Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. hazırlıklarımız 19 yıl sürdü asıl şimdi başlıyoruz

    (bkz: kötü günler geride kaldı şimdi sırada daha kötü günler var)

    edit:

    (bkz: kötü günleri atlattık sırada daha kötü günler var)
    thanks to @mavi balina hem de minik

  • 2. itü mezunu mimara 1750 lira teklif edilmesi

    istanbul teknik üniversitesi'nden yeni mezun olmuş bir mimarın başına gelmiş olan hadise.

    görsel

    link

    --- spoiler ---

    1750 tl. karın tokluğuna mimarlık? cuma günü metin barut architecture (mb mimarlık) tarafından iş görüşmesine çağırıldım. nispeten olumlu geçen görüşme sonunda 1750 tl maaş teklif edildi. başımdan kaynar sular döküldü, ben bu teklifi alan kişi olarak utandım ancak firmalar ve patronlar bu koşullarda insan çalıştırmaya utanmıyorlar. çok yeni mezun var, çok az iş var ancak mimarlar odası'nın belirlediği asgari ücreti geçtim devletin belirlediği asgari ücreti bile vermeyen, deneme süresinde sigorta yapmayan bu mimari ofislerin olduğu ve hiç çekinmeden böyle teklifler yapabildikleri bir atmosferde nasıl iş öğreneceğiz, nasıl karnımızı doyuracağız, mesleğimizi nasıl sürdüreceğiz? her gün her platformda mimarlık ve tasarım tartışan star mimarlar, hocalarım, patronlar, yöneticiler, mimar odaları neden %80'imizin içinde olduğu çalışma şartlarını da tartışmıyorlar? mimarlara asgari ücret bile layık görülmeyen bir ortamda neyin mimarlığını anlatıyorsunuz bize? biraz sesini çıkaracak gibi olanlar da olaylara münferitmiş gibi yaklaşarak ve öğrencilerin kalitesizliğinden şikayet ederek problemin ölçeğini hafife alıyor. tekrar soruyorum; mimarlara asgari ücret bile layık görülmeyen bir ortamda neyin mimarlığını anlatıyorsunuz bize?
    --- spoiler ---

  • 3. sokak röportajında herkesi tokatlayan genç

    z kuşağıdır.
    henüz ideolojisi oturmamış olsa bile ülkede olup bitenlerin bilincinde olması, gündemi takip edip çıkarımlar yapabilmesi bile gelecek için umut vaadediyor. ben 18 yaşındayken dünyadan haberim yoktu.

  • 4. 23 mart 2021 android telefonların kafayı yemesi

    sırayla

    ayarlar -> uygulamalar -> android system webview -> son güncellemeyi kaldır -> evet

    seçerek, problemi düzeltecek güncelleme gelene kadar çözülebilen kafayı yemedir.

    bu kadar bariz bi problemi göremeden güncellemeyi yayınlayan developer ve testçilerin de tanrım cezasını versindir.

  • 5. 23 mart 2021 borsanın iflas etmesi

    ak seçmeni etkilemeyecektir.

    onlara göre borsa bir kısım kodamanların garibanları sömürdüğü bir kumar masası.

    anlayın artık islamcı kesimin iyi yaşamak gibi bir hedefi yok. onların tek amacı halkın diğer kesiminden intikam almak, islamcı olmayanlara hayatı dar etmek.

  • 6. erdoğan giderse türkiye dağılır

    ayasofya dediniz yığdınız milleti oraya üç gün konuşuldu. doğalgaz dediniz devleti magazin programına çevirdiniz. az sonra açıklayacağız az sonra az sonra...
    üç gün konuştu millet.

    en iyi bildiğiniz şeyi yapıp kendinize bu ülkenin gençlerinden (boğaziçi üniversitesi) hayali düşmanlar
    yaratmaya çalıştınız. baktınız o da pek tutmuyor ay'a çıkmaya karar verdiniz. *

    istanbul sözleşmesi dediniz, hdp kapatılsın dediniz.
    ülkeyi kutuplaştırmak, dağıtmak için elinizden geleni yaptınız. olmadı... olmuyor... olmayacak...

    ülke batıyor ülke!!!
    anlayın artık bunu millet aç aç. ne de yapsanız
    konu değişmiyor değişmeyecek.

    götü toparlamak için herşeyi yapıyorsunuz ama filmin
    sonuna geldiniz. "mansur ya da eko" başkan hiç farketmez azrailiniz olacaklar. yolun sonu görünüyor.

    siz bir an önce defolup gidin yeter. biz elele verip dağıttıklarınızı toplar, böldüklerinizi parçaladıklarınızı birleştiririz.

    "iktidar ile şiddet" birbirine karşıttır. iktidarın bitmeye başladığı yerde şiddet başlar. *

    duyuyor musun reisi cumhur?
    tehlike çanları çalıyor...

    (bkz: göklerden gelen bir karar vardır)

  • 7. 22 şubat 2018 erdoğan'ın zinayla ilgili talimatı

    ya sa na ne? kim kimle yatmış sanane? zinaya gelene kadar kadın cinayetlerini, tacizlerini önle, escinsel haklarını güvenceye al.
    simdi bazı ılık dincilere bu söylemler hoş geliyor, yakında ne giyeceğinize, kiminle yatıp kalktığınıza karışmaya başladıklarında ne ara böyle olduk diyeceksiniz.
    siyasal islam bir zehirdir, tepkisiz kalmaksa en kötü tepkiden bile daha kötü.

  • 8. 24 mart 2021 günü açıklanacak sürpriz

    herhangi bir oecd ülkesinde sürpriz falan açıklaması duyduk mu?

    her gün kurallı ve sağlam giderler. halı dokur gibi sıkı, boşluksuz, sıradaki doğru adım ile ve "sürprizsiz" yönetilir normal bir ülke. ama gel bizim hale bak sen.

    olsa olsa kötü bir şey, veya gündem değiştirici olacak açıklamadır.

  • 9. borsa istanbul

    rahmetli babam ölünce bizlere miras kaldı. artık evlenirim diye düşünüyordum. 480 bin lira iyi paraydı. zaten bu devirde kendi çabanla ev almak imkansızdı. anca işte anadan babadan bir şeyler kalacak öyle. o yüzden bu z kuşağına çok üzülüyorum. neyse, istanbul bayrampaşa'da yaşayıp iş yerim de burada olduğundan buradaki 2+1 evler 600 bin civarıydı. nakliye parası, eşyalar, düğün masrafı, alım satım masrafı vs. tüm bunlar hariç 100 bin lira kadar açığım vardı. aslında toplam açık onlarla birlikte 200 bin liraydı ama benim hedefim 480 binin 600 olmasıydı. o kadar çok kredi cekip borca girmek istemedim. o yüzden tüm paramı 2020 yılının yaz ayında altına yatırdım. 3020 liradan tam 159 tane cumhuriyet altını aldım.

    6 kasım 2020 cuma gününe kadar cumhuriyet altını bu seviyeye geldi.

    görsel

    tanesi 3553 lira oldu. yani 480 bin lira 565 bin lira olup 85 bin kâr yaptı. hayallerim gerçek oluyordu; evim, eşyalarım, içinde sevgilim... off süperdi. aman bir aksilik olur, belki düşer diye pazartesi işten çıktıktan sonra hemen kuyumcuya gidip hepsini nakde çevirmek istedim. açgözlülük de iyi bir şey değil tabi. geri kalanla kredi çekerim yeter dedim ama sevgili damat bey pazar gecesi "hadi bye, ben istifa ettim, kaçıyom" diyerek bi tivitle tüm hayallerimi çaldı. şaka mı bu diye düşünürken gerçek olduğunu anladım. sadece benim değil milyonların hayalini de alıp gitti. altın da düştükçe düştü. "belki çıkar, belki şimdi çıkar" diye bekleyenler perişan oldu. ana paradan tam 30 bin lira uçup gitti. para 450 bin liraya geriledi.

    olsun dedim yeni bir hayale yelken açtım. zarar ettiğim altının yarısını borsaya yatıracaktım. bizim borsamıza. televizyonlarda reklamı yapılan türk borsasına. borsa istanbul.

    206 bin lirayla çok ince eleyip sık dokuduğum ve borsadan milyonlar kazanan analist bir büyüğüme de danışarak iki hisse satın aldım.

    görsel

    tekrar bir aksilik olmazsa bu iki hisseyi kimse tutamazdı. hem daha ne olabilir ki derken iki gün geçmedi 23 şubat 2021 tarihinde 35 bin liraya yakın borsadan da zarar ettim. inanılmaz çöktü. sanki borsa beni bekliyor gibiydi. 206 bin lira ertesi gün 172 bine kadar geldi.

    görsel

    "analist abi noldu?" dedim. "mukadderat" dedi. ama sadece ben değil o gün herkes perişan oldu. günler geçti geçti hisseler kendine gelip toparlanmaya başladı. portföy kar gösterip yeşile döndü. tam hele şükür derken bu sefer reis bey borsa istanbul müdürünü de şutladı. fakat yılmadım belki altın çıkar oradan toparlarız diye kendimi motive ettim. gülüp tekrar eski halime gelmek için ekşi'de komik hikeyerimi anlattım, cem yılmaz'ın gösterilerini tekrar tekrar izledim, balonun içine su doldurup meme niyetine mıncıkladım. beni ne mutlu ediyorsa ona odaklandım ama altın da düşmeye devam ediyordu. hatta öyle bir hâle geldi ki sanki kuyumcuya gitsem kuyumcu para verip "al şu altınları" diye altın satacaktı.

    paralar, hayellerle birlikte uçuruma doğru el ele gidiyordu.

    altının gramı 400 liraya, cumhuriyet 2600 liraya kadar indi. aslında altın biraz çıksa geri kalanını da satarak dipten yine o iki hisseden alacaktım. çünkü beni yönlendiren çok muhterem analist abim "hisselerin bilanço haberleri gelecek, kap olacak, geç kalma hazır dipteyken tekrar al" diye sürekli uyarıyordu. hisseler de gün geçtikçe çıkmaya başlıyordu ama bu arada altın da çıkıyordu. lan ne yapayım ne edeyim derken aman dedim daha fazla fırsatı kaçırmamak için hazır şans da yüzüme gülmüşken altının gramı 416 olunca ayaklarım götüme çarpa çarpa kuyumcuya koştum. nefes nefese geldim "bir su için" dediler. "boş ver abi suyu, hemen şunları bozun acil işim var" dedim. 2783 liradan geri kalan tüm altınları da satarak hepsini yine borsaya soktum ve çok muhterem analist abime "ahan bozuyom abi" diyerek kuyumcudan bir hatıra fotoğrafı yolladım.

    görsel

    töbe yalan olmasın. ne olur ne olmaz diye kıyıda beş tane altını kendime sakladım. analist abi duyunca çok kızdı. "niye tutuyon olum, sana çıkacak, şahlanacak, deli tavan yapacak bu hisseler demiyom mu?" dedi ve sonuç olarak bundan 10 gün önce 11 mart 2021 tarihinde bütün altınları nakde çevirip borsa istanbul'a tekrar aktarmış oldum. yeni portföyüm de böyle oldu.

    görsel

    425 bin lira... hisseler de iyice rayına oturmuş güzel gidiyordu. analist abiye göre altı ay içinde bu para 650 bini kesin geçecekti. hatta "700 bile olur, ben sana en kötü ihtimali söylüyorum" dedi. hayallerim pamuk arasındaki nohut gibi yeniden yeşermeye, filizlenmeye başladı. hem zaten olan olmuştu? artık daha ne olabilirdi ki?

    evim olacaktı lan. eşim, çocuklarım, kaynanam.. eheh...

    "çok muhterem" deyip dalga geçtiğim analist abi aslında haklıydı. dedikleri birbir çıkıyordu. iki gün olmadan hissenin biri bilanço açıklayarak tavan yaptı, diğer hisse de ertesi gün 19 mart 2021 cuma akşamı kap açıklayıp 10 dakikada zirveye oturdu. hayallerim pamuğu yırtarak kök salıyordu. portföy kısa sürede bu hâle geldi.

    görsel

    455 bin lira. yani 425 bin lira iki günde 455k oldu. "iyi ki altınları bozmuşuz, altın da 404 lira oldu, çok mutluyum" diye analist abiye mesaj çektim. "daha bu ne ki?" dedi. "asıl tavanlar pazartesi başlayacak, en az iki tavan bekliyorum, üç olursa da şaşırmam, zirveler bizim sen kalın giyin" dedi. ahaha ulan daha ne olabilir ki? dedim. hemen telefonun hesap makinasıyla işte lot şu kadar olursa kaç param olur? biraz daha mı beklesem? acaba araba da mı alsam? balonları atıp gerçek şişme bebek mi alsam falan tekrar hayal kurmaya başladım. portföyüm nohut gibi yeşil, pamuk gibi bembeyazdi. arada bir uygulamayı açıp yeşiline bakıyordum. ulan belgrad ormanı gibiydi namussuz. içinde koşasım geliyordu ama tabi sabırlı olan kazanacaktı. ilk aldığımdan bu yana tam iki ay bu tavanları bekledim. aslında öyle her şey pat diye olmadı. zaten bekleyen kazanır mottosu bir gerçekti. pazartesiden cumaya paranın 550 bini geçmesi artık an bile değildi. zamanı gelmişti.

    cuma gecesi deli hayaller kurdum. yahu artık ne olabilir ki? dedim. rahat ol lan, yat uyu sabah tavanlar bizim dedim. uykuya dalınca merkez bankası başkanı da gecenin 4'ünde "beni de görevden aldılar, allah'a emanet olun" diye tivit attığını görünce "ağan sikim" diye yataktan doğrulup haberlere baktım, evet doğruydu. reis 20 ayda dördüncü başkanı da şutlamıştı. altın 404 liradan 470 liraya, dolar da 7,22'den 8,65'lere kadar kısa sürede fırladı.

    hemen muhterem analist abiye mesaj çekip "abi borsa şimdi nolcak?" dedim. yarrrrrra yedik dedi. abi tek r harfi yeterdi niye böyle yapıyon dedim. "sadece biz değil cemil cümlemiz yedi" dedi. "ama tavanlar olacaktı, zirveler olacaktı, kalın da giyindim, en az ikiydi hani" dedim. "soyun soyun pazartesi borsa cehennem yeri olacak, terlersin çok" dedi.

    22 mart 2021 pazartesi sabahı (dün) saat 10'da çırılçıplak portföyü açtım ve aynen şöyle bir tabloyla karşılaştım.

    görsel

    411 bin lira...dile kolay. 455 bin de iki tavan bekleyip 500 binlere yelken açacakken 45 bin lira zarar edip 411 bine geldi. borsa tarihinde ilk kez üst üste devre kes yapıp alım satımı durdurdu. yabancı yatırımcılar korkup çekildi ve günün sonunda her yer mahşer yeri oldu. tüm hisseler eksi 10 gördü. muhterem analist abinin dediğine göre de yarın kal(dır)dığımız yerden yemeye devam edecekmişiz.

    "peki abi ne zaman inecek bu?" dedim. "reis ne zaman tatmin olup kurcalamazsa o zaman" dedi.

    velhasılı istanbul borsası şahsıma işte böyle şeyler yaşattı ve tüm bunları da kaybedenlere biraz moral olsun diye anlatmak istedim. ama hayalerimin ve hayallerimizin "ben ne dersem o olur" diye burnunun dikine giden tekbir adam tarafından yok edilmesi, benim gibi milyonlarca gencin ileriye yönelik hedefinin artık kalmaması, sadece bana mı oluyor hissini iliklerimize kadar yaşatması ve ekonomik anlamda umudumuzun gittikçe azalması ve bunlara da bir çözümün bulunamaması, artık fena halde can sıkıyor, düşündürüyor.

    hani hayallerde yeşeren nohut ve pamuk vardı ya, anlaşılan o pamuğun bizdeki yeri belli. öyle gökyüzü, yeşillik falan hikaye. bu ülkede hayallerimizi bile çalıyorlar.

    edit: hisseler noldu diye soranlar oluyor. aynı hisselerle yıl sonuna kadar devam edeceğim. portföyü de o zaman editlerim. geçmiş olsun dileklerini ileten, tavsiyeler veren, moral aşılayan tüm herkese de teşekkür ederim. hepimize bol kazanç olsun. sağ olun sözlük.

  • 10. 23 mart 2021 covid-19 vaka sayısının 26.182 olması

    yolun sonuna geliniyor. bu kadar kötü yönetilemez bir süreç. 1 haftada 30 binlere dayandı vaka. herkes covid bitmiş gibi hareket ediyor. ortada aşı da yok.

    herkes kendine dikkat etsin

  • 11. banka uygulamalarının sürekli şifre değiştirtmesi

    katıksız bir güvenlik zaafiyetidir.
    bankaların bu iş bilmez it merkezleri nasıl bu güvenlik zaafiyetine sebebiyet verir anlamak mümkün değil.

    4 ayrı bankada hesabım var, hepsi ayrı dönemlerde benden şifre değiştirmemi istiyor.
    hangi bankada hangi şifrem var, hatırlamak mümkün değil. çoğu zaman hatırlayamadığım için şifrem kilitleniyor ve "son 10 şifrenizden farklı olmalı" gibi saçmalıklar yüzünden, yine asla hatırlayamayacağım bir şifre koyup. onu da unutuyorum.

    şuan ne oluyor?
    gidip her bankadaki şifrelerimi bir deftere yazmanın eşiğindeyim. defter kaybolsa, veya şifreleri kaydettiğim telefon çalınsa direkt her bokum ortada.

    insanın iyi bildiği, güvenli şifresini 6 ayda bir değiştirterek, insanların şifrelerini başkalarının erişebilecekleri yerlerde saklamalarına sebep oluyorlar.

    bu beyinsizliğin, insanların hacklenmesine sebep olduğunu ne zaman anlamayı düşünüyorlar?

    bir insanın şifresini doğum tarihi yapması bile, 6 ayda bir değiştirilen şifre nedeniyle şifrelerini bir kağıda yazmak zorunda kalmasından daha güvenlidir.

  • 12. uzaktan eğitim kalıcı olacak açıklaması

    kız çocuklarını okula göndermek istemeyen islamcılar için bulunmaz nimettir.

  • 13. 24 mart 2021 erdoğan'ın akp'yi bırakması iddiası

    deve iğne deliğinden geçer. balıklar ağaca tırmanır. papa müslüman olursa, neden olmasın dediğim olay.

    edit: kağıt üzerinde herkes bırakır. ama parti üzerindeki etkisi ölene kadar devam edecektir. hatta ve hatta öldükten sonra da devam edeceğini düşünüyorum. halk, erdoğan öldükten sonra akp'yi erdoğan'ın mirası olarak kabul edecek.

  • 14. 23 mart 2021 krt tv mansur yavaş yayını

    'politikaya aman bulaşmayayım, siyaset mi aman allah korusun' diyen tavşan boklarına umarım örnek olur.
    demek ki türkiye'de bile dürüst, namuslu, hesap verir siyasi bir figür olunabiliyormuş.

    'ankara'da hiçbir duyurunun ya da kutlamanın altında benim adım yok, belediyenin adı var çünkü parasını ben ödemiyorum, kamunun kaynaklarını kullanıyorum' diyerek gözümde nirvanaya ulaşmıştır.

  • 15. bir erkeğin sadık kalmasını sağlamak

    bir "insanın" sadık kalması, tamamen o kişinin karakteri ile ilgilidir. kişiyi tanıyın, sonra üzülmeyin.

    "sağlamak" kişiyi olmadığı bir hale getirmek için çabalamaktır.

    kendini kandırmaktan farksızdır.

    sadık kalması için çabalayacağınız insan ile beraber olmayın.

    bu kadar basit.

  • 16. covid haritasında kırmızı 100'den başlamayacak

    müjde...!!!

    hem de a haber müjdesi.

    artık covid haritasında kırmızı renkli iller değerlendirilirken, yüzbinde 100 değil, yüzbinde 200 covid oranı baz alınacakmış.

    lan ne kadar süper bişey bu ya.
    neden bizim aklımıza gelmedi ki?

    milleti aşılayıp vaka sayısının önüne geçmek yerine kırmızı olan illerin vaka sayısı değerlendirme rakamını iki misline çıkarıp memleketi sarı ve mavi renklere döndürecekler...

    ya arkadaş gülmekten yazamıyorum.

    peki ya sonra, 200'ü de geçen pek çok il kırmızıya dönünce ne olacak?

    o zaman da 500 yaparsınız renk katsayısını olur biter.

  • 17. 23 mart 2021 akp'nin ayasofya imamına dur demesi

    adamlar kendi yarattıkları karanlığı bile kontrol edemez hale gelmişler. yorumlar tüyler ürpertici.

  • 18. 23 mart 2021 muhalefetin sessizliğe gömülmesi

    muhalefetin neden sesi çıksın ki?
    ülkeyi muhalefet mi batırdı?
    kılıçdaroğlu mu kararname yayınlıyor? yahut atamaları meral akşener mi yapıyor?

    muhalefet bu durumda susacak ki, asıl suçluları herkes görsün.

    muhalefet konuşsun da mağduriyet kasalım derdindesiniz, ama yemezler.

    siz soktunuz siz çıkarın...

  • 19. evli erkeklerle ilişkiye giren kadınlar

    bekarlar yeterince çekici gelmiyordur. insanoğlu işte hep tersine gidecek ki zevk alsın. sorsan aşk der, sevdim der. ama asla parayı, şatafatı, başkasının sevdiğini kıskandığı için ona göz koyduğunu kabul etmez.

    erkek de aynı şekilde. evlenene kadar gözü çatlar. evlenince rahat batar. heyecan arar.

    düzen insanoğluna yaramaz. illa acı tadılacak.

  • 20. 23 mart 2021 yiğit bulut açıklamaları

    bu adam son 20 yılda iddia ettigi tezlere, verdiği demeçleri bakarak söylüyorum gelişmiş medeni bir ülkede yemin ederim meczup diye kimse ciddiye almaz iş vermez, kız vermez, askerlikten muaf tutarlar

  • 21. kuşadasılı mı kuşadalı mı sorunsalı

    adalı derler aydın tarafında.

  • 22. bir fuckbuddy'nin bağımlılık yaratacak özellikleri

  • 23. 22 mart 2021 fenerbahçe'nin attığı tweet

    yemin ediyorum yirmi yıllık galatasaray taraftarıyım, türk futbolundan son beş seneye yakındır gram zevk aldıgım yok. şu süre zarfında yense de yenilse de hicbir zaman benim icin cok farketmedi, futboldan o güzel heyecandan bile soguttular bizi çünkü. ama şu saatten itibaren bu müthiş hareketinden dolayı artık gönülden bir fenerbahçe taraftarı oldugumu duyuruyorum. büyük bir gurur ve heyecanla üstelik.

    edit: şov yapmıyoruz

  • 24. leyla ile mecnun'un exxen ile dönmesi

    ali atay'ın kabul edeceğini sanmadigim projedir.
    o kabul etse bile o ekibi toplayamazlar.
    başka ekiple de tutmaz boşa ugrasmasinlar, yeni bir şey uretsinler.

  • 25. türkiye'de en fakir insanın 4 dairesi var

    lan ben de diyorum neden ev sahipleri her sene hayvan gibi zam yapma derdindeler diye. fakirliktenmiş amk.

  • 26. başıboş köpeklerin mezarları talan etmesi

    arkadaslar, sabah karanlikta ise gidenler veya bir yere yuruyerek (arabasi olmadigi icin) daha dogrusu gitmek zorunda olup, ozellikle daha tenha yerlerde, sehir kenarlarinda, arsalardan, yollardan gecenlerin vay haline!
    burada yazmak cok kolay! en az 7-8 kopekten olusan suruler mevcut ve en ufak bir tanesinin havlamasinda, butun it toplulugu saldirmaya hazir hale gelebiliyor. bunun bir cozumu bulunmali.

  • 27. mehmet boynukalın

    devletin içine yerleştirilmiş tarikat ve cemaat ucubelerinin temsilcisi,bir nevi sözcüsü.

  • 28. tıp okuyacak puanı olduğu halde tıp tercih etmemek

    doktorluk herkesin yapabileceği bir iş olmadığı içindir. en azından ben yapamayacağımı düşündüm. cerrah olamam, bırak hasta insanı ben normal insanları bile pek kaldıramam. o yüzden büyük saygım var. ikinci ihtimal ise tıp fakültesi herkesin hayali olmayabilir. ikincisi ağır basmak üzere iki sebeple ben yazmadim.

  • 29. tatlı yemeyi bırakmak

    tam tamına beş aydır en ufak bir tatlı yemedim (bal, reçel dahil), ilk başlarda çok zorlandım, çikolata ve sütlü tatlı yemeden duramayan biriydim ben, ilk önce 21 gun kuralını uygulayım bakalim yapabiliyor muyum dedim, bir şekilde zorlansam da 21 günü tamamlayabildim, ondan sonrası ise çok daha kolay oldu.

    insan tatlı yemedikçe, yememeye alışıyor, istemiyor. umarım bundan sonra da hep böyle devam eder.

    gelen sorular üzerine edit: ilk üc ay intermittent fasting yapmayı denedim, günde iki öğün yiyordum ama yediğim zaman makarna falan da yediğim için sadece 3 kilo vermiştim. son iki aydır yediklerime tümden dikkat ediyorum, makarna pilav börek çörek yemedim 5 kilo daha verdim, toplamda 8 kilo vermiş oldum ve de düzenli beslenmeye devam ediyorum, bakın aç kalmıyorum hiçbir şekilde sadece abur cubur şeker yönünden zengin gıdaları yemiyorum.

    edit 2: insülin direnci olan biri olarak, beş ay sonunda yaptırdığım kan tahlilinde insulin direncinin bayağı azaldığı görüldü, yakın zamanda şeker ilacını bırakabilecegimi bile söyledi doktor, o yüzden sağlıklı bir hayat için siz de bu adımı atın yediklerinize dikkat edin.

    edit 3: ayda bir veya iki defa meyve yemişimdir, meyvede de fruktoz şekeri var çünkü, ayrıca gazlı içecekleri ve meyve sularını da içmedim.

  • 30. mutlu eden basit şeyler

    pencerenin önünde salyangoz görmek, yumuşamış tek bir kedi maması tanesine doğru hareket etmesi, bize göre bir parmak hareketi ona göre çok uzun bir yol olması.
    mamayı alıp tam önüne koymak ve onun antenleriyle mamaya sarılıp yemesini seyretmek. sonra bir mama tanesini daha suya batırıp önüne koymak.

  • 31. recep tayyip erdoğan'ın ekonomi bilgisi

    kantin isletmeciligi yapacak kadardir.

  • 32. 2 çocuğu önünde boğazı kesilen kadın

    bu ülkede artık resmen kadın katliamı vardır.
    suçlu da sadece katiller değildir.
    eğitim yok, para yok, hak hukuk yok, psikolojiler bitik.
    kafayı yemiş insan kaynıyor ortalık.
    ecelimizle ölmek istiyoruz, artık yeter.

  • 33. masumlar apartmanı

    valla hiç acımıyorum, üzülmüyorum ne safiye'ye ne gülben'e... gayet cin gibi kadınlar. kendileri bu bok çukuru hayatı istiyor... yaşasınlar o zaman amk... tedavi olmak adına hiçbir şey yok, iyilik güzellik adına hiçbir şey yok, ona bağır, buna tokat at.. siktirin gidin... cok sinirlendim...

  • 34. isminden dolayı çok güzel olduğu düşünülen yerler

    seyşeller.

  • 35. neden sevgilin yok

    hayata tutunma, bir şeyler üretme, yaşadığın anın tadını çıkarma, katıla katıla gülme ve güldürme motivasyonunu katledecek birine denk gelme ihtimalinden korkma durumu sebebiyle, diyebiliriz.

    bunları, katletmeyecek kişiye denk gelme ihtimali çok düşük .

  • 36. hindistan'da elleri ile yemek yiyen insanlar

    hijyen olayını geçtim çatalla yemesi çok daha kolay olacak bir yemeği neden ekstra çaba uğruna elle yemeği tercih ettiklerini anlamadığım durum.

  • 37. ilkokulda resim dersinde çizilen ev

    yanından ırmak geçer.

  • 38. türk kızlarının kaslı erkeklerden hoşlanmaması

    kaslı erkekler türk kızlarını siklemediği içindir bu. kedi-ciğer meselesi.

  • 39. yasak elma

    şu hayatta yüzümü güldüren iki şey var: biri kızım diğeri de bu, yasak elma. 103. bölüm en çok kahkaha atarak izlediğim bölüm oldu yeminlen, ülke gündeminden 2 saatliğine uzaklaştım, aralarda sigara bile içmedim. kafam güzelleşti resmen. keşke bu değişiklikle devam etseler.

    --- spoiler ---

    en guldugum de emir'in şahika için caner'e "o mutaassıptır." demesi oldu.

    --- spoiler ---

    şu an ne sinir kaldı bunyemde ne de stress. pambuk gibiyim.

  • 40. asistan hekimler mecliste

    yataklı tedavi kurumları işletme yönetmeliği’nin 41. maddesi diyor ki

    e) gece nöbeti tutanlara ertesi günü görev verilmez.

    yasada geçen fakat uygulanmayan

    türkiye'de yaygın şekilde görülen 36 saate varan uykusuz nöbetlere dur demek için #asistanhekimlermecliste tagına desteğinizi bekliyoruz.

    içerik

    edit: neler yaşadığımızın örneği için (bkz: #119681198)

  • 41. çok sinirlenince yapılması gerekenler

    olayın vahametine göre bekleyip sakinleştikten sonra karar vermek. maalesef anlık öfkeyle insan hem kendi hayatını hem de karşıdaki insanın hayatını karartabiliyor.

    benim çok tecrübeli ve her daim acayip mutlu birinden öğrendiğim şey var, en az 3 saat olmak üzere bütün kararları 1 gün bekleyip vermek. buna çok sinirliyken ve çok mutluyken de verilen kararlar dahil. e tabi bazen tutamıyorum kendimi, çok mutluyken salak salak şeyler yapıyorum ama sonrasında o yaptığım şeyler dank ettiriyo bu öğretinin doğruluğunu.

    sonuç olarak imkanlar dahilinde en azından bikaç saat bekleyip/düşünüp karar vermek, sinirlenilecekse de bekleyip sinirlenmek en mantıklısı. mesela 3-5 sene önce çok sinirlendiğimiz bi olayı düşündüğümüzde muhtemelen gülüp geçiyoruz..

    o sebepten şu kısacık hayatta çok sinirlenip üzülmeye ve üzmeye değmeyecek milyonlarca şey var, sakin olun, sadece bunlardan birini yaşadınız.

  • 42. türkiye'de son 24 saatte 6 kadının öldürülmesi

    dünya üzerinde kadın düşmanlığının devlet politikası haline getirilmediği bir islam ülkesi henüz mevcut değildir.
    biz şerbetli miyiz de bizi teğet geçsin?

    atatürk'e laf ederek solculuk oynamaya kalkan kadınlar, hiç ağlayıp sızlamasın şimdi.
    bu leş coğrafyada bize bir vaha, bir adil yaşam şansı sunacak tek çare atatürk ve onun devrimleriydi.
    şimdi böyle bakakalırız giden trenin ardından.

  • 43. dünyada cenneti yaşayıp garibana göğü gösterenler

    akp iktidarı ve cumbur ittifakı ile birlikte sayıları oldukça artan, din tüccarı siyasal islamcılardan, ümmet milliyetçisi akp'nin erketecisi sahte milliyetçilerden, tarikat/cemaat/vakıf/dernek şeyhleri ve yöneticilerinden, diyanet'in üst düzey yöneticilerinden, konjonktürü yakalayıp çanak yalamayı ustaca başaran yönetici/bürokrat tayfasından, siyasal islam ile sebepsiz zenginleşen onursuz iş adamı grubundan müteşekkil, aileleri ile birlikte %3-5'lik bir azınlıktır.
    azınlık dediğime bakmayın, ülke kaynaklarını, halkın vergilerini, yetim malını hunharca fondiplemektedirler. ne onurları, ne ahlakları, ne ilkeleri, ne hukukları, ne kuralları ne izanları ne vicdanları vardır. paraya/mala/mülke/makama/mansıpa/mevkiye taparlar. dünyayı resmen cennet haline getirmişlerdir kendileri ve aileleri için. onlarca evleri, arabaları, yurtdışındaki banka hesaplarında dolar, öyro, sterlin, chf (özellikle tl nakitte/mevduatta durmazlar, tl'den nefret ederler, yüksek faizi de çok severler, hülle ile faizsiz bankacılık salağına yatarlar), altın, gümüş... neredeyse bir ili doyuracak kadar servet/varlık vardır.
    yedikleri önlerinde yemedikleri arkalarındadır. en güzel otellerde kalırlar, en pahalı lokantalara giderler, en güzel tatilleri geçirirler...
    bu emeksiz/alın tersiz serveti görgüsüzce, garibanın gözüne soka soka harcarlar.
    bu soygun/yağma düzeneğini sorgulayanı hiç ama hiç sevmezler. akla/akıl yürütmeye/bilime çok karşıdırlar. hemen sizi dinsiz, sapkın, mürted, isyankar, hain, terörist ilan ederler.

    garibana da literatürdeki "dini" argümanlar ile çıkış yolu önermektedirler. onlara göre bu dünya geçicidir, amiyane tabir ile “yalan”dır, sınav salonudur. öte dünyaya yani göğe ulaşıp huzuru bulmak için belirli bir merhaleyi kat etmek gerekir.

    *o yüzden kadere, yazgıya boyun eğip garibanlığı kabullenmek ile başlanmalıdır bu kutsal sefere.
    * itaat/biat edilmelidir garibanlığa ve bu garibanlığa yol açan siyasetçilere/din adamlarına.
    * sabır edilmelidir ya da daha incitmeyen bir kelime ile sebat ya da tevekkül edilmelidir.
    * o kadar sabra, tevekküle, sebata rağmen yine de bir şey ele geçmiyorsa, kuru ekmeğe, bulanık suya şükür edilmelidir.

    eğer bu aşamalar başarı ile geçilirse gariban, öte dünyada kısmi huzuru/serveti bulacaktır. ancak bu dünyada cenneti yaşayan ayrıcalıklı azınlık, öte dünyada da ön sırada olacaktır. çünkü default olarak itikadı daha kuvvetli/ imanı daha diri/ takvası daha bi sahi/ inancı katmerlidir. doğal olarak ta garibandan yüzlerce kat sevaba sahiptir.
    şimdi gariban 100 sene ebu zerr gibi çölllerde yaşasa da bir rte bir mehmet boynukalın, bir ali erbaş, bir hayrettin karaman, bir nihat hatipoğlu, bir menzil şeyhi, bir erenköy şıhı olamaz!!!
    bu azgın azınlık dini siyasallaştırmaktan ziyade, siyaseti dinselleştirerek (din derken siyasal islamcıların, zübük siyasetçilerin züküne göre bir din) gariban kurbanlarını vampir gibi emmektedir. şimdi bunları örnek olaylarla demeçler ile biraz daha yakından tanıyalım:

    1) siyasal islamcı zübük siyasetçiler: rte merkezinde akp:
    ++dikkat edin rte ve akp'nin bakanları, milletvekilleri, teşkilat yöneticileri, dini/imanı kimseye bırakmaz. gerçekte/resmiyette rte'ye tapsalar da yaradan tapar gibi görünerek. her cümlelerinde en az bir iki kere allah, din, peygamber, ayet, sünnet gibi kelimeleri kullanırlar.
    rte'nin ona yakın özel uçağı, helikopterleri 3-5 tane sarayı, onlarca konağı/evi, onlarca ortaklı şirketi, yüzlerce alman markalı aracı (s serisi maybachlar, 7 serisi zırhlılar, a8 longlar, amerikan cipleri favorileridir) banka hesaplarında biz gariplerin hafsalasının hesaplamayacağı kadar para vardır. kendini ve servetini bazen 5000'e kadar erişen koruma/polis ile korumaktadır. rte'yi örnek alan bakanlar, milletvekilleri, teşkilat yöneticileri de küçük tayyipçilik oynayarak beytülmalı yağmalamakta. israfın/şatafatın/lüksün damına koymaktadırlar.

    ++ devlet bahçeli özelinde balgat çetesi:
    onlarda halkın vergilerinden aldıkları hazine yardımını, akp'den önlerine atılan yağlı/yağsız kemikleri (ihale, makam, mevki, genel merkezdekilerin yakınlarına/akrabalarına devlette iş/kadro)

    2) siyasete dini altyapı/dogma hazırlayan ruhban sınıfı/diyanet işleri başkanlığı:

    özellikle eski dib başkanı mehmet görmez ile başlayan ama ali erbaş ile iyice azgınlaşan, ayasofya imamı mehmet boynukalın ile zirve yapan ruhban sınıfı. diyanetin cuma hutbeleri/bayram hutbeleri akp yöneticileri ile birlikte hazırlanan siyasi metinlerdir. bu metinlerde çok ama çok sıklıkla, garibana sabretmesi/şükretmesi salık verilir. siyasetçilerin yolsuzlukları/hırsızlıkları ibra edilir, kutsanır. çaldı ama sor bakalım niye çaldı diye belirsiz mecralara sürüklenir garip ümmet!
    ayetler siyasete göre dizayn edilir. siyasetin desteklenmesi için, ayetlerin bazılarının sadece seçilmiş yerleri ile tweetler atılır:
    daha dün mehmet boynukalın'ın faiz ile ilgili açıklamasında, ümmetin ama gariban ümmetin biraz korku, açlık ve yoksullukla sınanacağı ama buna sabır gösterilmesi gerektiği vurgulanıyor!
    tweet: "andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla; mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle sınayacağız. sabredenleri müjdele! "
    bu ve bunun gibi onlarca diyanet mesajını/hutbesini arşivlerde bulabilirsiniz.
    bu ruhban sınıfı yiyiciler hiç ama hiç, siyasi hırsızlara, yolsuzlara iki kelam edemezler.
    çocuklara tecavüz eden tarikatları ve sapkın şeyhlerini ibra ederler.
    faize isyan ederler ama diyanet hesaplarını faizde tutarlar.
    yüksek faize isyan ederler ama, türkiye ekonomisinin neden bu kadar kötü yönetildiğini, neden bu kadar yüksek faiz vermek zorunda kaldığımızı, buna hangi siyasal islamcı politikacıların neden olduğuna giremezler.
    gelirin neden adil dağıtılmadığını neden ülkenin yarısının açlık sınırında olduğunu görmezden gelirler.
    ülkenin derin bir ekonomik krizin içinde olduğunun farkındadırlar ancak fedakârlığı, sabrı sadece garibandan beklerler.
    siyasilerin/kendilerinin lüksü, israfı hiç göze batmaz. onlar anasının rahminde haklı/kutlu doğmuştur.
    diyanet ortaçağ katolik vatikanı gibi bir yapı haline dönüşmüş, siyasetin ve kendilerinin zenginleşmesi, halkın açlığa mecbur bırakılması ama ses etmemesi için elinden geleni yapmaktadır. diyanet resmen ortaçağ endüljanslarını aratmayan faaliyetlerde bulunmakta, garibana sahte cennet vaat etmektedir.

    3) diyanet dışı fetva mercileri:

    siyasal islamın türkiye'deki babası sayılabilecek hayrettin karamanliderliğinde sembolize edilebilecek, fesli dondurmacı kadir mısıroğlu, yusuf kaplan, nurettin yıldız, ihsan şenocak... gibi isimleri bu listeye yazabiliriz.
    hayrettin karaman "rüşvetin yolsuzluk olmayacağını" söyleyebilecek kadar gözü dönmüş birisidir. bu ahlaksız fetvaları ile akp iktidarını savunmakta servetine servet katmaktadır. o da gariban vatandaşa bol bol şükrü, sebatı, açlığı tavsiye eder. "eğer uslu bir çocuk olursalar, hayrettin babaları onları cennete götürecektir".

    4) tarikat/cemaat/vakıf/dernekler:

    bu çağdışı kurumların özellikle şeyhlerindeki, şıhlarındaki, başkanlarındaki, yöneticilerindeki... servet dudak uçuklatmaktadır.
    fetö terör imparatorluğunu unutmayalım. milleti nasıl öptüğünü, devleti nasıl ele geçirdiğini, 100 milyar dolara yakın ekonomiye nasıl bir ekonomiye hükmettiğini, şimdi abd’de koca çiftliğinde nasıl keyif çattığını ibret olarak görelim.
    cübbeli ahmet’in şirketleri, yanmayan kefen satması, damadının ihale zengini olmasını hatırlayalım.
    menzil şeyhinin şirketleri, hastaneleri, maybachları şeytan çatlatmaktadır))
    sadece menzil şeyhi değil bu çağdışı tarikatların yöneticilerinin hepsinin sebepsiz zenginleştiği, cahil/eğitimsiz müritlerini düdükleyerek, nesiller boyu bir saadet zinciri oluşturduğu gözlemlenmektedir. bu şeyhlerin garibana en büyük tavsiyesi ise şükür ve sabırdır. akp ile siyasi/ticari ilişkilerini ise hiç anlatmaya gerek yok. hepiniz biliyorsunuz.

    5) sakallı tavernacılar:

    ramazan ayı yaklaşırken bu ahlaksızları da faş etmekte fayda var: nihat hatipoğlu, said hatipoğlu, "mustafa karataş", "fatih çıtlak" ...gibi şarlatanlar çok güzel yere tezgah açmıştır. ramazan boyu ekranlarda akp/siyasal islam propagandası yapıp, garibana sabır(açlık/yokluk tavsiye etmektedirler. ancak program başı aldıkları ücretler ile nelere sahip olduklarını kamuoyu çok yakından bilmektedir. ramazan ayı boyunca ağlayarak/zırlayarak cahil dimağların olmayan enerjilerini sömürürler. yalan menkıbeler, sahte hikayeler, uydurma kıssalar ile bir duygu seli oluştururlar. salya/sümük rating üzerine rating çekerler. sadece rating değil parayı da anafor ederler. bunları izleyen cahiller sadece ramazan'da değil 12 ay oruç tutmak zorunda kalırken, hocalarıma her mevsim nusrette et tokatlamak düşer.

    sonuç: bu ahlaksız güruha/ yeryüzünde cenneti yaşayıp, garibana göğü gösterenlere inanan salaklar/cahiller/akılsızlar/kandırılmışlar/safdiller ... oldukça bunlar nesiller boyu yeryüzünde garipleri bükerek sefa sürmeye devam ederler. böyle bir din, böyle bir inanç böyle bir ideoloji muteber olmaz/olamaz.
    uyanık olun açlığa mahkum olmayın, hamudu ile götürenlerin kırıntılarına/artıklarına şükretmeyin.
    adaley ile yönetilen, gelirin adil dağıldığı bir ülkede sosyal yardıma/sadakaya gerek kalır mı?
    sorun/sorgulayın biraz da isyan edin ne diyelim!!!
    siz ses çıkarmadıkça, zübükzade siyasetçiler ülkeyi soymaya devam edecek, diyanet bunlara fetva verip 5 yıldızlı otellerde bağyanlardan içli/dışlı masaj servisi alacak. fetvacılar servetine servet katacak. fakirleşen, aç bırakılan, eğitimsiz/cahil bırakılan, kalkınamayan, gelişemeyen, üretemeyen biz ve gelecek nesillerimiz olacak.

    (bkz: siyasal islam)
    (bkz: halkın malını yağmalayan dernek vakıf ve cemaatler)

    boyun eğin, sabredin
    ekonomik kriz
    imamdan sabır telkini, açlıkla sınıyoruz
    meşhur karaman fetvası
    banka fetvası
    karamanın partisi
    maybachlı gavs

  • 44. soğuk hava insanı hasta eder mi sorunsalı

    soğuk, insanı hasta etmez ama soğuk hava bağışıklık düşürdüğü için muhtemelen vücudu daha savunmasız kılar ve bir yerden de mikrop alırsak kolaycacık hasta oluruz.

  • 45. site yönetiminin maske cezası kesmesi

    oyle sitenin yoneticisinin ecdani yatirip sike sike oldururum. orospu cocuklarina bak hele hele. ulkede herkes zivanadan cikti amk.

  • 46. bitcoin

    bitcoinle tanışmam 2012 yılına dayanıyor. o dönemler deep web furyasıdır patlamış gidiyor. tor browser indiriyorsun garip kodlarla garip sitelere giriyorsun falan. ortamlarda "ben girdim yeaaa deep web'e öyle abarttıkları kadar bir şey yok" falan diyorum. ulan nasıl yok her türlü absürtlük, iğrençlik, illegalite vardı işte. bütün bu havalarım cool görünme çabalarım daha veletken ogrish'teki (bilenler bilir) ruh hastası videoları izlememden geliyor bence.

    deep web de benim için bir iki haftalık bir eğlenceydi bu arada. öyle çok bir bilgim yok aslında. her zaman olduğu gibi merakımdan kuracaladım. pembe renkte bok sıçsanız onu da merak edip kurcalarım o derece pislik bir insanım. neyse uzatmayalım.

    deep web'te geziniyorum salak salak, bir şey dikkatimi çekiyor. her ürünün, her şeyin ama her şeyin yanında x bitcoin, x btc yazıyor. silah, uyuşturucu..vs gibi satılsa bile teslim edilemeyecek (belki de edilebilen bir yöntemi vardır ama bana gerçekçi gelmiyordu) envaiçeşit ürün var. her yerde bitcoinin meşhur simgesi var. çok ilginç geliyor. o dönem bitcoine 10 küsur dolar değer biçilmiş. nedense aklımda 10.09 dolar olarak kalmış.

    acaba diyorum deep web kendi para birimini mi yaratmış nedir? şu bitcoine bir bakayım. derken araştırmaya başlayıp bitcoinin ne olduğunu, blockchain teknolojisini öğrenmeye çalışıyorum. satoshi nakamoto ve "bitcoin: a peer-to-peer electronic cash system” isimli bildirisi çıkıyor karşıma. gerçek anlamıyla teknolojik bir devrim. merkeziyetsiz, hiçbir devletin kontrolünde olmayan para birimi. derken ver elini mining, bir yandan btc toplarken yabancı ve türk borsalarını keşfediyorum. bugün cüzdanıma baktığımda hatırı sayılır bir btc mevduatım var.

    şaka lan şaka bir üstteki paragraf tabi ki de gerçek değil amına koyayım. 20 yaşında yeni yetme üniversiteli vizyonsuz bir dingil olarak aslında ne yaptım?

    btc'yi görünce ilk yorumum şu oldu: "haahahaha piçlere bak dolandırıcılıkta nirvanaya ulaşmışlar. ohh izi sürülemez sanal dolandırıcılık. tezgaha bak ya. bitcoinmiş. bir de 10 dolar değer biçmişler utanmadan. isme bak bitcoin! yok bytecoin! ismi bile güven vermiyor lan böyle para mı olur?" yemin ederim aklımdan geçenler aşağı yukarı bunlardı.

    ayrıca bununla da kalmadım. mallığımı tasdiklemem gerekiyordu. arkadaşlara deep web'te enteresan bulduğum şeyleri anlatırken aynı zamanda bitcoin dolandırıcılık sistemini içerdiğini, eğer deep webe girilecekse buna dikkat edilmesi gerektiğini paralarını kaptırmamalarını vurgulamadan asla bitirmiyordum konuşmamı.

    vizyon nedir şekil a ise, vizyonsuz nedir şekil b'deki tablo bendim. canlı kanlı ben.

    şu meşhur sorular olur ya 10 yıl geriye gitseniz neyi değiştirmek isterdiniz? ben o arkadaşlarına bitcoin dolandırıcılık sistemini anlatan ergen halimin ağzıyla yüzünün yerini değiştirmek isterdim.

  • 47. elimde patlayan 2020 model macbook air

    kardeşim hata sende üstüne 30 bin daha verip passat almalıydın. şimdi uğraş dur işte.

    pişmanlık yazısıdır.

  • 48. yetkiyi verip de kararlarını sorgulamak yanlıştır

    ben oy vermedim o yüzden sorgulayabilirim.

    (bkz: ben imam değilim gülebilirim)

  • 49. evde çiçek yetiştirmek

    şimdi aslında bu tam olarak benim alanım ama
    çiçekve bitki olarak iki klasmana ayrıldığı için ben çiçek grubundan ziyade bitkiciyim .
    evimde 30 40 belki 50 tane bitki var bunlardan sadece 3 tanesi falan çiçekli bitki.
    geri kalan çoğunluğun hepsi yapraklı bitki.
    genel olarak konuşmak gerekirse harika ve rahatlatıcı çok özel ve güzel bir hobi.
    aşığım desem yeridir. yapraklarını öpüyorum o derece :)
    ama çok kırılgan ve hassaslar gerçekten yukarda arkadaşların bahsettiği gibiler.
    fazla su verirsen hemen kökleri çürüyor ve yaprak dökümü yapıyor.
    az su verirsen yaprakları cansız yumuşak ve soluk oluyor.
    güneş istiyorlar ama güneş görünce de yanıyorlar (bkz: antalya sıcağı)
    bunları çok çok iyi ayarlamak lazım.
    sabır işi. neyse ki bu konuda çok sabırlıyım.
    bu hobiye sahip olanlar bilir , en büyük yan etkisi bitki/ çelik hırsızlığı dır. :)
    çoğu çalıntı celiklemem ile büyüttüğüm bitkilerdir.
    babannemin bir lafı vardı" çalıntı çelik çabuk kök atar " diye . bence doğru :)