hknzrdm7
profili

  • köpekleri kovalayan motorcu

    moda'da ara sokaktan çıkış yapmak üzereyken, yanında 5 köpekle gezen bir kadın önce bana saldırmalarını izlemişti, ben motordan inip bir tanesini eldivenle tokat manyağı yapınca 6 köpek birden havlayarak kaçmıştı(!).

    bu arkadaşın yaptığı ne kadar riskli olsa da, haklı bir durumdur. yürürken, sahilde koşu yaparken, bisiklete, scootera, motosiklete binerken kimse sokakta çeteye dönmüş it sürüsü ile muhatap olmak zorunda değil.

  • ahmet hamdi çamlı'nın türkan şoray'a hakareti

    "sus lan, yeliz" diyecek bir muhalif milletvekili aranmaktadır.

  • toplantı aniden geliştiği için imamoğlu çağrılmadı

    kısmetse seçim de aniden gelişecek, sandık da sizi çağırmayacak.

  • istanbul'da yol kenarlarına yapılan grafitiler

    bakım masrafı : neredeyse yok
    sulama vb ihtiyaçlar : yok
    sulama yüzünden yollarda ıslak zemin olma riski : yok

    mis gibi uygulamadır. her şey sizin gözünüze güzel gelmek zorunda değil. 35 laleye, 25 bin lira gibi rakamlar ödenen ihalelerden de çok daha ucuza mal edilmektedir.

    edit : sonunda akp fanboyları "tasarruf edilen paraların" nerelere gittiğini sorgular olmuşlar. bre kerkenez kardeş, adama sormazlar mı yıllardır binlerce ihalede tonlarca "çarçur edilen para" nerelere gitti? gidip önce melih götçekinize, hakem heyetinde lehine oy verdiği şirkete maaşlı işe girene bakın önce.

    edit 2 : tasarrufun nereye gittiğini soracağına, şunu sorgula önce (bkz: akp'nin harcamaları saklama teklifi)

    ayrıca chp'li de değilim, ülkedeki eğitim sistemini gerçekten düzeltecek bir programı olmayan hiçbir partiye de oy vermem kerkenez kardeş. şimdi git trollüğünü başka yerlerde yap.

    edit 3 : hiçbir kelimesini yanlış yazmışım düzelttim. soyad da yanlış yazılmış, düzeltmedim. *

  • halil sezai'nin 67 yaşındaki adamı dövmesi

    bir sevgi pıtırcığı görünümlü çakma solcunun daha, aslında tam olarak eleştirdiğinin yansıması olduğunu, derdinin, gücün kendisinde değil, karşı tarafın elinde olmasından dolayı meydana geldiğini gösteren olaydır.

    67 yaşındaki adam haklıdır, haksızdır fark etmez, adam 67 yaşında, her halinden belli ki şiddete karşı kendini savunacak yeterlikte değildir, peki bu hadsiz?

    bayıldığınız, methiyeler düzdüğünüz, toz konduramadığınız isimlere daha dikkat etmeniz dileğiyle...

    edit : troll filan diyenler olmuş. büyük ihtimal şiddet düşkünlükleri var. zira bu olaydaki (bkz: halil sezai) görüntüleri ile yerde işçi tekmeleyen (bkz: yusuf yerkel) görüntülerindeki sosyopatlığın bir farkı yok. sevdikleriniz hakkında savunamadığınız konularda, konuyu öne süren kişiye saldırmanızdaki saçmalığın da...

    açıklama üstüne biraz daha edit : (bkz: tldr) diyecekler olabilir, saygı duyarım elbette.

    "olayı şöyle özetleyeyim de siz yine linçe devam edin. evet 65 yaşında bir adamla kavga ettim. kavga ettik diyorum, çünkü daha önce defalarca bu abimizin "gelin lan"lı tekliflerini reddettim. "

    önce karar verin, ettin mi, ettiniz mi? zira görüntülerde adam kavga etmiyor, 3 kişi tarafından kıstırılıp dayak yiyor. daha önce "gelin lan" dedilerse, siz yapmayın etmeyin dediniz de, onlar mı ağalık tasladı? yoksa siz de daha muhtemel bir münakaşada benzer "delikanlı ağzını" kullandınız mı?

    "güldüm, geçtim. "

    hiç öyle görünmüyor.

    "ikiz bir villada yan komşumuz oluyor kendileri. oğlu ile beraber yaşıyorlar. biz yönetmenimiz aytaç ağırlar ile beraber orada 6 kişilik bir ekiple youtube formatı hazırlıyoruz. yemek, talk showu. konuk alıyor, yemek yapıyor sohbet ediyoruz. fakat maalesef 5 aydır 1 bölüm bile çekemedik. maddi zararı geçtim, manevi olarak burnumuzdan getirdi. çünkü bu 65 yaşındaki abimiz, yönetmenimiz olan husumetinden dolayı bize program çektirmemeye yemin etmiş."

    hiçbir husumet durduk yere başlamaz. neden başladığı konusuna da açıklık getirmek lazım.

    "bağıra çağıra öyle söylüyor 5 aydır. başardı da zaten sonunda. 5 ay boyunca bu abimiz içip içip ana bacı sülale söverken biz ya sabır çekmekten başka bir şey yapamadık."

    sebep? youtube kanalı için çekim yapıyorsanız, en azından bir adet kameranız vardır. hiç mi bu bağırışları, küfürleri kaydetmediniz? yolda birisi size ana bacı küfretse yapacağınız şey şiddete başvurmak mıdır? yoksa delillendirip adli mercilere sunmak mı? 5 ay boyunca birilerinin küfür ve tacizine karşı susan birisinin, en sonunda, bir anda kaplan kesilmesi de ilginçmiş.

    "ilk zamanlardaki sofra muhabbetlerimizin hatrına iki senelik bir komşuluk geçmişi içinde çok yiyip içip muhabbet etmişliğimiz vardı. arasının bozulduğu yönetmenimiz aytaç yüzünden sabahtan akşama kadar müzik açan evde değilken bile kurduğu düzenek ile uzaktan yayın yapıyordu. kafası yerinde değilken ana avrat söven abimiz şimdi çıkmış her yerde konuşuyormuş. varsın konuşsun. silah göstermelere, bahçeye 30 adam yığmaya girmiyorum bile."

    ilk zamanlardaki muhabbetleriniz iyiyse, 5 aydır kiraladığınız yerde, nasıl 5 aydır taciz ediliyorsunuz? ya, lafı dolambaçlı yollara sokmadan söylesenize, şu husumet neydi? müzik düzeneği kurmuş diyorsunuz, nasıl bir düzenek? sizin kayıt saatlerinizi bekleyip, bangır bangır müzik açacak kadar size kinlenmesine sebep olan nedir? o kısım bir ilginç çünkü. "kafası yerinde değilken" sözünüzde de delil gerekiyor. (bu arada öncesinde kelimeyi yanlış okumuşum (kestirmeden uzağı yoktur isimli suser hatırlattı sağolsun). dahası 30 adamı da kaydetmediniz mi? gayet kanalınızda izlenme rekoru kırdıracak sahneler yani. yani, sadece söylemde bulunduğunuz, delillendirmediğiniz sürece pek inandırıcı değil, kusura bakmayın.

    "çiçekle gittiğim evde sonuç buna dönüştü. görüntüleri kırpmak, kendi küfürlerini hakaretlerini kesmek zaten beni şaşırtmadı. bunların hepsi dün anlatıldı gerekli mercilere."

    ricam, şu "kesilmemiş, kırpılmamış" görüntüleri yayınlamanız olacaktır. hatta yayınlamak yerine, dün gerekli mercilere anlatacağınıza bu görüntüleri sunsaydınız.

    "benim yaptığım şey de hayvanlık."

    ha şunu bileydiniz...

    "buna söyleyecek bir lafım yok beni bilen bilir."

    söyleyecek bir şeyiniz olmadığını da bilmeniz iyi gibi.

    "aşırı sabırlı ve sakin bir insanımdır."

    aşırı? ankara'da darp olayı yaşanmıştı, hatırladınız mı? o kişi size ne kadar laf saymıştı? 5 ay mı? *konser verdiğiniz mekanlarda üstü örtülen, sadece dillendirilen ama pek ortaya çıkmayan konuları da anlatsanız ya. gayet aşırıymış sabrınız, bravo!

    "ama bu raddeye gelmenin bir süreci var."

    süreç filan hikaye. 65 yaşında birisini, ne yaparsa yapsın, 3 kişi kıstırıp dövme raddesinin, akılla, mantıkla, edeple, ahlakla açıklanır bir süreci olmaz, olamaz da.

    "üzgün müyüm hem de çok."

    üzgünlüğünüz, dayak attığınız adam için mi? yoksa kendiniz için mi? zira bu açıklamada, pişman birisinden çok, banker bilo misali (bkz: yaptım ama niye bir sor) kıvamı var.

    "değmez bu mafya hikayelerinin ballandıra ballandıra anlatan parasıyla her şeyi herkesi satın alabileceğini düşünen abimiz için bilmiyor muyum sitesinin 50 tane kamerası olduğunu."

    madem değmiyor, madem biliyorsunuz, bu vandallığa neden giriyorsunuz? madem hukuka başvurmayı düşünmediniz, kendiniz niye yapıyorsunuz? hadi art niyetlisiniz, hayranlarınızdan gönüllü bu vandallığı yapacak yüzlerce öküz bulabilirsiniz. bakın, bir çoğu şu anda bile özelden küfür yağdırıyor bunları yazdım diye. o kadar seviyorlar ki sizi, babaları yaşında adamı tekme tokat dövmenizi bile savunuyorlar.

    "magazin gazetecilerini beni ve ailemi çok kötü bir pozisyonda bırakacaklarını elbette biliyorum ama dayanamadım işte taş olsa çatlardı aylardır süren bu küfür ve tacize. dün ifademi verdim. daha bir sürü detay var. tek tek anlattık. gerekli adli başvurularımızı yaptık."

    anlatmayın efendim, delillendirin. karşılıklı husumette klasik avukat taktiği, bire bin koyup, ballandıra ballandıra konuyu çıkmaza sokmaktır. delil koyamıyorsanız da, hiç masum rolü oynamayın.

    "savunacak da bir tarafım yok. olan oldu, çok üzgünüm herkesten özür diliyorum kendisinden de özür diliyorum. her ne olursa olsun yapmamam gereken bir şeydi. ama işte..."

    derler ki, "ama öyle bir kelimedir ki, kendinden önce gelen tüm sözleri manasızlaştırır". benden size dost tavsiyesi, bu tür açıklamalarda pek kullanmayın.

  • gezi'yi mumla arayacaksınız

    bu ülkede, bu dakikadan sonra sokağa inenler muhalifler olmayacaktır. ama sırtını akp ve bağlı oluşumlara dayamış kitleler parasız kaldıkça, onların sokaklara inme ihtimali artmaktadır.

    15 temmuz'da yıllarca elele yürüdükleri, adlarına olimpiyat düzenleyip para bastırdıkları sokaklara asker indirdi, akıllanmadılar, hastaneleri bir cemaate, polisi başka cemaate filan verdiler.

    daha önce fetö için laf ettirmediler, edene de hakaretler ettiler, hatta faili meçhul cinayetlerde katledilenler oldu, akıllanmadılar ki şimdi de diğer cemaatler için laf ettirmiyorlar. (bkz: svihs)

    edit : hastanelerde cemaatten adam göremedim diyen çaylak arkadaş, biraz baksın ihalelere, atamalarda kapısını yaladıklarına, izin saatleri için bile birileri ile tartışmaktan gözü görmemiş sanırım.

    edit 2 : arkadaş bu muhalifliğin pısırık olması tavrı değildir, gezi olaylarında herkes gördü, sahiplenen bir tane siyasi parti çıkmadı, sonrasında o kitleden bir tane iş yapan stk, dernek veya kitap okuma grubu filan çıkmadı. kimse oradaki insanların dertlerini, isteklerini dinlemezken, onlara "düşman" gözüyle bakan iktidar mı dinleyecekti.

    bunları gezide de dedik, dinleyen olmadı, "çok iyi niyetli yhaaa" diye olmayacak işlerde öne sürülen isimlerle de yürümeyeceği belliydi. yani muhalifin de, yandaşın da birbirinden pek farkı yok. tek fark, muhalif kesim devlete sesini duyurmak için sokağa çıktı, baskı ve şiddetle gereğinden fazla karşılaştı. peki ne için? koca bir hiç.

    kolladıkları, baş üstünde tuttukları fethullahçıları hala temizleyemediler, şimdi de benzer cemaat yapılanmalarını eğitimden, finansa, sağlıktan, turizme her yere sokuyorlar, bir sürü kişi de iş, kazanç, rant uğruna katılıyor bunlara.

    (bkz: at fav'a bekle) zaman gelir de bu yeni cemaatler yüzünden de ortalık karışırsa hiç şaşırmayacağım.

  • kadınların trafikte asla yol vermemeleri

    bir abla ters yönden geliyor, inatçı keçiler gibi kafa kafaya durduk dapdaracık sokakta
    "geri gidin" dedi, "hanımefendi, ters yönden gelen sizsiniz, siz geri gidin" dedim
    "ben geri gitmeyi bilmiyorum" dedi, "ben de geri gitmeyi bilmiyorum o halde" dedim
    "erkek şoför olup da, geri gitmeyi bilmeyenine de ilk defa rastlıyorum, ahaha" diye cevap veriyor
    "kadın erkek eşitliğine inanıyorum hanımefendi, sizin kadar bizim de cahil ve küstah olma hakkımız var" dedim.
    10 dakika sonra geri gitmeyi öğrendi abla

    diyeceğim budur hakim bey