codmother15
profili

  • history channel'in haarp belgeseli

    history channel'i kaynak olarak göstermek ile gerizekali olmak arasında bir fark yok. #149085719

    tarih ya da bilimle ilgisi olmayan saçma sapan bir kanaldır.
    zırt pırt uzaylılar aramızda, piramitleri marslilar yaptı gibi tiri viri programlar yapar.

    hatta abd'de saçma bir şey söyleyen bir insana "where did you learn that? history channel?! " denir.
    sadece aptal değilsiniz aynı zamanda da aptal oldugunuzu kabul etmiyorsunuz.

  • insanlık tarihinin en kötü iki senesi 536 ve 537

    bir cogumuz icin karanlik caglar denildiginde aklimiza ilk gelen dönem 800 ile 1400 lerin ortasi yani ortacag gelir. veba, fakirlik, hic bitmeyen savaslar...

    ama aslinda oyle degil.
    ınsanlik tarihinin en kotu donemi 536 senesinin ilk aylari ile 537 senesinin son aylari yani yaklasik 20 aylik bir dönem. tam anlamiyla karanlik cag da diyebilecegimiz bir tuhaf zaman dilimi.

    20 ay boyunca gunesin olmadigini dusunun. 20 ay boyunca yari karanlik bir dunya da yasiyorsunuz. gunes olmadigi icin tarim bitiyor, aclik had safhada.
    kuresel isi dusuyor. o zamanlarin istanbuluna yaz ortasinda kar yagiyor. hem de oyle bir iki dakikaligina serpistirmiyor 3 gun boyunca kar firtinasi ile bogusuyor bizans.
    cin ile misir da ayni durumda, avrupa ise daha da bitik.
    bugun ırlanda, almanya, fransa olan bolgeler bu doneme "times of the bad breads" diyor.

    ve tum bunlar krakatoa ve ilopango yanardaglarinin 5 ay arayla patlamasi ile olusuyor.
    tum dunya yaklasik iki sene surecek kalin bir toz tabakasinin altinda yasamak zorunda kaliyor.

    aclik yuzunden kanibalism basliyor. kucuk kasabalar biraz daha buyuk kasabalar tarafindan sadece biraz daha bugday bulabilmek icin yagma ediliyor.
    kuzey de feodal krallar fakir halktan hergun rastgele birini secip karinlarini doyuruyor arta kalan kemikleri ise yine fakirlere atiyorlar. o fakirler arasinda muhtemelen biraz once yenilen kisinin esi ya da cocuklari da var...ama aclik insanlari bu duruma getiriyor.

    dramatize ettigimi dusunuyorsunuz ama sahiden de tum bunlar yasaniyor.
    bizans'li tarihci procopius gunlugune " bugun 18. aya girdik, gunes hala dunya yi ay isigi kadar aydinlatmakta" diye not dusuyor.

    bizans imparatoru 1. justinian bir yasa ile 537 de imparator olur olmaz kanibalizmi yasakliyor.
    ama alinan hicbir onlem aclik ceken insanlari durdurmaya yetmiyor.

    roma imparatorlugunda binek hayvani kalmiyor. 537 senesinin ilk aylarinda imparatorluk ahirlari ac roma halki tarafindan yagma ediliyor. ne imparator ne de askerler hic birsey yapamiyor.

    bu donemde 18 ay boyunca gunes isigindan hic yararlanamayan insanlik "d" vitamini eksikliginden de muzdarip olmaya basliyor. normal bir sekilde attan inen bir erkek bacagini kirabiliyor. sakat kalan insanlarin ise hic sansi olmuyor. sakat kalanlar saglamlar tarafindan gida olarak gorulup ölduruluyorlar.

    yine d vitamini eksikliginden kel insan sayisi artiyor. dogan her 10 bebekten sekizi rasitizm hastaligi ile dogmaya basliyor.

    ekonomik olarak tuhaf gelismeleri de pesinden getiriyor bu donem. ınsanoglu uzun zamandir ilk defa paranin yenemeyecegini anliyor. kimse altin ya da zumrutun yuzune bakmiyor. ucretler bugday, yumurta, kurutulmus et gibi gida urunleriyle odenmeye baslaniyor.

    dunya nufusu 535 senesinde yaklasik 190 milyon. 537 senesine geldigimiz de bu sayi yaklasik 100 milyona dusuyor.

    ve bugun yasanan ya da gecmiste yasadigimiz bir cok felaket 536 ile 537 senelerinin karanligi yaninda gulluk gulistanlik kaliyor.

    ılgilenenlere link

    https://www.researchgate.net/…t_century_perspective

    https://history.fas.harvard.edu/…e_mag_re_ad536.pdf

    https://www.science.org/….1126/science.362.6416.733

  • yazarların giydiği en rahat ayakkabılar

    new balance. (zaten bir tane ayakkabim var)

  • alpay özalan'ın cem yılmaz'a ünlü bozuntusu demesi

    ılk defa ictenlikle sorabilecegim o kutsal an sonunda geldi.
    alpay özalan kim amk?

  • taksicilerin artık zarar edecek duruma gelmeleri

    beter olsunlar. neredeyse tamamina yakini yolcu begenmeyen, gidilecek istikamete gitmek istemeyen, karakter olarak bir öküzden farki olmayan, havaalani saldirisinda kacmak isteyen insanlardan üc kati para isteyen o.. cocuklaridir. zerre kadar uzulmuyorum, empati filan da duymuyorum.

  • celal şengör'ün interstellar'a zırva demesi

    senaryosunun yaziliminda 20. ve 21.yy in en onemli teorik fizikcilerinden ve black hole cosmology uzmanlarindan (belki de hawking öldugunden beri en onemlisi) biri olan kip thorne un danismanlik yaptigi bir filme sacmalik veya zirva demek, kusura bakmayin ama sadece ego sahibi olmaktan kaynaklanmiyor, boyle bir cumleyi kurmak ayni zamanda biraz haddini bilmezlikdir kanimca.
    kip thorne ve stephen hawking (ki cok yakin arkadaslardi) wormhole theory yi formule ederken hawking radiation u kesfediyorlar bu kesif bize kara deliklerin gercek oldugunu ispat eden cok onemli bir kesif.
    yine filmde kullanilan karadelik effecti thorne'un 1997 de yazdigi "gravitational lensing" formulunden yola cikilarak yaratiliyor. 2019 da the event horizon teleskopunun ilk defa resimlemeyi basardigi kara delik fotografi ise thorne 'un yazdigi formulun ne kadar isabetli oldugunun ispati. kip thorne ayni zamanda "ligo" yani "laser ınterferometer gravitational wave observatory" in kurucularindandir.
    uzun lafin kisasi thorne bu filmin senaryosunun bilimsel gerceklige uygun olmasi icin kendi ogrencileriyle bir takim kurup cok uzun bir sure calismitir. kendisi yaklasik 270 ödule sahiptir ve bu odullerden biri nobel fizik oduludur.
    bu cok onemli insanin inanilmaz bilimsel katkilari oldugu bir filme zirva demek bunaklik, haddini bilmezlik, simariklik gerektirir.

  • sünnetin yapılabileceği en ideal yaş

    yas 5. ailem benle abimi ayni sene sunnet ettirmeye karar vermis. ariyorlar tariyorlar bi sunnetci buluyorlar. ısmi “galip osbik”. bildigin “osbik” diyesim geliyor ama diyemiyorum cunku kimse “osbik”in ne anlama geldigini bilmiyor. eve akrabalar yatiya dolusmus bir gece onceden. gece oldugunda son bir kez daha oncesinde hic ellenmemis dogala ozdes pipimle cis yapmaya kalkiyorum ama tuvalete gidemiyorum tuvaletle odam arasinda yere bir amca bir eniste sermisler. ev ev olmaktan cikmis er gazinosuna donmüs. tuvalete gidiyorum hoplaya ziplaya. boy cok kisa, kilo cok fazla. parmak uclarinda kalkinca pipim anca klozetin kenarina degiyor. ındiriyorum donumu dayiyorum pipimi klozetin kenarina, bir elimle de klozetin oturma yerini kaldirmisim cis olmasin diye onu tutuyorum.
    niye tutuyorum?
    cunku zamazingo bozuk, tutmazsan dusuyor. cisimi etmem bitiyor ve yine yere serdikleri amca ve enistelerin uzerinden hoplaya ziplaya odama dönuyorum. endiseliyim. yarin “osbik” soyadli biri beni sunnet edecek.
    ertesi gun oluyor ve sunnet vakti geliyor. annem agliyor, babam kismen gururlu ama sunnetci konusunda kaygili. kimse osbik soyadli bir adama oglunun pipisini emanet etmek istemez babam da haliyle istemiyor.
    ama artik cok gec. ben yataktayim uzerimde sunnet kiyafeti var. rahmetli kaddafi’ye benzetmisler beni. “portatif diktator” gibiyim.
    kapi caliniyor, teyzem kapiyi aciyor. gelen sunnetci galip osbik. kisa boylu, kel, gozluklu biri lakin gozler 8 numara. hubble teleskopundan hallice. bana “merhaba delikanli” diyor. oysa ben daha 5 yasindayim. “erkek olcan bugun” diye ekliyor.
    fakir oldugumuzu ilk defa o gun anliyorum. elde ki imkanlarla anca bu adami bulabilmisiz diye ic geciriyorum. kirvem amcam. gururla tutuyor pipimi. ben bakmak ile bakmamak arasinda gidip gelmeler yasiyorum..bi yanim “lan bak, bi bok olursa mudahale edersin ” diyor obur yanim” la daha 5 yasindasin ne cellalleniyon “diye atar yapiyor.

    kaldiriyor entarimi osbik. ısaret ve bas parmagiyla yokluyor pipimi. endisemin yerini bir de sinir aliyor.
    bir o yana bir bu yana ceviriyor pipimi. sanki ilk defa pipi gormus gibi hayretler icerisinde ” demek pipi dedikleri buymus” gibi bir surat ifadesi var yuzunde.

    evde ki herkes yatagin basinda osbigin pipimle oynamsini merak ve keyifle izliyor. arada “masallah” sesleri geliyor. ara ara ise “yumurtanin sarisi yere dustu yarisi” diye anneannem sarki soyluyor. ben salya sumuk agliyorum. dedem basimda aglama “anacani” diyor, dedem azeri, azer bulbul gibi konusuyor.

    osbik eline aliyor igneyi sokuyor az once oyun hamuru gibi oynadigi pipimin tam ucunun yanina. ben cigliklar diyarina gidip geliyorum. 5 yasinda ki bir cocugun edebilecegi butun kufurleri sumkure sumkure sayiyorum.

    herkes cok keyifli benim bu halime sahit olmaktan dolayi.
    “ne cok hain varmis lan ailemizde” diye ic gecirirken o buyuk an geliyor osbik cantasindan neşteri cikariyor. amcama “kirve, tut bakalim su bamyayi” diyor. millet hunharca gulerken ben pipim hakkinda ki ilk rencide edici cumleyi duyuyorum. osbik’e olan nefretim katlanarak buyuyor.

    nester elinde, ben debeleniyorum. salliyor nesteri pipime. anam anam goren de at kesiyorlar sanir. boru degil, yasli basli bir adam ailemin yardimiyla pipimi kesiyor. su mandasi gibi debeleniyorum amcamin kollari altinda. o sirada “osbik” ha siktir” diyo.
    sunnet sirasinda en son duymak istenecek cumle “ha siktir” dir ve ben bunu o an anliyorum.

    babam “noldu doktor bey?” diyor ama dokunsan aglayacak.
    osbik e doktor diyor. caresizlik onu bu denli sacmalamaya mecbur ediyor.

    sevgisun teyzem arkadan kafasini uzatmis haluk amcamla fatos teyzemin arasindan “ben goremiyorum ki”diyor.
    uzun zamandir sesi cikmayan annem gozyaslarini silerken, osbik ” biraz derin kestik galiba” diyor. amcam “lan amk biz kesmedik sen kestin” diyor. birseyler feci sekilde yanlis gidiyor…
    ben korkudan bakamiyorum” kokunden gitti herhalde” diye dusunuyorum. 5 yasinda olmanin verdigi cehalet diz boyu. “lan giderse gitsin zaten isemek disinda bi boka yaramiyo diye dusunuyorum. lakin babam osbik e “bi maraz cikarsa seni bulurum”deyince olayin isemekten ote oldugu sekilleniyor kafamda.

    osbik basladigi isi bitiriyor “merak etmeyin olmaz birsey” diyor, sevgisun teyzemin sesi en arkadan bana kadar geliyor “noldu noldu?” diye.
    babam “elinin koru oldu sevgisun”diye cikisiyor teyzeme.
    dikisler atiliyor. uzeri kapatiliyor. o zaman oyle koruyucu antibiotik kremler filan yok. ya kibrit kutusundan ya da ilac kutusundan etrafina sur duvari insaa ediliyor kesilen pipilere.
    bir sure kutu icindeki pipiyle mesopotamia tanrisi gibi dolaniyor 5-6 yasinda cocuklar etrafta.

    meryem teyze uzeri pansumanli pipime kirmizi kurdelali bir altin takarken igne pipime giriyor kenardan. ben yine basliyorum aglamaya, cektigim cile bitmek bilmiyor, meryem abla piskin piskin “hadi hadi erkek oldun bak. aglama artik ” diyor. ona da dïş bilemeye basliyorum. sonradan ogreniyorum ama kendisinin bildigin gerizekali oldugunu.

    acim hafiflemis “osbik” carsi karisabilir diye coktan tuymus. misafirler gidiyor.
    yatiyoruz kalkiyoruz sabah oluyor. babam beni isemeye goturuyor. acıyor biraz pansumanim. “hadi” diyor “aslan oglum ise bakalim”. gece yaram kanamis biraz, guzel pipimin ucunda akan kanlar kurumus. ıseyemiyorum. babam aliyor pipimi basliyor oynamaya. “hadi” diyor “dene bi daha”.
    ısiyorum…

    ısiyorum ama 4 koldan. biri sagdan akiyor bir soldan iki tane de ortadan. pipim pipilikten cikmis fıskiye olmus. babam guluyor ben guluyorum. cilginlar gibi egleniyoruz tuvalette fiskiye gibi isedigim icin.
    ıki gun gecmis pipimin uzerinde ki ilk ve son operasyonun uzerinden. ısemem lazim lakin dikisler hala duruyor. annem “kendin ise artik oglum” diyor. onlarda sıkılmıs beni ciftlik hayvani gibi sağmaktan.
    gidiyorum tuvalete indiriyorum donumu. dayiyorum pipimi klozetin kenarina. bir elimle pipimi bir elimle klozetin kapagini tutuyorum. bir ara canim yanar gibi oluyor. can havliyle kapagi tuttugum elimi pipime goturuyorum.
    klozetin kenarina dayadigim pipimin uzerine klozetin kapagi dusuyor. kapagin altinda kalan yeni sunnetli pipimde ki dikisler patliyor. kapagi kaldirmaya korkuyorum. altindan cikacak manzaranin nasil olacagi konusunda ciddi sikintilarim var.
    agliyom ama cesaretliyim..kaldiriyom kapagi..pipim ezilmis yassi bi hal almis. dikisler patlamis. her yer kan her yer de aci ve trajedi. bunlarin hep osbik denilen lavugun laneti oldugundan basima geldigini dusunuyorum.

    aglama sesime annem kosuyor. panik halinde o sirada işde olan babami ariyor ilk cumlesi “ilhan kos tolga’nin pipisi ezildi”.

    ailecek en cok kullandigimiz kelime pipi bu arada.
    annem apartmanin kapicisi huseyin amcanin kizi saziye ablayi cagiriyor. “saziye!” diyor,”git eczaneye anlat durumu merhem filan versin eczaci”. ben agliyorum. akibetim belli degil.
    saziye abla firliyor evden kisrak gibi, kosa kosa gidiyor eczaneye. soruyor eczaci “ne lazim?” diye, saziye ablam sivas’li yeni gelmis istanbul’a utaniyor pipi filan demeye, halbuki biz ailecek her iki cumlenin arasina serpistiriyoruz bu kelimeyi. ” kemik agrisi” diyor. eczaci “yeni bi ilac cikti ismi “ben gay” onu veriim diyor. aliyor ilaci yine kisrak gibi kosa kosa eve geliyor. veriyor anneme ilaci.
    annemin de ilactan hic haberi yok. “gel diyor oglum yanima”. “ılac aldi saziye ablan senin icin” diyor
    ben tavsan gibi gidiyorum yanina hoplaya ziplaya. anne ilac surecek cektigim acilar gececek.

    aciyor hala pipim. annem pipimin kenarini tutuyor bense elimle donumu ucundan tutuyorum, basima geleceklerden habersizim. ücumuz arasinda ki sessizlik endise verici.
    annem saziye ablamin getirdigi merhemi aciyor. burnuma nane kokusu geliyor. annem de kokuyu aliyor ama “olmaz bisey” deyip lokum gibi bir parcayi suruyor pipime.
    basliyor pipim yanmaya. avaz avaz bagriyorum :yaniyo yaniyo” diye. kurtuluyorum annemin elinden basliyorum kosmaya evin icinde o odadan bu odaya. pesimde annem arkasinda saziye ablam. “oglum gel yanmaz” diye bagriyo annem arkamdan.
    “lan diyorum nedir bu basima gelenler 5 yasinda bir cocugun kaldirabilecegi dert degil bunlar. sokayim erkek olmaya”

    kosarken anneme kufrediyorum
    “cok ayip!”diyor annem.
    “anneye kufur olmaz”. saziye abla yakaliyo beni arkamdan yatiriyor yere. debeleniyorum iki kadinin altinda. “ıstemiyorum ben erkek olmak ya” diye sovuyorum yuzlerine. annem durumun ciddiyetini anliyor.

    aksam babama “tolga’ya ilac surduk ama yakti cocugun pipisini” diye basliyor anlatmaya. “lan diyorum ne yakmasi sosis gibi oldu” diye geciriyorum icimden.
    “butun sulale hunharca eglenip uc gun boyunca agzima sictiniz yerden yere vurdunuz diyecegim lakin 5 yasindayim diyemiyorum. o sunnet faciasindan sonra babam beni doktora goturdu bir iki gun sonra bir maraza cikarmi diye ve iki hafta da bir de kendi bizzat kontrol etti pipimi uzun bir sure

  • duyar kasma+boş yapma+düştüm+kral+aynen

    reis, genco, efso, mezuna kalmak ve benzerleriyle uzerine nefret kustugum, kelime ve tamlamalar öbeği

  • eski sevgilinin son görüldüğü yer

    berber koltugunda! kendisi saclarimi kesiyordu.
    ön edit: yasadigim ulkede kadin erkek kuaforu ayrimi yok. eski sevgilim kuafordu.
    2. edit : erkegim
    3. edit : eski sevgilim kadindi
    son edit : lan daha ne kadar açık olabilirim.

  • türkiye'de ateizmin yükselişi

    dinde gizli diretmenin ve dini dunya islerine alet etmenin sonucudur bu. aslinda bu stratejiyle herkesi daha dindar yapacaklarini umuyorlardi lakin biraz ters tepip ateizmin cogalmasina neden oldu. oysa bıraksalardı toplumu kendi haline hersey gayet guzel bir sekilde devam edecekti. biz arap degildik ama araplastirilmak istendik. biz "benim babaannem de kapali" diyen " siz icin cocuklar afiyet olsun" diyen bir toplumduk. anadolu islam'i denilebilecek cok guzel bir denge bulmustuk ne yazik ki o dengeyi son 16-17yildir alt ust ettik.

  • uzmanlığını bir cümle ile ispatla

    bilmedigim seyler bildiklerimden cok cok fazla oldugu icin hicbir konuda uzman olmadigimi dusunuyorum.

  • 2020 baharının boşa gitmiş olması

    2020 nin sadece bahari degil bu gidisle 2/3u hatta tamami bosa gidecek. salgin hafiflese ya da iyice azalsa bile bu isin birde bizlere getirecegi ekonomik zorluklari var. ek vergiler, zamlar, issizlik, uzun bir sure devam edecek olan belirsizlik ve pesi sira gelecek kollektif depresyon, vb gibi.

  • şu anda çalan şarkı

    hayat kısa, keyfini cıkarin.

    https://open.spotify.com/…si=4vozmk3_siyxgdxthu2mqg

  • baba ile oğlunun ormanda yaptıkları küçük dağ evi

    bir baba ve oglunun kullanilmis tahtalardan dag evi yapma projesi ile ilgili icerisinde hic konusma olmayan 25 dakikalik mukemmel bir kisa film. film de duyulan sadece 2 ses var, cekic ve testere sesi . 25 dakika boyunca bu iki sesi dinlemenin bu kadar rahatlatici olabilecegini asla hayal edemezdim. cok sade amatör ama bir o kadar da samimi bir docu-real life yapiti. dogayi , kamp yapmayi ve ahsap ile ilgilenmeyi seviyorsaniz mutlaka izleyin.

    https://youtu.be/1ha4zy8xcyy

  • sözlük erkeklerinin yakışıklılık dereceleri

    mustafa keser ile mahmut tuncer arasinda bir yerlerdeyim.