xaxxbczczaaxax33
profili

  • 5 bin 500 tl maaş için genç bir kızın yaşadıkları

    mesele kahve teklif edilmesi değil, "muhtaç" durumda olduğu düşünülen bir insanın mevcut durumundan faydalanılmaya çalışılmasıdır. işe alım konusunda size göbekten bağlı, avucunuza düştüğünü düşündüğünüz bir insanın çaresizliğinden faydalanılmaz. belli ki "kahve teklifini" kabul edecek bir aday çıkana kadar işe alım mülakatları devam edecektir.
    bu normalleştirilecek bir hareket olmadığı gibi oldukça çirkin bir tavırdır, aklınızı başınıza alın.

    "yakışıklı olsaydı", "zengin olsaydı", "şöyle olsaydı, böyle olsaydı" gibi varsayımlara dayalı olasılıklar kişinin karakteriyle alakalı bir durumdur, kişinin kendisini bağlar.

  • aydın'da acil doktoruna saldırıda bulunulması

    savcıya saldırmadığı için faili serbest bırakılmıştır. türkiye'de adalet bazıları için var, geri kalan bizler için orman kanunları geçerlidir.

    trafikte savcıyla kavga eden şahsın tutuklanması ve bu olayı yanyana koyunca aklıma şu yazı geldi;

    "adalet anlayışının kökeni sayılır roma hukuku ve roma adaleti. roma'da yargılamaların sonucu para durumuna veya kişilere göre değişirmiş. roma hukuku roma vatandaşı olmayanlara zaten uygulanmaz. roma vatandaşları da ikiye ayrılıyor asiller(patrici )ve asil olmayan ikinci sınıf vatandaşlar.(plebler) pleblerden zenginleşen olursa patrici sınıfına geçebiliyor. yani bu dünya düzeninde yerini belirleyen paradır. aynı suçtan yargılanan patrici para cezasıyla yırtarken plebler idam edilebiliyordu. roma vatandaşı olmayanlara ne olacağını siz tahmin edersiniz herhalde.
    aradan yüzyıllar geçmiş. etrafınıza bir bakın değişen ne var? sadece adalet sahnesinde değil uygulanan bütün yasaklarda ve kurallarda fakirler her zaman suçludur ve kurallara uymakla yükümlüdür. eskiler dünya'nın bir öküzün boynuzlarında döndüğünü sanırlarmış. halbuki dünya cebi para dolu birçok öküzün boynuzunda dönüp duruyor."
    kaynak

    patricinin yerine bademciyi koy al sana geri kalmış bir ülke. ibret almak ve tanıdık bir şeyler görmek için pleb başlığındaki tanımları okuyabilirsiniz.

    tüm bunlar olduktan sonra da pardon filmindeki ibrahim'in şu sözü kulaklarımda yankılanmaya başlıyor; adalet dediğiniz o kadar da adil bir şey değil demek

  • 1984 yılı gırgır dergi kapağı

    tam olarak hangi ayın hangi haftasında çıktığını bilmiyorum ama sanırım yine bir öğretim yılı başlangıcı ve başrolde ise yersiz yurtsuz kalmış öğrenciler. iktidarda yine "merkez sağ" görünümlü din bazlı bir parti var. sayelerinde "yokluk" yıllarının nostaljisini doya doya yaşıyoruz.
    görsel

    bu arada derginin o günkü fiyat "5 turgut" imiş, 5 turgut da 50 liraya denk düşüyormuş. bugün benzeri bir fiyatlandırma yapılsa derginin tüm çalışanları terörist diye içeri atılır herhalde.

    not: kapağın çizerlerinden tamer ocak, 1985 yılında 20 yaşındayken aramızdan ayrılmış;
    görsel
    kendisi hakkında ufak bir yazı;
    http://damdakimizahci.blogspot.com/…bir-mektup.html

  • 24 temmuz 2021 ruşen çakır'ın eleştirilere cevabı

    konunun ısrarla farklı noktalara çekilmeye çalışıldığı bir bahane, cevap bile değil bahane. ha bu arada elma da armut da meyvedir, yok washington portakalı.
    fon meselesine gelirsek, sözüm meclisten dışarı;
    kimse kimseye niye "fon alıyorsun?" demiyor, diyemez de. fon, vatandaşların vergileriyle sağlanmadığı sürece kim kimden ne kadar fonlanmış zerre umurumda/umurumuzda değil. mesele, her ne hikmetse hep aynı şirketlerden fon alanların ağız birliği etmişçesine fonlayan kuruluşların bağlı bulundukları ülkelerin işine gelecek şeyleri söylemeleri. hatta bunu yaparken durumu eleştiren, endişeli türkiye cumhuriyeti vatandaşlarının yer yer zekasıyla alay edip yer yer de ırkçı, faşist vs. diye damgalanarak ve de aşağılanarak suçlanması. fon alıp da bildiğinden şaşmayan ilkeli gazeteciler varsa ne mutlu onlara, onlar baş tacımızdır. sonuçta nefes almak bile parayla, insanların legal oluşumlardan kaynak alıp dürüstçe bir şeyler yapmaya çalışmalarını hiç kimse eleştiremez ki mesele bu değil.

    ayrıca; türkiye'de propaganda yapan bbc türkçe, dw türkçe vb. oluşumların son günlerde mülteci acındırma temalı videolarının tesadüf olduğuna başçavuşun eşeği bile inanmaz. vergilerimizle fonlanıp bize nefret kusan yerli oluşumlara karşı yanımızda olmak neden bu kadar zor ki? bu kadar mı nefret ediyorsunuz bizden, bu nefretin sebebi ne? bu kaçak mülteci işgalinin ülke için çok büyük bir yıkıma sebebiyet verecek olayların başlangıcı olduğu ayan beyan ortadayken bir gün olsun suriye sınırındaki mayınların temizlenmesi ve sonrasında yaşanan suriye savaşı arasındaki bağlantıyı ve amacı sorguladınız mı? varsa yoksa vatandaşa kabahat bulmak, kulp takmak.
    bir de çıkıp "neden iktidarı eleştirmiyorsunuz" diye bozuk plak gibi aynı şeyi tekrarlıyorlar, güzel kardeşim bu olan biten her şeyi yapan zaten iktidarın kendisi.

  • bıçaklı saldırganı etkisiz hale getiren polis

    uzun yıllardır ilk defa işini doğru düzgün yapan bir polis görmemize sebep olmuştur. elleriniz dert görmesin, umuyorum ki bu tip polislerimizin sayısı artar.
    normalde 3 polisin bıçaklı saldırgana arabayı kaptırması olayında olduğu gibi bıçak gören kolluk kuvvetlerimiz far görmüş tavşan gibi kalakalırlardı. sanırım bu olaydan az da olsa ders çıkartılmış.
    açıkça söylemeliyim ki ben hıncımı alamadım keşke yerde anırırken ağzını burnunu dümdüz etselerdi. yıllarca bu tiplere öylesine yüz verildi ki artık polise bile saldıracak cesarete eriştiler.
    toplum zararlısı parazitin etkisiz hale getirilmeden önceki halleri;
    https://www.youtube.com/watch?v=fe3tdysiwei
    iki kişiye daha saldırdığını görebilirsiniz.

    not: bugün polise bıçak çeken yarın sana bana ne yapmaz diyecektim ki herif suç makinesiymiş, sürüyle sabıkası varmış. bu tip insanların sağlıklı toplumlarda yeri yok, bunlar rehabilite olmaz. bunun gibi suçlular gençlikleri sönene kadar hapislerde çürütülmelidir, aldıkları nefes bile israf bunların.
    bu arada 14. saniyedeki el hareketinin yarattığı hisse paha biçilemez, ne oldu lan telekinezi ile mermiyi durdurmaya mı çalışıyorsun? adamı böyle anırtırlar işte.

  • onurlu sanatçı derken akla gelen ilk isim

    (bkz: tarık akan)

  • esenyurt'ta kadın yumruklayan polis

    (bkz: 3 polisin bıçaklı saldırgana arabayı kaptırması)

    bir gün polisi tanımlamaya ihtiyaç duyarsanız bu iki başlığı kullanırsınız.

  • gardiyanı rehin alan hükümlünün vurulma anı

    olması gerekenin olduğu andır, polis silahını çekip vurmuştur. suçla, suçluyla bu şekilde mücadele edersin. duyarcılar boşuna tetiklenmesin hapishane ortamında bu tür bir işe girişen suçlularla bu şekilde mücadele edilir. bu arada 1-2 dakika öncesine kadar asıp kesen mahkumların ne mal oldukları polisler gelince birer birer hücrelerine tüymesinden belli zaten, anında sattılar herifi. etkisiz hale getirilen mahkumun intihar etme niyeti yoktuysa eğer azıcık beyni olsaydı o durumda geberip gideceğini anlamış olması gerekirdi. bu tür insanların sağlıklı toplumlarda yeri yok, bu tür suçlular hiçbir zaman ıslah olmazlar ki ıslah olmaya niyetlerinin olmadığı yaptıkları hareketlerden belli.
    elleri bağlı gardiyanı bıçaklayan sümsüğün bundan sonraki hapishane hayatı çok renkli geçecektir.

  • enver aysever'e 2. chp kıyağı

    illaki savunanları olacak en iğrenci de "ama onlar da yapıyor" bahanesine sığınılarak savunulacak olan maddi istismar.
    "ama onlar da yapıyor" ise gidin o partiye oy verin o zaman, tencere kapak gibi birbirinize yakışırsınız.
    bu ismi geçen şahsın 300 bin lira eden vasfı ne, tam olarak bu parayı hak edecek ne gibi bir özelliği var, sizden taraf olması mı? sizin de onlardan farkınız olmadığını biliyorum ama öylesine çaresiz bir durumdayız ki ülke olarak kötü ile kötünün az biraz iyisi arasında seçim yapmak zorundayız hep.
    ne zaman akp'li birisine karşı muhalif partileri savunsam "yemek için, soymak için sırada bekliyorlar" diyorlar işte orada söyleyecek sözüm kalmıyor ve sizler de her seferinde bunu kanıtlamak için var gücünüzle uğraşıyorsunuz.
    tartışma bittikten sonra da "sen olsan sen de çalarsın, yersin" diyorlar. "ben hırsız mıyım niye yetimin, garibanın hakkını yiyeyim?" diyorum ama nafile. o derece kanıksanmış, hak olarak görülen bir şey olmuş bu. en kötüsü de artık "çalar mıydım acaba?" diye kendimden şüphe duyar hale gelmiş olmam.

  • 22 şubat 2021 getir kuryesi saldırısı

    bu tür olaylarda sözlükte başlık açıldığında başlığı açan kişi kadınsa bazıları ki sayıları bir hayli fazla garip bir sorgulama, başlığı açan kişinin ilgisini çekme çabası içerisine giriyorlar.
    ha başlığı açan kişi erkek ise o zaman da "adam değil misin lan, iki tane ağzına vuramıyor musun?" moduna giriyorlar.
    sizin derdiniz ne, neyin peşindesiniz, tam olarak neyi kanıtlamaya çalışıyorsunuz pek anlayamadım.
    tek bir bakış açısıyla anlatılan olayın sorgulanması tabii ki doğal bir şey ama bunun yapılış biçimi ne olduğunuzu ele veriyor. bir de adam toplayıp bıçakla kapıya dayanmış birisi için "ama kim bilir ne yaptınız yaa" gibi bir sorgulama yöntemi anca orta doğu ülkelerinde olur herhalde.

    tanım yapmak gerekirse; kolaylıkla önü alınabilecek bir olaydır fakat sadece vatandaşının hayatına önem veren ülkelerde. o firmayı devlet olarak böyle bir öttürürsün ki değil bir daha böyle adam çalıştırmak kuryelerine papyon taktırıp kapınıza yollarlar.

  • ay'a ayak basan türk'ün ilk söyleyeceği şey

    "sayın cumhurbaşkanımın* haşmeti yanında minnacık kalan bu adımım vatan hainlerine ve teröristlere girsin."
    ee ne olacaktı, bu zihniyetin uzaya çıkabilme ihtimalinin imkansızlığı bir yana hadi oldu diyelim, uzaya liyakat sahibi entellüktel birini mi gönderecekti? aya gider gitmez daha kapsül içinde cumhurbaşkanını yağlamaya başlardı.

  • tiktok çekerken tren çarpan genç

    şimdi çağımızın gerektirdiği gibi ölümüne kahkahalarla gülüp "vay gerizekalı, işte doğal seleksiyon bu." gibi cümlelerle olaya dair espri ve tespitler yapalım.
    neden? çünkü yaşı kaç olursa olsun bir insanın en ufak hatası hayatına mal olmalı. hatayı yapan biz olmadığımız sürece her ne olursa olsun kişi dikkatsizce davranıp bir hata bile yapıyorsa bu kesinlikle canına mal olmalı. sonuçta içinde bulunduğumuz bu çağda bu tür olayları kınamak ve gülmek en doğal hakkımız(!)

  • ekşi sözlük dertleşecek insan veritabanı

    özeti şöyle olan veritabanı;
    "evet, canınız sıkılıyorsa yeşillendirebilirsiniz. hızlı hızlı entry'lerinize göz gezdirip kadın olduğunuzda karar kılarsam direkt cevap veriyorum. ha bu arada bu başlıkta yedek hesabımla yazıyorum ki ana hesabımda oluşturduğum kolpa kişiliğim burada düştüğüm aciz durumdan zarar görmesin, oradaki ekmeğimden olmak istemem öyle de ilkeli bir adamımdır."
    dünyanın en büyük kolpası burada yazılan entry'ler olsa gerek.
    yalnız telegram linki veren arkadaşı göremedim, bu gece hasta galiba ya da hatun taklidi yapan dayının birinin peşine takıldı.

  • 21 ağustos 2020 müjdesinin fos çıkması

    çomara göre öyle değildir, çomar sanıyor ki bu müjde(!) sonrası doğal gaz fiyatları hızla düşecek.
    çomar zannediyor ki doğal gaz sahası bulununca böyle denize hortumu salıyorsun, sonrasında doğal gaz birden kapında beliriveriyor.
    ulan 320 milyar metre³ denilen miktar ülkeye 5-6 yıl anca yetiyor, bunu çıkartmak ve tesislere nakletmek için yapılacak masrafın, sen ve senin gibiler yüzünden bizlerin de götüne girecek olması bir yana yiyici yandaşların kaymağını da hesaptan düşünce dönüp yine dımdızlak kalmış kıçını avuçlayacaksın. ekim gibi doğal gaza ve elektriğe en aşağı %10 zammı yapıştırdıklarında görürüm ben sizin suratınızı. 20 yıldır bunların vatandaşın hayrına bir şey yapmayacaklarını hala öğrenemediniz mi, hiç mi yaşananlardan ders almıyorsunuz.
    bu doğal gazı; faturana indirim olarak mı yansıtacaklar, ülkenin dış borcunu yamalamak için mi kullanacaklar, kendi elleriyle bitirdikleri tarım ve hayvancılığı tekrar ayağa kaldırmak için kaynak olarak mı kullanacaklar yoksa betona mı gömecekler? söyleyin hele hangisi olacak?
    yoksa vatandaşa yedirecek olsalar bir toz zerresi bile kabuldür ama yap işlet vatandaşa yerleştir modeliyle yine bize gireceğini bildiğin bir şeyin nesine sevineceksin.

    ülkede yıllık 50 milyar metre³ doğal gaz harcandığına inanmayan çomar kardeşlerim için kaynak da verelim;
    https://www.ntv.com.tr/…b1%20olarak%20art%c4%b1yor.

  • celal şengör'ün ecevit'e zır cahildi demesi

    celal şengör'ün en büyük problemi hayatı boyunca bal kaymak yaşadığı için empati yoksunu birisi olmasıdır. bunu asperger sendromuna(?) bağlıyorlar ama öyle olduğunu hiç zannetmiyorum. zorluk çekmeden, el bebek gül bebek bir hayat yaşadığı için kendisinden başka herkesi "cahil, aptal veya zırcahil" olarak görebiliyor.
    adam kendi ilgi alanları dışında kalan her şeyi önemsiz, eğitiminin olduğu konular hakkında bilgisi olmayan herkesi de cahil olarak görüyor.
    yani kendisinin bu mantığıyla yürürsek; celal şengör, bilgisayar kullanmasını bilmeyen, gütsün diye iki koyun versen koyunlarla birlikte kaybolacak "zırcahilin" tekidir diyebiliriz. hatta örneği şöyle genişletebiliriz;
    celal şengör'den mermi analizi
    sözlükte başlığı bile açıldı; (bkz: celal şengör'ün camına gelen mermiyi analiz etmesi)
    yani gördük ki senin kastettiğin tipte bir "zırcahilliğin" dayanılmaz çekiciliğine mikrofon görünce sen de karşı koyamıyorsun değil mi, tonton bilim insanımız.
    ha yine de kendisini severiz ama ona buna zırcahil yaftası yapıştırma sebebi tamamen yukarıda yazdıklarımdan kaynaklıdır diye düşünüyorum.

  • binali yıldırım'ın beyaz tv'de cevapları unutması

    sunucuların "bilmediğimiz yeni bir müjde var mı?" dedikten sonra binali yıldırım'dan yanıt gelmeyince müjdeleri şakır şakır sıralamaları gibi bir enstantaneye sahne olmuş komik olay.
    tapu tahsis belgesiyle ilgili müjde varmış ya binali bey, niye milleti müjdelemiyorsun?

    ek: kadın sunucunun "seçime birkaç gün kala" dedikten sonra sanki hiçbir şey bilmiyormuş gibi yanındaki sunucuya dönüp baktığı an yaşadığım utancı tarif edebilmem mümkün değil.

  • mbaye diagne

    zannedersem bu herifte bio-electric aura var, gol atabilmek için gerekli enerjiyi elde edebilmek için önce kendisine küfürler ettiriyor, biriken bu negatif enerjiyi de pozitif enerjiye çevirip absorbe ediyor.
    ne pis adamsın lan sen.*

  • ailede huzur için kızlara yeni akit tavsiyeleri

    düşünmekten aciz, her şeye itaat eden seks köleleri yaratmaya yönelik beyin yıkama girişimi. gerçi hayatlarını böyle olmaya adamış yüz binlerce kadın yaşıyor ülkede.
    şu önerilere uyacak bir kadınla evleneceğinize evde kedi besleyin daha iyi. en azından arada elinizi tırmalar da evinizde aksiyon olur, sıkıntıdan bunalıma girip intihar etmezsiniz.

  • suriyeli çocuğa zorla içki içiren ingiliz çocuk

    ingiltere'de ırkçılık yapılıyor diye türkiye sınırları içerisine kontrolsüzce salınmış 5 milyon yağmacı aklanmıyor. bu olay üzerinden gelip türkiye'deki yağmacılara güzelleme yapmayın.
    sabah gazetesi misyonu gereği suriyeli acındırması yapmak için "içki içiriyorlar" diye bizim çomarları gaza getirecek haber yapmış.
    ingilizler tarihleri boyunca kendilerinden aşağı gördükleri milletleri ezmiş, sömürmüş ve öldürmüştür. ne olmasını bekliyordunuz? internette her olaya duyar kasan tayfa dünyanın her yerinde var, bu olay internete yansımasa çocuk ezilmeye devam edecek, kimsenin de sikinde olmayacaktı.
    bunlara duyar kasacağınıza türkiye'de tecavüz edilen türk, kürt veya suriyeli çocuklara duyar kasın. ingiltere'de en azından suriyeli çocukları okula göndermişler. burada ya ırzlarına geçilir, ya dilendirilir ya da suça teşvik edilirler. bizde başlarına gelecek en güzel(!) şey 12-13 yaşında evlendirilmek.
    en nihayetinde zorbalık yapan bir piç kurusu işte, eminim gözüne kestirdiği tüm çocuklara farklı varyasyonlarda çeşitli zorbalıklar yapıyordur.

  • çaylaklardan mesaj bekleyen yazarlar veritabanı

    ekşi sözlük düzlüklerinde rızkını arayan abazanların yeni oltası, aferin lan devam edin böyle.
    he he taam taam kimse anlamadı, çok zekisiniz.