Değerli ziyaretçilerimiz,

Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.

Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.

Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.

Sozlock Ekibi

Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. datça belediyesi'nin paylaştığı 9 eylül tweet'i

    hewal sen niye gerildin ki yoksa yüzme bilmiyor musun? ayşe hür falan demiş bir de asdasfaf

  • 2. ismail saymaz

    an itibariyle fetö'yü kemalistlerin palazlandırdığını iddia eden nagehan alçı'ya"size hangi kemalist bankasya'dan para çek dedi?" diye sormuş ve "zekeriya öz'ün heykelini kocanız dikecekti alın evinize götürün" diye ekleyerek golü doksana takmıştır.

    edit:imla

  • 3. hababam sınıfı 9 doğuruyor filmi yasaklansın

  • 4. 2.5 milyon yasadışı bahisçiye para cezası

    yanlış anlaşılmasın, niye kumar oynuyorsunuz cezası değildir.

    niye kumar oynarken devletinizin de payını vermiyorsunuz, parayı yasa dışı oynatanlara kaptırıyorsunuz cezasıdır.

    verin devlet babanızın payını gönül rahatlığıyla oynayın gitsin değil mi?

  • 5. 10 yıldır bir kez bile akp'ye oy vermemiş insan

    ömrü yettiği kadar da oy vermeyecek olan insandır.

  • 6. çıplak şekilde bisiklete binerken düşen kız

  • 7. dünyadaki her şeyin penise benzemesi

  • 8. süper zor ingilizce gramer soruları

    (bkz: ödevi sözlüğe kitlemek)
    (bkz: mülakat sorularını sözlüğe sormak)

    hadi canım go to another door.

  • 9. yazarların whatsapp'tan gönderdikleri son mesaj

    "bakın ben mühendis falanım, whatsapp konuşmalarımdan bile görebilirsiniz."

  • 10. jan olde riekerink

    bir galatasaray taraftarı olarak riekerink hakkında nacizane öneride bulunmak istiyorum. yurtdışında bu işler nasıl döner bilmem ama türkiye'de insanlar karakterlerinin farklılığıyla iz bırakırlar. galatasaray camiasından örnekler verelim mesela.

    greame souness, bu adamın taktiksel anlayışıyla ilgili fikri olan, hatırlayan var mı? bir elin parmaklarını geçmez. ama herkes souness dendiğinde kadıköy'e diktiği bayrağı hatırlayacaktır. bizim için çılgın ve cesur bir adamdır souness.

    terim, en güzel örnek. hiç futboldan anlamayan insanlar bile bu adamın nasıl biri olduğunu bilir. terim'in hal tavırlarını olumlu olarak dile getirmiyorum. türkiye'de bu tavırların ilgi çektiğini söylüyorum.

    şimdi en sevdiğim örneğe geldim: özhan canaydın. ben bu adamın başkanlığını hiçbir zaman beğenmedim. aldığı kararlar bu camiayı ileri götürdü diyemiyorum. ancak ben bu adamı çok seviyordum. çünkü mağlup olduğu bir maçta rakip takımın başarısını alkışlayabilen, saygılı, olgun bir "beyefendi" idi. ruhu şad olsun.

    metin oktay'lar, ali sami yen'ler, gündüz kılıç'lar göçtüler. özhan canaydın gibi insanlar mumla aranır oldu. devir emre belözoğlu, hasan şaş devri; terim, aziz, en başta da erdoğan devri. bu devirde riekerink gibi, şenol güneş gibi centilmenleri baş üstünde tutmamız lazım.

    gelelim önerime. bu güzel insana, ilk tt arena maçı olan rizespor maçında hakettiği değeri göstermek, ona desteğimizi, sevgimizi vermemiz lazım. çünkü ileride çocuklarımıza galatasaray'ı ve dahası futbolu anlatırken aziz'den, terim'den bahsetmek yerine "bir riekerink hocamız vardı. efendilik timsali bir insandı. işte sen böyle adamların bulunduğu bir kulübün taraftarısın." diyebilmeli insan.

    futbol galatasaray'ın fenerbahçe'yi 7-0 yenmesi değildir; futbol fenerbahçeli centilmenlerin 7 kişilik rakiplerine futbolcu vermeyi tavsiye etmesidir. futbol 6-0'lık fenerbahçe galibiyeti değildir; futbol, takımının başarısızlığında rakip takımın güzel oyununu alkışlayabilmektir.

    riekerink'i üzmeyin. futbol bu güzel adamlar sayesinde güzel.

  • 11. evli bir kadınla sevişeceklere tavsiyeler

    yapmayın

  • 12. türk kızından 6 kilo atılması

  • 13. türk bayrağındaki inanılmaz mantık hatası

  • 14. 28 belediyenin yönetimi kandilden millete geçecek

  • 15. nagehan alçı

    "hanımefendi, eşiniz zekeria öz'ün heykelini dikecekti alın şimdi evinize koyun." ismail saymaz 2016

  • 16. türk milletinin yoldan yürümesinin sebebi

    arabaların kaldırımları kapatması geçerli sebep değil tabi; arabaların üzerinden sıçrayabilen insanlarız sonuçta..

    arkadaşı anladım lakin arabaların kaldırıma çıkmadığı yerlerde de insanların yolda ağır ağır ilerlemesi yukarıdaki sebebin psikolojik olarak oluşturduğu alışkanlık.. ya kaldırım dar ya da araç var; adam zırt pırt kaldırım-yol arası in çık yapmaktan dolayı artık direkt yolu kullanma hakkını elde etmiş zihninde.. daha da kaldırıma çıkaramazsın o zihniyeti.. zor yani

  • 17. türk kızının boy ortalamasının 172 cm olması

    türk erkeğinin boy ortalamasıdır o, iyi hesaplayın.

  • 18. milli maçların konya'da oynanmasının nedeni

  • 19. fb odtü gs boğaziçi ise beşiktaş harward'dır

  • 20. işsizlik maaşının çok mantıksız olması

    devlet de eksi editoru tutmus. ön hazirlik icin entry actiriyor.

    lan olm ne ayaksiniz, issizlik maaslarini da mi kaldiracaksiniz?

  • 21. güntekin onay'la iyi jenerasyon yakaladılar

  • 22. 8 eylül 2016 pkk'lı öğretmenlerin açığa alınması

    an itibari ile benim de aralarına katıldığım grup.
    reddediyorum efendiler söylediğiniz iğneleyici sözleri ve iftiraları.
    doğunun ücra bir ilçesinde görev yapıyorum. evet eğitim senliyim. bu sendikaya doğuya gitmesem dahi üye olurdum. benim de sendika içinde eleştiri yaptığım karşıma aldığım insanlar olmadı değil. ama her vakit dedim, sendika içinde benim gibi insanlar da olmalı ki,tekellerin eline geçmesin.
    neye inandıysam onu savundum laik,çağdaş bir eğitimi. 3 yıllık meslek hayatımda kendi seçimimle gittiğim bir yatılı okulda var gücümle çalıştım.gece kalkıp uykumdan yanmayan kaloriferin soğuğundan korumak için üstlerini örttüm gül yüzlü çocukların. ellerimle dağıttım yemeklerini.onlara bilimin güzelliğini,eleştirel bakmayı öğretmeye çalıştım var gücümle.dağa çıkmayı tek çare bilen çocuklarla konuştum günlerce ,yeni ufuklar açtım onlara yollardan döndürdüm.kaderlerine boyun eğmemeyi öğrettim kız çocuklarına. yalaka olan kim varsa müdürü,öğretmeni,savcısı onlarla var gücümle savaştım.
    eğitim hakkında ahkam kesenler bilmezler artık sizin çocuklarınızı gönderdiğiniz devlet okullarında liyakat sahibi olmayan,oturduğu koltuk uğruna gerektiğinde çocukların haklarını gasp edecek bundan zerre utanmayacak idareciler doldu. din öğretimi adı altında bir sürü seçmeli ders getirildi fenin,fiziğin,kimyanın yerine. bütün bunları oecd sıralamamızdan anlarsınız zaten,bize ne hacet.
    buraya kadar yeterince kendimi anlattım utandım halbuki ben kendimi anlatmadan öğretmenim dediğimde susmalıydı tüm ağızlar. hiç terörist olur mu benden. hiç benden pkklı,fetö üyesi olur mu ?
    barış istediğim doğrudur,bundan 1 yıl öncesine kadar hiç silah yokken hayatımızda bunun mümkün olduğunu görmüşken,huzurla uyuya biliyorken öğretmenlik yaptığım yerde yine aynı barışa gidelim istedim. affedersiniz ben barış istedim. bunun için tabi ki hükümet yetkililerine seslenecektim.
    böyle susturulur işte dimağlar.iyi ki çocuğum yok diyebiliyorum. aileme açığa alındığımı söyleyemicem mesela kahrolmasınlar diye.
    siz küfretmeye devam edin.
    eminim silah sesi duymadan, hayata bilmem kaç sıfır yenik başlayan çocukları gözleriyle görmeden yaşamak kolaydır.konuşmak da öyle...

  • 23. cizre diyerek mehmetçik vakfı'na bağış toplanması

    kıyamam koç'uma niye pkk'ya gitmedi ki :(
    panpalarımı burdan kutluyorum:)
    kekolar ne eziksiniz la hep bir yerlerden mağdur olmayı nasıl başarıyorsunuz hep merak etmişimdir.insanın biraz onuru olur da mallığını bu kadar afişe etmez :)

  • 24. papağanın içini parçalayıp kalbini söken cani

    bir adet oruspu çocukluğu içeren papağanın içinin parçalanıp kalbinin sökülmesi olayı. hayvanı parçalama sebebi o kıymetli parmağını ısırmasıymış. konuyla ilgili change.org sitesinde bir imza kampanyası başlatılmış. orada konu hakkında bilgilere ve görsellere ulaşılabilir.
    not: kaldıramayan kişiler görsellere kesinlikle bakmasın. tavsiye etmiyorum. bir arkadaş özelden ulaştı boğazı düğümlenmiş. etkilenen varsa bakmasın diyorum.
    katilin paylaştığı gönderi. kaldıramayan bakmasın.
    burda da hayvanı parçalama sebebini söylemiş.
    kampanya linki

  • 25. adil kullanım kotası

    donanımhaber'de örgütlenip bu işi kovalayan çocuklara helal olsun. aylardır başlığı tepede tuttular, twitter'dan vekillere ulaştılar, organize oldular ve takip ettiler. valla helal olsun örgütlenmenin ve inanmanın ne demek olduğunu gösterdiler.

    bu kez ölücülükleri işe yaradı heheh

  • 26. apple airpods'un 779 tl olması

    2000 lerin ortasından beri zaten kablosuz kulaklık olduğunu bilmeyenleri, bilseler de apple yapınca "vaoouvv yeni teknoloji" diye bakmaları ve akabinde 779 tl bayılmaya hazır olmalarıdır.

    sonra gelip burada kapitalizm şöyle kötü, böyle kötü diye ağlamasınlar.

    edit: bir üstteki entry silindiği için edit.

    silinen entrydeki userın demek istediği 90 lardan beri kablolu kulaklık kullanıyorsunuz yeni teknoloji bu minvalinde bir şey.

  • 27. avrupalı çocuk ve türk çocuğu arasındaki farklar

    bu konuda benim de çok önemli tespitlerim var.

    öncelikle kısa bilgi, oğlum var 1,5 yaşında. annesi de türk değil.

    başlıkta yazılan güzel şeylerin neredeyse tamamını uygulamaya çalışıyor annesi. işte ne bilim, yere düştüğünde kaldırmaz, tutarlıdır, ağlasa da sözünden dönmez. çocuk çikolata ve şeker vs. den nefret ediyor, en sevdiği yemekler hep sebze yemekleri, her zaman oranlı davranıyor vs vs.
    bana zorla komando merdiveni yaptırttı sırf bilmem nesine faydası var diye.
    buraya kadar süper.

    ben de destek oluyorum tabiki. hatta 1-2 defa bu kurallar zincirini kırma teşebbüsüm bile oldu, boşuyodu beni amk. neyse.

    sorun şu ki;

    eğitim, bilinç vs. hepsini çocuğa verebiliyorsun ancak genetiğini değiştiremiyorsun. çocuktaki türk kanının getirdiği şeyleri maalesef engelleyemiyoruz. koymuşum bi kadeh bir şey, televizyon bakıyorum vuaaaaaaaaa diye yarı çıplak salona girip, özellikle, bilerek bardağı döküyor, kumandayı alıp kanalı değiştiriyor ve elindeki çıbıkla iki tane sağlam vurup 10 saniye içinde salonu terk ediyor. öyle tavana baka baka kalıyorum.
    onca titreme, onca kitap okuma vs. işe yaramıyor. fransa'ya gidiyoruz arada havasından suyundan kapsın bir şeyler diye. en son bi' tane büyük bir katedralin girişindeki taşı kırdı ben yakalayana kadar. neredeyse kovacaklardı bizi. çok utandım. sahibinden.com a koymayı bile düşündüm. ama evlat işte :(

    o yüzden bazen ramiz dayının dediği gibi, yapacak hiçbir şey yoksa, hiçbir şey yapmamak en iyisidir. kas, ama olmuyorsa çok kasma.

  • 28. beşiktaş

    herkesi kendi gibi boktan top oynuyor sanan renklilere, bu nedenle bu haftaki rakibi kimse onun puan kopartacağını düşündürten takım

    karabük'e çifte şans basarak kaybedeceğin parayı, kayserispora basarak telafi edebilirsin delikanlı. içini soğutur mu bilemem onu.

  • 29. 9 eylül 2016 ışid'in türk tanklarına saldırması

    sana tank satan adam, karşı tarafa da o tankı delip geçecek silah satıyor. ışid özelinde ise, o silahı bizzat senin verdiğine dair ciddi şüpheler var.

    büyük resmi görebilen neo osmanlıcılar bunları da görmüştür tabii, dimi ama?

  • 30. 9 eylül 2016 marmaray girişinde vatan hainliğim

    ülkede ohal varken, adamlar sorgusuz sualsiz yatırıp değdirse her türlü haksız çıkacağını bildiği halde “bu kadar küçük gözlere bakarak ne aradığınızı öğrenebilir miyim" sorusundan sonra okumadım..

    dua et bırakmışlar..

  • 31. kadınların üreme dışında dünyaya katkıları

    katkıları ayrı bir mesele ama başlık sahibi gibi zatları dünyaya getirmeye vesile olmaları en büyük zararlarındandır.

  • 32. seviştikten sonra kaybolan erkek

    biri çok güzel söylemiş: sorun kaybolmasında değil, önceki taklada.

    pembe panjurlu ev istemiyorum sevişmek için. evlenmeden olmaz demiyorum. ama illa ciciliklerle üstüme geliniyor. ay diyorum, sevdi galiba bu kerata beni. fena biri de değil gibi... sonra seks. iyi, kötü... fark etmez. ilk sevişmenin biraz dandik olma lüksü vardır her zaman. yani sadece bir sevişmeden, o kişinin iyi/kötü olduğu anlaşılmaz. bir şans daha verilebilir. dolayısı ile bu kaybolma meselesinde geriye kalan tek senaryo, vur-kaç peşinde; oynar başlıklı türk erkeği.

    üzülüyorum tabii fakat kalbim ve ruhum follofoş oldu zaman içinde; hee diyorum bizimkilerdenmiş bu da... "beni kullanıp attı" filan demiyorum çocuklar, müsterih olunuz. seks benim için erkeğe "verdiğim" bir şey değil. elimde bir kadın olarak tuttuğum tek "koz" yatak becerilerim değil rabbişime ciğzız kraystlar olsun.

    üzen şu: muhabbetim, ağzım burnum, espri anlayışım, müzik zevkim, sevecenliğim filan önemli değilmiş; "versem" yetermiş.

    e birader (evet, romantik arenada yüz bulamayınca egom devreye girer, asabileşir artı kankaya bağlarım) madem durum bu; madem derdin benim deliğe senin çıkıntıyı sokmak; niyyyyçin kasıyoruz? niyyçin ay buluşalımlar, konuşalımlar, dolunaya bakalım da sonra fezaya çıkalımlar?

    tarzan istiyor kuku, söyleyecek ceyn
    ceyn beğenir tarzan , açacak kuku

    bakınız ne kadar basit bir denklem. inanın lisan dışında hiçbi şey değişmedi ilkel toplumlardan bu yana. insanın en kolay bulabildiği, temel düzeydeki bir etkileşim uğruna, nadir bulunabilecek olanları geride bırakmasını anlamıyorum.

    kadın/erkek farkı olsa gerek, önceliklerimiz; önemli bulduklarımız örtüşmüyor heralde.

    "ilişki istiyorsan vermeyeceksin" klişesinden çok sıkıldım. ortada cayır cayır yanan bir alev varken, iki insan da birbirini istiyorken bu oyunlar filan çok salak geliyor. lakin şu tavırlardan sonra kezbanlığın, bir antikor olarak, türk erkeğine karşı geliştirildiğine kanaat getirdim.

    o kadar hak ediyorsunuz ki! o kadar müstehak ki!

    (lütfen pırlanta gibi adamlar üzülmesin, biliyorum sizleri. tanıyorum. tüm erkekler böyle değil. asla genellemedim, genellemeyi de reddediyorum.)

    lakin bu kafa, içinde yaşadığımız ortadoğu bokunun neticesi. totalde iki ödül var:

    1) evlilik
    2) seks

    kadınlar 1'e varmak için için 2'yi, erkekler 2'ye varmak için 1'i kullanıyor.

    (biraz daha zorlarsam hipotezimi oluşturup, jüri sonrasında akademik hayata adım atıcam, susayım.)

    allahım bana ordan aklı başında, olgun ve seksi adam yolla ya. yeminle kurudum kaldım şu coğrafyada...

  • 33. rte'nin köprülerinin bayramda paralı olması

    rte'nin gurur duyduğu ve "millet için" yaptırdığını söylediği osmangazi ve yavuz sultan selim köprülerinin bayramda paralı olmasıdır.

    oysa eski türkiye'ye ait boğaziçi ve fatih sultan mehmet köprüleri bayramda ücretsiz olacak.
    ama yeni türkiye'nin köprüleri ücretli.

    bak şimdi bilemedik, kim milletin adamı, kim milletin adamı değil.

  • 34. osmanlıca armasıyla pazarlama yapan spor kulübü

    bu amblemler kulüplerin 100. yıllarından sonra kullanılmaya başlanmıştır. bunun sebebi kulübün kökenine ve kuruculara olan saygıyı ifade etmektir. osmanlı özlemi ile alakası yoktur. ki bu armaları kullanan iki kulübün de stadında devasa atatürk posterleri bulunur ve iki kulüp de cumhuriyet ilkelerine olan bağlılıkları ile övünür.

  • 35. 9 eylül 2016 suriye ulusal direniş açıklaması

    http://i.hizliresim.com/kew0jm.jpg

    akıllara bu meşhur karikatürü getirmiş.

    ayrıca ;

    tavşan dağa küsmüş dağ ise siktir git ananın amına kadar yolun var demiş.

  • 36. 9 eylül 2016 akk'nın kaldırılması

    haberi 1 mbps internet hızıyla açtım amk. yıl olmuş 2016 orospu çocukları hala 2018 diyor.

  • 37. iş yerindeki bayramlaşma merasimi

    - iyi bayramlar mülayim abi.

    + iyi bayramlar canım,

    + bu herifi de hiç sevmem.

  • 38. fatih'in sevişen gençlere para cezası kesmesi

    sevgililerin birbirleri ile gönüllü olarak arzulu bir hal çevresinde sevişmesi ve seks yapması anlamına gelen "zina" hukuken bir suç mudur? buna eğer zinayı yapanlar aileleri tarafından himaye edilen genç insanlar ya da ergenlerse ailelerinin ceza vermesi ya da karışmasına bir şey dediğim yok ancak devlet, devletin hakimleri ve savcıları ceza vermeli midir? bunun hukuk sisteminde cezai bir karşılığı olmalı mıdır?

    elbette aileler çocuklarının evlilik dışı sevişmemelerini isteyebilirler. buna karışmak benim haddime değil. buna bir laf dediğim yok. ancak devlet neden insanların uçkurlarına karışsın? islam tarihi boyunca karışmış mıdır? bundan devlete ne?

    fatih sultan mehmet'in aynı zamanda osmanlı devleti'nin ilk genel kanunnamesi olan ve "fatih kanunnamesi" olarak bilinen hukuksal düzenlemenin zinaya dair maddeleri şu şekilde:

    “1- eğer bir kişi zinâ kılsa şeriat huzurunda sabit olsa ol zinâ kılan evlü olsa ve dahi bay olursa ki bin akçeye dahi ziyadeye gücü yeterse cürm üç yüz akçe alına evsat ul-hâl [orta halli] olursa kim altı yüz akçeye mâlik ola cürm iki yüz akçe alına andan aşağa güci yeterse cürm yüz akçe alına andan dahi aşağa halli olursa elli akçe andan dahi agağa ki gayetde fakir-ül-hâl olursa kırk akçe cürm alına

    2- eğer zinâ kılan ergen olursa bin akçeye dahi ziyadeye güci yeterse cürm yüz akçe alına eğer orta halli olurse altı yüz akçeye gücü yeterse elli akçe cürm alına andan agağa dört yüze güci yeterse kırk akçe gayet fakir olsa otuz akçe cürm alına

    3- eğer avret zinâ kılsa geri?at katında sâbit olsa gani olsa er kanlığın vire orta hallü yahud fakire olsa erenler gibi olur kanluğın vire

    4- eğer avretin mali olsa eri kabul eylese köftehor kanlığun yüz akçe vire yoksul olursa elli akçe gayet fakir olursa kırk ya otuz akçe cürm alına

    5- eğer avret pezevenklik eylese kadı ta?zir ura nekadar mâ yerahu80 ağaç bagına bir akçe cürm alına

    6- eğer zinâ iden kız olursa onun cürmi ergen gibi ola azlıkda ve çoklukda ana i?tibar ideler

    7- eğer birakinin81 evine girse zinâ kasdına olur(sa) evlü cürmin vire eğer ergen ise ergen cürmin vire ol zinâ iden gibi yukaru tafsil üzere ki beyan alundı"

    kaynak: http://istanbul.dergipark.gov.tr/…rticle-file/95678 (126. sayfa)

    hanefi fıkhına göre normal şartlarda olması gereken recimdir. kadını toprağa gömüp bütün suratı dağılıp, kafa tasının kemikleri kırılana kadar taşlayarak öldürmektir. osmanlı tarihinde de sultan ahmet meydanı'nın orta yerinde recm olayı gerçekleşmiştir. sultan ahmet'teki mısır'dan gelen dikilitaş'ın önünden geçerken bir dahaki sefere umarım o mazlum kadının hayaletine bi selam verirsiniz. yahudi elemanı da katletmişler bu arada.

    murat bardakçı'nın bu konudaki yazısı: http://www.haberturk.com/…n-recminin-belgeli-oykusu

    bu da ilber ortaylı'nın yorumu: https://www.youtube.com/watch?v=ifrzqdh6eec

    1680 yılında yahudi bir erkek ile sevişen müslüman bir kadını sultanahmet meydanının orta yerinde toprağa gömüp suratını taşlarla paramparça ediyorlar. ve bu bilinen tek belgeli recm olayı imiş. bilinmeyen binlercesinin olması mümkün. belgelerinin bugün elimize ulaşmamış olması mümkün.

    hanefi fıkhında recm olmadığını iddia edecekler bana inanmıyorsa cübbeli'ye inansınlar: https://www.youtube.com/watch?v=owhvbh6wjqo

    osmanlıda zinaya verilen ceza dönem dönem değişmiştir. bazen para cezası bazen işkence bazen de recim oluştur. fatih biraz daha hoşgörülüydü deriz hep çünkü halefleri artık işi barbarlık boyutuna taşımıştır. fatih'in yaptığı yani sevişenlere ceza kesmek de hadsizliktir, densizliktir de bardakçı'nın yukarıda verdiğim yazısında yavuz döneminde zina eden kadının cinsel organının dağlandığı gibi ifadeler var.

    evet gelenekselci müslüman arkadaşları başlığa davet ediyorum. cumhuriyetin ve kemalizmin onlara bahşettiği laik/seküler, medeni, insancıl ortamda sultan ahmet meydanında bir kadının sırf sevdiği ile sevişti diye suratının kaya parçaları ile dağıtılmasını, dişlerinin kırılmasını, gözlerine sivri taşların saplanmasını ve kafa tasının karpuz gibi yarılmasını izlemek gibi çok büyük travmaları yaşamdan büyümüş olmalarına şükretmiyorlar mı? bu kadar mı vefasızlar? bu kadar mı kadir kıymet bilmezler?

    kemalizm sayesinde, devrimci kurucu ulu önder sayesinde bu özgür ve medeni değerler üzerine kurulmuş ülkede doğup da islam hep hoşgörülüydü, osmanlı ahlaksal olarak bu kadar yüceydi diye bağırmak kolay. ta ki hakikatle yüzleşene kadar. hadi hakikati öğretin bana dostlarım. sevişenlere devlet eliyle para cezası kesmek mi tanrının buyruğudur? öyle tanrı yerin dibine batsın!

    edit: osmanlıdan kalma 95 milyon belgenin tümünü okumuş gibi osmanlı tarihinde sadece ve sadece 1 tane recim hadisesi olduğunu bütün altı yüz yılı ummandan romanyaya tüm şehir ve kasaba şeri mahkemelerinde bütün davaları takip ederek yaşamış ve görmüş gibi iddia eden ve hatta bunun da ötesine geçip "olsa kesin belgelenirdi o belge de asla kaybolmazdı" gibi bir fikre sahip arkadaşa oturup uzun uzun cevap vermek mental sorun belirtisidir. lütfen reddiyelerinizi asgari mantık normları çerçevesinde yapınız.

  • 39. sözelciliğin bir düşük zeka göstergesi olması

    sosyal zekası sıfırın altında, iki laf edemeyen pepelek mühendisler tarafından ortaya atılan saçmalık. sözel mezunu olanların fkirlerini götünden kan akarak deadline'a yetiştirmeye çalışan kodculara selam.

    hahahahah.

  • 40. stalk

    formatın anasını sikmektir.

  • 41. kazakistan semalarında beliren dev göz

    (bkz: bulut)

    bende arada sırada gandalfı falan görüyorum çok şeyapmayalım bence

  • 42. gs'li futbolcuların fetö imamı öksüz'le fotoğrafı

    olum orospu çocuğu musunuz geri zekalı mısınız? fiti imimi iksiz'li fitiğrifi

    amk malı, tayyip'in de, akpli milletvekillerinin de fotoğrafı var, hem de fetö'nün ta kendisiyle. onu ne yapıcaz?

    şimdi o sinirden kudurmuş yumruğunu al, götüne sok. çünkü galatasaray'a hiçbir şey olmayacak.

  • 43. 2017-2018 sezonu süper lig yayın ihalesi

    muhtemelen son ihaleye kıyasla değeri düşecektir.

    bu havuz tartışmalarında da bir anadolu kulübü seviciliği almış başını gidiyor. futbol türkiye'de profesyonel bir spordur. profesyonel işlerde herkes kendi yarattığı katma değer kadar gelir elde eder. eğer anadolu kulüpleri katma değer yaratamıyorsa zaten süper lig'de işleri yok. ortalama 500 seyirciye oynayan, maçlarını izlemek için kimsenin para vermek istemediği bir kulübün milyar dolarlık bir ligde ne işi olabilir? ayrıca bu kadar para veriyorsun da ne oluyor? herif gidiyor o parayı saçma salak transferlere gömüyor. ne stat zeminine para harcıyor, ne stada taraftar çekmek için yatırım yapıyor *, bir de üstüne üstlük şehrine büyük takım geldiğinde (kendisine bütün yayın gelirini sağlayan o takımın taraftarına) fahiş fiyatla bilet satmaya çalışıyor. bakın bu bir rezalettir.

    doğru dürüst bir finansal ve idari yapılanma sistemi getirildiğinde zaten bu tip dandik kulüplerin yerini stadını doldurabilen takımlar alır. bu uğurda gerekirse ligdeki takım adedi de düşürülebilir. türkiye ligi; 3 büyüklerin yarattığı katma değeri, bütün camiası 8-10 kişilik yönetim kurulu ve futbol takımından ibaret olan uyduruk kulüplere peşkeş çekerek bir yere varmaz.

  • 44. kabak bamya kereviz enginar pırasa seven insan

    egeli olma gibi bir şartı yok. çocukluğu bitlisli komşularında tuzlu balık, katıklı dolma, otlu peynir, ciğer taplaması gibi şeyler yiyerek geçmiş, ayrıca ağır etobur bir karadenizli olarak pek severim, pek güzel de yaparım. lahanayı, ıspanağı, brokoliyi de çok severim.

    sevmeyen sanıyorum ki küçük küçük bamyalardan yapılan şöyle kıymalı, domatesli, ekşili bir bamyayı sıcakken çorba niyetine yememiştir. hiç harcı sumaklı güzel bir kabak dolması, ekşili nohutlu kabak, reyhanlı katıklı dolma da yememiştir. portakal suyunda kendi yaprakları ve bezelyeyle pişmiş kerevize ılıkken limon sıkmamıştır. ne güzel yapılmış bir garnitürlü enginar ne de enginarlı bakla favası da yememiştir. pırasanın tam soğanları kavrulurken bir fiske şeker atıp bir avuç bulgurla pişirmemiş ya da pırasaları kavurup üstüne yumurta kırmamıştır. acılı kapuska ve etli lahana sarması da yememiştir kesin.
    çok yazık bir hayat.

  • 45. süleymancıların cenazede mavi takke takması

    "ben diyorum din işinde güzel para var, bilsek mavi takke satardık"

  • 46. 9 eylül 2016 kuzey kore'nin nükleer denemesi

    ilk denemesini 2006'da yapmıştı. on yıl sonra 5. ve en büyük denemesini yaptı kuzey kore. neredeyse 3'er yıl arayla yaptı bütün demeleri. pakistan ve hindistan'ı deneme sayısı olarak geçti.

    amerika 1032 nükleer denemeyle halay başı. sovyetler hemen arkasında 715 denemeyle. fransa 210, ingiltere ve çin 45'er denemeye sahip.

    1945'te başladı bu eziyet. hiroşima ve nagasaki'ye atom bombası attı amerika. 7 yıl sonra ilk hidrojen bombasını denedi yine abd. ilk 1955 yılında olmak üzere 1961 yılında sovyetler bu piyasaya devasa bir giriş yaptı. pakistan ve hindistan 1998 yılında, 40'ar kilotonluk nükleer denemesini gerçekleştirdi ilk olarak.

    diktayla yönetilen kuzey kore'de bu denli vahim bir olayın kutlama havasında geçmesi çok normal. dünya, her geçen gün yaşamdan biraz daha olsa uzaklaşacak.

  • 47. türk kadınlarının kendini çok güzel bulması

    yeminle aklıma geldiydi: türk kızı

    haber de burada aha: http://www.sabah.com.tr/…guzellik-endeksinde-ikinci

    bu da üşenenler için haber metni:
    "uluslararası bir araştırmada, farklı ülkelerde yaşayan kadınlardan "kendi güzelliklerini değerlendirmeleri" istendi. araştırmaya göre, kendini en güzel bulan kadınların başında hindistan, türkiye ve rusya'da yaşayan kadınlar geliyor. "güzellik endeksi" adlı araştırmada, 11 farklı ülkede yaşayan kadınlara "kendinizi güzel buluyor musunuz?" diye soruldu. hintli kadınların yüzde 94'ü, türk kadınlarının yüzde 89'u, rus kadınlarının yüzde 75'i güzelliklerinden emin olduklarını söyledi."

    yüzde 89 diyor. yüzde 89!

  • 48. 9 eylül 2016 kemal kılıçdaroğlu açıklamaları

    şu şekilde özetlenecek olandır:

    • bir kişiyi yargılıyorusunuz ama eşine de ceza veriyorsunuz. sevgili can dündar'ın eşi yurtdışına çıkacak ve kocan dışarıda sen de burada kalacaksın rehin tutuyor onu. yahu devlet masum insanı rehin olarak alır mı? hukuk devletinde böyle bir kural var mı? hangi ohal düzeninde böyle bir uygulama var. fransa diyorlar fransa ile bizim uyguladığımız ohal'in uzaktan yakından hiçbir ilgisi yoktur. 'yetki aldım meclis'ten istediğimi yaparım' diyor. ohal'in de kendi hukuku vardır ama o kararların hiçbirisi dikkate alınmıyor.

    • suçların şahsiliği diye bir kavram var. kolektif suç yarattılar. veda hutbesi'nde sevgili peygamberimiz, 'herkes işlediği suçtan sorumludur. bir kişinin işlediği suç ailesine mal edilemez' diyor. birisi bir suç mu işledi, bütün ailesi, akrabaları hep beraber aynı suçtan mahkum olacak; algısını yerleştirmeye çalışıyorlar. oğlunu arıyorsun, tekerlekli sandalyedeki annesini rehin alıyorsun. buna da hukuk devleti, adalet deniyor. böyle bir anlayış olamaz.

    • 15 temmuz'da bir darbe girişimi yaşadık. cumhuriyet tarihinin en kanlı darbe girişimi, 240 vatandaşımız hayatını kaybetti. 240 demokrasi şehidi diyoruz. 240 insanımız demokrasiyi savunmak için hayatını kaybetti. grubu olan 4 siyasi parti parlamentoda darbeye karşı ortak tavır takındı. hep birlikte bir bütün olarak darbe girişimine karşı çıktık. bunun önemi şu; ilk kez cumhuriyet tarihinde bir darbe girişimine kolektif hep birlikte karşı çıkan bir payda oluşturduk. bu çok önemliydi. bu önemin farkına ondan sonraki adımların atılma gerekiyordu. hiç kimsenin unutmaması gereken bir soru var. 14 yıldır ülkeyi yönetiyorsunuz ve 14 yılın sonunda türkiye bir darbe girişimiyle yüz yüze geliyor. neden, hangi gerekçeyle? bunun iyi sorgulanması lazım. 14 yılda türkiye bu noktaya niçin ve hangi koşullarda geldi, bunun sorulması lazım.

    • eğer bu ülkede güçlü bir demokrasi, hukukun üstünlüğü, medya özgürlüğü, adil yargılama olsaydı; yargı bağımsız ve tarafsız olsaydı böyle bir tabloyla karşılaşmayacaktık. en önemlisi devlette liyakat olsaydı böyle bir tabloyla karşılaşmayacaktık. bu koşulların olduğu bir bünye güçlü bir bünyedir. demokrasinin bütün unsurlarını bünyesinde taşıdığı için oraya darbe virüsü girmez. ama bünye zayıfladıkça virüsler bünyeye egemen olur. 15 temmuz'da yaşadığımız olay demokrasisi zayıf düşmüş bir bünyeye f tipi bir virüsün girmiş olmasıdır ve buna ortam hazırlanmış olmasıdır.

    • sayın binali yıldırım, ohal'in görüşüldüğü gün beni telefonla aradı. ohal yasa tasarısına destek vermemizi istedi. kendisine aynen şunu söyledim. 'sizi anlıyoruz ama bu parlamentoda demokrasiyi savunacak bir partiye ihtiyaç var. o da en çok chp'ye yakışır'. biz ohal uygulamasına karşı çıktık. doğru değildir, dedik. neden? 4 siyasi parti darbeye karşıydı. madem ki böyle bir ortam var, madem ki darbe girişiminde bulunanlar yargılanacak o zaman 4 siyasi parti her türlü yasal düzenlemeyi yapabilirdi. hükümete her türlü desteği verebilirdi. neye ihtiyaçları varsa onları karşılayabilirdi. 'hayır, biz kendi istediğimizi gerçekleştireceğiz' dediler. tek başına davranmanın yani ortak aklı siyasette egemen kılmamanın sonuçları çok ağır olur.

    • bugün türkiye tam bir terör batağının ortasındadır. yapılan açıklamalara bakın çukurca ile ilgili. dehşet açıklamalar. bir anlamda hayat savaşı veriliyor orada. türkiye'yi bu hale kim getirdi? 2002'de terörsüz bir türkiye devraldılar. 14 yılda türkiye bu noktaya nasıl geldi? her vatandaşım bu soruyu kendisine sormak zorundadır. aksi halde biz kendi sorunlarımızı çözemeyiz.

    • gazze'ye ablukayı biz kaldıracağız, dediler. yapmayın, demek bile suçtu o dönem. aradan geçti süre. abluka kalktı mı? kalkmadı. israil özür diledi mi? dilemedi, yazılı bir özür yok. tazminat ödeyecekti. dedi, ben tazminat ödemem; türkiye'de bir vakıf gösterin ben vakfa 20 milyon dolar para yatırırım, ne yaparsanız yapın. 9 vatandaşımız öldürüldü. biz davalarımızdan vazgeçiyoruz, dediler. türkiye'nin itibarı 20 milyon dolar'a satıldı. türkiye cumhuriyeti tarihinde bu kadar ağır bir yenilgi hiç olmamıştır. bir ülkenin itibarını 20 milyon dolar'a pazarladılar. bunların yatacak yeri yok.

    • devlet kinle, öfkeyle yönetilmez. ön yargıyla devlet yönetilmez. devlet; akılla, bilgiyle, liyakat sistemiyle, tecrübeyle, sağduyuyla yönetilir. kinle, öfkeyle devleti yönetmeye kalkarsanız pek çok masum insanın canını yakarsınız. bugün geldiğimiz nokta budur. tam bir cadı avı başlatılmıştır. birden fazla alanda tam bir cadı avı başlatılmıştır. diyorlar ya 'at izi it izine karıştı'. bunu yapan kim? hükümet kim? her seferinde bir suçlu. kim suçlu? iktidar hiç suçlu değil. bu uygulamaları yapan kim? başbakanı, bakanı, cumhurbaşkanı kim bu ülkenin? hem şikayet edeceksin hem uygulayacaksın. böyle bir devlet anlayışı yoktur dünyada. bir şey yapıyorsanız sorumluluğunu üstleneceksiniz. hem yapıyorsunuz, hatalı olduğunu biliyorsunuz, insanların canını yakıyorsunuz sonra geriye dönüp 'bunu kim yaptı' diyorsunuz. sen yaptın kardeşim. hükümet sensin. sorumlu olan, vicdan sahibi olan o görevden ayrılır. der ki 'ben bu işi beceremiyorum, kusura bakmayın. ben buradan ayrılıyorum' türkiye yönetimde bu kültürü, bu olgunluğu henüz yakalamış değil.

    • bu yazarlar bütün hayatları boyunca f tipi örgütlenmenin karşısında olmuşlar. orduda bunlar nasıl örgütlenir, diye kitap yazmışlar; ama siz bunlara operasyon yapıyorsunuz. niçin? yargı eliyle bir siyasal anlayışa darbe yapmak istiyorsunuz, yargı eliyle. yani darbe fırsatçılığı yapıyorsunuz. 'ohal yetkisi aldım istediğimi yaparım'. böyle bir anlayış olamaz. türkiye gittikçe otoriterleşen bir sürece kayıyor. yazarların bütün hayatı f tipi örgütlenmeyle mücadeleyle geçmiş. mağdur bu insanların çoğu. darbe fırsatçılığıyla 'acaba bunları da nasıl sustururuz' arayışına giriyorlar. biz hiçbir gazetecinin, hiçbir yazarın hapse atılmasını asla istemiyoruz. bunu uygar dünyaya anlatamazsınız. elinde sadece kalemi olan ve düşüncesini yazan hiçbir gazetecinin hapse girmesini istemeyiz.

    • kalkıyorsunuz üniversite hocalarını yakalıyorsunuz, hapse atıyorsunuz. niçin? bildiriye imza atmışlar. bildiriye imzayı ne zaman attılar? 15 temmuz öncesi. 15 temmuz öncesi bunlar hakkında soruşturma açıldı mı? açıldı. yargılanıyorlar mı? yargılanıyorlar. peki 15 temmuz'dan sonra darbeyle hiç ilgisi olmayan bu olayda neden bunları yakalayıp hapse atıyorsunuz. neden üniversiteyle ilişkilerini kesiyorsunuz? bunun ahlaki, hukuki yönü nedir? ne ahlak ne hukuk ikisi de burada yok. aslı erdoğan, yazdığı eserler onlarca dile çevrilmiş bir bilim insanı. bir yazar, gazeteci; niye hapse atarsınız? kaçacak yeri yok, ülkesinde yaşıyor. eğer siz böyle devam ederseniz türkiye'nin aydınlığa çıkma şansı yoktur.

    • tek tip üniversite olsun, diyorlar. tek tip üniversitesi nazi kafasıdır. herkes benim gibi düşünecek. herkes bana destek verecek. demokrasi nerede o zaman? niye demokrasiden söz ediyorsunuz?

    • ilk işaret diyarbakır'dan verildi. 11 bin 285 öğretmenin açığa alınması tablosuyla karşı karşıya kaldık. neymiş? bunlar terör örgütleriyle ilişkiliymiş. 11 bin 285 öğretmen terör örgütleriyle ilişkiliyse neredeydiniz siz 14 yıldır? hesap soracaksanız niye sormadınız? bunları siz atamadınız mı? sizin hiç mi günahınız yok. tek nedeni var. 11 bin 285 öğretmen sendikalı. sendikalı olmak ne zamandan beri suç oldu bu ülkede? anayasal bir hak sendikalı olmak. en demokratik hak. 'sendika kuracaksın beni destekleyeceksin. beni desteklemiyorsan ben senin ohal'i fırsat bilip işine son vereceğim'. türkiye bir çadır devleti gibi yönetilemez. türkiye şu anda bir çadır devleti gibi yönetiliyor.

    • suçların şahsiliği diye bir kavram var. kolektif suç yarattılar. veda hutbesi'nde sevgili peygamberimiz, 'herkes işlediği suçtan sorumludur. bir kişinin işlediği suç ailesine mal edilemez' diyor. insan hakları evrensel beyannamesi'nde de yazar. birisi bir suç mu işledi, bütün ailesi, akrabaları hep beraber aynı suçtan mahkum olacak; algısını yerleştirmeye çalışıyorlar. suç işledi baba, sanık. memuriyetten atıyorsunuz. eşi memursa onu da atıyorsunuz. bir devlet kendi vatandaşını açlığa mahkum eder mi? o zaman hapishaneleri kaldırın. madem açlığa mahkum edeceksiniz hiç ekmek de vermeyin onlara. sizin anlayışınız bunu öngörüyor. sosyal devlet suçlu olsun olmasın her vatandaşının hakkını koruyan devlettir. şimdi siz masum insanları cezalandırıyorsunuz. bu cadı avı nereye kadar gidecek? yetki aldım meclis'ten, diyor. istediğimi yaparım, diyor. ohal'in de kendi hukuku vardır, kendi kuralları vardır. ama o kararların hiçbiri dikkate alınmıyor. oğlunu arıyorsun, tekerlekli sandalyedeki annesini rehin alıyorsun. buna da hukuk devleti, adalet deniyor. böyle bir anlayış olamaz.

    • 500'ün üzerinde şirkete kayyum atandı. sonra tmsf'ye devrettiler. devlet şirketleri yaşatır, batırmaz. ekonomi dediğimiz bir gerçek var. bütün iş dünyası diken üstünde. kapı çalınınca acaba tutuklamaya mı geldiler, kayyum mu, tmsf'ye mi devredileceğiz? böyle bir anlayış olamaz.

    • herkesi birden alıp aynı çuvala koyup 'hepiniz suçlusunuz' deyip işin içinden sıyrılmak mümkün değildir. bundan şikayet etmek de sizin sorumluluğunuzu ortadan kaldırmaz. 'at izi it izine karıştı' deyip konuşmak sorumluluktan kurtulmak anlamına gelmez. tam tersine olayı biliyorsunuz, ne hatalar yaptığınızın farkındasınız ama hala aynı işi yapmaya devam ediyorsunuz; anlamı çıkar.

  • 49. öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler

    marcahuasi - lima, peru: denizden 3200 metre yükseklikteki çöl platosundaki kayalarda, 10.000 yıl önce güney amerika'da kesinlikle yaşamamış olan aslan ve deve gibi hayvanların kaba çizgilerle verilmiş resimleri vardır.

    ********************

    tarxien tapınakları - malta: kullanılan blokların her biri 50 tona yakın bir ağırlığa sahiptir. hal tarxien'deki tapınak topluluğunda spiral örnekleri, hayvan kabartmaları, delik açılmış kayalar ve daha birçok eser bulunmaktadır.

    ********************

    death valley - nevada, abd: büyük bir felâket sonucu yerle bir olduğu düşünülen eski bir şehir yıkıntısı vardır. bugün bile erimiş kaya ve kumların izleri görülebilir. bir yanardağ püskürmesinin doğuracağı ısı, kayaları eritmeye yeterli olamazdı, üstelik önce binalar kavrulurdu. bugün ancak lazer ışınları bu yeterli ısıyı çıkarabilmektedir. işin garip yanı, bu bölgede bir tek ot bile yetişmemektedir.

    yeryüzünde ölçülmüş en yüksek sıcaklık, bu çölde bulunan deniz seviyesinden alçaktaki bölgede tespit edilmiştir. bu çöldeki onlarca tezatlıktan biri de irtifa konusudur. mojave çölü'nde 600 metre yüksekliğinde yerler olduğu gibi, -80 metrelik vadiler de bulunur.

    ********************

    baalbek kalıntıları - bekaa vadisi, lübnan: bir milyon kilo ağırlığındadır ve taş işlenmiştir ama insan gücüyle hareket ettirilmiş olması imkânsızdır. aynı bölgede buna benzer birkaç taş daha bulunmaktadır. bu taşlar ayrıca, insanlık tarihinde kesilip işlenmiş en büyük taşlardır. antik şehrin meydanında bulunan diğer daha küçük 3 taşın ağırlıkları 700 ilâ 1000 ton arasında değişmektedir. bugün bu ağırlıkta bir kütleyi kaldırabilmek için devasa vinçler gerekmektedir.

    ********************

    yonaguni sualtı kalıntıları ya da piramitleri - japonya: ryuku adası kıyılarında bir su altı şehri. 1986 yılında kihachiro aratake adındaki bir dalgıç, 25 metre derinlikte garip yapılar ile karşılaştı: düz duvarlar, merdivenler, sütunlar ve anıtlar, pürüzsüz teraslar, taştan heykeller ve daha birçok garip yapı...

    deniz jeologları 15 yıllık bir araştırma sonucunda yonaguni şehrinin yaşının yaklaşık 5 bin yıllık olduğunu ve 2 bin yıl önce deprem felaketiyle birlikte sulara gömüldüğünü tespit etmişlerdir.

    ********************

    callanish stones - iskoçya: 13 temel taş yaklaşık 13 metre çapında bir daire oluşturmaktadır. uzun taşlar kuzey tarafında, daha kısa taşlar güney ve batı tarafına yerleştirilmiştir. taşlar 1 ilâ 5 metre arasında değişmekte ve birçoğu 4 metre yüksekliğindedir.

    ********************

    bir katedralin dış duvarlarındaki taş oymalarda görülen astronot figürü - salamanca, ispanya: katedral m.s. 1102’de episcope de salamanca tarafından yaptırılmıştır.

    iddialara göre bu figür, 1992’deki restorasyonda oraya konulmuştur. fakat yörede yaşayan aileler ise bu astronot oymasını yüzyıllardır atalarından beri bildiklerini ve hikayesini “yıldızların adamı” olarak dinlediklerini ifade etmektedirler.

    ********************

    babil tableti - british museum, ingiltere: üzerinde geçmiş ve gelecek ay tutulmaları verilmektedir.

    ********************

    aslanlı kapı - hattuşaş, çorum: kapı adını, dışta pervaz bloklarına işlenmis iki aslan heykelinden alır (baş, göğüs, ön bacaklar). ön asya'da aslan koruma ve bezeme amacıyla sıklıkla kapılarda kullanılan bir motiftir. hattuşaş'ta da bu kapı dışında çesitli tapınakların girişinde ve kral sarayının kapılarında aslan heykelleri kullanılmıştır.

    ağzı kükrermişçesine açık, dili dışarıda ve gözleri tehditkar bir şekilde açık aslanlar etkileyici görünüm verirler. göz yuvaları beyaz kireç ve göz bebekleri koyu bir madde ile doldurulmak suretiyle belirtiliyordu.

    ********************

    menhir de kerloas - plouarzel, fransa: avrupa'nın en büyük menhiridir. bir yıldırım düşmesi sonucu geriye kalan üst kısmının parçalandığı söylenmektedir. 9.5 metre yüksekliğinde ve 150 ton ağırlığındadır.

    ********************

    efsane şehir dwarka - hindistan: kambay körfezi açıklarında 35 metre derinlikte, 24 km² lik bir alana yayılmış olan dwarka en eski şehirlerden biridir. araştırmacılara göre bu eski şehrin yaşı tahminen 5 bin yıl ilâ 10 bin yıl arasındadır. bilim adamlarını şaşırtan diğer olay ise son buzul çağında şehrin sular altında kaldığı keşfidir. buzların erimesine rağmen şehir hiç bozulmadan olduğu yerde kalmıştır.

    hikayeye göre lord krishna'nın göz alıcı altın, gümüş ve bilimum değerli madenden yapılan 70,000 saraydan oluşan bir şehri vardı. şehir, zenginlikleriyle ünlüydü ancak lord krishna'nın ölümünden sonra dwarka denize batmaya başladı ve kalıntılar şu anda denizin yaklaşık 39 metre dibinde konuşlanmış durumdadır.

    ********************

    ganghwa dolmenleri - güney kore: taşların ağırlığı 300 ilâ 600 ton arasında değişmekte ve bu şekilde birçok taş blok bulunmaktadır.

    ********************

    angkor wat - kamboçya: siem reap kentinde yer alan, kral ii. suryavarman adına yapılmış bir tapınaktır. dünya kültür mirası listesi'nde yer alan tapınak 12. yüzyılda inşa edilmiş olmasına karşın günümüze dek ulaşmış nadir yapılardandır. bölgedeki tek dinsel yapı olarak göze çarpar. önce vişnu adına bir hindu tapınağı olarak, daha sonraki dönemlerdeyse bir budist tapınağı olarak kullanılmıştır. kamboçya ile özdeşleşen yapı ülkenin ulusal bayrağının üstünde de betimlenmektedir. ülkeye gelen turistlerin en çok ziyaret ettiği yerdir.

    angkor wat, hinduizm'de tanrıların yaşadığı yer olduğuna inanılan meru dağı'nı simgeleyen dağ biçimli kubbeleri ve galerili (balkon) avlusuyla kmer mimarisinin iki ana ögesini taşımaktadır. tapınağın çevresinde 3.6 km uzunluğa denk gelen kalın duvarlar ve hendekler bulunur. tapınağın dört bir köşesinde birer küçük, ortasında bir büyük kubbe bulunur.

    klasik khmer mimarisinin en ihtişamlı örneğidir. fakat angkor wat, mimari açıdan birçok gizeme sahiptir. tapınağı meydana getiren kum taşı bloklarının nasıl bir teknik kullanılarak birbirine yapıştırıldığı halen gizemini korumakta ve angkor wat'ın gerçek ismi, nasıl inşa edildiği de hala bir sır perdesi olarak kalmaktadır.

    ********************

    dolmen de menga - ispanya: 3 bin yıllık megalitik mezar höyüğüdür. ispanya’nın malaga şehrinde antuquera antik kenti yakınlarında bulunan ve 32 taş bloktan inşa edilmiş olan dolmen toplamda 180 ton ağırlığa sahiptir. arkeologlar tarafından 19. yüzyılda açılıp incelendiğinde içerisinde yüzlerce insan iskeletine rastlanmıştır.

    ********************

    ggantija tapınağı - malta: gozo adasında megalitik bir tapınak kompleksi. yaklaşık 5500 yıllık olan kompleks, dünyanın en eski dini yapılarından biridir.

    tapınakların çevresi 50 ton ağırlığında 5.5 metrelik taşlardan oluşturulmuştur. içerisinde doğurganlık ile ilgili heykeller bulunmakta ve bu tapınağın doğurganlık kutlamaları için inşa edilmiş olabileceği tahmin edilmektedir. yerel bir inanışa göre, ggantija'yı dişi bir devin inşa edip tapınak olarak kullandığı düşünülmektedir.

    ********************

    ishibutai mezarı - japonya: dikdörtgen biçiminde dizayn edilen odalarda kullanılmış olan taşların ağırlığı yaklaşık olarak 60 ilâ 75 ton arasındadır.

    ********************

    stonehenge - ingiltere: neolitik taş devri ile bronz çağı dönemleri arasında, en az 5 kademede oluşan bir anıttır. bu yapı, astronomi, astroloji, geometri, meteoroloji ve paganizmle ilişkilendirilmektedir. stonehenge adı eski ingilizcede "asılı taşlar" anlamına gelir.

    stonehenge'in çemberi bölen ve yapının girişinden geçen ekseninin yaz dönencesindeki (21 haziran) gündoğumuna doğru konumlandırılmış olması, buna karşılık, yakındaki irlanda'da yaklaşık olarak aynı zamanlarda inşa edilen newgrange anıtının kış dönencesindeki (21 aralık) gündoğumuna yöneltilmiş olması dikkat çekicidir.

    öte yandan, yapının yapılış amacı son araştırmalarla ortaya konmuştur. daha önceleri, güneş-uzay gözlemevi, güneş saati veya ufo iniş yeri olabileceği iddia edilen stonehenge, beş yüz yıl boyunca mezar alanı olarak kullanılmıştı. günümüzden beş bin yıl öncesinden itibaren mezarlık olarak kullanılan stonehenge, m.ö. 3000 yılında ingiltere’nin en büyük mezarlığıydı. gökbilimci sir fred hoyle ise işaret taşlarının dış halka etrafında hareket ettirilmesiyle stonehenge'in tutulmaların önceden tahmin etmek amacıyla kullanılabileceğini ispatlamıştır.

    bu antik yapı, londra'nın 130 km batısındadır. yapının bir benzerine rusya başkurdistan'daki uçalı buluntuları'nda da rastlamak mümkündür.

    ********************

    pumapumku - bolivya: harika ve ince bir işçilikle işlenmiş blokların birçoğunda, bir çeşit makinenin kullanıldığına dair deliller vardır.

    bir zamanlar 4 bloktan oluşan bir yapılar topluluğuydu. bölgeye dağılmış birçok işlenmiş taş kalıntısı vardır. bunların ağırlıkları 100 ilâ 150 ton arasında değişmektedir.

    ispanyollar buraya ilk ayak bastıklarında, yerliler bu yapıyla ilgili birçok ilginç hikaye anlatmıştı. inkaların bölgeye yerleşmelerinden çok daha önceleri, buralarda doğa üstü güçleri olan insanların yaşadığına, bunların mucizevi bir şekilde devasa taşları yerden havalandırıp dağlardan buralara kadar, havadan sürüklediklerine inanılmaktaydı.

    ********************

    newgrange anıtı - irlanda: m.ö. 3200 yıllarında inşa edildiği kabul edilen newgrange, irlanda/dublin yakınlarında bir anıt mezardır. henüz mısır medeniyetinin ortada olmadığı, babil veya girit medeniyetinin doğmadığı dönemde newgrange vardı. bu dönemde, dünyanın ünlü taş yapıtlarından biri olan stonehenge dahi henüz inşa edilmemişti. yapılan araştırmalar, newgrange’in sadece bir mezar olmadığını göstermiştir. bu durum, anıtı inşa eden kişilerin kapsamlı bir astronomi bilgisine sahip olduklarını da ortaya koymaktadır.

    newgrange, pek çok arkeolog tarafından teknik bir mucize olarak adlandırılmaktadır:

    yapının üzerindeki kubbe, başlı başına bir mühendislik harikası. alt tarafları ağır, üst tarafları hafif olan tek parça taşlar öylesine ilginç bir düzenle üst üste konulmuş ki, bu sayede her üste konan taşın alttakinden biraz daha dışarı çıkık vaziyette durması sağlanmıştır. bu şekilde, yapının üstünde orta kısımda 6 metre yüksekliğinde altıgen bir baca ortaya çıkmıştır. ayrıca bacanın sonunda istenildiğinde açılıp kapanan bir kapak taşı vardır.

    bu dev yapı, mühendislikten çok iyi anlayan, iyi hesap yapabilen, doğru planlama yeteneğine sahip, yük taşımacılığı yapan ve pratik inşaat bilgilerini iyi kullanan insanlar tarafından inşa edilmiştir.

    ********************

    axum dikilitaşları - etiyopya: buradaki dikilitaşlar 1700 yıllıktır. 24 metre yüksekliğinde ve 160 ton ağırlığındadır. granitten yapılmış ve 2 sahte kapıyla süslenmiştir. diğer dekorlar her tarafa bakan pencerelerden oluşmuştur. bu yapı, yarım daire şeklinde bir kısımla sona ermektedir. bu üst kısımda ayrıca metal çerçeveler kullanıldığı düşünülmektedir.

    ********************

    bitmemiş dikilitaş - asvan, mısır: bu yapı, mısır'ın en büyük dikilitaşıdır. asvan'da bulunur. 42 metre yüksekliğinde ve yaklaşık 1186 ton ağırlığındadır. arkeologların tahminlerine göre dikilitaşın yapımı esnasında çatlak meydana gelmiş ve firavun eserin yapımını yasaklamıştır. bu yüzden dikilitaşın bitirilemediği tahmin edilmektedir.

    ********************

    tlaloc heykeli - meksika: aztek yağmur tanrısını simgeler. bu heykel bazalttan yapılmış ve ağırlığı yaklaşık 168 tondur.

    ********************

    göbeklitepe - şanlıurfa: yaklaşık 6 bin yıllık olduğu tahmin edilen göbekli tepe dünyanın bilinen en eski kült yapı topluluğudur. şanlıurfa’da 1963 yılında bulunan yapının en büyük özelliği, t şeklinde 12 dikilitaştan oluşması ve dikilitaşların arasının taş duvarlar ile örülmüş olmasıdır. karmaşık yapı içerinde kilise gibi dini yapılar tespit edilmiş, dikilitaşların üzerinde insan, kol, bacak, şekiller ve çeşitli hayvanların resimleri bulunmuştur.

    ********************

    olmec taş kafaları - meksika: aztekler ve mayalar gibi olmecler de tarihte önemli yer tutan kültürlerden biridir. olmec kültürü milattan önce 200-400 yılları arasında meksika kıyılarında var olmuştur. çok değerli sanatçıları ve heykeltıraşları olan bu uygarlık zamanında birçok heykel, maske ve steller yapılmıştır. en ilginç sanat eserleri ise dev taş kafalardır. taş kafalardaki afrikalılara benzeyen yüz tipleri günümüzde birçok bilimsel topluluk arasında tartışmalara neden olmaktadır.

    tonlarca ağırlıktaki bu taş kafaların ne amaçla yapıldıkları ise hala gizemini korumaktadır.

    ********************

    tiwanaku - bolivya: inka öncesi kültüre ait önemli harabelerin yer aldığı, deniz seviyesinden 4.000 m yükseklikte bulunan küçük bir şehirdir. günümüzde yapılan bazı araştırmalar bu uygarlığın en eski kentinin 12.000 yıl öncesine dayandığını göstermektedir.

    en ünlü görülmeye değer mekanı güneş kapısı'dır. 3 m yükseklikte, 3,75 m genişlikte ve tek bir andezit bloktan yontulmuştur. kültürün yok olmasının ardından, tahminen bir deprem sonucu çökmüş ve iki parçaya ayrılmış, 1908 yılında ise yeniden doğrultulmuştur. ağırlığının 7 ilâ 12 ton arasında olduğu tahmin edilmektedir. üzerinde, ellerinde iki yılanlı asa tutan bir tanrı freski bulunur. maskeli yüzü, ışıldayan bir başlık deseni ile çevrilidir.

    tiwanaku kentinde, bu kadar çok büyük yapının dikilmiş olmasının sebepleri halen bilinmemektedir. tamamen astronomik bakış açısı ile kurulmuş bu yerleşim biriminin, dini amaçların da göz önüne alınarak inşa edildiği tahmin edilmektedir. tonlarca ağırlığında taşlar 300 km uzaklıktaki taş ocağından getirilmişlerdir.

    tiwanaku şehri, kuşaklar boyu süren bir muammadır ve fantastik köken kuramları doğuran bir avuç eski yerden biridir. bilim adamları pamuk, mısır, meyve gibi önemli ürünlerin yetişmediği yüksek, soğuk ve rüzgârlı bir yaylada büyük bir kentin nasıl gelişebileceğini sorgulayıp durmuşlardır. bu büyük merkezi yapanlar kimlerdi? bazı tarihçilerin iddia ettiği gibi güneyden gelen göçmenler mi, yoksa orada bin yıldır yaşayan asıl halk mı inşa etmişti?

    ********************

    johfiyah çakmaktaşı - ürdün: tonlarca ağırlıktaki kayaların, bu şekilde üst üste nasıl koyulduğu büyük bir gizem oluşturmaktadır.

    ********************

    dev taş toplar - kosta rika: 1930’larda kosta rika ormanlarının derinliklerinde tesadüfen bulunan düzinelerce dev taş top, bütün gizemiyle günümüze kadar ulaşmıştır. 1.5 ila 2 metre yüksekliğinde ve 16 ton ağırlığındaki taş toplardan her biri mükemmel bir şekilde yuvarlatılmıştır.

    taş topların doğal yollardan değil insan eliyle şekillendiğinin bilinmesine rağmen, kim tarafından, hangi amaçla yapıldığı ve taşlara nasıl bu kadar düzgünce şekil verildiği bilinmiyor.

    ayrıca en son keşfedilen bosna piramitlerin'de de bu taş toplardan bulunmuştur.

    ********************

    sacsayhuaman - peru: her biri 6 metreküp bloklardan oluşan duvarların yüksekliği iki insan boyundadır. blokların ağırlığı 128 ilâ 200 ton arasında değişmektedir.

    ********************

    easter island - şili: sekizinci yüzyılın başlarında paskalya adasına ayak basan avrupalı denizciler, âdeta gözlerine inanamamışlardı. şili kıyılarının 3050 kilometre açığındaki bu küçücük kara parçasının her yanına yüzlerce dev heykel saçılmış duruyordu. çelik kadar dayanıklı volkanik kayalar, tereyağı keser gibi kesilmiş; 10.000 tonluk kayalar dağlardan koparılmıştı.

    yükseklikleri 10 ilâ 20 metre arasında değişen 50 tonluk heykeller, hareket ettirilmeyi bekleyen robotlar gibi durmaktaydı. araştırmalar, heykellerin ilk yapıldıklarında şapkalı olduklarını göstermiştir; ama şapkalar bile heykellerin kökenini bulmaya yetmemektedir. şapkaların yapımında kullanılan on tonluk taşlar, gövdelerinden ayrı bir yerde bulunuyordu; üstelik gövdelere oturtulabilmeleri için metrelerce yukarıya kaldırılmaları gerekiyordu.

    çok sayıda araştırmaya rağmen bunların ne amaçla yapıldığı bilinmemektedir. tam ne zaman yapıldığı da bilinmeyen heykellerin, m.s. 1000 ilâ 1600 yılları arasında inşa edildiği tahmin edilmektedir. yine tahminlere göre bu taş heykeller yerlilerin ruhlarla iletişim kuran atalarıdır.

    taş heykeller moai diye adlandırılırlar. en uzun moai'ye paro denir ve yaklaşık 10 metre uzunluğa, 82 ton ağırlığa sahiptir. en ağır moai ise 86 tondur ve tamamlanamamıştır. eğer tamamlansaydı 21 metre uzunluğa ve 270 ton ağırlığa sahip olacağı tahmin edilmektedir. moailerin boyları yaklaşık 11 metredir. ağırlıkları da yaklaşık 55 tondur. adanın doğusundaki rano raraku yanardağının tüf ve taşlarından yontulmuştur. ahu adı verilen platformlar üzerinde yerleşmiş heykeller, bakışları yerleşim bölgesini görecek şekilde yerleştirilmişlerdir.

    ********************

    caucasia dolmeni - jane valley, rusya: hobbit mağarası olarak da adlandırılan bu yapının üzerinde "ruh deliği" diye tabir edilen bir bölme vardır. dolmenler sınırlı sayıda çeşitlilik göstermektedir. taban planı kare, kesik üçgen, dikdörtgen veya yuvarlak şeklindedir. bütün bu dolmenlerin bir yüzününün ortasında giriş vardır. giriş delikleri çoğunlukla yuvarlaktır ancak kare şeklinde olanlar da mevcuttur. ön yüzde ayinler düzenlendiği düşünülen küçük bir kısım bulunmaktadır. bu yapılarda ayrıca bronz ve demir çağına ait vazolar bulunmuştur.

    ********************

    loire dolmenleri - fransa: en ilgi çekici antik kalıntılardan biridir. bu yapı, arkeologlara göre tam bir sır küpüdür. çünkü burada ya da bunların içinde bir zamanlar birilerinin yaşadığına dair hiçbir iz yoktur. hatta yakınlarında bile bir kültüre ait hiçbir şey bulunamamıştır. ne amaçla yapıldıkları ve kimlerin yaptığı bilinmemektedir.

  • 50. kim jong-un hakkında şaka yapmanın yasaklanması

    ailenin yüzünden de görüleceği üzere zaten şaka yapılabilecek bir ortam olmadığından gereksiz bir yasaktır...