Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. yazarları şu an boğan stresler

    1 yaşında bir oğlum var, gelişimi çok yavaş. doktorlar sebebini bulamadılar ama bir hastalığı olduğuna eminler. gitmediğimiz hastane, doktor kalmadı. belirsizlik çok kötü. "bir ihtimal sinirler geliştikçe düzelme ihtimali var" dedi bir doktor.
    öyle işte, stres diye yarak kürek şeyler yazmayın aq.

  • 2. erkek yazarların saç tıraşı için ödediği ücret

    olsaydı da 100 lira verseydim.

  • 3. mehmet pişkin

    intiharı kendi tercihidir saygı duyarım. ancak bu eylemi dolayısı ile intiharı öven, güzellemeler yapan tipleri görse kesin salak olduklarını düşünürdü.

    ölüm yıldönümüymüş. intihar ederken pek kararlı ve mutlu olduğu için kendisine "yıldönümün kutlu olsun" diyor, yakınlarına ise sabır diliyorum. intiharı öven bebelere de akıl fikir diliyorum...

  • 4. adana mutfağı vs antep mutfağı vs hatay mutfağı

    başlangıç hatay.
    sıcaklar adana.
    tatlı antep.

    edit: hataylıyım.

  • 5. hatırlanan en eski reklam sloganı

    rahmetli kemal sunal'ın e kolay reklamı. e kolaaaaayyy.

  • 6. suudi 2025 yılına kadar türkiye'den hacı almayacak

    akp'nin dış ilişkilerdeki halini bu sefer kendi seçmeni de hissedecek.

  • 7. semptom sayıları sadece dsö ile paylaşılacak

    dsö inşallah kendi sitesinde yayınlar da biz de ülkemizin sayılarını görmüş oluruz.

    edit: imla

  • 8. cahil kesimin sevdiği aktiviteler

    insanları maddi durumları el verdiği ölçüde yaptıkları faaliyetler için küçümseyip cahil yaftası yapıştırarak ekşi sözlük'e yazmak.
    edit. gerçek bir cahilin en büyük özelliği birilerine, bir topluluğa, bir olguya, bir düşünceye nefret duymasıdır. nefret duygusu onu ayakta tutan yegane şeydir. düşmanı olmasa yaşayamaz kendisine hayali düşmanlar yaratır ve böylelikle kendisinin önemli bir insan olduğu yanılgısına düşer.

  • 9. yolsuzluğu ihbar eden hemşireye sürgün

    kabile devleti olmaya karşı direnmek görevimiz olduğu için, gündemde tutulması gereken bir başlıktır.

  • 10. cahil kesimin aşırı anlam yüklediği şeyler

    nobran ve mafyavari siyasetçiler

  • 11. diyanetin cuma hutbesinde para istemesi

    şükretsinler niye para istiyorlar ki?

  • 12. 16 ekim 2020 fenerbahçe beko bayern münih maçı

    lorenzo brown ananı sikicem artık yeter

  • 13. istanbul'da motosikletli genci tokatlayan maganda

    amk kırosu, seni yetiştiren ailenin, büyüdüğün ortamın, sana bu özgüveni veren çevrenin, adalet sisteminin her şeyin amk.

  • 14. yahudi kızların nispeten çirkin olması

    herkes ünlü kadınları örnek verip çirkin olmadıklarını iddia etmiş ama bal gibi de gerçek olandır.
    hem kadınları hem erkekleri aşırı çirkin olur hatta çoğunun suratı yamuktur.
    uzun yıllardır yahudilerin içinde yaşıyorum eşim komple yahudilere hizmet veren bir iş yapıyor benden iyi bilemezsiniz illaki eli yüzü düzgün olan da var ama genel olarak çirkin olduklarina katılıyorum.

  • 15. ekşi itiraf

    kucuk sayilabilecek bir ofiste, toplamda 7 ya da 8 kisiyle birlikte calisiyorum. tum ofiste toplamda 9 kisi var. sayilar biraz tuhaf oldu; farkindayim. bizden ayri odasi olan, mudur ya da yonetici. o, 9. kisi. o nedenle onu 7 ya da 8 kisiden biri olarak saymadim. bazen 7 kisiden 8 kisiye cikmamizin nedeni ise 8. kisinin, mudur beyin soforu. mudur beyin islerini halletmedigi zamanlarda onu beklerken ofiste zaman geciriyor.

    6 ayi geckin bir suredir, her sabah ilk is olarak youtube uzerinden caz yayini yapan bir kanalin acildigi ve tum ofisin mesai boyunca caz dinlemek zorunda kaldigi (ya da benim zorunda kaldigimi hissettigim) bu ofiste bir masanin basinda ogle saatim de dahil olmak uzere kipir kipir oturup da bir turlu rahat edemeyerek arastirma yapiyorum. beni arastirmaci olarak ise aldilar. (benim disimda 2 arastirmaci daha var.) ben de bilimsel arastirmalari okumak, derlemek, derlemek, raporlastirmak, makale yazmak, arastirma tasarlayarak bunu oneri olarak sunmak, metodoloji calismak gibi isleri yapmanin yani sira, arastirmaci olarak calistigim enstitunun bagli bulundugu kurumun isleriyle ilgili toplantilara katilmak, fikir belirtmek, saha arastirmalarina cikmak, enstituye gelen arastirma onerilerini degerlendirip hibe verilip verilmeyecegine iliskin kararlar vermek gibi sorumluluklara sahibim.

    isin eglenceli olmayan bolumlerini atliyorum.

    caz muzikten nefret ederim. gercekten. "beynimi kullanmam, dusunmem, sorgulamam icin beni ise aldiginiz halde gunde 9 saat caz dinlemek zorunda kaldigim bu ofiste kendimi duyamiyorum ben. muzik dinlemesek olmaz mi?" diye sormayi istiyorum ise girdigim ilk gunun mesai bitiminden beri; ama soramiyorum; cunku herkes japon ve cikintilik yaparak herkesin huzurunu kaciracakmisim gibi hissediyorum. ben muzikle calisamam. anlamam icin sessizlige gereksinimim vardir; ama baska secenegim olmadigi icin ben de kulakliklarimi takarak muzik dinliyorum. hoslanmadigim bir sesi bastirmak icin hoslandigim bir ses aciyorum. kendimi duymakta yine zorlaniyorum; ama en azindan hoslandigim bir ses oluyor. ne kadar harika, degil mi? bu ara cogunlukla metal dinliyorum. bugunlerde tool, blind guardian ve mastodon dinliyorum. bir yandan da istatistik calisiyorum. zaten ya ingilizce ya da japonca calistigim icin cok daha fazla odaklanmam ve anlamak icin enerji harcamam gerekiyor; ama hicbir halt anlamiyorum. klasik muzik dinlemeyi de denedim, turku dinlemeyi de. pek ise yaramiyor. en iyisi tikac kullanmak aslinda; ama seslendikleri zaman da duyamiyorum. o da hos olmuyor. kulakliklarimi cikarsam bu sefer de caz dinlemek zorunda kaliyorum. cazdan nefret ediyorum. her gun ayni kanaldan ayni tur caz muzik yayini yapiyorlar. ofise gelen giden de cok oluyor. hemen dibimizde paravanla ayrilmis bir toplanti odasinda toplanti dinliyoruz bazen. ofisteki herkes arastirma yapmiyor zaten. ozellikle cok gurultulu gecen gunlerde mesainin son 2 saatine geldigimizde cildirmak uzere oluyorum. sinirlerim tepeme cikmis oluyor. calisamiyorum cunku. (gerci dusundum de sinirlenmekten cok tahammulum azalmis ve yorulmus hissediyorum. yoksa ayni sakinlikle is yapmayi surduruyorum.)

    sonra her seyden nefret ediyorum. sonra, bir masa basinda oturmus halde dusunuyorum. 1 saat daha erken cikmak icin bana o saat icin verilen paradan vazgecerdim hemen. hemen. hic duraksamazdim. isverenimin benim inanilmaz verimsiz gecen son 1 saatim icin odeyecek parasi var. peki ya benim zamanim? bir tane omrum var ve onu da bir masa basinda 10 dakikada bir sekilden sekle girerek rahat etmeye calisarak harciyorum. insanlara yararim olmasi icin ugrasiyorum.

    ne tuhaf, oyle degil mi? oysa omrun cok uzun oldugunu ve bunu nasil gecirecegimi bilmedigimi yaziyorum siklikla. nasil gecirecegimi bilmiyorum belki; ama nasil gecirmek istemedigimi biliyorum.

    sikayet edemem. kosullarim iyi. oldukca iyi hem de. sirt agrilarim disinda. bir masanin basinda oturmus, broker firmalari araciligiyla ise girip cikan duzensiz fabrika iscilerinin akil sagliklarinin ne durumda olduguna iliskin bir arastirma tasarlamaya calisiyorum. hipotezleri dogru duzgun belirleyebilmek icin oturup istatistik ve metodoloji calisiyorum. sonra donup literaturu tariyorum. okudukca kendimi bir fabrikada bir seri uretim bandinin basinda hayal ediyorum ve "hayir, sikayet etmeye hakkim yok. kesinlikle yok. otesi simariklik olur." diyorum.

    bugun, arastirmaci olarak ayni donemde ise basladigimiz is arkadasimla bir makale uzerine konustuk. o da yoksulluk konusunu calisiyor. asgari ucretin artirilmasinin gelir esitsizligi uzerindeki etkisine iliskin ingilizce makaleler bulmasina yardimci oldum sonra. ingilizcesi pek iyi degil. yoksulluk... goreli ve gercek yoksulluk. asgari ucret alan pek cok yoksul insanin oldugu, calisan yoksullugunun oldugu bir duzende benim derdim de bir ofiste oturmus sacma sapan caz muzikleri dinlemek iste. herkes yasadigi gibi dusunuyor. "baskalarinin yasamlarini nasil daha iyi hale getirebiliriz?" diye tartisiyoruz. ondan da once "tum bu esitsizligin kaynagi nedir?" diye. "insanlar arasindaki esitligin kokeni" adinda ilginc bir makale okudum gecenlerde. ozetleyecektim makaleyi guya. guya. butun gun calisiyorum. iyi olus hali, isciler, kulturel uyum, goc, davranissal ekonomi, psikolojik rahatsizliklar, istatistik, metodoloji... isle ilgili her ne varsa calisiyorum. kendimi dinleyemiyorum ki. kendim icin dusunemiyorum. ona sira gelmiyor. isimdeki arastirma icin de dusunemiyorum gerci. lanet olasica caz muzik. cazdan nefret ediyorum.

    mesainin son 1 saatinde umudugum azaliyor. kosmaya gitmeyi heyecanla bekliyorum; ama bazen tek istedigim, kosup birine gitmek ve onunla uzun uzun sohbet etmek oluyor. o da olamiyor. bunu dusununce umudum bitmeye yaklasiyor. sonra birine yaklasmayi dusunuyor, ama bundan hemen vazgeciyorum. umudum varla yok arasinda bir yerde gozden yitiyor. "ben ne yapiyorum?" diye soruyorum kendime, "gercekten? ben ne yapiyorum? tum bunlarin anlami ne?"

    bir yanda bir seri uretim bandinin basinda isciler, bir yanda her seyi yasayip bitirmis ve anlamsizlik hissiyle yasamina son vermis beyaz yakalar. peki ben neredeyim?

    bu aralar cogunlukla metal dinledigimi soylemistim; ama dun ve bugun buena vista social club filminin muziklerini dinleyip bir deniz kiyisinda dans ettigimi hayal ettim. buruk ama neseliydi ya da neseli ama buruktu. umudumun kalan son kirintisi oydu herhalde. cok guzeldi.

  • 16. amazon'un iade edilen ürünleri geri istememesi

    beni ulkem insani adina urkuten iade politikasidir.

    umarim baskalari adina utanacagimiz seyler duymayiz ...

    (bkz: donanimhaber oluculeri bunu begendi)

    edit:imla

  • 17. korona virüs batı'nın erdoğan'ı bitirme projesidir

    maymun çarli vardı , yaşı yetenler bilir. o hayvan bunlardan akıllıydı amk.

  • 18. kurye ağır kargoyu çıkarmak zorunda mı sorunsalı

    bence çıkarmak zorunda işi bu, postacı değil sonuçta kargo eğer ağırsa şube müdürü bunu planlayacak 2. kişi verecek sonuçta kargonun desi miktarina göre ücret alıyor. parayı alıyorlarsa insan kaynağınıda sağlayacaklar.

  • 19. salatayı bir üst noktaya taşıyan küçük detaylar

    çoban salata için , sumaktır.

  • 20. isveç'te internetin 680 mbps olması

    superonline fiber kullanıyorum sözde. bazen mobil veri daha hızlı wifi kapatıp mobil açıyorum acil bir işim olunca, söyleyeceklerim bu kadar.

  • 21. kokusu hoş olan iş yerleri

    taze çekilmiş türk kahvesi satan kuruyemiş dükkanı.

  • 22. e. alan k. eken m. ağar ve çakıcı buluşması

    bide ekrem abi gelse tam kadro

    edit:arkadaşlar ekrem imamoğlunu değil kolpaçinodaki laz iş adamı sigara tiryakisi abimizi kastettim.

  • 23. ak parti'nin 2023 seçimlerini kaybedecek olması

    bir röportaj izledim tv'de bugün. iş kuyruğundaki bir baba parasızlıktan gelememiş iki ay evveline dek her gün gelip artık iş de yol parası da bulamayınca gelmekten vazgeçtiği işkur'a.

    spiker diyor ki: siz artık iş arıyor sayılmıyorsunuz.
    adam diyor ki: nasıl yani?

    adam, 4 haftadır işkur'a "p a r a s ı z l ı k t a n g e l e m e d i ğ i" için resmi kayıtlara göre "artık işsiz olmadığı" yalanını, yaşadığı beş parasız ve çaresiz gerçekliğe sığdıramıyor.

    ben utandım izlerken.
    yüreği kaldıran buyursun versin gene.

  • 24. istanbul'un en temel 3 sorunu

    (bkz: nüfus)
    (bkz: nüfus)
    (bkz: nüfus)

    nüfus 20 milyon olmasa, öteki sorunların yüzde doksanı çıkmayacak zaten.

  • 25. emine erdoğan'ın 50 ev bağışlaması

    hayatında türklere 50bin tl bağışlamış mıdır acaba?

    arapseviciler suudi'lerden kazığı yedi, bunlardan da yiyecekler birgün. ama hiçbi şey olmamış gibi hayatlarına devam edecekler.

    düzenleme: ekleme

  • 26. enstrüman çalan sözlük yazarları

    profesyonel anlamda flamenko gitar ile uğraşıyorum. paylaşımlarda bulunduğum kanalım:

    https://www.instagram.com/…n5/?igshid=1cj2trdbaxdir

  • 27. tcdd'nin kazalara karşı kurban kesip dua etmesi

    sığır kesseydiniz.
    malum ülkede bolca bulunuyor.

    sizin gibi sığırlara da bu yakışırdı.

    (bkz: tanrılar kurban istiyor)

  • 28. 16 ekim 2020 twitter'ın çökmesi

    iki dakika giremedim elim ayağım titriyor. sayfayı çekip bıraktığında anasayfaya düşen taze tweetleri istiyorum. damardan tweet verin bana. eyt'liler atanamayanlar, amsalaklar neredesiniz...

    tanım: an itibariyle hiçbir şekilde girilemeyen site.

  • 29. mabel matiz

    yeni klibinde bol bol bektaşilik ile mevlevilik göndermeleri var. yine yks'de soğuk terler döktürecek.

    tanım : sanat güneşi

  • 30. zafer algöz'ün kavuk c. yılmaz'a gelmeliydi demesi

    kavuk illaki erkeğe devredilecek diye bir kaide olmadığı söylemine katılsam da; "cem kardeşim her şeyin en iyisini hak ediyor, serenay, kavuk, maliye bakanlığı, oscar heykelciği" bağlamında ekmeğimizi ondan yiyoruz yalakalığı şu yaşta adama yakışmıyor.

  • 31. mhp'nin askıda ekmek kampanyası başlatması

    akp'nin stepnesi mhp'nin ekmeğe gelen zamlara tepki olarak başlattığı kampanya...

    bak sen küçük enişteye.
    ekmeğe zam geldiği için tepki veriyorlarmış.

    sevsinler...

    ekmeğe neden zam geldi, yahut insanlar neden ekmek bile alamayacak duruma geldi sevgili bahçeli?
    asıl sorgulamanız gereken bu değil mi?

    insanları askıda ekmek var mı diye sorduracak duruma kim getirdi?

    ülkenin geldiği bu halin bir numaralı sorumlusu akp olduğu kadar sizsiniz de...

    askıda ekmekmiş...

    neden askıda ekmek, önce onun cevabını verin stepnesporlar...

  • 32. ekşi sözlük dertleşecek insan veritabanı

  • 33. bir kadın susuyorsa

    debeye giren entrye istinaden.

    buradan tavsiye alarak hareket etmeyin zaten ama yine de genç arkadaşların yanlış bilgi edinmesini önlemek için yazayım.

    susmak bir sike yaramaz. susmaya hak verebileceğim tek konu karsinizdakinin aşırı aptal/cahil olmasi, meraminizi anlamanıza rağmen bu bilgiyi işlememesidir. cahille sohbet yani. bunun dışında susmak bir işe yaramaz.

    "susmak seviyeyi aşağı çekmenize izin vermez" hey allahım nasıl ilişkiler yaşıyorsunuz da böyle cümleler kurmaya yanasiyorsunuz anlamak mümkün değil. iletişim kurmamak/kuramamak yüceltilecek bir şey değil. bir konu hakkında konuşun, sizi rahatsız eden şeyleri dile getirin. susarak süpürmek bir işe yaramaz. biri seviyeyi aşağı çekecekse her türlü çeker.

    "susması nedeniyle haklı çıkamamak zor geliyorsa zaten haksizsindir"

    mahkemelerde susalım en iyisi. haklı ve haksız vardır, susmak bunu değiştirmez. hatta çoğunlukla iki tarafın kendince haklı gerekçeleri vardır. haklı haksiza da indirgemek pek mümkün değil.

    ha o gün kötü hissedersin, tartışma kaldıracak durumda değilsindir, insanlık halidir. karşındakine uygun bir dille şuan tartışmak istemediğini anlatırsın, uygun bir vakitte konuyu konuşup çözersiniz.

    susun, en hakli olduğunuz anda ağlayın gibi saçma sapan tavsiyelere atlamayın. sonra vay niye ayrıldık vay niye bişey yürütmek zor. tek tekerle araba mı gider?

  • 34. ronaldo'dan yükseğe sıçrayabilirim

    ne kadar olduğunu bilmediği bir yükseklikten daha yükseğe zıplayabileceğini iddia eden futbolcu açıklaması.

    (bkz: el yumruğu yemeyen kendi yumruğunu balyoz sanırmış)

  • 35. izmir'de siftaha sefte denmesi

    iç anadoluda esnaf aylardır satış yapamadığı için ne dendiğini unuttu.

  • 36. doları 7.95'te tutan güç

    neyse düzeltmeyin başlığı yine lazım olacak.

  • 37. oto galerilere sıfır araç satışının yasaklanması

  • 38. baklavası süper olan mekanlar rehberi

    oha ya demek karaköy güllüoğlu vallahi muthis ve az bulunan bir bilgi yazdiginiz cok iyi oldu.

    arkadaslar gaziantep'de de cok guzel yapiliyormus bu meret haberiniz olsun, ozellikle antep fistigi falan koyduklarinda apayri guzel oluyormus denemenizde fayda var.

  • 39. kadınların kibar ve iyi niyetli erkek sevmemesi

    fazla uzatmadan özetlemek gerekirse kibarliginiz django unchained filminde ki dr.schultz gibiyse kızlar gelir. ama eğer 40 year old virgin filminde ki
    steve carell gibiyse gelmez. umarım anlamışsınızdır

  • 40. fahrettin koca

    hayatımda en nefret ettiğim insanlar arasında gerilerden gelip en başa oturmuş tarikatçı sermayedar bakandır. halka açıktan yalan söylemek, yalan söylediğini kabul edip hiçbir şey yokmuş gibi devam etmek, halka doğru bilgiyi vermeye çalışan sağlık çalışanlarını, meslek odalarını ve gazetecileri hedef haline getirmek en hafif tabiriyle terbiyesizliktir. bu devir geçecek fahrettin bey, ben görmeyeceğim belki ama senden hiç iyi şekilde bahsetmeyecekler gelecekte haberin olsun.

    edit: bu halk senin öylece ölüme yollayacağın kadar değersiz değil. bu halkın en dandik evladının canı senin tüm sermayenden evladır.

  • 41. ahmet hakan'ın ahmet necdet sezer'i eleştirmesi

    ahmet hakan kim amk diye yaklaşılması gereken eleştiri.

  • 42. markar esayan

    ermeni birinin akpli olmaması için bir milyardan fazla sebep varken afedersin ermeni olarak nasıl milletvekilliği yaptı. bu da onun geride bıraktığı utancı olsun.

  • 43. herkes sevdiği halde sevilmeyen şeyler

    tv8 de ki tüm survivor vb türdeki programlar.

    arada severim belki diyorum seven biriyle izlemeyi deniyorum. sonra o sevenide sevmemeye başlıyorum.

  • 44. sercan yıldırım futbol akademisi

    (bkz: ajdar anık müzik akademisi)

  • 45. playstation 5'in fiyatının 8299 tl olması

    türkiye'de asgari ücret : 2324 birim
    abd'de asgari ücret : en az 7.5 birim (saatlik ve eyalete göre değişkenlik gösteriyor) - haftada 45 saat çalışıldığını düşünürsek;
    abd'de asgari ücret : 1350 birim

    tr playstation 5 (diskli) fiyatı : 8299 birim
    abd playstation 5 (disksiz) fiyatı : 399 birim
    abd playstation 5 (diskli) fiyatı : 499 birim

    türkiye'de 1 playstation 5 (diskli) almak için 3.5 ay (14 hafta) çalışmak ve kazanılan parayı hiçbir şekilde harcamamak gerek.

    abd'de 1 playstation 5 (disksiz) almak için 1 ay çalışmaya bile gerek yok. sadece 1.2 hafta çalışmak yeterli.

    playstation 5 (diskli) için ise;
    abd'de 1 playstation 5 (diskli) almak için 1 ay çalışmaya bile gerek yok. sadece 1.4 hafta çalışmak yeterli.

    işte buna alım gücü deniyor. muhtemelen sözlükteki birçok arkadaş bu hesabın farkındadır ancak olmayanlar için hatırlatmak istedim.

    e tabi bunu yapmasaydık olmazdı. artık ata sporu gibi bir şey oldu bu karşılaştırma işi.

    edit: abd'deki çalışma süresini 2.2 gün olarak yazmışım. @bioinformatician uyardı. 2.2 gün yazabilmek için çalışmanın 24 saat kesintisiz olduğunu belirtmek gerekiyordu. orada bir hata olmuş ve 1.2 hafta olarak düzelttim.

    edit 2: abd'de asgari ücretin eyalete göre değişiklik gösterdiği bilgisi eklenmiştir. bu bilgiyi hatırlatan @shooter mcgavin e de teşekkürler.
    ayrıca çoğu kişi abd'de 7.5 birim fiyata çalışan insan sayısının neredeyse yok denecek kadar az olduğunu belirtti. herkese teşekkürler bu bilgi için.

    ben yine de en kötü senaryoda neler olabileceğini göstermek adına min seviyeyi hesaplamak istedim.

    edit 3: son edit olması temennisi ile yazıyorum. birçok arkadaş 399 birim fiyatı olan ürünün "playstation 5 disksiz" modeli için olduğunu, "diskli" ürün fiyatının ise 499 birim fiyat olduğu konusunda uyarısında bulundular. yanlış bilgilendirme vermemek adına 499 dolar üzerinden de hesap yaparak edite ekliyorum. uyaran arkadaşlara teşekkürler.

  • 46. fenerbahçe türkiye'nin real madrid'idir

    sadece soldado tarafından değil, netflix belgeselinde anelka tarafından da dile getirilmiş bir ifadedir. tabii sözlüğün futbol otoriteleri kariyerli ve kulüp tecrübesi olan futbolculardan daha iyi anlar bu işleri.

  • 47. underrated yerine kullanılabilecek türkçe kelime

    (bkz: değerlenmemiş)

  • 48. erkek milletinin yapı market hayranlığı

    kadınların avm'lerdeki tüm kıyafet mağazalarını gezmesi gibidir ama farklıdır. en azından işe yarayacak şeyler satın alırız. satın aldığın milwaukee şarjlı matkap ile her şeyi delebileceğini, her yere vida takıp bütün cıvataları sökebileceğini bilmek çok güzel bir şey. kadınlar ise aldıkları kıyafetleri en fazla 5 defa giyiyor.

  • 49. bira içmelik arkadaş veritabanı

    var mı beşiktaş?

  • 50. marcao'nun milli futbolcuya tokat atması

    öyle bir tokat yemiş olmalı ki geçici hafıza kaybına neden olduğundan iddiayı yalanlamış.