allah kimseyi evladı ile sınamasın, kimse de o yetiştirdi, onun da kabahati var filan demesin, dünyanın binbir türlü hali var.
Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.
Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.
Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.
Sozlock Ekibi
Ekşi Sözlük Debe Listesi
-
1. oğlumu çöpe mi atayım
-
2. özgecan'ın babası kadar mezhebi geniş biri değilim
kızın neden intihar ettiği anlaşıldı. başından geçenleri anlatıp yardım isteyebileceği ilk insan bu kabadayı kılıklı olunca kulağına gider korkusuna intihar etmiş.
mezhebi geniş ne demek? kızın başından geçenleri söyleseydi sen mi öldürecektin? tecavüze uğramamak için mücadele edince öldürülen kızla senin durumunun ve mezhep genişliğinin ne alakası var? -
3. terör var diye 23 nisan resepsiyonunu iptal etmek
"tbmm’nin 96. kuruluş yıldönümü, ulusal egemenlik ve çocuk bayramı kutlamaları bu yıl ‘terör ve şehitler’ gerekçesiyle iptal edildi."
http://prntscr.com/ara6n8
http://www.sozcu.com.tr/…-resepsiyonu-iptal-1180617
demeyeyim diyorum ama benim bildiğim kadarıyla terör bu ülkede hep vardı, 2015'in temmuz'undan beri de epey arttı. daha 2 gün önce cumhurbaşkanıyla, başbakan bjk'nin stad açılışına katılıp şen şakrak bir şekilde top oynamadı mı? duyan da yastalar sanacak.
daha orijinal bir yalan üretselermiş keşke. kaynım hasta gibi. -
4. kılıçtar'ın konuşması bittiyse kardeşine tv'yi aç
halbuki ensar'a verseniz gül gibi yetişecek çocuk.
-
5. ben atatürk'ün çırağıyım sen hırsızların ustası
rte'nin kemal kılıçdaroğlu'na "çırak bile olamadı" demesi sonrası kemal kılıçdaroğlu'ndan gelen kontraatak. söyleyene ve söylenene bakmaksızın, güzel laf olmuş bence. recep bey ortayı açmıştı, kemal bey kaçırmadı şansı.
http://t24.com.tr/…sen-de-hirsizlarin-ustasi,335970 -
6. laikçiler neden ahlakçı kesiliyorlar sorunsalı
laikliğin anlamını dünyevilik, dünyacılık olduğunu zanneden bir kurban beyanı. hangi oğlancı evinde, hangi ışık evinde, hangi din evinde öğrettilerse sana bunu, kandırmışlar seni.
nüfus kağıdında müslüman yazmakla ahlaklı olunamayacağını öğretememişler sana.
hadi müslümanlığı öğretemediler, hiç olmazsa "de" - "da" eklerini öğretselermiş, onu da öğretememişler.
sonuç; laikliğin ne olduğunu bilmeyen, ahlakın ne olduğunu bilmeyen, müslümanlığın ne olduğunu bilmeyen, türkçeyi yazıp okuyamayan kindar nesil. bir ülke böyle çökertilir işte, topa tüfeğe gerek yok.
düzeltme: imla -
7. gökhan caner ve mehmet 1 haziran'da beşiktaş'ta
(bkz: fm'de kaçıncı sezondasın)
-
8. hamza hamzaoğlu enteresan şekilde istekliydi
aşırı şerefin yan etkileri ile söylenmiş manidar sözler de kime diyorsunuz adamlar buna da bir savunma getirir; şeref, namus, gurur, falan filan.
-
9. ilkokulun ilk gününden akılda kalanlar
ılk dersin teneffus zili caldiginda dersler bitti sanıp eve gitmek. o kafayla iyi hayatta kalmışım yeminle.
-
10. hapishane tuvaletinde silah bulan mahkum
ahmet kaya'nın zamanında helada unuttuğu tabancayı bulan mahkumdur.
şimdi taşlar yerine oturdu. -
11. 12 nisan 2016 marmaray'ın raydan çıkması
marmaray'ın aslında tam olarak marmaray olmamasından kaynaklanan hadise.
marmaray niye aslında tam olarak marmaray değil? çünkü marmaray'ı seçim öncesi açabilmek için projenin geri kalanının(marmaray cr3) ismini (istanbul banliyö hattı) değiştirerek, sanki şu 4 duraklı sisteme marmaraymış gibi açılış yaptılar.
filmlerde görürsünüz, her raylı sistemler projesinde ana kontrol merkezi vardır, uzay istasyonu gibi donatılmıştır, otomasyon işlemleri buradan gerçekleşir. işte bu sistem marmaray cr3'i ile beraber yapılacaktı.
işte 4 istasyonlu haliyle açabilmek için geçici bir çözüm yaptı dhl, gecici kontrol merkezi kurdu. her gecici iş gibi, bu kontrol merkezi de 6 ay-2 sene için kurulmuştu. fakat anlaşılan kullanımı kalıcı oldu.
benim şahsi kanaatim, bu kontrol merkezinde problem var. fakat haber alma hürriyetimizin kısıtlandığı ülkemizde kimsenin bunu araştıracağını zannetmiyorum.
zaten 2-3 saate yayın yasağı getirirler. -
12. paralele teslim edecek partimiz yok
devlet bahçeli'nin mhp'de son yaşanan gelişmeler sonrası, grup toplantısında sarfettiği sözdür.
ustasından birşeyler kapmışa benziyor...
kaynak -
13. 12 nisan 2016 fenerbahçe real madrid maçı
kostas sloukas yıllardır o nefret ettiğimiz, iğrendiğimiz orospu çocuğu yunan basketbolcular gibi bi' maç çıkarıyor. topu alıyo, taşıyo, iöeri giriyo, sayı buluyo, asist olacak toplar indiriyo ve bunların hepsini gevşek gevşek yapıyor. aman nazar değmesin.
edit: yavaş yavaş çizgiye de gelmeye başladı. ooo tam bir orospu çocuğu maşallah. -
14. taciz ve tecavüzde kadın beyanı esastır
bu tartışmanın kabataş rezaleti sonrası tekrar açılmamak üzere kapanması gerekiyordu.
hala pişkince çıkıp savunanlar var.
o halde birkaç örnek verelim.
yalnızca son 1 yılda medyaya yansıyan olaylardan bazıları:
- aldatan sevgilisinden intikam almak için tecavüz iftirası atan 16 yaşındaki kız
- club'da adamdan yüz bulamayınca tecavüz iftirası atan kadın
- kadın rüyasında gördü diye tecavüzden 28 yıl hapis yatan adam
- tecavüz oranlarındaki sürekli düşüşe rağmen sahte suçlamalardaki %1483 artış
- tecavüzle suçlandıktan sonra intihar eden 17 yaşındaki genç
- sahte tecavüz suçlamasıyla okuldan atıldıktan sonra 245,000$ tazminat kazanan öğrenci
- ilgi istediği için 17 yaşındaki çocuğu tecavüzle suçlayan 21 yaşındaki kadın (tabii ki ceza almamış)
- tazminat için güvenlik görevlisini tacizle suçlayan kadın (o da ceza almamış)
- hoşlandığı çocuk kendisine yüz vermeyince toplu tecavüz iftirası atan öğrenci
- reşit olmayan çocuklarla ilişkiye girdikten sonra kendilerine tecavüz iftirası atan kadın (savcı da çocukları suçlamış)
- tecavüz suçlamasıyla okuldan atıldıktan sonra kendisinin tecavüze uğradığı ortaya çıkan öğrenci
- sevgilisini tecavüzle suçladıktan sonra üç ay boyunca kendisiyle seks yapmayı sürdürdüğü ortaya çıkan manyak kadın
- bdsm ilişkide safe word'e riayet ettiği halde tecavüz suçuyla okuldan atılan öğrenci
- mahkemede aklandığı halde tecavüzle suçlanıp okuldan atılmaya çalışılan öğrenci
- sahte kanıtlarla tecavüz iftirası attıktan sonra fitbit kaydıyla yalan söylediği fark edilen kadın
- sahte tecavüz suçlamasıyla 200,000 sterlinlik şantaj yapan sekreter (tabii ki o da ceza almıyor)
- 10 yılda 11 sahte tecavüz suçlamasında bulunduktan sonra nihayet ceza alan kadın
- oğluna tecavüzcü iftirası atılınca anyayı konyayı gören feminist kadın
- daha bir hafta öncesinden: parkta cinsel saldırıya uğradıklarını iddia ettikten sonra yalan söyledikleri ortaya çıkan 12 ve 13 yaşındaki kızlar (her zamanki gibi ceza yok)
- son olarak yurdumuzdan bir örnek: sokak ortasında arkadaşını döven kızı ayırıp kameraya çektiği için kızdan önce dayak sonra tacizci iftirası yiyen adam
- ve çok daha fazlası
özellikle dikkat çekmek istediğim iki haber daha:
1. http://www.washingtonexaminer.com/…/article/2587732
bugün feminist manyaklığın üniversiteleri ele geçirmiş olması sonucu abd'de tecavüz suçları artık polisle, savcılıkla, mahkemeyle ve adalet kurumlarıyla değil üniversitelerin kendi uyduruk kanguru mahkemeleriyle çözülüyor. örneğin james madison üniversitesi'nde okuyan iki öğrenci arkadaş ortamında tanıştıktan sonra aynı gece ilişkiye giriyorlar. ertesi gün mesajlaşıp tekrar ilişkiye giriyorlar. birkaç gün sonra kadın adamın odasına gittiğinde başka bir kadın görüp çıkıyor. sonrasında iki kere daha seks yapıyorlar ve iki taraf da bunları kadının başlattığını kabul ediyor. aylar sonra kadın adamı tecavüzle suçluyor. adam kendisini suçlayan kadının kim olduğunu epey süre öğrenemediği gibi isteği dışında başka bir yatakhaneye aktarılıyor. nihayet suçlamaları görebildiğinde ise kopyasını almasına izin verilmiyor. kadın ilk buluşmalarında içkili olduğu için rıza gösteremeyeceğini ve dolayısıyla tecavüze uğramış sayılacağını iddia etse de kadının bir arkadaşı bunu yalanlıyor.
üniversite paneli adamı suçsuz bulduktan sonra kadın kararı temyiz ediyor. bu sefer adamın ne yeni kanıtları görmesine ne de duruşmaya katılmasına izin veriliyor. bu yeni "kanıtlar" güya kadının arkadaşını haksız çıkarmasına rağmen bu arkadaşın ifade vermesine veya kendini savunmasına izin verilmiyor. sonrasında adam suçlu bulunup 5.5 yıl boyunca üniversiteden uzaklaştırılıyor.
2. https://en.wikipedia.org/…sebert_v._lukasz_gottwald
şarkıcı kesha 2011 yılında görülen bir davada verdiği yeminli ifadede prodüktörü dr. luke'ün kendisine taciz ve tecavüz ettiği iddialarını reddediyor, adamın kendisine herhangi bir cinsel yaklaşımda bulunmadığını söylüyor. yıllar sonra bu ifadesini birden değiştiriyor ve ilişkilerinin başından beri adamın kendisine cinsel, fiziksel, sözlü ve ruhsal saldırılarda bulunduğunu iddia ederek kontratının iptal edilmesini istiyor. lady gaga'sından taylor swift'ine kadar cümle alem kesha'ya destek yağdırıyor. sony kontrat iptalini kabul etmiyor ancak kesha'ya başka bir prodüktör ayarlıyor. ortada en ufak bir kanıt kırıntısı yok. haliyle iddialar mahkemede reddediliyor. feministler kuduruyor.
feministlerin hayalindeki dünyada binlerce yıllık temel hukuk kaidelerini çöpe atıp kadın ne derse inanmamız gerekiyor. peki kadın veya erkek kim böyle bir dünyada yaşamak ister? kız arkadaşının canını sıktı diye tecavüzle suçlanıp yıllarca hapis yatacağını, aklansa bile toplumun gözünde her zaman suçlu kalacağını bilen erkek bir kadına ne kadar güvenebilir? ne kadar sağlıklı bir ilişki kurabilir?
sırf "bana tecavüz etti" diyerek yasal sorumluluklarını üzerinden atabilecek bir kadınla ciddi iş anlaşması yapmayı kim göze alır? eşşek gibi çalışacak erkek dururken "ben yıllarca ücretli izin alıp kariyerime ara vereceğim ama siz bana maaş ödemekle kalmayıp terfi de ettireceksiniz" diyen kadını (ayrı başlıkta tartışırız) kim tercih eder? bugünkü feminizm erkekleri harcamak pahasına hayatta başarılı olamamış bir grup kadına gerçekten çıkar sağlıyor. ancak kendi ayakları üstünde duran, çalışan, didinen ve kendilerini var etmeye uğraşan kadınların toplumda ve iş hayatında kabul ve saygı görmesini, yalnızca erkeklerin değil kadınların da eşit ve adil bir dünyada yaşamasını engelliyor.
üçüncü nesil postmodern feminizm yalnızca nefret dolu, akılsız, mantıksız, bilim inkarcısı ve gülünç değil, aynı zamanda insanlığın, adaletin, eşitliğin ve ilerlemenin önünde ciddi bir tehdit derken işte bunları kast ediyoruz. eleştirilen feministlerin teoride sahip olduklarını iddia ettikleri ve aslında sahip olmadıkları eşitlik gibi amaçlar değil, pratikte yaptıkları. ends değil means. nasıl ki bazı müslümanların bir yerlerde zulme uğraması ışid'i haklı çıkarmıyorsa namus cinayetleri veya türkiye'deki hukuk sisteminin leşliği de feminist pratikleri haklı yapmıyor. çünkü arkaik sözlük tanımını geçip de gerçek dünyadaki bu ve benzeri çabalarına bakınca görüyoruz ki feministler yalnızca erkek düşmanı değil, kendileri gibi düşünmeyen kadınların da düşmanı. feministler adalet ve eşitlik değil güç ve ayrıcalık peşinde. çoğunlukla kötü insanlar. alay edilmeleri veya yok sayılmaları değil, daha da fazla güç sahibi olmalarına izin verilmeden aktif olarak mücadele edilmeleri gerekiyor.
batı toplumları feminizmin sözlük tanımının ötesinde ne halt olduğunu yavaştan da olsa fark etmeye başladığı için cinsiyet eşitliğini savunanların oranı sürekli arttığı halde örneğin abd'de kendine feminist diyenlerin oranı son iki yılda %28'den %18'e düştü. gerisini de zaten feminist pratiklerinden habersiz naif kitle, güç ve ayrıcalık peşindeki bazı art niyetli kadınlar, kimlik bunalımındaki birkaç ergen öğrenci ve ekmeğini buradan yiyen bir grup akademisyen/yazar/gazeteci tayfası oluşturuyor. evet, batı akıllanmaya başladı. darısı başımıza.
----------
konuyla alakalı bir diğer yaygın destek toplama taktiği de tepkiler artınca "yhaa biz onu iddialar ciddiye alınıp soruşturulsun anlamında söylüyoruz" diye yan çizmek. halbuki feminist yayınlara, eylemlere, entrylere, twitter hesaplarına ve pratikte yapılanlara baktığınızda ekseriyetle neyi talep ettikleri gayet açık. -
15. evlendirme programında hamile kalan gelin adayı
gelin adayı değilmiş. selin naber ya selinmiş.
erkek olursa adını korcan koymasını diliyorum.
(bkz: korcan cinemre) -
16. ersun yanal
1- mutluluk fenerbahçe'de olmaktır, diyordu.
2- ''fenerbahçe defans yapmaz, yaptırır'' diyordu.
3- 60 dakika 10 kişi oynayıp 3 gol attığımız derbide galibiyeti kaçırdığımızdan yakınıyor, cümlesini ''neyse böylelikle puan farkı 10'a inmiş oldu'' şeklinde tamamlıyordu.
4- mart ayında şampiyonluğu psikolojik olarak alıp nisanda matematiksel olarak kesinleştiriyordu.
5- emenike'den canavar yaratmıştı.
6- maç esnasında puan kaybı ihtimali doğduğu anda sow, emenike, kuyt, webo'yu aynı anda sahaya sürüp 4 forvetle oynatıyordu.
7- hala ''kadıköy bambaşka'' diyor.
8- fenerbahçe'den hala ''biz'' diye bahsediyor.
daha da yazarım... çok gördünüz ulan şu adamı bize! bu karı-kız meselesi değil, yutturamazsınız! bu adamın fenerbahçe'den kopmasında başkanından futbolcusuna, malzemecisine kadar kimin payı, kişisel menfaati varsa gelmişi geçmişini...
hatanın neresinden dönersen kardır. dönün ulan şu hatadan! -
17. 12 nisan 2016 uzaylılar tarafından kaçırılmam
(bkz: evet tarafından)
-
18. vodafone arena
hakkında açılış maçı ile ilgili "stat profili hayal kırıklığıydı. yüksek bilet ücretlerinden kaynaklı, maç izlemeye gelmiş adamlar ağırlıktaydı. tribünde bütünlük sağlanamadı, neyse ki bu arkadaşları yeni sezonda görmeyeceğiz" denmiş mabedimiz.
geçenlerde de birileri tribüncüyüz biz tamam mı istediğimiz yere otururuz bik bik diyorlardı.
(bkz: oturamadı)
şimdi öncelikle profil sensin stad da sana girsin oldu mu?
herkes gibi sen de varsa kombinen biletin girersin stada ondan sonra ister maç izlersin ister tiribüncülük dediğin ve kendini bi bok zannettiğin şey ne ise onu yaparsın. ama oraya takımını desteklemeye gelmiş adamı kendi gerizekalı değer yargılarına göre stada ve beşiktaş'a layık görmeme densizliğini yapamazsın.
dün bu tribüncü arkadaşlar maçı izlemek ve takımı desteklemek yerine 60.dk da 3-1 öndeyiz heyoo hadi ne kadar tribüncüyüz gösterelim derken takımın konsantrasyonunu bozup gol yedirdiler ve kanser arena'nın açılışını yaptılar. sonra gelmiş millete taraftarlık öğretmeye kalkıyorlar.
bak koçum ben seneye de ordayım. hatta ondan sonraki sene de. hem de 500km uzaktan gelip gideceğim o satada. işimi gücümü ailemi bırakıp geleceğim. o gazı tekrar yemek pahasına geleceğim. neden biliyor musun? senin yaptığın gibi başkasına taraftarlık öğretmek için değil, sadece ve sadece takımıma destek olmak, beşiktaş'ımı dünya gözüyle izlemek için.
evet maddi durumu olmamak aşağılanacak bir şey değildir ama övülecek ve tribüncülük için ölçüt alınacak bir şey de değildir. neymiş biletler pahalıymış da stad profili hede hödöymüş. ya bi git kardeşim.
adam açıkça söyleyemiyor ama istiyor ki bilet ucuz da olmasın, eskisi gibi beleş dağıtılsın, sadece bunlar girsin stada, takımı siktiredip kendi şovlarını yapmak, maç izleyen renktaşını "maç izlemeye mi geldin lan kalk bağır" diye rahatsız etmek, sahaya atlamak, küfür edip saha kapama cezası aldırmak ve ne kadar tribüncüydük gene diye sağda solda hava atmak için.
şayet senin dediğin gibi dün stadda gördüğüm taraftar profili bilet fiyatlarının pahalı olmasından kaynaklıysa fikret orman'dan ricam bir sonraki sene bilet fiyatlarını iki katına çıkarsın. kızma bana öğrenci kardeşim, kızma bana asgari ücretle çalışan işçi kardeşim. bu demek oluyor ki en ucuz kombine 2000tl olacak. yani kullandığınız son model akıllı telefondan daha ucuz. çünkü ben beşiktaş taraftarını 60.dakikadaki saçmalık dışında ilk defa bu kadar bütün bu kadar akıllı mantıklı takımını desteklemeye ve ona zarar vermemeye odaklı gördüm. umarım gittikçe daha da güzelleşecek bu profil.
yanımdaki top sakallı kel adam, önümdeki atiba için allah mübarek diyen çocuk, arkamdan yerdeki beşiktaş bayrağına basıyorsun kaldır onu diye uyaren ağabey, gol olunca tanımasam da sarıldığım herkes, şunu bilin ki bir insanın beşiktaş'a 3lü bilet dahil yıllık 1500 tl ayırmasında ayıplanacak bir şey yok. bırakmayalım bu stadı profil edebiyatı yapan beleşçilere. bu stad bu takım kimsenin babasının tapulu malı değil. bu stad senim benim. bu stad hepimizin.
tekrar görüşmez üzere. -
19. türkiye'de hobi sahibi olmak
bir bir bütün hobilerimin içine sıçılmasından dolayı benim için giderek zorlaşan durum.
bundan 15 yıl önce üniversite yıllarımdaki hobilerimi yazayım;
edebiyat
spor (futbol ağırlıklı)
sinema
üç tane temel hobim bunlardır. edebiyat dediysem de işte genelde roman okurum. kurgu hoşuma giderdi. madem edebiyatla giriş yaptık 15 yıl öncesinden bugüne gelelim.
bugün şu büyük kitap satıcılarının mağazalarını gezdiğinizde kitapların %85'inin ortaokullu genç kızlara hitap eden cicili bicili içi boş kitaplar olduğunu göreceksiniz. sel yayınları, can yayınları, yky, iş bankası yayınları vb. birkaç kitabevinin kitaplarına bu raflarda rastlayabilmek için mağazanın karanlık köşelerine doğru yol almanız gerekiyor. ufak bir şehirde yaşadığım için doğrudan gidip mağazada kitabı alıp biraz okuyup keyif yapıp almaya karar verme imkanım olmuyor. dolayısıyla bu yayınevlerinin kendi sitesinden ya da bilindik bir kaç internet sitesinden sipariş veriyorum. artık ne çıkarsa bahtına. antoni casas ros kitabının eleştirilerini okuyorsun internette of, kitap süper duruyor. arka kapak yazısını okuyorsun oha süper. kitabı eline alıp 3-5 sayfa okuyamadığın için basıyorsun sipariş butonuna. sonra kitap eline geliyor 15. sayfada bu ne lan diyorsun. açıyorsun o eleştirileri bir daha okuyorsun, eleştiriyi yazan kişinin anlattığı hiçbir bok yok kitapta. göt gibi kalıyorsun. 2-3 defa bu olunca artık doğru düzgün internet eleştirilerine de güvenmez oluyorsun. ancak kırk yılın başı büyük şehirlerden birine gidersen ancak o zaman yky'nin, iş bankasının, can yayınlarının kendi satış mağazasından kitap alıyorsun.
gelelim spor kısmına. maçları 25 yıldır falan çok sıkı takip ederim. alman ligi, ingiltere ligi, italya ligini ve türkiye ligini. galatasaraylıyım. yani galatasaraylıydım desem daha doğru. son 4 sezondur falan maç da izlemedim. ondan önceki sezonlarda 5-6 yıllık üniversite hayatım boyunca kombinem vardı maçları kaçırmazdım. yakın deplasmanlara bile giderdim otobüsle falan. şimdi futbolu yönetenlere bakıyorsun, futbolu oynayanlara bakıyorsun, tribünde futbolu izleyenlere bakıyorsun ne yapıyorum lan ben burda diyorsun. passolig felaketi, digiturk'ün çıldırttığı müşteriler falan derken evimde kaçak yayın bile izlemek istemez hale geldim. şike yapan adamlar sahaya yansımadı diye ceza almıyor, masum olduklarını her yerde haykırıyorlar ama şile ile ilgili kanun apar topar değiştiriliyor. suçlu yok, sorumlu yok, ceza yok. soruşturmayı başlatanlar nerde belli değil. ama her maç sonrası ortamı geren, hakemleri tehdit eden insanlar yine ceza almadan buna devam edebiliyor.
galatasaray için de durum farklı değil. futboldan zerre kadar anlamayan insanlar tarafından yönetiliyorlar. belli ki ortada büyük bir rant var ve insanlar klüple ve yönetimle alakaları olmasa da bu rant için yönetime giriyorlar. ne bir planlama var ne de bir yönetim modeli.
taraftar profiline de değinelim az çok. ben ağırlıklı olarak galatasaray maçlarını izledim tribünden. dolayısıyla yazdığım şeyler galatasaray tribünü gözlemim olsa da bu gözlemi her klübe uyarlayabilirsiniz. tribünde tütün mamülleri kullanmak, alkollü içki tüketmek yasak biliyorsunuz (vipler localar hariç). kale arkasından kombinem vardı ve siktiğimin ufak paket çekirdeğini içeri geçiremiyordum bir türlü. her seferinde polisler el koyuyorlar. içeride ise büyük şişe rakılar, vodkalar cirit atıyor. sinirlendiklerinde sahaya fırlatıyorlar hatta adamlar bunu. bunun yanında kombine biletin amacı herkesin bir tane belirli koltuğunun olması. zaten ben kombineye bu yüzden para veriyorum. her hafta maç için koltuğum belli olsun diye. ulan bir hafta bak sadece bir hafta kavga etmeyeyim ben bu kombine yeri için. adam gelmiş benim koltuğumu beğenmiş benim yerime oturmuş. ulan davar ben o güzel yeri kapmak için geceden kuyruğa girip sabah kombine aldım. mecidiyeköyde store çadırının önünde sabahladım ben. adama burası benim yerim diyorum ben geldim önce diyor. diyorum beyefendi sizin biletinizdeki yer üst sıralarda burası benim yerim, herif kalkmıyor. gidip güvenliğe söylüyorsun o da git kaldır ben ne yapayım diyor. sonra 30 dakika kavga ediyorsun adamla. neyse güç bela adamı kaldırıyorsun yerinden. etraftaki herkes sigara içmeye başlıyor. ulan yasak yasak. toplu halde mecburen göt göte durduğumuz için orada sigara içmek yasak. sigara içmeyen adam senin sigara dumanına maruz kalmasın diye konmuş o yasak. södürtemiyorsun o sigaraları. amk barzoları anlamıyorlar. küfür ediyorlar, bir kişi üç kişi değil bin kişiler kavga da edemiyorsun. üzerin leş gibi sigara kokmuş vaziyette öksüre öksüre eve gidiyorsun. ulan zaten ciğerler sorunlu ormanda bile zor nefes alıyorum bir de yüz tane sigara içen barzonun yanında hiç nefes alamıyorsun. o sinirle zaten maçtan da keyif alamıyorsun.
gelelim son mevzuya sinemaya. son dönemdeki türk filmlerinin boktanlığı malum. birbirinin kopyası, barzolukla güldürmeye çalışan, kaba saba tiplemelerin ön planda olduğu filmler hep. sinemaya bir gidiyorsun salonların %60'ında bunlar var. bunlar yoksa bol ağlamaklı koreden aparma kalbim seni sevdi, götüm gözüne aşık oldu, dalağımla evlenir misin tarzı filmler var hep. avrupa'da hiç film çekilmiyor mu amk? nerde lan avrupa filmleri? hindistan'da film çekmek yasaklandı mı? iran sineması nerde? japon sineması? çin filmleri, tayvan filmleri nerde lan nerde? illa istanbul'a film festivaline mi gitmemiz lazım işi gücü bırakıp bunları izlemek için? kola içmediğim için, mısır yemediğim için fiyatları hakkında bir yorum yapamayacağım ama ulan bilet fiyatları nedir öyle? eskiden ortaokulda günlük harçlığımla iki tane film izlerdim sinemada. şimdi olmuş bir film 15 lira. ortaokul çocuğunun günlük harçlığı 30 lira mı lan? aylık 900 lira mı alıyor çocuklar? yuh.
şimdi benim çocuk daha küçük. olan bitenin farkında değil henüz. büyünce nasıl hobileri olacak merak ediyorum. ben hobilerimin hepsini kaybettim. bok gibi bir hayata sürükleniyorum 30lu yaşların sonunda. televizyon kanallarının hepsi bok içinde, televizyon izleyemiyorsun, gazetelerin hepsi bok, sinema bok, tiyatro bok, opera zaten bizim şehre en son geldiğinde dedem ilkokuldaymış, edebiyat bombok. sürekli bok attığımız rusyada 15bin nüfuslu kasabalarda bile bu benim kaybettiğim üç hobiyi hobi olarak saymazlar, hayatın sıradan bir parçası olarak görürler. en temel kültürel faaliyetleri bile hobi düzeyinde bile yaşayamıyoruz. nasıl bir yozlaşma nasıl bir geriye gidiştir bu?
korkarım ki bu geriye gidişin bu yozlaşmanın artık geri dönüşü de yok. benim çocuk muhtemelen saçma sapan dizilerle filmlerle büyüyecek ve kayıp neslin bir parçası olacak. hani olur da bir mucize olur bir şekilde bu yozlaşma durur, ülke aydınlığa koşarsa diye en ufak bir umut bile kalmadı içimde. bu işte emeği olan herkese sonsuz beddualarımı yolluyorum. hayattan soğuttunuz beni. şimdi geriye kalan tek hobim olan çay içmeye döneyim ben. elimde bir tek bu kaldı tadını çıkarayım. -
20. güney kore'nin sıçrayışını yapamama sebepleri
basit bir karşılaştırma bile sonuç için yeterlidir;
güney kore'nin devlet desteği verdiği şirket ve sonucu : samsung
türkiye'nin devlet desteği versiği şirket ve sonucu : cengiz holding -
21. jose ernesto sosa
sağda solda kendisine sosa diyenler var.
2016 yılı şampiyonu beşiktaş'ın baş mimarı sayın jose ernesto sosa haşmetmeab hazretleri diyeceksiniz. -
22. şirket adını soyismi yapan kişi
(bkz: henry ford)
(bkz: enzo ferrari)
(bkz: ferdinand porsche)
(bkz: louis renault)
(bkz: andre citroen)
(bkz: louis chevrolet)
(bkz: michio suzuki)
(bkz: torakusu yamaha)
(bkz: ettore bugatti)
(bkz: walter chrysler)
(bkz: giorgio armani)
(bkz: rene lacoste)
(bkz: guccio gucci)
(bkz: leo fender)
(bkz: friedrich bayer)
(bkz: robert bosch)
(bkz: william boeing)
(bkz: michael dell) -
23. ensar vakfı karalama kampanyası kronolojisi
bu kronolojinin ilk sırasındaki olay; ensar vakfı'nda 45 çocuğa tecavüz edilmesi.
siz hala karalama falan fıstık.
mesaj üzerine edit:
"sanki 2013 te ve sadece 5 ay çalışmış gibi gösteriyorlar. oysa adam 2012 den beri bunları yapmış. 2012 tarihli vali vs. ile fotoları var ilgili şahsın. 2013 diyerek cemaatin kumpası olduğunu ima ediyorlar."
http://www.cumhuriyet.com.tr/…ar_ensar_evi_nde.html -
24. beşiktaş
son zamanlarda beşiktaş'a uzaktan da olsa sempati duyan çoğu futbolsevere antipatik gelen takım.
peki gezi'de siyasi partiler üstü bir duruş sergilerken yere göğe sığdırılamayan taraftar grubu, saygınlıkla özdeşleşen beşiktaşlı duruşu varken ne oldu da şu anda başkanından teknik adamına her demeci eleştirilir bir kulüp haline gelindi?
değişen tek şey şu, beşiktaş artık mahallenin bıçkın ama üniversite okumamış abisi değil. kulüp hem maddi olarak toparlanıyor, hem şampiyonluk garanti gibi, hem stad yapıldı, hem de hiç olmadığı kadar türk basınının gündeminde.
şu şartlarda elbette ki bu takım birilerine dokunmaya başlıyor. ben beşiktaş'ın önceki yıllara nazaran daha çirkin/yanlış bir görüntü sergilediğini düşünmüyorum. hatta eğer sportif başarıyı orta vadeye yayabilir ve 5 yıl içinde 3 ya da 4 kez şampiyon olurlarsa görecekler ki herkes beşiktaş'tan nefret etmeye başlayacak.
şu ana kadar "ben galatasaraylıyım ama çarşı başka" diyenlerin, "ben fenerliyim ama tribün dedin mi beşiktaş abicim" diye geveleyenlerin tek dayanak noktası beşiktaş'ın ortalama 10 yılda bir şampiyon olmasıydı. şimdi en ufak bir kıpırdanmada silahlar çekildi, gerçek düşünceler gün gibi ortaya çıktı. -
25. 12 nisan 2016 abdullah öcalan'ın ölmesi
az önce ntv radyo'da alt yazı olarak geçmiştir.
-
26. tekrar kurulan osmanlı'ya osmanlı 2 ismini vermek
2.ak-koyunlular ismi daha yerinde olacaktır.
-
27. survivor 2016
biz 2-3 dakikaligina da olsa nagihan' in gitme ihtimalini sevdik.
-
28. milattan önce olayındaki mantık hatası
-
29. bir kızın asıldığını anlama yöntemleri
slak slak slak ses geliyorsa kesin asılıyordur.
-
30. beslenen sokak köpeğinin çocuğu ısırması
"saldırma potansiyeli olan bir varlığı beslemek ne kadar mantıklıdır"
aynı mantıkla insan ırkının üremeyi bırakması gerekiyor. -
31. ağabeyimle gurur duyuyorum
unutmaması gereken şey, ağabeyinin de bir katil olduğudur.
medeniyet bu değil lan. evet özgecan'a ben de üzüldüm, ancak katiline gerekli cezayı "devlet"in kamu adına vermesi gerekir. diğer türlüsünde hayvandan bir farkımız kalmaz, herkes kendi adaletini kendince sağlamaya çalışırsa ortada kaostan başka bir şey kalmaz. -
32. parayla şikeli maç satan facebook grupları
bu konu hakkında fikir sahibi olduğum için birşeyler yazmak istedim.
tek tek, aşama aşama, bilal'e anlatır gibi anlatıyorum.
bu çakallara para kaptırmak üzere olan bir kişiyi bile kurtarsak; ne âla..
biliyorsunuz iddaa bayiinde kupon yaptıktan sonra, 5 dk içinde bu kuponu iptal edebilme imkanınız var.
bu çakalların facebook'ta paylaştığı tutan kupon fotoğraflarının hepsi fotoğrafı çekildikten sonra iptal edilen kuponlar.
hele bir de iddaa bayii tanıdıksa eyvah eyvah.
oyna oyna iptal et.
madrid barcelona maç skoru 3-2 1000 misli.
madrid barcelona maç skoru 3-1 1000 misli
madrid barcelona maç skoru 2-1 1000 misli
fotoğraflarını çek, kuponları iptal et ve birkaç kupon daha yap.
barcelona 0dan1
fenerbahçe 0dan2 1000 misli
barcelona 2den1
fenerbahçe 0dan0 1000 misli
barcelona 1den0
fenerbahçe 2den1 1000 misli.
fotoğraflarını çek, kuponları iptal et ve devam et..
kuponların üzerine yazı yazanı bile gördüm.
" turbo reiss woon"
" ahmet abi kazandırır"
fotoğrafını çek ve kuponu iptal et.
madrid barcelona maçının 3-2 bittiğini varsayalım. 20 oran.
maçtan önce sadece ben olarak facebook'a attığı tüm fotoğrafları silip,
3-2 skoru gösteren fotoğrafı herkese açık olarak ayarlayıp görmenizi sağlıyor.
"turbo reis woon"
" ohaaaa adam 20bin kazanmış. maçtan saatler önce de paylaşmış. "
inanmayın, paranızı bu çakallara kaptırmayın.
ne yazıkki bununla da bitmiyor. bunlar az zararlı olanları.
eğer maddi durumunuzun iyi olduğunu farkedelerse sizinle iletişimi koparmıyor ve güveninizi kazanana dek sizinle ilgileniyorlar.
3 tane kurban bulduklarında ise operasyon başlıyor.
kurban 1 ile telefon görüşmesi
-ali abicim nasılsın? elimde şikeli bir maç var. sen de kazan istiyorum. 5000 tl bas 15000 tl al.
parayı çekince 3000 tl'de bana verirsin.
bu akşamki derbiyi fenerbahçe kazanır.
+tamamdır paşam. eyvallah
kurban 2 ile telefon görüşmesi
-ömer naber kardeşim. kenarda 5000 tl paran varsa şikeli maç vericem sana. 5000 basıp 15000 alıcaksın. parayı çekince 3000 de bana ateşlersin.
bu akşamki derbiyi galatasaray kazanır.
+ sağol abi. oynuyorum hemen
son kurban ile telefon görüşmesi
aynı pazarlık, aynı diyalog ve aynı yalanlar.
-bu akşamki derbi berabere biter.
maç size söylediği gibi biterse şanslısınız, paranızı çekin ve 3000 tl'yi kahramanımıza yollayın.
ama diğer iki kurbandan biri iseniz; geçmiş olsun.
-aradığınız kişiye şuan ulaşılamıyor. lütfen daha sonra tekrar deneyin. -
33. instagram'daki fantastik aile
"ahahahh ne super hayatimiz var bence herkes gormeli" seklinde hala poz poz internet maymunlugu yaptiklarina gore, pek de o kadar hidayete erememislerdir. kendi iclerinde oksimoron bir durum yasayan, sekil olmak icin can veren bir ailedir.
-
35. adam yerine ada'm yazmak
(bkz: iphone otomatik düzeltme)
-
36. kral abdullah'ın altına sıçması
sıçtığı yer bile altın kaplama olan kraldır.
müslümanlık dibine kadar ancak böyle yaşanır.
adam kral ya sen ne boksun sbdk demezler mi? -
37. öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler
almanya'da, amerika'da çok büyük şirketlerin ceo'ları bile çaylarını kahvelerini kahve makinesinden alıyorlar. ha, odasına kahve makinesi koydurur o ayrı, ama bizde en ufak şirketin patronunun bile çay getireni olur, kimi zaman sekreteri olur kimi zaman çaycısı, ama birileri mutlaka getirir. odasına bir misafiri geldiğinde "kahve makinası şurada, alabilirsiniz" der. (şaka söylemiyorum bunu, kanada'da yıllık cirosu 600 milyon dolar olan bir şirketin kurucusu ve ceo'sunun odasına misafir oldum. kahve makinası burada, buyrun alabilirsiniz dedi adam. aynen böyle dedi)
amerikan ordusu niye xp'ye 30 milyon dolar veriyor? çünkü senin donanmanda bilgisayar doğru dürüst kullanılmazken adam bütün iş sistemini onun üzerine inşa etmiş. "burası kötü oldu yıkalım tekrar yapalım" deme şansı yok, kimbilir ne kadar kritik yerde çalışıyor o xp. sen bir yola yılda bir kez asfalt atarsın, adam 20 yıl asfalt atılmayacak yol yapar. buna geleceği planlama denir. senin bürokratın kaç sene durursam kardır diye hemen cebini doldurmaya bakar, adamın devleti 30 sene sonrasını planlar.
buna kültür farkı denir, gözünde büyütmek değil. işte bu yüzden büyük saray inşa etmekle övünürüz biz, adamlarsa büyük hadron çarpıştırıcını inşa etmekle övünür. biraz daha zorlasak o maliyetlere gelecek zaten o saray.
başlık ilgi çekmişken, kara tahta akıllı tahta meselesi üzerine şu yazıyı okumakta fayda var.
evet, reklamımı yapıyorum, bu kadarcık reklama tahammülü olmayan ekşi moderatörleri hesabımı uçurabilir. -
38. tolgay ali arslan
bugün hakkında "şenol güneş ile tartıştı, takımdan ayrılması bekleniyor" şeklinde haber yapan her kim ise -zira isim yok- 7 ceddini sikeyim.
orospu çocukluğunun bile bir haysiyeti vardır lakin bi tip 3 kuruşa karısını kızını satacak tıynetteki gavatlar neyin algı operasyonu işine girdiklerini sanıyorlar?
şimdi siktir git o paranı veren elemanınkini ağzına al da aldığın parayı bari hak et.
özet: beşiktaş'ta atiba sonrası formaya ambargo koyacak adamdır... -
39. devlet bahçeli
her seçimde tekrar seçim isteyip kendi partisindeki seçimden tir tir korkan büyük lider.
bırakacaksın. -
40. fenerbahçe türkiye'nin bayern münih'idir
yanlış önerme, doğrusu -> fenerbahçe türkiye'nin juventus'udur
(bkz: şike) -
41. cristiano ronaldo
bu sezon şansa sampiyonlar ligi'nde 16 gol atan efsane futbolcu. zaten bu adamin her seyi tesaduf. kainat gibi ayni.tesadufen oluyor her sey. sans eseri son 53 sampiyonlar ligi macinda 68 gol atmis. keske ben de boyle sansli olsaydim.
2013 yilindan bu yana arsenal cl'de 41 gol atarak kendisine en cok yaklasan tuzel kisiliktir. bu da rekabet acisindan kendisini oldukca şansli kiliyor. takimla rekabet etme şansi cok onemli bir faktör çünkü. -
42. 30 yaşında bekar 85 kilo tayt giymiş sözlük kadını
85 kg tayt giymişse işi zordur. özel alaşımdan helalde tayt.
-
43. savaş milletimizi zinde tutuyor savaşmak gerek
-
44. yazılım mühendisi kod yazmaz
yanlış kurgulanmış bir yazılım endüstrisinde öğrendiği iş bilgisi ile kitabi bilgiyi eleştirenleri görmemizi sağlayan demeç...
mesleğini yapmayan bir yazılım mühendisiyim, türkiye'de yazılım mühendisliği diye bir kavram yokken bu mesleği seçtim fakat eğitimini aldığım işi yapamadığım için bıraktım... yazılım mühendisi yapılacak işi analiz eder, planlar ve denetler, işi kod yazmak değildir, fakat piyasada analiz ve plan gibi şeyler hiç yapılmadığı, yapılsa bile hakkıyla yapılmadığı için değeri yoktur, yazılım mühendisinin işi sistemin en iyi şekilde çalışmasını tasarlamaktır, gerisi programcıya kalır...
yazılım mühendisi kod yazmayı bilir ama yapıyı görebilecek kadar bilmesi yeterlidir, ülkemizde kodlar düzenli yazılmadığı için kodun içine girmek büyük sorun gibi gözüküyor, yurt dışında çalıştığım projelerde 10 farklı programcıdan aynı kalitede kod görebiliyordum, burada bir kodun ne olduğunu çözmek için ya kafa patlatacaksınız ya da adamı alıp yanınıza oturtacaksınız ki size ne yaptığını anlatabilsin, mühendislik bu değildir, mühendisliğin ne olduğunu bilmeyen kişiler gelip burada atıp tuttuğu ve kendilerini mühendis diye tanıttıkları için zaten mühendislik saygı görmüyor, önce yaptığınız işin en mükemmelini verin, sonra millete bok atın...
ek olarak şunu söyleyebilirim ki bir yazılım mühendisinin kod yazmayı tercih etmesi kendisine kalmış bir şeydir, sonuçta formal eğitimini aldığı şeylerden birisi de programcılık fakat bunu seçmiş olması ya da iş hayatı tarafından buna yönlendirilmiş olması yazılım mühendisliği biliminin kod yazmak olduğu anlamına gelmez...
edit: olay çok saçma yerlere çekiliyor, doktorum ameliyat yapmam gibi saçma örnekler verenler var, mühendisliğin tanımının bilinmemesinden kaynaklı bir durum, işin acısı mühendis olan pek çok kişi bile kendilerine dayatılan işleri yaptıkları için mühendis kelimesinin kelime anlamını unutmuşlar (ya da hiç öğrenmemişler)... -
45. ekşi sözlük iş ağı
bende katkıda bulunmak isterim.
satış yöneticisiyim fakat norveç, kanada ve isviçre gibi 1. sınıf ülkelerde benzinlikte pompacı, fastfood çalışanı vs gibi her türlü iş teklifine açığım. -
46. jelko obradoviç
5 kısayla savunma yapmak, 11 tane alex'le oynamak gibi bir şey.
iyi açıkladım mı obra reyiz? -
47. fridanin parcalanmis omurgasi
sen diyorsun ya canım nasıl pervasızca yazıp hırsız diyorlar. heh mahkeme dedi ki cumhurbaşkanı cumhurbaşkanlığını bilecek. çıktı al, odana as. ders olarak okutulacak mahkeme kararı. adalet o kadar da ölmedi.
"cumhurbaşkanı hakaret suçu tck'da özel olarak düzenlenmiş ve müeyyidelendirilmiş ise de mevcut anayasal düzenlemeden devletin başı olan cumhurbaşkanının tarafsız ve toplum kesimlerine aynı mesafede olduğunun kabul edildiği ve temsil ettiği maddi ve manevi değerler açısından bu sıfatı taşıyan kişilerin özel korunması yoluna gidilerek onlara yönelik hakaret suçunun ayrı bir maddede düzenlendiği mağdurun cumhurbaşkanı olduktan sonraki bir takım davranışları ve sözlerinin toplumun bazı kesimlerinde hala iktidarda bulunan partinin genel başkanı gibi hareket ettiği, eski partisi ile bağlarını kopartmadığı algısını oluşturduğu ve halen siyasal kişilik taşıdığı düşünülerek mevcut olaydaki gibi protestolara konu olduğu, anayasa ve eşitlik ilkesi yönünden aykırılık oluşturduğu, tüm bu açıklanan nedenlerle sanıkların beraatlerine karar verilerek hüküm tahsis edilmiştir." -
48. 2016 turizm krizi
up up up
sabah cnntürk kanalında seyrettiğim özel haberde anlatıldığı üzere şimdiden vurmaya başlamış olan krizdir.
esnafı (akp'nin oy depolarını) konuşturdular, kimisi %70 kimisi %90 iş düştü diyor, zaten bir şey söylemelerine de gerek yok, işsizlikten tavlaya sarmışlar bu görüntü bile krizin vurduğuna yeterli delildir.
yerli turist durumu düzeltemez mi diye sordu muhabir, esnaf panpam hemen suratını ekşitti "yoooohhk" dedi "düzeltemez!".
belek plajlarını ilk defa bu kadar çıplak ve bomboş gördüm.
bu daha iyi günleriniz panpam. istikrar istediniz de ne yöne doğru olacağını belirtmeyi imal ettiniz.
su - itfaiye - hortum -
49. gelmiş geçmiş en iyi türk filmi esprisi
kemal sunal'ın üç kağıtçı filminden bir espridir.
kasap: merhaba başkanım!
rıfkı: ne o lan, bayram mı var?
kasap: seni uğurluyoruz ya başkanım, bundan iyi bayram mı olur? yalnız sizden bir ricam var.
rıfkı: eşek kesme müsadesi mi isteyeceksin?
kasap: babama selam söyle, o da gideceğin yerde.
rıfkı: ben ananın bulunduğu kısma gidiyorum, ona söylerim.
random gülüş. -
50. yemek yapan erkekler
sayımız git gide artıyor bence. hatta birçok kadından daha iyi yemek yapar hale geliyoruz. evde tavuklu noodle yaptım geçen. baya soya filizli, soya soslu filan...
uzun yıllar bekar yaşıyorsanız gayet de keyifle öğreniyorsunuz mutfağı. sorsam şurda worcestershire sosu kaç tane kadın biliyor allah aşkına? biz erkekleri yemek konusunda yabana atmayın artık.