gol)
golun atildigi kale arkasi tribunundeydik, en az 8-10 basamak asagiya uctugumuzu hatirliyorum. -
25. kargo gelmedi diye kuryeyi öldüresiye dövmek
belki bu gariban kurye kardeşimiz;
kadın,azınlık ya da eşcinsel olmadığı için gündem olmayacak.ismine heştegli methiyeler dizilmeyecek.
çünkü siyasi propaganda malzemesi yok.
şiddet sadece belirli bir kitleye uygulanmıyor herkese uygulanıyor bu bütün dünyada böyle.
insanlar bunu kabul etmedikçe şiddet sorunu devam edecek tüm dünyada.
yazık.allah rahmet eylesin emekçi kardeşimize.ekmek parası için ordan oraya koşturuyosun ve ayının teki seni hayattan koparıyor.şuan hayattan kopuk yarı ölü yarı hayatta yatıyor adamcağız.
yazık -
26. memur olup sıradan bir hayatla geberip gitmek
dsıde çalışan bir mühendisseniz, köy köy dolaşıp gölet yapıyor, sulama sistemleriyle ilgileniyor olabilirsiniz.
ziraat bankasında uzman mühendisseniz, karış karış gezip tarıma kredi vermiş bir insan olabilirsiniz.
maden şirketinde memursanız, işçilerin hakkını alması konusunda destek vermiş, gerekli düzenlemeleri getirmiş, enerji komitelerinde görev almış olabilirsiniz.
devlet demiryollarında memursanız, dağ taş gezip anadolunun olmadık yerlerine bayramda seyranda gidip sorun çözen bir insan olabilirsiniz.
öğretmen olabilirsiniz, doktor olabilirsiniz, hakim savcı olabilirsiniz.
bu insanlar benim dedem, babam, anam, teyzem. hayatlarını insanlara faydalı olacak şeyler yapmaya çalışarak geçirdiler. vatana millete faydalı olmak için okumuşlardı. plazada yabancı bir firmanın temsilciğinde çalışmaktan daha az kazandırdığı doğrudur. ama güvenceleri, tatilleri, lojmanları, dostları, müdürü çekiştirdikleri iş arkadaşları, ve örgütleri vardı.
memur dediğimiz insanlar her ne kadar bugün devletin çürümüşlüğü içinde kalsalar da ülkeyi çekip çeviren çalışanlar ordusudur. onların emekleri bir devleti sosyal devlete dönüştüren şeydir. manevi olarak zengin bir hayattır. sosyal olarak güzel bir hayattır. sizi özel sektör gibi birbirine maaşını söylemediğin, yanında oturanla rekabet ettiğin bir dünyadan alır, aynı amaçlar için mücadele ettiğin ortağa çevirir. akşamları hobi edinecek çoluk çocukla oynayacak zaman bırakır.
kar için değil, insanlar için çalışırsınız. onurlu ve anlamlı bir yaşamdır.
ek:
“hiçbir zaman inandıramadım seni kahramansız bir dünyaya neden inandığıma. hiçbir zaman inandıramadım seni o kahramanları uyduran zavallı yazarların neden kahraman olmadıklarına. hiçbir zaman inandıramadım seni o dergilerde resimleri çıkanların bizden başka bir soydan olduğuna. hiçbir zaman inandıramadım seni sıradan bir hayata razı olman gerektiğine. hiçbir zaman inandıramadım seni, o sıradan hayatta benim de bir yerim olması gerektiğine.” orhan pamuk, kara kitap -
27. hakan şükür
entry osuran biri yukarıda sormuş: “tekniği yoktu topu ayağında durduramazdı bitiriciliği sıfıra yakınsıyan tipik bir kazmaydı peki galatasaray böyle bir forvete nasıl tahammül etti”
bir üstteki entrydeki videoyu seyretseydi bunu sormaya utanırdı
gs’de ilk 4 senesinde 190 maç 125 gol 60 asist!
diagne hayvanı şu katkıyı verse buralar yıkılırdı.
40:43 saniyeden itibaren atılan 3 golü seyretseniz bile yeter bu adamın özetidir...
fetö kaçağı eski akp milletvekili olması da ülkenin son 20 yılının özeti gibi. futbolculuğunu bu gözlükle yargılamak ise kıskançlık değilse aptallık. adam rekortmen saçmalamayın. -
28. güney amerika ülkelerinin gelişememe nedenleri
daron acemoğlu'nun why nations fail kitabında uzun uzadıya, bu ülkelerdeki sömürgecilik tarihiyle birlikte anlatılan nedenlerdir.
-
29. ülkücü kürtler
90larda pkk'nın köy baskın ve katliamlarını bizzat yaşamış kürtlerdir.
tabi o dönem pkk ve onun siyasi uzantılarınca böyle çiçek böcek edebiyatı yapıp milleti kandırmaya çalışma taktikleri güdülmüyordu... -
30. sahibinden.com'da satılan ispanya'daki ev
komşudan tuz istesen alamayacağın evdir. ha s400 istersen detaylar konuşulabilir.
-
31. 23 ekim 2020 fahrettin koca açıklamaları
allah sizi kahretsin. yarım saatin yirmi beş dakikasını inşaat anlatarak geçirdi. bilecik'te hastane yaptık, yalova'da hastane yaptık, bursa'da ek inşaat yaptık.
çapsız.
edit. götüme kaş göz çizip televizyona ben çıksam ve halka götümü göstersem, şundan daha faydam olurdu halka. -
32. fransa 41k almanya 11k vaka açıklarken türkiye 2k
sağlık bakani da yalan olduğunu kabul ediyor zaten,bilim kurulundan biri de aciklananin vaka sayisini 5 ile çarpın gibi ifadelerde bulunmuştu yani ortada başarı falan yok,burası türkiye 30 sene once de çernobilden yayilan radyasyonun karadenizdeki etkilerini yalanlamak icin neler neler yaptılar yani insan sağlığıni gram umursamıyorlar.
edit:mehmet ceyhan bilim kurulu uyesi değilmiş. yeni öğrendim -
33. netflix'e gelmesi istenen film
ne kadar 90’s varsa alayı gelsin.
rocky,rambo,top gun, terminatör vb
edit: dediğim filmlerin çoğu 80’s
ama 80 lerde çıkan filmleri biz 90’s larda daha rahat izledik.
o zaman evlerde 2-3 televizyon yok 20 kanal yok.
star tv’de pazar akşamları parlement sinema gecesi olurdu.
ertesi gün okula gideceğimizden pazar akşamı duş alır , sobanın yanında kurulanırken film izlenmeye başlanır hop filmin sonu gelmeden anne tarafından yarın okul olduğu gerekçesiyle yatağa...
ne mükemmel günlermiş.her şey kısıtlıyken daha anlamlı ve değerliymiş -
34. evlilik teklifinde erkeklere diz çöktüren güç
iki harften oluşan bir hastalıktır.
-
35. bir ilişkide olması gereken üç şey
üçünü bilmem de sohbet kesinlikle olması gerekendir. napalım sabahlara kadar sıkılmadan konuşamadığımız insanı.
-
36. üniversite mezununa mobilya siler misin demek
yeni mezun olduğu çok belli olan yazar beyanı. üniversite mezunu olunca bi bok olunmadığını hala anlayamadınız şu memlekette. neyse.
-
37. erkek arabası
(bkz: tofaş doğan slx)
şöyle filmli camlar, çelik jant. geniş bagajda dört tabure, portatif masa, mangal.
ben hiç böyle arabası olan kadın görmedim. -
38. 22 ekim 2020 fahrettin koca tweeti
4 hafta önce covid yüzünden dedemi, bugün de yakın arkadaşımın babasını kaybettik.
kendisi ve verdiği yalan bilgiler turizmcileri, ticaretle uğraşanları kurtarırken bazılarının canına mal oldu. hele bugün yaptığı partizanlıkla tüy dikmesi de cabası.
iki cihanda da elim yakasındadır, allah'ından bulsun. -
39. imamoğlu'nun salgın toplantısına çağrılmaması
hatta 2 kere seçilmiş bir başkanın çağrılmamasıdır.
ilk hasta öldüğünde ‘hastamı’ kaybettim diye ekranda gözleri dolu dolu konuşan sözde sağlık bakanının, olaya siyaset karıştırmasıdır. gerçi sağlık bakanının karıştırdığını da zannetmiyorum, ne dense onu yapıyor sonuçta.
sağlığı bile siyasallaştırdınız bu ülkede. yazıklar olsun. -
40. #ekremistanbulumahvetti
ortalama 1000-2000 ordulu bir bombardıman trolleri var.ilk önce 5000-10.000’lik arası bir bot tweet atımı ile gündeme sokuluyor.sonra bu kendi troll ordusu yazmaya başlayıp birbirlerinin tweetlerini beğenerek öne çıkarıyorlar ve bot tweetler aşağıya iniyor.normal biri girdiğinde çok büyük bir tepki varmış algısı çıkıyor.bu troll ordusu dışında,köşe yazarları,gençlik kolları da sonradan tweet ekleyebiliyorlar duruma bağlı.sonra twitter farkedince bu botla yazılan kısmı siliyor ve geriye sadece kendi tweetleri ile gündem de kalıyor kalabildiği kadar.genellikle kendi kendilerine kaldıklarında 2-3 saat maksimum sürüyor.iyi akşamlar.
-
41. 22 ekim 2020 türk bayrağına saldırılması
apo'nun doğum günü, 15 ağustos falan filan daha bir sürü tarihte ellerinden sarı yeşil kırmızı paçavra düşmeyen etnik karın ağrılı hırtların "yav ne tantana yapıyorsunuz, altı üstü bez diyerek" gargaraya getirmek istediği saygısızlık.
sorumlusunu sosyal güvenlik sisteminden çıkarmak hapis yatırmaktan bile caydırıcı olacaktır. ay başı oldu mu çocuk yardımı, yoksulluk yardımı, zik yardımı diye kaymakamlık önüne kümelenen bu sülüklerle baş etmenin en etkili yolu dövletin artık onlara bakmayacağını münasip bir dille anlatmak olur, diye düşünüyorum. -
42. akp giderse ülkenin düzelmesi için geçecek süre
diyelim ki akp kaybetti
yeni hükümet enkazı toplamanın yanı sıra devletin ele geçirilen birçok makamına da dikkat etmesi gerekecek. bunların hepsinin düzenlenip toparlanabilmesi için en az 10 sene gerekli -
43. 23 ekim 2020 abd büyükelçiliği'nin uyarısı
şimdi muhtemelen dünya tarihinde ilk defa hem rusya'yı hem amerika'yı kendisine düşman ilan edebilen vizyon reyis ve halkı olan bizler düşünsün.
sonumuz hayrolsun... -
44. medeniyetsizlik göstergesi küçük detaylar
aşırı derecede gürültülü bir hayat sürmek ve hatta bunun farkında bile olmamak.
-
45. matematiği anlamak için yapılması gereken şey
dört işlemin mantığını kavra, ne bileyim sayısal zeka, genetik yatkınlık, özel ders falan filan değildir. hatta şu çok söylenegelen kafadan bilmemkaç basamaklı sayıları hızlıca çarpmak filan da değildir.
lazım olan şey; kafa yormaktır; yani odaklanmak. ama bu zihinsel eforu gösterirken de algıların açık olması gerekiyor. dolayısıyla, emek olmadan yemek olmuyor maalesef. ayrıca şunları da unutmamak lazım:
i.) matematik, doğaya ilişkindir. matematikte gördüğünüz her şeyin doğada bir karşılığı; doğaya içkin bir anlamı olduğunu unutmayın. mesela mimari bir projede trigonometrik hesaplamalar vardır. bir radyo sinyalinde fraktallar bulunur; istatistiki analizde fonksiyon ilişkilerin önemi vardır. doğayı anlamaya çalışırken matematikten faydalanırız. bu yüzden "doğa bilimleri"ni matematik diliyle açıklarız, diyebiliriz.
ii.) matematiği bir hesap kitap olayı olarak düşünmemek lazım. işte en önemli yanılgımız burada başlıyor bizim. teorik olarak düşünemiyoruz. her şeyin (matematiğin de) değerini pratik anlamıyla ölçüyoruz. alışverişte para üstünü hesaplarken yaptığımız işlemleri matematiğin tüm olayı olarak görüyoruz. bu yüzden farklı semboller işin içine girdiğinde, sadece karmaşıklaştırılmış bir dört işlem geliyor aklımıza. oysa burada dikkat edilmesi gereken: "dünyayı anlamak için türetilmiş bir soyut düşüncenin var olduğu" gerçeğidir.
mesela normal dağılım konusunu ele alalım: eğer gözlem sayımız arttıkça doğal (nassim nicholas taleb'in deyimiyle vasatistan*) olaylarda merkezi limit teoremi gereği "ortalamaya yakınsama" gerçekleşmeseydi; bunu gözlemliyor olmasaydık; nasıl istatistiki analiz yapabilirdik ki?
mesela yine bir 21 haziran tarihinde eratosthenes, güneş tam tepe noktasındayken iskenderiye’de yere bir çubuk dikti ve güneş ışınlarının çubuğa tam dik ulaşmadığını ve yerde 7 derecelik bir gölge oluşturduğunu farketti. buradan yola çıkarak dünya’yı bir daire olarak düşünen eratosthenes, iskenderiye ile siyene arasındaki mesafenin dünyanın merkez noktasında da 7 derecelik bir açı oluşturması gerektiğini düşündü. dairenin toplam açısı 360 derece olduğuna göre 7 derecelik bir açı 50 de 1 lik bir parça anlamına geliyordu.
daha önceden iskenderiye ile siyene arasındaki uzaklığı ölçen eratosthenes bu mesafeyi yaklaşık olarak 5.000 stad olarak bulmuştu. 1 stad o zamanlar yarışların yapıldığı standart bir ölçüydü ve yaklaşık 185 metre kadardı. eratosthenes, 5.000 stadlık mesafeyi 50 ile çarparak dünyanın çevresinin 250.000 stad olduğunu hesapladı yani 46.250 km.
peki iskenderiye ve siyene arasındaki uzaklığı nasıl ölçmüştü? çok basit; bir adam tuttu ve bu mesafenin “kaç adım” olduğunu saydırdı.
bugün dünyanın çevresinin tam doğru ölçüsünün 40.100 km olduğunu biliyoruz.
iii.) matematiğin kuramsal kavramsal anlamasını kolaylaştıracak kalid azad adında bir matematik entüsiastı tarafından yazılmış; bence muhteşem, şaheser, on numara beş yıldız iki kitap var aslında; oldukça basit ama çok açıklayıcı bir anlatım dili var bu kitapların:
https://betterexplained.com/
matematiği baştan sona anlatan muhteşem bir türkçe youtube kanalı: buders boğaziçiliden özel ders
matematiği baştan sona anlatan muhteşem bir ingilizce youtube kanalı: eddie woo -
46. hakkı alkan
bilal erdoğan la yaptığı son röportaj dan sonra, bir çok kişinin gözünden iyice düşüp rezilliğin dibine vurmuş, kendini teknoloji editörü sanan kişi.
düşünün ki alt tarafı oyun oynamaya yarayan bir cihaz var. amerika ve hemen hemen tüm avrupa ülkelerinde 500 birim fiyata satılıyor. yani bildiğin çoluk çocuk harçlıklarıyla alıyor. ve senin röportaj yaptığın kişi, öyle herkes playstation alamaz dediğinde, sırıta sırıta yüzüne bakmaya devam ediyorsun :)
ve sonrada diyorsun ki ben teknoloji editörüyüm.
tanım: teknoloji dünyasında kimsenin iplemediği, kendini teknoloji editörü sanan biri. -
47. mesaj atsam mı atmasam mı tereddüdü
atamayana atarlar; mesaj değil, gol. senin mesaj için duraksadığın anlarda bir yerlerde klavyeler tıkırdıyor olabilir, ya gönder tuşuna ilk basanın hayat bulacağı bir gizli yarışsa bu? sonuçta kader, tercihlerimizin ördüğü bir ağ.
-
48. değerli tl değersiz türk ekonomisi demektir
ekonominin çöküşü memleketteki soytarı artışıyla orantılı bir şekilde devam ediyor.
-
49. yusuf yazıcı
ahmet ercanlar geçtiğimiz hafta kendisiyle dalga geçiyordu. bir hafta sonra yusuf’un üç golüyle kendisine gelmiştir diye düşünüyorum.
-
50. can yılmaz
yukarıdaki yazar arkadaşa cevap vermiş twitter üzerinden.
https://twitter.com/…tatus/1319519415629713409?s=20
abi seversiniz sevmezsiniz, ben de ölüp bitmiyorum can yılmaz diye ama şunu yapmayın ya. ne biçim insansınız. insanların yapmadıkları, söylemedikleri şeyleri yapmışlar gibi göstermeyin. bu nasıl bir hastalık lan.