Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. 10 eylül 2021 şenol güneş'in kovulması

    avrupa şampiyonasında sıfır çektiği için utanıp kendi kendine istifa etmeyen,futbol bilgisi dinozor devrinde kalan bir adet hocanın, tazminatı(vergilerimiz ile ödenen) verilerek kovulması durumudur.ayrıca tabiki bu durumdaki en büyük sorumlu 3.2 milyon euro gibi bir maaş veren federasyondur.helal etmiyorum.

    pek çok yazar arkadaş yazmış vergiler tff'ye gitmiyor diye.şöyle açıklayayım digitürk denen safsataya ödenen para,maç biletlerine ödenen paralar sponsorlardan çoğuna yaptığımız ödemeler direkt veya dolaylı yollardan tff'ye gidiyor.

  • 2. çocuk istememe nedenleri

    2 çocuklu biri olarak çocuk istememekte çok haklı olduğunuzu düşünuyorum, zira çocuklardan sonra hayatım sürekli onların geleceklerini düşünmek/kaygılanmak/umutsuz hissetmek döngüsünde savrulmakla geçiyor. bu dünyada üstüne üstlük bu ülkede anne baba olmak delilik!

  • 3. raftaki fahiş fiyatı durduracağız

    "ama kasaya gelince işler değişir ona karışmam" olarak devam edebilecek ifadedir.

  • 4. the matrix resurrections

    çekilin. nickimin hakkını vermeye geldim. bazı dallamaların "aksiyon filmi bu, john wick bu, bu ne biçim fragman?" vs gibi anlamsız ve boş serzenişlerini gördüm. eğer detaylı izlerseniz çok ince ve çok soru işareti barındıran bir fragman olduğunu farkederdiniz. bir kaç önemli sahneye birlikte bakalım.

    ilk olarak açılış sekansında gördüğümüz dünyanın artık eski filmlerdeki dünya gibi yeşil tonda olmadığını farkediyoruz. belli ki makinalar hala geliştirmeye devam ediyorlar.

    eski dünyanın tonu yeni dünyanın tonu

    daha sonra masada gezinen kediyi görüyoruz. kedi miyavlayınca arkadan neo'nun kafasını çevirip kediye doğru baktığını farkediyoruz. bu kediyi daha önceki filmlerde de görmüştük. neo kediyi gördüğünde "dejavu" diyordu. kedi için bir çok anlam yüklendi film boyunca, matrix'te oluşan bir glitch, senkronizasyon bozukluğu, gerçek ile yansımanın örtüşmemesi, matrixteki tuzaklar vs.

    eski filmdeki kedi yeni kedimiz

    neo'nun konuştuğu doktorun/psikologun gözlüklerinin renginin göze sokarcasına mavi olduğunu görüyoruz. belli ki neo'nun bu yeni simülasyon içinde uyanmamasını istiyor ve ileriki sahnelerde göreceğimiz mavi hapları neo'ya veren ta kendisi.

    doktorun mavi gözlükleri

    hızlı geçen ara sahnelerde inanılmaz detaylar var. bir kere 3.filmde neo savaşıp öldükten sonra neo'ya ne olduğunu görüyoruz. makinalar neo ile ilgileniyorlar. bu sahnenin anlattığım gibi olduğunu şöyle anlayabiliriz: neo'nun gözleri 3.filmdeki gibi kör ve paramparça. bu görseli de ekliyorum.

    neo'nun cesedi neo'nun cesedi ve göz detayı

    daha sonra hızlı geçen sahnelerde neo'nun yeniden uyanışına tanıklık ediyoruz.

    neo'nun uyanışı

    daha sonraki sahnelerde neo'nun içinde bulunduğu dünyayı sorgulamaya başladığı sahnelere tanıklık ediyoruz. güneşe bakışı, içinde bulunduğu toplumun davranışlarını sorgulaması. hatta wachowski'nin toplumsal eleştiri olarak bir kaç sahne koyduğu da belli ama umarım bir yere bağlanır, umudum sadece eleştiri olarak kalmaması yönünde.

    neo'nun sorgulamaları özellikle güneşe baktığı sahne çok önemli. güneşin önemini 3.filmi izleyenler hatırlayacaktır.

    bahsettiğim toplumsal eleştiri sahnesi bu sahnede neo'nun bakışları çok şey ifade ediyor. bir yandan da makinelerin insanların uyanmaması için böyle bir sistem geliştirmeleri de kanımca güzel bir bakış açısı olmuş. basit gibi gözüken ama çok şey ifade eden bir eleştiri wachowski'den.

    daha sonra neo ile konuşan bir kadının alice harikalar diyarında okuduğunu görüyoruz. zaten filmi izleyen herkes bu kitabın hikayedeki önemini biliyordur. asıl önemli olan o kitabı okuyan kadın. hiç emin değilim ama kadın sanırım oracle (kahin). gülüşü, takıları ve giyinişi ile bende o fikri uyandırdı.

    alice harikalar diyarında
    sen kahin misin? ek olarak bu karakterin gözlüklerinin renginin ilk sahnedeki psikologun gözlüğünün aksine kırmızı olması detayı da bu teorimi güçlendiriyor.

    şimdi gelelim benim de kafamı çok karıştıran kısımlara. açıkçası beni en heyecanlandıran ve düşündüren kısımlar burası.

    neo'nun aynada kendisine baktığı sahnede yaşlı halini ya da başka birinin bedeninin içinde olduğunu görüyoruz. neo'nun gerçek hayattaki yansıması mı yoksa başka bir şey mi emin olamadım.

    neo'nun yansıması

    daha sonraki sahnelerde ilk filmde olduğu gibi "follow the white rabbit" kültünü doğuran tavşan dövmesini görüyoruz. bu dövmeye ilk filmden aşinayız.

    ilk filmdeki dövme
    yeni filmdeki dövme

    şimdi asıl bombanın olduğu yere geldik. trinity bir sahnede neo ile konuşurken yüzünden ve saçlarından yeşil kodların aktığını görüyoruz. bu bana makinelerin trinity için de bir planlarının olduğunu ya da trinity'nin eski üçlemedeki rolünün aksine çok daha fazla ve çok daha önemli bir karakter olduğunu düşündürtüyor.

    sonrasında ise bir başka şok yaşıyoruz ve trinity'yi gerçeklik algısını bozarken görüyoruz. bunu neo dışında kimse yapmıyordu. ve trinity'nin yansımalarına baktğımızda yansımaların trinity olmadığını görüyoruz!!!! sanki 2 farklı karakter daha var. acaba trinity isminin hakkını mı verecekler??

    trinity'nin yüzündeki kodlar

    trinity'nin yansımaları ve farklı karakterler

    daha sonraki bir sahnede neo'nun başına silah dayanmış halde. fakat neo silahı hiç umursamıyor ve akan yağmur damlalarını elinde gezdirip sorguluyor. bu sahne bana simülasyon evren içinde simülasyon evren olayını anımsatıyor. basit gözüken ama ilginç bir sahne.

    neo'nun gerçekliği sorgulaması

    sonlara geldiğimizde de ilgimi çeken bir sahne daha var. neo ve trinity'yi kovalayan insanların gözleri yemyeşil. evet baya bildiğiniz parlak matrix kodu yeşili. çok ilginç daha önce görmediğimiz bir olay bu.

    soldaki ve motorun önündeki adamın yeşil kodlu gözleri

    son olarak da neo ve trinity'nin beraber zıplamaktan ziyade uçtuğunu görüyoruz. bu sahne bana daha önce söylediğim trinity'ye daha fazla misyon yüklenildiği iddilarımı güçlendirmemde yardımcı oluyor.

    neo ve trinity'nin beraber uçması

    şuan için bu kadar fakat yeni bir şey farkedersem veya öğrenirsem editlerim. sinematografi olarak sanırım son yıllarda imaxte izleeyeceğim en iyi film olacak. beni aşırı tatmin etti. durdurup durdurup tabloya bakar gibi baktığım oldu çoğu sahneye. burda yazılanların aksine ben filmin gizem dolu olduğunu ve matrix severlere bir çok açık kapı bırakıp bizi şaşırtacağına inanıyorum. tabi ki konuşmak için erken ama ben 2.veya 3.film gibi boş aksiyon olacağını zannetmiyorum. genç morpheus ve fragmanın sonundaki adamın kim olduğu konusuna da sonradan değinirim kafama oturdukça. ben de hala çok şeyden emin değilim ve kafam karışık. umarım tatmin oluruz.

    edit: @snidget isimli yazarın uyarısı ile bi düzeltme yapmak istedim. alice harikalar diyarı'nda kitabını okuyan genç kız 3. filmdeki tren istasyonu sahnesinden tanıdığımız hint kız sati imiş. kendisine teşekkür ediyorum.

  • 5. 5 yaşında golf vs sıfır km clio

    sıfır clio al derim, garantisi var muhatap belli bakım masrafları çok daha az (muayene, lastik, akü ve muhtemel ekstra çıkabilecek bonus arızalar) kasayı yeni değişti. 5 6 yıl kullanın basamak olarak sonra daha geniş bir araç alırsınız çocuğunuz büyüyünce.

  • 6. ölüm korkusunu yenmenin yegane yolu

    dolu dolu yaşamaktır. insan yapamadıklarından, yaşayamadıklarından dolayı korkar ölümden.

  • 7. dans ederek gitmediğiniz işi bırakın

    akıllara umut sarıkaya'nın y.rak gibi adam tiplemesini getirmiştir.
    edit: ben aklıma geldiğinde gülmüştüm. çok kişi yesillendirip aklıma geldi ben de kahkaha attım yazmış. tanımadığımız insanlarla iyi güldük..

    edit2:y.rak gibi adam

  • 8. golden'ı parçalayan pitbull

    izlenmemesi gereken videodur. eğer bir hata yapıp izlerseniz de, panzehir olarak kaplan yavrusunun sikerttiği pitbull videosunu tavsiye ederim.

    yıllar önce moda’da çok kötü bir olaya tanık oldum. çocuktum, ergendim, elimden bir şey gelmedi. elimdeki kaldırım taşı ile pitbull’u gebertmeyeyim diye esnaf da üstüme atlayınca hiçbir şey yapamadım. sinir krizi geçirdiğim ile kaldım.

    bir gün böyle bir olaya tanık olursam, eğer bir pitbull un kediye, köpeğe ya da başka bir canlıya saldırdığını görürsem her şeyim üstüne yemin ediyorum ki bu sefer kimse tutamayacak beni. ya ben yaralanacağım ya da o mahlukat ölecek.

    birkaç kere sokakta gezdirilen pitbull gördüm. yemin ediyorum arabayı üstüne sürüp, çatır çatır kemik sesi çıkartmamak için zor tuttum kendimi.

    2 yıl önce bir köy yolunda, yola çıkan yılanı ezmemek için az kalsın takla atacaktım. eğer ezseydim hüngür hüngür ağlardım muhtemelen.

    ama bu yaratığa olan nefretim asla dinmiyor. gözümün önünde bir şey olsun da, elime bir şey geçirip beynini akıtayım, sonra da tüm kuvvetim ve cüssemle boğazına yapışıp boğayım diye pusuda bekliyorum.

    burdan pitbull sahiplerine de şunu söylemek istiyorum; hayvansever falan değilsiniz. dibine kadar tırsak ve kompleksli heriflersiniz. sırf bu zayıflığınızı baskılamak için de, ne idüğü belirsiz olan, atası bile olmayan bu yaratıkları sahiplenip sokakta gezdiriyor, savunmasız hayvanların hayatını tehlikeye atıyorsunuz.

  • 9. milli takımın yeni teknik direktörü kim olmalı

    şenol güneş olabilir, şu an boşta.

  • 10. düşük seviye bilgisayar için oyun önerileri

    (bkz: 2021 ekonomik krizi)

  • 11. tunç soyer'in ingilizcesi

    ingilizceyi bu tarz konuşan insanlara hayran olmakla birlikte saygı duyuyorum. elin hintlisi bütün dünyaya kendi aksanını kabul ettirmişken biz neden dilimizi yumuşatmak zorunda kalıyoruz? tanım: türk aksanıyla konuşulan ve gayet anlaşılan ingilizcedir.

  • 12. 10 eylül 2021 okan buruk'un milli takım td olması

    yerinde bir karardir. basarili olacagina eminim.
    en azindan basarisiz olursa zamaninda birakmasini bilecek kadar adamdir.

  • 13. marcao ve kerem aktürkoğlu'nun barıştırılması

    kerem aktürkoğlu’na söz hakkı verilmeyen saçma olay. bir de o ne düşünüyor duyabilseydik keske. gerçek duygularını neden duyamıyoruz? neden sadece ft ve marcao konusuyor? tek önemli olanlar onlar mı?

    bir daha ne kerem ne marcao aynı kişiler olur bundan sonra. hayat boyu küs kalmalılar demiyorum ama ofiste biri size dövse ve sadece müdür diye onu şirkette tutsalar sizin için her şey eskisi gibi olur muydu? döven adama daha cok deger verdiğini gösteren genel müdüre, şirkete, döven adama bakışınız ya da diğer çalışma arkadaşlarınıza karşı psikolojik ezikliğiniz nasıl olurdu? ben ne yaparsam yapayım vazgeçilmezim psikolojisine girecek müdürü hiç söylemiyorum bile.

  • 14. sigortayı asgariden yatırıp 5 vakit kılan patron

    çok daha beterini bildiğim patronlardır. (neyse ki benim patronum değil, yanlış anlaşılmasın)

    fatih'te meşhur ve büyük bir lokantaları vardı.

    işleri yaver gitti, sosyal medya, boyalı basın ve turist etkisiyle biraz ileriye şube açtılar. devamında dev gibi bir şube daha açtılar.

    (ben asıl işleri olan dükkanda birkaç kere yemek yedim: gerçekten kötüydü. o kadar kötü yemeklerle nasıl o kadar meşhur oldular anlamak mümkün değil.)

    sonra yemek sektöründe farklı bir dükkan daha, devamında farklı bir dükkan daha açtılar.

    bu sırada yüklü miktarda kazandıkları nakit paradan da ayrıca gelir elde etmek için yemek sektöründe olmayan başka iki işletme daha kurdular. (bu işletmelerde ruhsata tabi bir işi ruhsatsız yaptıkları için çılgın cezalar yediler ve oraların da hayrını göremediler.)

    allah daha çok versin, kazançlarında gözüm olmadı asla.

    perde arkasında ise işler söyleydi:

    onlarca garsonun çok büyük bir kısmını sigortasız çalıştırırlardı.

    bir şekilde sgk'dan denetime gelecek birilerinin haberini alırlarsa garson çocukları saklamak için kırk takla atarlardı.

    garsonları 14 günde 13 gün günde en az 14 saat, kimi zaman 16 saat çalıştırırlardı. öyle ki, mekanlardan birinde bile 2 sene çalışan bir garson durum canına tak edip dava açarsa 2 senelik emeği için 100.000 tl civarında işçilik alacağına hak kazanırdı. çok sinirlenir, çok küfrederlerdi onlara.

    bu çocuklara çalıştıkları süre boyunca asla fazla çalışma ücreti vermediklerini ve maaşlarını asgari ücret üzerinden gösterdiklerini söylememe gerek yok sanırım.

    hizmet tespit davası açan garsonlar da olurdu, onlara daha çok kızarlardı. bu sırada hak, allah, helal, haram gibi kavramlar hep ağızlarında elbette.

    dava açan garsonları ufak tefek tehdit etmeyi asla ihmal etmezlerdi.

    garsonların açtığı her davada daima ilk iş hakimin adını sorarlar, hakimi tanıyan birilerine ulaşmaya çalışırlardı. tabi hakime ulaşmaya çalışırken inşallahlar maşallahlar bol keseden savrulurdu. (ufak bir not: bu işlerde muvaffak olduklarına hiç tanık olmadım, hep patladılar. ne kadar üzücü, değil mi...)

    işyerlerindeki yöneticileri daima akraba olduğu için yöneticileri her davada yalan tanıklık yapmaya zorladılar. onlar da çok kötü arada kalıyordu, akrabası olan işverenin dediği gibi yalan mı söylesin yoksa gördüğünü mü? adam gibi yalan da söyleyemediler zaten, ya doğruyu söylediler ya da bilmiyoruz dediler. göz göre göre yalan söylemeyi beceremediler. tabi her seferinde çok kızdı patronlar.

    her açılan davada en az 100.000 tl'lik oldukları için bizden memnun olmadılar ve bizi azlettiler. sevindik gerçekten.

    sonra ne mi oldu? battılar. hem de öyle böyle batmadılar. hak allah kuran helal haram namaz inşallah maşallahlar havada uçuşurken öyle bir battılar, öyle bir beter oldular ki rezil rüsva oldular insanlara.

    ne yalan söyleyeyim: çok mutlu oldum. gerçekten.

    şimdi ne bok yediklerini bilmiyorum ama bu anlattığım ve benzeri din tüccarı şarlatanlar umarım daha da beter olurlar.

  • 15. 8 bin 400 lira maaşa garson bulamayan dürümcü

    sallamasyon haber. çok sık gittiğim bir mekan ve burada yabancı uyruklu garsonlar çalıştırılıyor. muhtemelen de sigortasız ve asgari ücretin altına çalışıyorlardır. ayrıca bir defa gördüğüm çalışanı iki defa daha göremediğim bir yer. zaten bu yüzden başarılı. kölelik var.

  • 16. gülse birsel

    ülkeden kaybediyor yorumuna kahkaha attığım başlık. bilakis ülkeden kazanıyor.

    ilker canikligil sözlüğe geldiğinde ettiği bir laf vardı: "ülke seviyesi o kadar aşağıda ki biz yukarıda kaldık" diye. aha gülse bunun ekmeğini öyle böyle yemedi işte. ekmeği suyuna yağına bana bana tabağı sıyırdı.

  • 17. leyla ile mecnun

    ben 3 kez alkollü araç kullandığım için ceza alıp 1 hafta açık cezaevine girmiştim.

    orada kapalıda 7-8 sene yatıp henüz yeni açık cezaevine geçen mahkumlar vardı.

    onlarla sohbet ediyorduk her gün.

    mahkumlardan birinin dışarıya çıkmasına 5 sene kalmış ve çıkınca ne yapacağını sordum. "bulurum bir iş, 150-200 liraya da bi ev tutarım yaşarım" dedi.

    bir başka mahkum ile pencereden dışarıya bakıyoruz ve karşıda arabalar park etmiş. arabalara bakıp şu cümleyi kurdu, "çıkınca 10 bin liraya şunun gibi bi araba alırım lazım olacak" dedi. adamın söylediği arabanın değeri bugün en az 90 bin lira.

    bir başka mahkumun yanında ise, benim gibi 1 haftalığına giren bir arkadaşla konuşuyoruz, yeni giren arkadaş "çıkınca whatsapp'dan fotoğrafını gönderirim sana" dedi. uzun süre içeride olan arkadaş ise "whatsapp ne" diye sordu.

    içeride olanlar için zaman durmuş gibiydi.

    bu dizinin 2. bölümünde resmen o anları yaşadım. windows xp'ye format atmaktan, istanbulda'ki bir evi 50 bin liraya satmaktan filan bahsettiler.

    ben bu dizinin ilk bölümlerinden 1 bölüm bile izlemedim hayatımda. exxen'de başlayınca çok olay oldu diye merak edip yeni 2 bölümünü izledim. ama dolar-tl hesabı yaparken kuru 2 ile çarpmaları filan cidden dokundu bana.

  • 18. fransızların en iyi olduğu konu

    kültürel elementlerinin pazarlanması.

  • 19. masterchef türkiye

    emre'ye geçen hafta "potadaki kaptan" muhabbeti çeken alttan aldıkça üstüne gidenler bu hafta takım oyunu oynamamakla suçluyor, adam geçen hafta takım oyunu oynansın diye o kadar alttan aldı, bir de üstüne ilk oyundan potaya yollandı, demek ki kredisi bu kadarmış. velev ki her şeyi birlikte yaptılar, başarısız tabaklarda da birbirlerini suçlayacaklar zaten, sorun mert dışında kimsenin kendinde gram hata bulmaması, kendi başına yaptığı tabağın başarısızlığını bile başkasına yüklemeye çalışan var ayol takımda, emre'nin yaptığı en az baş ağrıtıcı yöntem.
    yaa mert'e özgüven biraz lütfen ama... sürekli bardağın boş tarafından bakamazsın, yemeğin en kötü tarafını anlatarak başlayamazsın
    sunuma, seni çiğ çiğ yer bu piranalar. (tahsin ve tunahan tam leş yiyicilersiniz)

  • 20. 2 dakikalık kapı açmaya 100 tl alan çilingir

    çilingirin kapına kadar gelmesi de hizmettir. gerçi, sen kapıyı söküp ona götüremeyeceğine göre o gelecek tabi. adam dükkanı kapatmış, evine gitmiş. bir telefon geliyor "kapıda kaldık" diye. tekrar giyinmesi, sana gelmesi-gitmesi de senin için yaptığı bir hizmettir. olayı sadece 2 dakikada / 10 saniyede açtı diye düşünmeyin. fiyat olgusu sadece maliyet + kar olarak görülemez. alternatif maliyete de bakmak lazım. sen çilingire 100 lira vermeyeceksen alternatifin nedir? o kapı nasıl açılacak? 100 liradan daha büyük masraf yapman gerekir ki içeri girebilesin. çilingir seni 100 lira ile kurtarıyor daha büyük dertlerden. ayrıca, bu iş eğer 5-10 lira gibi cüzi bir ücret olsaydı çoğu kişi anahtar taşımazdı üzerinde. çağır çilingiri, ver 10 lirayı olayına dönerdi iş. 100 lira adamın aklını yerine getirir. zihni açar. dikkati toplar. bir daha aman dedirtir. çilingirleri sevelim.

  • 21. masterchef'in kurgu olduğunu ele veren video

    videonun 14.11 dakikasında 35 dilim.
    videonun 16.30 dakikasında 42 dilim.

    somer 35 dilimlik tepsiyi yediği için başka bir tepsi yapmışlar. yeni tepsi 42 dilim.

  • 22. türkiye'nin en zeki 63. ülke olması

    daha zeki maymunlar tanıyorum.

  • 23. karşı cinsten birinin sizde en çok beğendiği yer

    hayatım boyunca karşı cinsten birisi beni beğenmediği için karşı cinsten birinin bende en çok beğeneceği yere verebileceğim bir cevabım olmayan başlıktır.

    hayır ağlamıyorum gözlerime acı hayat gerçekleri kaçtı.

  • 24. dürümcü emmi

    8400 tl maaş verip garson bulamadığı yalanını sıkan mekan. bundan sonra sana da 3 kuruş kazandırmak yok.

  • 25. fatih terim milli takımın başına geçsin kampanyası

    fatih'ten kurtul şenol gelsin.
    şimdi şenol'u gönder yine fatih gelsin.
    düşük ihtimal ama çok açık söylüyorum fatih terim gelirse milli takım filan dinlemem, her maç rakibi desteklerim.

  • 26. rpg oyunlarının sanat eseri olması

    hele hele laflara bak. snobluktan oleceksiniz yakinda.

    "birkaç tuşa basıp önceden belirlenmiş birkaç sonuca ulaşmanız sanat eseri yarattığınız anlamına gelmez." yazmis bi de.

    kimse oyun oynayarak sanat yarattigini iddia etmiyor zaten ama adamdaki kapasite bu kadar iste, algilayamiyor. sanat eseri yaratan oyuncu degildir, oyunu yaratan studyodur. oyuncu bu sanati interaktif sekilde deneyimleyen bir tuketicidir. sundan 5 10 sene sonra full vr dunyaya gececegiz, adam hala tuslara basiyorsun sanat yapmiyorsun diye geveliyor.

    edit: basligin sadece bir iki entrysini okuyanlar icin aciklama, bu entry basligi acan arkadasa destek, diger kucumseyici snoba kostek olarak yazilmistir.

  • 27. 2023 için kapı kapı dolaşmaya var mıyız

    az evvel rte tarafından kahramanmaraş il toplantısında dile getirilen soru.
    kahramanmaraş il toplantısına bile katılmak zorunda bırakacak o anket ne kutlu bir ankettir. ne güzel bir ankettir.

    hatırlar mısın reis ibb seçimlerini?
    sen, vekillerin, ittifak ortağın, tüm bakanların, eski başbakanın.
    alayınız toplanıp da istanbul'a gelmiştiniz. her ilçede ayrı ayrı mitingler yapmıştınız.
    böyle bir direnişi tarih bile görmemişti. elinizden geleni gerçekten yaptınız o seçimde.
    çaldı dediniz, terörist dediniz, pkkya peşkeş çekecek dediniz, seçilse bile iş yaptırmayız dediniz. her şeyi dediniz. tüm tuşlara bastınız.
    sonuç? gözünüzden yaş getire getire elinizden aldık. istanbul'u kurtardık.
    şimdi kars digor'dan tut, ipsala'ya kadar tüm ilçelerde ilçe toplantılarına bile topyekün gitseniz de türkiye'yi alacağız.
    ve reis inan ki bu bir temenni değil. gerçekten değil.

  • 28. alex de souza

    öncelikle alex hayranı bir beşiktaş taraftarıyım. canlı da izledim, hayranlığım arttı. belirtmem lazım yoksa angutlar mesaja boğabilir.

    brezilya milli takımında 90 dakika oynadığı maç sayısı 9. 70 dakika ve üzeri oynadığı milli maç sayısı 13. toplam a milli olma sayısı da 48. gidip adamın u20 de milli olduğu sayıları, milli oldu diye anlatmak doğru değil. ayrıca kaka, rivaldo, ronaldinho gibi adamların olduğu dönemde alex o kadar milli nasıl olsun? 2004 kupa amerika'da süper performansı ile kupayı brezilyaya kazandıran isimlerden biriydi, milli takımla olan olayı budur. çok iyi topçudur, eyvallah, oynadığı 7 senede de lige damga vurmuş, gol kralı olmuştur.
    ama yalan yanlış bilgileriniz alexi büyütmez, aksine zarar verir. milli olma sayısı meselesinde karşılaştırma yapılan oyunculardan bazıları,

    alex: kadro: 55, ilk onbir: 24, sonradan girme: 24, kadroda ama oynamadı: 7

    coutinho: kadro: 71, ilk onbir: 51, sonradan girme: 13, kadroda ama oynamadı: 7

    firmino: kadro: 67, ilk onbir: 32, sonradan girme: 23, kadroda ama oynamadı: 12

    casemiro : kadro: 65, ilk onbir: 48, sonradan girme: 9, kadroda ama oynamadı: 8

    marcelo : kadro: 75, ilk onbir: 53, sonradan girme: 5, kadroda ama oynamadı: 17

    hulk : kadro: 56, ilk onbir: 32, sonradan girme : 16, kadroda ama oynamadı: 8

    adriano: kadro: 55, ilk onbir: 35, sonradan girme: 13, kadroda ama oynamadı: 7

    üstelik adriano hariç diğerleri aktif oyuncu, sayılar artacaktır. adriano zamanında da fenomen ronaldo vardı forvette, ona rağmen alex kadar milli olmuş kendisi, o da bana göre en efsane brezilya kadrosunun mağdurlarından. çok iyisin ama yetmiyor işte.

    of amk facebook dayılarına laf ediyorsunuz ama her boka da hemen inanıyorsunuz hiç sorgulama yok, kimse de demiyor mu aga lan dur acaba alex bunlardan daha mı iyiydi gerçekten, doğru mu bu bilgi diye.

    #127870990 nolu entry'deki yalanlara inanmayınız.

    edit : beyler yapmayın, emre çolak 104 kere milli oldu o zaman, ama sadece 4 kere a milli. saçmalamayın.

  • 29. öğrencilerin artık pub ve barlarda takılamaması

    son zamanlarda bolca dikkatimi çeken gerçek.
    arkadaş grubu olarak oturup bir şeyler içen insanlara bakıyorum, hep 30-35 yaş üzeri. en son gittiğim yer emekli lokali gibiydi.

    20 yaşında olduğum zamanları hatırlıyorum. elimizdeki 3 kuruş öğrenci harçlığı ile gayet rahat bir şekilde kadıköy'e gider, içilecek bira sayısı hesabı yapmadan gece yarılarına kadar oturup muhabbet ederdik. tabi her zaman ekipten birinin mutlaka dönemlik maddi sıkıntısı olurdu ve el birliği ile onu çekerdik. ailesi zengin tipler de değildik. aramızda durumu iyi olanlar illa ki olurdu ama genel olarak emekli ana babalara sahip gençlerdik.

    ben üniversiteyi kyk kredisi ile okudum. aileden gelen ufak bir takviye ile de istediğim her şeyi yapabiliyordum. şimdiki durumlara bakıyorum, en tırt mekanda bile en ucuz bira 35 liradan başlıyor.

    sadece mekanlarda oturup bir şeyler içmek de değil mesela. konser gibi etkinlikler de lüks oldu artık gençlere. yerli grupların konserleri bile 100-120 liradan başlıyor. sonisphere'lara, iron maiden'lara, scorpions'lara gittiğim o günleri hatırlıyorum da, gerçekten güzel günlermiş.

    şu an 30 yaşının biraz üzerinde bir yüksek mühendisim. şu koşullarda artık ben de dışarıda vakit geçirmemeyi tercih ediyorken, 20'lerinin başındaki gençlere çok üzülüyorum.

  • 30. güvenilir erkek bulmanın çok zor olması

    kadınlara göre güvenilir erkek:
    görsel

  • 31. instagram'a bikinili fotoğrafını koyan kız

    benim gördüğüm biri hamileliğin son dönemlerine doğru bikinili foto koyup altına(abartmıyorum) 1 sayfa felsefe kasmış:

    "önce çok düşündüm acaba böyle bir foto koymak ne anlama gelirdi... sonra kendime dedim ki; buse, sen bu fotoğrafı koy, çünkü hamilelik de insan hayatı süreçlerind....."*

    arkadaş koymak istiyorsanız koyun. sitenin amacı teşhircilik zaten. g..tünü göstermek isteyen g..tünü gösterir. şeyini göstermek isteyen nusret gibi bornozlu video atar. sesinin güzel olduğunu sanan şarkı söylerken videosunu atar. kim ne karışır. kendisi de başka şekilde aynı b..u yiyor. erkek de beğeni almaya kasıyor, kadın da. eleştiren varsa en adi ikiyüzlüdür. koyabilirsiniz bacım, biz bakmıyoruz zaten.*

  • 32. türklere özgü felsefi sorular

    hiç mi yok?

  • 33. 9 eylül 2021 akit gazete manşeti

    "erbaş islamı anlattıkça, azgın azınlık kuduruyor" haberini çok beğendim. bulunsun. yarın bir gün, sanık camekanında zırıl zırıl böğürdüğünüz zaman, hepsini kullanacağız merak etmeyin.

    edit : olm ne çok küfür ettiniz la. yeter. sikilmedik yerim kalmadı.

  • 34. yılda 10 gün kullanmak için klimaya para vermek

  • 35. işe alımda 30 bin liralık senet imzalatılması

    o şirketin muhtemelen kötü senaryolara karşı sigortası vardır. herhangi bir aksi durumda parayı sigortadan alır. şirket burada çalışanlarını da gelir kapısı olarak görüyor anlaşılan.

  • 36. matrix'ten uyanmak istemenin aptallık olması

    gerçek dünya yarrağı yemiş, matrixi shutdown etsen bile uyandığında ne doğru düzgün nefes alabilecek ne gün yüzü görebileceksin.

    makinelerle savaşirken götünden kan alacaklar.

    dış dünyaya nazaran daha esnek şartlar ve sonsuz özgürlük sunabilen bir simülasyonda bulunmanın rahatı varken matrixten çıkmak ancak bir koşulda anlamlı olabilir.

    o koşulu da tam yazmaya başlıyordum ki kapı çaldı, sanırım ajan smith geldi hakkınızı helal edin.

  • 37. tahinin yakıştığı şeyler

    tahinli pide diye bir gerçek varken başka bir örnek aklıma gelmiyor.

    edit: hangi yörenin pidesi/çöreği daha güzel çok net bilmemekle birlikte yanında koca bir bardak süt ile denemenizi de tavsiye ederim. ankara’da yaşayanlar “cumhuriyet” diye yıldız, eryaman ve batıkent’te şubeleri olan yer hâlâ faaliyet gösteriyorsa onu deneyebilirsiniz.

  • 38. m. gökçek'in twitter'ını kapattırıyoruz kampanyası

    bu güne kadar neden başlatılmadığını anlayamadığım kampanyadır.

    giriş:

    arkadaşlar twitter kuralları, bir topluluğu hedef gösteren, o topluluğa hakaret eden, insanların inançlarına, dinine, tercihlerine küçümseyici ve hakaret eden içerikler paylaşan hesapları kim olursa olsun asla affetmiyor. hesabını değil ama, insanlara hakaret edip, bir grubu hedef gösteren paylaşımlarını şikayet edebiliriz.

    gelişme:

    bu melih gökçek isimli eski siyasetçi hemen hemen her gün, kendisi gibi düşünmeyen herkese ağır hakaretler ediyor. örneğin kendisi gibi düşünmeyen kişilere çok sık "vatan haini, kansız" (benzeri) gibi ifadeler kullanıyor.

    hemen hemen tüm paylaşımlarına "chp'ye oy verenler" diye başlayarak chp'ye oy verenleri hedef gösteriyor. çoğu zaman millet ittifakını, pkk - fetö gibi terör örgütleri ile aynı şey olduğunu söyleyerek, kendine inanan kişilerin, millet ittifakına oy veren insanlara karşı kin duymasına yol açıyor.

    halkın seçtiği muhalefet liderlerine "çapsız, beceriksiz, iş bilmez v.s" daha saymakla bitmeyecek bir çok hakaret ediyor.

    cinsel tercihi ve dini inançları farklı olan insanlara hakaret edip toplumdan dışlanmalarında hiç bir sakınca görmüyor.

    kendisi 1 söylüyorsa takipçileri 10 katını söylüyor.

    mansur yavaş'ın söylediği gibi türk yargısına şikayet edildiğinde ise hakkında her hangi bir işlem başlatılmıyor.

    biz bu kişinin twitlerini takip ederek, bu başlık altında sürekli paylaşarak, hakaret içeren tüm paylaşımlarını şikayet edelim.

    sonuç:

    siyaset yapabildiği tek mecra olan twitter hesabı bir kere kapatılırsa, daha sonra geri dönse bile insanlara hakaret edemeyecektir.

    örneğin henüz 3 saat önce gönderdiği paylaşımında atatürkçü insanların polise tokat atan, polisi ısıran, apo'nun heykelini dikeceğiz diyen kişiler ile birlikte yürüdüklerini söylüyor. posta gelen yorumlarda ise melih gökçek'in bu söylediklerine inanarak atatürk sevenlere düşman olan kişileri görebilirsiniz.

    işe bu gönderiyi şikayet etmek ile başlayabiliriz.

  • 39. alfa erkek olmanın sırrı

    bir sığır da fotoğraflarını atmış. tipinden akıyor ne bok olduğun. ilkokul terk müteahhit seni köpek diye havlatır, gelmiş burada alfalık üzerine entry giriyorsun.

  • 40. covid ilaçlarını kullanmadan covidi atlatmak

    covid'in ilacı olmadığı için çok da şaşırtmayan durum.

  • 41. fahri trafik müfettişinin 1339 tl ceza yollatması

    şu "ben cezayı yedim ama ya kurallara uymayan ötekilere ne olacak?" geyiğine de ifrit oluyorum. sen de senden önce ceza yiyen için "ceza yemeyen öteki"ydin. ne olacak yani bütün herkese ceza yazıldıktan sonra mı size ceza yazılmasına tepki göstermeyeceksiniz? size ceza yazmak için herkese ceza yazılması mı beklenecek? bu ne kadar mantıksız bir yaklaşımdır.

    hak edilen cezadır çok yüksek ihtimalle. ben de başvuracağım bu işe. makasçılar korksun benden.

  • 42. 1981-1986 arası doğan efsanevi nesil

    cumhuriyet tarihinde geneli iyi eğitim alan son nesil. eğitim hayatlarının en kritik yılları 90'lara denk geldi ve 90'lar eğitim anlamında zirveydi. akp ile birlikte o da bitti.

  • 43. türk kökenli afganları doğuya yerleştirmek

    öyle bir dünya yok. ne kökenli oldukları sikimde değil. ülkemde afgan ve suriyeli istemiyorum.

    ülkemde afgan ve suriyeli istemiyorum.

    ülkemde afgan ve suriyeli istemiyorum.

    akp'den zaten ümit yok da, yeni iktidar tüm suriyeli ve afganları ülkeden şutlamazsa o iktidarı da sikeyim.

  • 44. duygun yarsuvat

    derin ve karmaşık ilişkileri olan bir ailedendi. şampiyonluk kutlamalarında canlı tv yayınında kimseyi siklemeden şampanyasını yudumlamasını da takdir etmiştim. vasatlığı yücelten birisi değildi. büyük ihtimal ismi duygun konulan ilk kişidir. ışıklar içinde yatsın.

  • 45. cep telefonunu kılıfsız kullanmak

    ya zenginlik ya hayatı boşvermişlik göstergesidir. ben bunun boşvermişlik kısmındayım

  • 46. şenol güneş

    tff 'nin istifayı, şenol güneş'in kovulmayı beklediği bir sürecin aktörüdür kendisi.

    italya:3 - türkiye:0
    galler:2 - türkiye:0
    isviçre:3 - türkiye:1

    şg: kovir misen ağam?
    tff: kovmirem ula!

    türkiye:2- karadağ:2

    şg: ağam kovir misen?
    tff: kovmirem ula!

    hollanda:6 - türkiye:1

    şg: ağam şimdi kovir misen?
    tff: kovmirem ula, kovmireeem!!

  • 47. iphone 13 serisinin türkiye fiyatları

    amerika fiyatlarınıda yazalım ki ekonominin halini daha iyi görelim.

    iphone 13 pro max
    128 gb olan 1437 dolar
    512 gb olan 1746 dolar
    1 tb olan 2179 dolar

    amerika'da asgari ücret aylık 1500 dolar
    bizde ise aylık net 2850 tl.

    adamlar 1 aylık maaşıyla 128 gb olanı alıp üstüne hamburger yerken biz ise 8.5 ay yemeden içmeden para biriktirmek zorundayız.

  • 48. dexter

    ahh debram küfürlü kekimm

  • 49. kadınların kendinden büyük erkeklere abi dememesi

    ilgi alanları dışında isen, yaşıt bile olsan abi derler swh

  • 50. aykut kocaman

    kendisi milli takıma gelemez çünkü oyuncu havuzunda istediği kadar ön libero yok .