bekçilerin 10bin lira aldığı ülkede 33bin para değil öncelikle.
ve becerebilseydiniz siz de okusaydınız keşke halkın parasıyla, tutan yoktu.
ha ama siz halkın parasıyla okumayı değil başka şeyler yapmayı tercih edenlerdensiniz gerçi, pardon..
Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.
Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.
Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.
Sozlock Ekibi
Ekşi Sözlük Debe Listesi
-
1. doktorların hükümetten 33 bin lira maaş istemesi
-
2. süper lig tarihinin en sansasyonel 3 transferi
benim için ariel ortega. adam maradona nin veliahtıydı geldiği dönemde.
edit: veliaht kelimesine takılanlar olmuş. şöyle söylim. kendisi maradona dan sonra messi den önce arjantin milli takımının 10 numarasıdır. -
3. hekimsen'in grevleri bitirmek için 3 talebi
doktor teker teker damar, sinir dikiyor, 15 saat ameliyat yapiyor mesela. hani o “nasil el cerrahi yok!” diye aranan doktor. talebi de, bu adam bi zahmet asgari ucretin 6 kati maas alsin. hatta bence, 6 katinin fazlasini da alsin.
sonra sozlukcu gelmis “hazreti doktor benim mayisimdan fazla alsin” falan diye dalga geciyor.
bu ulkenin insanina yaranamazsiniz doktorlar. 25 sene okuyup asgari ucret alacaksiniz, cunku onlar oyle istiyo.
doktor doktor diye aranin siz, doktorsuz kalin.
edit: aile hekimi de asgari ucretten kat be kat fazlasini hakediyordur, evet. aile hekimi dediginiz birinci basamaktir, onleyici tiptir, sevk sisteminin basidir (tabii bizde sevksiz uzman, profesor gormek seklinde isliyo sistem, aile hekimlerine kiymet verilmiyo maalesef ). aile hekimi de kiymetli, cerrah da. biri asgari maasin 8 katini alir, biri 12 katini alir atiyorum, bence hepsine eyvallah.
edit 2: kotu ornek, ornek degildir. "ogretmenin de maasi dusuk", "muhendis de asgari ucretin 2 kati kazaniyo" diye doktorlara saldiramazsiniz. onlarin da maasi yukselsin, onlar da haklarini savunsunlar, hatta ekonomi duzelsin, enflasyonu konusalim, eyvallah. hakkini savunan meslek grubu gorunce akliniza kendi hakkinizi savunmak gelmeli, savunan gruba saldirmak degil. doktorlardan ilham alacaginiza, hinclaniyorsunuz. -
4. bodrum'da gelen 27 bin liralık hesap
muhabir: bu 27 bin liralık hesap hakkında ne düşünüyorsunuz?
aç köpek: bodrum şartlarında gayet normal bence, abartılıyor yani. 27 bin lira çok büyük bir para değil öyle bir yer düşünüldüğünde.
muhabir: cebinizde şu an kaç para var?
aç köpek: bozuklarla beraber 26 lira. -
5. tipik almancı davranışları
almanya’da beraber iken türkçe konuşan iki alamancının türkiye’de ise almanca konuşması…
-
6. 14 temmuz 2022 türkiye cds'inin 900'ü aşması
arkadaş sen liseli bir iett emeklisine ülke teslim ettin mi?
sen jetfadıl denilen yüzyılın tokatçısına milletvekilliği verdin mi?
sen vasfı sadece minderde güreşebilmek olan diploma sahtecisine banka yönetim kurulu teslim ettin mi?
sen iktisat mezununa anayasa mahkemesi teslim ettin mi?
sen 2+2 kaç eder bilmeyen körcahile (yeliz) milletvekilliği verdin mi?
sen bakara makara sallarım diyen şerefi satılığa önce bakanlık, sonra büyükelçilik verdin mi?
sen oğlu yaşında adamın önüne yatmaktan (oldu olacak birde domalsaymış) gurur duyan boyunsuza milletvekilliği ve bakanlık verdin mi?
sen ecdadına, atasına lanet okuyan sünnet çocuğuna diyaneti teslim ettin mi?
sen soytarının önde gidenine ankarayı 25 yıl teslim ettin mi?
sen özelleştirme denilen şerefsizliği “babalar gibi satarım” diyerek pazarlayan, nalları dikmiş bir vatan hainine bakanlık verdin mi?
sen, seni yönetsin diye bakkal bile yönetemeyecek bu kadroyu bile isteye, kuşkadar beyninle avrupa amerika seni kıskanıyor sanarak seçtin.
eee ne bekliyordun? cds 100 mü olacaktı? saf mısın mal mısın bilemedim… -
7. insan nereye aittir
insan hiç bi yere ait değildir. ancak bunun sorgusunu hayatı boyunca yapar ve bulunduğu yer için daima bilinçaltında şüpheler barındırır. dolayısıyla da aidiyet duygusunu hiç bi zaman tam olarak hissedemez
-
8. 15 temmuz demokrasi ve milli birlik günü
şunu çok iyi biliyorum eğer bu girişim başarılı olsaydı şu an millete fetöcü, hain diyenlerin hemen hepsi hocaefendilerine övgüler düzüp, cumhurbaşkanına hakaretler yağdırıyordu. sizin gibilerin tıynetini çok iyi biliyoruz. biz ise her zaman göte göt diyorduk.
(bkz: fetö'ye yıllar önce de fetö diyebilmiş kişiler) -
9. ev fiyatlarının düşeceği gerçeği
lan bak ev fiyatları düşer veya düşmez ayrı konu ama şu tür başlıklara gelip de hiçbir bok bilmeyen, cahil kafasıyla , aç karnıyla " bu ülkede hiçbir şeyin fiyatının düştüğü görülmemiştir " klişesini yazanları yakalayıp sikmenin bir yolunu bulmak lazım yoksa bu insanlar bitmeyecekler! şunu yazmayın artık!
yaşım 40 civarı ama bu ülkede 2 kere ciddi ev, araba fiyatı düştüğünü gözlerimle net gördüm, her yerde internette bilgisine de ulaşılabilir:
1- 2009 yılı bahar aylarıydı otomobilde ciddi ötv indirimi yapıldı ve sıfır otomobiller çok ciddi fiyat düşüşü yaşadı, kapış kapış gitti bayilerdeki otomobiller.
2- 2012 ve 2015 yılında benim ve yakınımın aldığı iki ev 2020 yılına kadar dolar bazında çok ciddi değer kaybetti ki bunu sözlükte yazan çok. ha sonrasında bu krizle değeri tekrar arttı ve aldığımız fiyata geldi ama o arada satış zorunlu olsaydı dolar bazında düşük yani zararına satılmış olacaktı. kısacası fiyatı bal gibi düşmüştü. üstelik bahsettiğim evlerin de biri ankara'da biri istanbul'da.
o yüzden o hiçbir bok bilmeyen iq yoksunu boş insanlara sesleniyorum, ev araba başlıklarına gelip "bu ülkede hiçbir şeyin değerinin düştüğü asla görülmemiştir" yazmayın. düştüğü dönemler oluyor!! bu sefer düşer mi bilmem ama düştüğü oluyor! -
10. kim min-jae
vitor pereirayı sportif direktör yap, yaslan arkana para saymaya başla. t.direktörlüğü tartışılır ama tam bir topçu turnusolu
-
11. anın fotoğrafı
ankara'da dolunayın o muhteşem görünüşü
-
12. 15 temmuz 2022 doktorların tepemize çıkması
üç gün sonra "mhrs'de randevu bılunmuyoğaaarrr" diye ağlayacak yazar tespiti.
-
13. hindistan'daki muhteşem ötesi sokak lezzeti
karnimin acikmasini aninda gecirmis sihirli bir lezzettir.
-
14. unutulup giden müzik grupları
(bkz: grup laçin)
yolda ne zaman top sakallı, demode bi' adam görsem içim burkulur kederlenirim. -
15. 15 temmuz 2022 mak danışmanlık seçim anketi
mhp %6 mı? anketi köpek barınağında yaptınız herhalde.
edit: özelden bana tehdit ve küfür yazanlar iyi dinleyin. (bkz: biz her türlü milliyetçiliği ayaklar altına aldık) bu fikirde olan partinin ortağısınız. bu tutumunuza halk arasında kıvırmak denir. köpek kulübesi bezetmesi için köpeklerden özür diliyorum. oryantal dans kursu olarak değiştiriyorum. dansçılar alınmaz umarım. gerçek milliyetçi ve vatanseverler çoktan terketti mhpyi kala kala tek ortak yanı rant bolan bir avuç kişi kaldınız farkında değil misiniz? ülkede 10 milyon mülteci var gerçek enflasyon %500 aloooooooo! -
16. 2022 kasko fiyatları
ya bu millet nasıl araba alıyor kaskoluyor arkadaşlar ben anlamıyorum hayır asgari maaşla da geçinmiyorum sağımda solumdaki insanlarla aynı gelire sahibim evi bağı bahçeyi mi satıyorlar nasıl yapıyorlar bilen biri beni aydınlatsın
hayır araba sırf külfet sırf masraf olan bir şey -
17. dut ağaçları kesilsin kampanyası
çevre kirliliğinin sebebi yere düşmüş tut tanesinin şırası değil geçtiği yerin amına koyan insan evladının bizzat kendisidir.
her yer plastik şişe, her yer maske, her yer çöp, her yeri bok götüyor. bırak dut tanesi de yere düşüp orayı kirletsin doğal bir şey olsun etrafta. -
18. müslüm dilberay ve bergen'i hala izlememiş insan
izlemediğini başlık sayesinde fark etmiş insandır. arabeski ve primcileri sevmez. izlememeye de devam edecektir.
-
19. şoförün kadın olduğunu görmeden anlamak
buraya bir sürü şey yazılmış, o yüzden aynı şeyleri yazmama gerek yok. ama bir kadın sürücü ile yaşadığım en absürd durumu anlatmak istiyorum.
bir gün sırf keyfine otostop ile aydın'dan muğla'ya gitmeye karar verdim. sağolsun bir öğretmen abla beni aldı ve yola koyulduk.
sayesinde hayatımda ilk defa böyle araç kullanan birini tanımış oldum. *
kadın araca 3 saniye gaz veriyor ardından 2 saniye gaz kesiyor. ilk başlarda araba tekliyor heralde diye endişelendim. ancak sonradan durumu anlayınca bastım kahkahayı. kadının şerit ihlali yapmadan ilerleyememesi bir kenara, pedala bile aynı oranda basmaktan aciz. sorduğumda pedala basmayı ayarlayamiyorum diyordu.
yukarıda da bir yazar kadınlar hiç yol vermiyor, diyor. *
yani kısaca bir kadın sürücüden yol vermesini beklemeyi geçtim, gördüğüm yerde kaçıyorum. aynı şeyi size de tavsiye ederim. * -
20. ulaşılan en yüksek kilo ile şu anki kilo farkı
107-67=40 yapar ve milliyetçi hareket partisinin 40. yıl dönümü ashsh kendimi tutamadım bi an :)
-
21. 15 temmuz 2022 hasköy yahudi mezarlığı saldırısı
-
22. erkeklere yakışmayan şeyler
babet çorabı giymesek mi canım kardeşlerim
-
23. 6 asgari ücret + girişe xray + saldırgana ceza
hekimler bunlari istemiyor arkadaslar; basligi acan da doktor degil zaten.
bu talepleri dile getiren hekimsen imis. haberi gorunce baktim hekimsen nedir diye, kendi websitelerinde yazana gore 2018 yilinda sosyal medya mecrasi ile bir araya gelmis bir toplulukmus. (keske toplanmasaydiniz.)
hekimler ne istiyor ben size diyeyim;
- insani calisma kosullari
- her hasta icin yeterli muayene suresi
- emeklerinin karsiligi olacak bir sabit gelir
bunlar olsa zaten kimse kimseye saldirmaz.
bunlar saglanamadigi icin kapilara xrayler, guvenlik gorevlileri vs. koyuyorlar. -
24. 15 temmuz 2022 saraçhane demokrasi töreni
20 saniye ortamı izleyince, söylenenleri dinleyince otomatikman iq düşüren tören.
-
25. mini etek giyen kadının asıl amacı
genetik kodlarında bulunan beğenilme ve takdir edilme güdüsünden kaynaklanır. bu sayede yeni nesile en iyi ve en sağlıklı genleri aktarmak için daha çok aday içinden seçim yapabilecektir.
bir şey geninizde varsa, ayıp, töre, din hak getiredir. doğanın kanunu ve işleyişi öyle veya böyle hepsini domine eder.
aynı genetik kod erkeklerde de varıdır, aynı şekilde çalışır.
bu nedenle görücü usulü evlilik, doğal seçilime aykırı bir harekettir. ortadoğu'nun bataklık olmasının önemli nedenlerinden birinin de bu olduğunu düşünürüm. -
26. çocuk büyütmenin öyle aman aman zor olmaması
ikiz babası olarak, mosmor göz altlarım, bomboş cüzdanım, inleten bel ağrım, rte yürüyüşüm, kusmuklu tshortüm, kafamda dönen ceviz adam şipşapşop şarkısı ve 2 saatlik uykumla sana iyi niyetle gülümsüyorum.
tahminlerinizin çok çok çok çok üzerinde zor. -
27. fethullah gülen'in yayınladığı teşekkür listesi
akp'nin kankası fethullah gülen'in birkaç yıl önce yayınladığı uzun listedir.
fethullah'ın grip türü bir rahatsızlığı nedeniyle ilk uçağa atlayıp pensilvanya'yı ziyaret eden ve telefona sarılıp hürmetlerini bildirenlerin listesidir.
siyasetçilere teşekkürü: görsel,
iş dünyasına teşekkürü: görsel
haber link, link, link
şu listede adı olanlar bugün kendilerinden başka herkesi fetöcü ilan edip hayatlarını karartıyor. şovunu yapıyor. ne güzel memleket lan!
akp-mhp darbe girişiminin araştırılmasını bin kere reddetti ama bugün utanmadan hala başkalarını suçlayabiliyorlar. -
28. türkiye ermenistan sınırı mayın temizliği
mayınların temizlenmesi tapu kadastro'nun yabancı ülkelerin ayağına giderek topraklarımızı satmasıyla birlikte konuşulmalı. tapu kadastro 12 ülkede şube açtı ve taşınmaz satışına başladı. (bunu kamuoyuna duyuran isim ümit özdağ oldu. görsel)
görsel
görsel
görsel
görsel
bu taşınmazları alanlar arasında ermeni asıllı rusların olduğu (ki rusya'nın en büyük azınlıklarından biri ermenilerdir) ve özellikle doğu illerimizde taşınmaz aldıkları yönünde iddialar var.
mondros'ta vilayat-ı sitte "ermeni illeri" olarak geçiyordu. ermenistan burayı batı ermenistan olarak bilir. bizim açımızdan ermeni meselesinin önemi şudur. türk heyeti lozan'a giderken iki konuda asla ama asla taviz vermemek üzere gitti. bu iki konu masaya gelirse görüşmeler orada kesilecek. ankara'ya telgraf bile çekmeden türk heyeti ankara'ya dönecek. neydi bu konular?
1- kapitülasyonlar
2- misak-ı milli sınırları içinde ermeni devleti kurulması
[bunu sevtap demirci (boğaziçi'nin namusunu kurtaran hocalardan biridir) çok güzel anlatır. hoca belgeleri yerinde inceleyip kitaplaştırmıştı. (maalesef kitabın baskısı yok. çünkü bu ülkede yayınevi terörü var)]
şimdi ermenistan sınırında mayınlar temizleniyor. bir an için düşünelim. bu illerde ermeniler konut ve arsa almaya başladılar. dolayısıyla vatandaşlık da aldılar. mayınlar da temizlendi ve toplu olarak gelip bu illerde yaşıyorlar. mesela ermenistan'a yakın bölgelerde ve türkler azınlıkta kalacak şekilde. ülkede bir karışıklık çıktı ve bağımsızlığımız tehlikeye girdi. böyle bir durumda batı bize plebisit dayatmaz mı? lozan'dan beri yangınları var adamların. biz hatay'ı halkoyu ile almadık mı?
foncu liboşlar ve etnikçi feministler "türklerde histeri var. milliyetçilik hastalıktır." diyerek aklınca dalga geçedursun, biz bu tarihi yaşadık. aynı planların uygulamaya koyulduğunu görüyoruz. -
29. torku luna şişe bira 50cl
(bkz: bi bitmediniz)
-
30. f-16 satışını yasaklayan kanunun onaylanması
her ne kadar olumsuz bir gelisme olsa da turkiye acisindan, basarili bir diplomasi ile cok kuvvetli bir kazanim iceren bir karardir. tabii halihazirdaki disisleri bunu becerebilir mi? cevabi acik. monserler olsaydi simdi bu karar sevinc icerisinde kutlaniyordu, o kesin.
karar ne diyor? turkiye yunanistan'in hava sahasini ihlal edemez. bu sekilde bir garanti vermeli.
turkiye'nin (ve turkiye ile anti-amerikancilik sebebi ile zitlasmayan bir abd'nin kabul ettigi) yunanistan hava sahasi nedir? bu sorunun cevabi biraz karmasik. soyle ki:
dunya uzerinde havasahasi ile karasulari ortusmeyen yunanistan disinda bir ulke yok. yunanistan "benim deniz sinirlarim 6 mil fakat ben hava sinirimi 10 mil ilan ediyorum" dedi. sadece turkiye degil, abd de bu karari tanimiyor. ama sadece abd degil, uluslararasi toplumda hicbir buyuk devlet bu karari tanimiyor cunku bu ege uzerindeki uluslararasi bolgeyi dramatik sekilde dusuren ve yunanistan egemenligine veren bir karar.
ornegin su haber dogruysa en son 2020'de abd bu karari tanimadigini yinelemis. https://www.cnnturk.com/…ahasi-10-mil-olamaz?page=2
dolayisi ile yunanistan'in "turkiye hava sinirlarimi ihlal ediyor" dedigi ucuslarin bazilari 6-10 mil arasindaki ucuslar. o aradaki 4 millik bolgedeki ucuslar uluslararasi topluma gore tamamen legal, cunku uluslararasi bolge. ayrica bu rusya, birlesik krallik, cin ve abd'nin uzerinde hemfikir oldugu nadir seylerden biri.
yalniz belirtelim ki, turk ucaklari yunanistan'in ihlal olarak tanimladigi sadece bu ucuslari yapmayip, gercekten de adalar (ki sadece insansiz degil, uzerinde sehir bulunan adalar) uzerinde de ucus yapip yunan sinirlarini ihlal ediyor. bu turkiye - yunanistan arasinda suregelen bir durum. iki tarafta boyle davranarak karsi tarafa gore elini kuvvetlendirmeye calisiyor.
isbu halde iken, olasi bir f16 satisi sonrasinda yunanistan 6-10 millik bolgedeki bir turk ucusunu sikayet ederse ve abd'den "orasi uluslararasi bolge" cevabini alirsa cok buyuk bir yenilgi yasar, de facto ilan ettigi 10 millik hava siniri tezi tamamen coker. sikayet etmezse de turkiye bu ucuslara devam edip, de facto durumu kabul etmedigini gostermeye devam eder.
ha, yunan sinirini asip da yunan havasahasina girmesi zaten kabul edilemez bir durum.
dolayisi ile bu karar halihazirda kagit uzerindeki status quo'nun devamini ongoruyor.
bence olumlu. -
31. doktor maaşının yarısını kazanmak zorunda olmak
hahaha bence niye milletvekillerinin maaşı ile aranda bu kadar uçurum var, ilk önce bunu düşün.
-
32. 15 temmuz'a tiyatro diyenlerin darbeci olması
şu seçimde iktidar değiştiğinde ilk yapılması gerekenlerden biri bu 15 temmuz kepazeliğinin arka planını araştıracak bir meclis komisyonu kurulması. bu fetöcü o. çocukları kimler tarafından o mevkilere yerleştirilmiş, kimlerden hangi desteği görmüş, 15 temmuz ibneliğini yapacaklarından kimlerin haberi olduğu halde göz yummuş, hepsini tek tek açığa çıkarıp canlı yayında hesabını sormalı. o zaman görürüz bu orospu çocuğu trollerin gireceği entrileri.
-
33. 15 temmuz 2. kurtuluş savaşıdır
bu beyanları ve bu beyanları verenleri bir köşeye not alıp asla unutmamamız gerekiyor. ama asla.
-
34. 15 temmuz kimin milli bayramı
yıllarca hocam hocam diye fethullah gülen güzellemesi yapıp, bir gecede fetö tü kaka demeye başlayanların bayramı.
bakın iddia ediyorum; bugün erdoğan çıksın yanlış anlaşılma oldu fethullah hoca çok muhterem bir insandır desin, aynı dakika bu yalayıcılar bunun malum yerlerini tekrar yalamaya başlamazlarsa ben de bir şey bilmiyorum.
daha 5 günlük askerin 15 kez müebbet hapis cezası almasına, boğazı kesilen askere vs. sesini çıkarmayan akp ve mhp; defalarca kez verilen "fetö'nün siyasi ayağı araştırılsın" önergelerini reddediyor.
neden reddediyorsunuz yahu aranızda fetö terör örgütüne destek verecek, fethullah'ın ülkenin her kademesinde kadrolaşacak hale gelmesine sebep olacak birileri olacak değil ya bırakın araştırılsın.
atam zamanında boşuna dememiş; "arkadaşlar, efendiler ve ey millet! iyi biliniz ki, türkiye cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. en doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır."
çünkü fethullah gibi ilkokul mezunu yarım akıllı imamın ve vb.nin zihniyetini, neler yapmak isteyeceklerini 100 yıl öncesinden biliyormuş. o yüzden kandırıldım dememiş, çünkü zeki adam. bunları cümle aleme ibret olsun diye meydanlarda sallandırmış.
bize de yazıklar olsun ki türkiye cumhuriyeti devleti şu an bu durumda. affet atam sana layık olamadık...
tanım: benim değildir. -
35. laik kesimin fetö'den nefret etme sebebi nedir
fetöyle yıllarca birlikte olup da sonra dönüp seküler insanları suçlama kansızlığı da ancak ak itlere yakışırdı zaten. fetö'nün araştırılmasını neden engelliyorsunuz o zaman a davar..
-
36. insanlık tarihinin en kötü iki senesi 536 ve 537
bir cogumuz icin karanlik caglar denildiginde aklimiza ilk gelen dönem 800 ile 1400 lerin ortasi yani ortacag gelir. veba, fakirlik, hic bitmeyen savaslar...
ama aslinda oyle degil.
ınsanlik tarihinin en kotu donemi 536 senesinin ilk aylari ile 537 senesinin son aylari yani yaklasik 20 aylik bir dönem. tam anlamiyla karanlik cag da diyebilecegimiz bir tuhaf zaman dilimi.
20 ay boyunca gunesin olmadigini dusunun. 20 ay boyunca yari karanlik bir dunya da yasiyorsunuz. gunes olmadigi icin tarim bitiyor, aclik had safhada.
kuresel isi dusuyor. o zamanlarin istanbuluna yaz ortasinda kar yagiyor. hem de oyle bir iki dakikaligina serpistirmiyor 3 gun boyunca kar firtinasi ile bogusuyor bizans.
cin ile misir da ayni durumda, avrupa ise daha da bitik.
bugun ırlanda, almanya, fransa olan bolgeler bu doneme "times of the bad breads" diyor.
ve tum bunlar krakatoa ve ilopango yanardaglarinin 5 ay arayla patlamasi ile olusuyor.
tum dunya yaklasik iki sene surecek kalin bir toz tabakasinin altinda yasamak zorunda kaliyor.
aclik yuzunden kanibalism basliyor. kucuk kasabalar biraz daha buyuk kasabalar tarafindan sadece biraz daha bugday bulabilmek icin yagma ediliyor.
kuzey de feodal krallar fakir halktan hergun rastgele birini secip karinlarini doyuruyor arta kalan kemikleri ise yine fakirlere atiyorlar. o fakirler arasinda muhtemelen biraz once yenilen kisinin esi ya da cocuklari da var...ama aclik insanlari bu duruma getiriyor.
dramatize ettigimi dusunuyorsunuz ama sahiden de tum bunlar yasaniyor.
bizans'li tarihci procopius gunlugune " bugun 18. aya girdik, gunes hala dunya yi ay isigi kadar aydinlatmakta" diye not dusuyor.
bizans imparatoru 1. justinian bir yasa ile 537 de imparator olur olmaz kanibalizmi yasakliyor.
ama alinan hicbir onlem aclik ceken insanlari durdurmaya yetmiyor.
roma imparatorlugunda binek hayvani kalmiyor. 537 senesinin ilk aylarinda imparatorluk ahirlari ac roma halki tarafindan yagma ediliyor. ne imparator ne de askerler hic birsey yapamiyor.
bu donemde 18 ay boyunca gunes isigindan hic yararlanamayan insanlik "d" vitamini eksikliginden de muzdarip olmaya basliyor. normal bir sekilde attan inen bir erkek bacagini kirabiliyor. sakat kalan insanlarin ise hic sansi olmuyor. sakat kalanlar saglamlar tarafindan gida olarak gorulup ölduruluyorlar.
yine d vitamini eksikliginden kel insan sayisi artiyor. dogan her 10 bebekten sekizi rasitizm hastaligi ile dogmaya basliyor.
ekonomik olarak tuhaf gelismeleri de pesinden getiriyor bu donem. ınsanoglu uzun zamandir ilk defa paranin yenemeyecegini anliyor. kimse altin ya da zumrutun yuzune bakmiyor. ucretler bugday, yumurta, kurutulmus et gibi gida urunleriyle odenmeye baslaniyor.
dunya nufusu 535 senesinde yaklasik 190 milyon. 537 senesine geldigimiz de bu sayi yaklasik 100 milyona dusuyor.
ve bugun yasanan ya da gecmiste yasadigimiz bir cok felaket 536 ile 537 senelerinin karanligi yaninda gulluk gulistanlik kaliyor.
ılgilenenlere link
https://www.researchgate.net/…t_century_perspective
https://history.fas.harvard.edu/…e_mag_re_ad536.pdf
https://www.science.org/….1126/science.362.6416.733 -
37. ateizm eşiğindeki gençlere tavsiyeler
bir üstteki bilim canavarı ve türkçe katilinin ateizme karşı olması bile doğru yolda olduğunuzun kanıtıdır. (bkz: evrende ki herşey tesadüfi oluştu??)
(bkz: kaostan kozmosa giden yolu legolarla çürütmek)
(bkz: safsata)
tavsiye: eşiği bir an evvel geçmeye çalışın.
edit: çokça mesaj gelmeye başladı. bana mesaj atmadan önce tesadüf kavramının ölçekle doğrudan ilgili bir kavram olduğunu ve bizim ancak insanın yer-zaman ölçeğinde olayları tesadüf olarak değerlendirebildiğimizi anlamaya çalışın. bizim için tesadüf olan şey kozmos için olağandır. rastgele olan her şey tesadüfen olmamıştır. 10 senedir görmediğimiz arkadaşımızı yolda görmemiz tesadüftür. dünya 100 metreküplük bir b-612 olsaydı ve orada arkadaşımızla karşılaşsaydık buna tesadüf diyebilir miydik? evrendeki rastgelelik bizim 70 yıllık ömrümüzle algılayabileceğimizden çok daha büyük. her şeyi dinlerin yaptığı gibi insan odaklı düşünmek yerine bizim evrende çok çok küçük bir detay olduğumuzu kabullenebilecek egosuzluğa eriştiğinizde bu sorunlar kendiliğinden ortadan kalkacaktır.
tesadüf kavramıyla ilgili ileri okuma için evrim ağacı yazısına göz atabilirsiniz.
edit 2: summerof69 isimli yazar üstteki yazarın verdiği lego örneğine benzer, virüslerin cansız moleküllerden kendi kendine oluşma canlandırması (demonstration) deneyi videosu gönderdi. evrendeki parçacıkların, enerjinin ve zamanın insan ölçeğine uygun hale getirilmesiyle yapılıyor deney. bunun sadece bir benzetme ve reprezentasyon olduğunu unutmayın. teşekkürler. -
38. 82 yaşındaki babanın bakıcılık yapmaya başlaması
babamın adı celal. 82 yaşında, tapu kadastro emeklisi. ankara refik belendir sokakta 25 yıldır tek başına yaşıyor. allah'a şükür sağlık sorunu yok. aynı semtte yakın oturduğumuz için eşimle değişmeli olarak evine gider geliriz. eşim ve ben son yıllarda iş yoğunluğu nedeniyle kendisiyle ilgilenemiyoruz. hem refakat, hem de yaşının elvermediği beslenme ve ev işi konularında yardımcı olması için mahalle gruplarına ilan çıkmıştık. 2 referanslı görüşmemiz oldu ama anlaşamadık. nasıl yapalım, nereye başvuralım derken telefonum çaldı ve bakıcılık yaptığını söyleyen bir kadın görüşmek istedi. bir an önce çözüme ulaşmak adına kendisine babamın evinin adresini verip beklemeye başladık.
babam odasından "ben evde kimseyi istemiyorum, elli kere söyledim. rahat bırakın beni." diye söylenirken kapı çaldı. kapıyı açtım. karşıma 70 yaşlarında, başında yazması, yeşil bakan, kilolu, güleç, apartman demirlerine tutunmuş zar zor nefes alan bir teyze çıktı. yanlış geldi herhalde dedim; "merhaba teyze. kime bakmıştın?" eliyle bir dakika işareti yapıp nefesini topladı ve "sen reha mısın?" diye sordu. evet dedim, buyrun. "telefonda konuşmuştuk. mahallede söylediler. taa dışkapı'dan geldim." hoş geldin deyip hemen içeri aldım. su istedi, içti. bütün evin havasını uzun uzun çekip kendine geldi. eşim bana, ben eşime şaşkın şaşkın bakıyoruz. babam içeriden "kim o? yine başka suratsız bir karı mı getirdiniz?" diye bağırarak bütün sessizliği bozdu. teyzeden geriye kalan havayı utançtan ben çektim. eşimin suratı şaşkınlıktan korkuya geçti. teyzeye baktım ki gülüyor. benim açıklama yapmama fırsat vermeden "ben bu domuzlara alışkınım, bırakın söylensin." dedi. işte bu andan sonra evde kimseye yetecek nefes kalmadı. babam hiç tanımadığı bir kadının kendisine domuz dediğini duydu mu? duysa, çıkıp gelse ne olur? gibi şeyler düşünürken, eşim araya girdi:
"isminiz ne teyzecim?"
"aynur."
"aynur teyze siz bakıcı başvurusu için mi geldiniz yani?"
"taa dışkapı'dan hem de."
" kaç yaşındasınız?"
"76."
"yanlış anlamayın ama siz bakıcı olacak değil, bakılacak yaştasınız."
"keyfimden değil ya kızım. bu yaşta bu işe ya mecnun gelir, ya muhtaç."
eşim susup bana baktı; ben aynur teyzeye, aynur teyze de başını kaldırıp arkama. kafamı bir çevirdim ki babam da odasından çıkmış aynur teyzeye bakıyor. korkunç bir manzara; suratsız karı ve domuz herif nefretle birbirine bakıyor. hoş, aynur teyzeyi göremedim. şimdi bile düşününce eminim nefretle değil, muzır bir şekilde gülerek bakıyordu babama. babam tek söz etmeden odasına geri gitti.
"peki siz daha önce böyle bir iş yaptınız mı?"
"taa dışkapı'da hem de. yıllarca yaptım. ben kendimi bildim bileli bakıcıyım. anam beni bakmaya diye doğurmuş sanki; önce kardeşime, sonra babama en sonunda da o domuz herife. tam 35 yıldır da isteyerek, gülerek, sevgiyle baktığım tek kişi olan oğlum levent'e. ben bakıcı, oğlum da yatalak doğmuş. allahın işine karışılmaz, sanki her şeyi levent'e hazırlıklı olayım diye, oğluma iyi bakayım diye tertiplemiş. bazı bazı söylenir günaha girerim; ne gerek vardı bunca çileye? sade o domuz herif yetmez miydi? vallahi de billahi de o domuza bakan, bütün dünyaya bakar da, ah belim, vah başım demez."
bizim iş görüşmesi babamın odasından bağırmasıyla son buldu; ben aynur teyze babama nasıl bakacak, yapamaz gibi şeyler düşünürken, babam, "sor bakayım adama ne olmuş? yemiştir bu herifi, tek seferde mideye indirmiştir." diye aramıza girdi. panikle aynur teyzeye döndüm, gülüyor. babam kimseden cevap beklemeyerek devam etti, "patlıcan yemeğini güzel yapabiliyor muymuş? geçen seneki patlıcan diye getirip çamur koyardı önüme." bütün bu olanlar aynur teyzenin işe alındığı anlamına geliyordu. çünkü eski çalışanlar, babamın kendileriyle hiç konuşmadığını söylerdi.
kendimi bildim bileli babam sert mizacını, inadını hiç bırakmadı. annem anlatırdı, bir gün pursaklar'da sahada çalışırken o bölgenin muhtarı babama "pafta suratlı!" demiş. itiş kakış derken, dönmüş daireye. muhtara gülen bütün mesai arkadaşlarıyla sohbeti muhabbeti kesmiş. annem öldü öleli de bu özelliklerinin yanına huysuzluğu eklendi. zaten zar zor gülen adam, hiç gülmemeye başladı. eşim ve ben aynur teyze ve babam arasındaki ilişkinin çok kısa süreceğini düşünürken, aynur teyzenin birinci ayı doldu. babam bu süre içinde hiç bizi arayıp bir şey demedi. biz aradığımızda da her şeyin yolunda gittiğini söyler kapatırdı.
işten erken çıktığım bir perşembe akşamı eve uğradım. anahtarı çevirip girdim içeri. ev buram buram yemek kokuyor. aynur teyze iş başında dedim. mutfağa bir girdim ki babam ocağın başında tencereyi karıştırıyor. "baba ne yapıyorsun?" dedim. şaşkınlıktan sesimi ayarlayamadım ve babam panikle arkasını döndü. döner dönmez de konuşmaya devam etme ihtimalime karşı eliyle sus işareti yapıp "sessiz ol aynur uyuyor." dedi.
aynur teyze uyuyor, babam da mutfakta akşam yemeğine patlıcan hazırlıyor. tablo gibi bir manzara. salona geçtik.
"baba neler oluyor?"
"bir şey olduğu yok. patlıcan nasıl yapılırmış onu gösteriyorum suratsız karıya." diye cevapladı. der demez misafir odasından aynur teyze "duydum seni." dedi. babam çocuk gibi, elini dizine vura vura gülmeye başladı. tamı tamına 25 yıl gibi suratına bakıp, ben de koyuverdim kendimi. aynur teyze kalkıp yanımıza geldi ve o da bize katıldı. babam, ben ve aynur teyze salonda kahkahalarla gülüyoruz. "yıllar sonra babamla ilk defa.." diye başlayan bir cümlem oldu: yıllar sonra babamla ilk defa karşılıklı gülüyorduk. bu dostluk üç ay sürdü. bu süre içerisinde babamı inanılmaz bir canlılık sardı. hayatına renk, derisine tazelik geldi. bundan sonraki süreçte aynur teyze üç ay sabahları taa dışkapı'dan geldi, akşamları da benimle evine geri döndü.
babam 2 hafta önce beni arayıp aynur teyzenin rahatsızlandığını ve artık eve gelemeyeceğini söyledi. "yarın işe geçerken beni de al" deyip kapattı telefonu. sabah buluştuk. nereye dedim, "taa dışkapı'ya" dedi, güldü. hiçbir şey sormadım, tamam dedim. arabadan indi, "bundan sonra her sabah beni de alacaksın." diye kapattı kapıyı, gitti.
2 haftadır her sabah babamı götürüp getiriyorum. yani aynur teyze arabadan indi, babam arabaya bindi. 82 yaşındaki babam -kendisinin tabiriyle- refikine, en yakın dostuna gidip geliyor her gün. eşim ve ben bu durumdan oldukça memnunuz. -
39. 15 temmuz 2022 ö. demirtaş'ın twitter'daki isyanı
bu adamı sadece ekşi'de açılan başlıklardan okuyup takip ediyorum.
her başlığın altında 5 yaşındaki çocuğun bildiği şeyleri söylediğini, sürekli tekrara düştüğü bahsi açılıyor.
on senedir ekşideyim bi güne bi gün sol framede görmedim ki bu adamın söylediği konular hakkında başlık açılsın altında tartışılsın. futbol, sex, alet boyu, maaş hesaplamaları çizgisinden çıkamayan adamlar sürekli bu adamı hiç bir şey bilmemekle suçluyor akuyim.
ekonomi hakkında en azından mevcut sistemden çok daha iyi olan tweetler silsilesidir.
edit : ağzına cds'yi alan mesaj kutuma damlamış, anladık herkes malum şahıs kadar ekonomist ülkede. -
40. 128 milyar doların büyüklüğünü bir örnekle anlat
saniye başına 100 dolar harcasan 40,5 yılda bitiyor :)
-
41. yaşlı evlerinde bulunan şeyler
dürülü bükülü halı. genelde yıkatılıp öyle bekletilir ki misafir geleceği zaman hemen tertemiz serilsin günlük halının üzerine. ve bir aydır, bu yaşlı evlerinin demirbaşı aklıma geldikçe gözlerim sulanıyor.
bir ay kadar önce sevgilimin babaannesinin kız kardeşi vefat etti, neredeyse 90 yaşındaydı. taziyeye gittik. evini ilk kez görüyorum. oturacak yer var diye bir odaya girdik. odada tam böyle dürülü bükülü halılar. yanında da bir dikiş makinesi. anneanneminkinden. bütün yaşlı kadın evleri mi birbirine benzer? anneannemi hâlâ boğazıma yumru oturmadan düşünemiyorum ben, bir de böyle cenaze evi olunca, haydi ben bir kötü olayım, gözlerim bir dolsun… hıçkıra hıçkıra ağlayacağım, hayır ağlayamıyorum da, “yahu sen ne alaka?” derler, kadını ömrümde beş kere görmemişim, nezaketen oradayım. sevgilim “hay allah, hiç düşünemedim kötü olacağını, getirmemeliydim seni” derken, bir vesile kenara kaçtık, azıcık ağladım, kendime geldim.
ama bir aydır o dikiş makinesinin yanındaki dürülü bükülü halıların görüntüsü gözümün önünden gitmiyor. bir halıya bakıp ağlayacağımı hiç düşünmezdim… -
42. instagram
-
43. özel jetimde ilişkiye girdim
(bkz: özel jette nezle olmak)
-
44. ömer halisdemir
islamcı hırsız hiziplerin mal kavgasında yitip giden onlarca masumdan biri.
-
45. barda 5 liraya bira içilen günler
arkadaşlarla sevgilimizle haftanın en az üç günü izmir kordon'da mekanlarda olurduk. bira gece yarısına kadar su gibi akardı. biranın yanında midye, patates, kalamar vs. kim canı ne isterse söylerdi. kimse de cebimde kaç para var diye düşünmezdi. ülke yangın yeri değildi o zamanlar. saatlerce sohbet eder, bol bol güler kahkahalar atardık.
ortamdan sıkılırsak farklı bir mekana geçer devam ederdik. gecenin sonunda bol sirkeli sarımsaklı kelle paça çorbası ya da acılı kokoreçimizi yer, sessiz sakin evlerimize dağılırdık. o zamanlar alkol kullananlara kokoinman muamelesi yapılmıyordu.
hadi biz iyi kötü yaşadık bu hayatı. kendi adıma mutlu olmakla beraber, şimdiki gençler adına üzülüyorum. gençler üniversite okuyorlar çıkıp birkaç bira içip kafa dağıtalım deseler, mekanlarda en ucuz bira olmuş 70/80 lira. kafa dağıtmayı geç bu fiyatlarla daha çok dertlenecekler.
tanım: özlenen huzurlu günlerdir. -
46. fethullah gülen
sabah akşam köpek gibi hocaefendi diye peşinde dolaşan orospu çocuklarının, utanmadan; ömrü bunlarla savaşla geçmiş ve karşılığında hapislere ölümlere rağmen boyun eğmemiş atatürkçü kahramanlara itelemeye çalıştığı dinci artığı...
ulan sizdeki namussuzluk, şerefsizlik, dansözlük dünyada kimsede yok, şeref yoksunu dönek köpekler.
rahmetli kamer genç'in ahı size yeter, boynunuza astığı namussuzluğunuzun nişanesini bir ömür çıkaramayacaksınız. orospu çocuğu siyasal islamcılar...
https://www.youtube.com/watch?v=xzrybfbggsq -
47. eski sevgiliyle arkadaş kalmak
ne arkadaş kalınmalı, ne de yeniden başlanmalıdır. eski sevgili, duştan sonra giyilen kirli dondur.
-
48. tekrar üniversite sınavına girilse yazılacak bölüm
(bkz: grafik tasarım)
(bkz: yazılım mühendisliği/bilgisayar mühendisliği)
(bkz: mimarlık)
sağlık sektörünün yanından bile geçmezdim! şimdiki aklım olsaydı… -
49. ışın karaca'nın kamuya açık alanda öpüşmesi
çoluğumuz, çocuğumuz, halamız teyzemiz, kaynımız eltimiz var. şahsın kendinden 20 yaş küçük biriyle halk içinde dodah dodağa öbusmesini gınıyoh.
-
50. enflasyonu 15 temmuz'un devamı olarak görüyoruz
başlığın tam hali enflasyonu 15 temmuz darbe girişiminin devamı olarak görüyoruz'dur. neyse, konumuza dönelim.
cumhurbaşkanı erdoğan'ın bugünkü açıklamasından bir kesittir
yahu arkadaş sebep faiz değil miydi?
sebep dış güçler değil miydi?
sebep geçmişten gelen yanlış politikalar değil miydi?
sebep gezi eylemleri değil miydi?
şimdi enflasyonun sebebi 15 temmuz mu oldu?
artık mantıklı açıklamalara bile gerek duymuyorlar. yiyen yiyor nasıl olsa..