- osmanlı anadolu'yu ihmal etti mi? etti.
- anadolu'da fakirlikten ve kıtlıktan ötürü celali isyanları çıkmadı mı? çıktı
- orta asya'dan göçen türk kültürü yerleşik hayata geçip tarım yapmak yerine hayvancılık ve yörüklük üzerine mi? evet.
- bugün bile din üzerinden sömürü devam ediyor mu? cemaatler tarikatler servete sahipler mi? evet
içki vs. konularında anadolu köylüsü riyakar mı, parayı bulunca gidip pavyonda yiyor mu? evet
adamın yazdıklarının neresine şaşırdınız anlamıyorum. 500 sene sonra bile anadolu'da benzer problemler ciddi ciddi varken öncesinde her şeyin daha iyi olduğuna sizi inandıran ne? orta okul lisedeki milli tarih propaganda dersleri mi? trt1 dizileri mi?
bonus olarak zülfü livaneli'den gelsin
(bkz: #137577896)
jottar20 profili
-
1553 yılında bir alman'ın osmanlı gezisi
-
22 nisan 2024 sivasspor'a verilen penaltı
pozisyonda yabancı var hakemi tarafından orta hakeme izleme tavsiyesi verilmiştir.
-
türkiye'nin bir türlü iflas etmemesi
köle gibi çalışmayı kanıksamış milyonlarca emekçiye sahip olduğu içindir
-
pinterest kullanan kaldı mı sorunsalı
alışveriş için buraya bakıp fikir edinen milyonlar var. çöp içerik ve üç kuruş para veriyorlar diye kalitesizliğin ve zevksizliğin tanıtımını yapan çakma influencerlar daha az veya erkekleri ilgilendiren bir hobi sayfasında zart zurt bahis ve kumar reklamı görmüyorsunuz. pinterest bu konularda diğer mecralardan iyi, hatta çok daha iyi.
bedeni üzerinden ilgi toplayıp sonrasında influencer olmaya soyunan pek yok. iyi bir iç mimarlık ve dekorasyon sayfası olmanın yolu ille de yuvarlak ve sıkı bir popoya sahip olmaktan geçmiyor. gerçekten ilham verici bir şeyler yapmak gerekiyor.
yani evet sıradan insanlar belki boş boş paylaşım yapmıyor ama bu sitenin ciddi bir takipçi ve ziyaretçi kitlesi de mevcut.
hee, gelelim esas soruya. pinterest'ten düşer mi? zor bence ama türk erkeği ekmeğini taştan çıkarır. onun da yolunu bulursunuz. -
tek taş yüzük istemeyen kadın
böyle kadınlar vardır ve birisi de benimle evlidir.
-
ilber ortaylı'nın karanlık yüzü
arkadaşlar ben okudum. kronometre tuttum hatta 32 dakika 54 saniye sürdü. kısa ve geniş özet olarak aktarayım. (not: hiçbiri benim şahsi düşüncelerim değildir)
- -kısa özet --
ilber ortaylı hepi topu bilindik belgeleri yorumlayan, güncel meselelerde etliye sütlüye dokunmayan, güç kimden yanaysa ona yanaşan, her devrin adamı olan, ikiyüzlü fetöcü, kadın düşmanı, şovenist milliyetçilik üzerinden prim kasan bir şahıstır. asla bir entelektüel değildir, olmamıştır.
-- kısa özet --
-- geniş özet --
yazı bakın ben de okuyan eden biriyim. boş yapmıyorum, ilber ortaylı'yı eleştirebilecek birikime sahibim diyebilmek adına bolcana ünlü düşünürlerden özlü sözler içeriyor.
yazının devamında, yazara göre gerçek entelektüel kimdir, nasıldır sorusu üzerine duruluyor ve ilber ortaylı'nın gerçek bir entelektüel olmadığı, hepi topu belgeler üzerinden ruhsuz tarihçilik yapan her devrin adamı olan birisi olduğundan bahsediliyor.
sonrasında yazarımız ilber ortaylının kadın düşmanı olduğu iddialarına yer vermiş. devamında osmanlı'daki batılılaşma hareketlerinden ve türkiye'nin batı doğu arasında arada kalmış garip durumundan bahsetmiş. bu noktada da ilber ortaylının tarihçiliği ve bakış açısı içi boş bir nostaljiden ibaretmiş.
yazarımız, ilber ortaylı 2005'te feto yayınevlerinden birinde editörlük yaptığı, fetoş ile sık sık görüştüğü için onu üstü kapalı şekilde fetocu ilan etmiş. hristiyan misyonerliğine tü kaka ama fetö her yere okullar açıp islamı yayarken(!) ne güzel dediği için ortaylı'ya ayrıca ikiyüzlü demiş.
fesliden hallice tarihçi mustafa armağan ile ilişkisinden de bahsedilmiş. üstü kapalı şekilde ilber ortaylı cumhuriyet ve atatürk devrimlerinin düşmanıdır imasında bulunulmuş
akabinde yine ilber ortaylı'nın gerçek bir entelektüel olmadığı yönünde iddialar mevcut. zaten avam dile hegel'e laf edişinden belli. entelektüel kahvehane ağzıyla konuşmaz, diline kelimelerine dikkat eder diye argüman temellendirilmiş. ilber ortaylı'nın güncel meselelerin hiçbiri hakkında (siyaset, iklim krizi, kadın cinayetleri vs. vs.) konuşmaması, etliye sütlüye karışmamasını eleştirmiş. ortaylı'nın tarikatçıların elini eteğini öpmesi ve kitaplarını cumhurbaşkanlığı sarayına bağışlamasını eleştirmiş.*
sonunda da özlü sözler ve bir şiirle yazıyı noktalamış
--geniş özet--
iddialarının bir kısmı kafaya yatıyor, bir kısmı zırva, bir kısmını da doğrulayacak ya da yorumlayacak bilgiye sahip değilim. kısacası ilber ortaylı ne %100 her dediği ,her yaptığı doğru birisi ne de bu yazarın anlattığı kadar tü kaka birisi. hepimiz gibi doğruları ve yanlışları olan bir insan.
edit: işsiz değilim, yıllık iznimdeyim * -
findeks kredi notu isteyen ev sahibi
memur kefil olmadan ev vermem diyen ev sahibinden daha bilinçlidir. en azından temel düzeyde finansal okuryazarlığı vardır.
kredi taksidini, kredi kartı borcunu aksatmadan ödeyen adam kirasını da düzenli öder diye düşünüyordur. -
15 aralık 2022 3 genç kızın öldüğü kaza
hafif ticari aracı kullananlar hatalı. u dönüşünün olmadığı yerden dönmeye çalıştığı gibi çevre kontrolü de çok zayıf. görsel mavi renkli tabela net şekilde düz gidebilir ya da sola dönebilirsin diye belirtiyor. yani u dönüşü yapamazsınız. ekstra bir de u dönüşü yasaktır tabelası konmasına lüzum yok. hele ki yer çizgilerinden de anlaşılacağı üzere bunu sağ şeritten hiç yapamazsınız.
ama kamyon şoförü de bu kaza neticesinde cezaevine girer çünkü o da kusurlu.
meskun mahal olduğu ve ışıklara yaklaşıldığı için hız sınırı kamyonlar için max 50 kilometredir. görsel görsel o tabelaları da kamyon şoförü ne de olsa radar yok diye umursamamıştır. kırmızı ışığa yavaş ve dikkatli şekilde yaklaşılması gerektiği ve tehlikelere karşı uyarmak için öncesinde bir sarı ışık daha konmuş görsel ama kamyon açık ve net şekilde kırmızı ışığın yanacağını görmesine rağmen hiçbir şekilde hızını azaltmadan çok hızlı şekilde geliyor ve kırmızı ışıkta geçerek hafif ticari aracı altına alıyor. her ne kadar duramam diye selektör yapıp uyarmaya çalışsa da durabileceği bir hızda seyretmek de kamyon şoförünün sorumluluğuydu. mahkemede de ben selektör yaptım ama diye yırtamaz hatta fren bile yapmadığı için işi zor.
"burada kamyonun hiçbir kusuru yok, dümdüz yolunda seyrediyor" "kamyon bu duramaz" diyenleri de hayretle okuyorum. arkadaşlar kamyon dediğiniz tren ya da tramvay değil bu. karayolu taşıtı ve kurallara uymakla mükellef. 40 ton yüklü bir kamyon günümüz standartlarında 80km/h ile seyrederken 40 metre içerisinde tamamen durabilmeli * ki bu kamyon ışığın kırmızıya döneceğini çok daha uzak bir mesafeden gördü ama siz böyle böyle kamyonculara cesaret vere vere ölümlere yol açıyorsunuz. yine tabii ki kamyonların böyle durumlarda duramayabileceğini de hesaba katarak aracınızı sürün ama kamyoncuları da aklamaya çalışmayın. -
amerika nasıl başarılı oldu
(bkz: liberalizm) (bkz: serbest teşebbüs) (bkz: ifade özgürlüğü) (bkz: kapitalizm)
bol doğal kaynaklara sahip, bölgesel çatışmalara uzak geniş bir coğrafya ve farklı etnik ve kültürlerden gelen insanları yukarıda saydığım 4 ideal çerçevesinde harmanlamayı başarabilmesi sayesindedir. neticede fırsatlar ülkesidir ve bunun hakkını geçmiş yüzyıllarda vermiştir.
edit: en önemli şeylerden birisini unutmuşum. amerika'da halkın tabanına yayılmış bir vergi bilinci vardır. herkes bilir ki devletin yaptığı hiçbir hizmet bedava değildir. devlet baba haybeden vatandaşına bakmaz. o paralar amerikan halkının alın teriyle elde ettiği gelirden kesilen vergilerdir. gerekirse hesap sorar.
devlet de zart zurt vergi affı yapmaz, kuralına uyan vatandaşını enayi yerine koymaz. irs ise adama acımaz herkes paşa paşa gider yatırır vergisini.
(bkz: taxpayers' money) -
büyük patlamanın öncesi
felsefe ve teoloji açısından büyük patlama öncesi düşünülebilir. ancak bilimsel açıdan bakıldığında zaman da uzayzamanın bir parçasıdır ve büyük patlamayla oluşmuştur. büyük patlama öncesinde einstein'ın genel görelilik teorisine göre zaman kavramı yoktur.
bunu ister büyük patlama öncesi bilinemez ya da yoktur olarak yorumlayın, ister allah, tanrı falan vardı/yoktu diye. bu size kalmış ama bugünün bilimine göre büyük patlamanın öncesi diye bir kavram yok, varsa da mevcut evren anlayışımız ve fizik yasalarımız bunu bilmeye anlamaya yetmiyor.
bu konuda nobel ödüllü fizikçi frank wilczek'in fundamentals ten keys to reality isimli kitabında da şöyle bir bölüm yer alır: görsel
antik dönem teologlarından aziz augustinus 'a "tanrı evreni yaratmadan evvel ne ne yapıyordu" sorusu yöneltildiğinde, ilk başta "böyle sorular soranları içine koymak için cehennemi hazırlıyordu" şeklinde espirili bir cevapla olaya yaklaşmak istese de sonrasında ciddi üzerine düşünmüş ve şu sonuca varmış:
- zaman, saatler tarafından ölçülen bir olgudur
- yaratılış öncesi saatler de var olmadığına göre zaman da yoktur.
- dolayısıyla yaratılışın öncesi diye bir şey olamaz.
din ve bilimin böylesine derin bir meselede çok paralel çıkarımlarda bulunması da bana her daim ilginç gelmiştir.
edit: okumak isteyenler için birkaç yerli ve yabancı kaynak bırakıyorum:
https://evrimagaci.org/…amadan-once-neler-oldu-7999
https://www.exactlywhatistime.com/…nd-the-big-bang/
https://www.bbc.com/…at-existed-before-the-big-bang
https://www.forbes.com/…does-time-have-a-beginning/
https://www.youtube.com/watch?v=k8gv05ns7mc -
biz ilmi üretmişiz batı bizden almış
evet, batı medeniyeti rönesansın temellerini atarken islamın altın çağındaki bilimden ve kaynaklardan da bolca faydalandı.
yalnız kılıçlı imam efendinin nokta şu ki: batılılar o ilmin üzerine koydu, bilim ve teknoloji alanında hızla ilerledi ve arayı açtılar. bu esnada da islam medeniyetleri son 1000 senedir ortaya elle tutulur, çığır açıcı hiçbir bilimsel keşif koyamadı.
hatta bağnazlıkta, yobazlıkta daha da geriye gittik. hristiyanlıkta reform yapılırken islam içerisinden selefilik vahhabilik gibi sakıncalı mezhebler türedi. bugüne geldiğimizde de aradaki fark elde kılıçla mılıçla şov yapıp 1000 sene öncesini överek ya da batı sömürgecilikle kalkındı diye mırın kırın etmekle kapanacak gibi durmuyor.
1000 sene önce yapılanlarla övünmek yerine bugün bilim konusunda daha teşvik edici ve gayretli olmak gerekir de kime laf anlatıyoruz. hz. peygamberimiz ilim çin'de bile olsa gidin alın demiş. bizim diyanet de gidip son model zırhlı mercedes'i almış gelmiş işte... -
hollanda'da gerçekleşen futbol devrimi
rinus michels ve cruyff ile total futbolu armağan eden hollanda; futboldaki seyir zevkini artırmak adına kendi alt ligi'nde 23-24 sezonundan itibaren zaman geçirmenin ve oyunu soğutmanın önüne geçecek yeni kuralları deneyerek futboldaki devrimin ateşini yakmıştır. denenecek kurallara göre:
- taç atışları ayakla atılacak.
- sınırsız oyuncu değişikliği.
- maçın süresi 30'şarlı devrelerden toplam 60 dakika olacak
- top oyunda olmadığında saat duracak.
- serbest vuruşta top sürmek serbest
- sarı kart gören oyuncu, 5 dakika oyun dışında kalacak.
bu yeni futbol kurallarıyla beraber seyir zevkinin artırılması ve zaman geçirmeye yönelik hareketlerin önüne geçilmesi hedefleniyor.
kaynaklar:
https://www.nu.nl/…-in-keuken-kampioen-divisie.html
https://www.vi.nl/…als-pilot-voor-nieuwe-spelregels -
14 mayıs 2022 jahrein'in inanç anketi
efe aydal yapsa müslüman sayısı daha da düşük çıkacak ankettir. jahrein takipçileri hele türk toplumunu temsil eden en ideal örneklem kümesi. evet türkiye'deki müslüman oranı %99 değildir, hiçbir zaman öyle de olmamıştır ancak %50 de değildir.
ben türk toplumunun sandığımdan çok çok daha farklı olduğunu yedek subay olarak askerlik yaparken anadolu'nun dört bir yanından gelen askerlerin sorumluluğunu üzerime aldığım gün fark etmiştim
üzgünüm ama bağcılar endüstri meslek lisesi mezunu, instagramda nargileli story atan apaçi genç bile türkiye ortalamasının yanında ordinaryus profesör kalır. -
düzce kaynaşlı belediye başkanı facebook paylaşımı
hadi diyelim afganı, pakistanlıyı, suriyeliyi gönderdik bunları ne yapacağız?
-
akp'linin beyin yakan alım gücü karşılaştırması
birim para zırvalığı ya da türkiye'de özellikle pahalı olan birkaç şey * üzerinden yapılan cherry picking karşılaştırmalara göre satınalma gücü paritesine göre kişi başına düşen milli gelir daha sağlıklı bir karşılaştırma. bu karşılaştırmada almanya'nın milli gelirini 63bin yerine 32bin fransa'nınkini de 56bin dolar yerine 28bin hesaplayana kadar da iyi gidiyordu aslında.
yani almanya'daki mühendis türkiye'dekine kıyasla 1.3 değil 1,7 kat daha zengin* . 0,73e böleceğine 0,73 ile çarpmış hesap yaparken herhalde. * çünkü baz alınan abd'ye göre almanya ve fransa daha ucuz bir ülkelerdir. neticede de dalga geçilecek bir paylaşım olmuş.
(kaynak imf )
gerçeklere dönecek olursak sıradan vatandaş için ben median household income metodunu daha doğru buluyorum. neticede 5li çetenin kazandığı milyarların ülkedeki milyonlarca vatandaşa bir katkısı yok o nedenle şu daha doğru bir hesaplama yöntemi.
bu oecd verisine göre türkiye 19bin dolar ile 41 oecd ülkesi arasında 34. sırada. almanya 39bin dolar ile 6. fransa da 34375 dolar ile 12. sırada. bunun harici doğrudan maddiyatla ilintili olmayan çevre, hayattan alınan tatmin gibi konularda da en gerideyiz.
kaynak oecd
görsel
görsel -
mutsuz bir insana iyi gelecek şey
sözlükte daha az vakit geçirip insanı boğan nefret söylemlerinden ve karamsarlıktan uzak durmak.
-
3. dünya savaşını kim kazanır sorunsalı
hamamböcekleri en az zararla atlatan taraf olacaktır.
-
almanya
stuttgart'ın orta yerinde pkk'lılar antifa ve lgbt toplanmış. erdoğan kürtlere zulmederken suriyede savaş çıkarırken sessiz kalıyordunuz şimdi de nato ve batı emperyalizmine bayrak açan doğu ukraynalı özgürlük savaşçılarına rusya'nın yardım eli uzatmasına laf edemezsiniz diye bildiri okuyorlar.
işte iktidardaki yeşiller partisinin kafa ve düşünce yapısı tam olarak bu. nükleer santralleri kapat, rusyanın kucağına otur, teröristleri sev. -
24 ocak 2022 orc genel seçim anketi
mhp'nin kendi seçmenlerine sunduğu kadrolaşma ve rant kapısını gözardı eden insanların şaşırdığı sonuçlardır. son seçimlerde de mhp'nin 3% alacağını falan sanıyordu aynı iddiada bulunanlar.
fetöden boşalan kadrolara mhp sayesinde çoluğunu çocuğunu yerleştiren, sırtını devlete yaslayan belediyede itfaiyeci, mahallede bekçi, bakanlıkta memur vb. olup hilal bıyık vs. bırakan milyonlar var bu ülkede.
siz sanıyorsunuz ki millet hak hukuk adaleti gözeterek oy verecek. hayır makyavelizmi iliklerinde hisseden bir milletiz. -
tarikat ve cemaatlere katılmanın amacı
bir yere ya da bir zümreye ait olma ihtiyacıdır.
nasıl ki aslanlar sürü oluşturuyor ya da sokak köpekleri çeteleşiyor, insanların bazıları da cemaat tarikat gibi oluşumlara katılıyor