talihsiz ve popülist bir açıklama. zira khk ile görevden alınan birçok kişinin zamanında nasıl ve ne şekilde o yerlere geldiğini sağır sultan bile biliyor. böyle popülist bir açıklama yerine "sabit bir suç şüphesi altında olmayıp ihraç edilen khk mağdurlarını göreve iade edeceğiz" dese çok daha geçerli bir açıklama olurdu.
kemal bey bu şekilde devam ederse kazanılacak seçimi de kaybettirecek maalesef.
ezana yakalanan pornocu26 profili
-
khk'lıların tamamı göreve iade edilecek
-
şehit yakınlarının memur yapılması
gazi yakınlarının memur yapılmasının yanında çok masum duran bir hareket.
evet, yanlış duymadınız. gazi yakınları da belirli kontenjanlar dahilinde sınavsız, puansız, mülakatsız 657'li memur yapılıyor. öyle 4b sözleşmeli de değil, bildiğiniz memur. tek şart en az lise mezunu olmaları. ve asıl bomba: 15 temmuz gazileri de buna dahil. :))
edit: lise mezuniyeti şartı da yokmuş. vah ki ne vah! -
fatih altaylı'ya boğuluyoruz diye yazan genç
memurum. aldığım maaş tamı tamına 3850 tl. bu maaşla bırakın bmw'yi, audi'yi renault vb. markalara bile göz ucuyla olsa dahi bakamıyorum.
emeği geçen herkesin allah belasını versin. -
bayram namazına diye gidip dolanıp geri gelmek
başlarda ana, baba, eş, dost, akraba dırdırı çekmemek adına gerçekleştirdiğim, sonrasında ise cami çevresinde rastladığım kader ortaklarımla birlikte gelenek haline getirdiğim ufak sapıklık/sapkınlık.
her fırsatta "%99'u müslüman olan bu ülkede bıdı bıdı..." edebiyatı yapılmasına, onca baskıya, zorlamaya, algı çalışmasına, her mahalleye en az 10 tane imam hatip açılmasına rağmen insanların kitleler halinde dinden uzaklaşması ve hatta münafıklığa doğru ilerlemesi gelecek dönemler adına umut verici bir gelişme.
imam efendi bayram namazının önemini anlatırken, babamla dayımı caminin köşesindeki parkta cuğara tüttürürken yakaladım, artık ölsem de gam yemem. -
suudi arabistan'da türk kaşarına kırbaç cezası
"peyniri kırbaçlamak da neyin kafasıdır amk" diye tıklayıp, dumura uğratan ve nedense istemsizce kahkaha atmama sebebiyet veren haber. terbiyesiz orospu çocukları.
-
el bab'da savaşmamızın gerçek sebebi
akp seçmenine göre, savaş sona erdiğinde "referandum ile o bölgenin türk topraklarına katılacağı ve bunun domino etkisi yaratıp suriye'nin yarısına hakim olacağımız" şeklindedir.
çoğunluğun akplilerden oluştuğu bir aile toplantısında bu tezi(!) ortaya atıp, hatay'ın da zamanında referandum ile türk toplantılarına katıldığı tespitiyle beni dumura uğratan fakat diğer aile fertlerinin saygısını kazanan enişte bey'e "hatay bağımsız bir devlet idi, el-bab bağımsız mı amk çocuğu" şeklinde tepki göstermem üzerine linç edilerek aforoz edildim.
benden size tavsiye; akraba, eş, dost, arkadaş ortamında siyaset tartışmayın. -
hayır diyenin sonsuza kadar cehennemde yanması
ömer hayyam'ın günümüze ışık tutan rubailerinden anlaşıldığı üzere, 900 yıllık süreçte hacı, hoca, şeyh, şıh tayfasının gram ilerleme kaydetmediğini gösteren açıklamalar (saçmalamalar) bütünü.
'ırmaklarından şaraplar akacak' diyorsun
cennet-i alâ, meyhane midir?
'her mümin'e iki huri' diyorsun
cennet-i alâ, kerhane midir?
* * *
tanrı bize cennette vaat ettiği şarabı
niçin haram etsin bu dünyada, akla sığar mı?
bir sarhoş arap, devesini vurmuş hamza'nın
peygamber de yasak etmiş arap'a şarabı
* * *
beni özene bezene yaratan kim? sen
ne yapacağımı da yazmışsın önceden
demek ki günah işleten de sensin bana
o zaman nedir o cennet cehennem?
* * *
kim, senin 'yasa'nı çiğnemedi ki söyle?
günahsız bir ömrün ne tadı kalır, söyle.
yaptığım kötülüğü, kötülükle ödetirsen eğer
seninle benim aramda ne fark kalır ki söyle
* * *
tanrı, bizi çamurdan yarattığında
biliyordu bu dünyada ne işimiz olacak
işlediğim günahlar hep onun emriyledir
o halde cehennemde beni niçin yakacak?
* * *
isyan edip karşında duracağım, neredesin?
karanlığı, ışığa yoracağım, neredesin?
ibadete karşılık cenneti alacaksam
'bağış mı ticaret mi' diye soracağım, neredesin?
* * *
dünya, üç beş bilgisizin elinde
sanırlar ki tüm bilgiler kendilerinde
üzülme, eşek eşeği beğenir
bir hayır var, sana kötü demelerinde
* * *
sen, bu dünyanın sırrına eremezsin
erenlerin dilini de sökemezsin
öyleyse iç şarabı, cennet et dünyayı
öteki cennete ya girer, ya giremezsin
* * *
niceleri geldi, neler istediler
sonunda dünyayı bırakıp gittiler
sen hiç gitmeyecek gibisin, değil mi?
o gidenler de hep senin gibiydiler
******
için temiz olmadıktan sonra
hacı hoca olmuşsun, kaç para
hırka, tespih, post, seccade güzel
ama tanrı kanar mı bunlara?
sen sofusun, hep dinden dem vurursun
bana da sapık dinsiz der, durursun
peki, ben ne görünüyorsam o'yum
ya sen, ne görünüyorsan o musun?
sen içmiyorsan, içenleri kınama bari
bırak aldatmacayı, ikiyüzlülükleri
şarap içmem diye övünüyorsun ama
yediğin haltlar yanında şarap nedir ki..
ey kara cübbeli, senin gündüzün gece
taş atma, dünyayı bilmek isteyenlere
onlar, yaratanın sanatı peşindeler
seninse aklın, abdest bozan şeylerde....
ben kadehten çekmem artık elimi;
tutmam senin kitabını, minberini.
sen kuru bir softasın, ben yaş bir sapık
cehennemde sen mi daha iyi yanarsın, ben mi?..
seni, kuru softaların softası, seni
seni, cehenneme kömür olası, seni
sen mi haktan rahmet dileyeceksin bana?
hakka akıl öğretmek senin haddine mi?
yaşamın sırlarını bileydin
ölümün de sırlarını çözerdin
bugün aklın var, bir şey bildiğin yok
yarın akılsız, neyi bileceksin
ey kör!
bu yer, bu gök, bu yıldızlar, boştur boş!
bırak onu bunu da, gönlünü hoş tut hoş!
şu durmadan kurulup dağılan evrende
bir nefestir alacağın, o da boştur boş! -
14 ekim 2016 kamuya alımların dondurulması
koskoca devletin, insanların saf ve temiz hayalleriyle alenen taşak geçmesidir. bir devlet düşünün ki işsiz, umutsuz gençlerine destek olması gerekirken onları daha da çıkmaza sürüklesin.
yasal yollardan hırsızlık yapmak şeytanın bile aklına gelmezdi, vallahi bravo!
bari ödediğimiz paraları geri verin de 50 tl'lik akaryakıt alalım amk. -
suriye'de kurşuna dizilerek idam edilen çocuk
marquis de sade'nin pek benimsemesem de şu sözünü hatırlatmıştır:
"ey sen, dünyada mevcut her şeyi yarattığı söylenen, hakkında en ufak fikrim olmayan sen, ancak lafta tanıdığım ve her gün yanılan insanların bana söyledikleri kadar bildiğim sen, tanrı denilen acayip ve hayal ürünü varlık! kesinlikle, gerçekten ve herkesin önünde ilan ediyorum ki sana en ufak bir inancım yok ve bunun da nedeni gayet mükemmel; dünyadaki hiçbir şeyin akla yatkınlığına kanıt olmadığı saçma bir varoluşa beni ikna edecek hiçbir şey bulamıyorum. hayal ürünü ve işe yaramaz varlık, adın bile yeryüzünde hiçbir politik savaşın döktüremeyeceği kadar kan akıttı. insanlar çılgınca umutları ve gülünç korkularıyla ne yazık ki seni hiçlikten çıkartmaya cüret ettiler. keşke geri girsen o hiçliğe! sen, insan soyuna eziyet etmek için çıktın ortaya yalnızca. senden söz etmeyi aklından geçirmiş ilk sersem boğazlansaydı, yeryüzünde ne çok cinayet engellenirdi!" -
kılıçdaroğlu'nun telefonundan bylock çıkması
ne yazık ki doğru bir iddia. işte o görüntüler.
-
en yakışıklı harry potter karakteri
hiçbiriniz de severus snape demeyin zaten. çirkin, karizması yok, popüler değil, çete gibi piçlik peşinde koşan ibnelerden de değil; soğuk, temkinli, az konuşur, yüzü gülmez; yılışık, komik, laçka berkecanlara da benzemez.
karakteri düzgün, sevdi mi adam gibi seven, sevdiceği için ömrünü bile veren ruhu güzel abimiz; nur içinde yat. -
bayram namazına diye gidip dolanıp geri gelmek
anacığım üzülmesin, beni de üzmesin, mübarek gün ailenin huzuru bozulmasın, ağzımızın tadı kaçmasın diye biraz sonra gerçekleştireceğim spektaküler eylem.
hiç boşuna, "eşek kadar adam oldunuz, hala ananızdan mı korkuyonuz" şeklinde çemkirmeyin. ana bu lan, 40 yaşına da gelseniz camiye gidip gitmediğinizi sorar, sabah evden çıkmadığınızı, fosur fosur uyuduğunuzu gördüğünde 1 hafta yüzünü asar, hem sizin hem de diğer aile üyelerinin tatilini zehir eder.
en iyisi uykudan bi süreliğine feragat edip, kuşluk vaktinin o tertemiz havasını ciğerlerinize doldurmalı ve münafıklığa bir adım daha yaklaşmalısınız. -
öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler
marcahuasi - lima, peru: denizden 3200 metre yükseklikteki çöl platosundaki kayalarda, 10.000 yıl önce güney amerika'da kesinlikle yaşamamış olan aslan ve deve gibi hayvanların kaba çizgilerle verilmiş resimleri vardır.
********************
tarxien tapınakları - malta: kullanılan blokların her biri 50 tona yakın bir ağırlığa sahiptir. hal tarxien'deki tapınak topluluğunda spiral örnekleri, hayvan kabartmaları, delik açılmış kayalar ve daha birçok eser bulunmaktadır.
********************
death valley - nevada, abd: büyük bir felâket sonucu yerle bir olduğu düşünülen eski bir şehir yıkıntısı vardır. bugün bile erimiş kaya ve kumların izleri görülebilir. bir yanardağ püskürmesinin doğuracağı ısı, kayaları eritmeye yeterli olamazdı, üstelik önce binalar kavrulurdu. bugün ancak lazer ışınları bu yeterli ısıyı çıkarabilmektedir. işin garip yanı, bu bölgede bir tek ot bile yetişmemektedir.
yeryüzünde ölçülmüş en yüksek sıcaklık, bu çölde bulunan deniz seviyesinden alçaktaki bölgede tespit edilmiştir. bu çöldeki onlarca tezatlıktan biri de irtifa konusudur. mojave çölü'nde 600 metre yüksekliğinde yerler olduğu gibi, -80 metrelik vadiler de bulunur.
********************
baalbek kalıntıları - bekaa vadisi, lübnan: bir milyon kilo ağırlığındadır ve taş işlenmiştir ama insan gücüyle hareket ettirilmiş olması imkânsızdır. aynı bölgede buna benzer birkaç taş daha bulunmaktadır. bu taşlar ayrıca, insanlık tarihinde kesilip işlenmiş en büyük taşlardır. antik şehrin meydanında bulunan diğer daha küçük 3 taşın ağırlıkları 700 ilâ 1000 ton arasında değişmektedir. bugün bu ağırlıkta bir kütleyi kaldırabilmek için devasa vinçler gerekmektedir.
********************
yonaguni sualtı kalıntıları ya da piramitleri - japonya: ryuku adası kıyılarında bir su altı şehri. 1986 yılında kihachiro aratake adındaki bir dalgıç, 25 metre derinlikte garip yapılar ile karşılaştı: düz duvarlar, merdivenler, sütunlar ve anıtlar, pürüzsüz teraslar, taştan heykeller ve daha birçok garip yapı...
deniz jeologları 15 yıllık bir araştırma sonucunda yonaguni şehrinin yaşının yaklaşık 5 bin yıllık olduğunu ve 2 bin yıl önce deprem felaketiyle birlikte sulara gömüldüğünü tespit etmişlerdir.
********************
callanish stones - iskoçya: 13 temel taş yaklaşık 13 metre çapında bir daire oluşturmaktadır. uzun taşlar kuzey tarafında, daha kısa taşlar güney ve batı tarafına yerleştirilmiştir. taşlar 1 ilâ 5 metre arasında değişmekte ve birçoğu 4 metre yüksekliğindedir.
********************
bir katedralin dış duvarlarındaki taş oymalarda görülen astronot figürü - salamanca, ispanya: katedral m.s. 1102’de episcope de salamanca tarafından yaptırılmıştır.
iddialara göre bu figür, 1992’deki restorasyonda oraya konulmuştur. fakat yörede yaşayan aileler ise bu astronot oymasını yüzyıllardır atalarından beri bildiklerini ve hikayesini “yıldızların adamı” olarak dinlediklerini ifade etmektedirler.
********************
babil tableti - british museum, ingiltere: üzerinde geçmiş ve gelecek ay tutulmaları verilmektedir.
********************
aslanlı kapı - hattuşaş, çorum: kapı adını, dışta pervaz bloklarına işlenmis iki aslan heykelinden alır (baş, göğüs, ön bacaklar). ön asya'da aslan koruma ve bezeme amacıyla sıklıkla kapılarda kullanılan bir motiftir. hattuşaş'ta da bu kapı dışında çesitli tapınakların girişinde ve kral sarayının kapılarında aslan heykelleri kullanılmıştır.
ağzı kükrermişçesine açık, dili dışarıda ve gözleri tehditkar bir şekilde açık aslanlar etkileyici görünüm verirler. göz yuvaları beyaz kireç ve göz bebekleri koyu bir madde ile doldurulmak suretiyle belirtiliyordu.
********************
menhir de kerloas - plouarzel, fransa: avrupa'nın en büyük menhiridir. bir yıldırım düşmesi sonucu geriye kalan üst kısmının parçalandığı söylenmektedir. 9.5 metre yüksekliğinde ve 150 ton ağırlığındadır.
********************
efsane şehir dwarka - hindistan: kambay körfezi açıklarında 35 metre derinlikte, 24 km² lik bir alana yayılmış olan dwarka en eski şehirlerden biridir. araştırmacılara göre bu eski şehrin yaşı tahminen 5 bin yıl ilâ 10 bin yıl arasındadır. bilim adamlarını şaşırtan diğer olay ise son buzul çağında şehrin sular altında kaldığı keşfidir. buzların erimesine rağmen şehir hiç bozulmadan olduğu yerde kalmıştır.
hikayeye göre lord krishna'nın göz alıcı altın, gümüş ve bilimum değerli madenden yapılan 70,000 saraydan oluşan bir şehri vardı. şehir, zenginlikleriyle ünlüydü ancak lord krishna'nın ölümünden sonra dwarka denize batmaya başladı ve kalıntılar şu anda denizin yaklaşık 39 metre dibinde konuşlanmış durumdadır.
********************
ganghwa dolmenleri - güney kore: taşların ağırlığı 300 ilâ 600 ton arasında değişmekte ve bu şekilde birçok taş blok bulunmaktadır.
********************
angkor wat - kamboçya: siem reap kentinde yer alan, kral ii. suryavarman adına yapılmış bir tapınaktır. dünya kültür mirası listesi'nde yer alan tapınak 12. yüzyılda inşa edilmiş olmasına karşın günümüze dek ulaşmış nadir yapılardandır. bölgedeki tek dinsel yapı olarak göze çarpar. önce vişnu adına bir hindu tapınağı olarak, daha sonraki dönemlerdeyse bir budist tapınağı olarak kullanılmıştır. kamboçya ile özdeşleşen yapı ülkenin ulusal bayrağının üstünde de betimlenmektedir. ülkeye gelen turistlerin en çok ziyaret ettiği yerdir.
angkor wat, hinduizm'de tanrıların yaşadığı yer olduğuna inanılan meru dağı'nı simgeleyen dağ biçimli kubbeleri ve galerili (balkon) avlusuyla kmer mimarisinin iki ana ögesini taşımaktadır. tapınağın çevresinde 3.6 km uzunluğa denk gelen kalın duvarlar ve hendekler bulunur. tapınağın dört bir köşesinde birer küçük, ortasında bir büyük kubbe bulunur.
klasik khmer mimarisinin en ihtişamlı örneğidir. fakat angkor wat, mimari açıdan birçok gizeme sahiptir. tapınağı meydana getiren kum taşı bloklarının nasıl bir teknik kullanılarak birbirine yapıştırıldığı halen gizemini korumakta ve angkor wat'ın gerçek ismi, nasıl inşa edildiği de hala bir sır perdesi olarak kalmaktadır.
********************
dolmen de menga - ispanya: 3 bin yıllık megalitik mezar höyüğüdür. ispanya’nın malaga şehrinde antuquera antik kenti yakınlarında bulunan ve 32 taş bloktan inşa edilmiş olan dolmen toplamda 180 ton ağırlığa sahiptir. arkeologlar tarafından 19. yüzyılda açılıp incelendiğinde içerisinde yüzlerce insan iskeletine rastlanmıştır.
********************
ggantija tapınağı - malta: gozo adasında megalitik bir tapınak kompleksi. yaklaşık 5500 yıllık olan kompleks, dünyanın en eski dini yapılarından biridir.
tapınakların çevresi 50 ton ağırlığında 5.5 metrelik taşlardan oluşturulmuştur. içerisinde doğurganlık ile ilgili heykeller bulunmakta ve bu tapınağın doğurganlık kutlamaları için inşa edilmiş olabileceği tahmin edilmektedir. yerel bir inanışa göre, ggantija'yı dişi bir devin inşa edip tapınak olarak kullandığı düşünülmektedir.
********************
ishibutai mezarı - japonya: dikdörtgen biçiminde dizayn edilen odalarda kullanılmış olan taşların ağırlığı yaklaşık olarak 60 ilâ 75 ton arasındadır.
********************
stonehenge - ingiltere: neolitik taş devri ile bronz çağı dönemleri arasında, en az 5 kademede oluşan bir anıttır. bu yapı, astronomi, astroloji, geometri, meteoroloji ve paganizmle ilişkilendirilmektedir. stonehenge adı eski ingilizcede "asılı taşlar" anlamına gelir.
stonehenge'in çemberi bölen ve yapının girişinden geçen ekseninin yaz dönencesindeki (21 haziran) gündoğumuna doğru konumlandırılmış olması, buna karşılık, yakındaki irlanda'da yaklaşık olarak aynı zamanlarda inşa edilen newgrange anıtının kış dönencesindeki (21 aralık) gündoğumuna yöneltilmiş olması dikkat çekicidir.
öte yandan, yapının yapılış amacı son araştırmalarla ortaya konmuştur. daha önceleri, güneş-uzay gözlemevi, güneş saati veya ufo iniş yeri olabileceği iddia edilen stonehenge, beş yüz yıl boyunca mezar alanı olarak kullanılmıştı. günümüzden beş bin yıl öncesinden itibaren mezarlık olarak kullanılan stonehenge, m.ö. 3000 yılında ingiltere’nin en büyük mezarlığıydı. gökbilimci sir fred hoyle ise işaret taşlarının dış halka etrafında hareket ettirilmesiyle stonehenge'in tutulmaların önceden tahmin etmek amacıyla kullanılabileceğini ispatlamıştır.
bu antik yapı, londra'nın 130 km batısındadır. yapının bir benzerine rusya başkurdistan'daki uçalı buluntuları'nda da rastlamak mümkündür.
********************
pumapumku - bolivya: harika ve ince bir işçilikle işlenmiş blokların birçoğunda, bir çeşit makinenin kullanıldığına dair deliller vardır.
bir zamanlar 4 bloktan oluşan bir yapılar topluluğuydu. bölgeye dağılmış birçok işlenmiş taş kalıntısı vardır. bunların ağırlıkları 100 ilâ 150 ton arasında değişmektedir.
ispanyollar buraya ilk ayak bastıklarında, yerliler bu yapıyla ilgili birçok ilginç hikaye anlatmıştı. inkaların bölgeye yerleşmelerinden çok daha önceleri, buralarda doğa üstü güçleri olan insanların yaşadığına, bunların mucizevi bir şekilde devasa taşları yerden havalandırıp dağlardan buralara kadar, havadan sürüklediklerine inanılmaktaydı.
********************
newgrange anıtı - irlanda: m.ö. 3200 yıllarında inşa edildiği kabul edilen newgrange, irlanda/dublin yakınlarında bir anıt mezardır. henüz mısır medeniyetinin ortada olmadığı, babil veya girit medeniyetinin doğmadığı dönemde newgrange vardı. bu dönemde, dünyanın ünlü taş yapıtlarından biri olan stonehenge dahi henüz inşa edilmemişti. yapılan araştırmalar, newgrange’in sadece bir mezar olmadığını göstermiştir. bu durum, anıtı inşa eden kişilerin kapsamlı bir astronomi bilgisine sahip olduklarını da ortaya koymaktadır.
newgrange, pek çok arkeolog tarafından teknik bir mucize olarak adlandırılmaktadır:
yapının üzerindeki kubbe, başlı başına bir mühendislik harikası. alt tarafları ağır, üst tarafları hafif olan tek parça taşlar öylesine ilginç bir düzenle üst üste konulmuş ki, bu sayede her üste konan taşın alttakinden biraz daha dışarı çıkık vaziyette durması sağlanmıştır. bu şekilde, yapının üstünde orta kısımda 6 metre yüksekliğinde altıgen bir baca ortaya çıkmıştır. ayrıca bacanın sonunda istenildiğinde açılıp kapanan bir kapak taşı vardır.
bu dev yapı, mühendislikten çok iyi anlayan, iyi hesap yapabilen, doğru planlama yeteneğine sahip, yük taşımacılığı yapan ve pratik inşaat bilgilerini iyi kullanan insanlar tarafından inşa edilmiştir.
********************
axum dikilitaşları - etiyopya: buradaki dikilitaşlar 1700 yıllıktır. 24 metre yüksekliğinde ve 160 ton ağırlığındadır. granitten yapılmış ve 2 sahte kapıyla süslenmiştir. diğer dekorlar her tarafa bakan pencerelerden oluşmuştur. bu yapı, yarım daire şeklinde bir kısımla sona ermektedir. bu üst kısımda ayrıca metal çerçeveler kullanıldığı düşünülmektedir.
********************
bitmemiş dikilitaş - asvan, mısır: bu yapı, mısır'ın en büyük dikilitaşıdır. asvan'da bulunur. 42 metre yüksekliğinde ve yaklaşık 1186 ton ağırlığındadır. arkeologların tahminlerine göre dikilitaşın yapımı esnasında çatlak meydana gelmiş ve firavun eserin yapımını yasaklamıştır. bu yüzden dikilitaşın bitirilemediği tahmin edilmektedir.
********************
tlaloc heykeli - meksika: aztek yağmur tanrısını simgeler. bu heykel bazalttan yapılmış ve ağırlığı yaklaşık 168 tondur.
********************
göbeklitepe - şanlıurfa: yaklaşık 6 bin yıllık olduğu tahmin edilen göbekli tepe dünyanın bilinen en eski kült yapı topluluğudur. şanlıurfa’da 1963 yılında bulunan yapının en büyük özelliği, t şeklinde 12 dikilitaştan oluşması ve dikilitaşların arasının taş duvarlar ile örülmüş olmasıdır. karmaşık yapı içerinde kilise gibi dini yapılar tespit edilmiş, dikilitaşların üzerinde insan, kol, bacak, şekiller ve çeşitli hayvanların resimleri bulunmuştur.
********************
olmec taş kafaları - meksika: aztekler ve mayalar gibi olmecler de tarihte önemli yer tutan kültürlerden biridir. olmec kültürü milattan önce 200-400 yılları arasında meksika kıyılarında var olmuştur. çok değerli sanatçıları ve heykeltıraşları olan bu uygarlık zamanında birçok heykel, maske ve steller yapılmıştır. en ilginç sanat eserleri ise dev taş kafalardır. taş kafalardaki afrikalılara benzeyen yüz tipleri günümüzde birçok bilimsel topluluk arasında tartışmalara neden olmaktadır.
tonlarca ağırlıktaki bu taş kafaların ne amaçla yapıldıkları ise hala gizemini korumaktadır.
********************
tiwanaku - bolivya: inka öncesi kültüre ait önemli harabelerin yer aldığı, deniz seviyesinden 4.000 m yükseklikte bulunan küçük bir şehirdir. günümüzde yapılan bazı araştırmalar bu uygarlığın en eski kentinin 12.000 yıl öncesine dayandığını göstermektedir.
en ünlü görülmeye değer mekanı güneş kapısı'dır. 3 m yükseklikte, 3,75 m genişlikte ve tek bir andezit bloktan yontulmuştur. kültürün yok olmasının ardından, tahminen bir deprem sonucu çökmüş ve iki parçaya ayrılmış, 1908 yılında ise yeniden doğrultulmuştur. ağırlığının 7 ilâ 12 ton arasında olduğu tahmin edilmektedir. üzerinde, ellerinde iki yılanlı asa tutan bir tanrı freski bulunur. maskeli yüzü, ışıldayan bir başlık deseni ile çevrilidir.
tiwanaku kentinde, bu kadar çok büyük yapının dikilmiş olmasının sebepleri halen bilinmemektedir. tamamen astronomik bakış açısı ile kurulmuş bu yerleşim biriminin, dini amaçların da göz önüne alınarak inşa edildiği tahmin edilmektedir. tonlarca ağırlığında taşlar 300 km uzaklıktaki taş ocağından getirilmişlerdir.
tiwanaku şehri, kuşaklar boyu süren bir muammadır ve fantastik köken kuramları doğuran bir avuç eski yerden biridir. bilim adamları pamuk, mısır, meyve gibi önemli ürünlerin yetişmediği yüksek, soğuk ve rüzgârlı bir yaylada büyük bir kentin nasıl gelişebileceğini sorgulayıp durmuşlardır. bu büyük merkezi yapanlar kimlerdi? bazı tarihçilerin iddia ettiği gibi güneyden gelen göçmenler mi, yoksa orada bin yıldır yaşayan asıl halk mı inşa etmişti?
********************
johfiyah çakmaktaşı - ürdün: tonlarca ağırlıktaki kayaların, bu şekilde üst üste nasıl koyulduğu büyük bir gizem oluşturmaktadır.
********************
dev taş toplar - kosta rika: 1930’larda kosta rika ormanlarının derinliklerinde tesadüfen bulunan düzinelerce dev taş top, bütün gizemiyle günümüze kadar ulaşmıştır. 1.5 ila 2 metre yüksekliğinde ve 16 ton ağırlığındaki taş toplardan her biri mükemmel bir şekilde yuvarlatılmıştır.
taş topların doğal yollardan değil insan eliyle şekillendiğinin bilinmesine rağmen, kim tarafından, hangi amaçla yapıldığı ve taşlara nasıl bu kadar düzgünce şekil verildiği bilinmiyor.
ayrıca en son keşfedilen bosna piramitlerin'de de bu taş toplardan bulunmuştur.
********************
sacsayhuaman - peru: her biri 6 metreküp bloklardan oluşan duvarların yüksekliği iki insan boyundadır. blokların ağırlığı 128 ilâ 200 ton arasında değişmektedir.
********************
easter island - şili: sekizinci yüzyılın başlarında paskalya adasına ayak basan avrupalı denizciler, âdeta gözlerine inanamamışlardı. şili kıyılarının 3050 kilometre açığındaki bu küçücük kara parçasının her yanına yüzlerce dev heykel saçılmış duruyordu. çelik kadar dayanıklı volkanik kayalar, tereyağı keser gibi kesilmiş; 10.000 tonluk kayalar dağlardan koparılmıştı.
yükseklikleri 10 ilâ 20 metre arasında değişen 50 tonluk heykeller, hareket ettirilmeyi bekleyen robotlar gibi durmaktaydı. araştırmalar, heykellerin ilk yapıldıklarında şapkalı olduklarını göstermiştir; ama şapkalar bile heykellerin kökenini bulmaya yetmemektedir. şapkaların yapımında kullanılan on tonluk taşlar, gövdelerinden ayrı bir yerde bulunuyordu; üstelik gövdelere oturtulabilmeleri için metrelerce yukarıya kaldırılmaları gerekiyordu.
çok sayıda araştırmaya rağmen bunların ne amaçla yapıldığı bilinmemektedir. tam ne zaman yapıldığı da bilinmeyen heykellerin, m.s. 1000 ilâ 1600 yılları arasında inşa edildiği tahmin edilmektedir. yine tahminlere göre bu taş heykeller yerlilerin ruhlarla iletişim kuran atalarıdır.
taş heykeller moai diye adlandırılırlar. en uzun moai'ye paro denir ve yaklaşık 10 metre uzunluğa, 82 ton ağırlığa sahiptir. en ağır moai ise 86 tondur ve tamamlanamamıştır. eğer tamamlansaydı 21 metre uzunluğa ve 270 ton ağırlığa sahip olacağı tahmin edilmektedir. moailerin boyları yaklaşık 11 metredir. ağırlıkları da yaklaşık 55 tondur. adanın doğusundaki rano raraku yanardağının tüf ve taşlarından yontulmuştur. ahu adı verilen platformlar üzerinde yerleşmiş heykeller, bakışları yerleşim bölgesini görecek şekilde yerleştirilmişlerdir.
********************
caucasia dolmeni - jane valley, rusya: hobbit mağarası olarak da adlandırılan bu yapının üzerinde "ruh deliği" diye tabir edilen bir bölme vardır. dolmenler sınırlı sayıda çeşitlilik göstermektedir. taban planı kare, kesik üçgen, dikdörtgen veya yuvarlak şeklindedir. bütün bu dolmenlerin bir yüzününün ortasında giriş vardır. giriş delikleri çoğunlukla yuvarlaktır ancak kare şeklinde olanlar da mevcuttur. ön yüzde ayinler düzenlendiği düşünülen küçük bir kısım bulunmaktadır. bu yapılarda ayrıca bronz ve demir çağına ait vazolar bulunmuştur.
********************
loire dolmenleri - fransa: en ilgi çekici antik kalıntılardan biridir. bu yapı, arkeologlara göre tam bir sır küpüdür. çünkü burada ya da bunların içinde bir zamanlar birilerinin yaşadığına dair hiçbir iz yoktur. hatta yakınlarında bile bir kültüre ait hiçbir şey bulunamamıştır. ne amaçla yapıldıkları ve kimlerin yaptığı bilinmemektedir. -
pkk'lı teröristlerin atılmasını istemeyen chp
zamanında ergenekon, balyoz, devrimci karargah operasyonları sonucu işlerinden olan, itibarları zedelenen, şimdi ise göklere çıkarılan asker, polis, hakim ve savcıların da haklarını savunmuş, "yapmayın, etmeyin, herkesi bir potada eritmeyin" diyerek daha şimdilerde ne kadar haklı bir tutum sergilediği dillendirilen ve her daim haksızlığa, hukuksuzluğa karşı çıkan chp'dir.
bu kez de pkk kılıfına sokulup, ne kadar muhalif varsa avlanacağı için yine karşıt bir duruş sergilemekte ve en doğru olanı yapmaktadır. sendika üyeliğini, gazete aboneliğini, banka hesabını terör suçu kapsamına sokan çomarların anlayamayacağı şeylerdir bunlar.
(bkz: 7 eylül 2016 ülkücülerin gözaltına alınması) -
başarısız kemalist darbe girişimi
"kemalistler darbe değil, devrim yapar. devrimin sopasını da arapperest ışidci yosmaların götüne sokar." diyerek çürüttüğüm önerme.
dincinin borusu dinciye öter. kemalistlerle badem bıyıklı götverenleri aynı cümle içinde kullanmak bile hata ama neyse. -
can dündar
müzmin fetö'cüler tarafından fetö'cülükle itham edilen, hiçbir zaman sikindirik cemaatlerle ilişkisi olmamış, her daim hacıların, hocaların, şeyhlerin, şıhların, evliyaların karşısında durduğu için yeri geldiğinde dinsiz ve ateist olarak da etiketlenmiş bir gazeteci.
adamlar o kadar yüzsüz ki, zamanında "laik, seküler, din düşmanı" diyerek yaftaladıklarını şimdi "fetö'cü" diyerek karalamaya çalışıyorlar.
peynir ekmekle yediğiniz aklınızı, izanınızı seveyim. anasını nutellaya bandırdığımın akçomarları sizi. -
aydın'da 12 yaşındaki öz kızına tecavüz eden baba
doğusu, batısı, kuzeyi, güneyi fark etmeksizin memleketin her tarafından oluk oluk bok aktığını gösteren başka bir örnek.
arthur schopenhauer zamanında geleceği görmüş ve tanrıya şu yakarışı yapmıştı: "şu dünyayı tanrı yarattıysa, onun yerinde olmak istemem doğrusu. çünkü, dünyanın sefaleti yüreğimi parçalar.yaratıcı bir ruh düşünülürse, yarattığı şeyi göstererek ona şöyle bağırmak hakkımızdır: "bunca mutsuzluğu ve bu üzüntüyü ortaya çıkarmak uğruna, hiçliğin sessizliğini ve kıpırdamazlığını bozmaya nasıl kalkıştın?"
adam şimdinin türkiye'sinde yaşasa kendini jiletler, hastalık hastası olup aklını yitirirdi sanırım. lanet olsun! -
karısına 10 bin tl'lık köpek alan erkek
"kenan imirzalıoğlu, pug’un eğitimi ve aşıları için de ayrıca 5 bin lira ödedi. " ibaresiyle derin düşüncelere gark ettiren habere konu olmuş erkek.
5 senelik üniversite eğitimim boyunca, okula ödediğim toplam meblağ 5 bin lirayı geçmemiştir. küçücük bir itin eğitimine harcanan paraya bak amk. hayat çok garip! -
6 yaşındaki kızla evlenen 55 yaşındaki adam
içeriğinde "ingiliz daily mail gazetesinin haberine göre, baba ayrıca, kızı 18 yaşına girmeden damadın ona elini sürmeyeceğine söz verdiğini de ifadesine ekledi." şeklinde bir ifade bulunan habere konu olmuş, insan kılıklı bok sineği.
oldu olacak bir tane şempanze al, evrim geçirince sikersin dengesiz orospu çocuğu. -
ece erken
kendisine tavsiye olarak; madem seviyorsun gidip konuş dediğim varoş prenses. "sana giren çıkan ne?" diye ergenlik yapacağına cumburbaşkanlığına git ve kuma olma başvurusunda bulun. siviyirim cimhirbişkinimi!