Değerli ziyaretçilerimiz,

Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.

Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.

Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.

Sozlock Ekibi

Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. suriye'ye girsek 5 dakikada alırız

    (bkz: neyi)

  • 2. memurlar.net'teki gaziantep saldırısı yorumu

  • 3. volkswagen amarok

    çarşamba günleri kullanmak için aldığım, üstüne de 320.000 tl masraf ettiğim araç.

    bu bilginin sözlüğe faydası ne, yok ama egomu tatmin ettim. o zaman ıslanan kızlar eqlesin.

  • 4. köfteci yusuf

  • 5. bir şişe suya 14 lira istemek

    bana bir anımı hatırlattı. zamanın birinde bir restoranta gittik. menüde fiyat yazmıyor. ben de o ne kadar bu ne kadar soruyorum. garson bir süre sonra;
    "beyefendi burası tahtakale değil ama" dedi :)

    ben de sen kimsin terbiyesiz herif ben senin maaşın kadar her ay hesap ödüyorum. sen buraya fiyatları yazmayınca ben sormaktan mı çekineceğim? ya buraya fiyatları yazacaksın ya da tek tek tek cevap vereceksin sorduklarıma dedim.

    adam gitti sonra müdürü geldi. kusura bakmayın hatalı davranmışlar, ben yardımcı olayım dedi. ben de gerek yok menünün fotoğrafıyla birlikte yarın sizi şikayet ediyorum. ürünlerinin fiyatını görülebilir şekilde belirtmek yasal zorunluluktur dedim ve gittim. sonra üşenmedim gerçekten şikayet de ettim.

    demem o ki gençler hangi mekana giderseniz gidin. sipariş vermeden önce menü isteyin. yoksa fiyatları tek tek saydırın. bu ayıp değildir. eziklik hiç değildir.

    rahat olun.

    edit: arkadaslar yukarıdaki hikayede geçen kelimeleri birebir aktardım. ne garip insan sürekli değişiyor, olgunlaşıyor ve kendine kızabiliyor. ibareyi değiştirmek istedim o yüzden editliyorum.

    bana o lafı eden garson arkadaşa "senin maaşın kadar her ay hesap ödüyorum" demem tamamen görgüsüzlüktür ve ayıptır. şu an aynı olayı yaşasam bu kelimeleri kullanmazdım. bilmenizi isterim.

  • 6. ohal'de dayak normal büyütme

    ön edit: bazı yazar arkadaşlar cinsiyet belirtmediğimi dile getirmiş. arkadaşımın cinsiyeti kadın.

    ön edit 2: olaydaki darp, hakaret gibi iğrençlikleri yapan polisler kadın. sanırım bir çok yazar kendi kendilerine polislerin erkek olduğuna dair çıkarım yapmış ama bu çıkarımı nasıl yaptılar, fikrim yok. belki de böyle davranışları bir erkeğe yakıştırıp da kadına yakıştıramadıkları içindir...

    olayı anlatmaya başlamadan önce belirtmek isterim ki bu yaşananlar bir arkadaşımın başına gelmiştir ve onun sesi olabilmek adına onun cümlelerini buraya aktarıyorum.

    "her akşam olduğu gibi işten çıkıp aksaray yenikapı marmaray istasyonuna gidiyordum. 9 ağustos salı günü idi. ohal döneminde olduğumuz için ve diğer terör olaylarından dolayı polis denetimleri artmıştı. polis denetimi vardı ve çantaları kontrol ediyorlardı. saat 20:00 idi. çantalarımı verdim kontrol için. normalde içini boşaltmazlardı. biri ufak sırt çantası, biri de postacı tarzı...

    polis bu sefer içini boşaltmaya başladı, treni kaçırmak istemediğim için boşaltan polise; "boşaltıyorsunuz ama bu zaten küçük bir çanta ve bir de bunu toplayacağım, trene geç kalacağım" dedim. polis de bu lafa sinirlendi ve adeta gözü döndü. sen bana işimi mi öğretiyorsun lan diyerek kenara çekti önce. bense konuşma tarzına dikkat etmesi gerektiğini söyledim. bunun üzerine bana herkesin içinde vurmaya başladı. herkes bakıyordu ve kimsenin adeta umrunda değildi ya da bastırılmışlık duygusundan dolayı kimse ses çıkaramıyordu. diğer polisler ise "sen hak ettin." diyorlardı. hakaretin ve darpın arkası kesilmedi.

    saat 20:20 gibi aksaray karakoluna götürdüler beni ve çay ocağına sokup kitlediler kapıyı ve orada iç çamaşırlarıma kadar çıkartıp dövmeye ve hakarete devam ettiler. saçımdan çekip yere attılar. bana sürekli vatan haini dediler. polislerin söylediği cümleleri tekrarlamamı istediler: "biz kimiz, tekrar et, şanlı türk polisi, sen kimsin, vatan haini". çığlıklarımın çay ocağının dışına çıkmasına rağmen kimse bu durum için bir şey yapmadı. umursamazca dışarıdan bir polis, içerideki polise işinin ne zaman biteceğini sordu. o darp durumu sonrası dışarı çıkardılar beni ve ayakta duracak halim yoktu. telefon hakkımı kullanmak istememe rağmen buna izin vermediler.

    darp raporu için beni götürdüler ve benimle birlikte doktorun yanına giren polis kendi darp edilmiş gibi rapor aldı. üstelik doktoru tehdit etti. darp raporu polisin istediği yönde hazırlandı hızlı bir şekilde.

    merkeze döndükten sonra, birbirlerine beni gösterip gece halledersiniz diyorlardı. nezarette iken geçiyor bu laflar ve bir diğer polis de "merak etme, ağzına sıçarız" diyor.

    saat 21:22 gibi telefon hakkımı kullanmama izin verdiler ve babam geldi hemen. o sırada da nöbetçi savcıyı arayıp 24 saat tutuklama kararı çıkartmışlar ki bunu sonradan öğrendim.

    ifademi alırlarken ikide birde susmamı söylüyordı ve polis düşmanı olup olmadığımı soruyorlardı. kitabına uydurup parmak izimi aldılar ve fotoğraflarım çekildi. sürekli ohalde dayak normal büyütme diyorlardı. 2. kez darp raporu almak istediğimi söyledim ancak götürmemek için çok uğraştılar ve sabaha kadar nezarette kaldım.

    sabah darp raporu aldım ve oradan savcılığa götürdüler beni ve savcılık serbest bıraktı sabah 9:30'da beni.

    şimdi dava açmak için gerekli yerlere başvurma işlerini yapıyorum ve yardım alıyorum. babam, kızıma bunu neden yaptınız dediğinde; "biz bir şey yapmadık iftira atıyor." dedi polis. ayrıca marmaray'daki kayıtları silmişler, karakoldakini de silmişlerdir kesin."

    hukuki bağlamda kanıt konusunda nasıl bir yol izlenebilir, yardımcı olacak olan arkadaşlar yeşilendirebilir.

  • 7. enes ünal

  • 8. vision mercedes maybach 6

    arkadaşınızdan aklından sıfır-yüz arası bir sayı tutmasını isteyin.
    başka bir arkadaşınızdan aklından sıfır-yüz arası bir sayı tutmasını isteyin.
    üçüncü bir arkadaşınızdan aklından sıfır-yüz arası bir sayı tutmasını isteyin.

    üçünüde doğru tahmin etme ihtimaliniz, bu arabaya sahip olma ihtimalinizden çok daha fazla.

    dostoyevski okuyun roman kahramanı olun,
    tarantino izleyin, film kahramanı olun.
    sözlükte hayallerinizi anlatan entariler döşeyin.
    ama bu arabanın hayalini kurmayın olm.

    bu ülkede birkaç kişi bu güzel şeye binecek.
    belki bunlardan biri de ekşici bir piç olacak.
    ama binilebilecek daha güzel şeyler var,
    daha ulaşılabilir, daha güzel şeyler.
    bence onlara yönelelim.

    velhasılkelam; çok pahalı bir araba.

    edit: opel corsa dizel aq!

  • 9. 21 ağustos 2016 medipol başakşehir fenerbahçe maçı

    volkan babacan'a gol atanlar;

    recep tayyip erdoğan: 3
    fernando muslera: 1
    robin van persie: 0

  • 10. kemalistlerin darbeye direnişi sahiplenmesi

    yüzsüz pezevenkler hala kemalist diyor.

    nasıl olsa biri yemek tarifi verecek. şöyle protein ağırlıklı sporcu işi bişeyler yazın bi zahmet.

  • 11. aydın'da 12 yaşındaki öz kızına tecavüz eden baba

    doğusu, batısı, kuzeyi, güneyi fark etmeksizin memleketin her tarafından oluk oluk bok aktığını gösteren başka bir örnek.

    arthur schopenhauer zamanında geleceği görmüş ve tanrıya şu yakarışı yapmıştı: "şu dünyayı tanrı yarattıysa, onun yerinde olmak istemem doğrusu. çünkü, dünyanın sefaleti yüreğimi parçalar.yaratıcı bir ruh düşünülürse, yarattığı şeyi göstererek ona şöyle bağırmak hakkımızdır: "bunca mutsuzluğu ve bu üzüntüyü ortaya çıkarmak uğruna, hiçliğin sessizliğini ve kıpırdamazlığını bozmaya nasıl kalkıştın?"

    adam şimdinin türkiye'sinde yaşasa kendini jiletler, hastalık hastası olup aklını yitirirdi sanırım. lanet olsun!

  • 12. yaralı askerleri zehirlerken yakalanan hemşire

    "allah beni dostumdan korusun, düşmanımı ben hallederim" sözünü ispatlayan yaratık.

  • 13. cnn türk yayınına yanlışlıkla bağlanan adam

    sonunda yapılan onca haber, polisten gelen onlarca mesaj işe yaradı, halk kendini savcı, polis ve spiker olarak tanıtan kişilere inanmıyor.

    youtube linki

  • 14. recep tayyip erdoğan

    gaziantep'te yapılan saldırı sonrasında verdiği açıklamada; gerginlik çıkaranların başarılı olamayacağını söylemiş ve ezanların susturulamayacağından bahsetmiş.
    1.si bunu yapanlar başarılı oldu, ülke gerginlikten gerim gerim.
    2.si ezanların susturulamayacağı mı? sanırım eylemi yapanın işid olduğunun farkında değil, bunlar kendilerini patlatınca allahu ekber diye bağırıyolar. yani bi yanlışımız yoksa eylemi ırak ve şam ateist devleti yapmadıysa tabii.

  • 15. emre belözoğlu

    içinden geleni yaptı no to racismo

  • 16. 21 ağustos 2016 twitter'da taciz rezaleti

    tüm kadınlara söylüyorum; eğer ki böyle tipleri şikayet etmek, ifşa etmek yerine cevap vermeyi seçerseniz sadece karşıdaki şerefsizi cesaretlendirirsiniz. verdiğiniz her bir cevapta ''isteksiz gibi görünüyor ama elbet ikna ederim'' düşüncesine ona enjekte etmiş olursunuz.

    değil ilkokul arkadaşı, yan komşunuz bile olsa asla korkmadan şikayet edin ya da buyrun gelin sözlükte gerekli kişiler size yardımcı olurlar. bu tarz kişilerle kesinlikle irtibat halinde olmadan ilgili yerlere şikayet edin. bu ibneler azalarak bitmemenin yanısıra, çoğalarak amip gibi etrafınızı sarıyorlar. aman diyim.

  • 17. 20 ağustos 2016 gaziantep patlaması

    ankara'da sivil insanlar ışid tarafından katledildikten sonra konya'da bunu kutlayan, "onlar solcu ve hdp'liymiş yav" diye sevinen, paris'teki katliamlardan sonra antep'te zafer konvoyu düzenleyen, ışid'i emperyalizme öfkeli bir grup genç olarak tanımlayıp, ışid'e verilen desteği sorun etmeyenlerin "ışid yapsa ne olur pkk yapmış olsa ne olur ikisi de aynı yerden emir alıyor" dediği katliam.

    bunların desteklediği siyasal islamcı ışid bir yılda 10'dan fazla saldırıyla yüzlerce insanı öldürdü, bunların desteklediği siyasal islamcı fetö, 250 insanı tankla, uçaksavar mermileriyle katletti. bunların kendi siyasi hesapları nedeniyle önünü açtığı pkk, yüzlerce sivili öldürdü. ama bir bunlar suçlu değil. bütün ülke suçlu, bunlar sütten çıkmış ak kaşık.

    siyasal islam (bakın islam demiyorum) dünyanın en büyük tehlikesidir.

  • 18. behzat ç. imamların öcü

    ismi "behzat ç - cumhurbaşkanım bizi de gör" olsaydı amacına daha uygun olabilirdi.

  • 19. geyik başlıkta memlekette bomba patlıyor diyen tip

    duyar kasmaktan basur olmuş beyinsiz tiptir.

    sporla ilgili, seksle ilgili, magazinle ilgili bilumum başlıkta geyik yapanların arasına girip "memleket yangın yeri her yerinde bombalar patlıyor, şu kadar ölü bu kadar yaralı var, bunların uğraştıkları işlere bak" minvalinden entryler sıçar.

    napalım lan amk çocuğu? sözlükte duyar kasarak terörü mü bitirelim? ölenleri geri mi getirelim? memlekette ne olup bittiğinin biz de farkındayız. işte tam da o sebepten buraya kendimizi atıp goygoy yapıyoruz.

    duyargalarını sikeyim senin.

  • 20. beyaz futbol

    legendary is back. muthis bir sekilde geri dönen program.

    abdulkerim durmaz : stoch pavyon futbolcusu olmus. katar'a gitti, yunanistan'a gitti bursa'ya gitti oraya gitti buraya gitti.

    rasim : çabuk yilmaz vural'dan özür dile.

  • 21. kadının çorapla yatağa girmesi

    kadınına göre değişir.

    1- çirkin bir kadınsa kırodur, kezbandır. çirkinse zaten ayakları da çirkindir, en iyisi çorap giyip göstermesindir. çorap giyse de suçludur, giymesede. çünkü çirkindir.

    2- öte yandan güzel bir hatunsa onun ayağı terlemez, kokmaz, çorabı da minicik, pembeciktir. onun çorabı zaten uyku çorabıdır, o çoraplı ayaklar koklanır ve yalanır bile.

    dimi mına koduklarım?

  • 22. iki müslümanın savaşında hangi taraf şehit olur

    kazanan gücün tarafında olanlar şehit olur diğerleri terörist.

  • 23. permatik tıraş bıçağının ucundaki plastiği kırmak

    uzun yıllar önce bir seyyar tezgahta denk geldiğim ve sırf bu iş için kullandığım küçük bir kargaburunum var. anahtarlık olarak kullanılmasını sağlayan aparatı sayesinde onu banyoda küçük bir çiviye astım ve meraklı misafir çocuklarını "yaramazlık yapanların dişlerini bununla çekiyorum ehi ehi" tarzında arada korkutuyorum. özel kayganlaştırıcılı bok püsürlü bilmem ne motorlu tıraş makinelerinin çağında permatik kullanmak fakirlik alameti diyenlere tek bir cevabım olacak; evet.

  • 24. 30 kilo domates alıp kışlık malzeme hazırlamak

    tamamen doğal ürünler yetiştirip yiyebilmek ve bir nebze toprakla uğraşmak adına erzurum'un bir ilçesinde sahipleri tarafından boş bırakılan 200 m² büyüklüğünde bir bostan yerinde işe giriştim. ayırabileceğim zaman eşimle beraber akşam mesai sonrası 1 saat ve hafta sonları.

    tamamen deneyimsiz ve teknik bilgiden bağımsız olarak komşu bostan sahiplerinin ne yaptığına bakarak ve bazen sorarak bostanda:

    marul
    tere
    dereotu
    maydanoz ( bu şerefsiz içinde 1.000 kadar tohum olan paketten ancak 3-5 tane çimleme yaptı)
    roka ( daha yiyemeden tohuma kaçıp sap oldular vardır bir tekniği ama bilmiyoruz )
    reyhan
    soğan
    patates ( evde kızartma için soyulan patateslerin filizlenmiş kabukları kullanıldı)
    mısır
    fasulye
    kabak
    salatalık
    domates
    biber
    havuç olmak üzere çeşitli bitkileri tohum ve fide ( sadır) olarak ektim-diktim. yiyeceklerimin doğal olması adına gübre ve ilaç kullanmadım. arada çapa ve yabani ot temizliği yaptım ki bu işin en bezdirici aşaması yabani ot:)

    30 gün kadar sonra günde 2-3 marul söktüm 40 gün kadar sürdü kalanlar tohuma kaçıp sap oldu.
    taze soğanları yedik bir süre sonra kartlaştığı için kuru soğan olmaya yöneldiler.
    tere ve dereotu 15-20 gün yedik sonra tohuma kaçtılar.
    reyhanı 15 günde bir üstten biçip kurutuyoruz köke yakın daha çok budaktan gür bir şekilde yeniden çıkıyor bunu sevdim :)
    salatalık 45-50 gündür yiyoruz halada çıkıyor.
    kabak bir aydır yiyoruz hergün 3-4 tane çıkıyor taze ve dolmalık.
    mısırlar için 10-15 günümüz var yavaş yavaş taneleri doluyor.
    fasulye haftada bir kilo kadar topluyoruz toplamda 5-6 kilo topladık veo kadar daha toplarız.
    biber 5-6 kilo kadar topladık ve hala çıkıyorlar.
    domates günlük sofralık olarak koparıyoruz ve dün 15 kilo kadar topladık ve 9 kavanoz doldurduk. gidişata göre 30-40 daha yolumuz var.

    zirai ilaç ve herhangi bir hormon kullanılmadığı için gönül rahatlığı ve manavda aldığınızdan çok daha lezzetli olmasının yanı sıra kendi emeğinizin karşılığı olduğunu düşünürseniz müthiş bir keyif. yorucu iş temposundan zaman ayırabilecek ve benim gibi kendi yeri olmasa bile uğraşacak yer bulabileceklere kesinlikle tavsiye edebilirim. yetersiz geldiğiniz anlarda internete girip ilgili ürünler için yetiştirme ve sulama teknikleri öğrenilebiliyor tecrübe ise daha sonra.

  • 25. onedio'daki muhteşem ev arkadaşlığı hikayesi

    yarrak gibi hikaye afedersin. avrupa filmlerdeki kızlara özenmiş marjinal olmaya çalışan bir ergeni anlatıyor.

    onedio abartması diye bi şey varsa o da budur.

    edit: başlık başa.

  • 26. öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler

    hiç kimsenin umurunda olamayan acı gerçeklerden ve istatistiklerden bahsedelim:
    dakikada ortalama 1 sayfa, saatte 60 sayfadan haftada 3 gün okuyarak ortalama 180 sayfalık 1 kitabı bitirebilirsiniz. böyle devam ederseniz ayda ortalama 4, yılda 52 kitap yapar.
    yani her yıl 365 saat kitap okursanız ömrünüzün 1/24ünü okumaya ayırmış olursunuz.
    yani böylece yılda ortalama 2japon 5isveçli 7fransız ve 520 türk kadar kitap okumuş olursunuz.
    bu durum ufkunuzu kaç katına çıkarır varın siz hesaplayın.
    --
    türkiyede 1 günde yaklaşık 5 saat tv seyredilirken koca bir yılda sadece 6 saat kitap okunuyor.

    türkiyede kitap ihtiyaç maddeleri arasında 235. sırada.

    japonya'da toplumun yüzde 14'ü, abd'de yüzde 12'si, ingiltere ve fransa'da yüzde 21'i düzenli kitap okurken, bizim ülkemizde sadece on binde bir kişi düzenli kitap okuyor.

    türkiye'de okunan kitaplar genellikle siyaset, aşk, cinsellik üzerinedir.

    japon yılda ortalama 25, isviçreli 10, fransız 7 kitap okurken, türkiye'de bir kişi on yılda bir kitap okuyor.

    birleşmiş milletler araştırmasına göre kitap için norveçli 137, alman 122, belçikalı ve avustralyalı 100, güney koreli 39 dolar ayırıyor yılda. dünya ortalaması da 1,3 dolar. ülkemizde ise bir kişi kitaba yılda ancak 0,45 dolar yani 45 sent ayırabiliyor.

    türkiye'de dergi okuma oranı yüzde 4, gazete okuma oranı yüzde 22, radyo dinleme oranı yüzde 24, televizyon izleme oranı yüzde 95 tir.

    japonya'da kişi başına düşen kitap sayısı yılda 25, fransa'da 7. türkiye'de ise yılda 12 bin 89 kişiye 1 kitap düşüyor.

    birleşmiş milletler'in insani gelişim raporunda ülkeler kitap okuma oranına göre sıraya dizilmiş. türkiye, malezya, libya ve ermenistan gibi ülkelerin bulunduğu 173 ülke arasında 86'ıncı sırada.

    bir fin atasözü, kütüphaneler demokrasinin kalesidir der.
    saygılar

  • 27. yayaları bisiklet yoluna çeken sebep

    kesin olmamakla birlikte bisiklet yolunun renkli şeritle belirtilmesi insanları içine çekiyor olabilir.

    uzun zamandır hafta sonları sahil kesimlerinde izliyorum insanları.
    bir çoğu yaya yolunda yürürken yavaş yavaş bisiklet yoluna girmeye başlıyor ve bisiklet yoluna girdikten sonra düz ilerliyor. ta ki bisikletli birinden uyarı gelene kadar.
    uyarı geldiğinde uyarıyı yapan bisikletli kişi suçluymuş gibi tepki veriliyor.
    bisiklet yolu aslında yayalara ait izlenimi veriliyor. neden?

    insan ve toplum psikoloji uzmanları buna bilimsel bir açıklama getirebilir mi bilmiyorum fakat bana kalırsa sebeblerden başlıcaları düşünce tembelliği ve buraları benden başka kullanan kimse yok vs... gibi düşünmeleridir.
    bu insanların bencil cesareti ve rahatlığı korkutucu ve endişe verici.

  • 28. adana'ya kan kusturan anız teröristleri

    s*kinin keyfine milyonlarca insanı zehirleyen teröristlerdir. sayıları yüzü geçmez. ama zehirlenen insan sayısı iki milyonun üzerindedir.

    coğrafya gereği, adana'nın güneyinde yakılan anızın dumanı bütün adana'ya kara bulut gibi çöker. 2015 yılı sayımlarına göre adana'da iki milyondan fazla insan yaşıyor ve toplasan yüz kişiyi geçmeyecek "anız teröristleri" iki milyon kişinin ciğerlerini zehirliyor.

    https://s13.postimg.io/t8x90yotj/img_2418.jpg
    aynı fotoğrafın yüksek çözünürlüklü hali: http://4.1m.yt/uku0hb1.jpg

    (bkz: anız yakmak)
    (bkz: anız yakan çiftçi)

    -"he adanalıyık, çok komiğik, televizyona kafa atar bici yerik." şu aptal ve sığ adana edebiyatını bırakıp daha güzel bir adana için ciddi bir şekilde çabalamamız gerekiyor. milyonlarca kişinin tanığı olduğu rezaleti fotoğraflayıp ilgililere ileteceğim, siz de yardımcı olursanız çok sevinirim.

  • 29. 2016 düğün maliyetleri

    başka bir şehirde üniversiteye giden ve evde kalanlar, okul bittiğinde, o eşyalardan nasıl 'kurtulduklarını' hatırlayacaktır. eminim, herkesin babasının, döşemesi perişan halde olmasına rağmen, ve evde çok daha yeni ve güzel alternatifler varken, asla değiştirmediği bir koltuğu vardır. anneler gününde, en yeni ve pahalısını da alsanız; annenize, kendi düdüklü tenceresinden başkasında yemek yaptıramazsınız.

    hayatının geri kalanını, istedikleri otellerin, muhteşem dekore edilmiş odalarında geçirebilecek kadar çok parası olan binlerce insan var. temizlik, yemek derdi olmadan; her gün yeni çarşaflarla, havlularla. buna rağmen en iyi otel odası, bir aya kalmaz batmaya başlar. çünkü size ait değildir. sahip olunmayan konfor, aidiyetin önüne geçemez. asıl konfor, aidiyetin kendisi.

    gülerek ben yemek yapmayı bilmem ki diyen kız ve gülerek ben tornavida bile tutamam diyen erkek evliliğinin maliyeti bunlar. hayatı boyunca yalnız yaşamamış, çalışarak-kazanarak bir eşyaya sahip olmamış insanların çıkmazı. küçümseyerek yazmıyorum bunları, yaşadığımız toplumun hastalıklı yapısı bu, kabul ediyorum. ana kucağından damat tıraşına, baba ocağından gelin başına gitmeye karar verdiklerinde, görecekler ki, limon sıkacakları bile yok. ve hepsini alacaklar, hepsini.

    evlendikten sonra, gülerek ben yemek yapmayı bilmem ki diyen kız, şikayet edecek:
    - bütün akşam playstation oynuyor.
    evet, çünkü babasının evinden getirdiği ve kendi seçerek aldığı tek eşya o.

    evlenmeden önce bir süre kendi evlerinde yaşamış insanların beraberlikleri, bu anlamda daha sorunsuz oluyor. çünkü bu insanlar, evlenmeden önce istedikleri ve kendi seçtikleri eşyaların çoğuna zaten sahip oluyor. düğün alışverişi denen soygunda satılmaya çalışan, ve ömür boyu üç kez kullanılmayacak saçmalıkları almadan yapabiliyorlar bunları. tüm bu stresten sonra gidilen ve burundan fitil fitil gelen balayına da gerek kalmıyor. çünkü kendi evlerinde yaşayan, ailelerine bağımlı olmayan sevgililer, evlenmeden önce, o balayına defalarca gitmiş oluyorlar. asıl balayı, o birliktelik zaten.

    ikinci evliliklerini yapan ve daha mutlu olanlar için söylenen çok güzel bir söz var:
    "birincisi allah'tan, ikincisi aşktan"

    çünkü, birincisi aidiyeti olmayan bir konfor.
    ikincisi, aidiyetin konforu.

  • 30. dick advocaat

    dick advocaat; "ben gelmeden önce de basaksehir saplıyordu."

  • 31. ekşi sözlük iş ağı

    adam açık açık yanımda yaşayacak kızın ailesiyle tanışmam lazım yazmış lan. nasıl olcak bu çok merak ettim. kız herifi babasının evine getirecek. bak babacım ben bu erkekle aynı evde yaşayacağım. temizliğini ütüsünü yemeğini yapacağım. o da bana ayda 1000lira para verecek diyecek.

    babası anası da haa iyiymiş kızım git adamla birlikte yaşa ama dikkat et sakın sikmesin seni diyecek. ulan hangi 18-22 yaşında kızın ailesi üniversitede okuyan kızlarının 1000 lira uğruna bir erkeğin hizmetçisi olmasını kabul eder?? bu ilanı veren embesil bir de pilotmuş. senin kullanacağın uçağı sikeyim ben. 20 bin lira maaş alıp 1000 liraya hizmetçi mi arıyosun? bir de itü'de okuyacak kadar zeki ve yaş olarak çıtır olucak amk.

    inşallah 110 kilo makina mühendisliğinde okuyan kolları kıllı sakalları olan bir kız başvurur.

    nasıl ruh hastaları var şu sözlükte saymakla bitmezler. kadını ayrı erkeği ayrı.

  • 32. arkadaşlığın bir üstü sevgililiğin bir altı

    bunun ben abide-i zurriyetini sikeyim.

  • 33. orgazm taklidi

    acı bir tecrübe ile yapmanın iki tarafa da yarar getirmeyeceğini anladığım eylem. tam 3 yıl bilfiil yaptım. bana bir yararı olmadığını ama onu hem boşa enerji harcamaktan hem de beni kuruyup ,yaşamam olası olan can acısından kurtardığını düşünürdüm.
    bir an önce bitse de sarılıp sevgi ile uyusak diye üstüste rol keserdim.
    bugün ilişkimizin bitişinin 2. ayı içerisindeyim ve şunu diyebilirim.
    sizi bir şekilde terkeden erkeğe 'ulan gerizekalı yatakta öyle bencil ve iş bilmez bir moronsun ki yıllardır orgazmın ne olduğunu unutturdun bana. şimdi de kendini yatakta harikalar yaratan bir erkek zannederek gidiyorsun.' demek istiyor insan. tabi bağlantılar kopunca anlatabilecek bir yol bulamıyor insan. kısacası yapmayın. bencil olmasına izin vermeyin. oral seks, el ile tatmin şu bu, kızların erkeklere yaptığı bir jest değildir. siz mutlu olana kadar uğraşsınlar. beceremiyorlarsa da erken jübile yapsınlar. ama 30 yaşında orgazmın ne olduğunu bilmeyen bir kadın olmayın.

  • 34. türkiye'de ki binalarda sığınak olmaması

    depremde ölsem bile -ki ekiyle ki bağlacını doğru kullanmayı bilerek öleceğimi gösteren gerçektir.

  • 35. beşiktaş

    olcay onbirinde sahaya ciktigi surece gol atmakta zorlanmayan bir futbol takimi var.

    bakin bir oyuncunun degeri sadece goluyle asistiyle olculmez ki olcay o istatistiklerde de surunmuyor. ama elimde henuz bir istatistik yokken bile sunu soyluyorum, takim olcay sahads iken gole cok daha rahat gidiyor, daha skorer bir takim oluyor.

    bunun bir iki sebebi var. birincisi ceza sahasina en cok giren oyunculardan biri, cunku ters kanadinda oynayan oyuncular daha cizgi oyuncusuyken bu daha forvet ozellikli bir oyuncu. golu ve pozisyonu koklamaktaki icguduleri de cok gelismis.

    ıkincisi ozellikle oguzhan ile cok iyi anlasiyor ve bu da ozzy'nin performansini yukseltiyor.

    bitiriciligi daha yuksek olsa zaten degerini katlar, ama su besiktasta ben ozzy ve atiba ile ilk olcay'i onbire yazarim.

    simdi bulabilirsam olcayli ve olcaysiz skor istatistiklerine bakicam. editlerim.

    edit: beşiktaş olcay'ın takımda olduğu 2012-2013 sezonundan beri liglerde yaptığı toplam 136 maçta oynadığı 12240 dakikada 246 gol atmış. bu 12240 dakikanın 9865'inde olcay sahadaymış ve 246 gol'ün 214'ü olcay sahadayken gelmiş. (direkt etki ettiği gol 51, 32 gol 19 asist)

    beşiktaş bu dört sezonda ortalama 49,75 dakikada bir gol bulurken olcay sahadaykenki beşiktaş 46 dakikada bir gol bulmuş. olcay sahada yokken ise beşiktaş ortalama 74 dakikada bir gol buluyor. (bu ortalamayı düzelten de geçen seneki skorer oyunumuz bu arada, ondan önceki 3 sezonda ortalaması takımın 117 dakkada bir falan)

    bu istatistik daha çok uzar, örneğin merak eden varsa bir de olcay sahadaykenki oğuzhan'ın istatistikleri ile olcay yokken oğuzhan'ın istatistiklerini karşılaştırsın, ya da olcay sahadayken beşiktaş kaç şut çekmiş, olcay yokken kaç şut çekmiş falan. ama şu bir gerçek, olcay beşiktaş'ın değeri, umarım daha uzun süreler de bizimle kalır. yakışıyor.

    istatistikleri maçkolikten teker teker bakarak elde ettim. şeytan diyor şirkette qlikview'a şöyle bir bigdata oturt sonra oyna.

  • 36. behzat ç.

    yok eskisi gibi olmaz, yok eski tadi vermez. hiiic sikimde bile degil, ayni ekip tek bi oda da toplanip birbirlerine 'la, höö, heheeboo' dese bile kabulum. yoruldum artik eski bolumlerini tiklayip tiklayip izlemekten. suan puslu yagmurlu bir havada daha cok burunda tutendir. behzat c. nin rengidir bu ton. aksam biramizi acalim, izleyelim. cok sey mi istiyoruz amk.

  • 37. rose bertram

    şu an twitter'dan link bulup maçı izlemektedir.

    kadın 2 aydır bulunduğu ülkede bizim ekşicilerin beceremediğini yaptı.

    siz hala maç başlığına ülker link yazın amk.

  • 38. galatasaray

    taraftarını anlamadığım takım.

    son otuz yılda rakiplerini açıkça ezmişsin, avrupa'da bi yarı final, iki kupa yapmışsın. şampiyonluk sayın hepsinden fazla. kupa desen gırla... fakat sen salak salak konuşan diğer takımın bazı taraftarlarına cevap vermekle yoruyorsun kendi. değmez. sen her sene beşinci olsan sanıyor musun saldıracaklar?

    bu kadar tepki ölü sezonlarında bile iki yılda beş kupa almaya. başka bir şeye değil. çekemeyen çekemesin. bize ne.

  • 39. 21 ağustos 2016 viranşehir patlaması

    hainlerin sebep olduğu başka bir patlama.

    zamanında 'teröristle kolkola girilmez' dedik faşist olduk, hakarete uğradık.

    aklınız başınıza geldi mi sayın yetkililer.

  • 40. 21 ağustos 2016 sırbistan abd basketbol maçı

    nba'de savunma yapılmıyor. daha çok işin şov kısmındalar. avrupa'da gerçek basketbol oynanıyor. savunma da hücum da sistemli ve sert. durant gelse üçlük atayım derken yer beynine. öyle içeri falan giremez cousins gibi mallar, radulitza verir beyinlerine.

    olimpiyatlar sayılmaz, amerikalılar adamsa gelir euroleague de şampiyon olurlar. olmazsa adamlarsa avrupa karmasına karşı oynasınlar. o da olmazsa adamlarsa uzaylıları yensinler, allah'ı yensinler lan allah'ı hadi onu yen?! barcelona da adamsa gelip ptt 1. ligi kazansın. la liga ispanya'da savunma yapılmıyor, ptt 1. ligde kemik sesi geliyor. öyle topu kaleye sokmayla şov yapmayla bu işler olmaz.

  • 41. ahmet davutoğlu

    2002 – 2016 arası, t.c.'nin dışişleri politikasına öyle veya böyle yön vermiştir.

    abdullah gül'ün dışişleri bakanlığı yaptığı dönem boyunca, davutoğlu'nun ürettiği stratejiler arasından abd'nin ortadoğu politikasına aykırı bölümler sürekli törpülendiğinden, bu yıllarda hükûmetin burnu görece temiz kaldı ama ne zaman ki beyimiz dışişlerinde tek başına at koşturmaya başladı, davutoğlu kılavuzluğundaki hükûmetin burnunun durumu malum: şii (ya da nusayri, her ne ise) esad'a karşı önce sunni (şafi) kürtlere ve daha sonra radikal islamcı ışid'e destek için t.c.'yi ikna etmesiyle başlayıp, suriye'ye girmeye bahane olsun diye antakya – reyhanlı'da patlatılan bombalarla devam eden süreç, rus uçağını düşürmeye kadar vardı en sonunda.

    açıkçası, abd suriye'yi bir şekilde zaten karıştıracaktı sanırım; o sebeple, suriye'nin bugün içinde bulunduğu durumun tüm sorumluluğunu davutoğlu'na yüklemek doğru olmaz. lakin, suriye'de başlayan istikrarsızlık ve terörün türkiye'ye taşınmasındaki sorumluluğu çok büyük.

    ona yetki verip o koltuğa oturtanların hiç mi suçu yok derseniz, o durum biraz karışık; zira, zat-ı alileri çok uyanık: iş yetki almaya gelince "fırat'ın kenarında otlayan koyun" adına dahi yetki almaya hevesli olan bu zat-ı muhterem, aynı koyun kaybolduğunda "kandırılmışım" diyerek çıkıyor işin içinden. eee, fırat'ın kenarındaki davar da, fıtratına uygun şekilde, davarlığını yapıp "ulan, biz bu boku neden yedik" diye sormayınca...

    durumumuz pek iç açıcı değil ama yapılan hatalara bakıyorum da, halen bir savaşa girmemiş olmamızın rasyonel bir açıklamasını allah korumuş'tan başka bir şekilde yapamıyorum. allah'ın varlığına kanıt gibiyiz, yeminle.

  • 42. azerbaycan ismindeki baycan

    'azer paye gan' şeklinde farsça bir kelimenin bozulmuş halinde rastlanan kısım.
    azer, ateş demektir. paye gan' ise mekan anlamı katar. 'ateşin yurdu' anlamına gelir ki zaten azerbaycan'ın sloganı da halen 'land of fire'dır.
    bu ismin veriliş sebebi de azerbaycan'da binlerce yıldır var olan doğalgaz ve petrol rezervleri.
    ateşe tapan mecusilerin, zengin doğalgaz yataklarına sahip iran ve azerbaycan topraklarında yayılması sebepsiz değildir.

  • 43. 23 adamla yatıp geçmişi boşver senleyim diyen kız

    bazı diyaloglar hiç olmaz. mesela şu komutanın odasına vurdum kapıya tekmeyi girdim gibi.ama birileri tarafından üretilir hep. geçmişinde 23 ya da çok kişiyle birlikte olmuş kadın denilince aklıma eğitimini bitirmiş, işi gücü, maaşı yolunda olan 30 üstü kadınlar geliyor. hatta boşanmış ve çocuk sahibi olabilirler. bu kadınlarla tanıştığınızda kendinden bahsetsene dediğinizde kendilerinden bahsederler. eski ilişkilerini sorarsanız eski ilişkilerinden yer etmiş bir iki kişi ya da olay anlatırlar. bazen neden boşandıklarını ya da neden evlendiklerini.
    diyelim siz haddinizi aşıp peki kaç kişi oldu diye sordunuz, bence soramazsınız ama hadi sordunuz, sanane derler. geçmişi boşverelim demezler. sanane derler. geçmişi boşverip benimle ol demezler. bu soruyu soranla ne işim olur derler.
    yani bazı diyaloglar hiç yaşanmaz.

    içinde 23 geçen bir diyaloğa en yaklaştığın an şudur;
    bazen bir kadın geçmişimde 23,33 vs kişi oldu der. ve susar. kıskanmanı ve kafayı sürekli neler olduğuna takmanı ister. geçmişi boş verelim demez. aksine o geçmişe takılmanı ister. bazen takılırsın.

    geçmişe takılabileceğini hissettiği halde sizinle olmak isteyen kişi 23 kişi oldu ve boş verelim geçmişi demez. geçmişi silip gelir ya da bunu sizden gizler. boş verelim geçmişi der. başlığı açan kişi gibilere daha mantıklı gelir bu kişi. sonuçta 23 ilişkisi olmuş ve bunu çekinmeden söyleyen hayali kadından iyidir.
    ve bazen bu insanlar, evlenirler.

    evlenirler ama bazı diyaloglar hiç yaşanmaz.

  • 44. 2016 türkiye-amerika birleşik devletleri savaşı

    dinciler lutfen tespit yapmasin bu baslikta.hersey de yanilip , kandirilan bir topluluk olarak hala utanmadan lutfen boyle konularda bilmiş tavirlar sergilemeyin.tiksindirtmeyin daha fazla kendinizden.dun rusya'yla savasiyordunuz,israil'e hakaretler ediyordunuz bugun yalaniyorsunuz.ahaber ve sabah izleyip , okumaktan ana kartlari yanmis hala teori pesindeler amk.

  • 45. sevgilinin senden utanması

    insanın içini yakan durum...

    birisiyle tanıştım bir gün... arkadaşlar birbirimize uygun olduğumuzu düşünmüşler ve bir arkadaş ortamında tanıştırdılar...

    benim engelli olduğumu tabi ki söylemişler ve bu konuda hassas olduğumu da belirtmişler...

    neyse biz konuştuk ona her şeyi detaylıca anlattım. karşılıklı hoşlandık derken çıkmaya başladık...

    geziyoruz tozuyoruz hatta sevişiyoruz... ancak sosyal medyaya fotoğraf koymuyor,benim koyduğum fotoğraflara onu etiketlememi istemiyor... öyle tutucu bir aileye sahip değil yani... ama arkadaş çevresine beni çaktırmak istemiyor gibiydi... bir çıkarı da yoktu benden... öyle bir çıkar ilişkisi de yoktu ortada...

    gittiğimiz yerlerde insanların bana bakışlarına bozuluyor,ona da bakanlara kızıyor... insanların ona da acıdığını düşünüyordu bence... elbette alışma dönemidir dedim ancak bu durum haftalarca sürdü...

    kısacası bir ay sonunda net olarak benden utandığını ve beni taşıyamadığını gördüm. ilişkiyi ben bitirdim çünkü onu bir vicdan azabıyla bırakmak istemedim...

  • 46. ömer halisdemir

    kayıtlara geçsin;

    emrindeki askere sahip çıkmak yerine türk ordusunun subaylarını uydurma davalarla içeri atan zekeriya öz'ü görünce, "espri" yapan yaşar büyükanıt'ın, balyoz davasının kumpasa dayandığına dair belgeler kendisine iletilmesine rağmen kulağının üstüne yatan, bunu dile getirenleri de dava eden necdet özel'in, 15 temmuz darbe girişimi gecesi tek fiske yemeden kalkıp darbecilerle akıncı üssüne giden, silahını bile çekemeyen hulusi akar 'ın genel kurmay başkanlığı yaptığı ülkede, çekinmeden, korkmadan verilen emri yerine getirip, darbeci generali alnından vuran, canını zerre umursamayan şerefi türk askeridir.

    kendisi astsubay; yaşar büyükanıt, necdet özel ve hulusi akar ise orgeneraldir. fakat ömer halisdemir bu genel kurmay başkanlarının aksine, türk askeri profilinin tüm özelliklerini taşımaktadır.

    mekanı cennet olsun.

  • 47. 20 ağustos 2016 aspx'in ekşi sözlükten uçurulması

    uçurulmadım ama aynı başlıkta olan entrym nedenini anlamadığım şekilde silindi konu ne cb ne akp idi benim yazdığımın anafikri islamcı terör örgütü hakkındaydı yine olsa yine yazarım sonra şu entryi yazdım :
    (bkz: #62465373)
    yani demem o ki sözlük yönetimi okusun iyice bu zamana kadar düşünce özgürlüğü deyip yok saydığım, mustafa kemal atatürk başlığında herhangi suç unsuru barındıran bir entry görürsem direkt savcılığa başvuracağım aynısı alevi başlığı altında olan entryler için de geçerli .bugünden itibaren tek tek okumaya ekran görüntüsü alıp savcılık için dosya oluşturmaya başlıyorum hem de yazarı değil direkt içeriği barındıran sözlüğü şikayet edeceğim bir tek akp ve cb severlerin mi hassasiyetleri önemli bizim hassasiyetlerimiz yok mu ?
    hodri meydan ohalse bu da o hal.

  • 48. football manager 2017

    bir futbol hastası olmama rağmen bu yerinde sayan boktan seriyi yaklaşık üç yıldır oynamıyorum ve buna dayanabiliyor, fm'siz de yaşayabiliyorum ama hala "kulübün her şeyini elleyebiliyorduk :((" diyen insanlara katlanamıyorum.

    beyler, bunu idrak etmek neden bu kadar zor sizin için gerçekten anlamıyorum ama şunu öğrenmeniz lazım: bu seride çok büyük ihtimalle hiçbir zaman sponsor, forma rengi, bilet kılı, taraftar tüyü vs. seçemeyeceksiniz. bunu unutun. bunun için başka oyunlar zaten var. hiçbir şey bulamıyorsanız, 10 lira verip football chairman'i kurun telefonunuza, aziz yıldırımcılık oynayın. gayet de keyifli oyundur, bayağı oyalar.

    football manager'da siz takımın teknik direktörüsünüz. maaşlı çalışandan belki biraz daha fazlasınız. göreviniz, kulübün size verdiğiyle elinizden gelenin en iyisini yapmak. "ben hem başkan olacam hem teknik direktör!" diyorsanız editörden kulüple oynayın amk, o kadar zor bir şey değil. ister 1 milyar transfer bütçesi oluşturun, ister "daha gerçekçi olsun ama param da bol olsun" deyip kendinizce proje takımı yaratın ama artık şu dandik muhabbeti yapmayın yav.

  • 49. ırak ve şam islam devleti

    atatürk havalimanı saldırısı hariç türkiye'deki tüm saldırılarında doğrudan alevi/kürt/seküler/solcu/turist gibi belirli grupları hedep alan örgüt.

    aslında muhtemelen havalimanı saldırısında dış hatları seçmeleri de turistlere yönelik olduğu ihtimalini yaratıyor.

    bütün bu hedefleri bu örgütü açıktan olmasa da gizliden milyonlarca insanın sempati duyduğu bir örgüt konumuna getiriyor.

    *20 temmuz'da suruç'ta ölenlere niyazi diyenler,
    *100'den dazla insanın öldüğü ankara katliamının saptırılıp neredeyse ölenlerin suçlu konuma getirilmesi ve bu mahalde girilen bir entrynin 4000 fav alması,
    *fransa'daki katliamın ve yine belçika'daki katliamın "onlar da terörü destekliyor hepsi pkkli" diye neredeyse sevinçle karşılanması,
    *fransa katliamı sonrası gaziantep'teki işid konvoyu...

    bu örgüte doğrudan tepki gösterenler sadece bu örgütün doğrudan hedefi olan kitle sadece, geri kalan milyonların umrunda olmadığı gibi "onlar da x gibi, bütün terör örgütleri aynı" goygoyları ile aklınca duyarlı pozları kesme derdindeler.

    ışid ne pkk ne el kaide ne de dhkpc gibi örgütlerle bir tutulamaz.

    sadece 3 senede ırak ve suriye'de demografi değiştirecek kudrete sahip, dünyanın her yerinde eylem yapabilme kuvvetine sahip bu örgütü diğerleri ile bir tutanların bu örgüte sempati besleyenlerden hiçbir farkı yok.

  • 50. ülkede 50 ölü 104 yaralı olan gün futbol konuşmak

    kendini duyarlı sayıp da milleti aşağılamayı kendine hak gören orospu çocuklarına inat keyifle yaptığım eylem. ülkede 50 ölü varken sözlükte takılıp başlık açmaya gelince geri durmuyor sikik ama futbol konuşanlara saydırıyor. bunlar ya troll, ya gerizekalı ya da safi şerefsiz. her patlamada çıkıyorlar piyasaya. siktimin aptalları.

    benimle aynı ülkede yaşamaktan utanıyorsan siktir olup gidebilirsin ayrıca, kimse tutmuyor.