ismet paşa'nın masada kaybettiği kolalı jelibonları hayırlısıyla 2023'te lozanın gizli haribo maddelerine dayanarak sahada geri alacağız.

2500'e düşürsünler başta türlü akıllanmaz bu millet.

tanım: ekmeği 10 lira yapma toplantısı

1453x4 = 5812 tl

elim ayağım titreyerek okuduğum ifadedir. bu -haliyle- çeviri olduğu için oldukça yumuşatılmış bir metindir diye tahmin ediyorum. aklımda çakır'ın hapiste yakaladığı o ...'nu yerden yere vurduğu sahne dönüp duruyor.

...

şöyle:

"olay günü alkol aldım ve cami civarında dolaştığım sırada ayşegül'ü gördüm. alkolün etkisiyle hoşuma gitti. beğendim ve gittiği yöne doğru arkasından takip ettim. tenha ve ağaçlık bir yere geldiğimizde, arkadan yaklaşarak habersizce boğazını sıktım ve etkisiz hale getirmeye uğraştım. aniden baygınlık geçirip, yolun kenarına düşerek kafasını çarptı. sürükleyip, çalılık ve ağaçlık alana soktum. pantolonunu çıkarttım. çevreden sesler gelince pantolonunu giydirdim.

biraz uzaklaştım, sonra geri gelip yaşayıp yaşamadığını kontrol ettim. yüzünde sıcaklık ve ağzında köpük vardı. çantasındaki ıslak mendil ile ağzını ve yüzünü sildim. yarım saat ayıltmaya çalıştım, başaramayınca sırtıma alıp yol kenarına taşıdım. yakın bir iş yerinden bir şahıs geldi. bir araç durdu, sağlık ekiplerine haber vermelerini istedim. kalabalık olunca biri kızı tanıdı ve ailesine bilgi verdiler. olup bitenleri kenardan izledim hatta kız arabaya konulurken yardım ettim.

pelitli'de oturan bir tanıdığım, afganistan uyruklu arkadaşımın yanına gittim. kendime çok kızıyordum, sinirle elimi aynaya hızlıca vurdum. ayna kırılarak camlar sol elimi kesti, kendi kendime yarayı sardım. saklandığım evde jandarma ekipleri tarafından yakalandım. elimi görünce ambulansla hastaneye götürdüler. tedavi edilip, karakola götürüldüm. olay nedeniyle çok üzgün ve pişmanım. bu olaya her ne kadar kalkıştıysam da kaçmadım ve yardım çağırdım. kıza herhangi bir cinsel eylemde de bulunmadım. sadece soyup tekrar giydirdim, pişmanım."

şimdi, bu olaydan sonra istanbul'da 6 tane genç bir pankart astı. hatırlıyorsunuz değil mi? neydi: "hudut namustu." aynen böyle yazıyordu. o 6 tane delikanlı 12 saat içinde gözaltına alınıp 24 saat terörle mücadelede sorgulandılar. evet, hudut namustu bir zamanlar. bu ne idüğü belirsiz kaçaklar türk milletine hayatı zindan ediyorlar. ayşegül aydın 16 yaşındaydı. allah belanızı versin. allah binbir türlü belanızı versin.

ağırlaştırılmış müebbet istenmiş.

kaynak

edit: #139362625 burada yazar arkadaşın söylediği çok canımı sıktı. "avukat aklı kokuyor", evet. ben çeviriye yordum ama o kısmı da var. böyle avukatlığa da lanet olsun.

n word diyor. ne kadar komik. bizim ülkemizde zenci beyaz diye bi olay mı var? netflix izleyip amerikan derdi edinen çoluk çoçuk konu oluyor.

ek: zenci kelimesine anlam yükleyerek türkiye'de de böyle bi ayrışma yaratmaya çalışan cıvıklar var. amerika'dan duyar devşirmeyi bırakın. kimse ten rengi siyah diye bu ülkede birilerini göndermek istemiyor. araplar için aynısını söyleyemem

adem kız sana sövüyor sen hala "üzüntüsünü yaşasın karışmayın" diyorsun

sen olgun adamsın be baba

ağla prag kezbanı, kendi dilinde kimsenin anlamadığı dilde bağır çağır, ezik psikopat seni

"bir türk'ü öldürmek 70 gavuru öldürmekten evladır." diyen, ingiliz ajanı vatan haininin sallandırıldığı gün kutlu olsun.

mustafa kemal atatürk zeki adamdı. kusura bakmayın beni kandırdılar, milletim beni affetsin demedi hiçbir zaman. bunun gibi vatan hainlerini cümle aleme ibret olsun diye meydanlarda sallandırdı.

günümüzde hala akıllanmayıp şeyh, şıh, tarikat peşinde koşanlar var. e tabii insanın kullanacak bir beyni olmayınca, onları güdecek birileri her zaman çıkıyor piyasaya.

tanım: vatan hainlerinin sonunun ne olması gerektiğini anlatan güzel bir örnek.

türkiye'nin dev bir bağcılar'a dönüşmesi süreci biraz daha hızlanacak.

asgari ücret/enflasyon ilişkisi kısmına girmiyorum bile, basit bir denklemi kendi kendine anlayabilmekten aciz adama buradan bir şey öğretilemez zaten. bu adamlar zeka seviyeleri gereği zaten asgariden daha fazlasını hak edebilecek kapasitede adamlar değil, dolayısı ile kıçlarında don olup olmadığına bakmadan tavşan gibi üremeye de devam edecekler. durumu eleştirince bizi elitistlikle suçlayıp "size mi soracağız" diye artistlik de yapacaklar. sonra 1 kişilik niteliksiz iş için kapıya 1000 kişi yığılıp piyasayı düşürünce; "bir taban sınır olsun, niteliklerinin piyasada hak ettiği değerlerine göre değil, o taban sınıra göre para verilsin" diye ağlayacaklar.

asıl sorun, popülist zamlar sonucu, bu ülkenin gençlerinin, garson/kurye/güvenlikçi… olmaktansa, kendilerini geliştirip doktor/mühendis olmak için bir sebeplerinin kalmaması. nitelikli nüfus öyle her kasabaya tabela üniversiteleri açmakla yaratılamıyor.

ülkeye bir şeyler katma potansiyeli olan son insanı da kaçırmadan, kaliteli insan yetiştiren son lise imam hatip yapılmadan, işe yarar son üniversiteler taşra üniversitelerine dönüşmeden, kaliteli kurumsal markalar ürününü alacak insan bulamayıp pazarı köylü kurnazlarına bırakmadan... rahat etmeyecekler. kısaca; zengini ile fakiri ile, satıcısı ile alıcısı ile ülke dev bir bağcılar'a dönüşecek.

bu soruya istanbul cevabını veren hayatında istanbul'dan dışarı çıkmamıştır.

okuduğum cevapların bazıları beni çok üzen soru. insanları yalnız bırakmışlar. benim de hüzünlü doğum günlerim çok oldu. bu kadar orospu çocuğunu hayatımıza nasıl topladık bilmiyorum.

devletten randevu alaydın memet ali bey. ne zamana mı randevu veriyorlar?

parmaktan sonra.

çocuğun fikrini aldın mı hangi cinsiyette olmak istiyor ve kendisini nasıl hissediyor? muhafazakar bir ailenin 9 yaşındaki kızına başörtüsü taktırması kadar saçma. özgürlüğü algılayamayan akıl hastası kadın.

edit: küçücük çocuk cinsiyetini nerden bilsin diyenler olmuş. o kadar iyi biliyorlar ki. kız çocuklarının 3 yaşında bile ne kadar nazlı, hassas oje ruj meraklısı olduğunu ve cinsiyetinin farkında olduğunu hiç mi görmediniz, duymadınız ? iç güdüsel durumlarda söz konusu. aynı zamanda erkek çocuklarının da süper kahramanlara olan ilgisi çok bariz. oyuncak seçerken bile erkek çocuklarına hitap edecek şeyleri kimse müdahale etmediği halde kendilerinin seçmesi tesadüf mü ? insanlar çocukken bile cinsiyetlerinin farkındalar. bırakın kendileri büyüsün yönlendirilmeden.

(bkz: sevgilimin kendi tatil parasını bana kitlemesi) şeklinde düzeltilmesi gereken başlık.
şahsen bu saçmalık bana yapılsa hadi gidiyoruz diyip otele varınca sadece kendi odamın parasını öder, kıza yallah der gerisine karışmazdım.

borcu sorulan yazarların mal varlıklarını yazmaları ilginç olmuş. düşüyor mu böyle ? mal varlığınız kadar zekanız olsaydı, ekonomisi kötü, halkı mutsuz ve çaresiz olan bir ülkede bu kadar mal varlığının mutlu etmeyeceğini idrak ederdiniz.

güney kıbrıs avrupa birliğine girerken, demişlerdi ki, türkiye'nin üyeliğine asla muhalefet edemez. bu yönde anlaşma imzalanmıştı, ne oldu? rum kesimi sürekli olarak türkiye'nin üyeliğine itiraz ediyor. eee anlaşma vardı hani?

mülteci anlaşması yapıldı, biz mültecileri sınırdan geçirmeyeceğiz, hatta geçerlerse iade alacağız, avrupa ise türk vatandaşlarına serbest dolaşım hakkı verecek. ne oldu peki? biz mültecileri sınırdan asla geçirmiyoruz, geçen olursa da geri kabul anlaşması gereği tekrar alıyoruz, avrupa ne yaptı? bırak serbest dolaşımı, artık vize bile vermiyor türk vatandaşlarına.

bunun gibi bir çok sözde anlaşma var aramızda ama ne avrupa ne amerika verdikleri sözlere bir kez bile uymadı. bu kez de uymayacak, kaldı ki pkk yı en çok destekleyenler ab ülkeleri ve abd.

malum kişinin isviçre'deki banka hesaplarına kaç milyon dolar ateşlediler acaba bu iki ülkenin nato'ya girmesi karşılığında. daha dün asıp kesiyordu, ülkedeki pkk teröristlerini iade etmezlerse nato'ya girmelerine onay vermeyeceğim diye. bugün ne oldu keke ha? yine mevlana gibi döndün?

t: siyasal islam sayesinde ülkenin bir kez daha kaybettiği bildiridir.

(bkz: mondragon ateşkes antlaşması)

bakın burada sayfalarca peygamberi ateşe atan urfa , cahil halk vs denmiş ama bir kişi de bu adamları serbest bırakan hakime bir şey dememiş. bu magandaların bu hale gelmesinin en büyük sebebi bu hakimler . adamlar kaçak elektrik kullanır ceza için gelen görevliyi döver bir şey olmaz , doktoru döver bir şey olmaz , öğretmeni döver yine bir şey olmaz. peki bu adamlar niye değişsin ki , ne ceza aldı ki korksun tekrarlamasın. . bu olayda da savcı tutuklama istemiş ama hakim gerek görmemiş. bu adamların tutuklanması için hakim dövmeleri gerek herhalde , bunun dışındaki meslek gruplarının hayatlarının bir değeri yok demek ki.

ilk defa bizden arak olmayan bi şey yapmaya çalışmışlar, onda da sonuç bu.

10 milyon mülteci rezervi var, lakin çıkaramıyorlarmış.

aşko kuşko ekolü - influencer

sabah bunu gördüğümde gülmüştüm.
anlatmak istediği şeyi güzel bi geyikle süslemiş diye düşünmüştüm.
yaşadığı sosyal çevresine ve kendisine ince bir eleştiri var şen şakrak.

başlığı görünce bakayım dedim...
ya bu kadar ciddiye almayın her boku angry birdler sizi...

şu günde şu saatte küfür istemez bi insan ya

vicdansızlığınızda boğulun.

kedi rutini patisini yalayıp temizledikleri için salyadan bulaşma ihtimali çok fazla. hepsini geçtim kuduz, semptonları ortaya çıktıktan sonra tedavisi olmayan lanet bir hastalık. riske atmayın derim. yoksa koy bi tarafına gitsin arada bir vücudun mikrop da alması lazım ki bağışıklık sistemi yat aşağı moduna girmesin.

saçma sapan bir gelenektir. hukuken de karışıklıklara sebep olur. zira evlilikle değişmediğinden soyad da aynıdır. staj yıllarımda bir davaya denk gelmiştim. duruşmalı bir idare yada vergi mahkemesi davasıydı.

aile komple davacı.
şu dedenin ismi verilmesi geleneği bir yerde kırılmış ailede ve çocuklardan birine babanın ismini vermişler. sonra dedeler de aynı isim döngüsüne girmiş. velhasıl ailenin erkeklerinin neredeyse hepsinin ad soyad aynı. hakim duruşma boyunca kafayı yedi. ifade alacak yanılmıyosam soyad mümin'di. celal mümin. hangi celal mümin? celal mümin oğlu celal mümin.

adama diyo ki kaç çocuğun var. 3 tane. isimleri ne? celal, celal, biri de allahtan kız olmuş. neden isimlerini aynı koydun? birine babamın ismini diğerine dedemin ismini koydum diyo.

velhasıl hakim kimin kim olduğunu çözemedi. zaten katip de bişeyleri yanlış yaptı. sinirlendi bi sonraki duruşmaya erteledi ifadeleri.

(bkz: kalk kız soğan doğra) reyiz
video linki

sırf dış görünüşü yüzünden bir insanın şu saatte şu şekilde sitem etmesine neden olan güzellik algısı batsın artık yerin dibine ya.

gün boyu sosyal medyada ölümüyle ilgili yorumları takip ettim. sağcısı solcusu muhafazakarı türkü kürdü çerkezi lazı herkesin ölümüne üzüldüğünü gördüm. halkın sanatçısı olmak böyle bir şey. cüneyt arkın, kemal sunal ve barış manço etkisi yaratmıştır.

hiçbir zaman unutulmayacaksın türk sinemasının en yakışıklı, en savaşçı, en fedakar adamı. ruhun şad olsun.

sene 2005 silifke - alanya arası . yok böyle bir yol.bir bakıyorsun denize sıfır . bir bakıyorsun uçurumdasın . arabanın arkası virajdan kurtulmadan önü başka bir viraja giriyor . hala var mı acaba eski yolu kullanan.

- cahilliğimi bağışlayın . yeni yol yokmuş . hala aynı yol kullanılmaktaymış . uyarısı için niccolo da vinci adlı arkadaşa teşekkür ederim .

nedense balkan savaşları ve trablusgarp savaşı'nda ortaya çıkmamış evliyalardır.

bu iki savaş'ta da çok toprak kaybetmiştik hatırlanılırsa..

belki de beşiktaş tarihinin en kötüsü.

yetkilileri göreve davet ediyorum, bunlara karar verenler sessizce görevden alınmalı seneye de benzer bir durum yaşanılıp kulübümüzün zarara uğratılmaması adına.

iki dakika tapınmadan durun be!! denilesi soru.

ülke yollarına en uygun dayanıklı, çabuk aşınmayan fiyat performanslı lastik bridgestone'dur. ben sürat yaparım, tedbirsiz sürücüyüm, yol tutuş iyi olsun, lastik 2 senede aşınsa da dert değil, yumuşak lastik istiyorum dersen michelin. param var dayanıklı olsun diyorsan continental. kış lastiği almak istiyorum dersen nokian. az ucuz ama fiyat performans kış lastiği diyorsan good year ultra grip. dört mevsim olsun uğraşamam yaz kış dersen michelin cross climate. tecrübe edindiklerimden eyyorlamam bu kadar.

bu arada markaların da model farklılıkları vardır. yol sesi vs. gibi. kullanıcı yorumlarına bakın. mesela x markanın bir modeli yol sesi yapabiliyorken y modeli sessiz olabiliyor. bir ayrı konu da sıfır araçta fabrikada takılan lastikler sanki biraz dandik gibi. marka ne olursa olsun. sonradan alıp taktığım lastikler sıkıntısız olmuştur.
ek olarak fabrika ölçülerinin dışına çıkmayın. ne olacak ki demeyin. büyük ebat alırsanız baskı balatayı çabuk eskitirsiniz. araç zorlanır. yakıt tüketimi artar, otomatik vites araçta şanzıman sıkıntısı yaşarsınız vs. vs.
son olarak bilindik markalar dışına çıkmayın. no name lastikler balans tutmaz. eskiden beri duyduğunuz markalara yönelin.

bi anlasana salak çocuğum, öğretmenler sıfır maaş ile çalışsa bile sen bir gram fazla hizmet almayacaksın bir gram eksik vergi vermeyeceksin.

mesut özil affedilsin. irfancan, ozan, mert hakan, emre mor ile muhteşem bir beşli olur. klopp dahil yiyemeceği hoca olmaz bu kadronun. akabinde emre belözoğlu'nu getirir bu kadro. spor kulübü tabelasını da indirip kahvehane tabelasını asarlar, sonra gelsin nargile ve okeyler.

baba olacak pezevenk daha elektiğini ödeyemediği evde neden çocuk yapma bokunu yemiştir.
versinler çocuğu ben bakarım bunların yetiştireceği çocuktan bir hayır gelmez

felsefe ve teoloji açısından büyük patlama öncesi düşünülebilir. ancak bilimsel açıdan bakıldığında zaman da uzayzamanın bir parçasıdır ve büyük patlamayla oluşmuştur. büyük patlama öncesinde einstein'ın genel görelilik teorisine göre zaman kavramı yoktur.

bunu ister büyük patlama öncesi bilinemez ya da yoktur olarak yorumlayın, ister allah, tanrı falan vardı/yoktu diye. bu size kalmış ama bugünün bilimine göre büyük patlamanın öncesi diye bir kavram yok, varsa da mevcut evren anlayışımız ve fizik yasalarımız bunu bilmeye anlamaya yetmiyor.

bu konuda nobel ödüllü fizikçi frank wilczek'in fundamentals ten keys to reality isimli kitabında da şöyle bir bölüm yer alır: görsel

antik dönem teologlarından aziz augustinus 'a "tanrı evreni yaratmadan evvel ne ne yapıyordu" sorusu yöneltildiğinde, ilk başta "böyle sorular soranları içine koymak için cehennemi hazırlıyordu" şeklinde espirili bir cevapla olaya yaklaşmak istese de sonrasında ciddi üzerine düşünmüş ve şu sonuca varmış:
- zaman, saatler tarafından ölçülen bir olgudur
- yaratılış öncesi saatler de var olmadığına göre zaman da yoktur.
- dolayısıyla yaratılışın öncesi diye bir şey olamaz.

din ve bilimin böylesine derin bir meselede çok paralel çıkarımlarda bulunması da bana her daim ilginç gelmiştir.

edit: okumak isteyenler için birkaç yerli ve yabancı kaynak bırakıyorum:
https://evrimagaci.org/…amadan-once-neler-oldu-7999
https://www.exactlywhatistime.com/…nd-the-big-bang/
https://www.bbc.com/…at-existed-before-the-big-bang
https://www.forbes.com/…does-time-have-a-beginning/
https://www.youtube.com/watch?v=k8gv05ns7mc

birine iş yaptırmak için surat köprüsünden geçmek zorunda olmak^*

seni sevr'e diz çökürtümeyen de 1.80'den kısa erkekti, sen karı kız zırvası okumaya devam et.

hangi partiye oy verecek tahmin edin desem yüzde yüz doğru sonuç çıkacaktır

isveç pkk'yı yanılmıyorsam 84'ten bu yana terör örgütü olarak kabul ediyor zaten. palme suikastini buna bağlayanlar var (tr'nin tezi de bu yönde). sorun ypg/pyd'yi avrupa birliği ve abd terör örgütü listelerine sokamamamız. propaganda savaşını kaybettiğimiz için batı kamuoyu bu pkk yan hesaplarını ışid'e karşı savaşan özgürlük savaşçıları olarak görüyorlar.

gecmiste epey hovardalik yapsam da esimi tanidigim ilk gunden itibaren ondan baskasini gozum gormuyor. merak etme gayet de iktidarliyim kardesim :)

her seyi gec, 5 dakikalik zevk icin en degerli varliginizi, ailenizi yikabilmeyi nasil goze alabiliyorsunuz anlayamiyorum.

steroid basmaktan beyin hucresi kalmayan dallama icin edit. kendisi laf edip mesaji kapatmis. kendisi buyurmus ki 5 dakika olursa zaten aldatamazmisim :)
5 dakika orada bir metafor oldugunu bile anlamamis ama sanarsin seks machine gotveren :) ben de eski basketbolcuyum aslan. 5 dakikada bitirmem o isi merak etme ama mesele kendini asik oldugun kadina teslim etme meselesi.

görseli paylaşılan sözleşmenin 5.3 ve 5.4 numaralı maddelerinde açıkça yazıyor. dolayısıyla naçizane tavsiyem arabulucu aşamasında olabildiğince az ceza ile kurtarmaya bakın, aksi halde mahkeme, avukat vs. masrafları daha çok can yakar.

sanki chp'li biri demiş gibi lanse etmek abesle iştigaldir. ekrana çıkardığınız herhangi bir hdp'li vekil bunu diyebilir. canlı yayınlar ancak esra erol programları gibi 10 saniye gecikmeli verilirse çözülür. o zaman da canlı yayın esprisi kaçar.

otomobil bayisinde çalışan satışçı olmak isterdim. satış başına prim alıyorsa bunlar, zaten her araç satılıyor, satış yapma gibi dertleri yok. onun haricinde her gelene de araç yok bitti, alamazsın, 10 ay sonra belki deyip yolluyorlar. birikmiş paraları da varsa araçları kendi alıp 100 bin tl karla satıyorlar. belki zor yanları da vardır ama çok kebap işe benziyor.

10 yıl önce hatırlıyorum da bayileri gezerken, çay, kahve, kuru pasta ikram ederlerdi. liste fiyatı üzerinden indirimler yaparlardı, telefon numaramızı alıp her gün ararlardı abi kaçırma diye. şimdi hiçbiri yüzümüze bile bakmıyor.

sadece ilk görüş için geçerli önerme. sonrasında araya bir sürü parametre girer. sadece dış güzelliği/yakışıklılığı ile var olan insanların süresi hep kısıtlıdır. o yüzden zaten bu kadar model vs. yaşlanınca kafayı yiyor. dış görünüşünüze tabii ki yatırım yapın ama asıl önemli olan kendi kişisel becerelerinize yaptığınız yatırımdır. hangi yaşta olursanız olun bu beceriler sizi ayakta tutacaktır, dış görünüşünüz değil.

gençlere bok atmak yerine, hayat neden pahalı diye kendinize bir sorun artık ya. şunun sebebini, sorumlularını bulmaya çalışın. bu kadar aptal olmayın.

gerçekten sinirleniyorum, deri kıyafetler giyip üzerinize işeyeceğim artık ha

haddini bilmesi gereken bir valinin densiz açıklaması.

çürümüş zihniyetin son çırpınışları.

1000 entry oku 500 var 500 yok der.
kutsal bilgi kaynaklığınıza sokam sizin.
bura kadar boş beleş bir yer yok

işe geç gitmem için bütün numaraları deniyor yine

görsel
görsel
görsel

erdoğan gittiğinde kaybedeceğim şey neyse ben hazırım kaybetmek istiyorum!