Değerli ziyaretçilerimiz,

Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.

Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.

Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.

Sozlock Ekibi

Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. 3 aralık 2015 putin'in meclis konuşması

    rusya devlet başkanı putin'in federal meclis'te 500'ün üzerinde yerli ve yabancı basın mensubu önünde yaptığı konuşma. bizim havuz medyası uyumaya devam ediyor zaten havuz medyasını hülooğlar dışında takan da yok.

    putin'in konuşmasından satırbaşları:

    • allah türk yönetimini akıldan yoksun bırakarak cezalandırdı

    • türkiye'de çalıntı petrolle kimlerin ceplerini doldurduğunu ve kimin terör örgütleri için militan topladığını biliyoruz.

    • türk milleti iyidir, çalışkandır ve yeteneklidir. türkiye’de rusya’nın çok eski ve güvenilir dostları var. bilmeliler ki biz onları, suriye’de görev yapan rus askerlerinin ölümünden doğrudan sorumlu olan türk yönetimiyle aynı kefeye koymuyoruz. bizden sinirli ve histerik tepkiler beklemesinler.

    • pilotumuzun ölümünden türk elitleri sorumlu, bunu asla unutmayacağız. türkiye'ye tepkimizin ticari yaptırımlarla sınırlı kalacağını düşünüyorlarsa yanılıyorlar.

    • uçağımızın düşürülmesinden türk hükümeti sorumlu. bunu yaptıklarına pişman olacaklar (yazar notu: ağır bedel ödeyecek öyle bırakmam onu gibi olmuş). moskova, ankara'nın teröristlere yardım ettiğini görmezden gelemez.

    • suriye’de yoğunlaşmış olan teröristler, rusya için özel tehdit teşkil etmektedir. para, silah alıyorlar ve güçlerini artırıyorlar. eğer çok güçlenip suriye’de zafer kazanırlarsa, o zaman kaçınılmaz olarak rusya’ya da gelecekler. rusya’da nefret tohumları ekmek, korku ve nefret yaratmak, insanları öldürmek isteyecekler. onları izleyip yok etmek zorundayız. suriye’de hava operasyonumuzu tam olarak bu nedenle ve meşru suriye hükümetinden gelen resmi talep üzerine başlattık.

    http://tr.sputniknews.com/…utin-federal-meclis.html

    yukarıdaki konuşmalara sebep olan uçak kriziyle ilgili atılmış çok güzel bir twit:

    "rus uçağı düşürmek kolay. sonrası kolay değil. bunu anlatmaya çalıştık ama mehter marşının yüksek sesinden duyan olmadı. çok aptalsınız, çok"

    ayricaç

    3 aralık 2015 lavrov çavuşoğlu görüşmesi sonrası açıklamalar:

    lavrov: ışid'den petrol aldıklarına dair belgeleri çavuşoğlu'na gösterdik ama anlamadı. artık mecburen bm'e sunacağız

    lavrov: türk halkını, rus uçağının düşürülmesi için emir verenlerden ayrı tutuyoruz

  • 2. yusuf yerkel

    hakkında yazılmış entrileri mahkeme kararı ile sildirmiş aslan parçası. ben seni ve o tekmeni hiç çıkmamacasına aklıma yazdım yusuf yerkel. entri ne ki ?

  • 3. dört mezhebin hak olduğuna kim karar verdi

    islamda tıpkı türkiye'nin ve hatta islam aleminin %80'inin olduğu gibi benim de içine doğduğum sünnilik ya da ehli sünnet vel cemaat denilen bir ana yol ve bunun 4 tane tali yolu/mezhebi vardır. peki ehli sünnet vel cemaatin hak olduğuna daha doğrusu 4 mezhebin : hanefi/şafii/maliki/hanbeli tek ve mutlak doğru yollar olduğuna kim ya da kimler karar vermiştir? sorumuz bu.

    571'de muhammed doğdu. 610'da ilk vahiy geldi. 622'de medineye hicret etti. 624 bedir savaşı. 625 uhud savaşı. 627 hendek savaşı. 630 mekke'nin alınması. 632 muhammed'in ölümü. 634'e kadar ebubekir halife. 634-644 arası ömer. 644-656 arası osman ve 656-661 arası da ali.

    ali'nin halifeliği döneminde müslümanların ilk fitne dediği olay gerçekleşti. islam devletinin siyasal haritası üçe bölündü:

    1-muaviye
    2-ali
    3-hariciler

    siyasal olarak ayrılan islam bu üç ana alter üzerinden akaidi (inançsal) ve fıkhi (hukuksal) olarak da ayrılmış oldu.
    bu üç taraflı savaşın sonunda kazananı muaviye olmuş ve 661-750 yılları arasında hüküm sürecek emevi devletini kurmuştur. 750 yılında emevi hanedanının neredeyse tümünü katleden abbasi hanedanı iktidara gelmiş ve islamın kaderinin ne olacağı bu hanedan zamanında belirlenmiştir artık. emeviler sırasında 100 yıl boyunca öteki sayılan ali taraftarları mı, bağımsız akılcılar tarafı mı yoksa emevi sisteminde yetişmiş katı gelenekçi metinlere ve hadislere sadık alimlerin tarafı mı? ya da başkaları mı? kuran net değil muhammed de öldü, kuranı nasıl anlayacağız? herkes başka başka mı anlayacak? bu ayet ne demek istemiş? gerçek islam ne?

    abbasilerin ilk dokuz halifesi sırasında seffah ile vasık arası dönemde (750-847) abbasiler kah ali tarafına geçmiş, kah emevilerden kalan ideolojiyi sürdürmüş, kah felsefeye merak sarmış ancak oldukça özgür bir ortam yaratmışlardır. mesela 5. halife harun reşid hem sünni islamın temellerinden imam-ı azamın talebesi ebu yusuf'u adalet bakanı yapmış hem de mutezile denen akılcılara destek olmuş, beytül hikmet denilen bilim ve felsefe okullarının temelini atmıştır. abbasilerin ilk yüz yılı bugünkü ışid'in mezhep imamı olan ahmed bin hanbel gibi aşırılar dışında her görüşün savunulduğu özgür, felsefeye ve akla müsait bir ortam sunmuştur. onuncu halife mütevekkil tahta geçince bu özgür ortamı yok etmiş ve tarafını belli etmiştir: muaviye'nin yetiştirdiklerinin ideolojisi. işte muaviyenin zaferi abbasileri böyle değiştirmiş ve bugünkü ehli sünnet vel cemaat denen içinde ışid'den, suudilere ve fetullaha kadar islam dünyasının %80'inin bulunduğu sünni türklerin de içine doğduğu ideolojiyi yaratmıştır.

    ehli sünnet vel cemaat denilen sünniliğe göre dünyada insanlar ikiye ayrılır:

    müçtehitler: islamda kuran ve hadisten yasa çıkarabilenler (peygamber, 4 halife, bazı sahabeler ve islamın ilk 300 yılında yaşamış bir kaç yüz kişi)
    mukallitler : islamda kuran ve hadisten yasa çıkarabilenleri taklit etmesi gerekenler (taklitçiler, bütün tarih boyunca yaşamış, yaşamakta olan ve yaşayacak geriye kaç milyar insan kaldıysa onlar)

    bu şu anlama geliyor, sadece kuranı ya da hadisleri okuyarak kendi kendine dini yaşayamazsın. kuranı anlayamazsın. kendine ben müçtehitim diyen ve bugün kendini ehli sünnetin temsilcisi olarak görenlerin işaret ettiği bir takım orta çağ insanlarının hadis ve kuran aracılığı ile sadeleştirdiği, sokaktaki adamın anlayacağı hale getirdiği kurallara, yasalara, yönetmeliklere, ahlak kurallarına, etik kaidelere muhtaçsın.

    ehli sünnete göre müçtehit olabilmenin yolu istinbat sahibi olmaktır.

    istinbat sahibi olmanın yolu:

    1-kuranı anlamıyla birlikte ezbere bilmek.
    2-anadil seviyesinde arapça, kureyş arapçası, akademik seviyede arapça etimoloji ve gramer, arap dili tarihi bilgisi.
    3-kuran ayetlerinin iniş sırasını, hangi olay üzerine indiğini, iniş sebebini, iniş tarihini tek tek bilmek.
    4- fıkıh, tefsir, akaid gibi ilim dallarına hakim olmak. nasih/mensuh yapabilmek. yani hangi ayet sonra gelerek önceki ayetin hükmünü kaldırmış bunu bilmek.
    4-başta kütüb-ü sitte olmak üzere 2. ve 3. derece hadis kaynaklarını da okumak ve tüm hadisleri (500 bin-1 milyon civarı) ezbere bilmek.
    5- bütün hadislerin ravilerini yani muhammedden itibaren kimler aracılığı ile en son kitaba işleyen buhariye, tirmiziye, müslüme geldiği bilmek.
    6- bu ravilerin, hadisleri nesilden nesile iletenlerin kimler olduğu.. rical ilmini yani hadis rivayet edenlerin yaşlılığında delirip delirmediği, aklını kaç yaşına kadar koruyabildiği, yalan huyu olup olmadığı, hayat hikayesini bilmek.
    7- hadislerde hangisinin diğer bir hadisi neshettiği, yani sonradan vuku bulup önceki hadisin hükmünü kaldırdığı.
    8- ayrıca imam malik'e ve hatta sonraki fıkıhçıların tümüne göre allah'ın kalbe koyduğu gizli bir ilim türü de gereklidir.

    ehli sünnete göre islamda içtihat kapısı defakto olarak reel dünyada kapanmıştır. yani mesela kurana bakarak sünnilikte kılınan namazın 5 vakit olmadığını söylemek yasaktır. ya da kuranda "malınızın kırkda birini zekat verin" yazmadığı halde böyle bir kanun çıkarmak içtihattır. veya kuranda net olarak anlatılmayan tesettür, türban, başörtüsünün islamın şartı olduğunu söylemek bir içtihattır, yeni müçtehit olmaksızın değiştirilemez. esasında ehli sünnet "içtihat kapısı kapandı" demez. ancak yukarıdaki nitelikleri şart koşar ki 1 milyon tane hadisi ezberlemek ve onların ravilerini, hayat hikayelerini bilmek fiziksel ve biyolojik olarak mümkün olmadığına göre m.s 933 yılında ölen ebu cafer el tahavi gibilerden sonra artık müçtehitliğin var olması da mümkün değildir. mesela sünni fıkhının en büyük alimlerinden olan suyutinin güya 600 bin hadisi ravileri ve senetleri ile bildiği iddia edildiği halde (nasıl oluyorsa artık) sırf muhammedden 800 yıl sonra geldi diye müçtehit olduğu kabul edilmez. kendisi müçtehit olduğunu iddia etmiş, tepki görmüş ve sonra müçtehitlik sevdasından vaz geçmiştir.

    yani sünniler içtihat kapısı kapanmadı deseler de onlar kapıyı sonuna kadar kapatmış ve hatta üzerine de beton dökmüşlerdir. bugün de bu şartları sağla seni test edelim mesela rastgele bir hadisin ravilerini ve bu ravilerin tek tek hayat hikayelerini sana soralım hepsini bilirsen seni müçtehit kabul edeceğiz diyerek dalga geçerler. hatta hepsini bilsen bile sende "kalp ilmi" yok, allah vergisi ilmi ledünni yok, sen yine müçtehit olamazsın derler.

    yani arkadaşlar bunlar -ki 1.4 milyar insandan bahsediyoruz- orta çağda yaşamış bir takım adamların zekalarına kendi akıllarını emanet etmiş, kendi akıllarını beş para etmez kabul etmiş, kendilerini belki insan olarak bile görmemişlerdir.

    muhammedi gören ve doğrudan hadislerin içinde yaşayan sahabileri, halifeleri saymazsak muhammedi görmeyen müçtehitler genel olarak 3 kısma ayrılır:

    1-mezhep imamları
    2-mezhep müçtehitleri
    3-mesele müçtehitleri

    bunların tümü muhammedden sonra 200-300 yıl içinde yaşamış insanlardır. sünnilerin iddiası şu: "bu insanlar sahabileri, sahabileri görenleri gördüler. haliyle hadisleri ve muhammedin sözlerini direkt ilk elden ikinci elden dinlediler, muhammedi dinleyenlerle beraber yaşadılar onların hayatlarını gördüler. muhammedden 60 yıl sonra doğan imam-ı azam mesela 8 tane "muhammedi dünya gözüyle görmüş adam, sahabe" tanımıştır görmüştür. muhammedden 500 yıl sonra, 1000 yıl sonra gelenler bunların bildiklerini bilemezler." oysa bu iddia bir tek tezle yerle bir oluyor: eee muhammedden sonraki 300 yıl içinde yaşamış yüzlerce kalifiye adam varken neden sadece 4 tanesinin çizdiği yol hak yol olsun? muhammede yakınlık bu soru dahilinde anlamsız.

    bunların 1 milyon hadis bildiği filan akla mantığa sığmaz. yemeden, içmeden, uyumadan saniyede bir sayı saysan bir milyona kadar saymak bile 1.000.000/60/60/24=12 gün ediyor. ortalama bir hadis 3-5-10 cümle, bunun bir tanesini ezberlemek kaç dakika, kaç saat alır? her bir hadisin ravilerinin hayatlarını ezberlemek kaç saat, kaç gün alır? aklı başında olduğuna karar vermek kaç münazara alır? hafıza kaç tane cümle ve bu cümlelerin tarihlerini, anlatanların hayat hikayelerini alır? bir milyon tane mi? saçmalık değil midir bu? bir de bu adamların kimsenin bilmediği o "allah vergisi kalp ilimine" sahip olduğuna kim karar vermiş? allah bu adamlara o bir milyon hadisi ezberleyecek "özel bir zeka" verdiyse bunu verdiğinin ispatı nedir? kendi ifadeleri mi yoksa?

    peki bu imkansız kanunları kim koydu? neden koydu ve nasıl koydu?

    çok kişi var:

    ebû abdillah el-kurtubî (ö.1273)
    el-isnevî (ö. 1370)
    şah veliyullah-ı dehlevi (ö.1762) izâle-tül-hafâ isimli kitabında yukarıdaki kuralları tek tek yazmış.
    eş-şevkânî (ö.1834)
    ebû zehra (ö. 1974)
    müçtehit olduğunu iddia eden ve yüzbinlerce hadis ezberleyen suyuti'ye 1490'lı yıllarda "sen müçtehit değilsin" diyen sünni islamı ve eşariliğin merkezi mısır'daki el ezher uleması allame şihabüddin bin hacer-i heytemî...

    bu meselede, önce bir bugünkü türkiye tarikatlarının ve farkında olmasalar da hemen hemen bütün türk halkının yaşadığı nakşibendiliğin ana bayii imam-ı rabbani'ye (ö. 1624) bağlanalım.

    "kitâba ve sünnete, ya’nî kur’ân-ı kerîme ve hadîs-i şerîflere uygun i’tikâd lâzım olduğu gibi, müctehidlerin kitâb ve sünnetden çıkardıkları ahkâma, ya’nî islâmiyyete uygun işlere, ahkâm-ı islâmiyyeye uymak lâzımdır. bu ahkâm, halâl, harâm, farz, vâcib, sünnet, müstehab, mekrûh ve şübheli olan işler demekdir. bu ahkâmı öğrenmek de lâzımdır. [müslümânlar iki kısmdır: yâ (müctehid)dir veyâ (mukallid)dir. müctehid olmayan her müslümâna mukallid denir.] mukallidlerin, kitâbdan ve sünnetden, müctehidlerin çıkarmış olduğu hükmlere uymıyan hükm çıkarmaları câiz değildir. kendi çıkardığı hükmlere göre yapacağı işleri kabûl olmaz. her mukallidin bir müctehide uyması, ya’nî bir mezhebe girmesi lâzımdır. bulunduğu mezhebin muhtâr olan, ya’nî âlimlerin çoğunun uyduğu hükmlerine uymalıdır." (mektubat, 1. cilt, 286. mektub)

    yine türkiye'de en etkili alimlerden imam-ı birgivi'ye (ö. 1573) bağlanalım:

    "uzun zamandan beridir ictihad kesilmiştir." (tarikat-ı muhammediyye s. 114)

    peki bu işin kökü nereye dayanıyor? şimdi de bugünkü zillet dünyasını yaratan süpermen gazali'ye bağlanalım:

    "hiçbir müctehid, başka bir müctehidin sözü ile amel edemiyeceği gibi, hiçbir mukallid, taklid ettiği, uyduğu mezheb imamının sözünün dışına çıkamaz! çıkar diyen kimse yoktur. âlimlerin en faziletlisi sayarak imam diye tanıdığı mezheb kurucusuna bağlandıktan sonra, hoşuna gidenleri başka taraflardan alamaz. her yönden ona uyması lazımdır. uyduğu imama muhalefeti münker bir harekettir ve bu muhalefeti sebebiyle günahkardır." (ihya, 9. kitab, 2.bab, s.803)

    başka ne demiş gazali reis?

    "ictihad mevkiine yükselemiyenler, bu asırda olanlar gibi, kendilerine sorulan meseleye, ancak bağlı bulundukları mezheb imamından naklederek cevap verirler. eğer imamının ictihadını zayıf bulursa, onu terk etmesi caiz değildir. binaenaleyh başkasının ictihadıyla cevap veremeyeceğine, mezhebi de bilinmiş olduğuna göre, daha mücadele etmesinde ne kâr var? eğer bir meselede şüphe ederse uygun olan (ben bunu anlayamadım, belki bağlı bulunduğum mezheb imamının bu babda bir cevabı var, fakat ben bilemiyorum; çünkü ben başlı başına bir müctehid değilim.) demesi lazımdır." (ihya, 1. kitab, 4. bab, hilaf ilmi ve münazaranın afetleri; c.1, s.113)

    evet gazali'nin müçtehitinden şüphe edenler için yaptığı telkini görüyor musunuz? mesela bir içtihat söyleyeyim size. bir müçtehit olan imam-ı şafii'den: içinde bok bile olsa iki kulle (13 m3) su temizdir. kars'taki şafiiler bu içtihatı 20. yüzyıla kadar devam ettirdiler. hala devam ediyor mu bilemem. ilgilenenler için bu konuda otobiyografik bir kitap: (bkz: kulleteyn)
    yani diyor ki gazali efendi: içinde bok bile olsa sırf şafii söyledi diye o suyla abdest alman sağlıklıdır bundan şüpheye düşersen de "benim aklım almaz ben müçtehit değilim" de diyor.

    peki gazalinin ideolojisi nereye dayanıyor? işte yukarıda anlattım. ilk fitne dolayısıyla üçe ayrılan islam dünyası, muaviyenin galibiyeti ve ardından ortaya çıkan emevi islamı. bunun abbasilerde tekrar bir şekillenmesi. abbasi halifesi mütevekkilin akılcılar yerine müçtehitçi ve fıkıhçı islamı seçmesi. ardından medreselerin bu eşari ideoloji ile dizayn edilmesi. bu medreselerde yetişen alimlerin hindistan'dan endonezya'ya kadar yayılması ve bu medreselerin ideolojilerini oraya taşıması ardından gelen selçuklu hanedanı ve nizamiye medreseleri. nizamiye medreselerinden yetişen alimlerin tekrar bir uzak doğu ve kuzey afrika seferi yapması. en son osmanlının bektaşi ruhunu mısır'dan gelen eşari alimlerin darma duman etmesi ve osmanlıyı bir arap ülkesine çevirmesi. en son da bugünümüz. ama tüm bunların içinde dünya insanlarına en fazla zararı yine gazali vermiştir. çünkü gazali eşari islamı hakim islam yapmıştır artık. ehli sünnet vel cemaat denen yol bu şekilde doğmuştur. bunu biraz daha detaylandırayım şimdi:

    imam-ı azam (d.699-ö.767) ilk sünni mezhep imamı kabul edilir. imam-ı azam öldükten 13 yıl sonra ise hanbeli mezhebi kurucusu ahmed bin hanbel dünyaya gelmiştir. gel gör ki imam-ı azamın eserlerinin hiçbirinde sünni, ehli sünnet vel cemaat gibi ifadeler geçmez. ehli sünnet vel cemaat ya da sünni teriminin etimolojik kökeni ahmed bin hanbel'in "er-red ale'z-zenâdıka ve'l-cehmiyye" kitabına dayanır. yani sünni ya da ehli sünnet ifadesi, terimi, tanımı ilk kez muhammed'in ölümünden 200 yıl sonra hanbel'in kitabında geçmiştir. ahmed bin hanbel'in mutezile düşünceye yakın olan abbasi halifeleri zamanında yaşadığını, ideolojisi yüzünden hapse girdiğini ve neredeyse bütün hayatını mutezile ile mücadeleye adadığını biliyoruz. ebu hasan el eşari (873-935) 40 yıllık muteziliğinden dönerek eşarilik mezhebini kurana kadar olan sürede hanefi, şafii, maliki, hanbeli, ibn küllab, imam ebu muhammed, imam ebu yusuf, haris el-muhasibî, ebu'l-abbas el-kalânîsî ehli sünnetin prototipi olan ideolojiyi taşıma konusunda köprü görevi görmüştür. ve sünniliğin kökü olan zihniyeti ebu hasan el eşari'ye kadar taşımışlardır. keza semerkantlı türk el maturidi (863-944) yine imam-ı azam- ebu yusuf- imam ebu muhammed ve imam-ı azamın yolundan olan abbasi devleti rey şehri kadısı mukatil er-râzî isimlerinin köprü görevi görmesi aracılığı ile bugün sünniliğinin kökü olan ideoloji ile tanışmıştır, hanefi olmuştur. şafi mezhebinin kurucusu imam-ı şafi imam-ı azamın talebesi olan ebu muhammedin talebesidir. diğer bir deyişle şafi, imam-ı azamın öğrencisinin öğrencisidir.

    *sıffin savaşı yapılıyor. muaviye kazanıyor.
    *emevi devleti kuruluyor. bu dönemde hadisler üzerinden bir islam sistemi geliştiriliyor, prototip henüz.
    *bu sistem 100-200 yıl sonra yüzlerce kişi tarafından "gerçek islam budur" iddiasıyla topluma sunuluyor.
    *bunlardan dördü: hanefiyye, şafiiyye, malikiyye, hanbeliyye diğerleri: ezarika, necedat, ibaziye, acaride, sufriyye, vasıliyye, amriyye, huzeyliyye, nazzamiyye, asvariyye, muammeriyye, bişriyye, hişamiyye, murdariyye, caferiyye, iskafiyye, sumamiyye, cahıziyye, hayyatiyye, kabiyye, cubbaiyye, behşemiyye, salihiyye, hadbiyye, hüseyniyye, cebriyye, cehmiyye, dırariyye, bekriyye, neccariyye, bergusiyye, zaferaniyye, müstedrike, mürcie, yunusiyye..... ve daha yüzlercesi.
    *işte tüm bunlardan sadece 4 tanesi seçiliyor ve gerikalanların tümü küfür, yanlış yol, kafirlik, bidat olarak kabul ediliyor.
    *bugün 1.4 milyar insan 1000 yıl önce yapılan o seçime göre hayatını yaşıyor.
    *oysa 1200 yıl önce yukarıda az bir ksımını saydığım mezheplerin tümünün takipçileri vardı. henüz şafii doğmadan, maliki doğmadan önce yukarıdaki mezheplerden bazılarına tabii olan insanlar vardı.

    yani bugün hanefi olan sana hanefiyyenin yolunu 1000 yıl önce seçtiren biri var.

    o seçimi kim yaptı? nasıl yaptı?

    eşariyye, maturidiyye ve hanbeliyye (selefiyye) okulları yaptı bu seçimi.

    bu seçimi tarih sahnesine geri dönüşü olmayacak şekilde işleyen siyasi anlamda selçuklu sultanı alparsaln'ın veziri nizamülmük, entelektüel anlamda gazali'dir çünkü eşarilik gazali sonucu hakim ideoloji olmuştur. oysa alparslan'ın amcası tuğrul bey döneminde selçuklu veziri bir mutezi olan ebu nasır kunduri idi.

    bugünkü ehli sünnet vel cemaat mezhebi eşari, gazali ve nizamülmülk'ün eseridir.

    ya da en azından islam dünyasının %80'ine hakim olması diyelim. mutezile/eşari/gazali meselesine dair detaylı bilgi için: (bkz: #56582208)

    örneğin islamın şartının 5 olduğu fikri. kuran'da islamın şartı 5'tir diye net bir ifade var mı? kuranda belki 500-1000 tane emir cümlesi var, bunların tümünü sıkıp/eleyip de islamın şartı beştir diye ortaya atanlar kimler? peki hadislerden hangisinin doğru hangisinin yanlış olduğuna kim karar veriyor? elbette fıkıh mezhepleri karar veriyor. ebu hasan el eşari m.s 920'li yıllarda yazdığı risalet el-iman isimli eserinde bu şartların 5 tane olduğunu yazmıştır. mezhep imamları 700'lü ve 800'lü yıllarda yaşadılar. itikadı belirleyenler eşari, hanbeli ve maturidi 800 ve 900'lü yıllarda yaşadılar. iş buraya gelene dek ırak, suriye, iran, hicaz, mısır, kuzey afrika'da birileri yukarıda verdiğim mezhep imamlarının peşinden gittiler. eşari, maturidi ve selefi okulları kurulduğunda ortada yüzlerce imam ve mezhep vardı bunlar kendi kafalarına göre sistemler bulmuş ve islamı "peygamber öldükten sonra" kendi kendine idare edebilecek bir din haline getirmeye uğraşmışlardı. işte bunlardan hanefilik avantajlıydı çünkü imam-ı azamın öğrencisi abbasi devletinde bütün imparatorluğun adalet bakanı, kadıların kadısı görevine gelmişti.o hanefiliği yaydı. onun öğrencisi zaten şafii idi ve hanefilik ile uyumluydular, şafiinin öğrencileri devlet idaresinde şafiiliği yaydılar. medine'de ortaya çıkan maliki mezhebinin avantajı onu o dönemki mısır ulemasının benimsemesi, desteklemesi ve yaymasıydı. sahra altı ve üstü afrikası bugün komple malikidir, mısır merkez olduğu için daha karışıktır. hanbelin avantajı ise abbasiler tarafından uğradığı zulüm ile bağdat halkının hanbel'den etkilenmesidir. yani özellikle eşarilik çıktığı vakitler bu mezhepler en yaygın mezhepler olmuştur. tümü de siyaset yoluyla yayılmıştır. eşarilik işte bu yüzden kusursuz bir islam yerine en yaygın olan islam türlerini tek çatı altında toplamak zorunda hissetmiştir kendisini.

    bugünkü ehli sünnet mezhebi bir takım ilahi dokunuşlar sonucu ortaya çıkan hak yol değil, siyasi olaylar sonucu ortaya çıkan bir tür mecburiyetler ittifakıdır. yoksa imam hanbeli ile imam-ı azam'ı aynı çatı altında birleştirmek düpedüz saçmalıktır. hanbel arapları bırak ufacık kureyş kabilesinden başkası halife olamaz derken hanefi kişi anadilinde namaz kılabilir yasasını koymuştur islam dinine içtihat olarak. bunların neresi ortaktır? işte hanbel ve hanefiyi aynı şemsiye altına alan muktedir eşari ideolojidir. daha sonra 15. yüzyılda zoraki olarak bir eşari olarak yetişen ibn-i haldun islamda mezheplerin 5 tane olduğunu söyleyecekti: hanefi, şafii, hanbeli, maliki, zahiri. zahirilerin hanbelilerden pek bir farkı yoktur. bugün yaşasa onu da ehli sünnet kabul ederlerdi. sadece takipçisi yok artık. endülüste ispanyollar emevilerle birlikte bu mezhebi de yok etti.

    eşari okulunun ünlü alimleri şunlardır:

    el bakıllani, muhammed bin el hasan, ebu ishak, tahir el bağdadi, el semani, el cüveyni, el gazali, ibn-i tümart, fahreddin er razi, adud eddin el ici, el cürcani.

    bunların içinde en ünlüsü gazalidir.

    işte bunlar mutezile ile mücadele etmiş ve islamın akla değil de nerede ne el yazması nakille gelen bilgi varsa o kullanılarak inşa edilmesi gerektiğini savunmuştur. bu hadiste muhammed şöyle demek istedi, şunda da böyle demek istedi, orada şunu yapmıyor vs..... binlerce sahabi... onlardan gelen milyonlarca rivayet... örneğin: tuvalette nasıl davranılacağı, bir insanın kıçını nasıl yıkaması gerektiği akılla değil de mesela onlardan gelen milyonlarca rivayet tek tek elenerek, ayıklanarak birbiri ile çelişenler tarihlerine göre ayrılarak, daha sonraki tarihe ait hadisler daha üstün kabul edilerek, 700'lü yıllarda kıç yıkama ile ilgili alimler ne demişler, 800'lü yıllarda ne demişler, 1000'li yıllarda ne demişler diye tümüne bakarak sonra bu alimlerin hangisinin daha üstün olduğu hakkında münazara ederek rey ile oylama ile "kıç bu şekilde yıkanmalıdır" hükmüne varıyorlar. sünni islamın çalışma prensibi budur. (sonra gelir aşağıya yazarlar "yeak yeaaa biz akılcıyız yukarıda dezenformasyon yapmış skocax.) (kıç yıkama yöntemi açıklamları hakikaten vardır bu arada)

    oysa tuvalete girer kıçını güzelce yıkarsın. milyon tane rivayete harcayacağın kafanı daha faydalı işlere harcarsın, kadı ve müfessir yetiştireceğine kimyacı ve fizikçi yetiştirirsin. 20. yüzyılda tuvalet kağıdını icat edersin elini dışkıya sürmeye gerek kalmaz artık. kıç yıkamaya dahi karışan bir tanrı daha başka nelere karışır? böyle bir tanrı olabilir mi? bir tanrı böyle bir din göndermiş olabilir mi? ehli sünnetdenen fıkıh üzerinden hayat tarzı belirleme ideolojisi korkunç derecede absürd değil midir?

    sünnilikte mezhepler iki kısımdır.

    sünnilikte itikatta hak mezhepler:
    1-eşarilik
    2-maturidilik
    3-selefilik (bunu tr sünnileri kabul etmez, bunu çıkarmak için hanbeliyi de aşağıdaki listeden çıkarmak gerek zira hanbeliler hep selefidir ve onlar da diğerlerini kabul etmiyor zaten)

    sünnilikte fıkıhta, amelde hak mezhepler
    1-hanefilik
    2-şafiilik
    3-malikilik
    4-hanbelilik

    türkler ekseriyetle hanefi ve maturididir. suudiler ekseriyetle selefi ve hanbelidir, belki çok azı eşari ve hanbelidir. mısırda şafi eşari ya da maliki eşari vardır örneğin.

    maturidi ekolünün eşari kadar güçlü medreseleri, alimleri, siyasi destekçileri yoktur. ancak semerkant bölgesinde hanefilik bu görüş ile ve bu ekol ile yayıldığı için hanefiliğin resmi bayisi konumundan dolayı itibar görmüştür. maturidi dini güya akılla yorumladığını iddia eder ancak kuranı mahluk olarak görmez ezelidir der ve aklın kurandan da hadisten de daha aşağıda olduğunu tasdik eder, ibadet meselelerinin akıla kapalı olduğunu mesela hac yapmanın mantıksız hareketler silsilesi olmasına rağmen mantıksız olduğu düşünülmeden iman edilmesi gerektiğini söyler, maturidilik insanın özgür iradesini kabul etmez bunun yerine tam olarak kendi ifadesi ile "insanın yaptıkları allahın yaptıklarıdır, beşer hürriyeti insanın eline verilmiş değildir" der tıpkı eşari gibi. maturidi eşariden daha makul bir mezhep olsa da yine de yarım akıllıdır. eşari imanı kalp ile tasdik ve "marifet" olarak tanımlarken maturidi imanı dil ile ikrar ve kalp ile tasdik olarak tanımlar. en nihayetinde maturidi de tıpkı eşari gibi kıç yıkamanın yolunun her insanın kendi aklı ile değil de ayetler, hadisler, tefsirler, içtihatlar, raviler, ravilerin hayat hikayeleri, nasih/mensuh vs. tümüne bakıldıktan sonra belirlenmesi gerektiğini düşünür.

    eşari, maturidi, muteziler varken henüz hadis kitapları yazılmamıştı. buhari, tirmizi,müslüm gibi kütübü sitte kitapları 10. yüzyıl civarında yazılmıştır hep. hatta gazali kitaplarında kütüb-ü sitte'de olmayan hadisleri kullanmış olmasından onun da bugünkü sünniler gibi "kütübü sitte müslümanı" olmadığını anlıyoruz. demek ki başka bir tarihte kütüb-ü sitte ile dört mezhep birleştirildi. sünni islamın formülü şudur:

    sünni islam= kuran + kütüb-ü sitteye tam iman + müçtehit seçme mecburiyeti

    kütüb-ü sittenin yani altı hadis kitabının doğru ve sahih olan üzerinde şüphe olmayan hadisler olduğuna dair ilk yazı 12. yüzyılda ibn-i kayserani tarafından yazılmıştır: (bkz: kütüb-i sitte/#53192577)

    resmi ve siyasi anlamda 4 mezhebin hak mezhepler olduğunu:

    1- mısır'da memluk devleti 5. sultanı baybars (ö. 1257) tarafından 4 mezhep tek islam yolu olarak net olarak tanınmıştır. (4 mezhep çoğunlukta olduğundan ve baybars bütün islam dünyasının hükümdarı olmak istediğinden, yoksa çok dindar olmayan bir kıpçak türkü olduğu bilinir.)

    2-osmanlı devleti memluklardan sünni halifeliğini alınca elbette 4 mezhepin hak olduğunu kabullenmişti ancak resmi anlamda 1745 yılında 1. mahmut islamın hak mezheplerinin 4 tane olduğunu deklare etmiştir.

    hindistan, pakistan ve bangladeş gibi en yoğun müslüman nüfusuna sahip ülkeler (islam dünyasının %30'u) 16. yüzyıldan itibaren babür imparatorluğu ile müslüman olmuştur. bu devlet, ideolojisini semerkant ve buhara'dan alır. semerkant maturidi ve buhara da eşari etkidedir. ayrıca timur'un devamı olması dolayısıyla şii etki de mevcuttur. endoenzya 202 milyon nüfusla dünyadaki en kalabalık islam devletidir. endonezya'da sünni islam biraz lokala adapte olmuş ve değişmiştir ancak oranın islamlaşması da eşari etki ile olur ki neredeyse bütün endonezya şafi mezhebindendir. 16. yüzyıldan itibaren, gazalinin yolundan gelen şafi okulu alimleri gitmiş ve müslüman yapmışlardır onları. yani bugünkü islam nüfusunun yarıdan fazlası son beşyüz yıllık hikayedir ve eşarilerin şekillendirdiği gazalinin de son noktayı koyduğu 4 mezhepin seçildiği, fıkıh diye bir garabete mahkum kalmış sünni islam oluşumunu tamamladıktan sonra o oluşmuş haliyle uzak asyadaki kalabalık nüfuslara yayılmıştır.

    sonuç olarak aklı mühürleyen de bugün yaşayanlara 1000 yıl önce mezhep seçen de eşari ideolojidir, gazalidir, nizamülmülk'tür, mütevekkil'dir, abbasilerdir, siyasettir, halife olma, daha fazla meşruiyet elde etme, daha fazla destek görme çabasıdır.

    esasında akıl meselesi sadece islamla ilgili bir mesele değil. sadece islamda akılsızlıklar var diğer dinler hep süper akılcı diye bir iddiam da yok. mesela hindu bir kadının ibadeti var şu resimde. 2015 kasımında çekilmiş bir fotoğraf. kadın, güneş tanrısı surya'nın rahmetine ve mağfiretine nail olmak için çocuğunu yere yatırmış üstünden geçiyor. buna saçmalık demeyecek miyiz? buna dersek peki islamdakilere ne demeli? üzerinde siyah bir kumaş olan kare prizma bir kutunun etrafında dönmek nerde tarif edilmiş, hangi kitapta? hangi dinden olursa olsun bu tür çılgınlıklar allahın emri olamaz. insan bunu anlamalı. eğer 150 yıl önce 40 sene olan ortalama insan ömrü bugün 70-80 sene ise bu batının akılcılığı yüzündendir. demek ki zamansal ilerlemeci bir durum söz konusu. demek ki bugünümüz geçmişimizden daha iyi. demek ki akıl bir işlere yarıyor. islam dünyasına bakınca da aklı göremiyoruz. işte kıç yıkamayı bile insan aklına emanet edemeyen bu saçma sapan fıkıh düzeni yüzünden. bugün elimize ulaşan en eski arapça yazı (bugünkü alfabe ile) kudüs'te kubbetüs sahra'daki mozaiklerde yazılı ayetlerdir ve muhammedden 60 yıl sonraya 692 yılına aittir. bugün elimizde 7. yüzyılda yazılmış bir kuran bile yok. elimize ulaşan en eski kuran muhammedden 200 yıl sonra yazılmış (yeni bir tane bulundu akıbeti net değil). o da tam bile değil bir parçası sadece. arapçanın kendisi ve kuran bile böyle muallaktayken bir de üzerine hadistir, rivayettir, ravidir, içtihattır, ricaldir 12-13 yüzyıl önce oluşmuş tüm bunlara koşulsuz iman edilir mi? tanrı bana da akıl vermemiş mi? bana karışacaksa bile bunu kendini müçtehit ilan edenlerin yorumları üzerinden neden yapsın? bunlar çılgınlık değil mi?

    fıkıh denen komedi üzerinden hayat tarzı belirlemek sosyal düzen kurmak çılgınlık değil mi?

    kaynakça:
    bütün kütüb-i sitte hadisleri şurada:http://sunnah.com/
    taraflı ama akademik bir mezhepler tarihi: http://kitaplar.ankara.edu.tr/dosyalar/pdf/595.pdf
    ciddi bir mezhep eleştirisi kitabı: https://yenidenuyanis.files.wordpress.com/…-din.pdf
    el ezher aliminin taraflı mezhepler tarihi kitabı:https://ia601700.us.archive.org/…0 m.ebu zehra..pdf
    bazı meşhur tefsir kitapları: http://tefasir.blogspot.ru/p/tefsir-kitaplar.html
    gazali kitapları: https://yadi.sk/d/nrgygbplgqqzz
    imam-ı rabbani mektubat:http://hakikatkitabevi.com/…/turkce/07-mektubat.pdf
    http://www.yeniumit.com.tr/…tesiri-ve-imam-maturidi
    http://www.bilgelerzirvesi.org/…-dr-ali-karatas.pdf
    http://cijeonline.com/…cije/article/viewfile/78/129
    http://www.yardimcikaynaklar.com/…ulari-ve-grsleri/
    http://www.koprudergisi.com/…goster=yazi&yazino=432
    http://mamluk.uchicago.edu/…_2009-berkey_pp6-22.pdf
    http://www.pewforum.org/…-global-muslim-population/
    http://www.fethullahgulenforum.org/…li-on-tolerance
    http://www.cfr.org/iraq/islamic-state/p14811 (ışid sünni değil diyenler sünniliğin ne olduğunu bilmiyor)
    http://www.teneoholdings.com/…eneo_insights9-12.pdf (2. sf. 3. paragraf)
    not: vakit bulduğumda islam kaynakları ve okuma listesi şeklinde detaylı bir entry yazacağım.

    edit: bugün ışid sünni değil diyenler 20 yıl önce seyyit kutupçuların peşinden ayrılmazdı.
    buyrun gazaliyi bile yeterli bulmayan ibn-i teymiyeci ehli sünnet hanbeli bir türkiye ışidçisi: http://www.youtube.com/watch?v=3hisf-kkgxm
    ışid sünni değildir diyenler ehli sünnet vel cemaat yolunun hanbeli mezhebinden olan ışid ile aralarında mütabık kalmadıkları bir tefsir, hadis, fıkıh kitabı getirsinler. ışid ve vahhabileri sünnilikten atarsanız hanbeli mezhebini de çıkarmanız gerekir çünkü geriye hiç hanbeli kalmaz!

    edit2 eleştirilere kısaca cevap vereyim:

    •dini inancımın ne olduğu merak edilmiş. bunu sorgulamak medeni bir ülkede ayıptır. ayrıca diyelim ki yukarıda ben 2+2=3 yazdım. eğer haksız olduğumu iddia etmek istiyorsanız size düşen "hayır 3 değil 4'tür" demek mi yoksa bana matematiği kimin öğrettiğini merak etmek mi?
    • eğer ameliyat için doktora gidiyorsak din için de müçtehite gitmemiz lazım örneği verilmiş. sünni islamın klasik örneğidir. youtube'a cübbeli ahmet mezhep yazın bu örneği verir o da. arkadaşım kusura bakma da eğer sen yukarıda anlattığım gibi kıçını temizlemek için illa müçtehitten içtihat almak zorundaysan al zaten sana bir şey dediğimiz yok.
    • ekonomi düzelirse, milli gelir artarsa türkiye'de eşari/sünni gelenekten dolayı geri kalmışlık olmaz denmiş. sen eşari/sünni gelenekten dolayı zaten ekonomini düzeltemezsin çünkü kız çocuklarını bu gelenekten dolayı okutmuyorsun bir de imam hatip açarak çocukların haftada 13 saatini saçma sapan arap tarihi dersleri için çalıyorsun. ikincisi de kuveyt bugün kişi başı gelirde dünyada en üstlerde petrolden dolayı. noldu her gün süper icatlar mı yapıyorlar? muazzam sosyal bilimciler mi çıkardılar? çağ mı atladılar? sığır gibi yaşıyorlar hala.
    •bu 4 mezhep serbest piyasada doğal yoldan hakkı olduğu için ve süper şeyler oldukları için en yaygın mezhepler olmuştur denmiş. yukarıda açıkladım. imam-ı azamın öğrencisi ebu yusuf abbasilerde adalet bakanıdır. yani "deve sidiği içmek sağlığa faydalıdır" diyen hanefi mezhebi ebu yusuf'un siyasi gücü yüzünden değil de süper akılcı ve süper hakikatçi olduğu için mi yayılmıştır?
    • hala ışid sünni değildir buhariyi inkar etmiştir diyen var. ışid buhariyi satır satır uyguluyor. ömründe açıp buharide ne yazıyor diye bakmamış bir de millete buhari öğretmeye kalkıyor arkadaşımız. buyrun buhari dahil bir çok hadis kitabında geçen ve sünnilere göre yanlış olması mümkün olmayan ve kafa kesmeyi, göz oymayı normalleştiren hatta deve sidiği içmeyi de normalleştiren bir hadis (sen içmeyerek buhariyi inkar ediyorsun ama ışid de deve sidiği içmiyor sanırım, onun da var bazı çelişkileri) , aslında doğruları konuşacaksak ışid'e düşman olarak buhariyi inkar eden sensin güzel kardeşim:

    --- spoiler ---
    "ey allah'ın resûlü! biz hayvancılıkla uğraşıp sütle beslenen (çöl) insanlarıyız, (çiftçubukla uğraşan) köylüler değiliz." dediler. bu sözleriyle, medine'nin havasının kendilerine iyi gelmediğini ifade ettiler. resûlullah, onlara (hazineye ait) develerin ve çobanın (bulunduğu yeri) tavsiye etti. kendilerine oraya gitmelerini, develerin sütlerinden ve sidiklerinden içmelerini söyledi. gittiler, harra bölgesine varınca, islâm'dan irtidâd ettiler. hz. peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'ın çobanını da öldürüp develeri sürdüler. haber, hz. peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'e ulaştı."

    "resûlullah, derhal arkadaşlarından takipçi çıkardı (yakalanıp getirildiler). gözlerinin oyulmasını, ellerinin kesilmesini ve harra'nın bir kenarına atılmalarını ve o şekilde ölüme terkedilmelerini emretti." [buhârî, muhâribin 16, 17, 18, diyât 22, vudû 66, zekât 68, cihâd 152, megâzî 36, tefsir, mâide 5, tıbb 5, 6, 29; müslim, kasâme 9, (1671); tirmizî, tahâret 55, (72), et'ime 38, (1846); ebû dâvud, hudud 3, (4364-4371); nesâî, tahrimu'd-dem 7, (7, 93-98); ibnu mâce, hudud 20, (2578).]
    --- spoiler ---

  • 4. ailemi bu işe karıştırmak ahlaki değil

  • 5. sevgilisine kızıp cinsel organını kesen genç

    muhtemel konuşma:
    kız:k
    erkek:e

    k: beni seviyor musun?
    e: evet.
    k: kanıtla.
    e: nasıl?
    k: pipini kes bana getir.

    çocuk pipisini keser ve yola koyulur. bu sırada ayağı takılır, yere düşer. pipi'den bir ses gelir;

    -canın acıdı mı oğlum? iyi misin?

    tanım. bu kadar çok akli dengesi bozuk insan olan ülkede normal olan durum.

  • 6. müşteri temsilcisine bağlanma kısa yolları

    telefonda masal dinlemek istemeyenler için gerekli kısa yollar.

    akbank: 08502222525 4+2

    denizbank: 08502220800 0

    finansbank: 08502222900 3+2+6+2

    hsbc: 4440111 1+4+5

    halkbank: 4440401 0

    yapı kredi: 08502220444 4+2

    garanti: 4440333 1+3+5

    şekerbank: 4447878 (herhangi bir tuşlama gerekmiyor)

    iş bankası: 08507240676 2

    ing bank: 08502220600 3+0

    teb: 08502000666- 4440666 3+2+2

    vakıfbank: 08502220724 3 + 0

    enpara: 08502223663 (herhangi bir tuşlama gerekmiyor)

    bank asya: 4444888 2+2+4

    türkiye finans bankası: 4442444 (bu kadar)

    kuveyt türk: 4440123 2+0

    albaraka türk: 4445666 0

    ziraat bankası: 4440000 2+1+kart şifresi+0

    turkcell: 05325320000 faturalı: 1+0 faturasız: 2+2

    vodafone: 4440542 1+0

    avea: 4441500 1+3+0 veya 2+0

    bimcell: 4444551 0

    digiturk: 02124737373 0

    tivibu: 4440375 4

    ttnet: 4440375 1+6 (teknik destek)

    yurtiçi kargo: 4449999 2+8

    aras kargo: 4442552 0

    mng kargo: 4440606 1+5

    sürat kargo: 4440127 0

    ptt çağrı merkezi: 08502221788 8+1

    sağdan soldan derlenmiş bilgilerdir. eksik ve yanlış çıkanlar da olabilir tabi.

    not: veritabanına katkıda bulunmak isteyenler yeşillendirebilirler.

  • 7. akciğer kanseri

    iyileşmesi gayet imkan dahilinde olan hastalık.

    insanların umutlarını tüketecek şeyler yazmak, güçsüz ve amaçsız bırakmak ne kadar insani?

    evet, ölüm oranı var ancak özellikle erken teşhislerde kurtuluş şansı da epey fazla, daha 6 ay önce bir yakınımız kemoterapi ile kurtuldu ve şuan tamamen bitti. bunun gibi örnekler çok fazla.

    ancak, kanser hastalıklarında insanların yaşama tutunmasını etkileyecek, motivasyon bozucu şeyler yazmak, konuşmak sağlıklı bir insanın yapacağı bir şey değil.

  • 8. özgecan boş dolmuşa niye bindi

    özgecan aslan'ı aşağılık bir şekilde öldüren katillerin avukatının mahkemede sorduğu bir soru.

    o boş minibüste özgecan değil bu soruyu soran olmalıydı diyeceğim de kimse o kadarı hak etmiyor.

    ama bu soruyu soranın neyi hak ettiğini hepimiz gayet iyi biliyoruz.

    edit: bu beyan yalanlanır ise ki inşallah yalandır bu entryi sileceğim.

  • 9. volvo'nun 4 yaşındaki sophia ile çektiği reklam

    kız kamyonu kullanırken sağına soluna bakıyor.

    bizim kamyon sürücülerimizden bir adım önde.

  • 10. hacamat'ın putin erdoğan obama kapağı

    güldürmezken düşündürmemiştir de.

  • 11. kepçeyle hendek kazan teröristlerin itlaf edilmesi

    emin olamadım ama bahçesindeki kasımpatıların dibini kazarken hain foşik tc tarafından patlatılmış kepçedir.

    (bkz: yersen)

  • 12. burger king'in whopper ürününde at eti çıkması

    at eti iğrenç değildir. at eti kullanılmasının gizlenmesi iğrençtir. eğer satacaksan söyle bunu.

    +bir horse menü lütfen.
    -patates boyunuz nasıl olsun ?
    + at şeyi gibi olsun..atımsı.
    -iiihihihhhi

  • 13. kişinin de'yi ayrı yazmama özgürlüğü

    kişinin, yazdığı şeyi okuyan insanların işini zorlaştırma özgürlüğüdür.

    bir metin de, özellikle uzun bir cümle de de ya da ki eki yanlış yazıldığı zaman, okuyan kişiyi ister istemez cümle başına döndürürki buda haliyle yazının akıcılığına zarar verir (görüldüğü üzere).

    de ve ki eklerinin doğru yazılması uluslararası'nın bitişik, bir şey'in ayrı, birkaç'ın bitişik yazılması gibi bir şey değil. az da olsa okumayı kolaylaştıran ve değişmesinin pek imkanı/anlamı olmayan bir dil kuralı.

    ayrıca iyi bir okur-yazar bu tür şeyleri otomatik yapar zaten. yapmadığında rahatsız olur. bunun üzerinden politika üretmeye gerek yok, space'e bas geç işte, daha kolay. zaten "ben biliyorum ama yazarken dikkat etmiyorum" diyen tipler genelde imla kurallarına hakim olmayan kişiler oluyor. yazarken dikkat etmeyecen de ne zaman dikkat edecen, konuşurken mi?

  • 14. 4 aralık 2015 nick boyutunun küçülmesi

    hakkımızda dava açmaya çalışan hipermetroplar varsa kendilerine çalım atacak harika hamle.

    edit: şuku moduna tıklayınca da dolar yeşili çıkıyor. neler oluyor aq.

    edit 2: kanzuk yakın gözlüğünü bulamadığı için eski haline döndü.

  • 15. 3 aralık 2015 h. erdenay'ın dursun özbek'e yanıtı

    kısaca, senin tuttuğun fare kadar benim kedi sikmişliğim var demiştir.

  • 16. sabri sarıoğlu'nu onore etmek istedik

    buyrun işte, sonra türkiyede futbol neden gelişmiyor?

    canım, onore etmek istiyorsan verirsin eline plaketi, yaptırırsın bir kutu lokum, allah yolunu açık etsin dersin gönderirsin.

    hacı baba tekkesi mi lan burası? bu nedir yahu!!!

  • 17. rusya'nın suyu ısınıyor

    rusya'nın sıcak denizlere inmesine gerek kalmayacağını gösterir.

  • 18. 3 aralık 2015 lavrov çavuşoğlu görüşmesi

  • 19. istanbul semtlerinin ankara karşılıkları

    ulus - ulus değil ona eminim.

  • 20. bir türk'e asla şantaj yapılamaz

    - bir türk'e asla şantaj yapılamaz!
    - ne olur peki?
    - bıçak kemiğe dayanır mesela. ya da sabrımız sınanır.. en olmadı kınarız lan.
    - gerçekten korkutucuymuşsunuz sayın başkan.

  • 21. renkleri anlaşılmayan ilaç fotoğrafı

    soldaki mor, sağdaki kırmızıdır.

  • 22. atom&eve ölümden sonra yaşam projesi

    o değil de çok dillendirmesek? bunun uzunu var, bademi var...
    (bkz: eşeğin aklına karpuz kabuğu getirmek)

  • 23. sinan akçıl ve gülşen'in şarkı sözü çalması

    lan rezilliğe gel ya. türk pop'unun en popüler şarkılarını 96 doğumlu çocuk 2004'te yazmaya başlamış, kahkaha attım yeminle. sonra neden bizden kaliteli müzik çıkmaz falan diye düşünüyoruz. şu rezilliğe bak, en çok kazanan adamlar kadınlar 12 yaşında çocuktan almış bütün şarkılarını. ama çalan sanatçılar arasında serdar ortaç'ın adı yok, onunkileri yazan da 7 yaşında falan heralde.

  • 24. 3 aralık 2015 real madrid fenerbahçe maçı

    euroleague maçıdır.eurocup maçı olacak değil ya?

  • 25. 3 aralık 2015 özgecan aslan karar duruşması

    sanık avukatı, şöyle bir soru sormuş savunmasında:

    "özgecan neden boş minibüse bindi?"*

    savunma hakkının kutsallığı ile, en temel insan hakları arasındaki büyük çukur. en korkunç cinayetin bile savunması olamayacak kadar kötü.

  • 26. 3 aralık 2015 erdoğan'ın putin'e cevabı

    --- spoiler ---
    •biz, onlar, şunlar, bunlar.
    •asla yapmayız, siz yaparsınız.
    •biz biliriz, onu da biliriz, sizi de biliriz.
    •şimdiye kadar tepki göstermeyenler şimdi niye tepki gösteriyor?
    --- spoiler ---

    yukarıdakilere benzer bir cevap olacaktır.

  • 27. ilköğretimde el yazısı öğretilmesi

    ilkokulda el yazısı ile okuma yazma öğretmeyi getirenlerin allah bin belasını versin, bu dünyada da ahirettede iki yakası bir araya gelmesin.
    (bir 1. sınıf öğrencisi babası)

  • 28. instagram

    yıl olmuş 2016 hâlâ sosyal medya eleştiriliyor. şurada sitede twitter başlığına girin ve ilk sayfaları okuyun. ne kadar izan yoksunu eleştiriler yapılmış. "sıçmaya gittiklerini yazıyorlar", "banane milletin her saat başı ne yaptığından?"... sonra ne oldu? twitter toplumsal ayaklanmaların kıvılcımı oldu. twitter anlık bir haber sitesi oldu. tamamen kimi takip ettiğiniz ve nasıl kullandığınıza göre muhteşem bir kaynak oldu.

    "sevin beni. ne olur bak çokgozel çıkıyom resimlerde. arkadaşlarım da var. yalnız değilim. hobilerim var. yalvarırım sevin beni. yeni makina aldım süper fotolar çekiyorum. merhametliyim, yaşamaktan çok iyi anlıyorum. sabah kahvaltısı, akşam yemeği nerede yenir nasıl yenmesi gerekir en iyi ben biliyorum. güneş batıyor oradayım, doğuyor selfiyle ispatlıyorum. yaşıyorum olm ben. hayattan zevk alıyorum valla bak. kitap okuyorum kahvem var görmedin mi geçen paylaştım. konserlere gidiyorum bisiklet biniyorum, kayak yapıyorum kumsalda bacak fotom bile var. sevin beni ne olur psikolojisinde bir paylaşım platformu."

    denilmiş. bu entry en beğenilenlere girmiş.

    arkadaşım bu kadar mı aşağılık görüyorsunuz kendinizi. insanların günbatımının fotoğrafını çekip koyması sizi neden rahatsız ediyor? "şu kitabı okudum çok güzel" demekle okuduğun kitabın fotoğrafını paylaşmak arasında ne fark var.

    bütün insanlar sizin düşündüğünüz gibi düşünmek mi zorunda? sen demek ki güzel bir doğa fotoğrafını yalnızca hava atmak için paylaşırsın, eleştirin bu yönde. senin kafan bundan başkasını düşünemiyor demek ki. yazık.

    her ortamda olduğu gibi sosyal medyayı da istismar eden insanlar var, evet. e böyle insanlar var diye, kendi halindeki kullanıcıyı niye aşağılıyorsun?

    2016 olmuş bak, bırakın artık popüler olanı aşağılayıp kendinizi daha üst bir konuma koymayı, insanlara tepeden bakmayı. twitter'ın size ağzınızın payını vermiş olması lazım.

  • 29. kadınların seksten sonra daima sarılmak istemesi

    vallahi ben erkeğim. ben de istiyorum. ne var la bunda?

  • 30. yazarlar bugün cb olsa rusya'ya verecekleri cevap

  • 31. bir kadının en tehlikeli olduğu an

    ilgisiz bırakıldığı an.

  • 32. özgecan aslan

    suphi hem tecavüzden hem cinayetten ağırlaştırılmış müebbet aldı. şimdi fatih ve necmettin'in cezalarını görelim.

    2. fatih de hem tecavüz hem cinayetten ağırlaştırılmış müebbet yedi.

    3. baba necmettin de cinayetten ağırlaştırılmış müebbet yedi.

    her üç sanık da indirimsiz ağırlaştırılmış müebbet aldı. kamuoyu baskısı yoluyla böyle örnek bir karar çıkması sağlandığını unutmayın. evet, özgecan geri gelmeyecek, bu çok acı ve ne yapılırsa yapılsın ailesinin üzüntüsü asla geçmeyecek. ama şu sanıkların "saygın tutum, takım elbise giydi, hakime bağırmadı" falan diye indirim alması emin olun ailesine çok ama çok koyardı, en azından böyle incitici bir durum yaşanmadı. herkes bu davayla ilgili o kadar ses çıkardı ki, hiçbir hakimin bu davaya indirim uygulamaya götü yemezdi. kamuoyunun gücü tam da bu işte... her tecavüzde bu kadar kamuoyu baskısı yaratabilirsek, mağdurlar en azından adaletin işlediğini görür, cezalar da caydırıcı olmaya başlayablir belki.

    justitia'nın zaferini görebildiğimiz ender günlerden biri oldu bugün. özgecan için, kadınlar için de adalet!

  • 33. mülteci çocukların üzerine tır süren şoför

    güzel bir algı operasyonu. aynı videoya sahip farklı isimle açılan başka bir başlık vardı.

    (bkz: avrupa'ya tırrek akını)

    uzun metrajlı videosu da burada: https://www.youtube.com/watch?v=2wuagjbqx0a

    videoda herşey açık ve net, otoyolda ilerleyen tırlar ve ters istikametten gelen binlerce mülteci var. ellerinde taşlarla gelen geçen tırlara saldırıyorlar otobanda. sen ne yapardın lan? eminim ki tırdan inip, yapmayın sevgili din kardeşlerim, çok ayıp bu yaptığınız mı derdin? çocuk dediği de eşek kadar adamlar, hepsi at hırsızı kılıklı. ha çok üzüldüysen bunlardan çok var ülkemizde, alıp evinde beslersin. avrupa çok mu sikimde? değil, beter olsunlar da burada gariban ve hiç suçu olmayan mülteci çocuklar goygoyu yapmanın da manası yok.

  • 34. 3 aralık 2015 türk jetlerinin taciz edilmesi

    "ulan adamlarda yiyecek ekmek yok; ucaklarina benzin koyup turk jetlerini taciz ediyorlar. bak su ise hele"

    realist tuhafiyeci hulusi abi

  • 35. eskisi gibi saygın olmayan meslekler

    eğer bir toplumda doktorlar ve hukukçular değer görüyorsa o toplum yozlaşmıştır, doktorlar değerlidir çünkü toplumda hastalıklar baş göstermiştir, hukukçular değerlidir çünkü toplumda adalet yoktur.

    sokrates

  • 36. aktif gaylerin ben gay değilim tripleri

    1) kimlik
    eşcinsellik ve biseksüellik, cinsel yönelimdir. ancak gey olmak sosyal bir kimliktir. ikisini karıştırmamak gerekiyor. bir erkek, gey kimlik geliştirmeden de erkek erkeğe seks yapabilir.

    2) bireysellik

    çok güldüğüm bir geyik vardır: üniversite mezunu ibnelere gay denir.
    kısmen haklılık içerir. çünkü gay kimlik geliştirebilmeniz için ilk önce birey olmanız gerekir.

    türkiye'de birey olabilmek için ya eğitimli olmak lazım ya bir sol örgütlenmenin tedrisatından geçmeniz ya aleviler gibi bir azınlık grubundan gelmeniz lazım.

    ancak en önemlisi ekonomidir. türkiye 17. ekonomiyim havalarında dolaşıyor. fakat gelir dağılımındaki şiddetli adaletsizlik yüzünden, geniş kitleler bireysel hayatlarını inşaa etmeleri için ihtiyaç duydukları ekonomik refaha sahip değiller.

    eğer evdeki tencere, ancak ve ancak ailenin tüm oğullarının ortak çabası ile kaynayabiliyorsa, o ailenin fertlerinin birey olmasından bahsedilemez. ben de o ailenin oğlunun gay kimlik geliştirmesini beklemiyorum.

    misal, askerdeki badim. çocuk ve iki erkek kardeşi, babaları ile birlikte balığa çıkıyordu. komşu köyden de bir kızı seviyordu. ancak, sevdiği kızla değil, kendi köyünden bir kız ile evlenecek. çünkü sevdiği kız ailesini görmek isteyecektir, ancak ailenin bütçesinde, gelinin aile ziyareti için gerekli olan minibüs parası yoktur. oğlan kızın köyüne yerleşemez, çünkü oğlanın balıkçılıktan başka mesleği yok. ama en önemlisi, oğlan giderse, aile balıkçı teknesini iki kardeş ile işletemez.

    bu balıkçı kardeşimiz, ha am sikmeyi sevsin, ha göt sikmeyi sevsin. hiç bir farkı yok. çünkü bu kardeşimiz, ekonomik nedenlerden ötürü, kendi hayatı ile ilgili bu en önemli kararı kendi başına alamamaktadır. tayyib'in bahsettiği çilekeş halk, kendi ile ilgili herşeyden feragat edip; tüm hayatını geniş ailenin tenceresinin kaynamasına adamış olan bu gençlerdir. putin'e yapılan atarlar, bin küsur odalı saraylar, diyanete alınan makam arabaları, balıkçı kardeşimizin hangi deliğe yarrak basacağını belirleme hakkının gaspı üzerinden yükselir.

    ekonomik olarak yetersiz durumda olmak, vatandaşları -ister aktif olsunlar ister pasif- hayata karşı edilgen hale getirmektedir. nitekim alt sınıftan gençler, orgazm sigarası içerken birbirlerine şunu sorarlar:

    -seni kim alıştırdı?

    en kişisel, en özel şeyi olan cinselliği, kendi iradesi ile var olan birşey değildir. hayat karşısında edilgen olan gençlerimiz için cinsellikleri başkalarından kazandıkları bir alışkanlıktır!

    alt orta sınıftan sonra ise soru şu şekle dönüşür:

    -kendini ne zaman keşfettin?

    kendine gey demeden erkek erkeğe sikişmek, amerika'daki toplumun en alt katmanını oluşturan, zenci gettolarında da görülen bir durumdur. ancak türkiye'nin sıkıntısı, orta sınıfın erimesi ve hayat karşısında edilgen hale gelen yığınların artmasıdır.

    heterogenderism
    ortadoğu ve latin amerika'da hakim olan kültürdür. özetle der ki:

    bir erkek bir kadınla sikişmeli, eğer erkek erkeğe sikişeceklerse de birisi kız gibi olmalı birisi erkek gibi olmalı. bunun en uç örneği iran'da yaşanmaktadır. eşcinseller idam edilir. ancak transeksüelliğe izin vardır. yağni büllüğünü kestirmeyi kabul edersen, hayatına devam edebilirsin. böylece kocan ile yatağa girdiğinde yine bir kadın ile bir erkek yatağa girmiş olur.

    ama bu bir beklentidir ve gerçeği yansıtmaz.

    osmanlıdan kalan gönül açan tellaklar kitabını okuyoruz. bu kitapta istanbul'daki hamam oğlanları, tarifeleri ve sunduğu hizmetler tarif edilir.

    tellakların isimleri kız ahmet, kız mehmet şeklinde gider. buradaki kız kelimesi, gençlerin aktif veya pasif olduğunu belirtmez. atıyorum kafadan kız ahmet, aktiftir ve müşterisine gecede üç posta çakmaktadır.

    yine kız kelimesi tellakların efemine olup olmadığını söylemez. nitekim hepsinin lakabı kızdır ama içlerinden -atıyorum kafadan- kız mustafa'nın vizite ücreti düşüktür. çünkü diğer gençlerden farklı olarak kız mustafa efeminedir. buradaki kız kelimesi, evli barklı aile babası adamlar ile hamam oğlanları arasındaki sosyal statü farkını işaret etmektedir.

    erkeklik kurgusu
    delik deliktir ve erkek dediğin siker. köyde eşşek siken adam da teorik olarak zoofili değildir. ancak ortadoğu ve latin amerika'daki erkeklik kurgusu buna izin vermektedir. eşek sikmek, erkeğin gelişimi sırasında geçtiği bir evredir. buna göz yumulur.

    bunlar değişmez kaideler midir?

    hayır değil nitekim, artık internet var ve insanlar birbirleri ile etkileşim halindeler.

    eşcinsel dernekleri var. bu dernekler, eşcinsel camia içerisinde de dönüşüm hedefliyorlar.

    kültürel üretim var. örümcek kadının öpücüğü'nden queer as folk dizisine köprülerin altından çok sular aktı.

    edit: ah bir de türkiye'deki lubunyaların emeğini unutmamak lazım. inanılmaz sabırlı çocuklar.

    (bkz: lubunya/@vardevela)

  • 37. stephen curry

    bogut reboud'u alıp, topu boşta kalan curry'e attıktan sonra basket olup olmaycağına bakmadan kendi sahasına geri koşuyor.

    https://youtu.be/xra_overoqw?t=15

    olayın özeti bu sanırım.

  • 38. kuzuyu annesinden kıskanan çocuk

    kuzu görünce sandro başlığı sanmama sebep olan çocuk. bu başlıktan sandro ne de güzel bir hikaye çıkartırdı, hey gidi.

  • 39. game of thrones

    fragmanı izledim. hiçbir şey anlamadım. ama bi tek sonunda april yazıyor. nisanda geleceğini hemen anladım.

    bu arada adım baran ama arkadaşlarım tesla diyor bana.

  • 40. hamza hamzaoğlu

    (bkz: bana jem paul'ü anlat hamza)

    bonservisi elinde mbia'ların, nigel de jong'ların alınmamasını anlat. bana huntelaar'ı alırsak burak'ı nasıl oynatacağım demeni anlat. maxi pereira'yı veto edip taraftar bıraksa güray vural, uğur demirok'un peşinde koşmanı, umut'u, sabri'yi, bilal'i anlat.

    anlat bunları, melo'yu kaçırmayı falan hepsini anlat da yeterki mağdur edebiyatı, ajitasyon yapma dakikalarca yine. "sevilmemişiz demek ki" diye hiç sızlanma, kendini sevdirecek ne yaptın otur önce bir onu düşün...

    edit: "sakatlanmasa jem'i alamazdık" dedi lan. vallaha dedi. oy oy oy oy. bu adam akhisar kafasından kurtulamadı dediğimizde kızılıyordu. koskoca galatasaray hadi onu geçtim şampiyonlar ligi'nde oynayan bir takım, 2. lig'de kısıtlı süre oynayan yaşı geçmiş bir oyuncuyu alamayacak yani öyle mi? harbiden iyi allah korumuş hepimizi var ya...

  • 41. bir kız için alınmış en pahalı hediye

    hayatımdan 1.5 yıl.

  • 42. hoşlanıldığınızı gösteren üstü örtülü detaylar

    işyerindeki merve'nin benim haricimdeki bütün arkadaşlarıma asılması. bana bu kadar mesafeli durduğuna göre kesin hoşlanıyo amk. geçen gün beni görünce kafasını çevirdi yönünü değiştirdi. yüzünde iğrenç bir ifade ile uzaklaşınca tam emin oldum.

  • 43. rte'nin emekli olmamasının sebebi

    sümeyye'den dolayıdır. allah'ın izniyle onu da evlendirip damadı bakan yapınca emekliye ayrilacaktır.

  • 44. sevgiliye takılan lakaplar

    biraz daha okursam kusacağım. anaokulu açacak olsam buradan isim seçerdim.

  • 45. tayyeep bin ardogan

    birken bin oldu!!!

  • 46. türk hava kuvvetlerinin boktan olması

  • 47. yaran fıkralar

    mahallenin birinde işsiz güçsüz aylak bi herif varmış. bir gece mahallede çok büyük bir hırsızlık olayı yaşanmış. üstüne bu herif ertesi gün son model bir jiple gelmiş mahalleye. tabi bunu gören mahalleli karakola gidip hırsızlığı bunun yapmış olabileceğini söylemişler. polis adamı karakola götürmüş ve sorguya almış.
    komiser sormuş;
    -olum mahallede dün hırsızlık olmuş. sen mi yaptın?
    +hayır komiserim.
    -peki bugün jip alacak parayı nerden buldun?
    +jipi biriyle girdiğim iddiadan kazandım.
    -nasıl yani oğlum?
    +komiserim ben iddiaya girerek kazanırım her şeyimi.
    -saçmalama oğlum çocuk mu var senin karşında?
    +vallaha billaha komiserim. mesela ben kendi dişlerimle sol gözümü ısırırım demiş.
    -ısıramazsın.
    +1000 lirasına iddiaya girelim komiserim.
    -tamam lan.

    herif çıkarmış protez olan sol gözünü ısırmış. 1000 lirayı veren komiser üzülmüş tabi;

    +üzülmeyin komiserim. ben sağ gözümü de ısırırım. isterseniz 1000 lirasına daha girelim iddiaya?

    komiser düşünmüş, "ulan bu herifin diğer gözü de protez olsa zaten göremez" diye karar verip yine tamam demiş. herif bu defa protez dişlerini çıkarıp sağ gözünü ısırmış. tabi komiser 2000 lira zarara girdiği için iyice sinirlenmiş.

    +komiserim son bir iddiaya girelim isterseniz? benim penisim bu karakoldaki herkesinkinin toplam uzunluğundan daha uzundur.

    komiser bu sefer kesin kazandım diyerek tamam lan gel ölçelim demiş. almış eline bi cetvel başlamış milletin penislerini ölçmeye. en son gelmiş tam bizim herifin penisini ölçmek için eline aldığı anda, bizimki cep telefonunu çıkarıp birini aramış ve şöyle demiş;

    "olum 5000 lirayı hazırla, şu anda komiserin eline verdim."

  • 48. gomez burak umut aynı tip oyuncular

    (ara: beyin beyinoğlu)

  • 49. 3 aralık 2015 tuğrul türkeş'in başbakan olması

    garip bir ülkedir. bir adam mit tırları ışid'e gidiyordu dedi diye şu an hapiste. aynı sözü söyleyen bir diğeri ise şu an başbakanlığa vekalet ediyor. garip bir ülke.

    neyi neden nasıl söylediğinizin aslında bir önemi yok. kimi nasıl ve neresinden yaladığınızın bir önemi var.

  • 50. 2 aralık 2015 rusya'nın merinos fabrikası baskını

    rusya'dan beklenebilecek hamle. rusya yarı başkanlık sistemiyle yönetiliyor, putin ne derse o oluyor. yargı falan hak getire. malına canına her an herşey olabilir.

    not: bana tanıdık falan gelmedi sacmalamayin