Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. halil sezai'nin 67 yaşındaki adamı dövmesi

    bir sevgi pıtırcığı görünümlü çakma solcunun daha, aslında tam olarak eleştirdiğinin yansıması olduğunu, derdinin, gücün kendisinde değil, karşı tarafın elinde olmasından dolayı meydana geldiğini gösteren olaydır.

    67 yaşındaki adam haklıdır, haksızdır fark etmez, adam 67 yaşında, her halinden belli ki şiddete karşı kendini savunacak yeterlikte değildir, peki bu hadsiz?

    bayıldığınız, methiyeler düzdüğünüz, toz konduramadığınız isimlere daha dikkat etmeniz dileğiyle...

    edit : troll filan diyenler olmuş. büyük ihtimal şiddet düşkünlükleri var. zira bu olaydaki (bkz: halil sezai) görüntüleri ile yerde işçi tekmeleyen (bkz: yusuf yerkel) görüntülerindeki sosyopatlığın bir farkı yok. sevdikleriniz hakkında savunamadığınız konularda, konuyu öne süren kişiye saldırmanızdaki saçmalığın da...

    açıklama üstüne biraz daha edit : (bkz: tldr) diyecekler olabilir, saygı duyarım elbette.

    "olayı şöyle özetleyeyim de siz yine linçe devam edin. evet 65 yaşında bir adamla kavga ettim. kavga ettik diyorum, çünkü daha önce defalarca bu abimizin "gelin lan"lı tekliflerini reddettim. "

    önce karar verin, ettin mi, ettiniz mi? zira görüntülerde adam kavga etmiyor, 3 kişi tarafından kıstırılıp dayak yiyor. daha önce "gelin lan" dedilerse, siz yapmayın etmeyin dediniz de, onlar mı ağalık tasladı? yoksa siz de daha muhtemel bir münakaşada benzer "delikanlı ağzını" kullandınız mı?

    "güldüm, geçtim. "

    hiç öyle görünmüyor.

    "ikiz bir villada yan komşumuz oluyor kendileri. oğlu ile beraber yaşıyorlar. biz yönetmenimiz aytaç ağırlar ile beraber orada 6 kişilik bir ekiple youtube formatı hazırlıyoruz. yemek, talk showu. konuk alıyor, yemek yapıyor sohbet ediyoruz. fakat maalesef 5 aydır 1 bölüm bile çekemedik. maddi zararı geçtim, manevi olarak burnumuzdan getirdi. çünkü bu 65 yaşındaki abimiz, yönetmenimiz olan husumetinden dolayı bize program çektirmemeye yemin etmiş."

    hiçbir husumet durduk yere başlamaz. neden başladığı konusuna da açıklık getirmek lazım.

    "bağıra çağıra öyle söylüyor 5 aydır. başardı da zaten sonunda. 5 ay boyunca bu abimiz içip içip ana bacı sülale söverken biz ya sabır çekmekten başka bir şey yapamadık."

    sebep? youtube kanalı için çekim yapıyorsanız, en azından bir adet kameranız vardır. hiç mi bu bağırışları, küfürleri kaydetmediniz? yolda birisi size ana bacı küfretse yapacağınız şey şiddete başvurmak mıdır? yoksa delillendirip adli mercilere sunmak mı? 5 ay boyunca birilerinin küfür ve tacizine karşı susan birisinin, en sonunda, bir anda kaplan kesilmesi de ilginçmiş.

    "ilk zamanlardaki sofra muhabbetlerimizin hatrına iki senelik bir komşuluk geçmişi içinde çok yiyip içip muhabbet etmişliğimiz vardı. arasının bozulduğu yönetmenimiz aytaç yüzünden sabahtan akşama kadar müzik açan evde değilken bile kurduğu düzenek ile uzaktan yayın yapıyordu. kafası yerinde değilken ana avrat söven abimiz şimdi çıkmış her yerde konuşuyormuş. varsın konuşsun. silah göstermelere, bahçeye 30 adam yığmaya girmiyorum bile."

    ilk zamanlardaki muhabbetleriniz iyiyse, 5 aydır kiraladığınız yerde, nasıl 5 aydır taciz ediliyorsunuz? ya, lafı dolambaçlı yollara sokmadan söylesenize, şu husumet neydi? müzik düzeneği kurmuş diyorsunuz, nasıl bir düzenek? sizin kayıt saatlerinizi bekleyip, bangır bangır müzik açacak kadar size kinlenmesine sebep olan nedir? o kısım bir ilginç çünkü. "kafası yerinde değilken" sözünüzde de delil gerekiyor. (bu arada öncesinde kelimeyi yanlış okumuşum (kestirmeden uzağı yoktur isimli suser hatırlattı sağolsun). dahası 30 adamı da kaydetmediniz mi? gayet kanalınızda izlenme rekoru kırdıracak sahneler yani. yani, sadece söylemde bulunduğunuz, delillendirmediğiniz sürece pek inandırıcı değil, kusura bakmayın.

    "çiçekle gittiğim evde sonuç buna dönüştü. görüntüleri kırpmak, kendi küfürlerini hakaretlerini kesmek zaten beni şaşırtmadı. bunların hepsi dün anlatıldı gerekli mercilere."

    ricam, şu "kesilmemiş, kırpılmamış" görüntüleri yayınlamanız olacaktır. hatta yayınlamak yerine, dün gerekli mercilere anlatacağınıza bu görüntüleri sunsaydınız.

    "benim yaptığım şey de hayvanlık."

    ha şunu bileydiniz...

    "buna söyleyecek bir lafım yok beni bilen bilir."

    söyleyecek bir şeyiniz olmadığını da bilmeniz iyi gibi.

    "aşırı sabırlı ve sakin bir insanımdır."

    aşırı? ankara'da darp olayı yaşanmıştı, hatırladınız mı? o kişi size ne kadar laf saymıştı? 5 ay mı? *konser verdiğiniz mekanlarda üstü örtülen, sadece dillendirilen ama pek ortaya çıkmayan konuları da anlatsanız ya. gayet aşırıymış sabrınız, bravo!

    "ama bu raddeye gelmenin bir süreci var."

    süreç filan hikaye. 65 yaşında birisini, ne yaparsa yapsın, 3 kişi kıstırıp dövme raddesinin, akılla, mantıkla, edeple, ahlakla açıklanır bir süreci olmaz, olamaz da.

    "üzgün müyüm hem de çok."

    üzgünlüğünüz, dayak attığınız adam için mi? yoksa kendiniz için mi? zira bu açıklamada, pişman birisinden çok, banker bilo misali (bkz: yaptım ama niye bir sor) kıvamı var.

    "değmez bu mafya hikayelerinin ballandıra ballandıra anlatan parasıyla her şeyi herkesi satın alabileceğini düşünen abimiz için bilmiyor muyum sitesinin 50 tane kamerası olduğunu."

    madem değmiyor, madem biliyorsunuz, bu vandallığa neden giriyorsunuz? madem hukuka başvurmayı düşünmediniz, kendiniz niye yapıyorsunuz? hadi art niyetlisiniz, hayranlarınızdan gönüllü bu vandallığı yapacak yüzlerce öküz bulabilirsiniz. bakın, bir çoğu şu anda bile özelden küfür yağdırıyor bunları yazdım diye. o kadar seviyorlar ki sizi, babaları yaşında adamı tekme tokat dövmenizi bile savunuyorlar.

    "magazin gazetecilerini beni ve ailemi çok kötü bir pozisyonda bırakacaklarını elbette biliyorum ama dayanamadım işte taş olsa çatlardı aylardır süren bu küfür ve tacize. dün ifademi verdim. daha bir sürü detay var. tek tek anlattık. gerekli adli başvurularımızı yaptık."

    anlatmayın efendim, delillendirin. karşılıklı husumette klasik avukat taktiği, bire bin koyup, ballandıra ballandıra konuyu çıkmaza sokmaktır. delil koyamıyorsanız da, hiç masum rolü oynamayın.

    "savunacak da bir tarafım yok. olan oldu, çok üzgünüm herkesten özür diliyorum kendisinden de özür diliyorum. her ne olursa olsun yapmamam gereken bir şeydi. ama işte..."

    derler ki, "ama öyle bir kelimedir ki, kendinden önce gelen tüm sözleri manasızlaştırır". benden size dost tavsiyesi, bu tür açıklamalarda pek kullanmayın.

  • 2. yaratıcı kedi isimleri

    benim kuzen amerika’da yasiyor ve yakin zamanda bir kedi almis barinaktan.
    aramizda su diyalog gecti:
    ben: ismini ne koydun lan?
    kuzen: chen
    ben: ne alaka oglum chen, kiz arkadasin mi asyali?
    kuzen: abi chen degil çen, hani çen napiyoçun çen’deki çen.
    serefsizim kiskandim yavsagi, inanilmaz yaratici bir isim bence. ya da ufkum cok dar...

  • 3. 15 eylül 2020 cezeri'nin ilk kez havalanması

    arabistan adına umut verici bir gelişmedir. adamlar uçan araba yapmış ve atalarından birinin adını vermişler. tebrik edilesi durumdur.

  • 4. pandemi sırasında işini bırakan doktor

    türkiye'de yüzbinden fazla doktor var, neymiş pandemide 900 tane doktor istifa etmiş. yüzde biri bile değil ama demediğinizi bırakmamışsınız.

    ki bu 900 sayısının hepsi de pandemide çalışmak istemeyenler değil.
    bir önce oturun düşünün bakalım, normal bir yılda bile kim bilir kaç doktor tusa çalışmak için istifa ediyor, kaçı emekli oluyor, kaçı özele geçmek ya da muayenehane açmak için istifa ediyor. sanırsın hepsi pandemiden kaçtı.

    bak kardeş bu mikrobun aşısı yok, ilacı yok, testi var ama çoğu hastanede yok. olan yerlerde de doktorlar herkese test yapmayın, tanıya covid yazmayın diye sıkboğaz ediliyor. bazı illerde tek hastaneden bile yüzlerce vaka çıkarken tüm türkiye rakamı dalga geçer gibi 1000-1500 civarında açıklanıyor.

    biri de diyor ki; savaşta bırakıp kaçan asker neyse istifa eden doktor oymuş.
    hele yarrama bak hele.

    ulan devlet askere "miğferini kendi paranla al, bak bu tüfek ama günde 2 mermi atma hakkın var, daha çok istiyorsan onu da kendi paranla alabilirsin" falan diyor da bizim mi haberimiz yok?..

    6 aydır home-office çalışan ergen irileri, okullar açılmayınca boşta gezen öğrenciler, twitter'da bedelli askerlik için hashtag kasan burnunu maskenin içinde tutmaktan aciz 89 iq'lu tipler gelmiş burda doktora sallıyor.

  • 5. devlet bahçeli'nin ttb'nin kapatılmasını istemesi

    (bkz: şizofreni belirtileri)

    onu kapat, bunu kapat; bunu içeri at, şunu da at!
    sen kimsin de adli işlem talebinde bulunuyorsun?

  • 6. bütçemiz 28.2 milyar lira fazla verdi

    diyanet bütçesinden bahsediyor olabilir.

  • 7. masterchef türkiye

    duygu'ya bayıldığım yarışma programı. serhat'ı ne güzel potaya yolladı ama. mavi takım bir kere daha kaybederse duygu pota için yazılacak ilk isimlerden olur. tuttu en korkulan yarışmacılardan birini
    %80 kendisinin de gireceği potaya attı. serhat kaybetse bile ondan çekinip, değil potaya yollamak oy atmaya bile korkan bir kitle var. çiçeğim, ben potanın perisiyim kıyametiniz gelsin dedi resmen, bence olumlu.

  • 8. suserların ilk köpeğinin ismi

    şifre kaybı durumunda kullanılan en popüler sorunun cevabını herkes bu başlıkta paylışıyor.
    müthiş bir olta atılmış, kullanacak arkadaşa tebrikler.

  • 9. ios 14

    başlığa, sürüm yayımlandıktan sonra bugün girilecek entry’lerin özeti:

    -şarjın amına koydu. yüklemeyin.

    -hâlâ zil sesini mustafa ceceli yapamıyoruz.

    -android’de bu özellikler 69 yıldır var sjahjsjajjsksjejs.

    -ios 13’e nasıl geri dönebilirim?

    -iphone 6 kullananların gözü yaşlı.

    -planlı eskitme .s

    ios 14’e ilk bakış - apple (tr)

  • 10. halil sezai'nin inanılmaz açıklamaları

    gayet inanılır bir açıklama. hatasını kabul ediyor. kendince gerekçelerini de sıralamış. maddi manevi bedelini ödeyecektir.

    magazin kj'si gibi başlık açıyorsunuz anasını satim.

    edit: 7 milyar mesaj gelmiş, başlığı açan tırşık gidince ortada açıklama yok haliyle. buyrun açıklama:

    --- spoiler ---

    olayı şöyle özetleyeyim de siz yine linçe devam edin; evet, 65 yaşında bir adamla kavga ettim. kavga ettim diyorum çünkü daha önce defalarca bu abimizin 'gelin lan'lı tekliflerini reddettim. güldüm geçtim. ikiz bir villada yan komşumuz oluyor kendileri. oğlu ile beraber yaşıyorlar. biz yönetmenimiz aytaç ağırlar ile beraber orada 6 kişilik bir ekiple youtube formatı hazırlıyoruz. yemek talk showu. konuk alıyor, yemek yapıyor sohbet ediyoruz. fakat maalesef 5 aydır 1 bölüm bile çekemedik. maddi zararı geçtim manevi olarak burnunuzdan getirdi. çünkü bu 65 yaşındaki abimiz yönetmenimiz ile olan husumetinden dolayı bize programı çektirmemeye yemin etmiş. bağıra çağıra öyle söylüyor 5 aydır!

    başardı da zaten sonunda. 5 ay boyunca bu abimiz içip içip 'ana bacı sülale söverken' biz ya sabır çekmekten başka bir şey yapmadık. ilk zamanlarda ki sofra muhabbetlerimizin hatırına. 2 senelik bir komşuluk geçmişi için.... çok yiyip, içip muhabbet etmişliğimiz vardır. arasının bozulduğu yönetmenimiz aytaç yüzünden sabahtan akşama kadar müzik açan, (evde değilken bile kurduğu düzenekle uzaktan yayın yapıyordu) kafası yerinde değilken ana avrat söven bu 65 yaşında ki abimiz şimdi çıkmış her yerde konuşuyormuş. varsın konuşsun. silah göstermelere, bahçeye 30 tane adam yığmaya filan girmiyorum bile.

    çiçekle gittiğim evde sonuç buna dönüştü. görüntüleri kırpmak kendi küfürlerini hakaretlerini yumruklarını kesmek zaten beni şaşırtmadı. bunların hepsi dün anlatıldı gerekli mercilere. benim yaptığım şeyde 'hayvanlık' buna söyleyecek bir lafım yok.. beni bilen bilir aşırı sabırlı ve sakin bir insanımdır ama bu raddeye gelmenin de bir süreci var. üzgün müyüm? hem de çok. değmezdi bu mafya hikayelerini ballandıra ballandır anlatan, parasıyla her şeyi, herkesi satın alabileceğini düşünen abimiz için. ben bilmiyor muyum sitenin 50 tane kamerası olduğunu, bilmiyor muyum magazin gazetecilerinin beni ve ailemi çok kötü bir pozisyonda bırakacaklarını? elbette biliyorum. ama dayanamadım işte. taş olsa çatlardı, aylardır süren bu kadar ağır küfür ve tacize... dün ifademi verdim. daha bir sürü detay var tek tek anlattık. gerekli adli başvurularımızı yaptık. savunulacak da bir tarafım da yok. olan oldu. çok üzgünüm. herkesten de özür diliyorum. kendisinden de özür diliyorum. her ne olursa olsun yapmamam gereken bir şeydi ama işte…
    --- spoiler ---

  • 11. suriyelilere yardımımız birilerini rahatsız ediyor

    ben rahatsız oluyorum. hatta helal etmiyorum. kendi vatandaşına 1170 tl veren sizler, bu arap sürüsüne 40 milyar euro harcadınız. bak iyicene rahatsız oldum. ve iyicene helal etmedim!.

  • 12. 21 yaş bir şeyler yapmak için geç midir sorunsalı

    imkansız değil ama çok geçtir. 15 yaşına kadar bir şeyler yaptınız yaptınız, yapmadıysanız geçmiş olsun, iflah olmaz bir tutunamayansınız.

  • 13. 16 eylül 2020 fahrettin koca açıklamaları

    dinlemek istedim, sağlık bakanı diyor ki;
    savaş, cephe, yardım edin, insanımız tedbir almayarak bla bla bla...

    kardeş şehir şehir sayıları neden veremiyorsunuz neden şeffaf olamıyorsunuz onu da açıklasan keşke..

    adam köyde çocuğunu tarlada çalıştırıyor götünde donu yok bu gelmiş hala "herkes telefonuna hes indirsin" falan diyor..

    dinlemeye devam edenlere sabır ve bu karanlık akp döneminden bir an önce kurtulmamızı diliyorum.

  • 14. akademisyen kalitesinin gittikçe düşmesi

    burhan kuzu'nun prof olduğu ülkede hangi kaliteden bahsediyorsunuz?

  • 15. stanford doktoralı üyeye internetçi arkadaş demek

    taylan yıldız’ı bir süredir takip ediyorum. kendisi abd’de kalabilecekken türkiye’ye dönmüş ve ‘politika üretmek’ için çabalıyor. gerçekten güzel bir yaşam tarzı, bir vizyonu, anlatacak hikayeleri ve güzel bir kariyeri var. üstelik üslubu, bakış açısı toplumun %99.9’una fazla.

    ben ‘herkes bir kendine gelsin’ demesini çok haklı buldum. artık birileri liyakat sahibi insanları cahillikleriyle dövmeye çalışırken böyle tepkiler alsın, sıkıldık artık. bazen karşındakine kendi değerini hatırlatmak için dolaylı yolları değil, doğrudan gerçeklikleri seçmek lazım. ‘şurada okudum, şu şu yeterliliklerim var’ demek lazım.

    internetçi arkadaşmış... badem bıyıklı çöl eşeği seni.

  • 16. bim'de satılan balın sahte çıkması

    bim: "hayvansever olduğumuz için arıların emeğine el koymaya gönlümüz elvermedi. vicdansız mıyız biz?"

    reklamlarda "burada bulunan her şey bizim üretimimiz" dediklerine göre sattıkları balı da arıların üretmiş olmasını beklemek haksızlık değil midir?

    edit: "ulan biz kendimizi bu kadar iyi savunamayız amk" diyerek 1000 liralık hediye çeki verirseniz sevinirim değerli bim yetkilileri...

    kaan kaşar peyniri ve fayans aralarını temizlemek için kullanılan diş dırçalarından gönderseniz de olur.

    prezervatife gerek yok. bim poşeti kullanıyorum, o daha kaliteli sattığınız kondomlardan...

  • 17. kadir şeker

    katildir. buradaki romantikler ise salınması için kamuoyu baskısı oluşturmaya çalışıyorlar.

    kendi ailelerinden biri sözlü tartışmadayken bu herif çıkıp saldırı bıçağını kalbine saplayıp öldürse sövecek tipler gelmiş "ama kadını koruyordu, iyi niyetliydi" diyor.
    (bkz: sen kimseyi koruma ulan ayı)

    edit: aklın almayacağı sığlıkta mesajlar geliyor mesaj kutuma. sorularınıza gereken cevapları çok önceden verdim ben zaten.
    (bkz: kadir şeker'in meyve soymak için taşıdığı bıçak)
    (bkz: kadir şeker/@amprikuku)
    (bkz: kadir şeker dosyasının kriminal raporu/#102406458)
    (bkz: şiddete uğrayan kadını kurtarırken katil olan genç/#101755361)

    sizin bu gereksiz romantikliğiniz ülkenin içinde bulunduğu halin de kadir'in cinayet işlemesinin de tek sebebi maalesef.

    edit: birileri buyurmuş ki "kadir'e katil diyen yarın öbür gün bir kadına şiddet uygulama potansiyeline sahiptir."
    ben de görüyor ve arttırıyorum: "kadir'i savunanlar yarın öbür gün sudan sebeplerle cinayet işleyebilecek potansiyel katillerdir."

  • 18. mhk'nın fenerbahçe maçına ümit öztürk'ü ataması

    fenerbahçe düşmanlarını tebrik ediyorum sağlam yapılanmışlar ve harbiden de cesurlar. geçen sezonun üstüne hala operasyona devam ediyorlar. sadece hakem konusunda değil mesela vergi diyorlar ardından tff karar çıkarıyor. tüm medya ellerinde ergen taraftarlarını oradan uyutuyorlar fenerbahçe'nin üstüne oradan salıyorlar..

    ümit öztürk'e gelirsek derbi öncesi atanması manidar olmuş. bol kart çıkarıp derbi öncesi fb'li oyuncuları cezalı duruma düşürecektir eyyamı anlaşılmasın diye de fenerbahçe'ye tepki çekecek beleş bir penaltı çalıp 3. hafta için ortamı hazırlar.

    edit: bazıları ya çok unutkan ya da konuyu bilmiyor. ümit öztürk konusu türk futbolunun ortak problemidir. lütfen şu videoyu izleyip ardından yorum yapın.

  • 19. 34 ehn 23

    https://mobile.twitter.com/…tus/1306155559222218752 köpeğini arabasının arkasında sürükleyen şahsın aracının plakası. cezasız kalmamalı.

  • 20. annelerin ikna edilemediği konular

    atlet giymenin çok da önemli olmaması. atleti çelik yelek gibi bir şey falan sanıyorlar galiba.

  • 21. maske takmamayı savunan tip

    maske takılması esas olarak kendini değil karşıdakini korumak için yapıldığı için, bu kadar bol bulunmasına şaşırmadığım tiplerdir. çünkü çoğu insan bencil, başkalarının hakkını iç etmek için fırsat kollayan, dolandırıcı, kötü niyetli bir yaşam sürmeyi marifet sanıyor.

    bu adamlar potansiyel mikroplu tükürüklerini; yürürken, konuşurken etrafındaki 4 metrekarelik alana saçarlar, siz de içinden geçip hasta olursunuz. halbuki dandik bir maske olsa bile kokmuş tükürükler 15-20cm uzaklığa anca ulaşır, manyak gibi dibinizde durmayan adam dışında kimseyi hasta etmezsiniz. yani sosyal mesafeye dikkat ederek ve maske kullanarak oldukça verim alabilirsiniz.

    yabancı makalelerde kesin dil yerine yani may/could gibi azaltır yerine azaltabilir şeklinde kullanımı da bu yüzden. maskenin temel mantığı spreyi azaltmak ve uzaklara yayılmasını engellemek. ne kaçan virüsü, ne de uzaklığı 0'a indirmiyor, dolayısıyla kesin çözüm değil. siz covid'li adamın dibine girerseniz, maskenin arkasından da hasta olunabilir. hem virüs yükü, hem bunların ulaştığı mesafe önemli parametreler. bilim her olasılığı tartmadan kesin konuşmayı sevmez.

    görsel

  • 22. mühendis odalarının ne işe yaradığı sorunsalı

    aidat toplar. vermezsen mahkemeye verir. meslek dışı devamlı siyaset yapar.

    asla meslek hakkını savunmaz, istihdam projesi sunmaz, kadın mühendislerin haklarını savunmaz, işsize derman olmaz, asgari ücret veren işverene ses çıkarmaz, serbest çalışan mühendisin sorunlarına eğilmez, türkiye'de ki mühendislik eğitiminin yetersiz olmasını eleştirmez, mühendislik öğrencilerine destek olmaz, dünyadaki gelişmeleri takip etmez, ülkenin kalkınması için kurumlarla görüşmez.

    sadece yıllık tescil ücreti ve aidat toplar. siyaset yapar.

  • 23. ekşi itiraf

    kalbim sıkışıyor ama yazacağım..

    bir başlık gördüm az önce, bir babanın aileye çektirdiği eziyetlerle ilgili. okudum, ağladım, ciğerime bir bıçak battı ana öyle böyle değil..
    öyle iyi anlıyorum ki olayın ağırlığını.

    kendimi bildim bileli babam olmadı benim.
    hatırlıyorum, daha doğrusu hatırladığım kadarıyla çok küçükken beni sevdiğini biliyorum babamın.
    işten geldiğinde dizine oturtup sarı kızım diye beni seven, yüzmeyi öğreten, bana gülümseyen bir baba idi.
    hayâl meyâl işte ama hatırlıyorum.

    babam kötü bir adammış benim. ben küçüktüm bilemedim.
    ben daha 4 ablam 7 yaşındayken anasının sözüne bakıp bizi annemizden ayırmaya kalkan, evde odaya kilitleyip annemi otogara götürüp görmeyeceksin bundan sonra diyen, leş bir varlık.
    annem bilmediği bir memlekette sokaklarda koşa koşa gelmiş bir şekilde eve, evlatlarımı bırakmam diye. halâ annem anlatınca bağrıma taş oturur. aklım almaz nasıl yapar diye..

    sonra büyüdük. ablam da ben de.
    benim babam (bunu sıfatı kullanırken midem bulanıyor) kendini muhafazakar tanımlayan bir varlıktı.
    biz kendimizi bildik bileli şort giyemedik mesela, askılı ya da. ayıp ve günahtı çünkü. bastırılmış kız çocuklarıydık.

    çok dayağını yedik babamın. özellikle ben çok yedim.
    ablam uslu ve sakin bir kızdı, babamın huyunu bildiğinden gözüne batmazdı pek. ben öyle değildim burnum dik, dilim sivriydi. yiyeceğim dayağı bile bile susmadım senelerce.

    bir gün hiç unutmam ortasondayım, telefonum var o zaman ama yeni.
    okuldan bir erkek arkadaş mesaj atmıştı, öyle kötü bir mesajda değildi, okulla ilgili bir etkinlikten bahsediyordu.
    babam mesajı gördü, önce telefonu kafama attı, binbir küfür, hakaret, tehdit..
    dövmedi ama yani vurmadı. ben korkudan tir tir titriyorum odamda çünkü biliyorum ki o dayağı yiyeceğim. korktuğum başıma geldi, bir ara yarım saat kadar kayboldu o süreçte ortadan babam, belki gelene kadar sakinler diye düşünüyordum.
    ama nasıl korkuyorum, elim ayağım buz kesmiş.. düşünüyorum kaçsam diye çünkü biliyorum kıyametler kopacak.
    babam girdi kapıdan, elinde ince uzun bir sopa.
    yalvarıyorum ne yapacaksan yapma ne olur diye, ayaklarına kapandım babamın. dövme beni ne olur diye.
    tekme attı, yığıldım..
    sonra sürükleye sürükleye salona getirdi beni.
    annem biliyor başıma gelecek olanı, araya giriyor yalvarıyor, feryat ediyor ama şerefsizin gözü dönmüş. bu sefer diyorum öldürecek beni. kesin öldürecek.
    babam odaya giriyor ve kilitliyor kapıyı, bir tekme vuruyor ben yerde kıvranıyorum, ayaklarımı iple bağlıyor ve başlıyor falakaya. öyle bir vuruyor ki acıdan öleceğim. bir yerden sonra çığlık atmaktan, yalvarmaktan sesim çıkmaz hale geliyor ama o acımadan vurmaya devam ediyor.
    ayaklarımın altı simsiyah darbelerden. belden aşağısı uyuşmuş gibi, nefes alamıyorum ciğerlerim batıyor.
    hem acıdan ağlıyorum hem felç kaldım diye korkudan.
    daha ortasonda bir kız çocuğuydum ben.

    sonra günlerce oda cezaları, aşağılanmalar hakaretler..

    allahım yazdıkça çıldıracağım.

    sonra biraz daha büyüdük, yıllar geçiyor..
    ama ben dayak yemeye devam ediyorum. her şeyden dayak yiyebiliyorum.
    dışarıya çıkacağım dedim diye, karşılık verdim diye, bu makarna niye olmamış diye o kadar çok dayak yiyorum ki bağışıklık kazanmışım artık.
    donuk bakıyorum, ağlayamıyorum.

    orta okul bittikten sonra gitmeyeceksin okula dedi, yatılı kuran kursuna gideceksin dedi, gittim. 1 sene. öğrendiklerim yanıma kâr kaldı bir şey diyemem. kötü de demem. ama zorla gönderdi ve ben mutsuzdum. geri dönemezdim çünkü döverdi, hayatı zindan ederdi, zaten ediyordu ama öldürürdü belki bu sefer.

    1 sene geçti döndüm. liseye başladım, ilk zamanlar türbanlı göndermeye zorladı, istemedim sonra bir cesaret çıkardım ve neden bilmem tepki göstermedi. mucize olan dövmedi. dayak yemedim mutluydum.

    lise zar zor bitti.
    olduğumuz ilçeden taşındık annem babamdan bıktı biz terk ettik bunu geldik antalya merkeze.
    ablamla nasıl mutluyuz ama.
    6 ay ayrı yaşadık sonra annem bu adamı affetti, seviyorum dedi ve döndü.
    düzeldi dedi, yalvardım geri alma nolur diye dinlemedi.
    ablam üniversite okuduğu için artık daha rahattı, ben ise o adamla bir zindanda yaşıyordum.

    ben eskiden babasına aşık bir kızdım, büyüdüm ve her zaman babamdan nefret etmek onun dayaklarından daha çok yaktı canımı.
    ama nefretim büyüktü, yendi sevgimi.

    bundan 4 sene önce babamın din kisvesi altında öyle sohbetler dinlediği, yorumlar paylaştığı bir fb hesabında kadınlarla yazıştığını gördüm.
    aşkımlar, canımlar..
    kustum.
    yani ciddi ciddi, bunları okuyunca refleks olarak kustum.

    çünkü bu şerefsiz varlık bir zamanlar ben sagopa kajmer hayranı iken o fan forumlarından biriyle takılıyorum, yorumlar yapıyorum diye o sitede erkekler de var diye beni öldüresiye dövmüştü.
    tekme, yumruk eline ne geçerse..
    sonra sürükleyip kapının önüne attı beni, bundan sonra git nerenin orospusu olursan ol benim evimi kirletme demişti.
    ben hiç orospu olmadım ama o leş gibi bir adamdı.

    her neyse,
    o yazışmayı gördüğümde annem şehir dışında ablamın yanındaydı, biz evde yalnızdık..
    artık daha az dayak yiyordum bunu da ekleyeyim, her gün yediğim dayaklar ayda 1 e falan düştü.
    gülmeyin öyle, büyük olay benim için.
    bu arada yaş 24 falan, koca kız ne dayaklar yedim bir allah bir ben bilirim.

    o yazışmayı gördükten sonra hesap sordum ben bu leş yığınına bağırıp çağırdım (yürek yemişim şimdi anlıyorum) önce biraz söylendi, ben anneme söyleyeceğim diyince sağ kulağıma bir tokst attı, hani şu filmlerde bomba patlarda tiz bir ses geçer ya kulaktan öyle ses geldi, sendeledim..
    duvara tutunarak odama gitmeye çalışırken tuttu saçımdan, yere attı beni.
    ben odaya kaçtım bir hamle ile, kapıyı kilitleyecektim başaramadım, ondan kaçmaya çalışırken (küçücük odada nereye kaçacaksam) koltuğun köşesinde sıkıştırdı beni..
    kafama yumruk atmaya başladı, sarsılıyordum çok net hatırlıyorum o kafamdaki yumrukların acısını.
    baktım kurtulamayacağım, kollarımı kapattım başıma, burnundan soluk alıyor, belli gözü dönmüş bu sefer cesedini çıkaracağım bu evden senin diyor.
    ben içimden şehadet falan getiriyorum, öyle bir an.
    o kadar çok yumruk darbesi aldım ki bir süreliğine zamandan kopmuşum.
    öldürmeden bıraktı, saçımdan tutup koltuktan düşürdü beni ve son hamlesini tekme ile yapıp çıktı gitti.
    ayağa kalktım, aynada kendimi gördüm..
    sonra çığlık çığlığa ağladığımı hatırlıyorum.
    araba çarpmış gibiydi halim..

    sağ kolum dakikalar geçtikçe şişmeye başladı, bir terslik vardı biliyorum kemiğimin içi yanıyordu.

    bu dayaktan sonra yemek hazırlattı bana orospu çocuğu.
    oturdu sofraya yemek yedi bir de. akşam saat 10.
    ben nasıl yaptım hatırlamıyorum hazırlandım aldım anahtarı, ben hastaneye gidiyorum diye çıktım.
    hastaneye gittim, dolap devrildi üzerime dedim.
    kol kemiğim çatlamış, röntgende öyle çıktı.

    sonra çıktım hastaneden, ağlaya ağlaya döndüm eve.

    sonra bir şeyler oldu, iyice manyaklaştı, artık çekilmez bir hal aldı. iğrençleşti, pislikleri ortaya çıktı.

    bu arada o kolumun çatladığı olayın gerçek yüzünü annem asla bilmedi. ona merdivenden düştüm dedim, öyle deyince bile kahroldu kadın. bir de gerçeğini bilseydi kafayı yerdi, söyleyemedim.
    ablama anlattım, kilometreler öteden o ağladı ben ağladım.

    sonra kapandı olay.. kapanmadı aslında, halının altına süpürdük sadece olanları.

    geçen sene ağustos her şeyin kopuşuydu.
    annem öğrenmiş bütün iğrençlikleri, kadın anlatamamış bize, ortaya ruhu çekilmiş beden gibi geziyordu, ben de öyle.. birbirimizden habersiz.
    bir şekilde bu olay patlayınca ben hışımla o şerefsizin beni döve döve kolumu nasıl çatlattığını anlattım.
    cinnet geçirdi kadın..
    ertesi sabah, sabahın köründe bütün mahalleyi ayağa kaldıracak bir kıyamet koptu evde.
    annem bu şerefsizi evden kovdu, orospu çocuğu çıkmam evden eşyaların yarısını almadan dedi.
    polis çağırıldı, şikayetçi olduk, alkol kontrolü, darp raporu, karakol, adliye bir sürü bok püsür.
    nasıl tehdit ediyor ama bizi, bu iş burada kalmaz öldüreceğim sizi diye..
    yılmadık, durmadık.

    o gün polisler eşliğinde sadece kıyafetlerini alıp çıkartıldı evden. 3 aylık uzaklaştırma aldırdık mahkemeden.

    bana şeytanın başı sensin, sana demiştim orospu olursun sen büyüyünce diye bildim bak dedi.
    şeytan seni görse tövbe eder, sürüneceksin dedim.
    hayatımda ilk defa yüzüne iğrene iğrene bakarak söyledim içimden ne geçiyorsa

    anlaşmalı boşanma için anneme kan kusturdu.
    para istiyorum, arabayı istiyorum, boşanmayacağım diye kaç geceler sinir krizleri geçirtti hatırlamıyorum.
    çok uzak değil yahu 2019 ağustos, dün gibi.
    yazarken bile şu an kusma isteği uyanıyor, içim çekiliyor..

    bir gün bu çekişmeler devam ederken anneme bir mesaj attı..
    hani kızlarım diyorsun ya, sana yemin olsun iki kızını da gözlerimin önünde doğrayıp sana izleteceğim, o acıyı yaşattıktan sonra seni de öldüreceğim, yazıyordu.

    annem korktu, biz korkmadık ablamla..
    yine bir sürü tehdit, küfür, kıyamet..
    kurtulduk sonunda. çok şükür bin şükür.

    şimdi cehennemin dibinde mi nerede bilmem,
    umarım sürünüyordur..

    ben çok dayak yedim babamdan,
    hep bir boşluk hep bir eksiktir içimde dolu dolu baba demek, sevmek, boynuna sarılmak, yanımda hissetmek..
    benim hiç babam olmadı,
    hep baba sevgisi açığını doldurmaya çalışırken yanlış insanları seçtim, sevilmeyi denedim, korunmayı, o hisse sırtımı dayamayı. olmadı..
    çok dayak yedim ben, öldüresiye dövüldüm, falakaya yatırıldım, vücudumun bir kısmı mor bile değil siyahtı yediğim bir çok dayaktan sonra..
    hiç sevilmedim ben,
    hep bir tarafım karanlık ve sevgisiz kalacak.
    hayatın bana bir baba borcu var.

    edit: onlarca mesaj geldi.
    iyi dilekler, güzel temenniler, destek mesajları.
    böyle büyük bir platformda birbirini hiç tanımayan insanların böyle güzel yaklaşması çok güzel.
    yazarken çok zorlandım, o anları tekrar yaşadım..
    yorumları da hep gözlerim dolu dolu okudum. insanlığa dair umudumu yeşerten bir sürü güzel insan.
    elimden geldiğince tüm mesajlara dönüş yapmaya çalıştım, istemeden atladığım, dönüş yapamadığım arkadaşlar varsa özür dilerim.
    destekleriniz çok kıymetliydi.
    umarım kimse hayatının hiçbir bölümünde bu tarz iğrenç olayları yaşamak zorunda kalmaz.

    yine ve yeniden,
    sağ olun, var olun ekşi sözlük insanları.

  • 24. amazon prime türkiye

    ibretlik kişilere abonelik satmaya çalışan platform.

    görsel

    8 liraya abonelik satıyorlar ama netflix ajansı yazarlarına yaranamıyorlar. 40 yıllık korsancı olarak ben bile az önce abonelik aldım. 8 liradan sektöre flaş giriş yapınca panik oldular tabii. alıştılar uyduruk dizi-filmleri 40-50 liradan kakalamaya. amazon'a bok atan kişileri inceleyin %99 netflix avukatı çıkacaktır. hepsi ajans yazarı.

  • 25. mehmet çilingiroğlu mehmet ceyhan tartışması

    papayonlu bence de hoca moca değil. geçen bahsettiği okulun sitesini talan ettim bir tane kaydı kuydu yok. geçmişte çalıştım da demiyor anladığım kadarıyla, bahsettiği okulda çalışıyorum diyor. çalışan adamın üniversitenin web sitesinde bir kaydı kuydu olur.

    ceyhan hoca gerekeni söylemiş zaten.

  • 26. ekşi sözlük dertleşecek insan veritabanı

    çok boktan insanların entry girdiği başlık. ayrıca samimiyetinizi sikeyim.

  • 27. halil sezai paracıkoğlu

    (bkz: ayyaş)
    (bkz: maganda)

  • 28. istanbul'da chp'den 41.157 üyenin istifa etmesi

    tek derdi chp nin yönetimini ele geçirmek olan, elini taşın altına sokmaktan imtina eden, tembel, fitneci ve dedikoducu kesimin ayrılmasıdır. partiye birçok güleryüzlü, çalışkan ve amacı chp yi iktidara taşımak olan çoğu genç ve kadın yeni üyenin yanında barınamamışlardır.

  • 29. kamu vs özel sektör

    özel sektör= 1 saat sonra kıyamet kopacak deseler, patron şu işleri halledip öyle ölelim der.

  • 30. üstteki yazar ile ilgili bir tahmin bırakmak

    kusura bakmayın ama ne salak salak başlıklar bunlar ya?

    (bkz: ekşiçöplük)

  • 31. sözlükten biriyle buluşmak

    muhakkak buna benzer seyler yazan olmustur.

    biz de sozlukte tanistik, evlendik, kanada'ya tasindik, huzurlu bir sekilde yasiyoruz. hos, biz 8 sene evvel tanistik o zamanlar internetin gucu bugunku kadar kotuye kullanilmiyordu. simdi olsa ben de kalkismazdim gorusme isine. ytd.

  • 32. salgının sonu yakın görünüyor

    ama gördüğü ışık, üzerine gelen trenin ışığı da olabilir.
    dikkat etmeyi gerektiren açıklamadır.

  • 33. 2020'nin mükemmel sona ermesini sağlayacak olay

    bir gülücüğün çok şey ifade etmesi. yemin ederim şu an düşününce bile sırıtmaya başladığım olaydır

  • 34. bir fuckbuddy'de olması gereken özellikler

    sevgili kadinlar; goruyorsunuz surda yazilan igrenclikleri. guzel olsun, spor yapsin, kaliteli olsun, duselim kalkalim ama ayni zamanda sifir beklentiye sahip olsun, sabahi bile beklemeden kalksin gitsin. bu rezil ve igrenc muameleye niye katlanir ki bir insan. vermeyin su abaza pisliklere birbirlerini duduklesin pezevenkler.

  • 35. doktor hemşire evliliği

    kadınlar para ve statuye, erkekler guzellige oncelik verir. guzel bir hemsireyse bu evlilik guzel bir takastir.

  • 36. yarış atına verilebilecek en güzel isim

    (bkz: bold pilot)

    verilmiş zaten.

  • 37. 1 nisan reklamıyla hayatı kararan genç

    söz konusu arkadaşın facebook hesabına bakarken fark ettim;

    https://www.facebook.com/…98705&set=ecnf.1552806894

    kendisi 2007 yılında sincan kapalı ceza evinde hüküm giymiş.

    tüm hayatını anlatırken bundan hiç bahsetmemesi oldukça ilginç. nedeni ne olabilir ki?

  • 38. 16 eylül 2020 la clippers denver nuggets maçı

    ya halen kawhi'a yazık oldu falan yazanları görünce çıldırıyorum.

    1.adım: playofflar başlamadan clippers şampiyon, kawhi açık ara en iyi oyuncu, lebron şişirilmiş vs vs konuş
    2.adım: her şey yolunda giderken diğer takımlara ve oyunculara gömüşe devam et
    3.adım: seri 3-3 olunca, sorun yok kawhi bugün halledecek olayı de
    4.adım: abi kawhi'a yazık oldu.

    lan uludalyarakgiller, adam 6-22 shootingle oynamış. clippers birde çok derin takım ya hani, demek ki marifet kawhi da değilmiş. demek ki toronto raptors çok iyiymiş. geçen nasıl giannisi gömdüysek, şimdi de kawhi'a toprak atma vakti geldi. playofflarda bron, jokic ve luka harici hiç bir superstar yoktu bu sene. izleyenler onaylar, diğerleri circlejerk'e devam edebilir.

    edit: yahu özelden sövmeyin. benim yaptığım bronstanliği yok. tam tersine siz ya kawhi'a tapıyorsunuz ya da brondan nefret etmekten zevk alıyorsunuz ve bu çaba çok komik gerçekten. şu clippers takımıyla wcf ye bile çıkamıyorsa kawhi sıkıntı büyük. bakın aynı şeyi giannis içinde söylüyorum, adamın takımı harika daha nasıl olurda yönetimle görüşüp "vergiyi umursamadan etrafıma oyuncu alın, sizle devam edeyim" der, anlamıyorum. bir de özelden "bron 9 final oynadı 3 yüzüğü var" yazanlar var. adam 9 final oynamış kardeşim daha ne yapsın? keramet yüzükte olsa bizim ülkenin sırtı yere gelmezdi *

  • 39. insanı yavaş yavaş öldüren şeyler

    insanı öldüren kararsızlıktır.öylece kavşak ortasında bekleyip yoluna giden insanları izlemektir.

  • 40. canan kaftancıoğlu'nun akşener'e namussuz demesi

    geçmişte kim neler demişlere girersek, süleyman soylunun ve devlet bahçelinin şimdiki konumlarında olmamaları ve cumhurbaşkanına hakaretten cezaevinde olmaları gerekir. ki bunlar çok daha sert dönüşler.

    yukarıdaki bir entryde olduğu gibi, siyaset dün söylediğini bugün unutma sahasıdır.

  • 41. gelecekteki sevgiliye mesaj

    geçmişte kalmayacaksan gel...

  • 42. sergen'in asla bir fatih terim olamayacak olması

    milli maçta takımı rakip futbolculara saldırtmayacak mı yani?

    basın toplantısında onu çekme bunu çek diye malum bölgesini göstermeyecek mi?

    ben ders almam ders veririm demiyecek mi?

    arda gibi beş para etmez birini transfer etmeyecek mi?

    o zaman olumlu.

    not: gs

  • 43. 2. hudut tabur komutanının rüşvetten tutuklanması

    türkiye'ye kaçak mal doğudan gelir. adamlar oradan cep telefonlarını bile sokuyorlar.
    sanmayın ki askerin bu durumdan haberi yok.
    büyük ihtimalle o bölgede pasta paylaşımından doğan bir anlaşmazlık yaşayıp üst makamları devreye sokmuşlardır.

  • 44. ciddi ciddi karides yiyen insan

    karidesi bi' güzel haşlayın. kızgın tereyağının içine atın. çok az sarımsak ve pul biber ekleyin. karidesler kızarmak üzereyken birazcık dilimlenmiş defne yaprağı ilave edin. sonra beni çağırın, ben yerim. kalamar sosunu hazırlayabiliyorsanız, kalamar için de gelebilirim.

  • 45. başak demirtaş'ın öğretmenlikten istifa etmesi

    yıldırma politikasının sonucudur.

    burda salya akıtanların ağababaları da başak hanım'ı işten atmak için heveslenmiştir muhakkak. onları da sevindirmiştir istifası.

    başak hanım'a yapılanlar nerdeyse tüm siyasi tutukluların ailelerine yapılıyor esasında. tutuklular ailelerinden uzaktaki cezaevlerine verilip aile de bir şekilde cezalandırılıyor.

    çoğunuzun haberi olmuyor ama saldırılar hakaretler vs bu durumdaki insanların sıkça karşılaştığı olaylar haline gelmiş.

    her hafta 1700 km yol gitmenin yarattığı sıkıntı dışında demirtaş ailesi bir görüşten dönerken trafik kazası geçirdi ve ölümden döndüler. bu kadar baskı altında, her gün hakkında başka bir yalan başka bir karalama haberi çıkan bir aile var ortada.

    kargosu 1 gün geç geldi diye salya sümük ağlayanlar, bu dertlerle uğraşan insanlarla dalga geçiyor terörist falan diyor.

    başak hanım "süreç beni yordu bu halde öğrencilerime faydam olmaz" diye istifa ediyorken tek gayesi devlette bir bankamatik memurluğu kapmak isteyenler tarafından suçlanıyor. garip.

    demirtaş ailesinin ahlaklı duruşu, boyun eğmiyor oluşu sizi kudurtuyor, biliyorum.

    siz bahçeli gibileri, mehmet cengiz gibileri seviyorsunuz.

    kudurmaya devam edin.

    terörist de babanızdır.

  • 46. yazarların en çok para gömdüğü zevki

    pompa pompa pompa

  • 47. şu an okunan kitap

    isaac asimov - vakıf ve imparatorluk.

    20 sene öncesine göre farkları hissetmek ne kadar güzel. dipnot olarak belirtmeliyim ki; bence herkes okuduğu kitapları 15-20 sene sonra tekrar okumalı ve yaşanmışlıkların hisleri nasıl eğriltip büktüğüne şahit olmalı.

  • 48. futbolda her 100 izleyiciden 65'i kaçak izliyor

    bu osuruktan ligi %35’in yasal izlediğine dua edin. mesela ben yıllardır hiç izlemiyorum.

  • 49. müge anlı ile tatlı sert

    hgs borcu olana, kyk kredisini odemeyene, muhalif tweet atana aslan kesilen devletimizin ankara’da illegal ne varsa yapmis, 50 tane suctan supheli olan 98’li bebeye dokunamadigini gostermis programdir.

  • 50. toplu taşımada kitap okumanın şov olması

    eskiden ayıplanan ne kadar davranış varsa şimdi meziyet oldu. eskiden meziyet olan ne kadar davranış varsa şimdi ayıplanır oldu.
    dejenere olmuş bir toplumun evlatları büyüdü, okuma yazma öğrendi ve ellerinde oyuncak olan teknolojik aletle burada ahkam kesti.