peygamber devesi18
profili

  • 22 mart 2017 nilhan osmanoğlu açıklaması

    (bkz: allah diyen churchill)

  • figen yüksekdağ'ın milletvekilliğinin düşmesi

    kimler 'ama' ve 'oh' ile başlayan hangi gerekçelerine sığınırsa sığınsın, demokrasi açısından tek kelimeyle skandaldır. türkiye siyasi tarihine böyle geçecektir.

    türkiye'de bir parti başkanının milletvekilliği düşürüldü.

    edit: şurada hiçbir politik görüş belirtmiyorum, yaşanan durumun endişe verici olduğunu vurgulamaya çalışıyorum, adam "ağla ağla :d" diye mesaj atıyor. hayat çok garip.

    edit 2: anlamayanlar için biraz daha açıyorum. her şeyin bir usülü, devlet bürokrasisinin bir ağırlığı vardır. bitsin vekilliği ne yapılıyorsa yapılsın. herkese eşit davranılması lazım. devlet bir sözleşme yapmış vekil seçilirken, uyması lazım. devlet insan gibi değildir, duyguları yoktur, kesin kuralları vardır. madem var dokunulmazlık, uymak içtihattır. vekilliği bittikten sonra ne gerekiyorsa yapılırdı. o da başka bir devlet kuralıdır, suç varsa ceza vardır. ama usülüne göre. devleti kurumsallaştıran bu kuralların tek taraflı esnetilmemesidir.

    neler yazılıyor inanamazsınız, "tayyip düşmanlığından gözün kör olmuş" diyenler (!), "delirrrrr", "çıldırrrrr" yazanlar... vallahi ülke kafayı yemiş.

  • başkanlık 600 yıllık geleneğin sonucudur

    yalnız saltanat yıkmak bizim ata sporumuz, onu bilin de...

  • 30 aralık 2016 ahmet şık'ın tutuklanması

    usulsüzdür*. aslında doğru başlık için:

    (bkz: 30 aralık 2016 ahmet şık'ın tutuklanması rezaleti)

    niyeti her ne kadar bilsek de, hukuk devletinin vatandaşları olduğumuz için (!) biz sorularımızı hukuki açıdan soracağız, hukuki açıdan değerlendireceğiz. tarihe geçsin yaşananlar.

    ahmet şık, tebligat yapılmaksızın sabahın erken saatlerinde evinde yakalanarak gözaltına alınmıştır. ev ve iş adresi bilinen, topluma mal olmuş, savcılık tarafından davet edilmesi durumunda, tereddütsüz bu çağrıya uyacak adamın bu şekilde gözaltına alınması hukuki midir? bir kişi 'örgüt üyeliğini gösteren güçlü delil veya delil karartma ya da kaçma şüphesi varsa' tutuklanır.

    ahmet şık daha bir ay önce verdiği bir röportajda, 'beni tutuklayacaklar' demişti. tutuklanacağını düşünen bir gazeteci kaçmıyorsa, 'delil' sayılan suçlama konusu olan haberleri de değiştiremeyeceğine göre gözaltına alınması hukuken yanlıştır.

    uzun gözaltı süresi ve 'işlemlerin devam ettiği' bahanesi ile avukat görüşünün engellenmesi gibi keyfiliklere maruz kalmıştır.

    tüm bu hukuksuzluk ve keyfiliklerin önüne geçebilmek için, evrak tanzimi gibi işlemler beklenmeksizin adliyeye getirilmesi emredilerek, duruşmada özgürlüğünden mahrum bırakılmıştır.

    savcı, ifade alırken sabah gazetesi muhabirlerinden nazif karaman'ın yazdığı bir haberin internetten alınan çıktısını doğrudan okuyarak soru sormuştur!

    savcı, ahmet şık'a, "twitter hesabınızda ‘tanrısı değişir, kendisi değişmez, tek din faşizmdir' şeklinde paylaşım ile neyi ve kimleri kastediyorsunuz, bu konuyu açıklayınız" gibi tuhaf bir soru yöneltmiştir!

    ahmet şık'ın avukatı, tck'nin 301. maddesinden soruşturmanın izne tabi olduğunu ve bu iznin alınıp alınmadığını sorgulamaktadır. sorulan sorularda suçlamanın ne olduğu kesinlikle belli değildir. tck'nın hangi maddesinin hangi gerekçe ile ihlal edildiği anlaşılamamaktadır. bu durum anayasa ve avrupa insan hakları sözleşmesinin açık hükümlerine aykırıdır. 'ne düşünüyorsunuz, ne kastettiniz' gibi sorularla sadece niyet okunabilir, herhangi bir suç soruşturması yapılamaz.

    ahmet şık'ın tokat gibi ifadesi, fazla yoruma gerek bırakmadan durumu özetlemektedir:

    --- spoiler ---

    “gazeteciliği böyle soruşturamazsınız. beş yıl öncesinin aynısı tekrar ediyor.

    ...

    ben yukarıdaki soruların hepsine genel olarak cevap vermek istiyorum, 15 temmuz kalkışması başarılı olsaydı, su an yaşadığımızı yaşamış olacaktık, yani darbenin engellenmiş olması bir cuntanın iktidarda olduğunu değiştirmiyor ve böyle bir dönemde zaten geçmişten beri sorunlu olan yargının kendisinin hukukla bağının bu kadar zayıf olduğu bir süreçte mesleki faaliyetlerimin soruşturma konusu edilmesini, meslek ahlakıma hakaret sayarım, kimsenin de haddine değildir.

    dolayısıyla bu sorulara yanıt vermek istemiyorum, yargı bağımsız tarafsız ve adil olabilseydi o zaman ifade vermek isterdim, zaten böyle bir soruşturma olmazdı. savcılık makamının yönelttiği sorulardan birisi, sabah gazetesinde nazif karaman’ın imzasıyla yayınlanan bir haberden yola çıkılarak yöneltilmiştir. haber metninde savcılık makamı kastedilerek şahsımın suçlandığına ilişkin bazı konular dile getirilmektedir. ancak soru bizzat haber metninde yazan konu ile ilgilidir. "haberi yazan kişinin iddiasına ne diyorsunuz?" şeklindedir.

    soruşturmayı adalet bakanlığı’na bağlı savcılık makamı mı yürütmektedir, yoksa bir medya çalışanı mı yürütmektedir. şu anda sahnelenen senaryoyu daha önce ben yaşadım, 2011 yılında akp ve gülen cemaatini taht kavgasına tutuşunca şu anda yaşanan savaş günlerine gelindi, günümüzün kullanışlı sözcüğü de daha önce adlandırılan bahsetmekten bile korkulan gülen cemaatini kasteden fetö olarak karşımıza çıktı. ergenekon sürecinde poliste yargıda örgütlenmiş bir suç örgüt olarak çalışan gülen cemaati kadroları ve bu çetenin siyasi onay makamı akp hükümeti hedef aldıkları her kim ise öncelikle kendilerine yakın medya organlarında asılsız suçlamalarla itibar suikastine uğratıldı, daha sonra bu suç örgütüne mensup polisler hedef alınan kişiyi gözaltına alır, gözaltının süresinin sonunda suç örgütünün başka bir uzantısı olan savcılık makamının karşısına çıkartılırdı.

    orada karşınıza çıkacak sonuç belliydi, tutuklama istemiyle sevk olma, hakimler zaten bu suç örgütü zincirinin diğer halkasıydı, yani suçlama sorgulama, hüküm ve her şey önceden belirlenmiş bir senaryonun parçasıydı, iki eski iktidar ortağının birbirleriyle savaşa tutuşmaları neticesinde gülen cemaati kadroları büyük oranda polis teşkilatı ve yargıdan tasfiye ediliyormuş gibi görünüyor ancak, o dönemde karşımıza çıkan hukukun paspas edilmesi süreci yeni figüranlarıyla ve daha pespaye bir biçimde sergilenmeye devam ediyor. 5 yıl önceki ergenekon örgütü bağlamında suçlandığımda mesleki faaliyetlerim soruşturma konusu olmuştu, şimdi de mesleki faaliyetlerim başka bir isimle soruşturma konusu edilmeye çalışılıyor, bu aşamada söyleyecek başka bir sözüm yoktur.”

    --- spoiler ---

    ahmet şık'ın ait olduğu tek örgüt 'gazeteciler örgütü'dür, toplum nezdinde aksi bir görüş hakim değildir. ahmet şık herhangi bir topluluğa aidiyet hissetmeyen vicdanlı bir gazetecidir ve gazetecilik suç değildir. ahmet şık'ı tutuklayanın, çöküş süreci başlamış demektir, inanmayan beş sene öncesine bakabilir.

    biz şahidiz ki, ahmet şık beş sene önce ne ise şimdi de odur; zerre değişiklik yoktur. o halde beş sene önce gazetecilik faaliyetlerini ve tweet'lerini gerekçe gösterip tutuklayanlar kimse, şimdi de odur; zerre değişiklik yoktur.

    #ahmetşık gazetecidir ve #gazeteciliksuçdeğildir

    susmayın!

  • bedelli askerlik

    iki adam köy meydanında tartışmaya başlamışlar. baktılar iş çözümlenecek gibi değil, sonu kavgaya varacak. demişler nasreddin hoca'ya gidelim derdimizi anlatalım, o kim haklı derse diğeri kabul etsin. gitmişler hocaya, birinci adam uzun uzun anlatmış derdini; hoca demiş ki "sen haklısın". öbür adam itiraz etmiş, ama hocam demiş şöyle şöyle oldu böyle böyle oldu... hoca demiş "sen de haklısın". bunları dinleyen üçüncü bir adam hoca'ya dönmüş, "yahu hoca" demiş, "ona da haklısın dedin, öbürüne de, öyle şey mi olur?". "adam" demiş hoca, "valla sen de haklısın".

    ben askerliğimi bedelli yaptım. kendini enayi gibi hissedip hakkını haram eden adama da hak veriyorum, yağmurlu havada taksi bekler gibi bedelli bekleyip askere gitmemek için borç altında ezilmeyi göze almış adama da hak veriyorum. biri gelip ikisi birden nasıl haklı oluyor derse peşinen söyleyeyim, ona da hak veriyorum.

  • akın öztürk'ün cezaevinde saldırıya uğraması

    yahu ne oluyor, burası nasıl bir devlet! hukukçu demeye dilimin varmadığı biri, üzerinde avukat cübbesiyle cezaevine gidip nasıl mahkum döver! üstelik, yapılanı hiçbir şekilde haklı çıkarmaz ama suç sabit bile değil, adam belki de yargılanıp beraat edecek.

    organize bir suç örgütü liderinin avukatı cezaevine gidip kafasına göre adam dövüyor, bunu sosyal medyadan gururla duyuruyor, bununla ilgili basın toplantısı düzenleyip ağzından burnundan kanlar aktığını görüntülerle ıspatlayacağını söylüyor ve bununla kalmayacağını da ilan ediyor.

    hey gidi türkiye cumhuriyeti hukuk devleti...

  • avm girişindeki x-ray'de yaşanan samimiyetsizlik

    içeride koçtaş olduğu içindir. telefonu kenara bırakır, gider bir elektrikli testere alır herkesi kesersin. hatta serde macgyver'lık varsa, içeride parça tesirli plastik patlayıcı dahil envai çeşit bomba yapacak malzeme var.

  • 20 temmuz 2016 s&p türkiye kararı

    ilgili olmayanlar için kısa bir bilgilendirme yapmakta fayda var. standard & poor's için "bbb-" ve yukarısı "yatırım yapılabilir" seviye olarak kabul edilirken, "bb+" ve aşağısı ise "yatırım yapılamaz" ya da "çöp" seviye anlamına geliyor. türkiye'nin fitch ve moody's notlarının her ikisi de "yatırım yapılamaz" seviyesine en yakın notlar. eğer biri bile bir not aşağı çekerse (ki s&p'nin kararından sonra muhtemelen ikisi de çekecek), ülkeye yabancı fon girişi durma seviyesine gelecek. zira yatırım yapabilmeleri için bu üç kuruluşun en az ikisi, yatırım yapılabilir seviyesinde not vermeli. artık kendi yağımızda kavrulacağız.

    bakın bu durum öyle emlak balonu, turizm krizi olaylarına benzemez. ekonomik krizde artık dönüşü olmayan yola girdiğimizi düşünüyorum. 10 yıldır ülkeyi şantiyeye çevirip gecekondu gibi gökdelenler, avmler yapana kadar yüksek katma değerli üretimi artırmaya çalışsalardı keşke. yatırımın geri dönüş süresi uzun olurdu ama sıcak para gibi bir not düşürmeyle kaçıp gitmezdi. bunları söyleyince "gezici", "hain", "çekemiyorsunuz" diye ağzından köpükler saçan esnaf kendine dikkat etsin. önümüzdeki kışı yazar kasa fırlatarak geçirecekler.

    winter is coming

    edit: çok üzülüyorum böyle olmasına ama hırsımı kimden çıkaracağım konusunda çok haklıyım.

  • idam cezası tbmm'den geçerse onay veririm

    biz şimdi darbeyi engelledik ve ülkeyi geriye gitmekten mi kurtardık?

  • 4 temmuz 2016 juno'nun jüpiter'e varması

    jüpiter'in yalnızca parlak bir yıldız değil, üzerinde değişik koyulukta kuşakların seçilebildiği dairesel görünümde bir cisim olduğunu ilk farkeden 1610 yılında galileo galilei oldu. galilei aynı zamanda jüpiter'in en büyük dört uydusunu (io, europa, ganymede, callisto) keşfetti ve dünya dışındaki bir gezegenin kendi etrafında dönen uyduları olabileceğinin bu ilk kanıtını, kopernik'in* o güne dek yaygın kabul görmeyen güneşmerkezli teorisini (heliyosentirizm) desteklemek için kullandı.

    1610 yılında, galileo önderliğinde göğe bakıp jüpiter'i gören insanlık, tam 4 yüzyıl sonra oraya vardı. bilimin azameti hayranlık uyandırıyor.

  • sigara içtiği için yumruklanan lcw çalışanı

    eğer iddia doğruysa, vuran orospu çocuğuna bir çift lafım var:

    senin tuttuğun orucun amına koyayım beynini siktiğimin çomarı.

  • binali yıldırım'ın 1 gün içinde geri vites yapması

    28 haziran 2016 binali yıldırım'ın gerçek akp'li olması da diyebiliriz. fenerbahçe'ye gol atan galatasaray'lı veya galatasaray'a gol atan fenerbahçe'li futbolcu gibi düşünün.

    12 saat içinde "gerekirse rusya'ya tazminat veririz" ve "rusya'ya tazminat ödenmesi söz konusu değil" diyerek, binali yıldırım gün itibarıyla gerçek akp'li olmuştur. vatana millete hayırlı olsun, bu konuda rekor artık tek başına kendisine aittir.

    yaman geri vitesçiymişsin delikanlı.

    (bkz: bir başbakan iki binali)

  • zonguldak kilimli'de maden işçilerinin açlık grevi

    bu ülkede, kendilerini yerin altında açlıktan ölüme terk edecek kadar çaresiz kalmış insanlar var. ne acı ki, devleti yönetenler bu çaresizliği anlamak yerine onları iktidarlarını hedef almış huzur bozucular olarak görüyorlar.

    14 kişi 10 gündür yerin altında, karanlıkta, soğukta, yemek yemeden yatıyor. sebep ne biliyor musunuz, 4 aydır maaş alamıyorlar. insanlığınızı sikeyim, müdahale edin şu duruma. ulan verin garibanın hakkını, ne istiyorlarsa şu dakika verin, çekin çıkarın adamları o çukurdan. tüh allah kahretsin sizi, rezil herifler. güç sarhoşluğundan insanlığınızı kaybetmişsiniz.

  • türkiye'de yükselen rövanşist yaklaşım

    siyasal islamcıların götünde patlayacak.

    siz kimsiniz lan, ne hakla bu ülkenin bir asırdır mücadele ederek elde ettiği laik, demokratik, anayasal kazanımları yok etmeye çalışıyorsunuz. siz ne sanıyorsunuz lan kendinizi? hiç bitmeyecek mi sanıyorsunuz bu rüya?

    en sert şekilde karşı çıkan vatandaşları bile 28 şubat'a hak verme eşiğine getirdiğiniz için çok pişman olacaksınız. güç sarhoşluğundan başınız dönmüş ama aklınızdan çıkarmayın, bugün bu ülkenin sahip olduğu tüm modernist haklar, bütün cumhuriyet devrimleri size rağmen yapıldı. hem de kafanıza vura vura. bir kez daha emin oldum ki siz başka bir şeyden anlamıyorsunuz.

    ben bundan sonra tarafımı değiştiriyorum. kesinlikle kanaat getirdim ki bu ülke için islamcılıktan daha tehlikeli hiçbir ideoloji yok. teröristin vermediği zararı verdiler ülkeye. verdikleri her hasar da kalıcı, yıllarca toparlanamayacak cinsten. nasıl kendine gelecek lan bu ülke, ha? kaç on senemiz gidecek yargıyı düzeltebilmek için, her kuruma doldurduğunuz işe yaramaz adamların koltuklarını hak edenlere teslim edebilmek için, paçavraya çevirdiğiniz basını normalleştirebilmek için... evet ben tarafımı değiştirdim. bundan sonra bu toplum zararlılarını böcek gibi ezmek isteyenlerin tarafındayım. bu arap sevicilerle, çocuk sevicilerle, sinsi islamcılarla bakteri gibi, veba gibi savaşmak gerekiyor. öyle romantik romantik "ama bi tarafın bu intikama son vermesi lazııııım :(" kafasıyla olmuyor bu işler. dünya acımasız ve biz de pembe sıçmıyoruz. bu kafanın kökünü kazıyamazsak, en sert şekilde baskılayamazsak ne hale geleceğimizin prototipi yanı başımızda.

    tweet attı diye içeri attığınız insanların öfkesinden korkun.

  • kesinlikle istifa etmeyen apartman yöneticisi

    bakın apartmanda bir toplantı yapalım, yine o seçilecektir. bu apartman sakinlerinin beynini sikeyim ben. apartmana geçen hafta hırsız girdi, dış kapının kilidini değiştir dedik, değiştirene kadar bir daha hırsız girdi. "niye değiştirmedin" diyorum, "hırsız girmiş sen beni suçluyorsun" diyor. işin garibi üst komşu da "evet adam napsın, hırsızın hiç mi suçu yok" diyor. sinir krizi geçireceğim.

    vay efendim biz apartman lobisiymişiz, şer odağıymışız. şeytan diyor apartmandan siktir ol git, bu kadar aptal nasıl bir araya gelmiş hayret ediyorum.

  • 300 tl'lik parfüm sıkıyorum hesabı erkek ödesin

    80 tl'lik fondöteni sürmeyip 300 tl'lik givenchy parfümü sıkmazsa bir boka benzemediğinin farkında.

    özgüven problemi yaşayan kadın beyanı.

    edit: ayrıca biz ne yapıyoruz amk buluşmaya gelirken, taşşaklarımıza ernet mi asıyoruz?

  • ferhat göçer'i dinleyecektik dinleyemedik

    cumhurbaşkanı açıklaması.

    teröristler amacına ulaşamamış. ferhat göçer'i dinleyeceklermiş bu akşam, çok çok onu dinleyememişler. hepsi o.

    bu adamları başımıza saran herkes yerin dibine batsın utançtan.

  • chp 35. olağan kurultayı

    gördüm ve ibret aldım, partiden ikinci bir aday çıkamadı. halbuki diğer partilerde her seçim 20'şer tane aday çıkıyor.

    yahu ne at yarrağı adamsınız lan. insan ister istemez merak ediyor, siz hangi partiyi destekliyorsunuz? hayır iktidar partisini destekleyip bunu eleştiriyorsan hiç uğraştırma, direkt siktir git. öbüründe tüm baskılara rağmen partinin yarısı kurultay için imza veriyor, adam yapmıyorum amk mahkemeye gidin diyor; güler misin ağlar mısın. diğerinin tek liste harici kurultaya gitmesi zaten söz konusu değil.

    siz neyi eleştiriyorsunuz birader? ben böyle salaklık görmedim, ya herkesi eleştir ya aptal konumuna düşürme kendini.