hah işte koruyamadığımız benliğimiz nedeniyle gelir biri bizimle zerre ilgisi olmayan bir dile keşke ana dil olsa diye beyanda bulunur.

araplaşmak tam da öcü gibi bir durumdur.türklerin kadınları eşleriyle ülke yönetirken arap toplumunda kadın kocasının izni ile burnunu sokağa çıkarandır. boşa maval okumaya gerek yoktur.kaldı ki arapların kendisini bu milletin ayrılmaz parçası kürtlerle bir tutması da ayrı komiktir.türk toplumu bu topraklarda yaşayan kürtlerle çoğu kez aynı tarihi paylaşmış ancak araplardan sadece kazık yemiştir.

şimdi yallah kendi ülkenize, ana diliniz zaten orda resmi dil.

dizinin ilk bölümünde muavinden su istedi diye karısını paylayacak derecede müslüman olan adamın final bölümünde islam hukukuna göre kolu kesildi aq...

hep söyleniyor laiklik en çok müslümanlara lazım, birisi gelir sizi 10 dakikada kafir ilan eder, kalırsınız böyle...

uyutulmasını istemeyenler hemen sokaktan bir hayvan sahiplenip evde beslemeye başlayabilir.

iş sadece hayvanın saldırıp ısırmasıyla bitmiyor, köpeğin üzerine koşmasıyla korkup yola atlayıp araba çarpması sonucu ölen, yaralanan çok insan var.

sayisalcilarin götünü çok kaldirmislar bu basliktan bu sonuca vardim.

uyuşturucunun sonuçları.

para geliyor diye ülkeyi uyuşturucu cennetine çevirenlerin ellerindedir bu kızın kanı.

akıllara o efsane gelir.

görsel

tüpraşı nasıl boykot edeceksiniz? güldürmeyin. her sene aynı terane. 2 gün sonra unutulup gider bu boykot kampanyası da. boykot etmeye çalıştığınız grup yeni yetme veya sonradan zıplama zengin holdinglerden değil. ali koç'un kendisinin bile muhtemelen yetkisinin sınırlı olduğu kurumsallıkta, her zaman ülke menfaatleri doğrultusunda istihdamı ve üretimi öncelemiş cumhuriyetin bayrak kuruluşlarından birisi. 3 günlük inşaat şirketleriyle karıştırmayalım.

(bkz: #164610364)
"etrafımız düşman dolu, ölen kediye ağlayacak kadar erkeklikten uzaklaşırsak düşmanlarımız götümüzü keser" temalı saçmalıklar silsilesini okuyunca aklıma düz dünyacılar, aşı karşıtları, 100 years limited lozancılar, jeliboncular falan geldi nedense.

asgari anatomi-fizyoloji bilgisine sahip olmayıp bunları bilmeyi gerektiren konularda ahkam keserken dikkatli olmak, yüz düşünüp bir yazmak, söylemek lazım. adamın kendi paylaştığı makalede bile savını destekleyen tek bir cümle yok ama makaleyi oraya kaynak diye koymakta bir beis görmüyor. neden? çünkü kimsenin makaleyi okumayacağını biliyor. çözmüş buraları.

makalede geçmişe göre sperm sayısının azalmasının nedenleri şöyle sıralanmış:
hareketsizlik, obezitenin artışı, uyku kalitesindeki düşüş, tütün kullanımı, çevresel zehirler, dengesiz beslenme, düşük d vitamini seviyeleri ve stres.

bunların içinde ağlamak var mı? yok.
ağlamakla ilişkilendirilebilecek bir neden var mı? o da yok.

taş çatlasın; sperm sayısının azalması değil ama testosteron seviyelerinin düşmesi, ağlamayı kolaylaştırıcı bir etken olabilir belki. o da belki diyorum, çünkü bununla ilgili gösterebileceğim bir kanıt yok. öyle olsa bile bu neden değil, ancak bir sonuç olur. yani yukarıda saydığımız faktörler nedeniyle azalan testosteron seviyelerinin ortaya çıkardığı bir sonuç. bu durumda, vatan elden gidince bunun nedeni kedisi ölen erkeğin ağlaması olmaz.

önlenebilir tüm bu faktörler hakkında tek kelime etmeyip güya "feminenleşen" erkeğe "ağlamayın lan!" demek de yeni nesil terapi sanırım.

"merhamet erkeksi, şefkat kadınsıdır" saçmalığına ise kaynak olarak bir makale göstermemiş aslan parçası. keşke gösterseydi de iki kelime de ona etseydik. bu haliyle, kendi zırvası deyip geçiyoruz.

içine sıç, sonra bok kokuyo de.

biri futbolcu diğeri ülkeyi bölmeye çalışanlarla bir olan her devrin adamı provokatör ülkeyi karıştırmak için her şeyi yapan oç

mahsa amini oldugunde yas ilan etmeyenlerin, simdi mahsa'yi oldurenler icin yas ilan etmesi bizi baglamaz.

bizim yasimiz mahsa icindir, onu katledenler icin degil.

medeniyet yolunda atilmis olumlu bir adimdir.

en son aydın doğan kanal d'yi, hurriyeti vs. sattığında adama akılsız demiştim. altın yumurtlayan tavuğu kesmek gibi gelmişti bana. bu gün geldiğimiz noktada adam boşuna aydın doğan olmamış. onu gördüm.

benim bu hareketten anladığım bir şeyler olacak. imar bank dönemlerine geri mi döneriz ne olur orasını bilmem ama bunlar bir şeyi satıyorsa bir bildikleri vardır.

misal adamın kış lastiği fabrikası vardır. bunlara 10 yıl türkiye'de kar yağmayacak diye info gelir. o yüzden fabrikayı satarlar

(bkz: ali erbaş)

2021 yılında sondan 1 önceki hafta bjk ilginç bir şekilde 10 kişi kalan gümrük'e kaybetti. gs-bjk puanlar eşitlendi bir anda. biz bile böyle bir şey beklemiyorduk. haliyle şampiyonluk %51-%49 oldu anında. hatta 2'li averajlar da eşit, gol sayılarına kalacak olay.

biz içerde malatya ile oynuyoruz, bjk göztepe deplasmanında. gs galibiyeti olduğunda bjk'ye beraberlik yetmiyor haliyle. ama gs bjk'nin yendiği halde yanlış hatırlamıyorsam 3-4 farklı galibiyet alsa şampiyon olacak. üstelik bjk maçı da 2-1 bitti. biz ise ilk yarısı kendi sahamızda ligden düşen malatya karşısında geride kapadık. olacak iş değildi ama oldu.

başa dönecek olursak; aslında bjk'nin kendi sahadında 10 kişi kalan gümrük'e sondan 1 hafta öncesi yenilmesi olacak iş değildi, oldu.

senaryo size tanıdık geldi mi? bundan dolayı konya deplasmanda amma beraberlik amma galibiyet galatasaray şampiyon olacaktır.

önceki üç sene ne yaptıysa onu yapsın yeterli...

2023: konyaspor 2-1 galatasaray
2022: konyaspor 2-0 galatasaray
2021: konyaspor 4-3 galatasaray

çok acı.

videoyu ilk izlediğimde kedinin ısrarla saldırmaya devam etmesini anlamamıştım. çünkü bir ara baya uzaklaşıyor. kaçsa kaçardı. normalde de kediler fırsatını bulunca anında kacar zaten. ama bu anında geri saldırıyor. anlamadim. sonra tekrar izledim. fark ettiyseniz videonun başlarında yavru bir kedi var. muhtemelen saldıran kedinin yavrusu. köpeğin yaklaştığını görünce yerdeki küçük aralıktan içeri kaçıyor. o sırada anne geliyor ve köpeğin saldiracagini düşünüyor. zaten ilk hamleyi de köpek değil anne kedi yapıyor. ayırdıklarında bile devam ediyor.

annelik ne kadar yüce bir duygu. şu kedinin yarısı kadar anne olmayan milyonlarca insan varken gel de hayvanlara değil de insanlara saygı duy.

“tek başına oynayacağım dedim onlarla” diye bağırıp sevinirken bir videosu mevcut. mackolikten bu adam ne yapmış diye bir baktım ve utandım.
görsel

9 orta açmış, sadece 1 tanesi başarılı.
attığı her 3 pastan 1'i hatalı.
hücuma dair 0 katkı.

işte bu adam türk futbolunun özetidir. futbola dair alt sınıf bir topçuyken sırf yaptığı pisliklerle kendine komutan dedirtebilmiş.
bu adamı kesinlikle melo ya da emre b. ile karşılaştıramazsınız çünkü onlar şerefsizdi ama iyi topçuydu. bu adam bomboş olmasına rağmen her kutlamada her alanda en önde takılmaya utanmıyor.

türkiye için sadece 45 yaş üzerinin kullandığı bir platform olabilir ancak yurtdışında çatır çatır kullanılmaktadır.

geçen sene danimarka'ya geldim, çoğu şey facebook üzerinden yapıldığı için ben de tekrar kullanmaya başladım. örneğin;

ikinci el alışveriş çoğunlukla marketplace üzerinden yapılıyor.

çoğu topluluk( çocuğun basketbol antrenmanı, jimnastik grubu, expat iletişim grupları) facebook grupları aracılığı ile haberleşiyor. herşey için facebook grubu var gibi.

herkesin iftar çadırı gibi dümdüz girdiği içerdekilerin de esir kampı gibi çıkamadığı ülke...

bosuna heyecanlanmayin.

yesilcam gondermeleri, sarkilar, muzikler, danslar kostumlerle dolu bir arka planda 1 adet ezik ezik konusan hafiften saf, peltek bir arif (adam kimi oynasa ayni tipe ceviriyor. turk sinemasinin en saglam o.c.’lerinden ersan kuneri’yi bile bu karaktere cevirdi) izleyeceksiniz.

eger begenmezseniz; sinirlenir bir de.

hadi kardesim git otede cek filmini.

ali koç'a göre galatasaray'ın şampiyonluk kutlamasını erteletmek şampiyonluk kadar değerliymiş. çok ezik bir camia bunlar, feci güldürdüler. verin şunlara şampiyonluk erteletme kupasını.

aynen feto bitti o yüzden çift telefonunda da bylock çıkan adam futbol federasyonu başkanı oluyor bu ülkede.

siz salak sanıyorsunuz heralde insanları. sistem tamamiyle aynı. sadece “bazı” başrollerin ismi değişti, tüm çıbanın başı zaten 25 yıldır aynı. bütün yürütme organlarında 15 temmuz öncesindekilerin ya aynısı ya da lacivert versiyonları kaldıkları yerden aynı şekilde operasyonlara devam edip sistemin çarklarını kendi menfaatleri doğrultusunda dizayn ediyorlar.

ama allahın da var bi hesabı, göreceğiz bakalım.

#164600087 elim değmişken ktü takviminin yorumunu da yapayım. söz konusu akademik takvime göre finaller 12 haziran'da başlıyor. 5-9 haziran özür sınavları ifadesi yanıltmasın, bunlar herhangi bir vizeye raporlu olduğu için giremeyen öğrencilerin mazeret sınavlarının yapılabileceği günlerdir. bunlar istisnaidir, illa herkes girmez yani. yönetmeliğe göre takvimde günleri belirlenir ama bazen hiç talep eden olmaz, bazen bir öğrenci raporlu olup giremediği tek bir dersin sınavına girer vesaire. oraya sığınmasınlar diye bu kısma bu kadar detay girdim. asıl konuya dönelim.

10 haziran derslerin son günü. 5-10 haziran haftası okulun son haftası, finallerden önceki hafta. bir allah'ın kulu okula gitmez. 5 haziran cinayet günü. orhan kemiksiz canlı yayınında o gün ne yapıyordun diyor, derse girdim, akşam da ertesi günkü sınava çalıştım diyor. ertesi gün 6 haziran sınav mınav yok. finaller 12 haziran'da başlıyor. 5 haziran haftası eve gelip çalışmak için ideal. zaten bazı eski yayınlarda önceki haftasonu ilker'in evde olduğunu gülnur kendisi söylüyor. emel müftüoğlu'ndan gelsin; bastın faka bastın...

edit: @eksik olsun nicki de micki de rumuzlu yazar hatırlattı, orhan kemiksiz'in yayınında 6 haziran için ertesi gün bir de değil, 2 tane finalim vardı, 5 haziran'da da onlara çalıştım diyor. halbuki ney? 12 haziran'a kadar final minal yokkk.

ex ten next olmaz. şu başlıkta yazanların bir çoğu 30 yaşını devirmiş hayatı ve insanları tanımış eskiyi özleyen insanlar. gardeş hiç bir şey eskisi gibi olmuyor, o tadı bulamayacaksınız. çünki yaşlanıyoruz ve eski güzel günler geride kalmaya devam ediyor. buğulu bir otobüs camından sevdiklerimizin küçülmesi gibi bir şey eski günler. kim siker cnbc-e yi. ntv sporda gelse o günler gelmeyecek. devrimiz kapanıyor defterimiz dürülüyor . bu arada şu kaz ayakları için önerisi olan var mı ? botoks harici.

sağlık sebebi ile fiziksel özelliğiniz ile dalga geçen insanlar.

siz daha batmadınız mı?

bunlar afrika kabilesi ülkelerle rekabet edecek diye vatandaşın götünde don kalmadı.

rekabet ede ede vietnam'la, bangladeş'le rekabet et, 3 kuruş maaşla işçi çalıştır, onun da yarısı kayıtsız kaçak mülteciler olsun, tek para kazanma noktan beleş kredi ve devalüasyon olsun, fason üretimden aşama kaydedip zerre katma değer yaratma, 40 yıldır bir tane uluslararası marka yaratama, ondan sonra batıyoruz bilmem ne.

bunların ihracat falan yaptığı da yok. daha doğrusu 10 birim ihracat yapıyorlarsa 9 birim ithalat yapıyorlar. ekonomik göstergelere bi bok katkıları yok. sadece tcmb brüt rezervlerini ve ihracat rakamlarını şişirmeye yarıyorlar. aslında ithalat rakamlarını şişiriyorlar.

bunlar gibi zombi şirketlerin zamanında batmaması yüzünden bu hâldeyiz zaten. senin benim cebimden enflasyon yoluyla alıp bunlara aktarıyorlar. nass politikası sayesinde aldıkları bedava kredileri eve, arabaya, dövize bastılar. 1 liralık bile arge yapmadılar. halkın sırtında kambur bunlar. tez zamanda batmanız dileğiyle.

şişecam'ı tebrik ederim. endeks 7000 den 11000 e gelirken 54 lira'dan 54 lira'ya geldi

geçen sene iki maçta eze eze yendik diye sezon sonunda duble sevinç yaşamadığımız gibi, bu sene de bir iş kazası nedeniyle buruk bir sevinç yaşamayacağız. merak etmeyin :) (bkz: çatır çatır kutlanacak).

bir fenerbahçeli olarak, yavaş bassın dediğim durumdur.

maç bitmiş, oyuncular yapacağını yapmış, ne diye provoke etmek için stada gelip sahaya girmek istiyorsun ki mesela, asla anlamıyorum.

sadece ali koç değil, bu gibi ortalığı karıştırıp, gerginlik yaratmak adına adım atan hiçbir yetkiliyi tasvip etmiyorum.

devlet önce kendini denetlesin de özel sektör eksik kalsın.

şu an maçı sakin kafayla izliyorum. o stresle heralde anlayamamışım. çok büyük skandallar yaşanmış maçta.

tertemiz bir golümüzü yemiş hakem

gs li treyra ve nelson istisnasız her pozisyonda kendilerini yere atıyorlar ve bir kaç kez yuvarlanıyorlar. eğer faul verilirse yerdeki ağlama ve bağırma devam ediyor, verilmezse ve top fenerbahçe'ye geçtiyse anında iyileşip kalkıp koşmaya kalkıyorlar.

bu pozisyonlarda hakem kendisini aldatmaya yönelik hareketten kendilerine defalarca sarı kartı es geçtiği gibi üstüne fenerbahçe oyuncularına sarı ve kırmızı kart gösteriyor.

maçın bir kısmında taraftar fenerbahçe oyuncularını tıpkı trabzon'daki gibi yabancı madde yağmuruna tutuyor. hakem ise defalarca oyunu durdurup anons vermesi gereken yerde, gs kaptanını dahi uyarmayarak fenerbahçe oyuncularını "çok sert bir tavırla" o bölgeye gidip oyunu devam ettirmeye zorluyor.

halbuki kurallara göre hakem öncelikli olarak oyuncu sağlığını düşünmek zorunda ve orda madde yağmaya devam ederken oyuncuyu oraya gitmeye zorlaması suçtur ve oyunu durdurmak zorundadır.

galatasaray ne yaparsa yapsın bakın ne yaparsa yapsın kart görmüyor. buna en az 7-8 kez ayağa basma da dahil. barış alper nelson toreyra bir kaç kez üst üste atılması lazımdı ama kart dahi görmediler.

ilginç bir nokta da maçın hakeminin galatasaray oyuncularına hiç karşılık vermezken fenerbahçe oyuncularına konuşma ve tavırlarının çok sert bir üslupla ve düşmanca olması. herşeyi bir kenara koydum. neden takımlardan birine bu kadar sert tavırlar gösteriyor hakem?

sanki ülkeyi düşman askeri veya darbeciler işgal etmiş de, türk takımına "bizim karma takımımızla bizim sahamızda bizden bir hakem yönetiminde maç yapacaksınız, bu ligin federasyonu da biziz" demiş gibi.. hakem fenerbahçe oyuncularına düşman muamelesi yapıyor.

ben haluk ulusoy dönemini bizzat yaşadım. tabi o dönem fetullahçı örgütün çok daha etkin ve yaygın olduğu bir donemdi. evet bu sezon zaten çok büyük bir skandaldı geçen sezonlar gibi bir takım için dizayn edilmişti ama bu maç başlı başına tarihte kuşkusuz çok büyük bir skandal ve kara leke olarak yerini aldı. bu arada siz; asıl skandal bütün bu merhaleler içinde galatasaray'ın kendi evinde yine de fenerbahçe'yi yenememesidir diyebilirsiniz ama ben dün akşam yaşanan bu tarihi skandal için ülkem adına çok üzülüyorum.

büyük ihtimalle bundan yirmi otuz sene sonra insanlar bu maçı izleyip bu ülke neler yaşamış neler görmüş diyecekler. biz göremeyiz ama inşallah onlar bu gunki organize kötülükten kurtulmuş olurlar.

aslında dün gecenin en üzücü tarafı şuydu: eğer ki dün akşam galatasaray es kaza bir puan almış olsaydı, bakın galibiyet demiyorum, berabere dahi kalsaydı bu taraftar, bütün bu tiyatro gözünün önünde oynanmışken, tarihin en şaibeli en kara gecesi gözlerinin önünde yaşandığı halde

"ya ben bu kadarını kaldıramam, biz böyle bir camia değiliz. bizim bunlara ihtiyacımız yok. biz bu kadar aciz olamayız. hakem rakibi katletti. emeklerini çaldı. buna rağmen tek kale oynadılar. en azından bu maçı onlar hak etti" demeyecek ve sabaha kadar çılgınlar gibi şampiyonluk ve derbi "galibiyeti " kutlayacaklardı. evet maalesef bu olacaktı.

maalesef diyorum çünkü bu topluluk adına üzülüyorum. çünkü maalesef alışmışlar. maalesef bunu normal zannediyorlar. bütün işaretler bunu gösteriyor. maalesef bu kardeşlerimiz. rakiplere yapılan her haksızlığın her hukuksuzluğun normal olduğunu, başarının"hangi yolla olursa olsun" çalışmadan, uğraşmadan kendilerine gelmesini bekliyorlar. ve tabi ki bu yüzden eğer olurda bunlardan yalnızca biri hakkını savunursa onu kendilerine düşman belliyorlar. onlar mücadele etmeyi hiç görmedi. başarıya çalışarak ulaşmayı hiç öğrenmediler. onlara böyle gösterildi çünkü. bu taraftan baktığım zaman onlara da üzülüyorum. evet dün geceki tarihi skandalda bir puan bile alsalardi maalesef yüzleri kizarmayacakti.

velhasıl dün gece bana göre yalnızca spor açısından değil manevi olarak da tarihi bir gecedir.

allah resmen insanlara açık bir mesaj gönderdi.

"ve yemkurune ve yemkuru allahu. vallahu hayru imakirin"

"onlar sana tuzak kurarken allah da onlara tuzak kuruyordu. tuzak kuranların hayırlısı allah'tır."

dün gece fenerbahçe'yi, milyonlarca masum insanı hak yiyerek mağlup edip rezil etmeye çalışanlar, rezilliğin alâsını yaşadılar.

valla benim dedem yunan ordusu yan köylere kadar gelmiş bizim köyden top sesleri duyulurken nereden kahve bulurum diye debelenen biri imiş.*
nohut, keten tohumu vb şeyleri kavurup kahveyi andıran şeyler yaparmış.

"kütük .., nereden geliyor bu kahve merakı" diye soran arkadaşlar beni sorudan muaf tutsun :-)

annem anlatır misafir gelir türk kahvesi yaparız. küçük çocuklar da meraktan ister.
bir daha istemesin diye soğuk suyun içine bir çay kaşığı kahve katıp veririz. çocuk bir yudum içer suratını buruşturur. bir daha da kahve istemezdi.
sana da yaptık. ikinci bardağı istedin diyor :-)
kimisinde gerçekten kahveseverlik özden geliyor.

geyik bir yana beyaz yakanın hayatında pek bir hobi yok. kahvenin olayı hala ulaşabileceği fiyat aralığında ve rahatça artislik yapılabilecek bir alan olması.
futbola benziyor istediğin kadar at.
"ben olsam o takımı 1-8-1 düzeni ile çıkartır, ikinci yarıda aliyi değil veliyi oyuna sokardım"
"valla ben yıkanmış papua gine dışında kahve içemeden kendime gelemiyorum"
hangi kahvenin diğerinden iyi olduğu, pişirme teknikleri .. saatlerce boş boş konuşmak mümkün.
bu sayede kendisinin ne kadar "özel" biri olduğunu da pazarlayabiliyor.
bırakınız azıcık mutlu olsunlar.

* mübaek ülkede herkesin dedesi kahraman. o dönem savaştan kaçan, kendi köylüsünü soyan çeteleri, aznavuru vb. japonyadan mı ithal ettik?

adam pacman oynar gibi yayaları ezmeye çalışıyor ve ehliyetine 2 ay mı el konuluyor? alkolden yakalansa 6 ay cezası.

taraftar diye ayrıca belirtmeye gerek yok, bugün ona kızdı yarın başka şeye kızacak.

kasten öldürmeye teşebbüstür bu. üst sınırdan ceza almalı ve ömür boyu ehliyetten men edilmeli.

t: trafikten men edilmesi gereken.

10ar 10ar doğuyorlar, biz bi taneyi zor yapıyoruz
doğurdukları azcık büyüdüğünde evlerimizi basıp sokağa atacaklar 30 sene sonra.
sen inanma okey ama al bi silah dursun. her sene fişek al hakkın kadar, stok yap. her fırsatta poligona git.
sorunsal değil, gerekliliktir.

hiçbir şey olmadı.

son 30 yılda şampiyonluklarda
2018-19 içerde 2-2, dışarda 1-1
2017-18 içerde, dışarda 0-0
2005-06 içerde 0-1, dışarda 0-4
97-98 içerde 2-2, dışarda 1-3
96-96 içerde 0-4, dışarda 2-3 bitti maçlar ve galatasaray, fenerbahçeyi yenemeden şampiyon oldu.

2011-12, 2005-06, 99-00, 96-97, 92-93'te iç sahada yenildik ama şampiyon olduk.

son 10 senede iç sahada 1 galibiyetimiz var. o da şampiyon olup çıktık, lig bitmişti.

ama son 10 yılda 4 şampiyonlugun var, rakibinin 0. eğer bu sezon olursan 5 olacak.

19 mayıs 2024 gecesi mağlubiyete sinirlendim. şampiyonlugun gazı kaçtı, konya maçını izlemem, kutlama falan da yapmasınlar dedim ama geçti.

eğer olursak 1 gün sevinecegime 5 gün sevineceğim, 1 konuşacağıma 5 konuşacağım.

çünkü ben yukarı tek tek yazmasam belki kimse kim kimi hangi skorla yendi tel seferde hatırlanmaz ama geriye 10 seneye bakınca rakibin 0 şampiyonlugu var şak diye söyleyebilirsin.

bu sezonda herkes şampiyonu yazacak.

(bkz: 1998 fransa dünya kupası)

natural selection yo...

kerim çaplı

hala mevkisinde en iyi 10 arasında iken futbolu bırakma kararına anlam veremedim. bir sürü topçunun yaptığı gibi 3. dünya ülkelerinde dünya paraya 5 yıl daha oynayabilmesini geçtim en az 1-2 sene daha madrid rotasyonunda yeri vardı. ya sıkıldı ya da ite köpeğe maskara olmadan bırakıyorum dedi.

fenerbahçe'nin ne kadar mide bulandırıcı bir camia olduğunu entrylerden anlayabilirsiniz. maç bitmiş, stad bomboş, maçı tribünde izlemeye, maç esnasında olmayan ali koç ve avanesi maç bitiminden 1.5 saat sonra stada geliyor, stadda ne yönetim var ne taraftar, sadece stad sorumlusu var? siz adamı ne kadar zor bir durumun içinde bırakmışsınız, farkında değil misiniz? adamı linç etmişsiniz orada araya alıp, siz nasıl insanlarsınız? siz insan mısınız amk?
komiksiniz lan. yendiniz, bravo, aferin, üstelik dövdünüz herhangi 1 adamı araya alıp, süpersiniz, bravo beyler.

görüntülere bak, 15 kişi adamı araya alıp dövüyor. adamın yaptığı tek şey sorumlusu olduğu alanda fenerbahçe bayrağı açanların elinden bayrağı almaya çalışmak. maç biter maç bitiminden 5-10 dakika itibaren bayrak açarsın, tepinirsin, sevinirsin yaptın da zaten ama 1.5 saat sonra orada yönetim yok, ne fb- ne gs taraftarı var stada girip bayrak açarsan bayrağa yeltenir.
bir de kamerayla çektiriyorlar, ulan ne kadar iğrenç adamlarsınız be.

https://x.com/…idiergala/status/1792838182012084644

hani şu küreselcilerin dünya nüfusunu 1 milyara indirme planını barbarca buluyorduk ya. şu görüntüleri izleyince, “vay amk, adamlar yerden göğe kadar haklıymış lan” diyorsun. yoksa bu gezegen, bu amiplerin üreme hızıyla, 50 yıla yaprağı yiyecek.

galatasaray'a feto iftirası atıp feto ellerine yapılan operasyonlardan sonra 1 kez bile şampiyon olamayan kulübümsünün atarlı giderli başkanımsı.

çok iyi oldu çokta güzel oldu en az 5 sene daha iteledik bunu febeye. elinde oyuncak gibi oynar durur artık.

s9b21;

insanlarla yollarınızın sonsuza kadar ayrılmasının ne kadar kolay olduğunu fark ettiğiniz an şok olursunuz. işte bu yüzden, yanınızda olmasını istediğiniz birini bulduğunuzda bunun için bir şeyler yapmalısınız

herhangi bir siyasinin o veya bu sekilde, iyi insanlar veya kötü insanlar tarafindan ortaya cikarilmis "sifirlama" tapeleri ortaya ciktiginda,

o siyasiyi ve partisini halk sifirliyorsa, avrupadasiniz.

tekrar bikmadan iktidara getiriyorsa orta dogudasiniz.

avrupada halkin hirsizliga, ahlaksizliga, yalanciliga tahammülü yoktur.

yurt dışında doları olan bir yatırımcısınız ve türkiye diye bir ülke var, ekonomi bakanı vallahi billahi dolar artmayacak olm, bir de tl'ye %50 faiz veriyoruz diyor. bu durumda iki senaryo var. ya bu yatırımcı dolarını getirip bozduracak ve %50 faizle tl'sini katlayacak ve artmamış dolar kurundan dolarını katlatıp çıkacak ya da bu eleman doları bozduktan sonra geri çıkmadan önce mb dolar kurunu devalue edip bunları terste bırakacak. ilk durumda kime gireceği malum. ikinci duruma yeltenecek büzük var mı onu da size bırakıyorum. ve bu stratejiyi kurgulayana adam işini biliyor diyorsunuz. tcmb darphanede dolar basmıyorsa bu sistemi nasıl sürdürecek sivri zekalar bir açıklasın da bilelim.

tek sorun gerçekten zengin olanların zengin olduklarını belli etmeden yaşamaları.
tanıdığım zenginimsileri arabasından, harcamalarından herkes anlıyor ama bunlardan katbekat zengin olanını kendileri istemediği sürece yakın arkadaşları hariç kimse anlayamıyor.
bir arkadaşıma bunun nedenini sordum, insanlar benimle ben olduğum için arkadaş olsun, dürüst davransın diye demişti. çok haklıymış.
onun yanında çoğunuzun arabam, evim, param diye kasılacağını, onunsa içinden size acıyarak bakacağını çok iyi biliyorum. sıradan insanın vizyonu, ufukta gördüğü kadardır.
edit:imla

ağlakların daha oynanmadan şike algısına bağladığı maç.

arada bi iki kişi de "biz zaten bu ligin şmpiyonu olduğumuzu kanıtladık." falan yazmış. eskiden olmayan yıldızlar takıyorlardı, artık şampiyon olamadıkları sezon bitimlerinde de kendi şampiyonluklarını ilan ediyorlar ahahahaha gerç her sezon 10. hafta şampiyonluk meşaleleri yakıp 15. hafta tff'yi istifaya davet eden, sezon sonu ağlayıp yaz transferinin ilk günü full motive olan bi camia, şizofreni.

neyse olur da şampiyonluk gelirse iki tane sayarsanız mna koduğumun manyakları sizi najajaja

köpekler şehirlerde sistematik olarak kedi avlamadığı için sayılarında bir değişiklik olmayacaktır.

izmirde yaşayan biri olarak hiç şaşırmadım. izmir chp belediyesi kelimenin tam anlamıyla dejenere bir kurumdur. izmir'in en büyük yaya üst geçidi halkapınardadır. bu üst geçit tramvay otobüs metro ve izbanı birbirine bağlar. her gün bu üst geçitten yüz binlerce insan geçer. bu üst geçit başıboş köpeklerle sma dolandırıcıları ile doludur. bunlar yetmezmiş gibi şimdi de bu üst geçide tam metro çıkışına kocaman bir konteyner büfe koydular. bu ben bu büfeyi seçimde üç beş gün önce twitter'da şikayet etmiştim. twitter'da bunu yazdıktan sonra bu büfeyi güzelce kapattılar, kepenklerini çektiler sessize aldılar.
ve ne oldu sonra
seçimleri kazandılar. tekrar bu büfe yani metro çıkışının karşısında devasa bir konteyner insanların geçişini engelleyecek şekilde duruyor. mecburen metrodan çıkan herkes bunların önünden sürtünerek geçmek zorunda kalıyor. yani belediyedeki çıkar ağına yeterince dahil olursanız izmir'in en büyük yaya üst geçidine gecekondu büfe kondurabilirsiniz. yeter ki siz paylaşmayı bilin.
bunların yan tarafında yine at hırsızlık kılıklı sma dilencileri var. geçidin sağında solunda sürekli 10-15 tane köpek dolaşıyor ve necip belediyemiz de hiçbir şey yapmadan öyle duruyor. hatta halkapınar üst geçitten aşağıya indikten sonra orada da zabıta bürosu var. onlar da bütün gün oturup çay kahve içiyor.
sen sağ ben selamet