atatürk havalimanından düsseldorf'a gidilecek. uçak, pasaport kontrolüne takılan bir teyzeyi bekliyor ve yolcunun teki mala bağlıyor:
+teyze on dakkadır seni beklioz ayıptır yaa.
-tamam yavrum paşaporta bakiolardı benim suçum değil.
+yaw tamam da insanlar seni beklio burda ayıptır.
-tamam yavrum, içerde bırakmadılar deyyom yoksam geç kalmadık.
+tamam da öyle olur mu yaa, bunca insan beklio.
-tamam yavrum özür dilerim.
+olmaz öyle bunca insan seni hedehödö..vsvs
herife birşey desem mi demesem mi derken önlerden güzel bir abi "lan bi daha ağzını açarsan, seni uçaktan indirmezsem şerefsizim!!!".
bidaha ağzını açmadı valla.
antidepresan etkisi yaptığı kesin.
Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.
Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.
Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.
Sozlock Ekibi
Ekşi Sözlük Debe Listesi
-
1. uçak yolculuğu sırasında sinir eden olaylar
-
2. kırmızının en çok yakıştığı araba
-
3. yazarların en sevdiği yeşilçam repliği
büyük usta erdal özyağcılar’dan gelsin.
ihsan yüce - seni istemeye gelmedi bu herif, üç gün geçti ne oldu? ... kız, bizi katil etme!
bundan sonra ''belediyeci'' lafı yok, anladın mı?
ayşen gruda- allah onun boyunu devirsin. ''anam ölmeden isteyemem seni'' diyor.
erdal özyağcılar- anasını mı öldürsek baba? .
ihsan yüce- git işine lan eşşoğlusu...
(bkz: çöpçüler kralı) -
4. pınar boykotçularının şimdi ne yaptığı sorunsalı
hâlâ devam eden durum. kizilkayalar dan alışveriş yapmam mado 'nun kaldırımından geçmem.
-
5. türk askerinden bozkurtlu paylaşım
-
6. ateizm eşiğindeki gençlere tavsiyeler
sorgulamaya başlamışsanız, o tünele girmişsiniz demektir. artık bunun geri dönüşü yoktur. çünkü sorguladığınız şey bir çocuk masalından bile tutarsızdır. mantıklı bir yaklaşımla din lehine hiçbir şey bulamazsınız.
dinlerin, sadece islam da değil, ne ayrıntılarında ne de temelinde mantıklı bir şey yoktur. "öldürmeyeceksin!" der musa'ya gelen 10 emirde ama çok da durdurmaz ölümleri. bu kadar açık bir emirde bile anlaşmazlık çıkar.
bu eşikte olmak korku verir. kendi kendiniz bildiniz bileli size öğretilen şeylerin bir deli saçması olmasını sindirmek kolay değildir. doğduğunuzdan beri bildiğiniz kadının aslında anneniz olmadığını öğrenmek gibi düşünün. bu size delillerle, tanıklarla kanıtlansa bile inanmamaya uğraşırdınız.
öldükten sonra yok mu olacağız? evet, yok olacağız. tıpkı bizden önce yaşayıp ölen milyarca canlı gibi. buradaki "yokluk" düşüncesi sizi korkutuyor ama o düşünceyi üreten bilinciniz de son bulacak. yani bu durumdan şikayetçi olacak, üzülecek veya acı çekecek hiçbir şey kalmayacak geriye. ölümden sonra yaşam fikri çok uzun zamandır var. antik mısır'da, öldükten sonra geri uyanacaklarına o kadar eminlerdi ki, mezarlarına günlük olarak kullanacakları şeyleri bile koydular ama hepimizin bildiği gibi hala yerinden kalkan olmadı.
bir filmin anlayamadığımız yerde bitmesi gibi. "ne yani bu kadar mı?" diye sorduk. başka bir şey olmalı mutlaka, burada bitemez, dedik. kimi cennet/cehennem kavramını attı ortaya, kimi yeniden ama başka bir kişi olarak dirilmeyi... sonuç olarak anlamsızı anlamlandırmak istedik, ölümsüzlük hoşumuza gitti.
ölümden geri dönmeyi bilimsel olarak deneyenler oldu ama çok uzağa gidemediler. o kafa tasının içindeki et parçası bir kere öldüğünde geriye kesinlikle gelmiyordu. şimdilik böyle ama sonra belki birileri "ölmemenin" çaresini bulabilir.
biliyorum, bunlar insanın midesine oturacak şeyler. tam da bu yüzden insanlar "sonraki adımı" icat etti. bir memeli gibi yaşayıp öleceğimizi kimse kabul etmek istemedi.
sonraki adımın icadı insanları biraz rahatlatsa da çok büyük bir yan etkisi oldu. şimdi değilse de "hesap gününde" mutlaka telafi edileceğini sandı. bir tür ödül/ceza sistemi olduğunu düşündüğünden bazı şeylere razı oldu, düzeltmek için uğraşmak yerine kabul etmeyi seçti. bunun planlı olduğunu, bu olumsuz şeylerin olması gerektiğini düşündü. düşünsenize, herkes alacağını, yaşıyorken almak isteseydi, bu anlayış otursaydı yaşadığımız dünya ne kadar da farklı bir yer olurdu, değil mi?
yok olmayı çoğu insan kabul edemiyor, zaten dinlerin çıkması da bu yüzdendir. bu gerçekle yüzleştiğinde, özümsediğinde artık özgür biri olacaksın. öldükten sonraki yaşama değil, doğduktan sonraki yaşama önem vereceksin. -
7. devlet bahçeli'yi 3 kelimeyle özetlemek
şerefsiz
beyinsiz
karaktersiz -
8. 2019 yılında hala gmail kullanan vizyonsuz insan
youtube kullanıyordur, chrome üzerinde extension'ları vardır, drive hizmetinden yararlanıyordur, gmailin yaygın ve geniş ekosistemini seviyordur, android telefonu vardır, blog yazarıdır.
hem sana ne lan bundan ? sen çok mu vizyonlusun lale ? -
9. yazarlara okumayı sevdiren ilk kitap
jules verne'ün tüm kitapları.
bu arada 3.sınıfa giden büyük oğluma yarıyıl tatilinde jules verne'ün tüm kitaplarını alma sözü verdim. o da yarıyıl tatilinde kitaplardan birisini okuma sözü verdi. karşılıklı sözleştik. -
10. bbc news türkçe'nin bağcılar'da bir gün belgeseli
ümmühan adlı kişinin kadınların neden "örtünmesi gerektiği" ile ilgili söylediklerini, libiş ceren'e, boğaziçi sosyoloji nükhet'e, herkesi kucaklayan vlogger ece'ye ve daha bir sürü dertsiz zilliye izletmek gerek. aynen ümmühan abla, saçımı göstererek naciye ve fadime'nin yuvalarını yıkmak istiyorum, sıcaktan kaldırımların eridiği bir ağustos günü kolsuz basic tişört giyerken amaçladığım tek şey bağcılar, gaziosmanpaşa, güngören, esenler, sultanbeyli ve ümraniye yiğitlerini evlerinden ocaklarından kopararak karılarını pazarda 100 tl bile harcayamaz hale getirmek. sikine sahip çıkamayan yarı-insanların kendi evinin içinde de dışında da konforunu sağlamak benim benimle birlikte doğan görevim. aksini düşünen orospudur çünkü. kolu, bacağı, saçı görünenin tek amacı insanca yaşamak değil kevaşeliktir. insanlara neden kapandın diye asla sormam, açıklamayı kendi tercih edenler de asla bu şekilde, kendini yüceltirken karşı tarafı boka batıran cümleler kuracak kadar nezaket ve izan yoksunu değil.
iyi ki çevremde böyle biri yok, iyi ki böyle bir komşum yok, iyi ki para hala izolasyon sağlıyor. -
11. rte'ye atar yapan kamyoncu
son cümlesiyle kopartan kamyoncu. valla koptum:)
yalnız bu işin boku çıktı. millet isyanlarda. pazara gidiyor fahiş fiyatlar, markete gidiyor fahiş fiyatlar, seyahat ediyor fahiş fiyatlar... herkes isyan ediyor. muhalifler zaten hep isyan ettiği için ve öngörülü olduklarından duruma aşinalar ammaaa yeni uyanan vatandaşın bilhassa düne kadar malum partiye oy verenlerin durumu fena.
şunu söyleyeyim; eğer bu ekonomik çöküş durdurulamazsa kendi kitlesi kendisini parçalayacak haberi olsun. bu ateş üfleyerek sönmez uzun efendi! imf'ye mi gider napar bilmem ama bu ekonomi en koyu malum partiliyi malum kişinin 7 sülalesine sövdürtür. bekleyip görelim.
ha ayrıca nerde bi "silivri şimdi soğuktur" esprisi yapanın gelmişini geçmişini sikeyim. espri yaptığınızı sanıyosanız, kimse gülmüyor! yok biz alttan alta mesaj veriyoruz havasındaysanız, silivri'nin de, soğuğunun da, sizin de amk. -
12. ben yandım bari siz yanmayın tavsiyeleri
gülay gibi olmayın!!
kendisiyle 3 aydır konuşuyoruz ve şimdiden 30 sene yaşlandım. içimdeki romantik sizlere ömür, akıl sağlığım ise darmadağın..
en baştan anlatayım.
ders alın, ibret alın. ben yandım, siz yanmayın..
sözlük nickini verip ifşa etmeyeceğim, ama kendisi bir sözlük hatunu.
ekim ayının ilk haftasından beri konuşuyoruz. ortak zevklerimiz ve benzer hedeflerimiz var. üstelik ikimizde aynı şehirdeyiz.
sezar'ın hakkı sezara, güzel kız gülay.
1 ay boyunca hergün mesajlaşıp, kasım ayında da flörtleşmeye başladık. maalesef.
bu arada flörtleşiyoruz ama henüz hiç buluşmadık.
binbir çeşit kelime oyunu yapıp; her fırsatta konuyu kahve içmeye, film izlemeye falan getiriyorum ama nâfile. nuh diyor, peygamber demiyor gülay.
üstelik sapıkça duygularım ve kirli emellerim de yok kendisi hakkında. iflah olmaz bir romantiğim sadece.
yazdığım mesajlardan herhangi birini cemal süreya'ya okutun. rahmetli önümde diz çöker, tövbe ister. o derece..
"bir gün" diyorum örneğin. bir gün gülay. seninle beraber bir evlilik provası yapalım.
- nasıl yani?
" bir gün bana gel mesela. sabahın ilk ışıklarıyla beraber. kahvaltımızı yeni evli bir çift gibi yapalım ve her şeyi beraber hazırlayalım. daha sonra 5 yıllık evli bir çift gibi çıkalım dışarı. sen koluma gir benim. önce köfte ekmek yiyelim, sonra sinemaya gidelim ve hatta taş sektirelim denizde. 20 yıllık evli bir çift gibi dönelim sonra evimize. dönerken balık pazarına uğramayı da unutmayalım. mezeleri sen hazırla, rakıları ben doldurayım.
ve 40 yıllık evli bir çift gibi sarılalım birbirimize. sen bana portakal soy, ben gözümü kırpmadan seni seyredeyim."
ve nihayet, işe yarıyor. eve gelmeye ikna edemiyorum ama ertesi gün buluşup bir şeyler içmek üzere sözleşiyoruz.
- harikasın, gerçekten. evine gelmem için henüz çok erken. ama yarın akşam buluşup bir şeyler içebiliriz. iyi geceler.
+renkli rüyalar.
heyecandan uyuyamıyorum. dakikaları, saatleri sayıyorum gecenin kör karanlığında ve işte her şey o anda başlıyor.
'1 yeni mesaj'
- uyumadıysan bir şey sorucam, aklıma takıldı. anlattığın evlilik provasını yapmak için sabırsızlanıyorum ama ya o gecenin sonu? kaç yıllık evli bir çift gibi gireceğiz yatağa ve neler yapacağız sabaha kadar?
ulan salak! gecenin 4'ü olmuş yapılır mı bu?
entry'nin başında "gülay gibi olmayın" demiştim ya, siz en iyisi unutun onu. benim gibi olmayın.
o saatten sonra yazdığım mesajları şahin k'ya okutun, adamcağız mesleği bırakmazsa şerefsizim. kırbaçlar, kelepçeler havada uçuşuyor.
çok değil birkaç saat önce, 40 yıllık evli çiftler gibi meyve soymaktan falan bahsediyorduk. dişlerimle külot parçaladığım bölüme ne ara geldik lan?
neyse..
sabahın ilk ışıklarına kadar bu çılgın mesajlaşma devam etti ve uyanınca buluşmak üzere tekrar sözleşip, uyuduk.
öğleden sonra uyandım. uyanır uyanmaz da telefona koştum.
"1 yeni mesaj"
ben uyuduktan sonra ev arkadaşım telefonumu almış ve sen sabaha kadar benim arkadaşımla sanal seks yapmışsın hayvan herif. allah senin belanı versin.
aga ben böyle göt olduğumu hatırlamıyorum. tarlası yanmış köylü gibi, bağdaş kurup oturdum yatağın ortasında. bırakın cevap yazmayı, nefes bile alamadım..
aylarca konuşmadık. utancımdan tek bir mesaj dahi atamadım. geçtiğimiz gece, yine aynı saatlerde o mesaj atana kadar.
- nasılsın? özledim seni.
yooo dostum yoo, bu sefer yemezler. canınız her istediğinde gelip, bir mendil gibi kirletip atabileceğiniz erkeklerden değilim ben. benim de bi iffetim, bir namusum var.
bambaşka biriyle sanal seks yapma riskini bir kez daha göze alamıyor ve bu sefer mesaj atmak yerine arıyorum.
telefonu gülay açıyor!!
----------------------
- özür dilerim. karşımda başkasının olduğunu nereden bilebilirdim? ben seninle mesajlaştığımı sanmıştım.
+ haklısın. yargısız infaz yaptım. hatalı olan sen değildin.
- iyi oldu, ben dersimi aldım. bundan sonra asla. bir daha böyle bir diyalog yaşamak ve seni kaybetmek istemiyorum. amacım seninle sevişmek değil gülay, ben sadece senin sevgilin olmak istiyorum.
+ ne yani? benimle sevişmek istemiyor musun? şimdi, şu an yanında olsam mesela? dönüp arkanı uyuyacak mısın gerçekten? ben seni bu kadar isterken, hayır mı diyeceksin?
-------------------------
lan. yapmayın bunu amk. bu ok zehirli işte.
aynı canavar yine uyanıyor. ısırarak dudak kanatıyor, yırtarak külot parçalıyor, tokatlayarak kalça kızartıyorum. güneş doğana kadar nefes nefese sevişiyor ve ertesi gün buluşmak üzere sözleşip, uyuyoruz..
uyanır uyanmaz yine telefona koşuyorum.
"1 yeni mesaj"
üzgünüm. dün gece yaşadığımız şeyden sonra, senin yüzüne bakamam. çok utanıyorum. ben görüşmek istemiyorum.
yavrusunu kartal kapmış fatma girik gibi çaresizim 2 gündür. ruh gibi dolaşıyorum.
bugün bir çılgınlık yapıp, evinin önüne gittim gülay'ın. daha fazla dayanamadım.*
aradım, pencereye çıktı.
- yalvarırım in aşağı gülay. ya da aç kapıyı ben geleyim. konuşup, düzeltmek istiyorum.
+ o gece konuşulanlar gerçek olur diye korkuyorum. bu yüzden seni içeri alamam.
- asla!! ben sadece konuşmak istiyorum.
+ ne yani? beni istemiyor musun?
- konumuz bu değil gülay.
+ şimdi, şu an kapıyı açsam ve seni içeri alsam mesela? dönüp arkanı uyuyacak mısın gerçekten? ben seni bu kadar isterken, hayır mı diyeceksin?
-??!?!???
bu akşam delirmediysem, ben bir daha delirmem aga.
kızlar!! siz siz olun. gülay gibi olmayın!! -
13. ideal erkek boyu
hayatta bir sik olamamış asalak insanların kendini tatmin ettiği başlık.
ehehhehe 1.90 boyundayım ehehehe 1.75 cm'den kısa erkekler yaşamasın ne kadar komiğim ben ya heheheh ulan benden komiği yok sözlükte -
14. kadınların orgazm anında fotoğrafları
22 numaradaki abla türk galiba. tam olmamış sanki.
-
15. sözlükçülerin kokladığı en kötü koku
ilkokul ikinci sınıftayız. sınıf hocamız parfüm hazırlama ödevi gibi bir şey verdi. herkes suya evindeki çiçeklerden falan koyup bekletip getirdi. ben evde ne bulduysam kavanoza doldurdum. ekmek mayası bile koymuştum. neyse okula getirdim hoca herkesin parfümünü koklayıp puan veriyordu. sıra bana geldi. açtım kapağını kavanozun, kahverengi hafif koyulaşmış ve üzerinden kabarcıklar çıkan bir sıvı... hoca pek iç açıcı görünmüyor ama yine de koklayacağım dedi ve kokladığı gibi kendini pencereye atması bir oldu. elimden aldı kavanozu dolabına koydu. ödevini yapmayana koklatıyordu ceza niyetine. sınıfta kusanlar bile olmuştu. galiba sınıf arkadaşlarımın başarısında önemli bir rolüm var.
her neyse buydu sanırım kokladığım en kötü koku. -
16. arapların dünyaya kazandırdıkları
-
17. evlenenlerin bekar arkadaşları ile az görüşmesi
bir de "biz artık daha ciddi işlerdeyiz" cakası var. acayip ciddi işler yapıyor adam artık gün boyu. ne mesela? avm'ye gidip bebek arabası sürüyor, uzay mekiği kullanıyor edasıyla. artık bizimle boş muhabbet edemez. niye? çünkü instagram'a günlük story yüklemesi lazım.
ben çok garipsiyordum, "lan karaktersizlere bak, dün peşimizden ayrılmayan herif bugün neredeyse selam almayacak itoğlit" falan diyordum. sonra geçen artık evli olan bir arkadaşla görüştüm. ve buradan evlenen arkadaşlarıma sesleniyorum, ölmüyorsanız, hani mevzu o derece mühim değilse sakın arayıp sormayın. o nasıl bir kişiliği duvar dibine terk edip girilen bir kapıdır, nasıl bir tek tipleşmedir?
artık bizimle görüşmeme kararınıza büyük saygı duyuyorum. lütfen böyle devam edin. -
18. bekar kalıp yalnız ölmek
evliler beraber mi ölüyor?
-
19. ekşi sözlük dertleşecek insan veritabanı
ekşi itiraftan alıntıdır.
hayatımda ilk kez evlilik teklifinde bulunacaktım. farklı birşey, orjinal bir şey olsun istedim, bayağı düşündüm taşındım, ismi de bir çok filmdeki önemli sahnelerde fonetik olarak çok güzel uyacak bir isimdi, fragman hazırlatayım dedim. sonra nazımın geçtiği düzgün bir yerde projeksiyonla yansıtır izleriz, güzel olur dedim. türkiye'deki firmalara güvenmediğim için yurtdışında bir kaç firmayla yazıştım, kullanılacak resimleri, istediğim film sahnelerini, istediğim hikayeyi, diyalogları falan gönderdim, demo hazırlayıp gönderdiler beğenmedim, onlar başka firmaya yönlendirdi, orada aynısı oldu falan derken 8-10 firmadan sonra bir firmaya ulaştım.
fragman normalde 3 dakika falan olacaktı, firmalar da 15 saniyesi sesli, 15 saniyesi sessiz demo gönderiyorlardı, bu firma 4 saniyelik bir demoyla film afişi bir sabit görüntü gönderdi, 300'deki this is sparta sahnesiyle, v for vendetta temalı afiş. ama öyle bir demo ki, gazetelere göndersem hollywood'un gururu türk diye haberimi yaparlar. adamlar filmdeki sahneye öyle bir oturtup, öyle bir seslendirmişler, milyon dolarlık projede direkt ben varım, öyle diğer firmalar gibi kafayı kes yapıştır değil, ben şüpheye düştüm lan o kadar iyi. dedim tamam ben bunu istiyorum, yapın. adam bana öyle bir fiyat çıkardı ki 3 dakikalık iş için, o paraya ev alınabiliyor.
tamam lan dedim yapın, hayatta bir kere yapılacak bir şey, sokarım parasına. adam nerede kullanacaksınız hangi formatlarda hazırlatayım dedi, valla dedim evlilik teklifi olacak bu, flash belleğe koy gönder. adam da bu sefer seni deli mi sikti diye sordu. o paraya çok daha iyi evlilik teklifinde bulunabilirsin dedi. adamla bayağı muhabbet ettik üstüne. şöyle olur mu, sen nasıl ettin falan derken sonra başka bir fikir bulduk adamla beraber, gerçekten de fragmandan daha güzel bir fikirdi, tamam dedim onu yapayım, teşekkür ettim falan, sonra da tebrik ettim adamı elindeki işi sırf müşteriyi düşünerek savdığı için, türkiye'ye gelirse kesinlikle kendisini ağırlamak istediğimi söyledim, adresine de özel yapım lokum gönderdim, renkleri adamın firma logosu gibi dizilmiş şekilde falan. adam el yazısıyla teşekkür mektubu gönderdi bunun üstüne, noel'de de kart gönderdik birbirimize.
sonrasında ben diğer teklifin planlarını yaparken ayrıldık. o teklifle ilgili planlar da iptal oldu tabi. bugün de ofiste otururken bir kargo geldi, baktım bir adet flash bellek. ay başında sektörel bir program röportaj yapmıştı, onu gönderdiler diye çok da siklemedim. attım cebe çıktım. eve gelince dedim bir bakayım nasıl olmuş program, taktım belleği içinde bir kaç video var, bir tane word dosyası var, allah allah dedim montajlı montajsız hepsini gönderdiler herhalde. en büyük boyutlu olana tıkladım izleyeyim diye.
adam benim ona gönderdiğim fragmanın tamamını yapmış. öyle böyle değil, bildiğin muhteşem ötesi olmuş. sadece bazı diyalogları değiştirmiş, evlilik teklifi değil de evlilik esnasında yayınlanacak bir şey haline getirmiş. nefesim kesildi izlerken resmen. diğer ufak videolarda da beraber çalıştıkları bazı ünlü şahıslara mutlu bir evlilik diletmiş. word dosyasını açtım, bayağı uzun birşeyler yazmış, teklif için bu olmazdı ama evlenirken güzel bir hediye vermek istedim, hangi ünlüyü sevdiğinizi bilmediğim için onların videolarını ayrı ayrı koydum sevmediğiniz varsa aralarında göstermezsiniz falan yazmış.
bildiğin oturdum ağladım. te anasının örekesindeki adam, önce kazanacağı paradan vazgeçiyor daha iyi bir evlenme teklifi yapayım diye, sonra üç beş kilo lokum gönderdim diye parasıyla yaptıramadığım şeyi, muhteşem bir sürprizle hazırlıyor ve gönderiyor. ki parasını ödeyip satın alacağımdan da daha fazla içerikle yapıyor bunu.
lan hadi beni siktir et, bu adamın emeğine yazık lan. toplasan 6 aydır tanıyor adam beni, en fazla bir hafta konuştuk, o adam anlamış benim ne kadar değer verdiğimi, sense giderken benim hediye ettiğim kitabın içine hala birşeyler yazarak trip atma derdindesin, yok kurşun kalemle yazıyorum siler sonrakine verirsin benim değerim mi vardı falan. yemin ediyorum hiçbir şey değilde, ben o adama nasıl ayrıldık diyeceğim onu düşünüyorum. sikerim lan seni dese tek kelime edemem, adamın ilişkimizdeki emeği senden fazla lan resmen. aynı isimde aynı tipte kız bulacaksın o video oynayacak düğünde dese itiraz edemem.
bir ilişki için şahsen yapabileceğim en büyük jest resmen elimde patladı. buralar değerlenir diye arsa alıp, karşı lotuna gökdelen dikilirken arazisi kamulaştırılmış dayı gibi kaldım.
edit: beklemediğim kadar oylandı bu entry, bir çok kişi sonrasını merak etti, tek tek cevap yazmak yerine edit ile anlatayım sonrasını.
çok da lafı uzatmadan söyleyeyim, hayatımın aşkını buldum. dünya üzerinde var olmasına ihtimal bile vermediğim birisi çıktı karşıma. yaşıtlarım neredeyse torun sevecek ben hala elini tuttuğumda tüm vücudum kasılacak kadar aşığım ona, resmen yaşlılığımı ağız tadıyla yaşatmıyor bana, liseli gibi oldum. ilişkideki tek sorunum da bu açıkçası.
bu entry girilmeden önce onu tanımıştım ama öyle tanış seviyesindeydik. sonra benim içip içip tacizlerime dayanamadı ve bana bir şans verdi. daha doğrusu o zaten kaç çocuğumuz olacağına falan karar vermişti ama erkeklik gururum incinmesin diye sanki olaylar benim kontrolümdeymiş gibi davranmama göz yumdu. ve beni dünyadaki en mutlu erkek yapmak için de sadece var olması yettiği halde daha da fazlasını yapıyor.
velhasıl kelam, oğlum benim için üzülmeyin lan. cidden diyorum bak o ağlak şarkıdaki gibi değil, cidden üzülmeyin. sadece evlenmiş o lmak için evlenecektim ve her şeyi bokunu çıkararak yapan bir insan olduğum için bu kadar prodüksiyon içine girdim. şimdi ise deli gibi aşığım ve umuyorum ki bu sefer gerçekten aşık olduğum için evleneceğim.
bir de teklif güzel falan değildi, dünyanın diğer ucundaki adama para verip yaptırdığım bir şey, kişisel bile değil sadece pahalı. bunun yerine kendi ellerimle bir pankarta bile benimle evlenir misin yazsam daha iyi bir teklif olurdu, bunu ise şimdi görebiliyorum çünkü aşığım, iyi olanın sadece para ile elde edilen bir şey olmadığını görebiliyorum. -
20. ekşi itiraf
bugün kendime ağladım. hissizleşmeme, kimseye değer vermeyişime, yaşamak istemeyip yaşamak zorunda olmaya, ölmek isteyip cesaret edememeye, yanlış ilişkilere bulaşmanın pişmanlığına ağladım. kendimden nefret ediyor oluşuma, insanoğlunun acımasızlığına, sahte yaşamlarına, ikiyüzlülüğüne ağladım. nereye gittiğimi ve ne yapacağımı bilmiyor oluşuma, çaresizce sonumu beklemeye ağladım
-
21. bir kıza yakışmayacak şeyler
burada yazılanları ciddiye alıp ona göre hayatına yön vermek.
-
22. 12 ocak 2019 avcılar devlet hastanesi rezaleti
merak edenlere dilimin döndüğünce ve bildiğim kadarı ile cevap vereyim. öncelikle hastaya yeterli açıklama yapılmaması yanlış. medikalcinin sizin ameliyatınıza girmesi son derece yanlış. malzeme hastanede nasıl bulunmaz sorusuna gelecek olursak bu sorunun cevabının muhataplarının doktorlar olmadığını düşünüyorum. benim çalıştığım hastanede sonda yok bandaj yok daha büyük malzemeleri saymıyorum bile. bu noktada maalesef ülkenin ekonomik durumu ve fırsatçılar devreye giriyor. hastanelere malzemeler ihale usulü alınır firmalar teklif verir. örnek olarak ben kalp doktoruyum anjiografi esnasında kullanılan teller vardır bu tel olmadan işlem yapamazsın, dolar euro artmadan önce ihaleye çıkılmış alınmıştı, elde malzemeler bitti yeniden ihaleye çıkıldı firmalar önceden tanesi için 50 lira talep ederken şimdi tanesine 260 lira fiyat belirliyorlar. peki sgk bunun ne kadarını geri öderim diyo 125 lirasını. aradaki fark nolacak peki? hah işte o arada fark size bahsedilen bir miktar para ödemeniz gerekebilir mevzusu oluyor. size bu şekilde ayrıntılı açıklama yapılsa belki daha anlayışla karşılardınız o noktada haklısınız, fakat insanları suçlamadan önce sistemi ve fırsatçılarıda sorgulamak lazım diye düşündüğüm rezalet durumudur.
-
23. kafa dengi biriyle evlenip birlikte vakit geçirmek
her iki cins için de, dünyanın en güzel kararıdır. ne güzel sevdiğiniz kadınla evlenip, birlikte, kafanıza göre evinizi kurup, kimse karışmadan birbirinizle vakit geçirip, gezip eğlenip, yiyip içmek varken neden insan bekar kalıp tek gecelik ilişki kovalamakla uğraşır?
sevmek, sevilmek, sahiplenmek bunlar güzel duygular. -
24. yazarların en çok para harcadığı şeyler
evlendikten sonra hiçbirşeye para harcayamaz oldum.
-
25. kızı istemeye gelen damada tuzlu kahve içirmek
mozart dinliyorum, gogol hayranıyım, evet ben de içtim amına koyayım.
-
26. ryan babel
şu leş ligde doğru düzgün şut çekmeyi bilen birkaç oyuncudan biriydi. cenk tosun ve talisca ile birlikte, beşiktaş’ın şampiyonlar ligi tarihindeki en başarılı sezonu geçirmesinin mimarıydı.
dışarıdan gözüken bu.
not:gs -
27. gamze özçelik
en azından su kuyusu açtırmaya gidip birilerine faydası dokunacak. senin bu başlığı açarak kime ne faydan olacak? dediğim başlık.
(bkz: geri zekalı olunmaz doğulur.) -
28. babaların evlatlarını uyandırma şekilleri
genelde hafta sonları polis baskını yapar gibi kapıyı deli gibi açıp son ses “kalk kalk kalk” diye bağırıyor. sabah nasıl uyandırılırım diye düşünmekten uyuyamıyorum hafta sonları.
-
29. alevi
durup dururken diğer mezheplerle kıyaslayıp onları yereceksin, herhangi bir alevinin ortadoğu'nun kalanındaki etnik unsurlardan üstün olduğunu söyleyeceksin, ondan sonra tepki görünce "ne kadar yobazsınız, rahat bırakın, vs"
e millet kendi halindeydi zaten? "biz batı avrupalı gibiyiz, iskandinavız; siz de ortadoğu bataklığında çürüyen çöl bedevilerisiniz" deyip aşağılarsan birilerinin "o iş öyle değil" demesine de laf edemezsin. bu satırları sivas'tan, çorum'dan yazıyorsan üstüne komik de olursun.
bütün sünniler, bütün aleviler, bütün budistler insaniyetten nasiplenmemiş olamaz. her milletin şerefsizi de şereflisi de var. kaç yaşında insanlarsınız. anlayın artık. hele "bizdeki hoşgörü kimse de yok ey erenler, dostlar" diyorsan senin daha çok dikkat etmen lazım.
edit: özellikle çorum ve sivas yazarak oradaki katliamları çaktırmadan vurguladığımı iddia eden bir gerizekalı sürüsü mesaj atıyor. öyle yapacak olsam maraş ve gazi yazardım herhalde. hatta çorum'da hangi katliam olduğunu bilmiyorum, google'a bakacağım şimdi. kaliforniya mı yazacaktım anasını satayım. -
30. türkiye'nin henüz kullanmadığı en önemli kaynağı
(bkz: beyin)
başka ne olacak anlamadım. -
31. abd pasaportlu mercedesi olan bilgi masterlı bey
bilgi master ile elenen bey. sorry :(
-
32. vücut geliştirmeyle kız tavlayacağını sanan erkek
vücut geliştirmeyle tavlanacak kızdan da bir hayır gelmez ya neyse.
bu arada erkeklerin çoğu kızlar için başlasa da sonradan kendileri için yapıyorlar bu işi. çünkü spor seratonin hormonunu yükseltiyor. aynada kendilerini daha çok beğeniyorlar mutlu oluyorlar. kıyafetler üzerlerine cuk diye oturuyor mutlu oluyorlar.
zaten size bir tüyo vereyim. kaslı erkeklere bu ülkede kadınlardan çok erkekler bakıyor. sırf kası var diye erkeğin yanına gelip açılan kadın görmedim ama o erkeğe methiyeler düzüp o vücudu kaç ayda yaptığını nasıl beslendiğini soran çok erkek gördüm. kası çekici bulan ve kaslı vücuda sahip olmayı düşleyenler kadınlardan çok bizzatihi erkekler. -
33. fakirlerin genelde windows kullanması
linux kullanan?
-
34. laptop kamerasını bantlayan insan
fbi cia falan değildir mevzu. çevrende kaç tane sapık ruhlu insanla yaşadığını bilemezsin. o laptop’a kaç kişi erişim sağlıyor bilemezsin ve bilgisayarına erişebilen kötü niyetli biri senin ruhun bile duymadan izleyebilir seni emin ol kardeşim.
üniversitedeyken benim böyle bir arkadaşım vardı mesela. çevresinde kim var kim yoksa bilgisayarlarına izleme programı yüklemiş. biri bilgisayarı açınca tık diye bildirim geliyormuş. sonra kontrolü eline alıyormuş eleman. ister kameradan izliyor, ister mikrofından dinliyor, bütün kontrol onda... bir çok arkadaşının mastürbasyon yaparken, sevgilisi ile sevişirken videoları kayıtlıydı bu manyağın bilgisayarında. biz de şans eseri fark ettik sağlam bir kötek yedi, polise şikayet etmekle korkuttuk da akıllandı eşşoğlusu.
ben mi? benim o dönem bilgisayarım bile yoktu *
doğru yapan insandır efendim, ruh hastaları dolu bir dünyada yaşadığının farkında olan insandır. -
35. kilo vermek isteyenlere tavsiyeler
ağızdan girmeyen hiçbir şey kilo yapmaz gençler. önce bir bunu düşünün.
-
36. türk kızlarının artık iyiden iyiye bayması
efendim baymıyorlar fakat çok fazla yoruyorlar. dengesizlikleri çok fazla yoruyor. yani biz erkekler düz insanlarız diye mi bilmiyorum ama bazı kadınlar her hareketinizin altında bir şey arıyor ve ona göre davranışlarını şekillendiriyor. doğal davranamıyorlar şöyle ki;
çok acil not almam gereken birisinden gecenin bir yarısı özür dileyerek mesaj attım. notu alıp teşekkür ettim. iki gün sonra kendimi başka bir şeyin içinde buldum. ben kesip atmaya çalıştıkça daha üstüne geldi en sonunda kalbini kırmak zorunda kaldım.
bir diğeri gecenin bir yarısı alkolü alır arar. kibar bir şekilde sarhoş olduğu için ne dediğini bilmediğini söylersiniz. alkolün etkisiyle azar işitirsiniz ve sizinle uzun süre konuşmaz daha sonra bir şey olmamış gibi konuşmaya devam eder.
dostane bir şekilde bugün çok şıksın dediğinizde hopp yine başka bir boyutta bulursunuz kendinizi çünkü sizin ona karşı bir şey hissettiğinizi düşünür. hal ve hareketlerinden o kadar belli ki.
sizinle günlerce konuşur konuşur hatta gelir sizinle tanışır. günlerce beraber gezip konuşursunuz. (havadan sudan ve arkadaş biçiminde) sonra birden irtibat kesilir bir iş dolayısıyla bir şey içmeye davet edersiniz çok soğuk bir şekilde hayır der.
uzun süre görüşmediğiniz birisi sizi görünce aaa çok hayırsızsın ne arıyor ne soruyorsun hiç görüşemiyoruz der. birkaç gün sonra bir yere davet edersiniz köpeğimin aşısını yaptırmam gerekiyor gelemem der. sonra sizi tekrar görür niye sonra aramadın, biraz üstüne düşseydin, biraz ısrar etseydin diye sizi tiye alır. bu ne abi şaka mı yapıyorsunuz siz? bir kere hayır demişsiniz sonra niye tekrar aramamızı bekliyorsunuz.
yani bazı kadınların dengesizliği kadınlardan soğutuyor. yahu kelime seçerek konuşuyorum artık. çok fazla düşünerek cevap veriyorum bir yanlış anlaşılmaya sebep olmamak için.
hanımefendiler sizi instagram mı bu hale getirdi bilmiyorum fakat sizinle normal bir şekilde konuşan adamı kesin bana yürüyor diye değerlendirmeyin. gerçekten çok aptal duruma düşünüyorsunuz. yoruyorsunuz insanları.
beni suçlamayın ben fazla samimi olmadığım sürece siz diye hitap ederim. kesinlikle yılışık tavırlar sergilemiyorum. çizgim bellidir.
edit: bir arkadaş zahmet edip kafa yormuş sebebinin benim "top" * olmama bağlamış (evet gaymişim ama benim haberim yok). her konuştuğum kadına yürümem gerekiyormuş kendisine göre. -
37. en son gerçekten mutlu hissedilen an
yağmurdan sonra sokakta biriken su birikintisinde kağıttan gemi yüzdürmeye çalışırdım. gemi bir uçtan bir uca batmadan, sağa sola sapmadan gidebilirse mutlu olurdum. o zaman değil ama şimdi düşününce gerçekten mutlu olduğum son zamanlarmış. şimdi kağıttan gemi nasıl yapılır onu bile unuttum. işe giderken su birikintisi görünce neresinden geçeceğimi şaşırıyorum. o gemi böyle yürümüyor artık.
-
38. 13 ocak 2017 debe'nin kaldırılması
(bkz: debe'yi gören efsane nesil)
-
39. gavs-ı sani hazretlerinin menzile dönüşü
allah bunlara akıl fikir versin.
ortadoğu'da sıradan bir gün,şaşırtıcı elbette ki ama geri kalmış ülkelerde malesef bu iş böyle!!!
zannımca şirk topluluğu bunlar,fetullah ın başka bir versiyonu ve ülke için tehlikeliler.
buna bağlı olan kişi,gavs denen eleman öl dese ölür,devlet teşkilatını feto gibi ele geçirince bombalayın dese düşünmeden yapar,o elemana tapan bağlıları aynen bu şekilde. -
40. bmc tuğra
reklamı seyreden çoğu kişinin "başroller değişmez" sloganı ile selvi boylum al yazmalım filminin ilişkisini anlamadığını fark ettim. filmde kullanılan kamyon bmc tm 140 olan modeldir. yani bmc burada, filmin başrolünde o gün de biz vardık, bugün de biz varız demek istemiştir. yani kuru kuruya arabesklik olsun, romantizm olsun diye bu türkü / film seçilmemiş.
-
41. pazar sabahı erken kalkmak için bir neden
çişin gelmesi ve tekrar uyku tutmaması.
-
42. kimsenin poşete para vermemesi
sabah migros'tan 25'li sallama çay aldım. tek parça. poşet almadan getirdim. yolda resmen aydınlandım. elimle tutabildiğim için poşete gerek yok diye düşünmüştüm. bedava olsa düşünmeden poşetle alacaktım. bir poşet daha az kullanılmış oldu bu sayede. geçen bir yazar demişti. dumansız hava sahası bir, poşet meselesi iki. bu ikisi cidden çok iyi oldu.
-
43. bozkurt yapmak için rte'den izin alan mhp'li aday
(bkz: can i bozkurt?)
-
44. fazla düşünme sorunu olan insanların ortak yanları
akıldan aynı anda birçok şey geçtiği için saçma sapan cümleler kurmak ve çoğu zaman söylenmesi gereken şeyi söyleyememek
-
45. ailede huzur için kızlara yeni akit tavsiyeleri
düşünmekten aciz, her şeye itaat eden seks köleleri yaratmaya yönelik beyin yıkama girişimi. gerçi hayatlarını böyle olmaya adamış yüz binlerce kadın yaşıyor ülkede.
şu önerilere uyacak bir kadınla evleneceğinize evde kedi besleyin daha iyi. en azından arada elinizi tırmalar da evinizde aksiyon olur, sıkıntıdan bunalıma girip intihar etmezsiniz. -
46. başörtülü bayanın içkili kafede ne işi var
dunyanin en mantikli sorusu.
ne alaka diyenler turbani ne saniyor? 2019 yilinin kadin modasindan bir parca mi? -
47. ölüm fikrinin insanları çıldırtmıyor oluşu
çıldırtmaktan ziyade heyecanlandırıyor.
düşünsene her şey bitmiş, tüm hayat gayesinden uzaklaşmışsın. hayatın boyunca arzuladığın sessizliğe ve sakinliğe kavuşmuşsun. kavga yok, gürültü yok. mis..
dipnot: keskin nişancılar yeşillendirebilir. -
48. konya'nın las vegas potansiyeli
abi bunu bir tek mi ben mi düşünüyorum bilmiyorum ama ben güzide şehrimiz konya'da çok büyük bir türkiye'nin las vegas'ı olabilme potansiyeli görüyorum.
las vegas
konya
las vegas gördüğünüz gibi dümdüz bir alana kurulmuş bir şehir. ne bir dağ ne bir çukur var. konya'da aynı. ikisindede ne bir ağaç var ne de insanları kendine çekecek herhangi bir özellik ama işte zamanında las vegas'ı kumarın başkenti yaparak amerika süper bir rant alanı sağlamayı başarmış. milyonlarca turist her sene las vegas'a milyarlarca dolar parayı gömüyor abi oh ki ne oh.
bizde ise konya kimsenin sikinde olmayan bir il. henüz geç kalmış değiliz bence. konya'nın en çok ak partiye oy çıkan ilçesini komple yıkıp bu bölgeyi kumar alanı yapabiliriz diye düşünüyorum. işte böyle oteller, casinolar, kumarhaneler falan. hem tam merkezde bulunan bir il olduğu için her ilimize yakın bir il konya. başkent ile komşu. dibinde antalya var kumardan parayı kaldıranlar, bu parayı gider antalya'da yer abi. antalya olmazsa, adana'yı da (adana en uygun il) red light district gibi bir yer yaparız. uyuşturucu komple serbest olur. bizim adanalılara uyuşturucuyu serbest bırak varya dünya'da tekel olurlar valla amk. gider orada yerler kumardan gelen parayı aga. konya'nın ulaşımı en kolay illerden olduğunu da söylemiş miydim bu arada?
ülkeye girecek parayı bir düşünsenize gençler üff. hem avrupa'dan, asya'dan, afrika'dan falan insanlar kumar için atlantik okyanusunu aşıp da kıçı kırık amerika'ya gitmek yerine bizim güzide ilimiz konya'ya gelseler abooov bir hayal etsenize güzel olmaz mı be üstadlar ?
yetkili bir kişi varsa bu fikri konya'nın milletvekillerine bir sunsun derim. bu fikrim uygulansın, bir dolar 5 yıl içinde bir liraya eşitlenmezse ben de bir şey bilmiyorum aga.
(bkz: welcome to fabulous konya)
edit: bir tane de porn valley seçelim diyorum. porn valley'i siz sevgili yazarlara bırakıyorum. porno sektörüne de bir el atmak lazım artık. amerikan bağımlılığına son vermek istiyorum. -
49. erkek yazarlardan kadın yazarlara sorular