çocukluk travmam olur kendileri.
okullar kapanır ve biz deniz kenarı evine gideriz. ev 8 ay boş kalmıştır ve temizlenip derlenip toplanması bir kaç günü bulur. bahçe ile birlikte düşünürsek, çimlerin biçilmesi ağaçların ıslahı falan filan 1 hafta diyelim biz ona. işte sadece o bir hafta kendi kendimize oluruz biz.
tam herşey yoluna girip, deniz kum güneş keyfi başlayacakken çocuklu bir akraba şıp diye damlar. senin odan artık senin değildir hatta senin evin bile senin değildir. büyükler için annem ve ablam, sıpaları için de ben ve kızkardeşim kendimizi heba ederiz. babam bolca da para verir bana, misafirin çocuğunu eğlendirmek için para lazım çünkü. işte böyle iki hafta geçer, sonra o misafir gurubu gider başka gelir derken benim 3 aylık tatil piç olmuştur. okul başlar, ben okula giderim ama bizimkiler misafir ağırlamaya devam ederler. toplamda 4 ay hiç eksik olmaz misafir. hani gelenlerde kuzen filan olur anlarım da, dıdısının dıdısı gelir hep. bir de ota boka bahane bulurlar, o patlıcan yemez öbürü mydanoz sevmez, annem didinir durur herkese yemek yetiştirmek için. ha bu arada elleri ceplerine asla gitmediği gibi, otogardan bile biz alırız, taksiye para vermezler asla. bazen tek arabaya sığmazlar da komşunun arabasını da götürürüz sıkışmadan gelsinler diye. sadece sorun yemek değil, çamaşırları yıkanır, denizden gelirken getirdikleri kumları pisleri hepsini temizler bizimkiler sağolsun.
ben lise çağına gelince artık isyan etmeye başladım, bu isyana evin diğer kardeş üyeleri de katılınca bir huzursuzluk başladı ama yine de misafir eksik olmadı. biz de yazları artık yazlığa gelmez olduk kardeşler. şehirde kalmaya başlayınca, anne ve baba artık mecburen misafirlere hayır demeye başladılar.
sonra ne oldu biliyor musunz? tüm ilkokul ortaokul hatta lise bir ve iki dönemimi piç eden bu aç köpek akrabalar, bir kez hayır dendi diye bizimkilerle araya mesafe koymaya başladılar. hergün arayan soran, yalakalığın bin bir türünü yapan aç köpekler bayramlarda bile aramaz oldular anne babamı.
bu travmaların üzerinden 30 sene geçti ve ben ne o aç köpeklerle ne de diğer akrabalarımın %90 dan bile fazlasıyla hiç görüşmem. memlekete gittiğimde, yolda görsem bile iplemem hiç birini. öyle görmedim numarası filan da yapmam, neredesin hayırsız gibi sorulara maruz kalırsam direkt cevabını veririm. bu aç kopekler yüzünden o güzelim evimizden hep nefret ettim ve halen de o eve gitmeye çekinirim.
bugraa16 profili
-
yazlık eve misafir gelen akraba
-
bostancı dudullu metro hattı
minibüs caddesinin şenesenevler ile bölge sakinlerinin bostancı beton yol olarak bildiği yere kadarki olan kısmı sırf bu metro inşaatı yüzünden senelerce kapalı kaldı. trafik, emin ali paşa caddesi tarafından aktı hem de sağlı sollu. koca koca kamyon ve halk otobüsleri bile o daracık yolu 3 yıl kadar bir inat uğruna kullanmak durumunda kaldı. trafiğin anası ağladı, metro hattı çalışmaları durduruldu ama minibüs yolu yine açılmadı.
sonra imamoğlu geldi ve ilk yaptığı iş akp denen zararlı oluşumun inatla 3 yıl kadar kapalı tuttuğu minibüs yolunu tekrar açtı, trafiği bir nebze rahatlattı ve sonra da akp nin kaynak bulamadığını gerekçe gösterip durdurduğu metro inşaatı başladı, bugün de bitti zaten açılışı yapılmış.
umarım son yıllardaki maltepe / göztepe arası e5, sahil yolu ve minibüs yolu trafiğini birazcıkta olsa rahatlatır zira artık o iki nokta arasındaki bölgede yaşamak cehenneme dönüştü. -
mersin'de şehit olan polisin çatışma görüntüleri
normalde aktrollere asla yazmam ama şehit polisimizin kanı hala kurumamışken, çatışma görüntüleri gösteriyorum ayağına siyaset yapmak tek kelimeyle adiliktir, şerefsizliktir, şehit kanından beslenmektir.
bari şehidimizi alet etmeyin köpekler... -
26 eylül 2022 mersin polisevi saldırısı
eskiden seçimin yaklaştığını caddelere asılan parti bayraklarından filan anlardık, şimdi canlı bombaların askere polise saldırmasıyla ya da meydanlarda patlayan bombalardan anlıyoruz. teşekkürler a.k p.
edit: 1 polisimiz şehit olmuş, yakındaki polis evlerinden birinde kalan emniyet görevlisi yakınım iletti. anons geçmişler şehidimizi. -
28 haziran 2022 türkiye isveç finlandiya bildirisi
güney kıbrıs avrupa birliğine girerken, demişlerdi ki, türkiye'nin üyeliğine asla muhalefet edemez. bu yönde anlaşma imzalanmıştı, ne oldu? rum kesimi sürekli olarak türkiye'nin üyeliğine itiraz ediyor. eee anlaşma vardı hani?
mülteci anlaşması yapıldı, biz mültecileri sınırdan geçirmeyeceğiz, hatta geçerlerse iade alacağız, avrupa ise türk vatandaşlarına serbest dolaşım hakkı verecek. ne oldu peki? biz mültecileri sınırdan asla geçirmiyoruz, geçen olursa da geri kabul anlaşması gereği tekrar alıyoruz, avrupa ne yaptı? bırak serbest dolaşımı, artık vize bile vermiyor türk vatandaşlarına.
bunun gibi bir çok sözde anlaşma var aramızda ama ne avrupa ne amerika verdikleri sözlere bir kez bile uymadı. bu kez de uymayacak, kaldı ki pkk yı en çok destekleyenler ab ülkeleri ve abd.
malum kişinin isviçre'deki banka hesaplarına kaç milyon dolar ateşlediler acaba bu iki ülkenin nato'ya girmesi karşılığında. daha dün asıp kesiyordu, ülkedeki pkk teröristlerini iade etmezlerse nato'ya girmelerine onay vermeyeceğim diye. bugün ne oldu keke ha? yine mevlana gibi döndün?
t: siyasal islam sayesinde ülkenin bir kez daha kaybettiği bildiridir. -
özel okul öğretmeninin feryadı
çok üzülerek izlediğim feryattır.
özel okullar ticarethaneden bile daha fena sömürür çalışanını.
bu feryatlar asla bitmeyecek çünkü özellikle akp rejimi özel okulların bu halini desteklemektedirler.
bilinçli olarak devlet okullarını çürütüp vatandaşları ticarethane gibi çalışan özel okullara mecbur etmektedirler.
muhalefete bakıyorsunuz, ne chp ne iyi parti ne de diğer muhalefet partilerinin bu konuyla alakalı bir çözüm önerisi ya da vaadi yok. yani kısacası, özel okul öğretmeninin şartları gün geçtikçe daha da korkunç bir hal alacak. bunun da yansıması öğrenciye olacak maalesef.
sadece okul yönetimi değil, veliler ve sosyal medyadaki klavye delikanlıları da bu gariban öğretmenlerin köküne kibrit suyu döküyor. özellikle ekşideki klavye delikanlısı ergenler, sabah akşam öğretmene bir kulp taktığı başlık açıp zaten herkesin sömürdüğü bu gariban öğretmeni daha da batırıyor.
evet canın benim, öğretmen yazın 3 ay yatıyor hem de maaş bile almadan... -
okulların 2 temmuza kadar açık kalması
okullar 2 temmuz tarihine kadar açık olmayacak, bunu özel okul sahibi taklacı ziya'nın kendisi de çok iyi biliyor.
evet biliyor ama sürekli boş boş salladığı için millet buna da gülüp geçecektir.
(bkz: ziyaa ziyaa) -
22 ocak 2021 okulların açılması
eğer bu belge gerçekse... bugün ayın 20 si lan? üstelik 20 si akşam olmuş ve 22 sine sabah yüz yüze eğitim başlıyor diyorsunuz. geri zekalı embesil bile olsanız böyle bir karar almazsınız.
cuma niye açılıyor? niye pazartesi değil ağa? ayrıca cuma günü okullar 3 haftalık tatile girmiyor mu?
milli eğitim bakanlığı gerçekten kafayı yemiş. sanırım yine özel okullar için bir şeyler yapıyorlar. dün bir konuşmasında, özel okullar bizim asli sorumluluğumuzdadır, onların zarar görmemesi için gerekli bütün çalışmaları yapıyoruz demişti.
düzenleme: dyk lar açılıyor ama özel okullar bir önceki dyk açılmasında hafta sonu değil, dersleri hafta içi 5 güne yaymış ve öğrenci ve öğretmenleri 5 gün okula yüz yüze getirtmişti. eğer bu doğruysa tam da özel okul anlaşmalarının yaklaştığı dönemde böyle bir hamle öğrenci için değil velilerden para gaftilemek için yaptıkları bir taktik gibime geliyor. -
14 aralık 2020 anaokulları yüz yüze eğitim kararı
orta kuşağın hayatını siktiler, gençleri zaten iyice manyağa çevirdiler ve sıra şimdi çocuklara geldi.
küçücük yavruları bir kaç haftada oyuncağa çevirdiler.
milli eğitim'de bir tane evet bir tane insanoğlu yok mu ulan bu çocukların iyiliğini düşünen? taklacı ziya'yı zaten unutun, onun işi özel okulları koruma ve geliştirme. yardımcılarını da unutun çünkü onların da özel okulları var.
yani kısacası, ülkedeki eğitim öğretimi özel okulların kucağında hoplata hoplata bitirdiler. bravo rte bravo ziya..
(bkz: aç kapa artema) -
unutulmayan dede sözleri
(bkz: sen kimin kızısın)
not: erkeğim -
16 kasım 2020 cnntürk ümit özdağ canlı yayını
ekonomi siki tutmuş,
küçük esnaf siftahsız dükkan kapatıyor,
maaşlar her gün biraz daha eriyor,
covid anamızı belliyor,
millet virüsten kırılıyor ve akp halkı ölüme terk etmiş,
sağlık(!) bakanı her gün yalan söylüyor,
maske-mesafe-hijyen diyorlar ama her gün miting yapan bir adam(!) var,
virüs dışarda birbirini sikiyor ama tüm öğrenciler yüz yüze eğitim diyen bir bakan(!) var,
hastanelerde test için saatlerce kuyruk bekleniyor,
sağlık sistemi çökmek üzere,
her gün yeni zam haberiyle uyanıyoruz,
işsizlik almış başını uzaya çıkmış,
orta sınıf yok olmak üzere,
amaaaaa bizim gündemimiz muharrem ince ve ümit özdağ öyle mi? hem de berat oğlanın istifa haberini bile veremeyen tasması akp nin elindeki yandaş kanalda?
t: ipimde olmayan canlı yayındır. -
ara güler
öldü mü ölmedi mi bilemiyorum. öldüyse allah rahmet eyleye, kör ölür badem gözlü olurmuş ama bu mesajımda öyle olmayacak.
yaklaşık 25 senedir fotoğraf camiasının(!) (ne demekse) içindeyim. yurt dışında alabileceğim tüm ünvanları aldım, 350 nin üzerinde madalya, mansiyon ve sergileme aldım, sosyal belgesel projeleri yaptım, bir çok dernekte gösteri yapıp kişisel ya da karma sergi açtım. bunları yaparken ben ve benim gibi gençlerin önündeki en büyük engeldi ara güler ve bunun gibiler.
şu an türkiye'de tek tip fotoğrafçılık var, sümüklü çocuk, yüzü buruşuk yaşlı ve siyah beyaz herhangi bir foto. fotoğraf kötü mü çekildi, bas siyah beyazı bir de üzerine ver kontrastı al sana iyi foto. neden çünkü türkiye'deki neredeyse tüm yarışmaların jürisi aynı, kim? ara güler/ibrahim zaman ve benzer kafadakiler.
yarışmada ödül alan fotolara bakıyorsun sümüklü çocuk, yüzü buruş yaşlı??? niye çünkü bizim dinozor jüri hep bunları seçiyor. sonra bakıyorsun herkes tek tip fotoğrafçı olmuş çıkmış, herkes sümüklü çocuk peşinde.
bu iki zat ile aynı yarışmada jüri olduk geçmişte. bütün manipülasyon ve sosyal belgesel fotoları elediler, neden mi? çünkü dinozorlar. hala aynı buruşuk suratlı yaşlı ve sümüklü çocukları seçmeye çalışıyorlar, hala aynı yerdeler. ben ve diğer 2 genç jüri arkadaş itiraz etti de ödül ve mansiyonlar biraz daha homojen oldu.
yine söylüyorum, öldü ise türkiye cidden bir dönemi belgeleyen başarılı ve değerli bir fotoğrafçıyı kaybetmiştir ama bu dünyadan giderken türk fotoğrafçılığı konusunda arkasında koca bir enkaz bırakmıştır. -
gelir vergisi diliminin %30'a yükselmesi
mtv nin %40 olmasının sebebidir. gelir vergisi dilimi artınca herkes bunu konuşacaktı ve hükümet bu konuna geri adım atmak zorunda kalacaktı ama bizim hükümet, devleti emlakçı zihniyeti ile yönettiği ve halkı da koyun olarak gördüğü için, mtv ye bilinçli olarak %40 zam yapıp kendi yayın organlarını bile örgütleyerek %40 zammın çok olduğu goygoyunu yaydı. yani zaten en başından mtv ye %40 zam olayı bir kurguydu ve sanki geri adım atmışlar gibi, cumhurbaşkanı çıkıp bu zam çok ve yeniden görüşülsün diyerek bizi güzelce kekledi. hem zammı geri alıp bonus topladı hem de vergi diliminin yükselmesinin üstünü kapadılar.
şu an ne mi oluyor? halka %30 luk kumpası yedirdikleri için oturma organlarıyla gülüyorlar.
(bkz: zam akar türk bakar) -
sabire meltem banko
(bkz: çok osurgaçlı götürgeç)
aynı gün aynı yolda bir dakika arayla 3 kez trafik cezası yediğim için, 13 ay önce dava açtım. 13 ay geçmesine rağmen davam sonuçlanmamışken, geceleri osurarak uyuyan avukatımsı canlının davaları nasıl ışık hızıyla sonuçlanıyor agalar?
dava açmadan evvel saçımı sarıya boyayıp, geceleri periskopta osura osura ve horlaya horlaya uyuyacağım bundan sonra. yeni türkiye böyle bir şey galiba... -
5 şubat 2017 ziraat bankası ve ptt'nin fona devri
hazinede para kalmadığı için elde kalan son varlıkların satışı için ön hazırlıktır. dedesinden kalan mirası satıp yata yata beleşten geçinen torun misali, 100 senelik türkiye cumhuriyetini 15 senede satıp vatandaşları piç gibi ortada bıraktılar.
cumhuriyette satacak bir şey kalmayınca, cumhuriyetin kendisini de yıkıp totaliter rejimle yönetilen ülkeye çevirecekler akıllarınca. ama o iş öyle kolay değil, osmanlı bu işi yaparken bir sürü kaynakları vardı, her yerden para akıyordu. sen elindeki malları bile satıp ülkeye başkanlık getireceğim dersen, sonun kaddafi'den beter olur. -
sevgilinin banyosunda sakal dolu mach 3 bulmak
sevgiliniz erkekse gayet normaldir.
(bkz: aynştayn was here)